Araştırma: Dinozor türü 'Spinosaurus' hem karada hem de suda yaşamış olabilir

(Amblin Entertainment/Universal Pictures)
(Amblin Entertainment/Universal Pictures)
TT

Araştırma: Dinozor türü 'Spinosaurus' hem karada hem de suda yaşamış olabilir

(Amblin Entertainment/Universal Pictures)
(Amblin Entertainment/Universal Pictures)

Yapılan son araştırma, dünyadaki en büyük yırtıcı dinozor türü olan "Spinosaurusların" sanılanın aksine yalnızca suda değil, karada da yaşamış olabileceğini gösterdi.
CNN'in haberine göre, Chicago Üniversitesinde biyoloji ve anatomi profesörü Paul Sereno, ekibiyle Tyrannosaurus rex (T-Rex) dinozorundan çok daha büyük ve uzun olan "Spinosaurus" dinozorlarını inceledi.
Araştırma, sırtında bulunan yelken şeklindeki ince ve büyük çıkıntılarla türleri arasında ayırt edilen Spinosaurusların aslında çok yavaş ve zor yüzdüğünü ortaya koydu. Dinozorların, bu çıkıntıları yüzmek için değil, üstünlük sağlamak ve kur yapmak için kullanmış olabileceği tahmin ediliyor.
Spinosaurusların burun deliklerinin kafatasının daha derininde olmasının, dinozorun kısmen su altındayken bile nefes alabilmesine olanak sağladığı ancak bu türün daha çok karadaki yaşama yatkın olduğu ve su kıyılarında avlandığı belirtildi.
Konuya ilişkin açıklamasında Sereno, "Spinosaurusların düzenli olarak suya girdiğini düşünüyor muyum? Kesinlikle evet ancak bu dinozorların iyi bir yüzücü ve tamamen su altında kalabilme becerisine sahip olduğunu düşünmüyorum" ifadelerini kullandı.
Spinosaurus'un iskeletini bilgisayarlı tomografiyle yeniden inceleyen Sereno,"Dinozorun bacaklarının yalnızca yüzerken denge sağlamak için olmadığını ve onun ağırlığını da desteklediğini tespit ettik" dedi.
ABD'nin Pensilvanya eyaletindeki West Chester Üniversitesinde biyoloji profesörü Dr. Frank Fish de araştırma ekibiyle Spinosaurus'un kuyruğunu inceledi.
İnceleme sonucunda dinozorun kemikli ve kaslı kuyruğunun, balina ya da balıkla aynı esnekliğe sahip olamayacağı ifade edildi.
Bu dinozor türüne ait kafatası parçaları, 1915'te Mısır'da Richard Markgraf tarafından bulunmuş ve paleontolojist Ernst Stromer tarafından "Spinosaurus" olarak adlandırılmıştı.
Son yıllarda yayımlanan araştırmalarda Spinosaurusların tamamen suda yaşayan bir yırtıcı olduğu öne sürülmüştü.
Sereno ve ekibi, dinozorun fosilleri üzerinde çalışmış ve Stromer'in orijinal notlarını ve bulgularını ilk olarak 2014'te incelemişti.
Çalışma, eLife dergisinde 30 Kasım'da yayımlandı.



Trump’tan Küba radyosuna yayın yasağı: Castro kardeşlerin yapamadığını gerçekleştirdi

Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
TT

Trump’tan Küba radyosuna yayın yasağı: Castro kardeşlerin yapamadığını gerçekleştirdi

Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)
Trump ilk döneminde de radyonun fonunda kesintiye gitmişti (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump, Florida’dan Küba'ya İspanyolca haber akışı sağlayan Radyo Marti’nin faaliyetlerine son verdi.  

New York Times (NYT), Trump yönetiminin cumartesi günü gönderdiği bir e-postayla 40 yıllık Radyo Marti’nin faaliyetlerinin sonlandırılacağını duyurduğunu aktarıyor.

ABD’de yaşayan ve 2021’de Küba’da patlak veren protestoları destekleyen Ramon Saul Sanchez, bu haberin radyo çalışanlarının kendisiyle söyleşi yapmayı planladığı sırada geldiğini belirtiyor:

Kafaları çok karışmıştı. Bana ‘İşimize son verildiğini öğrendik. Gitmemiz gerekiyor’ dediler.

Trump, başta Amerika’nın Sesi (VOA) olmak üzere federal hükümet tarafından finanse edilen bazı medya kuruluşlarında bütçe ve personel sayısının azaltılması kararını vermişti.

Kararda, VOA, Özgür Avrupa ve Asya Radyosu’yla Küba'ya İspanyolca haber akışı sağlayan Radyo Marti'ye ev sahipliği yapan ABD Küresel Medya Ajansı'nın fonksiyonlarının minimum seviyeye çekilmesi yönünde talimatlar yer almıştı.

VOA çalışanları ve bazı medya örgütleri, “hukuka aykırı” olduğu gerekçesiyle kararı mahkemeye taşımıştı.

ABD Kongresi’ndeki Küba kökenli üç siyasetçiden biri olan Mario Diaz-Balart, Trump’la görüşerek radyonun faaliyetlerinin yeniden başlamasını talep edeceğini belirtiyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı ise “durumun karmaşık ve değişken olduğunu” bildiriyor. Trump’ın atadığı Dışişleri Bakanı Marco Rubio da Küba kökenli. Cumhuriyetçi liderin Latin Amerika Özel Temsilcisi Mauricio Claver-Carone sınırlı da olsa radyonun faaliyetlerini sürdüreceğini düşündüğünü ifade ediyor.

Radyo, 1983’te dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan tarafından kurulmuştu. Fidel Castro ve Küba Komünist Partisi karşıtı lobicilik faaliyetleriyle tanınan Küba kökenli iş insanı Jorge Mas Canosa’nın talebiyle hayata geçirilen radyo, Soğuk Savaş’ta adaya sansürsüz yayın yapmayı hedefliyordu.

NYT, Trump’ın bu kararla “Castro kardeşlerin 40 yıldır yapamadığını tek hamlede gerçekleştirdiğini” yazıyor.

Diğer yandan Radyo Marti, Soğuk Savaş'tan kalma modası geçmiş bir yayın kuruluşu olarak da görülüyordu. Radyoyu eleştirenler, Küba’daki komünist yönetim hakkında tek taraflı yayınlar yapıldığına dikkat çekiyor. Radyo, defalarca Kongre raporlarına konu olan yolsuzluk skandallarına da karışmıştı. Kuruluşa bağlı televizyon kanalı TV Marti ise Küba’da o kadar sık engellendi ki adada “Görünmeyen TV” diye adlandırılıyor.

ABD'nin Küba'ya yönelik ambargoları ilk kez 1960'da başlatıldı ve ilerleyen yıllarda kapsamı daha da genişletildi. Öte yandan ABD'nin Küba'ya yönelik ambargosunu kaldırmasına dair karar tasarısı 2012'den bu yana her yıl Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda (BMGK) kabul ediliyor. Fakat bağlayıcılığı bulunmayan BMGK kararı sadece tavsiye niteliği taşıyor ve uluslararası toplumun tutumunu gösteriyor.

Independent Türkçe, New York Times, El Pais