Doğu Kudüs'teki Han el-Ahmar'ın yıkılmasını önlemek için oturma eylemi başlatıldı

İsrail Yüksek Mahkemesi'nin, Necef Çölü bölgesinden zorla göç ettirilen bedevilerin yaşadığı Han el-Ahmar'ın tahliye edilmesi kararını yarın görüşmesi bekleniyor

Fotoğraf: (AA_Arşiv)
Fotoğraf: (AA_Arşiv)
TT

Doğu Kudüs'teki Han el-Ahmar'ın yıkılmasını önlemek için oturma eylemi başlatıldı

Fotoğraf: (AA_Arşiv)
Fotoğraf: (AA_Arşiv)

Doğu Kudüs kırsalında bulunan Filistinli bedevilerin yaşadığı Han el-Ahmar'daki yerleşkenin İsrail tarafından yıkımını önlemek amacıyla oturma eylemi başlatıldı.
Ayrım Duvarına Karşı Direniş Komitesi ve Filistinli grupların çağrısı üzerine düzenlenen oturma eylemine Filistinli ve yabancı dayanışma aktivistlerinden oluşan onlarca kişi katılıyor.
Han al-Ahmar topluluğunun temsilcisi Iyd el-Cehalin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, onlarca Filistinlinin ve dayanışma aktivistinin sabah saatlerinden itibaren oturma eylemi için bölgede toplanmaya başladığını söyledi.
Yıkımı önlemek için oturma eyleminin devam edeceğini kaydeden Cehalin, İsrail Yüksek Mahkemesi'nin yıkım kararı aldığı bölgede çoğu çocuk 250'den fazla Filistinlinin yaşadığını ve ayrıca burada bulunan ve yıkım tehdidi altındaki okulda komşu topluluklardan gelen 180 öğrencinin kayıtlı olduğunu aktardı.
Cehalin, tehcir riskinin sadece Han al-Ahmar ile sınırlı olmadığını ve yıkım gerçekten başarılı olursa, Batı Şeria'nın güneyinde, merkezinde ve kuzeyindeki onlarca Filistinli topluluğunun yıkımdan etkileneceğini dile getirdi.

- İsrail'in Han el-Ahmer'deki yıkım kararı
İsrail Yüksek Mahkemesi, Mayıs 2018’de Han el-Ahmer bölgesinde yaklaşık 190 Filistinlinin yaşadığı derme çatma barakalar ile bölgedeki başka yerlerden gelen 170 öğrencinin eğitim gördüğü okulun yıkılmasına karar vermişti.
Hem uluslararası camiadan gelen tepkiler hem de Filistinlilerin direnişi nedeniyle İsrail güçleri yıkımı gerçekleştirememiş, İsrail mahkemesi de bölge sakinlerinin başvurusu üzerine yıkım kararını askıya almıştı.
İsrail Yüksek Mahkemesi 5 Eylül 2018’de ise Han el-Ahmer'deki yıkım kararına yapılan itirazı reddederek, bölgenin 7 gün içinde boşaltılmasına ve yıkımın başlatılmasına hükmetmişti.
Han el-Ahmer Filistinliler için direnişin sembolü haline gelirken 20 Ekim 2018’de köyün yıkımının ertelendiği duyurulmuştu.
İsrail Yüksek Mahkemesinin daha önce ertelediği Han el-Ahmer'in tahliyesiyle ilgili 1 Şubat'ta yeni bir duruşma düzenlemesi bekleniyor.

- İsrail'in E1 projesi
Han el-Ahmer, İsrail tarafından 1953'te Necef Çölü (Negev) bölgesinden zorla göç ettirilen bedevi Filistinlilere ev sahipliği yapıyor.
Bölge, İsrail'in Doğu Kudüs'ten Ölü Deniz'e kadar uzanan yaklaşık 12 bin dönümlük arazinin "Filistinlilerden alınmasını" öngören Tel Aviv'in E1 projesi kapsamındaki topraklarda yer alıyor.
Filistinli taraflar, İsrail'in bu yıkımlarla bölgedeki bedevileri göç ettirerek, Doğu Kudüs, El-Ayzariyye ve Lut Gölü'ndeki (Ölü Deniz) Yahudi yerleşim yerlerini birbirine bağlamaya çalıştığını ifade ediyor.



Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
TT

Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)

Tunus merkezli radyo istasyonu Mosaique FM dün bir mahkemenin, Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi ve eski güvenlik yetkilileri de dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere komplo kurmak suçlamasıyla 12 ila 35 yıl arasında hapis cezaları verdiğini bildirdi.

Bu davada devlete karşı komplo kurmakla suçlananlar arasında, Cumhurbaşkanı Kays Said'in eski Özel Kalem Müdürü Nadia Akkaşa da bulunuyor.

Hakkında 35 yıl hapis cezası bulunan Akkaşa ülkeden kaçtı.

Mosaique FM, bu davada sanık olan eski Başbakan Yusuf eş-Şahid'in, kendisini ceza mahkemesine sevk eden iddianame kararını temyiz ettiğini, temyiz sonucu beklendiği için bu kararın şimdiye kadar hükümlerin kapsamına girmediğini belirtti.

İslami çizgideki Nahda Hareketi’nin deneyimli lideri Gannuşi (84), 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Cumhurbaşkanı Said tarafından feshedilen meclisin başkanı olan Gannuşi, 2023 yılından beri hapiste ve son birkaç ay içinde ayrı davalarda toplam 27 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bu davada 21 kişiye suçlama yöneltildi, bunlardan 10'u halihazırda hapiste, 11'i ise ülkeden kaçtı.

Mahkeme, eski İstihbarat Teşkilatı Başkanı Kemal Keyzani'yi 35 yıl hapis cezasına, eski dışişleri bakanı Rafik Abdusselam’ı 35 yıl hapis cezasına ve Raşid Gannuşi'nin oğlu Muaz Gannuşi'yi 35 yıl hapis cezasına çarptırdı. Üçü de ülkeden kaçtı.

Cumhurbaşkanı Said, 2021 yılında meclisi feshetti ve ülkeyi kararnamelerle yönetmeye başladı. Ardından bağımsız yargı yüksek konseyini feshetti ve onlarca yargıcı görevden aldı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre muhalefet bu hamleyi, 2011 yılında ‘Arap Baharı’ ayaklanmalarını tetikleyen ‘yeni doğan demokrasiyi baltalayan bir darbe’ olarak nitelendiriyor.

Cumhurbaşkanı Said ise bu suçlamaları reddediyor ve attığı adımların yasal olduğunu ve siyasi elitler arasında yıllardır süren kaos ve yolsuzluğu sona erdirmeyi amaçladığını söylüyor.

Cumhurbaşkanı Said'in 2021 yılında iktidarın büyük bir kısmını ele geçirmesinden bu yana muhalefet liderlerinin çoğu, bazı gazeteciler ve Said'i eleştirenler hapiste tutuluyor.

Bu yıl, başka bir mahkemede muhalefet liderleri, iş adamları ve avukatlara yine komplo suçlamasıyla 5 ila 66 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. Muhalefet, bu davanın Cumhurbaşkanı Said’in muhaliflerini bastırmak için uydurulmuş olduğunu söylüyor.

İnsan hakları grupları ve aktivistler, Said'in Tunus'u açık bir hapishaneye dönüştürdüğünü ve yargı ve polisi siyasi rakiplerini hedef almak için kullandığını söylüyorlar.

Tüm bu suçlamaları reddeden Cumhurbaşkanı Said, diktatör olmayacağını, kim olursa olsun, hangi makamda olursa olsun, hiç kimsenin kanunların üstünde olmadığını söylüyor.