İBB Başkanı İmamoğlu'nun hapis cezası ve "siyasi yasak" talebiyle yargılandığı davada karar bekleniyor

İmamoğlu'nun 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması ayrıca hakkında "siyasi yasak" getirilmesi talep ediliyor

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu (Reuters)
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu (Reuters)
TT

İBB Başkanı İmamoğlu'nun hapis cezası ve "siyasi yasak" talebiyle yargılandığı davada karar bekleniyor

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu (Reuters)
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu (Reuters)

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla hakkında açılan davanın dördüncü duruşması bugün İstanbul Kartal’daki Anadolu Adliyesi’nde görülüyor.
Sanık avukatlarının önceki duruşmada delillerin tam araştırılmadığını öne sürerek reddihakim talebinde bulunduğunu hatırlatan mahkeme hakimi, reddihakim talebinin üst mahkeme tarafından reddedildiğini tutanağa geçirdi.
Tanık olarak dinlenen Murat Ongun “Gazeteciler, Soylu’nun İmamoğlu’na ‘ahmak’ dediğinden bahisle görüşmek istedi. Ben de başkana ilettim ve gazetecileri davet ettim. Gazeteciler bu beyanı sordu, başkan da buna binaen cevap verdi" ifadelerini kullandı.
Tanık Necati Özkan da şunları kaydetti:
"Olay günü toplantıdaydık. Soylu'nun yakışıksız ifadeleri bize iletildi. Ekrem Başkan, Soylu'ya karşılık verilmesi gerektiğini söyledi. Toplantı çıkışında Ekrem Başkan ahmak sözünü söyleyen kişiye iade etti."
Ekrem İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat, mahkemeye sunulan uzman raporlarının, tanıkların ve çözülmemiş CD’lerin incelenmesini talep etti.

Soylu'nun tanık olarak dinlenmesi istendi
İmamoğlu’nun ‘ahmak’tan kastının Süleyman Soylu olduğu açıklaması üzerine Soylu’nun yaptığı açıklamanın bulunduğu CD mahkeme salonunda dinlendi. İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat, Soylu’nun tanık olarak dinlenmesini talep etti.
Taleplere ilişkin beyanı sorulan savcı, "Uzman tanıkların dinlenmesine yönelik talebimiz yoktur" dedi. Savcı, Süleyman Soylu’nun izlenen CD içeriğine ilişkin tanık olarak dinlenmesine ilişkin de talebi olmadığını söyledi
Hakim, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun tanık olarak dinlenilmesi talebini reddetti.
Esasa ilişkin mütalaasını açıklayan duruşma savcısı, daha önce verdiği mütalaayı yinelediğini belirtti. Mütalaada, İmamoğlu’nun "kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen zincirleme hakaret" suçundan 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Sanık avukatları mütalaaya karşı savunma yapmak için süre talep etti. Hakim ise savunmaların hazırlanması için yeterli sürenin önceki celselerde verildiğini ifade ederek bu talebi reddetti.
Bunun üzerine sanık avukatları savunmalarını hazırlamak için duruşmaya ara verilmesini talep etti. Hakim, sanık avukatlarının savunmalarını hazırlaması için duruşmaya saat 16.00'ya kadar ara verdi.
Dava verilen aranın ardından tekrar başladı.

Ne olmuştu?
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'ne katılmak için Fransa'ya giden İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için isim vermeden "Avrupa’ya giderek Türkiye’yi şikâyet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek" açıklaması yapmıştı.
İmamoğlu da kendisine bu ifadelerin sorulması üzerine "31 Mart seçimini iptal ettirenler ahmaktır" diye konuşmuştu.
İmamoğlu'nun açıklamasının ardından YSK suç duyurusunda bulunurken Soylu da davaya müdahil oldu ve dava açıldı
İmamoğlu: Bana kullanılan bu 'ahmak' kelimesine karşılık olarak kullanılmış bir kelimedir ve muhatabı da Sayın İçişleri Bakanı'dır
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu daha önce konuya ilişkin mahkemede verdiği savunmada davaya konu basın açıklamasında verdiği demeci, kendisine yöneltilen bir soru üzerine verdiğini söylemişti.
Sözkonusu sorunun temelinin de İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamalarında kullandığı bir kelime üzerine olduğunu kaydeden İmamoğlu, "Öncelikle burada verilen demeç bir soru üzerine verilen demeçtir. Sorunun temelinde İçişleri Bakanı'nın şahsıma yönelik açıklamalarında 'Ahmak' kelimesini kullanmasıdır. Söz konusu cevabım bu sorunun üzerine olmuştur. Dolayısıyla bana kullanılan bu 'ahmak' kelimesine karşılık olarak kullanılmış bir kelimedir ve muhatabı da Sayın İçişleri Bakanı'dır. Dolayısıyla asla YSK'yı veya üyelerini herhangi birisini muhatap olarak böyle bir beyanda bulunmadım" ifadelerini kullanmıştı.
Hiçbir zaman mahkeme heyetlerine yönelik olumsuz muhataplığının olmadığı savunan İmamoğlu, "Seçimin iptal etmesine yönelik bütün siyasi aktörler, hükümeti temsil eden siyasi kimlikler ve herkes bu konuda beyanda bulundular. YSK'nın ne yaptığı ya da ne kararlar verdiği benim sözümün muhatabı değildir. Benim irademi kendi ifadem tanımlar. İptal edenler ibaresinden ettirenleri kastettim. YSK üyelerini kastetmedim" diye konuşmuştu.

İmamoğlu ve Kaftancıoğlu'ndan çağrı
İmamoğlu sosyal medya hesabından bir çağrı yayınlayarak, "16 milyon İstanbullunun evi Saraçhane’dir. İstanbul ve Türkiye, iradesine daha önce nasıl sahip çıktıysa bugün de çıkacaktır. Karar ne olursa olsun, kâh sevincimizi kâh irademizi göstermek adına herkesi saat 16.00’da Saraçhane’ye davet ediyorum" dedi
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da aynı çağrıda bulunarak, "Bizler saat:16.00’da salonda duruşmayı izlerken örgütümüz ve İstanbulluları aynı saatte Şaraçhane’ye bekliyoruz" ifadelerini kullandı.



Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Şam’a SDG dosyasının kapatılması için doğrudan destek

Fotoğraf: TCCB
Fotoğraf: TCCB
TT

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Şam’a SDG dosyasının kapatılması için doğrudan destek

Fotoğraf: TCCB
Fotoğraf: TCCB

Suriye Demokratik Güçleri (SDG) dosyası, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın cumartesi günü başlayan Türkiye ziyareti sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüğü en önemli dosyalardan biri olarak öne çıktı.

Basında yer alan haberlere göre Şara, Suriye'nin kuzeyindeki ve kuzeydoğusundaki Arap aşiretlerinin Şam'dan Haseke, Rakka ve Deyrizor gibi vilayetlerin kontrolünü devralmasını talep ederken SDG dosyasını devlet kurumları dışında silahlı bir grup olarak sonlandırmak için Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan doğrudan destek aldı.

Şam hükümetinden bir heyet ile DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu (DMUK) ve Kuzey ve Doğu Suriye Demokratik Özerk Yönetimi Bölgesi (KDSÖY) temsilcileri bir araya geldi. Binlerce DEAŞ’lı tutuklunun kaldığı El Hol Kampı’nın yönetiminin SDG'den Suriye hükümetine devredilmesi amacıyla bir toplantı gerçekleştirildi. Şam'daki kaynaklar, geçiş hükümeti heyetinin iktidara geldiğinden bu yana ilk kez El Hol Kampı’nı ziyaret etmesini, SDG'nin DMUK’un desteğiyle DEAŞ'la mücadeledeki rolünü azaltmaya yönelik bir adım olarak değerlendirdi.

Kaynaklar, Şam'ın Arap ülkelerinin ve uluslararası toplumun desteğini aldıktan sonra SDG dahil Savunma Bakanlığına katılmayan silahlı gruplara silahlarını teslim edip bakanlık bünyesine katılmaları için on gün süre verdiğini aktardılar. Bu arada Suriye Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani, Kürtlerin haklarının tek devlet çatısı altında garanti altına alındığını vurguladı. Şeybani, SDG ile varılan anlaşma hayata geçirilmesindeki bir gecikmenin kaosu uzatacağını söyledi.

Kaynaklar, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyiyle olan güney sınırındaki ‘güvenlik tehditlerini’ sona erdirme konusunda ‘ısrarcı’ olduğunu, Şam'ın ise bu konuyu ele alma ve SDG'yi Suriye devletine entegre olmaya ve Suriye topraklarının bütünlüğünü korumaya teşvik ederek bir çatışma ve askeri müdahaleden kaçınma konusunda halen isteksiz olduğunu kaydettiler. Cumhurbaşkanı Şara ve SDG lideri Mazlum Abdi arasında geçtiğimiz mart ayında imzalanan anlaşmaya göre SDG'nin askeri ve güvenlik kurumları devlet kurumlarına entegre edilecek, petrol sahaları, sınır kapıları ve DEAŞ üyelerinin tutulduğu gözaltı merkezleri Şam'a devredilecek ve hükümetin Suriye’nin kuzeyindeki ve doğusundaki bölgelerin kontrolünü kademeli olarak geri alması için hazırlık yapılacak.

cdfrgt
Haseke’nin kuzeydoğusunda yer alan Kamışlı’da sokaklar Şam yönetimi ile SDG arasında geçtiğimiz mart ayında varılan anlaşmayı kutlamak için süslendi (Reuters)

Suriye hükümeti heyetinin El Hol Kampı ile ilgili toplantısında, kampın yerinden edilmiş Suriyelilerden güvenli ve gönüllü bir şekilde tahliye edilmesine yönelik aşamalı bir planın yanı sıra, özellikle ülkelerinin geri dönmelerine izin vermediği yabancı uyruklu DEAŞ üyelerinin ve ailelerinin akıbeti ele alındı.

Suriye Cumhurbaşkanlığı tarafından dün yapılan açıklamada Cumhurbaşkanı Şara’nın Ankara'da Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile bir araya geldiği belirtildi. Açıklamaya göre toplantıya Suriye tarafından Dışişleri Bakanı Esad eş-Şeybani ve Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra, Türkiye tarafından ise Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan ve Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün katıldı.

Açıklamada ayrıca toplantıda ilişkileri ortak hedeflere hizmet edecek şekilde geliştirme arzusu çerçevesinde, iki ülke arasında çeşitli alanlarda ikili iş birliğini arttırmanın yolları ele alındığı belirtildi.

Beşşar Esed rejiminin düşmesinden bu yana Türkiye'nin Şara'nın liderliği için stratejik bir müttefik rolü oynadığını belirten Şam'daki kaynaklar, Şara'nın Ankara ziyaretini ‘önemli’ olarak nitelendirdi. Kaynaklar ziyaretin geçiş aşamasını geçmesini sağlamak ve Suriye ile bölgede istikrarı pekiştirmek amacıyla ABD'nin Suriye'ye uyguladığı yaptırımların kaldırılması konusunda Suudi Arabistan başta olmak üzere bazı ülkelerin öncülük ettiği bir dizi hızlandırılmış gelişmenin ardından gerçekleştiğine dikkati çekti.