Husiler gazetecilere işkence yapmakla suçlanıyor

Husilerin mahkumlardan sorumlu lideri, gazetecilere işkence yapmakla suçlanıyor. İryani, uluslararası topluma milislerin ihlallerini durdurmak için müdahale çağrısında bulundu

Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani (Saba)
Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani (Saba)
TT

Husiler gazetecilere işkence yapmakla suçlanıyor

Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani (Saba)
Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani (Saba)

Yemen hükümeti, Husi grubun mahkumlardan sorumlu lideri Abdulkadir el-Murteza’yı Sana’daki tutuklu gazetecileri tek kişilik hücrelere naklederek, içlerinden birinin kafatası kırılıncaya kadar işkence uygulamakla suçladı.
Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani yaptığı açıklamada, Husilerin Esir İşleri Ulusal Komitesi Başkanı Abdulkadir el-Murteza, kardeşi Ebu Şihab ve yardımcısı Ebu Hüseyin’in, gazeteci Tevfik el-Mansuri ile meslektaşları Abdulhalik Umran ve Haris Hamid’i tek kişilik hücrelere naklederek, 45 gün boyunca aralıksız işkence uyguladıklarını ve Mansuri’nin kafası kırılıncaya kadar darp ettiklerini belirtti.
İryani Sana’daki merkezi güvenlik kampı hapishanesinde üç gazeteciye yönelik kaçırma, saldırı ve vahşice işkence suçlarını, ‘terörist Husi milislerin devlete karşı darbesinden bu yana basına ve gazetecilere karşı işlediği suç ve ihlaller dizisinin bir uzantısı’ olarak tanımlandı.
Yemenli Bakan, Husi lider Abdulkadir el-Murteza’yı, kardeşini, yardımcısını ve ve Husi milislerini gazeteci el-Mansuri, arkadaşları ve yasadışı gözaltı merkezlerindeki tüm mahkumların ve kaçırılanların güvenliğinden sorumlu tuttu. Maruz kaldıkları baskıcı uygulamaların ve vahşi işkencelerin savaş suçu olduğunu belirtirken, sorumluların yerel ve uluslararası mahkemelerde yargılanacağını vurguladı.
Yemen hükümetinin Enformasyon Bakanı, uluslararası topluma, Birleşmiş Milletlere (BM), BM Özel Temsilcisi’ne, insan hakları örgütleri ve Gazetecileri Koruma Komitesi’ne (CPJ), ‘suç uygulamaları’ olarak tanımladığı bu ihlalleri kınamaya ve zorla kaybedilen gazetecilerin gözaltı merkezlerinden koşulsuz olarak serbest bırakılmaları için Husi milislerine baskı uygulanması ve Husi milisleri ve liderlerinin uluslararası terörist listelerine dahil edilmesi çağrısında bulundu.
Yemenli bakanın açıklamaları ve Husi liderine yönelik suçlamaları, Husi milislerin cezaevlerinde tutuklu bulunan gazetecilerin ailelerin yayınladığı bildirinin ardından yapıldı. Söz konusu bildiride, Murteza, Sana’daki Merkezi Güvenlik Kampı hapishanesinde Mansuriye işkence yapmak, kafatasını kırmak ve ona ciddi şekilde işkence yapmakla suçlandı.
Şarku’l Avsat’ın aktardığı bildiride “Gazeteci Mansuri ve meslektaşları Abdulhalik Umran ile Haris Hamid, Ağustos 2022’nin başlarında hapishanenin zemin katındaki tek kişilik hücrelere nakledildi ve bu hücrelerde izole edildi” ifadelerine yer verildi.
Bildiride, Husi lideri Murteza, kardeşi Ebu Şihab el-Murteza ve yardımcısı Ebu Hüseyin’in huzurunda üç gazeteciye sürekli işkence yapmakla suçlandı. İşkence ve zorla kaybetmenin 45 gün boyunca devam ettiği ayrıca ‘çit’ olarak bilinen toplu hücrelerde tutuldukları ve yanlarında bulunan meslektaşlarının akıbetlerini bile bilmelerine izin verilmediği belirtildi.
Bildiride, Mansuri ve iki arkadaşının 45 gün sonra toplu hücreye nakledildiği, vücutlarında işkence izleri olduğu hatta Mansuri’nin kafasından darbe almış olduğu ve ameliyatın iplerinin hala görüldüğü vurgulandı.
Tutukluların aileleriyle görüşen hapishane içinden kaynaklara göre, Husi lideri Abdülkadir el-Murteza’nın Mansuri’nin kafasına birkaç kez copla vurması sonucunda Mansuri’nin kafası yarıldı.
Tutukluların aileleri, Gazeteciler Sendikası, Uluslararası Gazeteciler Federasyonu ve ilgili tüm kuruluşlara “Abdülkadir el-Murteza ve yardımcılarıyla yüzleşilerek, yerel ve uluslararası düzeyde gazetecilerin korunması, insan haklarının savunulması ve kaçırılanların hayatlarını güvence altına alacak adımların atılması için baskı uygulanması’ çağrısında bulundular.
Tutukluların aileleri tarafından basına dağıtılan bildiride, BM Özel Temsilcisi ve BM kuruluşlarına, gazetecilere yönelik ‘baskıcı ve acımasız uygulamalara son vermek için müdahale’ edilmesi, hayatlarını kurtarılması, gerekli tedaviyi almaları için acilen hastaneye nakledilmesi, onları ziyaret etmelerinin sağlanması ve akıbetlerinin kontrol edilmesi için çağrıda bulunuldu.



Suriye ordusu "güvenli bir şekilde geri çekilme" emrinin ardından Halep'e giden yolları kapattı

Halep'in eteklerinde imha edilen Suriye ordusuna ait bir tank, 29 Kasım (AP)
Halep'in eteklerinde imha edilen Suriye ordusuna ait bir tank, 29 Kasım (AP)
TT

Suriye ordusu "güvenli bir şekilde geri çekilme" emrinin ardından Halep'e giden yolları kapattı

Halep'in eteklerinde imha edilen Suriye ordusuna ait bir tank, 29 Kasım (AP)
Halep'in eteklerinde imha edilen Suriye ordusuna ait bir tank, 29 Kasım (AP)

Suriye ordusundan üç kaynak, askerlere militanlar tarafından istila edilen mahallelerden “güvenli çekilme” emirlerine uymaları talimatı verilmesinin ardından, Suriye ordusunun Halep kentine giden ve kentten gelen ana yolları kapattığını söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'ten aktardığına göre kaynaklar, ordunun şehir dışındaki kontrol noktalarında sadece ordu güçlerinin geçişine ve girişine izin verilmesi yönünde talimat vermesinin ardından, şehrin etkili bir şekilde kapatıldığını belirtti.

Öte yandan Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin (SOHR) bugün şafak vakti, Suriye'nin kuzey ve kuzeybatısındaki rejim kontrolünde bulunan bölgelere düzenlediği sürpriz saldırıdan iki gün sonra bildirdiğine göre Halep şehrinin yarısı Heyet Tahrir el Şam ve müttefik grupların kontrolü altında.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre SOHR direktörü Rami Abdurrahman, "Halep şehrinin yarısı artık Heyet Tahrir el-Şam ve müttefik grupların kontrolü altında" olduğunu belirterek, savaşçıların Halep Kalesi'ne ulaştığını ifade etti.

Abdurrahman, "Rejim güçlerinin geri çekilmesi sırasında herhangi bir çatışma yaşanmadığını ve tek bir el ateş edilmediğini" belirtti.