Suudi kültürü Urda sanatını tanıtmak için sergi düzenliyor

Örgülü kafa bandı yapma yöntemini tanıtan stant
Örgülü kafa bandı yapma yöntemini tanıtan stant
TT

Suudi kültürü Urda sanatını tanıtmak için sergi düzenliyor

Örgülü kafa bandı yapma yöntemini tanıtan stant
Örgülü kafa bandı yapma yöntemini tanıtan stant

Suudi Arabistan Kültür Bakanlığı, başkent Riyad’da tarihi el-Masmak Sarayı'nın yanında bulunan Safat Meydanı'ndaki Suudi Urda’da 6 gün boyunca çeşitli etkinliklerin yer alacağı özel bir serginin açılışını yaptı. Etkinlikler, Suudi kültürel mirasını ve kültürel değerinin ulusal kimlikle bağlantısını vurguluyor.
Sergi, ziyaretçilerine çöl doğasından türetilen görsel bir formda, zengin tarihi içerikle, niteliksel ve zengin bir deneyim yaşatmayı amaçlıyor. Sergide, Suudi Arabistan'ın kurucusu Kral Abdülaziz'in at sırtındaki şövalyelerin gösterisiyle gerçekleştirdiği at nalı gösterisinin görsel sunumu ve ezgileri ile birlikte Hadda şiirleri yer alıyor. Sergide ayrıca Suudi bayrağının sunumu ve Suudi devletinin tarih boyunca gelişimine ek olarak, bazı kral ve prenslerden alıntılar ve tevhid bayrağını öven şiirler yer aldığı gibi bir video gösterisi aracılığıyla “savaş galibiyeti” de somutlaştırılıyor.

Urda’da kullanılan araçları tanıtmak için stant
Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre sergide, Urda’nın icrasında kullanılan araç ve kostümler ayrıntılı bir şekilde sunuldu. Bu kostümlerden biri, kolları diz altına kadar uzanan bol beyaz bir elbise olan “meruden.” “Dakla” ise tüm vücudu örten uzun, renkli ve işlemeli bir kaftan. Muhahazzam ise göğüs üzerine yerleştirilmiş, tüfek mermilerinin konulduğu siyah bir kuşak. Cenbiyye ise bele dolanan ve içine hançerin konulduğu bir kemer.
Sergide ayrıca gösteriyle ilgili başka hususlar da yer aldı. Bunlardan biri okunan şiiri katılımcıya gösteren ve bir sonraki mısrayı takip etmesini sağlayan teleprompter. Bir başkası, düzenli hareketlerle kılıçlarıyla sıralar halinde oynayan kılıç ustaları ve sancak taşıyıcısı. Sancak taşıyıcısı, sol eliyle ortalama 3 metre uzunluğundaki “yeşil bayrağı” taşıyan, ucunu boynuna koyan ve saflara kılıcıyla katılan kişi. Büyük davulculara ek olarak arka sırada konumu sabit olan “davulcular” bulunur ve gösterinin başında şiirin ilk mısrasını okurlar. Ön saflarda yer alan küçük davulcular da üçlü davul çalarlar. Küçük davulcular, ilk büyük davullardan sonra davullarını çalmaya başlarlar ve sahanın ortasında oyuna katılabilirler.

Gösterinin görsel sunumu
Sergide, “Krallar Döneminde Urda” standı da yer alıyor. Serginin bu kısmında kralların bu gösteriyi yaparken sergiledikleri performansın bir video sunumu, kralların bu durumlar için giydikleri kostümler ve bu durumlarda kullandıkları kılıçlar ve birkaç resim yer alıyor.
Sergide, tüm yaş gruplarına Suudi Urda’nın performansı, kostümlerini giyme şekli ve en ünlü şiirleri hakkında profesyonel ve akredite eğitmenler aracılığıyla öğretileceği "Urda Biniciler Okulu" yer alıyor. Bu okul, katılımcıların rollerini dağıtıp rollerini de açıklıyor.

Suudi Urda Standı
Sergide, birçok devlet başkanı ve önde gelen diplomatın Suudi Urda’yı icra ettikleri andaki çeşitli fotoğraflarından oluşan "Uluslararası Urda" standı da yer alıyor. Bunlar arasında eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, ABD Eski Başkanı Donald Trump ve İngiltere Kralı III. Charles da yer alıyor.
Ayrıca Urda sineması, çekim alanı ve kahvehaneye ek olarak, Urda kostümlerinin ve örgülü saç bandının yapımının ve yapımcılarının adlarının yer aldığı "Urda esnafları" standı da bulunuyor. Bunun yanında hediyelik eşya sergisi ve Suudi Urdda için ed-Diriyye grubunun canlı performansı da sergide yer alıyor.
Kültür Bakanlığı, Suudi Urda etkinliğini 2015'ten beri UNESCO'ya kayıtlı somut olmayan bir küresel kültürel miras olarak kutlamanın yanı sıra etkinliği, özgün bir Suudi sanatı olarak tanıtmayı, onunla ilgili bilgileri ve doğru kavramları geliştirmeyi hedefliyor.



Avrupa'da Neandertallere ait 65 bin yıllık "yapışkan atölyesi" bulundu

Vanguard Mağarası'nın yer aldığı Gorham Mağara Kompleksi'nin, Neandertallerin yok olmadan önce Avrupa'da bilinen son yaşam alanlarından biri olduğu düşünülüyor (Visit Gibraltar)
Vanguard Mağarası'nın yer aldığı Gorham Mağara Kompleksi'nin, Neandertallerin yok olmadan önce Avrupa'da bilinen son yaşam alanlarından biri olduğu düşünülüyor (Visit Gibraltar)
TT

Avrupa'da Neandertallere ait 65 bin yıllık "yapışkan atölyesi" bulundu

Vanguard Mağarası'nın yer aldığı Gorham Mağara Kompleksi'nin, Neandertallerin yok olmadan önce Avrupa'da bilinen son yaşam alanlarından biri olduğu düşünülüyor (Visit Gibraltar)
Vanguard Mağarası'nın yer aldığı Gorham Mağara Kompleksi'nin, Neandertallerin yok olmadan önce Avrupa'da bilinen son yaşam alanlarından biri olduğu düşünülüyor (Visit Gibraltar)

Cebelitarık'taki bir mağarada Neandertallerin yapıştırıcı yapmak için kullandığı düşünülen bir ocak bulundu. 

Arkeologlar Neandertallerin katran, reçine ve aşıboyası gibi maddelerden yapıştırıcı yaptığını biliyordu. Modern insanların soyu tükenen akrabaları, bu yapışkan maddeleri taş bıçak uçlarını ahşap saplarla birleştirmek için kullanıyordu.

Fakat bu maddelerin üretim süreci hakkında pek bir şey bilinmiyordu.

Britanya Denizaşırı Toprakları'ndan Cebelitarık'taki Vanguard Mağarası'nda yaklaşık 65 bin yıllık bir ocak keşfeden arkeologlar, Neandertallerin mühendislik becerilerine ışık tuttu. 

22 santimetre çapa ve 9 santimetre derinliğe sahip ocak, yere kazılmıştı. Çukurun güney ve kuzeyinde de yaklaşık 2,3 santimetrelik iki kanal vardı. 

Araştırmacılar bu dönemde Homo sapiens'in henüz bölgeye gelmediğini ve ocağın insan elinden çıktığını ifade ediyor.

Quaternary Science Reviews adlı hakemli dergide 12 Kasım'da yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, daha yakından inceledikleri ocakta kömür, Cistaceae familyasından bitkiler, soğumuş bitki reçinesi topakları ve ince dal kalıntıları saptadı.

Ocağın kararmış yüzeyinden alınan örneklerin analizi, kuş ve yarasaların dışkısı olan guanoyu ortaya çıkardı.

Araştırmacılara göre Neandertaller işe çukuru Cistaceae bitkileriyle doldurarak başlamış olabilir. Bu bitkilerin yaprakları ısıtıldığı zaman koyu renkli, yapış yapış bir reçine üretiyor.

Daha sonra çukurun içini kapatıp oksijeni dışarıda tutmak için muhtemelen guanoyla karıştırılmış ıslak kum ve toprakla ocağın üstünü kaplıyorlardı. Böylece alevin çukurun içindekileri yakması önlenmiş olabilir.

Son olarak içerideki yaprakların ısınması için ocağın üstünde muhtemelen ince dallarla ateş yakıyorlardı.

Bilim insanları bütün sürecin dikkat ve özenle planlandığını düşünüyor. Yaprakların yaklaşık 150 derece sıcaklığa getirilmesi ve içeriye çok fazla oksijen girmemesi gerekiyordu.

Yöntemi test etmek için benzer bir ocak kuran araştırmacılar, bitkileri toplamaktan yapışkanı kullandıkları zamana kadar toplam 4 saat harcadı.

Ekip, bu süreçte yapıştırıcı üretiminin muhtemelen iki kişilik bir iş olduğunu gözlemledi. Makalenin ortak yazarı Francisco Jiménez-Espejo, Live Science'a yaptığı açıklamada şöyle diyor:

Meslektaşlarımız deneysel arkeoloji çalışması sırasında, bitkiyi örten ateşi yönetirken aynı zamanda ocağın üzerindeki kaplamayı açmaları gerektiğini fark etti. 

Jiménez-Espejo çukurun iki tarafındaki kanalların, ısınan yaprakları soğumadan önce çıkarma amacıyla kazılmış olabileceğini öne sürüyor. Araştırmacı, soğumuş yapraklardan katranı ayırmanın zorluğundan dolayı böyle düşünüyor.

Yeni çalışma, Neandertallerin çevrelerindeki kaynaklardan yararlanmada ne kadar becerikli olduğunu gösteren bulgulara bir yenisini ekliyor.

Independent Türkçe, Live Science, IFL Science, Quaternary Science Reviews