Yemen, Husi yandaşı 12 şirketin fonlarını dondurdu

Yemen Hükümeti, grubun uluslararası terörizm listelerine alınmasına yönelik çağrıda bulunuyor

Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik Avrupa büyükelçileriyle Aden’deki görüşmesi sırasında (SABA)
Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik Avrupa büyükelçileriyle Aden’deki görüşmesi sırasında (SABA)
TT

Yemen, Husi yandaşı 12 şirketin fonlarını dondurdu

Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik Avrupa büyükelçileriyle Aden’deki görüşmesi sırasında (SABA)
Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik Avrupa büyükelçileriyle Aden’deki görüşmesi sırasında (SABA)

Yemen hükümetinin, uluslararası topluma Husi milislerini küresel terör örgütleri listelerine alınmasına yönelik çağrısını yenilediği bir zamanda, milisleri desteklemekle suçlanan 12 şirket ve kurumun fonlarının dondurulmasına ve ticari işlemlerinin yasaklanmasına karar verildi. Bu adım, Husi grubu ve liderlerini cezalandırmayı ve yerel yasalara göre terörist olarak sınıflandırılmalarının ardından grubun finansman kaynaklarını kurutmayı amaçlayan Ulusal Savunma Konseyi’nin kararının hayata geçirilmesi bağlamında atıldı.
Yemen yaptırımları, Husilerin Hadramut ve Şebva şehirlerindeki petrol ihracat limanlarına düzenledikleri terör saldırıları sonucunda geldi. Söz konusu saldırılar, Ekim ayından bu yana ham petrol ihracatını engelledi ve hükümetin kaynaklarının yaklaşık yüzde 75’ini kaybetmesine neden oldu.
Yaptırımların, Husi milislerle bağlantılı diğer oluşumları ve bireyleri etkileyeceği beklentisiyle, merkezi geçici başkent Aden’de bulunan Yemen Merkez Bankası, ilgili şirketlere ‘kararda belirtilen kişi ve kuruluşlara ait tüm hesapları dondurmaları ve ticari ve finansal işlemlerini yasaklamaları’ ve bu şirket ve kurumları kara listelere almaları gerektiğini bildirdi.
Yaptırımlar, çoğu akaryakıt ticareti yapan şirket ve kurumları etkiledi. Söz konusu kurumlar arasında, Saddam bin Ahmed bin Muhammad el-Fakih ve Zeyd bin Ali bin Yahya eş-Şerafi’ye ait SAM Petrol Ticareti ve Petrol Servisleri Şirketi, Nebil bin Abdullah bin Ali Vezir’in sahibi olduğu eş-Zehra Ticaret ve Acenteler Şirketi’nin yanı sıra İsmail bin İbrahim el-Vezir ve Kusay bin İbrahim el-Vezir’in petrol türevlerinin ithalatı yapan Akaryakıt Şirketi yer alıyor.
Yaptırım  uygulanan şirketler, Zeyd bin Ali bin Yahya el-Şerafi’ye ait Salm Road Ticaret ve İthalat Şirketi, Abdullah bin Abkar Abdulbari’nin Abkar Petrol Hizmetleri Şirketi, Saddam bin Ahmed bin Muhammad el-Fakih’in el-Fakih Uluslararası Ticaret, İthalat ve Petrol Hizmetleri Ltd Şirketi, Zeyd bin Ali bin Yahya el-Şerafi’ye ait Petrol Şirketi, Ali Ahmed Dağsan’a bağlı Abbott Ticaret Şirketi, Ali bin Nasır Karşe’nin sahibi olduğu Black Gold Şirketi, Zeyd el-Evadi ve ortaklarına ait el-Avadi Ticaret Şirketi, Ali Muhammed Makrad el-Hammadi’ye bağlı el-Hammadi Ticaret and Soğutma Araçları Şirketi ve petrol türevlerini ithal etmeye yönelik Ahmed Muhammed Salih el-Baydaniye bağlı Atlantik Petrol Şirketi’ni de kapsıyor.
Yemen Merkez Bankası, ilgili kurumlardan ‘kararın hayata geçirilmesini hızlandırma ve genelgenin yayınlanmasından itibaren iki gün içinde gerekli prosedürleri yerine getirdiklerine yönelik kanıt sunmalarını’ istedi.
Yemen hükümeti, milis kontrolündeki bölgelerdeki insani yardım çalışmalarının zarar görmesini engellemeyi amaçlayan cezai adımlarının yanı sıra petrol limanlarını korumak ve ihracatı sürdürmek için çözümler arıyor.
Petrol ve Maden Bakanı Said eş-Şamesi’nin çarşamba günü Avrupa Birliği büyükelçileri ile yaptığı görüşmede, petrol kaynaklarından elde edilen gelirlerin devlet genel bütçesinin yüzde 75’ini oluşturduğunu ve bunun çalışanların maaşları, gıda maddelerinin ithalatına yönelik kredileri ve kurtarılan şehirlerdeki yerel makamların çalışmalarını yürütmek için kullanıldığını belirtti.
Bakan Şamesi, milisler hakkında “Kasım ayının ortalarına kadar, toplam satış değeri 300 milyar riyalin (dolar yaklaşık 560 yala) üzerinde olduğu tahmin edilen petrol türevilerini taşıyan gemilerin Huseyde limanına giriş yapmasına rağmen, kontrolleri altındaki bölgelerde çalışan insanların maaşlarını ödemeyi reddettiler. Ayrıca, kar elde etmek ve liderleri adına kazanç elde etmek için krizler uydurdular ve karaborsada petrol türevlerin satışını tekelleştirdiler” suçlamasında bulundu.
Şamesi, hükümetin bu saldırılar sonucunda zor durumda kaldığını kabul ederek “Şu anda durum karmaşık bir hal aldı. Bu durum, insancıl hukuku, uluslararası sözleşmeleri ve antlaşmaları tanımayan ve insanların mallarına yönelik bu saldırgan yaklaşımın ağır sonuçlarına neden olan milislerin ısrarını durdurmak için terör eylemleri sonucunda caydırıcı önlemler alınmasını ve tüm yönleriyle incelenmesini gerektiriyor” ifadelerini kullandı.
Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik geçici başkent Aden’de, AB Yemen Misyonu Başkanı Gabriel Viñales, Fransa’nın Yemen Büyükelçisi Jean-Marie Safa, Almanya’nın Yemen Büyükelçisi Hubert Jager ve İsviçre’nin Yemen Büyükelçisi Thomas Ortella’yı ağırladı. Yapılan görüşmede, Husi terör saldırılarının, petrol sektörü, küresel ticaret özgürlüğü ve uluslararası barış ve güvenlik üzerindeki yansımalarının yanı sıra Yemen hükümetinin ekonomik reformları uygulamaya ve insanların acısını hafifletmeye devam etmesi için uluslararası destek alınması konusu tartışıldı.
Şarku’l Avsat’ın resmi kaynaklardan aktardığına göre Abdulmelik, “Hükümet, savaşı sona erdirme çabaları için bir fırsat sağlamaya kararlıydı ve ateşkes süresince büyük tavizler verdi. Ancak İran tarafından yönetilen terörist Husi milisler, şiddeti ateşleyerek kontrolsüz çatışma ve gerilim meydanına geri dönmek istiyor” ifadelerini kullandı.
Yemen Haber Ajansı’nın (SABA) aktardığına göre, Yemen Başbakanı, petrol tesislerinin hedef alınmasının, yalnızca Yemen halkının yeteneklerine ve hayati yatırımlarına karşı etkisi düzeltilemeyecek ve insanların acısını çoğaltan bir saldırıyı teşkil etmediğini aynı zamanda uluslararası ticaret koridorlarına ve kargo gemilerine yönelik bir saldırıyı da teşkil ettiğini, dolayısıyla bunun tolere edilemeyecek bir terör saldırısı olduğunu vurguladı.
Başbakan, Ulusal Savunma Konseyi’nin Husi milisleri ‘terörist grup’ olarak sınıflandırma kararının, milislerin çocuklara yönelik ihlalleri, mayın döşemeleri, özgürlükleri kısıtlamaları, gazetecilere saldırmaları, kadınlara aşırı kısıtlamalar getirmeleri, radikal fikirleri yaymaları ve eğitim sistemini yok etmeleri gibi uygulamalarının neticesinde geldiğini açıkladı.
Yemen Başbakanı, uluslararası topluma yönelik ‘Husi milislerini bir terörist grup olarak sınıflandırma ve terörist uygulamalarına son vermek için baskı yapmak üzere gerçek araçlar kullanma’ çağrısını yineledi.
Diğer yandan Yemen halkında ve uluslararası toplum ve Birleşmiş Milletler çevrelerinde, Husi milislerin ateşkesi yenilemeyi ve kapsamını genişletmeyi reddetmesi ayrıca meşru hükümeti ekonomik olarak zor durumda bırakmaya amaçlayan terör saldırılarını artırması sonucunda, geniş çaplı bir çatışmaya dönüş korkusu hakim oldu.



UNRWA: Gazze Şeridi sakinleri cehennemde yaşıyor

Filistin Mültecilerine Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini (Reuters)
Filistin Mültecilerine Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini (Reuters)
TT

UNRWA: Gazze Şeridi sakinleri cehennemde yaşıyor

Filistin Mültecilerine Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini (Reuters)
Filistin Mültecilerine Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini (Reuters)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini, dün yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi sakinlerinin "her türlü cehennemi" yaşadığını söyledi.

Lazzarini, X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, İsrail hükümetinin farklı bir anlatıyı yaymayı bırakıp, insani yardım kuruluşlarının Gazze Şeridi halkına kısıtlama olmaksızın yardım sağlamasına izin vermesinin zamanının geldiğini belirtti.

BM Yüksek Komiseri ayrıca İsrail hükümetine, uluslararası gazetecilerin Gazze'deki durum hakkında serbestçe haber yapmalarına izin vermesi çağrısında bulundu.

Birleşmiş Milletler'in de katıldığı uluslararası bir gıda güvensizliği değerlendirmesi, cuma günü Gazze Şeridi'nde resmen kıtlık ilan etti ve kıtlığın eylül ayı sonuna kadar Deyr el-Belah ve Han Yunus vilayetlerine yayılacağını öngördü.

BM Haber Merkezi'ne göre, Entegre Gıda Güvenliği Faz Sınıflandırması'na (GGK) göre Gazze Şeridi'nde yarım milyondan fazla insan, aşırı açlık, ölüm, yoksulluk ve akut yetersiz beslenmenin son derece kritik seviyelere ulaştığı 5. Faz olarak adlandırılan felaket koşullarıyla karşı karşıya.


İİT dışişleri bakanlarının Filistin'deki gelişmeleri görüşmek üzere olağanüstü toplantısı bugün Cidde'de yapılacak

Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Merkezi (İİT internet sitesi)
Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Merkezi (İİT internet sitesi)
TT

İİT dışişleri bakanlarının Filistin'deki gelişmeleri görüşmek üzere olağanüstü toplantısı bugün Cidde'de yapılacak

Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Merkezi (İİT internet sitesi)
Cidde'deki İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Merkezi (İİT internet sitesi)

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) dışişleri bakanları, bugün Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde olağanüstü bir toplantı düzenleyerek İsrail'in Filistin halkına yönelik devam eden saldırıları, soykırım ve açlık suçları ile Gazze halkını yerinden etme girişimlerini görüşecek.

İİT, Tel Aviv'in Gazze Şeridi üzerinde tam kontrol kurma girişimleri ışığında, toplantının çok hassas bir zamanda gerçekleştiğini ve ‘soykırım, açlık, yerinden edilme ve İsrail ablukası’ olarak nitelendirdiği konularda İslam dünyasının ortak bir tutum sergilemesi gerektiğini vurguladı. İİT, siyasi ve bölgesel koşullardaki değişikliklere bakılmaksızın Filistin meselesinin gündemindeki ‘merkezi mesele’ olmaya devam edeceğini belirtti.

Ellerindeki boş kaplarla Gazze şehrindeki bir aşevinin önünde pirinç pilavı almak için bekleyen Filistinli çocuklar (AFP)Ellerindeki boş kaplarla Gazze şehrindeki bir aşevinin önünde pirinç pilavı almak için bekleyen Filistinli çocuklar (AFP)

İİT yaptığı açıklamada, ‘uluslararası toplumun, Birleşmiş Milletler (BM) destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması'nın (IPC) Gazze Şeridi'nde yayılan kıtlık hakkındaki değerlendirmesine yanıt olarak yüksek sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiğini’ ifade etti. Ayrıca, işgalci güç olan İsrail'i ‘bu suç ve sonuçlarından tamamen sorumlu’ tutarak, bunu ‘açlık politikalarının, yasadışı ablukanın, sistematik yıkımın ve yardım erişimini engellemenin doğrudan bir sonucu’ olarak nitelendirdi. İİT, bu uygulamaların savaş suçu ve insanlığa karşı suç teşkil ettiğini kaydetti.

İİT, kıtlık ilanının ‘insani, siyasi ve hukuki bir suçun küresel uyarısı’ olduğunu ve acil uluslararası eylem gerektirdiğini vurgulayarak, kuşatma altındaki sivillerin hayatlarını kurtarmak için insani yardımların derhal ve güvenli bir şekilde ulaştırılmasını sağlamak üzere acil durum mekanizmalarının devreye sokulmasını talep etti. Ayrıca, kuşatma ve kasıtlı aç bırakma suçlarıyla ilgili dosyanın Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) sevk edilmesi gerektiğini vurguladı ve tüm ülkeleri, İsrail'e yaptırımlar uygulamak, silah tedarikini yasaklamak ve suçlarından sorumlu tutulması için uluslararası adalet mekanizmalarını desteklemek dahil olmak üzere, hukuki, siyasi ve ahlaki sorumluluklarını üstlenmeye çağırdı.

Suudi Arabistan'ın çabaları önemli sonuçlar verdi

Siyasi analist Dr. Nayef el-Vaka, ‘Suudi Arabistan'ın Arap ve İslam çerçevelerinde yürüttüğü çabaların önemli siyasi sonuçlar verdiğini’ belirtti. El-Vaka, “Arap Birliği ve İİT zirvelerinin sonuçları ve Filistin'i tanıyan veya tanımak üzere olan bazı Avrupa ülkeleriyle uluslararası ilişkilerde yapılan yatırımların tümü, kabul edilebilir bir siyasi performansı yansıtmaktadır” dedi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku’l Avsat)Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku’l Avsat)

Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada, ‘İsrail'in politikalarını sürdürmeye devam etmesinin uluslararası dokunulmazlığı ve çifte standartları yansıttığını’ vurgulayan el-Vaka, “Tepkiyi siyasi ve medya çerçevesine sınırlamak, Tel Aviv'e saldırganlığını bedelsiz sürdürmesi için yeşil ışık yakacaktır” uyarısında bulundu.

Tutumların koordinasyonu

Yazar ve siyasi araştırmacı Mubarek Al Ati ise toplantının ‘tutumların koordinasyonu, safların sıkılaştırılması ve ortak çabaların birleştirilmesi çerçevesinde, İsrail'in işgali zorla pekiştirmeyi ve İsrail savaş makinesi tarafından tahrip edilen Gazze Şeridi üzerinde tam kontrol sağlamayı amaçlayan karar ve planlarına karşı koymak için yapıldığını’ söyledi.

Al Ati'ye göre, soykırım, açlık, yerinden edilme, İsrail kuşatması ve Gazze Şeridi'ndeki eşi görülmemiş insani kriz suçları, İİT dışişleri bakanlarının, İsrail'in oldubitti politikasıyla dayatmaya çalıştığı ve tüm Filistin davasını baltalamaya çalıştığı durumla sorumlu bir şekilde ilgilenmelerini zorunlu kılıyor.

 İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)İsrail'in Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye'ye düzenlediği hava saldırısının ardından yükselen dumanlar (AFP)

Al Ati, ‘İİT çatısı altında düzenlenen toplantının, Filistin davasının tüm İslam ülkelerinin öncelikli meselesi olmaya devam ettiğini ve bu davayı desteklemenin İslam'ın ayrılmaz bir sorumluluğu olduğunu teyit ettiğini’ düşünüyor.

Toplantının sonuçlarına ilişkin olarak Al Ati, toplantının ‘Gazze Şeridi'nde derhal ve koşulsuz ateşkes, insani yardım malzemelerinin sağlanması, su ve elektrik tedariki ve Gazze Şeridi'ne yeterli miktarda acil yardım ulaştırmak için insani koridorların açılması’ çağrısında bulunmasını bekliyor. Al Ati ayrıca toplantının, açlık, su ve yakıtın kesilmesi dahil olmak üzere soykırım ve etnik temizlik suçlarının devam etmesinin tehlikesine karşı uyarıda bulunacağını tahmin ediyor.

Al Ati'ye göre toplantı, Filistin halkını topraklarından sürmek, yerinden etmek veya zorla nakletmek için yapılan her türlü girişimi kategorik olarak reddettiğini ve her türlü yolla karşı çıktığını teyit edecektir.


Gazze: İsrail bombardımanında bugün 20 kişi öldü... Açlıktan 11 kişi daha hayatını kaybetti

Filistinliler, Cibaliye'nin el Kerame mahallesindeki bir eve düzenlenen hava saldırısının ardından hasar gören binayı inceliyor (AFP)
Filistinliler, Cibaliye'nin el Kerame mahallesindeki bir eve düzenlenen hava saldırısının ardından hasar gören binayı inceliyor (AFP)
TT

Gazze: İsrail bombardımanında bugün 20 kişi öldü... Açlıktan 11 kişi daha hayatını kaybetti

Filistinliler, Cibaliye'nin el Kerame mahallesindeki bir eve düzenlenen hava saldırısının ardından hasar gören binayı inceliyor (AFP)
Filistinliler, Cibaliye'nin el Kerame mahallesindeki bir eve düzenlenen hava saldırısının ardından hasar gören binayı inceliyor (AFP)

Filistin medyası bugün yer alan haberlerde, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği saldırılarda şafak vaktinden bu yana 20 kişinin hayatını kaybettiğini bildirildi.

Eş-Şifa Tıp Merkezi'nden bir sağlık kaynağı, Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) yaptığı açıklamada, İsrail'in Gazze'nin kuzeybatısındaki el-Kerame bölgesindeki bir eve düzenlediği hava saldırısında en az iki sivilin öldüğünü, çok sayıda kişinin de yaralandığını söyledi.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'un Mevasi bölgesinde yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir çadıra düzenlenen İsrail hava saldırısında 1 kadın öldü, 7 kişi yaralandı. Gazze'nin merkezindeki Deyr el-Belah'ta yardım sağlayan bir ekibe düzenlenen hava saldırısında da 3 vatandaş öldü, çok sayıda kişi yaralandı.

İsrail hava saldırısında Cibaliye'nin el Kerame semtinde yıkılan bir ev (AFP)İsrail hava saldırısında Cibaliye'nin el Kerame semtinde yıkılan bir ev (AFP)

İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Zerka ve Cibeliye bölgelerinde yoğun bombardıman operasyonları gerçekleştirdi. Ayrıca, Gazze Şehri'nin güneydoğusundaki Zeytun semtinde çok sayıda sivilin evini imha etti.

Şarku’l Avsat’ın Gazze Şeridi Sağlık Bakanlığı’ndan aktardığına göre son 24 saatte kıtlık ve yetersiz beslenme nedeniyle 11 kişi daha hayatını kaybetti. Yetkililer, Gazze Şeridi'nde kıtlık nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının 117'si çocuk olmak üzere 300 kişiye yükseldiğini bildirdi.