Savaş, Rus seçkinlerini nasıl militarize etti?

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Savaş, Rus seçkinlerini nasıl militarize etti?

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Eskiden Rus seçkinlerinin hırslı üyeleri, Rus liderler yarışmasına ve Rus cumhuriyetlerinin cumhurbaşkanları için eğitim programlarına katılarak pozisyon merdivenlerini tırmanırlardı. Şimdi ise bu, Ukrayna savaşının aracılığıyla gerçekleşiyor. Bu radikal akımı benimsemeyenler kendilerini dışlananlar arasında buluyor.
Rusya'daki bağımsız haber sitesi ‘Meduza’ muhabiri ve Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’nda araştırmacı olan Andrey Pertsev, “Ukrayna savaşı, kariyer basamaklarını yükseltmek isteyen Rus seçkinleri için beklenmedik bir fırsat sundu” dedi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in kaprislerine her zaman duyarlı olan Rusya'nın başkanlık yönetimi, Ukrayna ihtilafının sahte ‘gazilerini’ ödüllendirmeye giderek daha fazla hevesli bir hale geldi.
Kayırılanlar gerçek gaziler değil, aşırılıklarını göstermek için fotoğraf çekmek için savaşın ön saflarını ziyaret eden yetkililer ve politikacılar oldu. Bu tür meseleler, hükümetin kalitesi veya seçkinler arasındaki ilişkiler üzerindeki etkileri ne olursa olsun, Kremlin tarafından iyi karşılandı.
Pertsev, Carnegie Uluslararası Barış Vakfı tarafından yayınlanan bir raporda, “Bu eğilim, Birinci Genelkurmay Başkan Yardımcısı Sergey Kiriyenko ve Birleşik Rusya partisi Genel Sekreteri Andrey Turchak'ın haki renkli ordu kıyafetleriyle Ukrayna'da Rusya'nın işgal ettiği yerlerde görünmesiyle başladı. Ardından, Duma'dan (Rusya Federal Meclisi'nin alt meclisi) milletvekilleri Vitali Milonov, Sergey Sokol ve Dmitry Khubezov da dahil olmak üzere giderek daha fazla profesyonel politikacı ortaya çıktı. Duma milletvekillerinden oluşan ‘Cascade’ adlı özel bir yedek birimi var” ifadelerine yer verildi.
Bu konuda mükemmelleşenler var. Çita şehrinin Belediye Başkanı Alexander Sapozhnikov görevinden istifa edip savaşa gönüllü olarak katıldı. Primorski Krayı Valisi Oleg Kozhemyako da cepheyi ziyaret etti.  Devlet şirketi Rossokosmos'un eski başkanı Dmitry Rogozin de askeri bir üniforma giyerek cepheye gitti.
İçlerinden herhangi birinin gerçekten savaşa katılıp katılmadığını soran Pertsev, bu kişilerin savaş madalyası taktıklarını söylüyor. Bu bahsin işe yaramış göründüğüne dikkat çeken Pertsev, Başkan Putin bugünlerde savaşa gidenlerin yiğitliği hakkında çok konuştuğunu vurguladı.
Bu manzaraların ortasında, yönetici seçkinlerin radikalizmi ve militarizasyonu güçlü bir şekilde devam ediyor. Kursk valisi Roman Starovoyt, kötü şöhretli Wagner paralı asker grubu tarafından eğitildiğinden açıkça bahsediyor. Devlete ait propaganda televizyon ağı Rusya Today Genel Yayın Yönetmeni Margarita Simonyan da grubu ve kurucusu Yevgeniy Prigojin'e övgüde bulundu. Bu coşku tesadüf değil, Başkan Putin ‘askerlerin yaptıklarının sonuçlarıyla onları tekrar tekrar memnun etmelerini’ umuyor. Yönetim, kendisini bu kadar gururlandıracak herhangi bir kişiyi Başkan'a sunmaya çalışır. Örneğin, bu yıl yapılacak bölgesel seçimlerde yönetim, ‘savaş gazilerinin’ adaylıklarını destekleyecek ve Rus cumhuriyetlerinin yöneticilerini cepheyi ziyaret etmeye teşvik edecek. Buna yanıt verenler, ‘Cascade’ grubunda olduğu gibi özel ilgi görecek.
Buna rağmen Kremlin, bu çizgiye bağlı politikacıları kendine çekme konusunda engellerle karşılaşıyor ve bunların bir kısmını kendi yarattı. Son yıllarda, çeşitli yasama organlarına bağımsızların kabul edilmesini zorunlu kıldı. Bu, popüler olmayan Birleşik Rusya partisine düşman olan seçmenleri kızdırmaktan kaçınmayı amaçlıyor. Kremlin ayrıca bölgesel seçkinlere sağladığı sponsorluğu genişletti ve onların yasama meclisinde temsil edilmesini garanti etti. Karşılığında nispeten basit bir şey istedi: Kremlin'e bağlı cumhuriyetlerin başkanlarını desteklememe ve muhalefete katılmama sözü. Bugün, sadakati sürdürmenin riskleri artmış durumda ve maliyeti çok yüksek.
Örneğin, yeni yıl tatillerini Dubai'de geçiren Vologda Milletvekili Denis Dolzhenko, Birleşik Rusya partisinin Genel Sekreteri Andrey Turchak, bir üyeli bir seçim bölgesini temsil eden bağımsız bir milletvekili olduğunu keşfetmeden önce partiden ihraç edilmesi çağrısında bulundu.
Böylesi ciddi bir zor kullanma, Rus seçkinleriyle gerilimi artıracaktır. Ancak bu, Kremlin'in taleplerinin herhangi bir şekilde hafifletilmesine yol açmadı. Bir yıl önce Ukrayna'nın işgalini protesto etmek vatana ihanet olarak görülüyordu ve daha sonra çatışma konusunda sessiz kalmak öyle görülür oldu. Şimdi ise savaş için yeterli coşkunun olmaması şüpheye yol açıyor. Federasyon yönetiminin sembolik durumlar dışında yönetici ve vekilleri gerçek asker ve subaya dönüştürmesi pek olası değil. Bu nedenle, aldatma konusunda en yetenekli profesyoneller, sadece fotoğraf çektirmek için cepheyi ziyaret ederek kazandıkları ‘gaziler’ unvanı ile anılacaklardır. Ukrayna savaşı, mevki merdivenlerini tırmanmanın bir yolu haline geldi.
Öte yandan radikalleşmek için acele etmeyen politikacılar, kendilerini giderek daha fazla dışlanmış bulacaklar. Bu ilk önce il düzeyinde gerçekleşecek. Rus parlamentosunun iki meclisinde (Duma ve Federasyon) boş koltukları sahte ‘gazilerin’ işgal ettiği göz ardı edilemez ve bu yükseliş onların buna uygun olmalarından değil, Putin'in hoşuna gitmesinden kaynaklanıyor. Bu şekilde, düşük ve orta statüdeki Rus elitleri, ‘gaziler’ olarak bölünmeye başlayacak. Kendilerine geniş kapılar açılacak ve görevleri garanti altına alınacak. Bunlar, savaş zamanındaki hizmetlerine bağlı olarak iktidar koltuklarına ulaşmak için ‘siviller’ pahasına yükselecekler ve bu hizmetler, fotoğraf çektirmekten ibaret olacak.
Sonuç olarak Pertsev, rejimin siyasi ve idari yeterlilik cephesinin yerini, geri dönülmez bir şekilde yalnızca Başkan Putin'in kararsız kaprislerine uyacak şekilde şekillendirilmiş tutarsız yamalı bir yapıya bırakacağını söylüyor. Genç teknokratlar; ‘gaziler’ ve tüm Rusya Halk Cephesi koalisyonunun diğer eski üyelerinin yanında kalmaya devam edecek. Bu, sistem aşağı doğru sarmalını sürdürürken, yalnızca liderliğin dikkatini çeken herhangi bir işi arzulayanları üreten bir olumsuz seçim alıştırması anlamına gelir.



İrlanda Başbakanı Varadkar'ın "sürpriz istifası" merak konusu oldu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

İrlanda Başbakanı Varadkar'ın "sürpriz istifası" merak konusu oldu

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

İrlanda Başbakanı Leo Varadkar'ın görevinden "sürpriz istifa" kararı, bu kararın hemen öncesinde İrlanda kökenli ABD Başkanı Joe Biden'ın yüzüne kameralar önünde Gazze konusunda sitem ettiği konuşması nedeniyle gündemdeki yerini koruyor.

İrlanda'da 2017'den bu yana Fine Gael partisinin genel başkanlığını yürüten 45 yaşındaki Varadkar, dün başkent Dublin'de yaptığı istifa açıklamasında, ülkesine liderlik ettiği süreyi "hayatının en tatmin edici dönemi" olarak tanımladı.

İki kez İrlanda Başbakanı olarak görev yapan Varadkar, konuşması sırasında duygulanarak, görevini bırakma nedenlerinin "hem kişisel hem de siyasi" olduğunu belirtti.

Başbakanlık görevinden istifa eden Varadkar, parlamento üyesi olarak kalmaya devam edecek.

İrlanda ve İngiliz basını, istifa kararının "sürpriz" olduğu ve Varadkar'ı böyle bir karar almaya iten nedenin henüz bilinmediğini belirtti.

- Gazze'de yaşananları İrlanda'nın geçmişine benzettiği konuşması gündeme oturmuştu

Başbakanlık görevini üstlendiğinde 38 yaşında ve ülkesinin "en genç Başbakanı" ünvanına sahip olan Varadkar, istifa kararının hemen öncesinde Aziz Patrick Günü dolayısıyla ABD'ye ziyaret gerçekleştirmişti.

Leo Varadkar'ın, İrlanda asıllı ABD Başkanı Biden'ın Beyaz Saray'da Aziz Patrick Günü için verdiği davette, Gazze'de yaşananları İrlanda'nın geçmişine benzettiği konuşması gündeme oturmuştu.

Varadkar, konuşmasında, Biden'a, İrlandalıların Filistin halkıyla empati kurmasının nedeninin, Gazze halkının kendi yaşadıklarına benzer acılar çekmesi olduğunu hatırlatmıştı.

- "Gazze halkının gözlerinde kendi tarihimizi görüyoruz"

Gazze'deki insanlık dramını, ülkesinin sömürgeleştirildiği dönemde yaşananlara benzeten Varadkar, "Kendi tarihimizi onların gözlerinde görebiliyoruz." ifadesiyle ABD Başkanı'na sitemde bulunmuştu.

Varadkar, "Dünyayı dolaştığımda liderler bana sık sık 'İrlandalıların, Filistin halkına karşı neden bu kadar empati duyduğunu' soruyor. Cevabı basit, onların gözlerinde kendi tarihimizi görüyoruz. Yerlerinden edilmesi, mülklerinin ellerinden alınması, ulusal kimlikliklerinin kabul edilmemesi, zorunlu göç, ayrımcılık ve açlığın hikayesi..." ifadelerini kullanmıştı.

İrlanda'nın, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına Avrupa'da en çok karşı çıkan ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Varadkar, İrlandalıların, Gazze'de yaşanan felaketten derin endişe duyduğunu belirtmişti.

Biden'a, bir İrlandalı olarak demokrasinin gerekliliklerini yerine getirmesi ve Gazze'deki dramın son bulmasına öncülük etmesi çağrısında bulunan Varadkar, "Gazze halkı, acil gıdaya, ilaca, barınağa ve özellikle de bombardımanın durmasına ihtiyaç duyuyor." demişti.

- Varadkar, İsrail için "Öfke gözlerini kör etmiş" ifadesini kullanmıştı

İrlanda parlamentosunun alt kanadı Dail'de yapılan bir oturumda da İsrail'in artık ABD dahil dünyadaki hiçbir ülkeyi dinlemediğini kaydeden Varadkar, "Öfke gözlerini kör etmiş durumda ve gittikleri yolda ilerleyerek uzun vadede kendi güvenlikleri açısından durumu çok daha kötü hale getireceklerine inanıyorum." ifadesini kullanmıştı.

Ayrıca, Varadkar, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ile AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'e geçen ay gönderdiği mektupta, AB'den İsrail'le ticari bağların gözden geçirilmesini talep etmişti.

Varadkar, AB'nin, Gazze konusunda açık ve güçlü bir tutum benimsemeyerek ve çifte standart uyguladığı algısı vererek "kredibilitesini kaybettiği" uyarısında da bulunmuştu.

- İrlanda, 7 Ekim'den bu yana Gazze'ye verdiği destekle ön plana çıkıyor

Varadkar başta olmak üzere İrlanda, 7 Ekim 2023'ten bu yana Gazze'ye verdiği destekle ön plana çıkıyor.

İrlanda Cumhurbaşkanı Michael Higgins de Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı (UNRWA) Genel Komiseri Philippe Lazzarini'nin, "İsrail'in UNRWA'yı yok etme kampanyası yürüttüğü" açıklamalarına atıfta bulunarak, böyle bir kampanyanın başlatılmasını "utanç verici bir rezalet" olarak nitelemişti.

İrlanda Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Savunma Bakanı Micheal Martin de Gazze'deki insani krizi "insan yapımı" olarak nitelemiş ve "tamamen kabul edilmez" olduğunu belirtmişti.

Ayrıca, İrlanda, bazı ülkelerin UNRWA'ya finansal desteği kesme kararının ardından Ajans'a 20 milyon avroluk finansal destek sağlayacağını açıklamıştı.