Ebu Acile’nin ABD’ye teslimine dahil olanlara tehdit

Ebu Acile’nin ailesi, Lockerbie bombalaması suçlamasıyla ilgili açıklamaların ‘uydurma’ olduğunu söyledi

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe (Libya Ulusal Birlik Hükümeti)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe (Libya Ulusal Birlik Hükümeti)
TT

Ebu Acile’nin ABD’ye teslimine dahil olanlara tehdit

Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe (Libya Ulusal Birlik Hükümeti)
Libya Ulusal Birlik Hükümeti Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe (Libya Ulusal Birlik Hükümeti)

ABD’de tutuklanan eski Libya istihbarat görevlisi Ebu Acile Mesud el-Merimi’nin ailesi, Ulusal Birlik Hükümeti (UBH) Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe, Dışişleri Bakanı Necla el-Menkuş ve Misrata’da Ortak Kuvvet Komutanı Ömer Ebu Gadada’yı ‘Ebu Acile’yi evinden kaçırıp ABD’ye teslim etmek’ suçlamasıyla yargılama tehdidinde bulundu.
Ebu Acile’nin kardeşinin oğlu Abdulmunim el-Merimi, 19 Aralık’ta Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada ‘amcasının kaçırılmasında parmakları olduğu için üç şahsa karşı dava açacağını’ belirtti. Abdulmunim el-Merimi, herhangi bir suçlama olmaksızın yasadışı bir gözaltı merkezinde yaklaşık bir ay boyunca hapsedildiğini, ardından ABD’ye teslim edildiğini dile getirdi.
Abdulmunim, Dibeybe’nin kendileriyle görüşmeye gitmesi için bir temsilci gönderdiğini, ancak reddettiklerini söylerken, Dibeybe’nin daha önce söz verdiği gibi, hükümetinin ‘tutuklanan amcasını ziyaret etmek için ABD’ye seyahat etmeleri konusunda kendilerine kolaylık sağlamadığına’ dikkati çekti. Abdulmunim el-Merimi, “ABD’ye seyahat etmek vize ve büyük miktarda para gerektiriyor. Biz, hassas bir Libyalı aileyiz ama oraya gideceğiz inşallah” dedi.
Ebu Acile’nin ailesi de geçen pazar günü bir açıklama yaparak, hasta yatağındayken evinden kaçırıldığını belirtti. “Yetkili adli makamın verdiği herhangi bir yargı kararı olmaksızın, ailesinin gözleri önünde evinden kaçırıldı” diyen aile, bunun Libya yargısının müdahalesini ve faillere yasal cezaların verilmesini gerektiren tam teşekküllü bir suç olduğuna dikkati çekti.
Aynı şekilde Dibeybe’nin Ebu Acile’yi ‘Lockerbie bombalama operasyonunu planlamakla’ suçlamasının, ‘sanığın suçu ispatlanana kadar masum olduğu’ şeklindeki yasal kuralı ihlal eden bir ‘suç’ olduğunu vurguladı. Ayrıca aile, Dibeybe’nin Ebu Acile’nin Tunus vatandaşlığına sahip olduğunu iddia ederek, Libya vatandaşlığından çıkarmaya çalıştığını da dile getirdi.
Ebu Acile, geçen hafta Washington’da federal mahkeme huzuruna çıktı. Ancak avukatıyla görüşmeden önce ABD’li soruşturma hakimi Robin Meriweather’ın huzurunda konuşmayı kabul etmedi. Libya genelinde artan öfke ve geçici Birlik Hükümeti’ne yönelik suçlamalar çerçevesinde 27 Aralık’ta yeniden ortaya çıkması bekleniyor.
Dibeybe’nin 1988 yılında İskoçya’nın Lockerbie kasabası üzerinde Pan Am 103 uçağının infilak etmesine neden olan bombanın imalatına istihbarat görevlisinin de dahil olduğu yönündeki ifadelerine ilişkin olarak aile, “Dibeybe, Ebu Acile’ye atfedilen suçlamayı uydurdu.  Libya’daki soruşturma yetkililerinin karşısına çıkmadan onu hemen mahkûm etti” dedi.
Ebu Acile’nin ailesi, “Bu hikâye yalan” derken, Adalet Bakanı Halime Abdurrahman’ın beyanının gözden geçirilmesi çağrısında bulundu. Bakan Abdurrahman, geçen ay Lockerbie davası dosyasının siyasi ve hukuki olarak kapatıldığını belirten bir açıklama yayınlamıştı.
Aynı şekilde aile, Başsavcı Sıddık es-Sur’un ifadelerinin gözden geçirilmesi gerektiğini de dile getirdi. Başsavcı, Ebu Acile’nin iadesinin yasal prosedürler takip edilmeden ve ülkedeki adli makamların emri olmadan gerçekleştiğini belirtmişti.
Ebu Acile’nin ailesi, Libya yargısının yasalara, ulusal ve insani değerlere aykırı bu eylemi planlayan, düzenleyen ve gerçekleştiren herkesten hesap sorulması çağrısı yaptı. Ayrıca Ebu Acile serbest bırakılmazsa, kaçırılıp yabancı bir ülkeye teslim edilmesine karışan herkesin yargı ve hukuk aracılığıyla tüm halka ifşa edileceğini vurguladı.
Bombalı uçak saldırısında 190’ı ABD’li ve 11’i de yerde bulunanlardan olmak üzere 259 kişi hayatını kaybetti. Devrik Muammer Kaddafi rejimi, 2008 yılındaki siyasi anlaşmanın bir parçası olarak kurbanların ailelerine 2,7 milyar dolar tazminat ödedi.
Davanın 27 yıl hapis cezasına çarptırılan tek sanığı eski istihbarat görevlisi Abdulbasit el-Megrahi ise sağlık nedenleriyle 2009 yılında serbest bırakıldı. Ancak 2012 yılında 60 yaşında Libya’da öldü.
Dibeybe, Ebu Acile’yi ‘terörizm ve masum insanları öldürmekle’ suçlarken, toplumun geniş kesimlerini şaşkına uğratmıştı. Dibeybe ayrıca, bazı insanların bugün bu sloganlardan etkilendiğini, tek bir operasyonda 270’ten fazla masum insanın öldüğünün farkına varmadan bir terör zanlısını savunduklarını iddia ederken, Libyalıları da ‘kasıtsız bir şekilde terörü savunmaya’ karşı uyardı.
İstikrar Hükümeti Başkanı Fethi Başağa ise Ebu Acile’nin teslim edilmesini ‘Libya tarihinde ciddi ve benzeri görülmemiş bir sorun’ olarak nitelendirdi.
Dibeybe’nin Ebu Acile suçlamasına yanıt olarak Başağa, eski istihbarat görevlisinin ABD’ye gizlice teslim edilmesini Kaddafi rejiminin aynı davadaki zanlıları teslim etmesine benzeterek reddetti. Fethi Başağa ayrıca, “Dibeybe hükümeti, Libyalı bir vatandaşı yargıya saygı duymadan teslim ederek Libya egemenliğini hiçe saymıştır. Bu da daha fazla tazminata kapı açacaktır” dedi.
Geçen hafta ortalarından bu yana ülkenin batısındaki Zliten şehrinin batısında Muhammed Avad adlı emekli bir istihbarat yetkilisinin kaçırıldığına dair doğrulanmamış haberler yayılıyor. Temsilciler Meclisi üyesi Ali et-Takbali de bu haberlere destek verdi. Takbali, başkent Trablus’un 140 km doğusunda bulunan Vadi Kaam’da bir ABD uçağıyla nakledildiğini söyledi.



Filistin Başkanlığı, Refah şehri için zorunlu tahliye emri tehlikesi konusunda uyardı

İsrail'in tahliye emri sonrasında Filistinliler Refah'tan ayrılıyor (AFP)
İsrail'in tahliye emri sonrasında Filistinliler Refah'tan ayrılıyor (AFP)
TT

Filistin Başkanlığı, Refah şehri için zorunlu tahliye emri tehlikesi konusunda uyardı

İsrail'in tahliye emri sonrasında Filistinliler Refah'tan ayrılıyor (AFP)
İsrail'in tahliye emri sonrasında Filistinliler Refah'tan ayrılıyor (AFP)

Filistin Başkanlığı bugün yaptığı açıklamada, Refah kentinin tamamına yönelik zorunlu tahliye emirlerinin ciddiyeti konusunda uyarıda bulundu.

Başkanlık, Filistin Haber Ajansı WAFA’da yer alan basın açıklamasında, Hamas'a “işgalin önünü kesmesi ve halkımıza ve topraklarımıza yönelik kanlı saldırganlığını sürdürmek için bahanelerini geri çekmesi, Filistin halkımızın hayatını koruması ve soykırım savaşına maruz kalan Gazze Şeridi'ndeki acı ve eziyetlerine son vermesi” çağrısında bulundu.

Filistin Başkanlığı, “iç göç sürecinin kınandığını ve reddedildiğini ve dış göç çağrıları gibi uluslararası hukuka tamamen aykırı olduğunu” belirterek, “kimseye güvenlik ve istikrar getirmeyecek olan bu gerilimden tamamen işgal makamlarını sorumlu” tuttu.

Şarku’l Avsat’ın WAFA’dan aktardığına göre açıklamada, “Sağlık personelinin işgal ordusu tarafından kasıtlı olarak hedef alınması, sağlık sektörünün hedef alınmasını yasaklayan uluslararası yasa ve sözleşmelerin büyük bir ihlalini teşkil etmektedir” uyarısında bulunuldu.

Açıklamada,“İsrail'in Batı Şeria'daki halkımıza, özellikle de Batı Şeria'nın kuzeyindeki kamplara yönelik devam eden saldırılarına cinayetler, vatandaşların tahliyesi, evlerinin yıkılması, tutuklamalar, şehirlerin ve kampların altyapısının yıkılmaya devam etmesi, yerleşimci terörizminin sürmesi ve kutsal mekânlara yönelik saldırılar eşlik etmektedir; tüm bunlar bölgeyi daha fazla gerginliğe ve istikrarsızlığa itecek gerçek bir felaketin habercisidir” denildi.

Başkanlık, “bölgede savaş tamtamlarının çalmaya başlamasıyla birlikte herkesin, Filistin meselesine uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda adil ve kapsamlı bir çözüm bulunmadığı takdirde bölgenin, bedelini herkesin ödeyeceği sonu gelmez savaşlar sarmalında kalacağını ve tüm dünya ülkelerinin uluslararası hukuk ve insani sözleşmelerin korunması için sorumluluklarını üstlenmesi gerektiğini anlaması gerektiğini” vurguladı.

İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinin büyük bölümünün boşaltılması emrini verirken, Filistinli medya kuruluşları Gazze Şeridi'nin orta ve kuzey kesimlerinde İsrail bombardımanında ölümler olduğunu bildirdi.

Refah'ın boşaltılması emri, İsrail'in bu ayın başlarında ateşkesi sona erdirerek Hamas'a karşı hava ve kara operasyonlarını yeniden başlatmasının ardından geldi.