Mısır’da nüfus artışı engellenemiyor

Kahire hükümetinin yürüttüğü anketin sonucu: Vatandaşların yüzde 75’i nüfus artışı krizinin farkında

Geçen yıl aralık ayında Mısır Sağlık ve Nüfus Bakanı Dr. Halid Abdulgaffar başkanlığında düzenlenen Ulusal Nüfus Konseyi toplantısından bir kare (Konseyin Facebook’daki resmi sayfası)
Geçen yıl aralık ayında Mısır Sağlık ve Nüfus Bakanı Dr. Halid Abdulgaffar başkanlığında düzenlenen Ulusal Nüfus Konseyi toplantısından bir kare (Konseyin Facebook’daki resmi sayfası)
TT

Mısır’da nüfus artışı engellenemiyor

Geçen yıl aralık ayında Mısır Sağlık ve Nüfus Bakanı Dr. Halid Abdulgaffar başkanlığında düzenlenen Ulusal Nüfus Konseyi toplantısından bir kare (Konseyin Facebook’daki resmi sayfası)
Geçen yıl aralık ayında Mısır Sağlık ve Nüfus Bakanı Dr. Halid Abdulgaffar başkanlığında düzenlenen Ulusal Nüfus Konseyi toplantısından bir kare (Konseyin Facebook’daki resmi sayfası)

Mısır’da hükümet tarafından yapılan güncel bir anket, Mısırlıların yaklaşık yüzde 75’inin nüfus sorununun farkında olduğunu gösterse de, bu farkındalık devletin özel ilgi gösterdiği en önemli sorunlardan birini teşkil eden nüfus artışını durdurmuyor. Anket sonucu, farkındalık ile soruna verilen yanıt arasındaki ‘tutarsızlığı’ vurgularken, bu tutarsızlığın nedenleri hakkında birkaç soruyu gündeme getirdi.
Kabine Bilgi ve Karar Destek Merkezi (IDSC) nüfus artışına ilişkin anketin, Mısırlıların yüzde 75,6’sının ‘Mısır’ın bir aşırı nüfus sorunuyla karşı karşıya olduğunun farkında’ olduğunu gösterdiğini açıkladı. IDSC bunun önceki anketlere kıyasla ‘yüksek’ bir oran olduğuna zira daha önceki ankette nüfus sorununun farkında olanların oranının yüzde 70,5 olarak kaydedildiğini bildirdi.
Geçen yıl aralık ayında tüm vilayetlere dağılmış Mısırlı aile reisleri örnekleminde yapılan ankette, ankete katılan Mısırlı ailelerin yüzde 91,1’inin ‘aile planlaması programlarını desteklediklerini’ doğruladıkları belirtildi. Mevcut koşullarda bir ailedeki uygun çocuk sayısının ikiyi geçmemesi gerektiğine inananların oranının yüzde 52,5, uygun çocuk sayının 3 olduğunu düşünenlerin oranının ise yüzde 29,1 olduğu görüldü.
Halkın nüfus konusuna olan ilgisini ölçmek için, anketi yürütenler, katılımcı vatandaşlara Mısır’ın nüfusunu sordu ve buna verilen cevap da bir tutarsızlığa ışık tuttu. Zira örneklemin en büyük yüzdesi olarak yüzde 31,8’i 105 milyondan fazla kişi olduğunu ve katılımcıların yüzde 23,3’ü ise nüfusun 100 ile 105 milyon arasında değiştiğini belirtti.
Mısır Kamu Seferberlik ve İstatistik Merkezi Ajansı’na göre, 2022’nin sonuna kadar Mısır’ın nüfusu 104 milyonu aştı. Artışı an be an hesaplayan nüfus saatine göre, pazar akşamı itibariyle, nüfus 104 milyon 519 bin 428 kişiye ulaştı.
Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun (UNFPA) Eski Direktörü ve Mısır Sağlık ve Nüfus Bakanlığı Aile Planlaması Yüksek Danışma Kurulu üyesi Dr. Mecdi Halid, son anketin sonuçlarını “Vatandaşın nüfus sorununa ilişkin farkındalığında bir gelişme olduğu anlamına geliyor” ifadeleri ile değerlendirdi. Halid Şarku’l Avsat’a yaptığı değerlendirmede, “Farkındalığın olmasına karşı tepkinin eksil olması arasındaki tutarsızlık, Mısır toplumunun kültüründen kaynaklanmaktadır. Vatandaş bir sorun olduğunu biliyor ancak bununla yüzleşmek için herhangi bir tutum sergilemiyor” ifadelerini kullandı.
Halid “Pek çok kadının daha fazla çocuk istemediğini söylediğini görürsünüz. ‘Yani bir doğum kontrol yöntemi kullanacak mısınız?’ diye sorulduğunda ise ‘Hayır!’ olarak cevap verir” diye açıkladı.
Halid “Nüfus artışı sorunuyla yüzleşmek, yeni nesillere odaklanarak toplumsal kültürü ve vatandaş bilincini değiştirmek üzere daha fazla çalışma yapılmasını gerektiriyor” ifadelerini de sözlerine ekledi.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah el-Sisi, aşırı nüfus tehlikesi konusunda birçok kez uyarıda bulundu. 2017’deki Ulusal Gençlik Konferansı sırasında yaptığı uyarıda “Terörizm ve aşırı nüfus, Mısır’ın tarihinde karşı karşıya olduğu en büyük iki tehdittir. Nüfus artışı Mısır’ın ilerleme şansını azaltıyor” ifadelerine yer vermişti.
Mısır Sağlık ve Nüfus Bakanlığı Aile Planlaması Yüksek Danışma Kurulu üyesi Dr. Atıf eş-Şitani Şarku’l Avsat’a “Devletin ulaşmaya çalıştığı, bir ailede iki çocuk olmasına dayalı demografik hedef ile uygun sayının 3 çocuk olduğuna inanan vatandaşlar arasında büyük bir uçurum var” ifadelerini kullandı.
Şitani “Aile başına ortalama iki çocuğun olması, nüfusta istatistiksel bir istikrar anlamına gelir. Zira böylece, mevcut durumun aksine doğum sayısı ölü sayısına eşit olur. Şu anda ise doğum sayısı yılda yaklaşık iki milyon iken, ölüm sayısı 600 bini geçmiyor” ifadelerini kullandı. Şitani şu ifadeleri de sözlerine ekledi:
“Mısır, 1988’den bu yana ulusal bir nüfus araştırması yürütüyor ve 2022’deki en son anketin sonuçları, Mısırlıların yüzde 100’ünün aile planlaması yöntemlerini bildiğini gösterdi. Doğurganlık çağındaki kadınların yüzde 80’i daha fazla çocuk sahibi olmak istemediklerini belirtseler de Mısırlıların sadece yüzde 66’sı aile planlaması yöntemlerini kullanıyor. Bu durum, söz konusu grubu hamilelik önleyici yöntemler kullanmaya ikna etmek için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiği anlamına geliyor.”



Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
TT

Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)

Irak hükümeti dün yaptığı açıklamada, yaklaşık iki hafta önce Yemen’deki Husiler ile Lübnan’daki Hizbullah’ı ‘terör örgütü’ olarak sınıflandıran bir kararın yayımlanmasına ilişkin olarak bazı yetkililerin görevden alınmasını içeren yaptırımların onaylandığını duyurdu.

Irak Bakanlar Kurulu, resmî gazetede yayımlanmasının ardından özellikle hükümeti oluşturan ve söz konusu gruplara yakınlığıyla bilinen siyasi çevreler arasında geniş tartışmalara yol açan kararla ilgili kurulan soruşturma komisyonunun tavsiyelerini kabul etti.

Söz konusu sınıflandırmanın, iki grubun mal varlıklarının dondurulmasını da içermesi üzerine hükümet, kararın ‘yanlışlıkla’ yayımlandığını belirtmişti. Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, karardaki hataya ilişkin acil soruşturma başlatılması, sorumluların tespit edilmesi ve ihmali bulunanların hesap vermesi talimatını vermişti.

Hükümetin dün yayımladığı açıklamada, Bakanlar Kurulu’nun, Irak Resmi Gazetesi’nin 17 Kasım 2025 tarihli 4848 sayısında yer alan ve Teröristlerin Mallarının Dondurulması Komisyonu’nun 2025/61 sayılı kararına ilişkin soruşturma komisyonu tavsiyelerini onayladığı belirtildi. Tavsiyeler kapsamında, ilgili bazı yetkililerin görevden alınması ve bazılarının ise başka görevlere atanması gibi idari yaptırımların yer aldığı kaydedildi.

Diğer yandan Irak Ulusal Güvenlik Servisi dün yaptığı açıklamada, komşu bir ülkeden geldiği belirtilen ve DEAŞ terör örgütü bünyesindeki ‘en tehlikeli bomba uzmanlarından biri’ olarak tanımlanan bir kişinin yakalandığını duyurdu.

Irak Ulusal Güvenlik Servisi, Irak Haber Ajansı’na (INA) yaptığı açıklamada, 10 aydan uzun süren takip ve hassas izleme faaliyetlerini içeren nitelikli bir istihbarat operasyonu sonucunda, komşu ülkelerden birinden dönüşünün ardından DEAŞ’ın üst düzey isimlerinden birinin gözaltına alındığını bildirdi. Açıklamada, yakalanan kişinin yüksek derecede tehlikeli unsurlar arasında yer aldığı, adının terör örgütü lider kadrolarına ait listelerde bulunduğu ve 2004 yılından itibaren Bağdat’ta El Kaide unsurları içinde faaliyet göstermeye başladığı belirtildi. Ebu İlya lakabını kullanan şüphelinin, patlayıcı düzeneklerin hazırlanmasında uzmanlaştığı, beş kişiden oluşan bir hücreye liderlik ederek saldırıların gerçekleştirilmesinde rol aldığı kaydedildi.

Soruşturmalarda, söz konusu kişinin patlayıcıların cep telefonlarıyla irtibatlandırılması ve hazırlanmasından sorumlu olduğu, Bağdat’ta faaliyet gösterdiği dönem boyunca 100’den fazla patlayıcı düzeneği teslim ettiği ve başkentin farklı bölgelerini hedef alan terör eylemlerinin doğrudan uygulanmasına katkı sağladığı tespit edildi.


Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
TT

Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)

Suriye’deki yeni yönetim, büyük şehirlerin kalabalık sokakları ile kırılgan, yoksul kırsal kesimler ve Suriye genelindeki yaygın yıkım arasında, önceki dönemin karmaşıklığından kaynaklanan muazzam zorluklarla karşı karşıya.

Beşşar Esed rejiminin düşüşünü günlerce kutlayan mahallelerin göz alıcı görüntüsünün ardında, daha az gürültülü ve daha karmaşık başka bir mücadele sürüyor. Bir güvenlik kaynağına göre bu mücadelede DEaŞ ve göçmenler (yabancı savaşçılar) en önemli zorlukları oluşturuyor.

Ancak bazıları DEAŞ’ı ve genel olarak aşırılığı güvenlik yaklaşımıyla çözülebilecek ‘teknik bir sorun’ olarak görürken, diğerleri ‘asıl sorunun, eğitim veya aile sistemi ya da herhangi bir örgütlü yaşam biçimi olmaksızın, birkaç yıldır normal sosyal bağlamın dışında gelişen devasa bir insan kitlesini absorbe edecek planlar yapmakta yattığını’ düşünüyor.

Zorluk, yıkıma uğrayan bölgeleri yeniden inşa etmek ve geçim kaynakları yaratmak, özellikle de siyasi ve sosyal kimliklerin radikal grupların mirasıyla iç içe geçmiş olduğu ve bu yüzden potansiyel çatışmalar için verimli bir zemin oluşturan İdlib gibi kırsal bölgelerde yatıyor.

ABD, Irak'tan çekilmeden önce Sünni aşiretlerinden oluşan ve el-Kaide'ye karşı savaşan Sahva Silahlı Güçleri deneyimi, radikalizmden etkilenenleri siyasi ve güvenlik yapılarına dönüştürerek Suriye için olası bir model sunarken, militarizasyondan siyasete ve hizipçilikten devletçiliğe geçiş, yeni Suriye'nin karşı karşıya olduğu en büyük zorluk olmaya devam ediyor.


Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)

Sudan'daki Sumud İttifakı’nın siyasi ve sivil güçleri, Sudan'daki savaşı sona erdirmek ve İslamcıların rejimini siyaset sahnesinden kalıcı olarak silmek için dün Kenya'nın başkenti Nairobi'de Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi (SLM/A) ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile ortak bir ‘İlkeler Bildirgesi’ imzaladı. Savaşa karşı çıkan Sudanlı tarafların çoğunluğunu bir araya getiren bu ilk yakınlaşma aylar süren istişarelerin ve görüşmelerin ardından gerçekleşti.

Savaşın derhal sona erdirilmesinin ‘ulusal öncelik olduğu’ vurgulanan bildirgede, savaşan taraflar olan Sudan ordusuna ve Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) geçtiğimiz ağustos ayında Uluslararası Dörtlü (ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır) tarafından önerilen yol haritasına uymaları için daha fazla baskı uygulanmasının önemine işaret edildi.

İlkeler Bildirgesi’nde savaşan taraflara önerilen üç aylık insani ateşkesin hızla uygulanması, koşulsuz olarak derhal ateşkesin sağlanması ve bunun kalıcı bir ateşkese dönüştürülmesi için çalışılması çağrısı yer aldı.