Libya’da hangi taraflar uluslararası desteğin keyfini sürüyor?

Salih ve Mişri uzlaşısı karşılığında Hafter ve Dibeybe yakınlaşmasından söz ediliyor

MİT Başkanı Fidan ve DYK Başkanı Mişri  17 Ocak’ta Trablus’ta  bir araya geldiler (DYK)
MİT Başkanı Fidan ve DYK Başkanı Mişri 17 Ocak’ta Trablus’ta bir araya geldiler (DYK)
TT

Libya’da hangi taraflar uluslararası desteğin keyfini sürüyor?

MİT Başkanı Fidan ve DYK Başkanı Mişri  17 Ocak’ta Trablus’ta  bir araya geldiler (DYK)
MİT Başkanı Fidan ve DYK Başkanı Mişri 17 Ocak’ta Trablus’ta bir araya geldiler (DYK)

Libyalı siyasetçiler, uluslararası güçlerin ülkede sahnenin ön saflarında yer alan siyasi partilerle ilgili tahminleri konusunda farklı görüşlere sahipler. Bazıları, ABD’nin geçici Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) Başbakanı Abdulhamid ed-Dibeybe ile Libya Ulusal Ordusu (LUO) Başkomutanı Mareşal Halife Hafter arasında seçimlerin yapılması amacıyla bir yakınlaşma için baskı yaptığından bahsederken, bazıları da söz konusu tarafların Temsilciler Meclisi (TM) Başkanı Akile Salih ve Devlet Yüksek Konseyi (DYK) Başkanı Halid el-Mişri’ye güvendiklerini belirterek sahnenin tüm senaryolara açık olduğunu savundular.
Libya Ulusal Meclis Partisi Kurucu Başkanı Esad Zeyho, ABD’nin Hafter ve Dibeybe’yi ülkenin doğusunda ve batısında büyük güçleri temsil ettikleri için bir araya getirme yönünde bir yaklaşımı olduğu fikrini kabul etti. Zeyho, Libya sahnesinde, Libya’nın bazı komşu ülkeleri tarafından desteklenen TM ile DYK arasında seçimlerin anayasal temeli üzerinde anlaşmaya varılması amacıyla bir yakınlaşma sağlanmasına ilişkin bazı öneriler olduğunu söyledi.
Libya Ulusal Meclis Partisi Kurucu Başkanı, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Dibeybe ile Hafter arasındaki mutabakat, UBH’li yetkililerin seçim hazırlıklarının yapılacağı kısıtlı bir süre için de olsa ülkenin doğusunda ve güneyinde, LUO’nun nüfuz alanlarında faaliyet göstermelerini sağlayacak. Bu da TM tarafından yetkilendirilen ve şu an çalışmalarını ülkenin doğusundan yürüten Fethi Başağa hükümeti ile LUO arasındaki koordinasyonun sona ermesi anlamına gelecek.”
Zeyho’ya göre ABD’nin Dibeybe ile Hafter arasında bir mutabakat sağlanmasını destekleyen tutumu, Washington ile Avrupalı ​​müttefiklerinin, TM ve DYK’nın seçimlerin düzenlenmesi için yeni bir hükümet kurulması fikrine karşı olan tutumlarıyla tutarlı. Çünkü ABD, yeni bir hükümet kurmanın çok zaman alacağını ve böylece, uluslararası alanda tanınan, seçilmiş bir hükümetin varlığına engel olacağını düşünüyor. Zeyho, Özellikle Hafter ile Dibeybe arasında siyasi krizi kapsamayan, ancak ABD’nin çıkarlarını sağlamaya yönelik bir yakınlaşmaya dair söylenenler çerçevesinde ABD’nin istediği bu ağırlığı elde etmesi halinde, Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi ve BM Libya Destek Misyonu’nun (UNSMIL) önümüzdeki Mart ayında seçimlerin anayasal temeli üzerinde uzlaşılması için yeni bir siyasi diyalog forumu başlatabileceği ihtimalini göz ardı etmiyor.
Zeyho, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamayı şöyle sürdürdü:
“ABD, Dibeybe’nin iktidara tutunduğunu ve bunun için tavizler vermeyi kabul ettiğini gördü. Ayrıca Hafter'in kendileriyle koordinasyon içinde olmayı istediğini yahut Washington'ın Libya'da, Afrika’nın geri kalanında Rusya’nın askeri varlığını kökünden sökmek ya da en azından ablukaya almak için kullanabileceği büyük bir güç oluşturmak için Dibeybe ile yakınlaşmaya karşı olmadığını anladı.”
Öte yandan Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan'ın geçtiğimiz hafta başkent Trablus'a yaptığı ziyaret ve siyasi rakipler olan Dibeybe ile Mişri’yi aynı toplantıda bir araya getirmesi dikkati çekti. TM üyesi Salim Kuneydi, Salih ile Mişri arasındaki anlaşmazlıklara ve ülkedeki siyasi durumun kilitlenmesine neden olan uzlaşmazlıklarına rağmen TM ve DYK’nın  aşılabileceğini söyledi.
Şarku'l Avsat'a konuşan Kuneydi, DYK’nın rolüne de atıfta bulunan, Fas'ın Suheyrat kentinde 2015 yılında imzalanan Libya Siyasi Anlaşması uyarınca TM’nin ülkedeki seçilmiş tek otorite olduğunu belirterek, “Bu yüzden özellikle DYK halk tarafından fazla destek görmediğinden, Başkanlık Konseyi'nin TM ve DYK’nın çalışmalarını dondurabileceğine dair bazıları tarafından öne sürülen iddiaların hiçbir anlamı yok” ifadelerini kullandı. Kuneydi, UNSMIL’in yeni bir siyasi diyalog forumu düzenleyebileceği iddialarının, önceki siyasi diyalog forumu ile ilgili yolsuzluk ve rüşvet şüpheleri ve seçimlerin anayasal temeli üzerinde uzlaşıyla sonuçlanmaması karşısında tezat oluşturduğunu söyledi.
Mevcut siyasi çıkmazın ancak TM ve DYK üyelerini, TM Başkanı Salih ve DYK Başkanı Mişri’nin katılmaması şartıyla aynı toplantıda bir araya getirerek kırılabileceğini söyleyen Kuneydi, böylece uzlaşıya dayalı bir çözümün önünün açılabileceğini kaydetti.
TM Üyesi Abdusselam Nasiye ise Hafter ve Dibeybe’ye güvenme ile TM ve DYK arasındaki yakınlaşma arasında sahnenin tüm olası senaryolara açık olduğunu söyledi. Nasiye, tüm bu senaryoların bir an önce çözülmesi ve üzerinde uzlaşılması gereken tartışmalı noktalarda birleştiğini belirtti. Şarku’l Avsat’a konuşan Nasiye, “Sorun, TM ile DYK arasındaki ya da Libyalı önemli isimler arasındaki anlaşmazlık değil... Sorun, başta cumhurbaşkanlığı seçimleri, yabancı güçlerin Libya'dan sınır dışı edilmesi, silahların ve petrol gelirlerinin yönetimi başta olmak üzere tartışmalı konularda uzlaşma güçlüğünden kaynaklanıyor” dedi.
Nasiye, eğer tüm bu meseleler üzerinde bir anlaşmaya varılırsa, kim tarafından olursa olsun bir anlaşmaya varılmasının sorun teşkil etmeyeceğini vurguladı.



İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
TT

İsrail, Hamas tarafından teslim edilen kalıntı örneklerini aldı

Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)
Geçtiğimiz ay Gazze Şeridi'nde tutulan İsrailli bir rehinenin cesedini almak için hasarlı binaların önünden geçen Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracı (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi bugün, İsrail’in Hamas tarafından Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) aracılığıyla teslim edilen kalıntı örneklerini teslim aldığını duyurdu. Örneklerin adli tıp laboratuvarına gönderilmesi planlanıyor.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığına göre bir Hamas lideri, hareketin bugün Gazze Şeridi'nde kalan iki cesetten birini teslim edeceğini açıklamıştı.

İsrailli rehine Ran Gvili ve Taylandlı rehine Sudthisak Rinthalak'ın cesetleri halen Gazze'de bulunuyor.

Bu gelişme, İsrail güçlerinin bugün Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki el-Bureyc Mülteci Kampı’nda bir Filistinliyi öldürmesi ve Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerinde evlerin yıkılması ve bombardımanların devam etmesi ile birlikte gerçekleşti.

Filistin resmi haber ajansı WAFA, ‘işgal güçlerinin kuzeydeki Cibaliye Mülteci Kampı’na yoğun hava saldırıları düzenlediğini ve kuzey Gazze’de bazı konut binalarını yıktığını’ bildirdi. Ayrıca İsrail’e ait insansız hava araçları (İHA) et-Tuffah mahallesindeki es-Senafur kavşağı yakınlarında Filistinlilerin evlerine bombalar attı ve eşzamanlı olarak yoğun ateş açıldı.


Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
TT

Sudan'dan Rusya'ya cazip teklif: ABD ve AB kızabilir

Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)
Ordunun başındaki General Abdülfettah Burhan, Sudan'ı fiili olarak yönetiyor (AP)

Orduyla paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmaların sürdüğü Sudan'daki askeri yönetim, Rusya'yla daha yakın ilişkiler kurmak istiyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) Sudanlı yetkililere dayandırdığı habere göre, Moskova'ya Afrika'daki ilk deniz üssünü kurması teklif edildi.

Ekimde iletilen teklifin, Rusya'nın 25 yıl boyunca 300 askerini ve 4 savaş gemisini barındırabileceği bir üssü içerdiği aktarıldı.

Port Sudan ya da Kızıldeniz kıyısındaki bir başka yerde yapılabileceği bildirilen üs, bölgedeki kritik ticaret yollarına yakın olacak.

Küresel ticaretin yüzde 12'si, Avrupa-Asya alışverişinde önemli bir yere sahip olan Süveyş Kanalı üzerinden gerçekleşiyor.

WSJ, bunun Çin ve Rusya'yı kıtadaki limanlardan uzak tutmaya çalışan ABD için endişe verici bir gelişme olacağını vurguladı. 

Bu iki ülkenin Afrika'daki limanların kontrolü sayesinde buralarda savaş gemilerini tamir edip yeni silahlarla donatabileceği ve kritik denizyollarını kapatabileceği belirtildi.

Çin de denizaşırı ilk deniz üssünü 2017'de Cibuti'de kurmuştu. Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne bağlayan Babülmendep Boğazı'ndaki üs, bir uçak gemisinin demirleyebileceği kadar büyük.

ABD'nin Afrika'daki en büyük üssü Camp Lemonnier, Çin'inkinden yalnızca 10 kilometre uzaklıkta.

ABD'nin ayrıca Somali'de birlikleri var. 

Kremlin'in, Afrika'nın en büyük üçüncü altın üretici Sudan'dan madencilik konusunda imtiyazlar alabileceği de Amerikan gazetesinin haberinde ifade edildi. 

Sudanlı yetkililer tüm bunlar karşılığında hava savunma sistemleri gibi silahları ucuza almak istiyor.

WSJ, Sudan ordusundan bir yetkilinin, bu anlaşmanın AB ve ABD'yle aralarında sorun yaratabileceğinin farkında olduklarını söylediğini aktardı.

Bu hamlenin Moskova'yı kıtada yeniden güçlendirebileceği de haberde vurgulandı.

Paralı asker şirketi Wagner'in kurucusu Yevgeni Prigojin'in 2023'teki ölümünün ardından Rusya'nın Afrika planları sekteye uğradı.

Rusya Savunma Bakanlığı'na bağlı Afrika Kolordusu, Wagner'in operasyonlarını devralsa da kıtadaki yerini doldurmakta zorlandığı bildiriliyor.

General Abdülfettah Burhan'la işbirliği yapan General Muhammed Hamdan Dagalo, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin soykırımla suçladığı Ömer el Beşir'i 2019'da devirmişti. 

Ülkeyi sivil yönetime döndürme ve 100 bin kişilik paramiliter kuvvet HDK'yi ordu bünyesine dahil etme süreci nedeniyle iki general anlaşmazlığa düşmüş, 2023'te yeniden iç savaş patlak vermişti. 

Yeniden başlayan çatışmaların başlarında Moskova, Dagalo'ya bağlı HDK'yi destekliyordu. 

Başkent Hartum'dan HDK güçlerinin atılmasındaysa Ukrayna rol oynamıştı. 

WSJ, Rusların desteğini yetersiz bulan HDK'nin Kiev'e yanaştığını ve bunun üzerine Moskova'nın da Burhan'a bağlı orduyla ittifak kurduğunu aktarıyor.

Amerikan gazetesinin haberinde İran, Mısır ve Türkiye'nin Sudan ordusuna drone sağladığı da öne sürüldü.

Tahran'dan gelen deniz üssü kurma önerisinin, ABD ve İsrail'in tepkisiyle karşılaşmaktan korkan Hartum yönetimi tarafından geçen sene reddedildiği bildirildi. 

Diğer yandan ABD ve BM, Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) HDK'yi silahlandırmakla suçluyor. BAE ise bu iddiaları reddediyor.

Independent Türkçe, WSJ, AP


Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
TT

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria’da İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövdü

Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)
Sınır bölgelerinde örgütlenen Yahudi yerleşimciler, Filistinlilere ait tarım alanlarına ve bağlara saldırıları artırıyor (Reuters)

Yahudi yerleşimciler, Batı Şeria'daki İtalyan ve Kanadalı gönüllüleri dövüp eşyalarını çaldı.

Guardian'ın aktardığına göre pazar sabahı yaşanan olayda radikal sağcı yerleşimciler, Eriha bölgesindeki Ayn el-Duyuk köyüne baskın düzenledi. 

Yerleşimcilerin, Filistinlileri korumak için köyde bulunan İtalyan ve Kanadalı gönüllülere de saldırdığı belirtildi.

Filistin Ulusal Yönetimi'nin resmi haber ajansı WAFA, üç İtalyan ve bir Kanadalı gönüllünün hastaneye kaldırıldığını aktardı. 

Kimliğinin paylaşılmaması şartıyla konuşan Kanadalı kadın, sabaha karşı düzenlenen saldırıda yaşadıklarını şöyle anlattı: 

10 maskeli yerleşimci gece nöbetinden sonra uyuduğumuz eve baskın yaptı. İkisinin üzerinde ordu tarafından verilen tüfeklerden vardı. Bizi yaklaşık 15 dakika boyunca dövdüler. Kafama, kaburgalarıma, kalçama ve uyluk bölgeme defalarca tekme attılar. Bize Arapça hakaretler yağdırdılar ve orada bulunmaya hakkımız olmadığını söylediler.

Gönüllü, Yahudi yerleşimcilerin bölgede artan saldırılarına dikkat çekerek, "Mesele bizimle ilgili değil. Biz 15 dakika dayak yedik ama buradaki Filistinliler bu şiddeti her gün, her saat, binlerce kez yaşıyor" dedi.

Kanada Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "aşırılıkçı yerleşimcilerin işlediği şiddet eylemlerinin kınandığı" bildirildi. Kanada yönetiminin "Filistin topraklarının ilhakına yönelik her türlü eyleme ve söyleme karşı olduğu" hatırlatıldı. 

Diğer yandan İtalyan gönüllülerden birinin ağır yaralandığı ve Ramallah'ta tedavisinin sürdüğü belirtiliyor. İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani, olaya ilişkin açıklamasında "Bu saldırganlıktan bıktık. Yerleşimcilerin haklarını bu şekilde savunmaları doğru değil" ifadelerini kullandı. 

Guardian, Batı Şeria'daki İsrailli yetkililerin yorum taleplerine yanıt vermediğini yazıyor. Gazetenin irtibata geçtiği köylüler ve aktivistler, polisin yerleşimcilerin saldırılarını durdurmak veya karargahlarını dağıtmak için harekete geçmediğini söylüyor.

Batı Şeria'daki Filistin köylerini korumak için yabancı gönüllüler toplayan Faz3a örgütünden aktivist Manal Tamimi, radikal sağcı yerleşimcilerin iki ay önce köyün yakınlarına karakol inşa ettiğini ve adam devşirdiğini söylüyor. Gönüllülerin saldırılara karşı Filistinlilerin yanında durmasının çok değerli olduğunu belirtiyor.

Kanadalı gönüllü de köydeki varlıklarının halkı güçlendirdiğini söylüyor: 

Biz oradayken köylüler daha dirençli oluyordu. Çocuklar özgürce oynuyordu. İnsanlar gece boyunca uyuyabiliyorlardı. Sırf bu bile bizim orada olmamızı değerli kılıyordu.

Birleşmiş Milletler'in rakamlarına göre İsrailli yerleşimciler ve güvenlik güçleri son iki yılda Batı Şeria'da 233'ü çocuk olmak üzere binden fazla Filistinliyi öldürdü. 

Independent Türkçe, Times of Israel, Guardian