Rusya’dan arınma seferberliği: Ukrayna’nın gözü Ortodoks Kilisesi’nin üzerinde

Donetsk bölgesinde bombalama sonucu hasar gören bir Ortodoks manastırı (AFP)
Donetsk bölgesinde bombalama sonucu hasar gören bir Ortodoks manastırı (AFP)
TT

Rusya’dan arınma seferberliği: Ukrayna’nın gözü Ortodoks Kilisesi’nin üzerinde

Donetsk bölgesinde bombalama sonucu hasar gören bir Ortodoks manastırı (AFP)
Donetsk bölgesinde bombalama sonucu hasar gören bir Ortodoks manastırı (AFP)

Geçtiğimiz Şubat ayında Ukrayna'da savaşın başlamasından bu yana, birçok insanı meşgul eden en önemli soru, Rusya ile en yakın komşusu arasında ‘nihai boşanma’ olarak tanımlanan olayın dünyaya yansımaları oldu.
Ukrayna savaşı, şehirleri ve altyapıyı kullanılamaz hale getiren ‘askeri depremden daha derin’ görünüyor. Ukraynalıların ‘tek millet’ ve ‘ortak tarihten’ kalan son işaretlerinden kurtulma eğilimini gösteren bir dizi adımdan sonra sıra, Ukrayna'daki Ortodoks Kilisesi üzerindeki Rus egemenliğini sonlandırmaya geldi.
Geçtiğimiz aylarda Ukrayna şehirleri, meydanlardaki çok sayıda Sovyet dönemini hatırlatan heykelleri ve anıtları kaldırma konusunda aktif davrandı. Yasalar, artık Rusya'dan ‘işgalci düşman’ olarak bahseden Ukrayna toplumu içinde Rus emarelerine dair her türlü işareti giderek daha fazla kısıtlıyor.
Ukrayna, hayatın her alanında Rus etkisine son verme yolunda, devlet kurumlarında ve devlet tesislerinde kapsamlı arınma sürecine girdi.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, Ukrayna Ulusal Güvenlik Konseyi'nde alınan kararlar doğrultusunda şimdi yönünü ‘Rus düşmanı’ ile bağlantılı dini örgütlerin faaliyetlerine çevirdi.
Zelenskiy, dün toplanan Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi’nin hükümete Ukrayna'daki Rusya Federasyonu nüfuz merkezlerine bağlı dini kuruluşların faaliyetlerini yasaklayan bir yasa tasarısını Verkhovna Rada'ya (Ukrayna Yüksek Şurası) sunması talimatı verdiğini söyledi.
Zelenskiy, Ukrayna'da ‘düşmana güvenen hiç kimsenin Ukraynalıları manipüle edemeyeceği’ koşullar yaratmanın gerekli olduğunu vurguladı.
Ayrıca, Ukrayna Güvenlik Servisi, Ukrayna’daki Ortodoks Kilisesi'nin Zhitomir, Rivne ve Trans-Karpat bölgelerindeki dokuz tesisine yönelik soruşturma başlattı.
Ukrayna istihbaratı ise bugün yaptığı açıklamada, "Ortodoks Kilisesi'ne ait tesislerde karşı istihbarat faaliyetleri yürütülüyor. Burada bu bölgelerdeki keşiş ve rahibeler için tapınak ve manastırlardan bahsediyoruz” ifadelerine yer verdi.
Ukrayna güvenlik güçleri, yasadışı faaliyetlerde bulunan kişileri ve yasaklanmış materyallerin yayınlanmasını tespit etmek için binalarda arama yaptı.
Rus Ortodoks Kilisesi Moskova Patrikhanesi Başrahibi Nikolay Balaşov, Batı’yı ‘tarihi bağları baltalamakla’ suçlayarak, Kiev yetkililerinin Ukrayna’daki Ortodoks Kilisesi’ne zulmetmeye devam ettiğini çünkü Batı’nın buna göz yumduğunu söyledi.
Balaşov açıklamasında, “Zelenskiy rejimi artık herhangi bir sosyal demokrat sistem görüntüsünden vazgeçmekten endişe duymuyor. Çünkü Batılı patronları onu Ukrayna vatandaşlarının hak ve özgürlüklerini ihlal ettiği için kınamayacağından hiç şüphe duymuyor” ifadelerini kullandı.
Ancak Ukrayna’daki Ortodoks Kilisesi'nin ‘bağımsız’ bir kilise kimliği ve Rus ‘hegemonyası’ndan kurtarma mücadelesi daha erken başladı. 2019 yılında Ortodoks Kilisesi bunu İstanbul Ortodoks Patrikhanesi Ekümenik Patriği ve İstanbul Başpiskoposu Bartholomeos tarafından imzalanan ‘Bağımsızlık Bildirgesi’nin imza töreniyle resmen duyurdu.
Rus Ortodoks Kilisesi Moskova Patrikhanesi o sırada belgenin geçersiz olduğunu ve ‘dini değil siyasi boyutları olduğunu’ belirterek Ortodoks Kilisesi'ndeki bölünmenin ‘yüzyıllarca sürebileceği’ uyarısında bulundu.
Rus Kilisesi'nden bağımsız bir Ukrayna Kilisesi kurulmasına yönelik resmi karar, eski Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroşenko'nun huzurunda İstanbul'da düzenlenen bir törende imzalandı. O dönem karar tarihi olarak nitelendirildi.
Bartholomeos, Ekim 2018'de Ukrayna'da bağımsız bir Ortodoks Kilisesi'ni tanımaya yönelik tarihi kararı açıklamış ve bu olay Rus tarafını kızdırmıştı.
Ukrayna’daki Ortodoks Kilisesi bundan iki ay önce düzenlediği bir dini törende, İstanbul'daki Rum Ortodoks Patrikhanesi'nin desteğini alan ve 330 yıl süren Rus Kilisesi egemenliğinden kesin olarak ayrıldığını duyurdu. Kilisenin kesin olarak Rusya’dan ayrılması Moskova’da öfke yarattı.
Moskova, belgenin ‘tüm kanonik yasaların ihlali olduğunu ve bu nedenle yasal bir gücü olmadığını’ duyurdu. Moskova Patrikliği sözcüsü Alexander Volkov, Patrik Bartholomeos'un ‘evrensel Ortodoksluktan tamamen ayrıldığını ve anlaşmazlığa düştüğünü’ söyledi.
Patrikhanedeki Dış Kilise İlişkileri Dairesi Başkanı Başpiskopos Hilarion, ‘Ortodoks bölünmeyi sürdürmenin yansımaları’ konusunda uyarıda bulunarak, bugün yaşananların Hristiyanlığın 1054 yılındaki Katolik ve Ortodoks olarak bölünmesine benzer olduğunu vurguladı.
İstanbul Patrikhanesi, 1686'da ilan edilen Kiev Başpiskoposluğunun Moskova Patrikhanesi idaresine bağlanmasına ilişkin kararı daha önce iptal etmişti. Daha sonra Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin kurulduğu duyurusu yapıldı.
Moskova Patrikhanesi ile Kiev Patrikhanesi arasındaki ihtilaflar, Ukrayna’daki Ortodoks Kilisesi'nin Moskova'dan bağımsızlığını ve bağımsız bir patrikhane kurulmasını istediği 1990'lara kadar uzanıyor. Rusya'nın 2014 yılında Kırım'ı ilhak etme kararından bu yana iki ülke arasındaki siyasi ve askeri çatışma ve daha sonra Ukrayna'nın doğu bölgelerinde patlak veren çatışmalar bu eğilimi güçlendirdi. Poroşenko, başkanlık dönemi sona ermeden önce Ukrayna Kilisesi'nin ayrılmasını sağlamak için büyük bir kampanya yürüttü.



Birleşik Krallık tarihinde bir ilk: Artık göçmenler yönetiyor

Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
TT

Birleşik Krallık tarihinde bir ilk: Artık göçmenler yönetiyor

Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)
Britanya, Galler ve İskoçya'nın başbakanları farklı etnik azınlıklardan geliyor (The Independent Arabia)

Galler İşçi Partisi Lideri Vaughan Gething, Galler Bölgesel Başbakanı olarak seçilmesinin ardından dört kurucu ülkeden (İngiltere, İskoçya, Galler ve Kuzey İrlanda) oluşan Birleşik Krallık'ın (Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığ) üç ülkesi göçmen kökenli isimler tarafından yönetilmeye başlandı. Gething, Galler'in başkenti Cardiff’te hükümetin dümenine geçerken, Rishi Sunak İngiltere Başbakanı olarak Londra'da, Hamza Yusuf ise İskoçya Başbakanı olarak Edinburgh'da iktidarı ellerinde bulunduruyor.

Babası Güney Galler'den bir veteriner olan 52 yaşındaki Vaughan Gething’in annesi ise Zambiya'da bir kümes hayvanı çiftliğinde çalışıyordu. Eski Güney Afrika Devlet Başkanı Nelson Mandela'nın hikayesi, Gething’i henüz 17 yaşındayken İşçi Partisi'ne katılmasında etkili oldu. Gething, 2011 yılında Cardiff'te meclis üyesi seçilerek siyasi kariyerine başladı.

Cardiff hükümetinde 2013 yılından bu yana çeşitli görevler üstlenen Gething, 2014 yılında Kalkınma Bakan Yardımcılığı, ardından Sağlık Bakan Yardımcılığı, ardından 2016-2021 yılları arasında Sağlık Bakanı olarak görev yaptı. Birkaç gün önce rakibi Jeremy Miles'ı kıl payı mağlup ederek Galler İşçi Partisi'nin lideri olan Gething, 2021 mayısında Mark Drakeford hükümetinin ekonomi bakanlığı görevini üstlenmişti.

Gething, özelde Galler’in genelde ise Avrupa’nın ilk siyahi lideri oldu. Birleşik Krallık tarihindeki bu yeni durum, ‘artık göçmenlerin çocukları ve torunları sahada ve yerel meclislerden hükümete kadar çeşitli siyasi makamlar için ülkenin yerli halkıyla rekabet ediyor’ yorumlarına neden oldu.

Galler’de bir göçmenin başbakan olarak seçilmesinden önce Hint asıllı Budist Rishi Sunak, 2022 yılında İngiltere’nin başbakanlık koltuğuna oturmuştu. Pakistan asıllı bir Müslüman olan Hamza Yusuf ise 2023 yılında İskoçya hükümetinin başına geçti. Böylece Birleşik Krallık'ı oluşturan ülkelerden üçü artık her zaman beyazların seçildiği makamlara partileri tarafından seçilen göçmenlerin getirildiğine tanık oldu.

Birleşik Krallık'ta farklı milletlerden üç ismin iktidara gelmesinin ve göçmenlerin çocuklarının ve torunlarının siyasetin tüm kademelerinde yer almasının yolu açıldı. Yerel halkla belediye ve meclis sandalyeleri için yarışan göçmenlerin çocukları ve torunları, hükümetlerde çeşitli görevler alırken bakanlık görevlerinde bulundular ve iç siyasi sahnede etkili oldular.

Birleşik Krallık'taki dördüncü ülke olan Kuzey İrlanda da liderlik konusunda bir istisnaya tanık oluyor. Kuzey İrlanda tarihinde ilk kez ‘Birleşik İrlanda’ fikrini destekleyen Katolik bir kadın siyasetçi olan Sinn Fein, 2023 yılında Belfast parlamento seçimlerinde rakibi Demokratik Birlik Partisi'nin (DUP) 1998 yılında imzalanan barış anlaşmasının temelini oluşturan güç paylaşımı hükümetine yönelik boykotunu sona erdirmeyi başararak iktidara geldi.