Yemen: Umman’ın arabuluculuğuna rağmen Husiler ateşkese yanaşmıyor

Yemen Savunma Bakanı Muhsin ed-Dairi, Cumartesi günü Aden'de Abyan askeri cephe liderleriyle bir araya geldi (SABA)
Yemen Savunma Bakanı Muhsin ed-Dairi, Cumartesi günü Aden'de Abyan askeri cephe liderleriyle bir araya geldi (SABA)
TT

Yemen: Umman’ın arabuluculuğuna rağmen Husiler ateşkese yanaşmıyor

Yemen Savunma Bakanı Muhsin ed-Dairi, Cumartesi günü Aden'de Abyan askeri cephe liderleriyle bir araya geldi (SABA)
Yemen Savunma Bakanı Muhsin ed-Dairi, Cumartesi günü Aden'de Abyan askeri cephe liderleriyle bir araya geldi (SABA)

İran destekli Husi milisler, ateşkesin yenilenmesi ve uzatılmasına ilişkin Birleşmiş Milletler’in sunduğu ve uluslararası düzeyde sunulan tekliflere dair uzlaşmazlığını sürdürüyor. Kaçak silahların kendilerine ulaşmasını önlemek için Husi kontrolündeki sınır noktalarına getirilen kısıtlamaların kaldırılması ve yüzbinlerce üyesinin maaşlarının ödenmesi yönündeki taleplerinde ısrar eden Husiler, BM Özel Temsilcisi Hans Grundberg’i kendi deyimiyle ‘ABD ve İngiliz yanıltıcılığını’ benimsemekle suçluyor.
Husi darbe hükümetinin başkanı Mehdi el-Meşat, söz konusu açıklamaları Umman heyeti ile Sana’da gerçekleştirdiği görüşmede kaydetti. Umman heyeti, Husi milislere 2 Ekim’de ateşkes sona ermeden önce Özel Temsilci Grundberg tarafından sunulan uluslararası önerileri kabul ettirmeye çalışıyor.
Umman heyeti tarafından iletilen yeni önerilerin içeriği henüz açıklanmadı. Ancak Lübnan’daki Hizbullah’a yakın medya kuruluşları, heyetin ilk aşamada sivillerin maaşlarının ödenmesi, militanlara verilecek maaşların ileri bir aşamaya ertelenmesi, Sana Havalimanı'ndan kalkış noktalarının beş noktaya çıkartılması, Hudeyde limanındaki kısıtlamaların hafifletilmesi, Taiz’e giden ve temas bölgelerinin arasında kalan anayolların açılması yönünde önerilerde bulunduğunu iddia etti.
Husi milislere bağlı medyanın bildirdiğine göre Mehdi el-Meşat ise kontrolündeki tüm havalimanları ve limanların açılması, Husi grubunun tüm çalışanlarının maaşlarının petrol ve gaz gelirlerinden ödenmesi yönündeki talepleri karşılanmadığı takdirde ateşkes sağlanmayacağını bildirdi.
Grubun Hadramut ve Şebva'daki petrol ihracat limanlarına yönelik saldırılarını durdurmayacağını söyleyen Husi lider Meşat, böylece Yemen halkının petrol ve gaz zenginliğini koruduğunu iddia etti.
Milisler, geçtiğimiz 21 Ekim itibariyle Hadramut ve Şabva'daki petrol ihracat limanlarına birden fazla terörist saldırı düzenlemiş, düzenlenen saldırılar ham petrolün ihracını engellemişti. Meşru hükümet ve uluslararası alanda tanınan Başkanlık Konseyi ise kurtarılmış bölgelere hizmet için kullanılan petrol gelirlerinden mahrum kalarak kritik bir duruma düşmüştü.
Özel Temsilci Grundberg’i ‘ABD ve İngiliz yanıltıcılığını’ benimsemekle suçlayan Husi lider Meşat, çatışmaların yeniden başlamasına atıfta bulunarak, grubun çıkarlarını koruyacak ‘adımlar’ atmaktan çekinmeyeceği tehdidini yineledi.
Umman heyetine Sana’da eşlik eden Husi Sözcüsü Muhammed Abdusselam, Umman heyetinin yapılan görüşmelerin devamı niteliğinde ve uluslararası taraflarla yapılan görüşmelerde ortaya atılan fikir ve önerilerin iletilmesi amacıyla ziyarette bulunduğunu söyledi.
Yemen Dışişleri Bakanı Ahmed Avad bin Mubarek, Husi milislerin barış ve sükunet çağrılarını reddetmeye devam etmesini uluslararası topluma hakaret olarak nitelendirmişti. Aynı zamanda kendi deyimiyle milisleri razı etme politikasını durdurma, bölgenin güvenliği ve küresel istikrara yönelik müdahalelere son vermek için farklı bir yaklaşım benimseme çağrısında bulunmuştu. Aynı zamanda Husi milislerin Yemen halkına yönelik ihlallerinden sorumlu tutulması, meşru tarafların Husi grubu terörist grup olarak sınıflandırma kararının desteklenmesi gerektiğine değinmişti.
Yemen hükümeti ve Başkanlık Konseyi, Husi grubu terör örgütü olarak sınırlandırmış, Husilere maddi destek sağlamakla suçlanan 12 şirkete ait fonları dondurmuştu.
Yemen hükümeti verilerine göre, Husilerin petrol ihracat limanlarına yönelik saldırıları, geçtiğimiz Ekim ayından bu yana ülkeyi petrol kaynaklarının yaklaşık yüzde 75'inden mahrum etti.
Yemen Başbakanı Muin Abdulmelik, petrol tesislerinin hedef alınmasının, yalnızca Yemen halkının yeteneklerine ve hayati yatırımlarına karşı bir saldırı teşkil etmediğini, aynı zamanda uluslararası ticaret koridorlarına ve kargo gemilerine yönelik bir saldırıyı sayıldığını, dolayısıyla tolere edilemeyeceğini vurguladı.
Gözlemciler, Yemen Savunma Bakanı Muhsin ed-Dairi’nin bölge ülkelerine yönelik son ziyaretlerini ve askeri ve güvenlik komitelerinin saha çalışmalarını Husi grubu ile yüzleşmek amacıyla askeri seçeneğe dönme olasılığına dair bir gösterge olarak görüyor.
Aden’e dönüşü ardından hazırlık durumunun artırılmasının önemi üzerine askeri liderler ile gerçekleştirdiği toplantı sırasında açıklamada bulunan Dairi, “Terörist Husi milisler sadece güç ve silah dilinden anlıyor. Barış ancak Husileri askeri olarak caydırmak ve yenilgiye uğratmakla sağlanabilir” vurgusunda bulundu.
Gözlemciler, tüm bunların askeri operasyonlara geri dönme seçeneğini mümkün kıldığına değiniyor. Bölgesel ve uluslararası arabulucular, Husi milislerin barışa yakın olmadığı, savaşı sona erdirme yönündeki uluslararası çabaları engellediği düşüncesine vardı. Avrupa ülkeleri ve ABD’nin son dönemdeki açıklamaları da bu düşünceleri yansıtıyor.
Avrupa Birliği dışişleri bakanları düzeyinde yapılan açıklamada, ateşkesin yeniden tesis edilmesinin, Taiz ve diğer illere giden yolların yeniden açılmasının, Hudeyde Limanı’na giren yakıt sevkiyatları ve Sana Havalimanı’ndan çift taraflı yapılacak ticari uçuşların yenilenmesinin önemi vurgulanıyor. Açıklamada aynı zamanda 21 Ekim'de Dabbe Petrol Limanı’na yapılan saldırı gibi Husilerin Yemen'deki liman altyapısına yönelik tekrarlanan saldırılarının şiddetle kınandığını ifade edildi. 
Husileri radikal tutumları bir kenara bırakarak BM'nin sükunet ve itidal çağrılarına kulak vermeye, BM Özel Temsilcisi ile yapıcı bir şekilde diyaloğa girmeye çağıran AB, ayrıca tüm saldırıların durdurulması gerektiğini vurguladı. Bölgede faaliyet gösteren petrol tesisleri ve ticari gemicilik gibi sivil altyapıya yönelik saldırıların veya tehditlerin kabul edilemeyeceğini de ekledi.
AB bakanları, Yemen hükümetinin ateşkes sırasındaki yapıcı yaklaşımını, başta Suudi Arabistan Krallığı ve Umman Sultanlığı olmak üzere bölgesel aktörlerin ateşkesin uzatılmasına yönelik sürekli çabalarını takdir etti.



HTŞ, Halep’e doğru ilerliyor… Suriye ordusu Rusya'nın yardımıyla durdurmaya çalışıyor

TT

HTŞ, Halep’e doğru ilerliyor… Suriye ordusu Rusya'nın yardımıyla durdurmaya çalışıyor

HTŞ, Halep’e doğru ilerliyor… Suriye ordusu Rusya'nın yardımıyla durdurmaya çalışıyor

Heyetu Tahriru'ş Şam'ın (HTŞ) Halep'te Suriye ordusuna karşı yürüttüğü Saldırganlığı Caydırma Operasyonu (Rad'ul Udvan)  Suriye ve Rusya'nın HTŞ ve İdlib'deki silahlı muhalif gruplara yönelik bombardımanı eşliğinde dün (Perşembe) ikinci gününe girdi. Türkiye ise gelişmeleri takip ettiğini ve bölgedeki güçlerinin güvenliğini sağlamak için tüm önlemleri aldığını açıkladı.

HTŞ ve Fethu'l Mubin Operasyon Odası’na bağlı güçler, ülkenin kuzeybatısındaki Halep vilayetinde Suriye ordusunun kontrolünde bulunan 10 kasaba ve köyün kontrolünü ele geçirdi.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) tarafından yayınlanan ilk bilançoya göre 80 HTŞ mensubu, Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu'na bağlı 19 savaşçı ve aralarında farklı rütbelerden 4 subayın da bulunduğu 54 Suriye askeri öldü.

HTŞ ilerliyor

HTŞ dün rejim güçleriyle girdiği şiddetli çatışmaların ardından İdlib'in doğusunda Şabur, Dadih ve Keferbatih olmak üzere üç stratejik köyü, Halep'in batı kırsalında ise Keferbasin ve Arnaz köylerini ele geçirdi. HTŞ’nin bu çatışmalar sırasında 8 askeri esir alınırken, diğer iki askeri de Halep'in batı kırsalında esir alındı.

zxscdvf
HTŞ tarafından Halep ekseninde gerçekleştirilen bombardıman (AFP)

Şarku’l Avsat’ın SOHR’dan aktardığına göre Rus savaş uçakları hava saldırılarını yoğunlaştırarak Sermin kasabası çevresini hedef alan dört hava saldırısı, Mecdelya kasabası çevresini hedef alan dört hava saldırısı ve İdlib'in doğu kırsalındaki Neyrab kasabasının dış mahallelerine birkaç hava saldırısı düzenledi.

Suriye ordusu ve muhalif gruplardan kaynaklar, Rusya ve Suriye hava kuvvetlerinin HTŞ'nin Şubat 2020'de İdlib'e düzenlediği ve aynı yıl 5 Mart'ta imzalanan Türk-Rus anlaşmasıyla durdurulan saldırıdan bu yana en büyük saldırıyı püskürtmek için Suriye'nin kuzeybatısında Türkiye sınırına yakın muhaliflerin kontrolündeki bölgeleri bombaladığını bildirdi.

Söz konusu anlaşma kapsamında Türkiye, muhaliflerin saldırısı nedeniyle topraklarına yeni bir Suriyeli mülteci dalgasını önlemeyi amaçlayan ‘Bahar Kalkanı’ adlı askeri operasyonu durdurdu.

AFP'ye konuşan askeri bir kaynak HTŞ ve muhalif savaşçıların Halep kentinin dış mahallelerine yaklaşık 10 kilometre mesafede, İran destekli Hizbullah'ın güçlü olduğu Şii kasabaları Nubl ve ez-Zehra'ya birkaç kilometre mesafede ilerlediğini ve Halep'in doğusunda İran yanlısı grupların üslendiği Neyrab havaalanına saldırdığını söyledi.

thyjukı
Halep köylerinden iki genç adam, HTŞ ve Suriye ordusu arasındaki karşılıklı bombardımanı uzaktan izliyor. (AFP)

HTŞ, Türkiye'nin daha önce uyarıda bulunduğu operasyonun, son haftalarda İdlib'in güneyindeki bölgelerde Rusya ve Suriye hava kuvvetleri tarafından sivillere yönelik saldırıların artmasına bir yanıt olduğunu ve muhalif gruplarla cephe hattına yakın bölgelere yığınak yapan Suriye ordusunun saldırılarını beklediğini söyledi.

Şam'ın Türkiye sınırına yakın, 3 milyondan fazla insanın yaşadığı ve 2011'den bu yana iç savaştan kaçan milyonlarca insanın kamplarda barındığı İdlib'de muhaliflerin elindeki son bölgeyi de ele geçirme çabası çerçevesinde muhaliflerin elindeki köylere insansız hava araçlarıyla (İHA) düzenlenen saldırılarda yılbaşından bu yana çoğu sivil 80'den fazla kişi hayatını kaybetti.

Suriye ordusu karşılık veriyor

Suriye ordusu çarşamba günü şafak vakti aniden başlatılan Saldırganlığı Caydırma Operasyonu’ndan bu yana ilk kez dün bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Silahlı kuvvetlerimiz halen devam etmekte olan terör saldırısına karşı koymuş, Rusya ve dost kuvvetlerle iş birliği içinde, bölgeyi geri almak ve durumu eski haline getirmek için saldırgan terör örgütlerine teçhizat ve can bakımından ağır kayıplar verdirmiştir” denildi.

jukı
Suriye ordusu topçuları HTŞ saldırılarına karşılık veriyor. (Suriye medyası)

Şam, HTŞ'ye (eski adıyla Nusra Cephesi) atıfta bulunarak El Kaide'den ilham alan militanlara karşı savaş yürüttüğünü söylüyor ve sivilleri ayrım gözetmeksizin hedef aldığını reddediyor.

HTŞ ve daha az etkili muhalif gruplar, İdlib ve çevresinin yaklaşık yarısının yanı sıra Rusya ve Türkiye arasında varılan ve ‘Putin-Erdoğan bölgesi’ olarak adlandırılan anlaşma kapsamında çatışmasızlık bölgesi ilan edilen komşu iller Halep, Lazkiye ve Hama'daki komşu bölgeleri de kontrol ediyor.

Türkiye gelişmeleri takip ediyor

Türkiye Savunma Bakanlığı'ndan resmi bir kaynağa göre, Suriye'nin kuzeyindeki Halep kırsalı bu çatışmalardan önce aylardır sessizdi. Bölge zaman zaman çeşitli tarafların karşılıklı bombardımanına ve Suriye ve Rus güçlerinin baskınlarına sahne oluyor, ancak Rusya-Türkiye arasındaki ateşkes anlaşması halen büyük ölçüde bozulmadı.

Basın brifinginde konuşan kaynak, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyindeki muhalif grupların son hareketlerini yakından takip ettiğini ve buradaki Türk güçlerinin güvenliğini sağlamak için tüm önlemleri aldığını söyledi.

xcs
Saldırganlığı Caydırma Operasyonu’na katılan HTŞ mensupları (AFP)

Türkiye salı ve çarşamba günleri, Halep'teki Fırat Kalkanı harekât bölgesindeki güçlerine ve İdlib'deki askeri noktalarına büyük takviyeler gönderdi.

Öte yandan, Türk Hava Kuvvetleri'ne ait İHA’nın Rakka vilayetinin kuzeyindeki Ayn İsa kırsalında yer alan ed-Debs köyünde bir motosikleti vurması sonucu bir Suriye Demokratik Güçleri (SDG) militanı öldü.

Türk güçleri ve müttefik Suriyeli gruplar, Halep'in doğusundaki Münbiç kırsalında SDG'ye bağlı Münbiç Askeri Konseyi'nin kontrolündeki et-Tuhar, el-Cat, Arap Hasan, Cebel Sayyad ve Um Calud köylerini ağır toplarla bombaladı. Bombardımanda bir sivil yaralandı.