Ukrayna Enerji Bakanı: Dünya nükleer güvenliği yeniden gözden geçirmeli

Ukrayna Enerji Bakanı German Galushchenko (Reuters)
Ukrayna Enerji Bakanı German Galushchenko (Reuters)
TT

Ukrayna Enerji Bakanı: Dünya nükleer güvenliği yeniden gözden geçirmeli

Ukrayna Enerji Bakanı German Galushchenko (Reuters)
Ukrayna Enerji Bakanı German Galushchenko (Reuters)

Ukrayna Enerji Bakanı German Galushchenko, Rusya’nın Ukrayna’nın Zaporijya kentinde Avrupa’nın en büyük nükleer santralinin kontrolünü ele geçirmesinin ardından dünyanın ‘nükleer güvenliği yeniden gözden geçirmesi’ gerektiğini söyledi.
Galushchenko’nun açıklaması, Fransa’nın ev sahipliğinde, Ukrayna’nın hasarlı altyapısını onarmak için fon toplamayı ve ülkenin Rusya’ya karşı mücadelesinde Kiev’e verilen desteği vurgulamayı amaçlayan uluslararası konferansın öncesinde gerçekleşti.
Ukrayna Enerji Bakanı, son iki ayda Ukrayna’nın altyapısının en az yüzde 40’ının yıkılmasının ardından Ukraynalıların kış aylarında ihtiyaç duyacağı malzeme ve finansmanı talep etmek için konferansa katılacak.
AFP’ye konuşan bakan, “Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı nükleer güvenlik anlayışımızı tamamen değiştirdi” diyerek, Zaporijya nükleer santralinin ele geçirilmesinin bir dönüm noktası olduğuna işaret etti. 
Ukrayna’nın doğusunda yer alan nükleer santral, Mart ayında Rus birlikleri tarafından ele geçirildi ve çevresindeki bombardıman devam ediyor.
Batılı güçler ve Birleşmiş Milletler bünyesindeki Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) altı nükleer reaktörü içeren tesiste güvenlik alarmları vermesine rağmen, bölgeyi silahsızlandırmayı amaçlayan görüşmeler çıkmaza girdi.
Galushchenko yaptığı açıklamada şu ifadeleri de kullandı:
“Kimse bir tarafın bir nükleer santrali ele geçirebileceğini beklemiyordu. Bu durum bizi kesinlikle güvenlik açısından ne yapmamız gerektiğini yeniden düşünmeye itiyor. Bu sadece Ukrayna’nın nükleer güvenlik sorunu değil. Bu, 2 bin kilometre menzilli herhangi bir füzenin herhangi bir nükleer reaktöre ulaşabileceği anlamına geliyor.”
Moskova güçlerinin, santrali Ukrayna’nın enerji şebekesine bağlayan elektrik hatlarını vurmaya devam ettiğini söyleyen Galushchenko, nükleer santralin beş kez hizmet dışı kaldığını vurguladı.
Galushchenko, Japonya’da 2011’de yaşanan felakete atıfta bulunarak, bağlantısı kesilirse bunun ‘klasik bir Fukuşima senaryosu’ olabileceğini söyledi.
Ukrayna Enerji Bakanı, elektrik hatları onarıldıktan ve faaliyete geçtikten sonra bile, yeni bombardımanın başlamasıyla endişe verici sürecin bir kez daha başladığını söyleyerek, “Bu nükleer güvenlikle ilgili çılgın bir oyun” dedi.



İran-İsrail çatışması ne gösterdi?

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
TT

İran-İsrail çatışması ne gösterdi?

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)

Siyaset ve güvenlik uzmanları, Tahran'ın açıklamalarına bağlı kalması ve bölgedeki silahlı örgütlere müdahale ve destekten uzak durması halinde Körfez-İran ilişkilerinin daha güçlü hale gelebileceğini, büyüyebileceğini ve gelişebileceğini belirtti.

Uzmanlar, İran-İsrail çatışmasının, Körfez ülkelerinin bölgesel güvenlik üzerine düşünmeleri, bölgesel güvenlik vizyonlarını istikrar ve güvenliği koruyacak net mekanizmalara dönüştürmeleri ve İran ile Irak başta olmak üzere komşu ülkelerle ortak bir çerçeveye ulaşmaları gerektiğini gösterdiğini söyledi.

Körfez Araştırmaları Merkezi Başkanı Dr. Abdulaziz bin Sakr, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Tahran'ın komşu ülkelerle iyi ilişkiler kurmak istediğine dair son açıklamalarına işaret ederek şöyle dedi: “Bugün İran'dan tek istediğimiz, Körfez'de müdahale ve saldırganlık istemediğine dair söylediklerine uymasıdır. Eğer davranışlarını değiştirir ve müdahaleci olmazlarsa, bu, bölgede daha fazla güvenlik ve istikrara, İran ve komşu ülkelerde büyüme ve refaha yol açacaktır.”

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Tahran'ın Körfez bölgesindeki komşu ülkelerle ilişkilerde yeni bir sayfa açmaya hazır olduğunu ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın İran Cumhurbaşkanlığı internet sitesinden aktardığına göre Pezeşkiyan kabine üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, “İslam ülkeleri arasındaki dayanışma ihtiyacı ve kapsamlı iş birliğinin genişletilmesi hedefi göz önüne alındığında, komşuluk politikası ve bölge ülkeleriyle ilişkilerin geliştirilmesi, hükümetin temel stratejileri arasındadır” dedi.

Dr. Abdulaziz bin Sakr, Körfez Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen ‘Gerilim ve Diplomasi: İsrail-İran Savaşı Üzerine Körfez Perspektifleri’ başlıklı seminerde şu ifadeleri kullandı: “İran'ı son yıllarda desteklediği Hizbullah gibi gruplardan uzak görmek ve bölgede saldırganlık içermeyen bir güvenlik standardı oluşturmak istiyoruz. İran'dan iyi sinyaller geldiği sürece Körfez'den de iyi sinyaller gelecek. İran'daki rejimi değiştirmeye yönelik her türlü saldırıya karşıyız, bu tamamen İran'ın meselesi.”

3 yol

Körfez Araştırmaları Merkezi Kıdemli Danışmanı Dr. Salih el-Haslan ise İran ile İsrail arasındaki son savaştan sonra Körfez ülkelerinin izlemesi gereken 3 yol belirledi:

Birincisi: İran ile daha fazla temas kurmak ve sivil amaçlı barışçıl bir programa sahip olma hakkına sahip olmakla birlikte herhangi bir askeri nükleer programı kabul etmediklerini açıkça belirtmek.

İkincisi: Körfez ülkeleri İran'a, davranışlarını değiştirmesi koşuluyla bölgesel ve uluslararası izolasyondan kurtulmasına yardımcı olacaklarına dair olumlu bir mesaj göndermeli.

Üçüncüsü: İran'daki ılımlı seslerin güçlendirilmesi.

El-Haslan, “Son savaş Körfez ülkelerinin bölgesel güvenlik üzerine düşünmeleri gerektiğini gösterdi. Bir yıl önce Körfez ülkeleri bölgesel güvenlik vizyonlarını ortaya koydular. Artık Körfez ülkelerinde istikrar ve güvenliği korumak ve komşuları İran ve Irak ile sürdürülebilir barış dediğimiz bir güvenlik çerçevesine ulaşmak için bu vizyonu gerçekleştirecek bir mekanizma hakkında konuşmanın zamanı geldi” ifadelerini kullandı.

dfvgyju

Körfez Araştırmaları Merkezi Güvenlik ve Savunma Programı Direktörü Mustafa el-Ani'ye göre ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırıları programın yaklaşık yüzde 90'ını yok etmiş olabilir.

ABD bu ayın başlarında sığınak delici bombalarla donatılmış bombardıman uçaklarıyla İran'ın kilit nükleer tesislerini hedef alan bir saldırı gerçekleştirmiş, İran da ertesi gün Katar'da ABD güçleri tarafından kullanılan el-Udeyd Üssü’ne füze saldırısıyla karşılık vererek Körfez ülkelerinin kınamalarına yol açmıştı.

El-Ani, İsrail ve ABD'nin harekâtının anlık bir olay olmadığını, en az 10 yıllık bir istihbarat toplama çalışmasının sonucu olduğunu belirtti. El-Ani, “İyi planlanmış bir operasyondan bahsediyoruz… Bu basit bir planlama değildi ve nükleer programın şu ana kadar yaklaşık yüzde 90 oranında yok edildiğinden hiç şüphem yok” şeklinde konuştu.

İran'ın maruz kaldığı saldırıdan sonra toparlanmasının pek mümkün olmadığını ifade eden el-Ani, İranlıların nükleer programa devam etmek istemeleri halinde, bugün konuşulanların ‘çatışmanın sonunun başlangıcı’ olduğunu belirtti. El-Ani, “Şimdi soru şu: İran toparlanabilir mi? Amerikalılar ve İsrailliler her an saldırabilecekleri bir bombanın yapımını engellemek için tekrar geri geleceklerinden ötürü toparlanamayacağından hiç şüphem yok” dedi.