İran, ünlü futbolcunun eşi ve kızının yurt dışına çıkışını engellemek için uçak indirdi

İranlı futbolcu Ali Dayi (Getty Images)
İranlı futbolcu Ali Dayi (Getty Images)
TT

İran, ünlü futbolcunun eşi ve kızının yurt dışına çıkışını engellemek için uçak indirdi

İranlı futbolcu Ali Dayi (Getty Images)
İranlı futbolcu Ali Dayi (Getty Images)

İranlı efsanevi futbolcu Ali Dayi’nin eşi ve kızının Dubai’ye gitmek üzere bindiği uçağın, Tahran’dan kalktıktan 1 saat sonra, Kiş Adası'na yönlendirilerek, söz konusu kişilerin indirildiği belirtildi.
İranlı Öğrenciler Haber Ajansına (ISNA) göre, ünlü futbolcu, ailesinin uçaktan indirilmesi olayına tepki gösterdi.
Eşi ve kızının Dubai'ye gitmek için yasal yollarla Tahran’dan uçağa bindiklerini fakat uçağın Dubai yolundan dönerek, Basra Körfezi'ndeki Kiş Adası’na indiğini aktaran Dayi, eşi ve kızının Kiş’ten Tahran’a dönüşleri için gerekli girişimlerde bulunduklarını söyledi.
Yerel basında yer alan tutuklama haberini yalanlayan Dayi, “Kızım ve eşimi uçaktan indirdikten bir saat sonra kızınız gidebilir dediler. Kızım gitmek istediğinde ise uçağın kapılarının kapalı olduğunu, onun da gidemeyeceğini söylediler” ifadelerini kullandı.
Ailesinin birkaç günlüğüne Dubai'ye gidip pazartesi günü dönmeyi planladığını aktaran Dayi, yurt dışına çıkış yasağı olması durumunda, polislerin önceden bunu sistemden göstermesi gerektiğini kaydetti.
Böyle bir duruma şaşırdığını vurgulayan Dayi, “Gayet yasal bir şekilde pasaport kontrolünden geçip uçağa bindiler. Eşimi ve kızımı indirmek için, Dubai'den o kadar yolcuyu geri getirdiler. Madem bir sorun vardı neden tutuklamadılar. Sorun yoksa neden geri döndürdüler? Bu soruları sormalısınız. Biz cevap alamıyoruz” diye konuştu.
ISNA, adını vermediği bir güvelik yetkilisine dayandırdığı, başka bir haberinde ise futbolcunun eşine, "grev çağrısı yaptığı için" yurt dışı çıkış yasağı uygulandığını aktardı.
Haberde, Dayi’nin eşinin “yasa dışı yollarla çıkış yasağını aşarak” uçağa bindiği, güvenlik birimlerinin durumdan haberdar olduktan sonra "yargı makamlarından gerekli izni alarak" ülkeden çıkmasına mani olduğu belirtildi.

Eylemlere destek vermişti
İran'ın eski efsanevi futbolcularından Ali Dayi’nin restoran ve kuyumcu dükkanı, “boykot çağrılarına destek verdiği" gerekçesiyle 5 Aralık’ta mühürlenmişti.
Dayi, Instagram hesabından yaptığı bir paylaşımda da "FIFA ve Katar Futbol Federasyonunun eşim ve kızlarımla Dünya Kupası'na katılmamız için yaptığı resmi davete, çoğumuzun kendini iyi hissetmediği bugünlerde ülkemde sizlerle birlikte olmak için hayır cevabını verdim" ifadelerini kullanmıştı.
İranlı eski futbolcu, gösteriler sırasında da "sevdiklerini kaybeden tüm ailelere" başsağlığı dilediği mesajını, "İran ve İranlılar için aydınlık günler diliyorum" temennisiyle tamamlamıştı.
Tahran'da 13 Eylül'de "ahlak polisi" olarak bilinen İrşad devriyeleri tarafından "başörtüsü kurallarına uymadığı gerekçesiyle" gözaltına alındıktan sonra fenalaşarak hastaneye kaldırılan 22 yaşındaki Mahsa Amini'nin, 16 Eylül'de yaşamını yitirmesi, ülke yönetimine karşı protestolara yol açmıştı.
Ülke geneline yayılan gösterilerde yüzlerce kişi hayatını kaybetmiş, 10 binden fazla kişi ise gözaltına alınmıştı.



Kasım: Hizbullah iktidarından vazgeçmeyecek ve İsrail de silahlarını almayacak

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
TT

Kasım: Hizbullah iktidarından vazgeçmeyecek ve İsrail de silahlarını almayacak

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım, dün akşam yaptığı açıklamada, partinin gücünden vazgeçmeyeceğini ve İsrail'in silahlarını teslim almayacağını belirtti. Kasım, Amerika'nın istediği yeni anlaşmanın, İsrail'in Lübnan'ın güneyinden kısmi çekilme karşılığında silahların teslim edilmesini talep etmekle başladığını ifade etti.

Kasım televizyonda yaptığı konuşmada, “(Hizbullah) Litani Nehri'nin güneyinde ateşkes anlaşmasını tamamen uyguladı ve Lübnan devleti elinden geldiğince orduyu konuşlandırdı” dedi ve “Bütün dünya İsrail'in 3 bin 800 ihlalde bulunduğunu söylüyor ve 8 aydır Siyonist saldırılar devam ediyor” diye vurguladı.

Kasım şöyle devam etti: “Biz, Lübnan devleti, (Hizbullah) ve tüm direnişçiler, anlaşmada üzerimize düşen her şeyi yerine getirdik, İsrail ise hiçbir şeyi yerine getirmedi.”

Ve şöyle sürdürdü: “İsrail'in saldırılarını durdurmayı başaramadık, ancak Lübnan devletinin bu varlıkla imzaladığı anlaşma sayesinde onu bir sınırda durdurmayı başardık. İsrail'in geri çekilmesi ve saldırılarını durdurması zorunlu hale geldi. Bu anlaşma devletin sorumluluğu ve yükümlülüğündedir.”

Ve ekledi: “Bugün Amerika yeni bir anlaşma ortaya koyuyor, yani 8 ay boyunca yaşanan tüm ihlaller yokmuş gibi, İsrail'i önceki tüm saldırılarından aklıyor. Bu saldırının tek gerekçesi (Hizbullah'ın) silahsızlandırılması, çünkü İsrail'i güvence altına almak istiyorlar.”

Kasım, ABD'nin yeni önerisinin “kısmi çekilme karşılığında silahsızlanma talebini” içerdiğini belirtti.

Şarku'l Avsat'ın basında çıkan haberlerden aktardığına göre ABD, İsrail güçlerinin Güney Lübnan'da işgal ettikleri mevzilerden çekilmesi ve geçen yıl İsrail tarafından tahrip edilen bölgelerin yeniden inşası için ayrılan fonların serbest bırakılması karşılığında, Hizbullah'ın silahlarını bırakmasını talep ediyor.

Biz, Hizbullah ve Emel Hareketi olarak, direnişe, çevresine ve tüm mezhepleriyle Lübnan'a yönelik varoluşsal bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu hissediyoruz.

“Lübnan gerçek tehlikelerle karşı karşıya; güneyde İsrail, doğu sınırında (DEAŞ) araçları ve Lübnan'ı kontrol eden Amerikan zulmü” diyen Kasım “İsrail'in tehlikesi ve tehdidi ortadan kaldırıldıktan sonra savunma stratejisini tartışmaya hazırız, ancak bugün gücümüzden vazgeçmeyeceğiz ve savunma için tam hazırız” vurgusunda bulundu.