HRW: İsrail Batı Şeria'yı ‘başka bir Gazze’ye dönüştürmekle tehdit ediyor

İnsan Hakları İzleme Örgütü: İsrail'in önlemleri Batı Şeria'yı "başka bir Gazze"ye dönüştürmekle tehdit ediyor

Filistinliler, Atarot yerleşim biriminin genişletilmesini protesto etmek için Cuma günü Batı Şeria'daki İsrail ayırma duvarına bayrak çekti.
Filistinliler, Atarot yerleşim biriminin genişletilmesini protesto etmek için Cuma günü Batı Şeria'daki İsrail ayırma duvarına bayrak çekti.
TT

HRW: İsrail Batı Şeria'yı ‘başka bir Gazze’ye dönüştürmekle tehdit ediyor

Filistinliler, Atarot yerleşim biriminin genişletilmesini protesto etmek için Cuma günü Batı Şeria'daki İsrail ayırma duvarına bayrak çekti.
Filistinliler, Atarot yerleşim biriminin genişletilmesini protesto etmek için Cuma günü Batı Şeria'daki İsrail ayırma duvarına bayrak çekti.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), İsrail'in, yabancıların Batı Şeria'ya girişine yönelik son zamanlarda uyguladığı önlemlerin, Filistinlilerin akrabalarından ve uluslararası toplumlardan ayrılmasını şiddetlendirerek, işgal altındaki bu Filistin topraklarını "başka bir Gazze"ye dönüştürmekle tehdit ettiği konusunda uyarıda bulundu.
Söz konusu önlemler hem Avrupa Birliği hem de ABD tarafından kınandı.
İsrail, geçen Ekim ayında yürürlüğe giren bu prosedürlerden, İsrail'e giriş için gerekenlerden farklı olarak Batı Şeria'ya girişi düzenleyenleri açıklığa kavuşturmayı amaçladığını söylüyor. Yeni prosedürler kapsamında, Batı Şeria giriş belgesi artık 3 sayfa yerine 61 sayfadan oluşuyor. Bu önlemler iki yıllık bir deneme süresi boyunca uygulanacak.
HRW, AFP’ye yaptığı açıklamada, "Bu önlemler, Batı Şeria'da halihazırda İsrail tarafından dayatılan ciddi hareket kısıtlamalarıyla karşı karşıya olan Filistinlilerin, Batı Şeria kimlik kartı olmayan aile üyeleriyle görüşme çabalarında ve öğrenciler, akademisyenler, yabancı uzmanlar ve başkalarıyla olan ilişkilerinde işini daha da zorlaştırabilir" ifadelerini kullandı.
HRW, konuyla ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: "İsrail makamları, yabancıların Batı Şeria'da öğretmenlik yapmasını, okumasını, gönüllü olmasını, çalışmasını veya yaşamasını her zaman zorlaştırdı." Örgüt, "yeni talimatların uzun süredir uygulanan kısıtlamaları yasallaştırmasından ve sıkılaştırmasından" üzüntü duyduğunu kaydetti.
HRW’den Eric Goldstein, konuyla ilgili açıklamasında şunları söyledi: "Filistin üniversitelerinde eğitim verecek nitelikli akademisyenleri belirlemek, insan hakları aktivistlerinin işgal altındaki halkla etkileşimini engellemek veya aileleri acımasızca ayırmakla işgal ordusunun hiçbir ilgisi olmaması lazım."
Goldstein, açıklamalarına şöyle devam etti: “İsrail, Batı Şeria'da vakit geçirmeyi zorlaştırıyor ve bunu yaparak Batı Şeria'yı, 15 yıldan fazla bir süredir iki milyon Filistinlinin fiilen dış dünyadan izole olarak yaşadığı Gazze gibi yapmak için daha fazla adım atmış oluyor.” Goldstein, bu politikanın, "Filistinlilerin dış dünyayla korumaya çalıştıkları sosyal, kültürel ve entelektüel bağları zayıflatmak için tasarlandığını" düşünüyor.
Gazze Şeridi, Hamas hareketinin, Şeridi kontrol altına almasının ardından 2007'den beri İsrail tarafından uygulanan sıkı bir hava, kara ve deniz ablukasına tabi tutuluyor. Yeni tedbirlerin en tartışmalı olanlarının arasında, yabancıların Filistinli eşlerinin yanına gitmek için Batı Şeria'ya girişlerinin düzenlenmesiyle ilgili olanlar yer alıyor.
Yeni kurallara göre, İsrail, "siyasi düzeydeki politikayı" ihlal ettiğini düşünürse, aile birleşimi taleplerini reddedebilir. İnsan Hakları İzleme Örgütü, ABD ve Avrupa Birliği'ni bu prosedürleri kolaylaştırması için İsrail'e baskı yapmaya çağırdı.
Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığı habere göre insan hakları örgütü, “İsrailli Yahudilerin Filistinliler üzerindeki egemenliğini korumayı amaçlayan politika doğrultusunda, İsrailli yetkililer tarafından Filistinlilere yönelik uygulanacak şiddetli baskı ve bu baskının ırksal ayrımcılık ve zulüm gibi iki insanlık suçu olacağı” konusunda uyarıda bulundu.



İsrail polisi: Filistinlilerin saldırısında iki kişi öldü

İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
TT

İsrail polisi: Filistinlilerin saldırısında iki kişi öldü

İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)
İsrail polis araçları, Batı Şeria'da düzenlenen bir baskın sırasında (Arşiv-Reuters)

İsrail yetkilileri bugün, kuzey İsrail'de bir Filistinli tarafından gerçekleştirilen bıçaklı ve araçla saldırıda iki kişinin öldüğünü açıkladı.

 İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail polisi (Reuters)Batı Şeria'da İsrail polisi (Reuters)

İsrail acil servisleri, yaklaşık 68 yaşında bir adamın araç çarpması sonucu hayatını kaybettiğini bildirdi.

İsrail kamu yayın kuruluşu Kan ise yaklaşık 20 yaşında bir kadının bıçaklanarak öldürüldüğünü duyurdu.

 Ayrıca, iki kişinin de hafif yaralandığı belirtildi.

İsrail polisi, şüpheli saldırganın işgal altındaki Batı Şeria'da yaşayan bir Filistinli olduğunu açıkladı.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, orduya saldırganın memleketi olan Batı Şeria'daki Kabatiye kasabasında operasyon başlatma emri verdi.

Ofisinden yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Savunma Bakanı Yisrael Katz, cani teröristin geldiği Kabatiye’ye karşı İsrail ordusuna güçlü ve derhal harekete geçme talimatı verdi. Amaç, tüm teröristleri tespit edip etkisiz hale getirmek ve kasabadaki terörist altyapıyı çökertmektir."


Suriye Dışişleri Bakanlığı: SDG ile yapılan görüşmeler somut sonuç vermedi

Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
TT

Suriye Dışişleri Bakanlığı: SDG ile yapılan görüşmeler somut sonuç vermedi

Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)
Kamışlı şehrinde düzenlenen askeri geçit töreninde SDG mensupları, (Arşiv- Reuters)

Suriye Dışişleri Bakanlığı'ndan üst düzey bir yetkili bugün yaptığı açıklamada, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yapılan görüşmelerin henüz somut sonuç vermediğini belirterek, ülkenin kuzeydoğusundaki kurumların devlet kurumlarına entegre edilmesi konusundaki söylemlerin, icraat adımları atılmadan teorik ifadelerden ibaret kaldığını kaydetti.

Suriye Haber Ajansı'na (SANA) konuşan kaynak, Suriye'nin birliğine yapılan tekrarlanan vurgunun, ülkenin kuzeydoğusundaki gerçeklikle çeliştiğini, burada devlet çerçevesinin dışında ayrı ayrı yönetilen idari, güvenlik ve askeri kurumların bulunduğunu ve bunun da sorunu çözmek yerine "bölünmeyi sürdürdüğünü" söyledi.

 SDG mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusunda (AFP)SDG mensupları, Suriye'nin kuzeydoğusunda (AFP)

Sözlerine şöyle devam etti: "SDG liderliğinin Suriye devletiyle diyaloğun devam edeceğine dair sürekli işaretlerine rağmen, bu görüşmeler somut sonuçlar vermedi. Bu söylemin, gerçek bir durgunluk ve uygulamaya geçme konusunda gerçek bir irade eksikliği ışığında, medya amaçlı ve siyasi baskıları absorbe etmek için kullanıldığı görülüyor."

Sözlerine şöyle sürdürdü: “Kuzeydoğu Suriye'deki kurumların devlet kurumlarına entegre edilmesiyle ilgili konuşmalar, somut adımlar veya net zaman çizelgelerinden yoksun, teorik ifadeler alanında kalmıştır. Bu durum, SDG ile imzalanan 10 Mart anlaşmasına olan bağlılığın ciddiyeti konusunda şüpheler uyandırıyor.”

Petrol dosyasına gelince, Dışişleri Bakanlığı'ndaki resmi kaynak, SDG liderliğinin petrolün tüm Suriyelilere ait olduğu yönündeki tekrarlanan iddialarının, “devlet kurumları içinde yönetilmediği ve gelirleri genel bütçeye dahil edilmediği sürece” güvenilirliğini kaybettiğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın SANA’dan aktardığına göre kaynak, görüşlerin yakınlaşmasından bahsetmenin, “zaman sınırlı uygulama mekanizmalarına sahip net, resmi anlaşmalara dönüştürülmedikçe anlamsız kaldığını” vurguladı.

Ayrıca, askeri dosyadaki anlaşmalardan bahsetmenin, "Suriye ordusu çerçevesinin dışında, bağımsız liderliğe ve yabancı bağlara sahip silahlı grupların varlığının devam etmesiyle bağdaşmadığını, bunun egemenliği zayıflattığını ve istikrarı engellediğini" ifade etti.

Suriye Dışişleri Bakanlığı kaynağı, aynı durumun "sınır geçişlerinin tek taraflı kontrolü ve bunların pazarlık kozu olarak kullanılması için de geçerli olduğunu, bunun da ulusal egemenlik ilkelerine aykırı olduğunu" belirtti.


Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada altı kişi hayatını kaybetti

Camide meydana gelen patlamadan  bir kare (SANA)
Camide meydana gelen patlamadan bir kare (SANA)
TT

Suriye'nin Humus kentindeki camide meydana gelen patlamada altı kişi hayatını kaybetti

Camide meydana gelen patlamadan  bir kare (SANA)
Camide meydana gelen patlamadan bir kare (SANA)

Reuters'ın haberine göre, yerel bir yetkili, Suriye'nin Humus vilayetindeki Alevi mahallesinde bulunan bir camide bugün meydana gelen patlamada altı kişinin öldüğünü ve 20 kişinin yaralandığını açıkladı.

Devlet medyası, güvenlik güçlerinin bölgeyi kordon altına aldığını ve soruşturma başlattığını bildirdi.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre yerel yetkililer, patlamanın intihar saldırısı veya bölgeye yerleştirilen patlayıcılar nedeniyle meydana gelmiş olabileceğini söyledi.