2023'te Suriye'nin geleceğini şekillendirecek olan 10 mesele

30 Aralık 2022'de Şam ile Ankara arasındaki normalleşmeye karşı İdlib'deki Suriyeli muhaliflerin düzenlediği protesto gösterisinden bir kare (EPA)
30 Aralık 2022'de Şam ile Ankara arasındaki normalleşmeye karşı İdlib'deki Suriyeli muhaliflerin düzenlediği protesto gösterisinden bir kare (EPA)
TT

2023'te Suriye'nin geleceğini şekillendirecek olan 10 mesele

30 Aralık 2022'de Şam ile Ankara arasındaki normalleşmeye karşı İdlib'deki Suriyeli muhaliflerin düzenlediği protesto gösterisinden bir kare (EPA)
30 Aralık 2022'de Şam ile Ankara arasındaki normalleşmeye karşı İdlib'deki Suriyeli muhaliflerin düzenlediği protesto gösterisinden bir kare (EPA)

2023 yılında Suriye'de ve yurtdışında takip edilmesi gereken, farklı düzeylerde büyük etkileri olacak, sonuçları ve yansımaları yıllar, hatta on yıllar sonra netleşecek 10 mesele, dış bölgesel ve uluslararası anlayışlar sayesinde üç yıldır devam eden istikrarlı sürecin ardından Suriye'deki üç mini devlet arasındaki temas hatlarının kaderini de belirleyecek.
1- Türkiye normalleşmesi: Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Suriye Dışişleri Bakanı Faysal el-Mikdad’ın son haftalarda askeri ve güvenlik alanlarında gerçekleştirilen görüşmelerin sonuçlarını tamamlamak ve Suriye’nin kuzeyinde Fırat'ın doğusundaki ‘ABD bölgesinden’ başlayarak Rusya himayesinde ortak düzenlemelere varmak amacıyla bu ayın ortalarında bir araya gelmeleri bekleniyor.
Haziran ayında yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri öncesi, Moskova'nın Şam ve Ankara için hazırladığı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed'i bir araya getirecek yol haritasındaki adımları takip etmek gerekiyor. Bu adımların uygulanacağı sınırlara, derinliğe ve hıza bağlı olarak Suriye ve çevresinde büyük siyasi ve ekonomik sonuçları olacağına şüphe yok. Peki siyasetteki ve ekonomideki kazanımlar karşılığında coğrafyada bir takım tavizler mi veriliyor?
2- Kürt kaygısı: Şam, Ankara, Moskova (ve Tahran) arasındaki ana kesişme noktalarından biri, Suriye'nin kuzeydoğusundaki Kürt varlığının ve Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin zayıflamasıdır. Kürt oluşumları Suriye’nin ve Türkiye’nin bekasına yönelik bir tehdit olarak görülüyor. Suriye ve Türkiye arasında olası ortak askeri operasyon planları var ve Rusya, tüm Kürt oluşumlarının Türkiye sınırından Suriye’nin 30 kilometre derinliğine çekilmesi yönünde baskı yapıyor.
Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) ve Suriye Demokratik Konseyi’nin (SDK) konumunu ve bu gelişmelere nasıl tepki verdikleri takip edilmeli. SDG, 2019 yılı sonlarında Rusya ve Türkiye arasında imzalanan Soçi Anlaşması’na göre ağır silahlarını ve Halk Koruma Birlikleri’ni (YPG) 30 kilometre derinliğe çektiğini söylese de iç güvenlik güçlerini (Asayiş) ve yerel meclisleri geri çekmeyi reddediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçimleri kaybetmesine, ABD’nin kendisini desteklemesine ve askeri varlığına güvenerek direniyor. Ankara ise SDG’ye bağlı tüm yapıların 30 kilometre derinliğe çekilmesinde ısrar ederken Suriye rejimine bağlı kurumların, Suriye bayrağının ve sınır muhafızlarının söz konusu bölgelerdeki varlığına itiraz etmiyor.
ABD eski Başkanı Donald Trump yönetiminin 2019 yılında aniden ABD askerlerini Suriye’den geri çekme kararı alması ve Türkiye’nin askeri harekatına kapıyı aralaması, mevcut ABD Başkanı Joe Biden yönetiminin ABD kuvvetlerinin Suriye’de kalmaya devam etmesi kararı almasını sağladı. Ancak Ukrayna meselesine müdahil olan ABD’nin Türkiye’nin ve NATO’nun Ukrayna savaşında oynadıkları role ihtiyacı olduğuna ve Kürtler yüzünden Ankara ile bir çekişmeye girmeyeceğine dair bir takım göstergeler var.
Suriye-Türkiye normalleşmesinin başlamasından sonra, ABD’nin tutumundaki gelişmeleri ve Suriye'nin kuzeydoğusunda Ankara ile Washington arasındaki askeri anlaşmaların sınırlarını takip etmek gerekiyor.

Suriye’nin Arap ülkeleri arasına dönüşü
4- Arap ülkeleriyle normalleşme: Arap ülkelerinin başkentleri ve Arap Birliği (AL) ile Şam arasındaki normalleşmeye yönelik ortak adımlar 2022 yılında sessizce atılmaya başlandı. Suriye, Cezayir’in ev sahipliği yaptığı AL Zirvesi’ne önde gelen Arap ülkelerinin itirazları nedeniyle katılamadı. Ayrıca Ürdün ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi Şam ile normalleşmeye başlayan ülkeler de geçtiğimiz yıl Şam'ın sınırları kontrol etme ve uyuşturucu kaçakçılığını durdurma konusunda yetersiz kalmasından ötürü yaşadıkları acı deneyimin yanı sıra ABD Kongresi’nin Şam'a karşı ekonomik desteği ve harap olmuş haldeki ülkenin yeniden inşasını sınırlayan yeni kararlar çıkarması, ABD ve Batı ülkelerinin normalleşmeyi durdurmaya yönelik baskısı gibi çeşitli nedenlerle diğer ülkeler gibi normalleşme konusundan uzaklaştılar.
Suriye’nin 2023 yılında Arap ülkeleri arasına dönmesinin sonucunu ve önümüzdeki baharda yapılması planlanan AL Zirvesi’nde sergilenecek tutumu, bir yanda Arap ülkeleri, ABD, Çin ve Rusya ilişkilerinde yaşanan değişimler, diğer yanda Ankara ve Şam arasındaki normalleşme adımları, Şam'ın bölgesel dosyalardaki tutumu ve öte yanda İran ile ilişkileri çerçevesinde takip etmek oldukça önemli.
5- Ukrayna’daki savaş: Rusya’nın Ukranya’ya savaş açmasının Suriye üzerindeki etkisi hem çeşitli yönlerde hem de büyük oldu. Savaş, Ankara ile Moskova ve Putin ile Erdoğan arasındaki iş birliğini güçlendirdi. Putin’in Erdoğan’a ihtiyacı var. Çünkü Türkiye, Rusya için ekonomik ve siyasi bir kapı haline geldi. Putin'in Erdoğan’a ve Esed'e görüşmeleri için baskı yapması, geçmişi unutmaları ve Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanmasını sağlamak için çabalaması Putin’in Erdoğan’a ihtiyacı olduğunu gösteriyor.
Ayrıca bu savaşın ekonomik ve siyasi yansımaları da oldu. Suriye uluslararası koridorlarda unutulan bir konu haline geldi ve bağış parası Suriye yerine Ukrayna'ya gidiyor. Bu, Suriye'deki ekonomik krizin derinleşmesinde açıkça ortaya çıktı.
6- İsrail’in düzenlediği hava saldırıları: İsrail’de göreve gelen Binyamin Netanyahu'nun aşırı sağcı hükümeti, yeni yıla Şam Uluslararası Havalimanı'ndaki ‘İran’a ait hedefleri’ bombalayarak ve havalimanının saatlerce hizmet dışı kalmasına yol açarak başladı.  İsrail, geçtiğimiz yıllarda İran’ın Suriye'deki mevzilerine yüzlerce bombardıman düzenledi. Son bir yılda gerçekleştirdiği hava saldırılarının kapsamı, Suriye'nin doğusundan batısına, güneyinden kuzeyine doğru genişledi. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’ne (SOHR) göre İsrail’in 2022 yılında düzenlediği 32 bombardıman sonucunda binalar, silah depoları, karargahlar, merkezler ve araçlar dahil olmak üzere yaklaşık 91 hedef imha edildi, 88 unsur öldü, 121 unsur yaralandı.
2023'te Netanyahu'nun sağcı bir hükümetle iktidara geri dönüşünün Suriye'deki yansımalarını takip edilmeliyiz. Netanyahu hükümeti, İran'ın nükleer dosyasını nasıl ele alacak? Putin ile daha önce varılan anlaşmaların ve Rusya’nın Suriye’deki birliklerinin kullandığı Hmeymim Hava Üssü ile Tel Aviv arasındaki askeri koordinasyonu nasıl bir gelecek bekliyor? Yeni hükümetin politikaları, Suriye'ye, Tel Aviv'in Ukrayna savaşına ilişkin tutumuna ve Moskova ile Tahran’ın Suriye’deki askeri iş birliğine nasıl yansıyacak?

Suriye ile İran ‘evliliğinin sona ermesi’
7- İran ittifakı: İran’ın 2012 yılı sonunda Suriye’ye müdahalesinden bu yana ‘rejimin kurtarılmasına’ katkıda bulunduğuna ve çok sayıda askeri, ekonomik, güvenlik ve mali destek sağladığına inanan Tahran, tüm bunların karşılığını istiyor. Rejimi ekonomik krizlerden bedavaya kurtarma niyetinde olmadığından bunu erteliyor. Kalıcı askeri üslerin kurulması, petrol, doğalgaz ve fosfatla ilgili ekonomik anlaşmalar ve suç işlemeleri halinde Suriye’deki mahkemelere çıkarılmaları dışında İranlılara Suriyeli gibi muamele edilmesi gibi anlaşmaları içeren bir takım tavizlerle yaptıklarının bedelinin ödenmesini istiyor.
Tahran, Suriye'de büyük tavizler elde etmek için ülkede kötüleşen ekonomik krizden, Moskova'nın Ukrayna'yla meşgul olmasından, Türkiye ile Arap ülkeleri arasındaki normalleşme rüzgârlarından ve İsrail’in düzenlediği hava saldırılarından faydalanıyor.
Bu sürecin detaylarını, Şam’ın konumunu ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin geçtiğimiz hafta gerçekleşmesi planlanan ziyaretin ertelendiği tarihin takip edilmesi ve Suriye-İran ‘evliliğinin sona ermesi’ ya da aralarındaki ilişkinin yeniden tanımlanması gerekiyor.
8- Ekonomik kriz: Yaklaşık 12 yıl süren savaş sırasında Suriye adeta yok edildi. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre Suriyelilerin yarısı (12 milyon) evlerini terk ettiler. Üçte biri (7 milyon) yurtdışında mülteci oldu. Yaklaşık yüzde 90'ı yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Yüzde 80'i gıda güvensizliği ile karşı karşıya. Yaklaşık 14,6 milyon kişi yardıma muhtaç halde. Gıda ürünlerinin maliyeti geçtiğimiz yıl yüzde 85 artarken Suriye lirası değerinin yüzde 80'inden fazlasını kaybetti.
Suriye büyük bir trajediye dönüştü. Suriye'ye sınır ötesi insani yardımlar için BM Güvenlik Konseyi'nin(BMKG)  ilgili kararının süresi 10 Ocak'ta bitiyor. Özellikle karar, ülkenin kuzeyindeki yaklaşık 4 milyon Suriyelinin can damarı olduğu ve Şam’ın harcamalarının yükünü hafiflettiği için kararın süresinin uzatılması meselesi ve Rusya'nın bu konudaki tutumu takip edilmeli.
9- Suriye'nin çöküşü: Rejimin kontrolündeki bölgelerde yaşayan Suriyeliler, 2022'nin (savaşın başladığı) 2011'den bu yana geçen en kötü bir yıl olduğunu söylüyorlar. Şam yönetiminin, ekonomik maliyeti azaltmak için tatilleri uzattığı, devlet kurumlarındaki ve hastanelerdeki çalışmaları durdurduğu kaydedildi.
Ekonominin felce uğradığından söz ediliyor ve ülkenin tamamen iflas etmesinden korkuluyor. Mevcut ekonomik krizin sonuçlarını ve hükümetin, ordunun ve güvenlik kurumlarının çalışmalarını ve egemenliğini nasıl etkileyeceğini izlemek gerekiyor. Ayrıca, Suriye-Türkiye normalleşmesinin ekonomik kriz üzerindeki yansımaları da takip edilmeli. Kriz, Şam'ı siyasi alanda tavizler vermeye ve BMGK’nın 2254 sayılı kararını uygulamaya mı itecek yoksa İran'la ilişkilerini gevşeterek jeopolitik alanda tavizler vermeye mi itecek?
10- Adıma adım yaklaşımı: BM'nin Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen, geçtiğimiz yıllarda 2254 sayılı BMGK kararının uygulanması için bir giriş noktası olarak Suriye Anayasa Komitesi toplantıları yapmaya önem veriyordu. Suriye Anasa Komitesi, Astana Süreci çerçevesinde Rusya, Türkiye ve İran uzlaşı sonucunda kurulmuştu. Rusya, Ukrayna savaşının ardından geçtiğimiz aylarda çalışmalarını donduran Suriye Anayasa Komitesi'nin Cenevre’deki toplantılarının başka bir yerde yapılmasını talep etti.
Pedersen, Batılı ülkelerin teşvikler ve istisnalar sunması karşılığında Şam'ı önlem almaya çağıran ‘adıma adım yaklaşımı’ adlı eski bir öneriyi yeniden hayata geçirdi. Öneri eski olsa da Şam'ın adıma adım yaklaşımıyla ilgilenmeye başlaması yeniydi. Yapılan teklifleri ve bu teklifleri sunan ülkeleri öğrenmek isteyen Suriye Dışişleri Bakanı Mikdad ve Pedersen'in Şam'daki son görüşmeleri Suriye rejiminin bu yaklaşımla ilgilendiğinin göstergesiydi.
Küçük ve basit şeylere gelince Batılı ülkeler elektrik sorununu çözmek için adım atarken bir yandan Şam'ın tutuklular, af ve mülkiyet prosedürlerine ilişkin adımları karşılığında Suriyeli diplomatlara vize sağlıyor.
Mikdad ve Pedersen arasında kısa bir süre sonra yapılması planlanan görüşmenin Ankara-Şam arasındaki normalleşmeden ne ölçüde etkilendiğini ve Şam'ın BM Suriye Özel Temsilcisinin girişimleri çerçevesinde adımlarını atmakta ne kadar kararlı olduğunu bu bağlamda takip etmek gerekiyor.
 



Ürdün Kralı: İsrail'in Refah'a yönelik askeri operasyonunu önlenmeli

Ürdün Kralı II. Abdullah (Arşiv- AP)
Ürdün Kralı II. Abdullah (Arşiv- AP)
TT

Ürdün Kralı: İsrail'in Refah'a yönelik askeri operasyonunu önlenmeli

Ürdün Kralı II. Abdullah (Arşiv- AP)
Ürdün Kralı II. Abdullah (Arşiv- AP)

Ürdün Kralı II. Abdullah, İsrail'in Refah'a yönelik kara askeri operasyonunun önlenmesinin gerekliliğini vurguladı.

Ürdün Kraliyet Mahkemesi, X platformunda dün (Salı) yayınlanan açıklamasında, Kral Abdullah'ın Washington'da ABD Temsilciler Meclisi Başkanı ve Senato'daki Demokrat Çoğunluğun Lideri ile yaptığı iki toplantıda: "İsrail'in Refah Sınır Kapısı'nın Filistin tarafını kontrol etmesi ve yardıma kapatması, Gazze'deki insani felaketi daha da kötüleştirecektir" ifadelerini kullandığını açıkladı.

Kral Abdullah, uluslararası topluma "İsrail'in yardım konvoylarının geçişini güvence altına almasını ve çeşitli geçiş noktalarından Gazze'ye girişini sağlamasını gerektiren bir pozisyon alması" çağrısında bulundu.


İsrail Gazze'nin dünya ile bağlantısını kopardı

Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafındaki İsrail ordusu araçları (İsrail ordusu- Reuters)
Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafındaki İsrail ordusu araçları (İsrail ordusu- Reuters)
TT

İsrail Gazze'nin dünya ile bağlantısını kopardı

Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafındaki İsrail ordusu araçları (İsrail ordusu- Reuters)
Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafındaki İsrail ordusu araçları (İsrail ordusu- Reuters)

İsrail dün(Salı), Gazze Şeridi'nin güneyinde yer alan Refah şehrine kara saldırısı düzenlememesi yönünde yapılan tüm uluslararası uyarıları görmezden geldi. Tel Aviv'in, Hamas tarafından kabul edilen ateşkes önerisinin taleplerini karşılamadığını açıklamasından sadece birkaç saat sonra Refah Sınır Kapısı’nın ele geçirilmesi, Refah'taki baskının kısmen de olsa Hamas'ı ateşkes müzakerelerinde ve esir takası anlaşmasında daha fazla taviz vermeye zorlamayı amaçladığını gösteriyor.

İsrail ordusu, Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafındaki avlusunda ilerleyen tanklarının görüntülerini paylaştı. İsrailli askerler tarafından yayınlanan görüntülerde, tankların ‘Gazze'yi Seviyorum’ yazısını ezip parçaladığı ve Filistin bayraklarının yerine İsrail bayraklarının çekildiği görüldü. İsrail Refah Sınır Kapısı’nın kontrolünü 2005 yılından bu yana ilk kez ele geçirdi.

Erez (Beyt Hanun) Sınır Kapısı, İsrail'in kontrolü altında olan ve insanların İsrail'e ya da Batı Şeria'ya geçişi için kullanılan tek geçiş noktası olduğundan, Refah Sınır Kapısı Gazzelilerin dünyaya açılan ‘tek kapısı’ olarak biliniyor.

İzzettin el-Kassam Tugayları'nın Refah'ta dört birliği bulunuyor ve bu birliklere yedi aydır devam eden savaş boyunca neredeyse hiç dokunulmadı. İsrail, Refah’a karadan girmeden ve bu birlikleri ortadan kaldırmadan savaşın sona ermeyeceğini, çünkü ‘zafer’ elde edilemeyeceğini söylüyor.

Öte yandan Filistin Enformasyon Bakanı ve Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, ABD yönetimini derhal müdahale etmeye çağırdı. Ebu Rudeyne, İsrail'in her şeyi uçuruma sürüklediği uyarısında bulunurken, Hamas, İsrail’in Refah'a kara saldırısının ateşkes ve esir takası anlaşmasına yönelik arabuluculuk çabalarını sekteye uğratma niyetini gözler önüne serdiğini söyledi.

Diğer taraftan Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Mısır Silahlı Kuvvetleri'nin Refah Sınır Kapısı’nın Mısır tarafında doğu ve batı noktalarına asker ve askeri araç konuşlandırdığını belirttiler. Kahire, Hamas ve İsrail arasında yeni bir ateşkes için müzakerelere ev sahipliği yaparken, Mısır Silahlı Kuvvetleri tam teyakkuz halinde.

Tel Aviv'de ise Başbakan Binyamin Netanyahu ile birlikte aşırı sağcı liderlerin savaşa devam etme, Refah'ı boşaltma ve Hamas'ı ortadan kaldırmak için askeri baskıyla müzakerelerde güçlü bir konum elde etmenin yanında Hizbullah'la savaşmak için harekete geçtikleri görüldü. Ancak analistler, stratejik hedefi olmayan bir savaşın sürdürülmesinin sonuçları konusunda uyardılar.


Hamas'ın müzakere metnini değiştirdiği iddia edildi: 33 ölü ya da diri rehine

Tel Aviv'de Netanyahu yönetimine karşı dün sokağa inip yolları kapatan aktivistlere polis müdahale etti (AFP)
Tel Aviv'de Netanyahu yönetimine karşı dün sokağa inip yolları kapatan aktivistlere polis müdahale etti (AFP)
TT

Hamas'ın müzakere metnini değiştirdiği iddia edildi: 33 ölü ya da diri rehine

Tel Aviv'de Netanyahu yönetimine karşı dün sokağa inip yolları kapatan aktivistlere polis müdahale etti (AFP)
Tel Aviv'de Netanyahu yönetimine karşı dün sokağa inip yolları kapatan aktivistlere polis müdahale etti (AFP)

Hamas'ın ateşkes müzakerelerinde serbest bırakılması planlanan 33 rehinenin hepsinin yaşamadığını artık "ölü ya da diri" ifadesini kullanarak belirttiği bildirildi.

Kimliğinin paylaşılmamasını isteyen iki yetkili, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT), Hamas yetkililerinin rehinelerle ilgili bilgiyi pazartesi günü paylaştığını söyledi. 

Buna göre Hamas, 33 rehinenin hepsinin hayatta olmadığını, ilk serbest bırakılacak kişiler arasında ölenlerin cesetlerinin yer alacağını belirtti. Hamas'ın müzakere metninde "33 canlı rehine takas edilecek" ifadesini "33 ölü ya da diri rehine" şeklinde değiştirdiği savunuldu. Örgütün görüşmeler sırasında ölü ve canlı esir sayısıyla ilgili net bilgi paylaşmadığı aktarıldı. 

Hafta sonu yapılan ateşkes görüşmelerinde İsrail'in ilk etapta, aralarında kadınların yaşlıların, hasta ve yaralı kişilerin yer aldığı 40 esirin serbest bırakılmasını istediği belirtildi.

Hamas'ınsa elinde bu kriterlere uyan sayıda rehine olmadığını öne sürerek sayıyı 33'e çektiği bildirildi. Yetkililere göre anlaşma kapsamında 6 hafta ateşkes sağlanması öngörülüyordu. 

İsrail'in kamu yayıncısı KAN TV de NYT'nin haberini doğrulayarak, Hamas'ın metinde "33 canlı ya da ölü rehine" ifadelerini kullandığını aktardı.

Hamas dün ateşkes koşullarını kabul ettiğini duyurmuş fakat İsrail anlaşmayı onaylamadıklarını açıklamıştı. Tel Aviv yönetimi, müzakereleri sürdüreceklerini belirtirken, Gazze'nin Mısır sınırındaki Refah şehrinin doğusuna dün kara harekatı başlatmıştı. 

NYT, Hamas'ın elindeki rehinelerle ilgili somut adım atılmamasının İsrail kamuoyunda büyük tartışma yarattığını hatırlattı. Tel Aviv'de dün düzenlenen protestolarda eylemciler, Başbakan Binyamin Netanyahu'ya seslenerek esir takasını kabul etme çağrısı yapmıştı. 

24 Kasım'da sağlanan ve bir hafta süren ateşkeste 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakılmıştı. İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF) verilerine göre Hamas'ın elinde halen 34'ü ölü, yaklaşık 130 rehine var.

Independent Türkçe, New York Times, New York Post


Filistin Yönetimi, İsrail'in Refah'a saldırısını durdurmak için Washington'a ‘derhal müdahale’ çağrısında bulundu

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah Sınır Kapısı’nın Gazze tarafında görülen İsrail askeri araçları (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah Sınır Kapısı’nın Gazze tarafında görülen İsrail askeri araçları (Reuters)
TT

Filistin Yönetimi, İsrail'in Refah'a saldırısını durdurmak için Washington'a ‘derhal müdahale’ çağrısında bulundu

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah Sınır Kapısı’nın Gazze tarafında görülen İsrail askeri araçları (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah Sınır Kapısı’nın Gazze tarafında görülen İsrail askeri araçları (Reuters)

Filistin resmi haber ajansı WAFA bugün (Salı) Filistin Yönetimi'nin ABD'ye “İsrail işgal yetkililerinin Refah'ı işgale kalkışmasını ve vatandaşlarını yerinden etmesini önlemek için derhal müdahale etmesi” çağrısında bulunduğunu bildirdi.

Filistin Devlet Başkanlığı Sözcüsü Nebil Ebu Rudeyne, İsrail'in Refah'ta katliamlar gerçekleştirmesinin tehlikeleri konusunda uyarıda bulundu. Şarku’l Avsat’ın WAFA’dan aktardığına göre Ebu Rudeyne, “Bu durum milyonlarca Filistinlinin hayatını tehdit ediyor. İsrail’in Filistin sınır geçişlerini kontrol etmesi vatandaşların acılarını arttıracak. Onların hareketini ve yaralıların tahliyesini engelleyerek zaten uygulanmakta olan kuşatmayı arttıracak. İsrail saldırıları, Gazze Şeridi'ndeki halkımıza yardım akışını engelleyerek benzeri görülmemiş bir insani felaket tehdidinde bulunacak” ifadelerini kullandı.


Mısır ordusu Gazze sınırında alarma geçti

İsrail ordusu Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafında ilerliyor. (Reuters)
İsrail ordusu Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafında ilerliyor. (Reuters)
TT

Mısır ordusu Gazze sınırında alarma geçti

İsrail ordusu Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafında ilerliyor. (Reuters)
İsrail ordusu Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafında ilerliyor. (Reuters)

Mısır-İsrail sınırındaki gerilim, Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafındaki İsrail bombardımanı, İsrail güçlerinin bu sabah (Salı) erken saatlerde sınır kapısının kontrolünü ele geçirmesi ve İsrail'in sınır bölgesinde harekete geçtiği yönündeki haberlerin ardından son saatlerde arttı.

Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, “Mısır silahlı kuvvetlerinin Refah Sınır Kapısı’nın Mısır tarafına kuvvet ve araç konuşlandırdığını” söyledi. Kaynaklar Kahire'nin Hamas ile İsrail arasında yeni ateşkes görüşmelerine tanıklık ettiği bir dönemde ‘kuvvetlerinin alarm durumunda ve tam hazırlıklı olduğunu’ açıkladı.

İsrail medyası, İsrail ordusunun bugün Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki hayati önem taşıyan Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafını kontrol altına aldığını ve dün gece düzenlenen hava saldırılarının ardından Gazze'nin güneyine girdiğini duyurdu.

Mısır, Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafının İsrail'in kontrolüne geçmesiyle sonuçlanan İsrail'in Refah'taki askeri operasyonlarını ‘en sert ifadelerle’ kınadı. Mısır Dışişleri Bakanlığı bugün yaptığı açıklamada, İsrail'in sınır kapısını ele geçirmesini ‘bir milyondan fazla Filistinlinin hayatını tehdit eden tehlikeli bir durum’ olarak nitelendirdi.

Mısır'dan yapılan açıklamada, İsrail tarafına ‘azami itidal göstermesi ve geniş kapsamlı etkileri olacak bir korkutma politikasından kaçınması’ çağrısında bulunulurken, bunun ‘Gazze Şeridi'nde sürdürülebilir bir ateşkese ulaşma çabalarını’ tehdit ettiği uyarısı yapıldı.

Kahire el-İhbariyye televizyon kanalı, üst düzey bir Mısırlı kaynağın İsrail'deki mevkidaşlarını ‘Refah Sınır Kapısı’na Filistin tarafından saldırmanın sonuçları’ konusunda uyardığını aktardı.

Hızlanan askeri gelişmeler, İsrail ve Hamas heyetlerinin yanı sıra ABD, Katar ve Mısır temsilcilerinin de katılacağı bir ateşkes anlaşması imzalanması amacıyla bugün Kahire'nin ev sahipliğinde yapılması planlanan yeni görüşmelerden saatler önce gerçekleşti.


New York'ta Met Gala yakınlarında Filistin yanlısı gösteri düzenlendi

New York sokaklarında Filistin bayrakları (EPA)
New York sokaklarında Filistin bayrakları (EPA)
TT

New York'ta Met Gala yakınlarında Filistin yanlısı gösteri düzenlendi

New York sokaklarında Filistin bayrakları (EPA)
New York sokaklarında Filistin bayrakları (EPA)

Dün (Pazartesi) akşam Met Gala'ya ev sahipliği yapan Metropolitan Sanat Müzesi yakınlarında Gazze'deki savaşı kınamak için toplanan Filistin yanlısı göstericiler, polis tarafından durduruldu.

FVVR
Met Gala'ya yürümek isteyen Filistin yanlısı göstericiler, polis barikatları tarafından engellendi. (EPA)

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığı habere göre göstericiler, ABD kampüslerinde Filistin yanlısı gösterilerin önemli bir merkezi haline gelen Columbia Üniversitesi'nin girişinde toplandıktan sonra Manhattan'ı geçerek Metropolitan Sanat Müzesi'nin bulunduğu ve çok sayıda ünlünün katıldığı Met Gala'ya ev sahipliği yapan ünlü Beşinci Cadde'ye yaklaştı.

FVRBFRG
Met Gala'ya girmeye çalışan Filistin yanlısı göstericiler, polis tarafından engellendi. (EPA)

Yıldızlar kırmızı halıda yürürken ve paparazziler onların fotoğraflarını çekerken kaç kişinin gözaltına alındığı net olarak bilinmiyordu.

Ancak AFP birkaç kişinin tutuklandığını doğrularken, New York Daily News Metropolitan Sanat Müzesi çevresinde toplanan yüzlerce kişi arasında yaklaşık on protestocunun gözaltına alındığını bildirdi.

DFVFD
ABD polisi protestocuların geçişini engelledi. (EPA)

Organizatörler, X platformu üzerinden ‘Gazze için şehir çapında öfke günü’ adını verdikleri etkinliğin ilanını yayınladılar.

FDBRBG
Filistin yanlısı protestocular New York'taki Central Park'ta yürüyor. (EPA)

Söz konusu gösterinin Columbia Üniversitesi kampüsünü sarsan ve üniversite yönetiminin mezuniyet törenini iptal etmesine yol açan protestolarla bir ilgisi yok gibi görünüyor. Zira Filistin yanlısı protestolar üç haftadır devam ediyor ve polis müdahalelerine sahne oluyor.


İsrail ordusu Refah Sınır Kapısı'nın Filistin tarafında kontrolü ele geçirdiğini duyurdu

 Refah Sınır Kapısı'ndaki İsrail tankları (X)
Refah Sınır Kapısı'ndaki İsrail tankları (X)
TT

İsrail ordusu Refah Sınır Kapısı'nın Filistin tarafında kontrolü ele geçirdiğini duyurdu

 Refah Sınır Kapısı'ndaki İsrail tankları (X)
Refah Sınır Kapısı'ndaki İsrail tankları (X)

İsrail Ordu Radyosu'nun bugün (Salı) bildirdiğine göre Hamas'ın Mısır ve Katar'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes önerisini kabul ettiğini açıklamasına rağmen İsrail güçleri, Gazze Şeridi'nin güneyinde Mısır sınırında bulunan Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafını kontrol altına aldı.

İsrail ordusu “Mısır sınırındaki Refah Sınır Kapısı’nın Filistin tarafının operasyonel olarak kontrol altında olduğunu” duyurdu ve ‘özel kuvvetlerin bölgeyi taradığını’ bildirdi.

Ordu, kuvvetlerinin, dün geceden beri Refah'ın doğusunda, bölge sakinlerinin ve bazı uluslararası kuruluşların tahliye edildiği belirli bir bölgede faaliyet gösterdiğini belirtti.

Gazze Sınır Kapıları İdaresi'nden bir sözcü bugün Reuters'a yaptığı açıklamada, Gazze ile Mısır arasındaki Refah Sınır Kapısı’nın İsrail tanklarının varlığı nedeniyle Filistin tarafında kapalı olduğunu söyledi.

Reuters'a konuşan üç insani yardım kaynağı, sınır kapısından yardım geçişinin kesintiye uğradığını bildirdi.

İsrail ordusu sabah erken saatlerde yaptığı basın açıklamasında, “Kerem Şalom Sınır Kapısı güvenlik nedeniyle bugün kapalı. Güvenlik durumu elverdiğinde yeniden açılacaktır” ifadeleri yer aldı.

İsrail daha önce önerilen anlaşmanın şartlarının taleplerini karşılamadığını açıklamış ve anlaşma müzakerelerine devam etme niyetindeyken, Refah'ta saldırılara devam etmişti.

Yedi aydır devam eden savaştaki gelişmeler, İsrail güçlerinin Refah'ı havadan ve karadan bombalamasıyla başladı. Bir milyondan fazla yerinden edilmiş Filistinlinin sığındığı kentin bazı bölgelerinin boşaltılması talimatı verildi.

Hamas tarafından dün yapılan kısa açıklamada, “Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ve Mısır İstihbarat Şefi Abbas Kâmil ile yaptığı iki telefon görüşmesinde, Hamas'ın, ateşkes anlaşması önerisini onayladığını bildirdiği” ifade edildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi ise ateşkes önerisinin İsrail'in taleplerini karşılamadığını, ancak anlaşmaya varmak için müzakerecilerle görüşmek üzere bir heyet gönderileceğini açıkladı.

dfvevervfr
İsrail ordusunun saldırı tehdidi öncesinde, Gazze Şeridi'nin güneyindeki kentin doğu kesimlerinden sivilleri tahliye etmeye başlamasının ardından Refah’tan ayrılan yerlerinden edilmiş Filistinliler (Reuters)

Katar Dışişleri Bakanlığı, Doha'dan bir heyetin İsrail ile Hamas arasındaki dolaylı müzakereleri yeniden başlatmak üzere bugün Kahire'ye gideceğini açıkladı.

Netanyahu'nun ofisinden yapılan açıklamada, Savaş Kabinesi'nin Refah'taki operasyonun devam etmesini onayladığı belirtildi. Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi ise X platformu üzerinden yaptığı açıklamada, ‘Netanyahu'nun Refah'ı bombalayarak ateşkesi baltalama riskini aldığını’ ifade etti.

Gazze'deki sağlık yetkililerine göre İsrail askerî harekâtı 34 bin 600'den fazla Filistinlinin ölümüne neden oldu. Birleşmiş Milletler (BM) ise Gazze'de kıtlığın eli kulağında olduğu uyarısında bulundu.

Gazze'deki savaş Hamas mensuplarının 7 Ekim'de İsrail'e saldırmasıyla patlak verdi. İsrail saldırıda yaklaşık bin 200 kişinin öldüğünü ve 133'ünün halen Gazze'de olduğuna inandığı 252 kişinin esir alındığını açıkladı.

Refah bombardıman altında

Herhangi bir ateşkes, kasım ayında Hamas'ın esirlerin yaklaşık yarısını serbest bıraktığı bir haftalık ateşkesten bu yana çatışmalarda ilk duraklama olacak.

O zamandan bu yana yeni bir ateşkese varma çabaları, Hamas'ın savaşı kalıcı olarak durdurma sözü vermeden daha fazla esiri serbest bırakmayı reddetmesi, İsrail'in ise sadece geçici bir duraklamayı görüşmekte ısrar etmesi nedeniyle sonuçsuz kaldı.

Heniyye'nin Basın Danışmanı Tahir en-Nunu Reuters'a yaptığı açıklamada, önerinin, hareketin Gazze'deki yeniden inşa çabaları, yerlerinden edilen Filistinlilerin geri dönüşü ve İsrailli esirlerin İsrail hapishanelerindeki Filistinli tutuklularla takas edilmesine ilişkin taleplerini karşıladığını söyledi.

Hamas'ın Gazze Şeridi'ndeki başkan yardımcısı Halil el-Hayya, teklifin altı haftalık üç aşamadan oluştuğunu ve ikinci aşamada İsrail'in Gazze'deki güçlerini geri çekeceğini ifade etti.

dfvrbt
Eşyalarıyla birlikte araçların arkasında oturan yerlerinden edilmiş Filistinliler (Reuters)

İsrail dün, Gazze Şeridi'nin 2,3 milyonluk nüfusunun yaklaşık yarısının son sığınağı olan Mısır sınırındaki Refah'ın bazı bölgelerinin boşaltılması emrini verdi.

Sağlık görevlileri, İsrail'in Refah'ta bir eve düzenlediği saldırıda aralarında bir kadın ve bir çocuğun da bulunduğu beş Filistinlinin öldüğünü duyurdu.

Çok sayıda Hamas savaşçısının ve muhtemelen onlarca esirin Refah'ta olduğunu söyleyen İsrail, zafer için bu kilit kentin ele geçirilmesi gerektiğini belirtiyor.

Diğer taraftan ABD, müttefiki İsrail'i Refah'a saldırmamaya çağırdı ve oradaki sivilleri korumak için henüz açıklamadığı tam bir plan olmadan ilerlememesi gerektiğini bildirdi.

ABD'li bir yetkili, Washington'un İsrail'in Refah'a yönelik son saldırılarından endişe duyduğunu, ancak bunların büyük bir askeri operasyon anlamına gelmediğine inandığını söyledi.

Bazı Filistinli aileler, kısa mesajlar, telefon aramaları ve Arapça broşürler aracılığıyla İsrail ordusunun yaklaşık 20 kilometre uzaklıktaki ‘genişletilmiş insani bölge’ olarak tanımladığı yere gitmeleri yönünde talimat aldıktan sonra, bahar yağmurları altında bölgeden kaçmaya başladı.


Hizbullah'ın insansız hava aracı saldırısında iki İsrail askeri öldürüldü

İsrail'in kuzey Lübnan sınırından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in kuzey Lübnan sınırından yükselen dumanlar (AFP)
TT

Hizbullah'ın insansız hava aracı saldırısında iki İsrail askeri öldürüldü

İsrail'in kuzey Lübnan sınırından yükselen dumanlar (AFP)
İsrail'in kuzey Lübnan sınırından yükselen dumanlar (AFP)

Lübnan Hizbullahı, İsrail'in kuzeyindeki Metulla kasabası yakınlarında İsrail askerlerinin toplandığı bir toplama noktasına insansız hava aracıyla dün (Pazartesi) saldırı düzenlediğini açıkladı.

İsrail ordusu daha sonra saldırıyı ve iki askerin öldürüldüğünü doğruladı.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre Hizbullah, İsrail sınırındaki askeri hedeflere onlarca roket attığını belirtti.

İsrail ve Hizbullah, Gazze'deki savaşın başlangıcından bu yana her gün karşılıklı sınır ötesi bombardıman gerçekleştiriyor.

Hizbullah'ın saldırıları şu ana kadar İsrail'in kuzeyindeki dar bir şeritle sınırlı kaldı. Saldırılar, İsrail güçlerinin Gazze Şeridi üzerindeki baskısını hafifletmeyi amaçlıyor.


‘Gazze Savaşı’ İran-Suriye ilişkilerine gölge düşürüyor

Yermuk Mülteci Kampı’ndaki Kudüs Günü anma töreninde, İran'ın resmi temsiliyeti ve İranlı ve Lübnanlı Hizbullah liderlerinin fotoğrafları yer almadı. (Şarku’l Avsat)
Yermuk Mülteci Kampı’ndaki Kudüs Günü anma töreninde, İran'ın resmi temsiliyeti ve İranlı ve Lübnanlı Hizbullah liderlerinin fotoğrafları yer almadı. (Şarku’l Avsat)
TT

‘Gazze Savaşı’ İran-Suriye ilişkilerine gölge düşürüyor

Yermuk Mülteci Kampı’ndaki Kudüs Günü anma töreninde, İran'ın resmi temsiliyeti ve İranlı ve Lübnanlı Hizbullah liderlerinin fotoğrafları yer almadı. (Şarku’l Avsat)
Yermuk Mülteci Kampı’ndaki Kudüs Günü anma töreninde, İran'ın resmi temsiliyeti ve İranlı ve Lübnanlı Hizbullah liderlerinin fotoğrafları yer almadı. (Şarku’l Avsat)

Gazze Şeridi'nde devam eden savaş, İran'ın Suriye'deki askeri varlığını gölgede bırakmış görünüyor.

Yerel kaynaklara göre Tahran, önde gelen birçok komutanının İsrail hava saldırılarında öldürülmesinin ardından Devrim Muhafızları Ordusu (DMO) üyelerini tahliye etme ve tanınmış komutanlarının karargâhlarını Şam kırsalından Lübnan yakınlarındaki bölgelere taşıma planları yapmaya başladı. Bu savaşın rüzgârları iki ülke arasındaki ilişkileri de etkiledi; Şam'ın Tahran'a karşı takındığı ‘tarafsız’ tutumdan sonra gerilemeye başlayan ilişkiler, iki ülkenin başkanlık kurumları arasındaki yabancılaşma ve Şam'ın ‘savaş sahalarının birliği’ ekseninden uzaklaşması, ardından Tahran'ın Suriye güvenlik birimlerinin kendi subaylarının hareketleri hakkında bilgi sızdırdığına dair şüpheleri, Şam'ın Arap açılımına dair işaretlere verdiği yanıttan duyduğu endişe ve Batı ile ilişkileri normalleştirerek İran darboğazından çıkma arzusu şeklinde ortaya çıktı.

Şarku’l Avsat'ın saha gözlemlerine göre Seyyide Zeynep'teki silahlı varlık şu anda özellikle İran, Irak, Lübnan, Pakistan ve Afganistan'dan gelen Şii ziyaretçilerin uğrak yeri olan türbe çevresinde ve Şam Uluslararası Havaalanı yolundan bölgeye giden el-Mustakbel kontrol noktasında Hizbullah unsurlarıyla sınırlı.

Seyyide Zeynep'in kuzeyinde bulunan Huceyre kasabasındaki yerel kaynaklar, “Burası komutanın ve İranlı dini ve askeri liderlerin karargâhı. Ancak İsrail bölgeye yönelik bombardımanını yoğunlaştırdığından beri nadiren görülüyorlar. Son zamanlarda onları hiç görmedik, ortadan kayboldular” şeklinde konuştu.


Hamas ateşkesi kabul ederken İsrail işgalde ısrar ediyor

Hamas'ın dün (pazartesi) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ateşkes önerisini kabul ettiğini açıklamasını kutlayan Filistinliler (AFP)
Hamas'ın dün (pazartesi) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ateşkes önerisini kabul ettiğini açıklamasını kutlayan Filistinliler (AFP)
TT

Hamas ateşkesi kabul ederken İsrail işgalde ısrar ediyor

Hamas'ın dün (pazartesi) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ateşkes önerisini kabul ettiğini açıklamasını kutlayan Filistinliler (AFP)
Hamas'ın dün (pazartesi) Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta ateşkes önerisini kabul ettiğini açıklamasını kutlayan Filistinliler (AFP)

Hamas dün (Pazartesi) Mısır'ın Gazze Şeridi'nde ateşkes önerisini kabul ettiğini açıklarken, İsrail buna karşılık olarak Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ı işgal etmeye devam edeceğini duyurdu. İsrail Başbakanlık Ofisi'nden yapılan açıklamada, Savaş Kabinesi'nin oybirliğiyle, esirlerin serbest bırakılmasını sağlamak ve savaşın diğer hedeflerine ulaşmak amacıyla Hamas'a askeri baskı uygulamak için İsrail'in Refah operasyonuna devam etmesine karar verdiği ifade edildi. Açıklamada aynı zamanda İsrail'in Kahire'nin ev sahipliği yaptığı müzakereleri tamamlamak üzere bir heyet göndereceği de belirtildi.

İsrail'in bu tutumu, Hamas'ın yaptığı açıklamada Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye'nin Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman Al Sani ve Mısır İstihbarat Şefi Abbas Kâmil ile yaptığı iki telefon görüşmesinde hareketinin ateşkes önerisini kabul ettiğini bildirmesinin ardından geldi.

Hareket içindeki kaynaklar Şarku’l Avsat'a “Mısır ve Katar'ın hareketin sorularına ve endişelerine verdiği net yanıtlar alındıktan ve hareketin içinde ve dışında yapılan istişarelerden sonra onayın açıklandığını” belirterek, “Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın olumlu yanıta doğrudan katkıda bulunduğunu” söyledi.

Duyurunun hemen ardından Gazze Şeridi'nde şarkılar söylenerek ve havaya ateş açılarak kutlamalar yapıldı.

Ancak İsrail Kamu Yayın Kuruluşu KAN resmi bir kaynağa dayandırdığı haberinde, Hamas'ın İsrail'in kabul ettiğinden farklı ve tek taraflı bir Mısır belgesini kabul ettiğini belirtti. Üst düzey yetkililer Kanal 12'ye, anlaşmanın İsrail tarafından kabul edilemeyecek uzun vadeli bir öneriyle ilgili olduğunu söyledi.

Gelişmeler, Mısırlı bir kaynağın Hamas heyetinin ateşkes müzakerelerini sürdürmek üzere bugün (Salı) Kahire'ye geleceğini açıklamasının ardından geldi.

Diğer yandan bölgesel ve uluslararası örgütler, Refah'ta askeri bir operasyonun tehlikeleri konusunda uyarıda bulundu. Suudi Arabistan, İsrail güçlerinin neden olduğu büyük yıkımın ardından güvenli sığınakların olmayışı nedeniyle, İsrail işgal güçlerinin Refah'ı hedef almasının tehlikelerine karşı uyarısını yineledi.