Donald Trump'a meydan okuyan muhafazakar Nikki Haley

Sih dininden Hıristiyanlığa, Cumhuriyetçi başkana saldırmaktan destek vermeye; eski büyükelçinin hayatındaki duraklar

Eski BM Büyükelçisi Nikki Haley, bu ayın ortasında başkanlık kampanyasını ilan etmeye hazırlanıyor / Fotoğraf: AFP
Eski BM Büyükelçisi Nikki Haley, bu ayın ortasında başkanlık kampanyasını ilan etmeye hazırlanıyor / Fotoğraf: AFP
TT

Donald Trump'a meydan okuyan muhafazakar Nikki Haley

Eski BM Büyükelçisi Nikki Haley, bu ayın ortasında başkanlık kampanyasını ilan etmeye hazırlanıyor / Fotoğraf: AFP
Eski BM Büyükelçisi Nikki Haley, bu ayın ortasında başkanlık kampanyasını ilan etmeye hazırlanıyor / Fotoğraf: AFP

İsa Nehari
ABD'nin eski BM Büyükelçisi Nikki Haley, 2021 yılında Donald Trump'a karşı başkanlığa aday olmayacağını söylemişti, ancak bu açıklama mazide kalmış gibi duruyor.
Zira The New York Times gazetesinin haberine göre, eski Güney Carolina Valisi bu ayın ortasında, 2024 yılındaki başkanlık yarışına katılacağını duyurmaya hazırlanıyor.  
Haberlerin doğrulanması halinde Haley, Trump'ın yanı sıra parti için yarışan ikinci Cumhuriyetçi üye olacak.
Bununla birlikte bu adım, Hint bir anne-babadan dünyaya gelen bu Amerikalının başını, seçmen tabanını seferber etmek ve aşağılayıcı lakaplar takmak suretiyle rakiplerini hedef almaktan çekinmeyen eski başkanı ile derde sokacak. 

Kimdir bu Haley?
Haley, 1972 yılında Güney Karolina eyaletinde Hint iki göçmenin çocuğu olarak dünyaya geldi ve siyasi yükselişinden önce kişisel düzeyde pek çok dönüşüm geçirdi.
İş hayatına bir muhasebeci olarak başlamasına ek olarak, Hint adı olan Nimrata Randhawa'yı değiştirmesi ve 24 yaşında Sih dinini terk ederek Hıristiyanlığı benimsemesi bu dönüşümlerin başında geliyor.
Kökleri, onun şahsi ve siyasi kimliğinin oluşumunda önemli bir role sahip. Göçmen bir ailenin mensubu olarak o, Amerikan değerlerini muhafaza etmekle birlikte kişinin, kültürel mirası ve arka planına sarılmasının önemini vurguluyor. 
Haley, muhafazakar görüşleri ve kamu hizmetine olan bağlılığıyla tanınıyor. Onun kamu hizmetine olan bu bağlılığı, 2018 yılına kadar ülkesinin BM büyükelçiliğine tayin edilmesinden önce 2011 ila 2017 yıllarında arasında Güney Karolina valiliği yaptığı sırada somutlaştı.
Kamu hizmetinde bulunduğu sırada yüzleştiği en büyük zorluklardan biri, Güney Karolina eyaletinin en büyük ikinci şehrinde yer alan Charleston Kilisesi'ne yönelik silahlı saldırıydı.
Haley, 2015 yılında 9 kişinin ölümüne yol açan bu saldırıdan sonra durumu idare etmesi ve eyaleti bir arada tutma çabalarından ötürü övgüye layık görülmüştü. 
Ülkesinin BM Büyükelçisi olarak da kendisini uluslararası topluma sağlam ve içten diplomat imajıyla takdim etti.
İsrail'e olan desteği ve BM'nin Kuzey Kore ve İran gibi ülkelerdeki insan hakları davalarına karşı tutumuna yönelik eleştirileri ile tanındı. 
Haley, konfederasyon bayrağına da en eleştirel yaklaşanlardan biriydi; ırkçı çağrışımları nedeniyle 2015 yılında Güney Karolina'daki Capitol Binasından kaldırılmasında etkin bir rol oynadı.
Haley ayrıca, vergi reformu, eğitim ve ekonomik gelişmenin de güçlü bir savunucusu kabul ediliyor. 

Değişik görüşler
Eski Vali, son birkaç senede hızla tersine çevirdiği tavırlar aldı. Sözgelimi Başkan Trump'ı önce destekledi, daha sonra Hillary Clinton'a karşı başkanlık kampanyası sırasında onu şiddetli bir biçimde eleştirdi.
Nitekim 2015 yılında, "Herhangi biri onu her eleştirdiğinde [Trump] gidip bir karşı saldırı başlatıyor" diyerek, Cumhuriyetçilerin bu tavrı benimsemediğine işaret etti. 
Trump'ın sınır duvarı inşa etme planına ve göç meselesindeki birkaç tutumuna karşı da saldırdı ve Cumhuriyetçileri, "Amerika'nın dokusunun bu meşru göçmenlerden oluştuğunu" hatırlamaya davet ederek düşüncelerini, "Yasa dışı göç meselesinin çözümü hakkında konuşmak istiyorsan, gel konuşalım. Ancak benim anne-babam gibi yasal bir şekilde buraya gelen milyonlarca insana saldırmaya lüzum yok" ifadeleriyle dile getirdi. 
Kendi eyaletindeki ön seçimlerden önce Trump'ın "herhangi bir valinin başkanda istemeyeceği her şeyi" temsil ettiğini söyleyerek Trump'ı desteklemeyeceğinin altını çizdi ve Florida Senatörü Marco Rubio'yu, o çekilince de Teksas Senatörü Ted Cruz'u destekledi. 
Düşmanlığını ilan etmesinin ardından Haley, başkanlık seçimlerinden önce her ne kadar "hayranı olmasa da" Trump'a oy verme niyetinde olduğunu söyledi.
Birkaç hafta sonra da Cumhuriyetçi yönetimin kendisini BM elçisi olarak atama teklifini kabul etti. 
Bununla birlikte eski büyükelçi, kendisinin seçimlerdeki, Cumhuriyetçi Başkanın suçlamayı reddettiği Rus müdahalesi konusundaki sert tutumu da dahil olmak üzere pek çok dosyada kendisini Trump'tan ayrı tuttu ve "Bir devlet, başka bir ülkenin seçimlerine müdahale ediyorsa bu bir savaştır" diyerek tavrını ortaya koydu. 
Trump, NATO'nun "miadının dolduğunu" söylediğinde Haley buna itiraz ederek, "NATO, bizim için önemli bir ittifaktır ve bizim şu an her zamankinden daha fazla müttefike ihtiyacımız var" karşılığını verdi. Ve Trump daha sonra bu tavrından geri adım attı. 
Haley, İyi Günde Kötü Günde Amerika'yı Savunmak adlı kitabında, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'i övme stratejisinin iletişim kanallarını açık tutmayı hedefleyen bir manevra olduğunu açıklayarak Trump'ı övdü.
Kitabının tanıtım turlarında ise onunla çalışmaktan zevk aldığını söyleyerek Trump hakkında olumlu konuştu ve Trump'ın "dürüstlüğünü ve laf dinlemesini" takdir etti. 
Eski büyükelçi başka zaman da Trump'ı, 6 Ocak 2021'de Capitol Binasına saldırmakla suçladı ve Cumhuriyetçi Parti'ye onsuz devam etmeyi önerdi.
Saldırının ikinci haftasında Politico dergisine yaptığı açıklamada Trump'ın siyasi kabulü kaybettiğine işaret ederek,, şunları ifade etti:
"Bence kendini gitgide daha yalnız bulacak ve federal makam için bir kez daha aday olmayacak. Bizi hayal kırıklığına uğrattığını itiraf etmemiz gerek… O, girmemesi ve bizim de onu takip etmememiz gereken bir yolda yürüdü. Onu dinlememeliydik, bunun bir kez daha yaşanmasına izin veremeyiz."
Ancak Ekim 2021'de Haley, belki de Trump'a yönelik söylemini yumuşatmak maksadıyla fikrini değiştirmiş gibi görünüyordu.
Nitekim Wall Street Journal gazetesine verdiği demeçte şu ifadeleri kullandı:
"Eski Başkan güçlü kişileri seçip topu hareket ettirebiliyor ve umarım bunu yapmaya devam eder. Onu Cumhuriyetçi Parti'de istiyoruz, Trump'tan önceki günlere dönelim istemiyorum."
2020 yılında başkanlık yarışının sonuçlarını sorguladıkları için Cumhuriyetçileri eleştirse de son ara seçimlerde, Trump'ın seçim hilesi konusundaki iddialarını destekleyen birkaç adayı destekledi. 
Ve nihayet, görünüşe göre Eski Büyükelçi, Trump'a rakip olmama konusundaki tutumunu tersine çevirmeye bir adım uzaklıkta. Zira Amerikan basınına göre Haley, başkanlık kampanyasını yakın zamanda duyurmaya hazırlanıyor.
Trump, Haley'in kampanyasını ilan etmeden önce kendisinden onay istediğini, kendisinin de ona, "Aday olmak istiyorsan kalbini dinle" dediğini açıkladı.
Eski Başkan, Haley'in kendisine karşı aday olmayacağını taahhüt ettiği video kesitleri yayınlayarak alaycı bir dille, "Şerefinin değil, kalbinin peşinden gitmeye mecbur kaldı" yorumunu yaptı.

Cumhuriyetçilerin tereddüdü
The New York Times'a göre parti ayrışmayı derinleştiren tartışmalı tutumları ve görüşleri sebebiyle bazıları tarafından bir yük olarak görülen Trump'ın dışında yeni birini seçmek istese bile Cumhuriyetçilerin aşırı tereddüdü, partinin bu çabalarına engel olabilir.
Gazete, Trump'ın rakiplerinin, Trump'a ve onun "yıkıcı lakaplarına" hedef olmaktan korktukları için adaylık açıklamasını şimdiye kadar ertelediklerini, bazılarınınsa Georgia veya New York'taki iddia makamının, kendileri adına en zor işi yapıp Trump'ı 2020 seçimlerine müdahil olmakla ya da gasp davasından ötürü suçlayıp suçlamayacağını beklediğini söylüyor. 
Gazete, partinin ön seçimlerinde Trump'a meydan okuma konusunda adayların Trump'a ne zaman, nerede ve nasıl saldıracakları konusunda şimdiye kadar kararsız kaldığına işaret ediyor.
Adaylar kampanyalarını açıklama konusunda da tereddüt gösterirken onu görevden almaya çalışan Cumhuriyetçiler, Trump'ın rakiplerinin bu tereddüdünün onun konumunu güçlendirebileceğinden korkuyor. 
Bununla birlikte Cumhuriyetçi adayların akını, oyları bölme konusunda Trump'a yardımcı olabilir. Nitekim bazı Cumhuriyetçiler, 2016 yılındaki ön seçim senaryosunun tekrarlanmasından endişe duyuyor; o zamanda çok sayıda aday, Trump'ın yaklaşık yüzde 25 oranında kazanmasına izin vermişti.
Trump'ın danışmanları şiddetli bir rekabetle karşı karşıya kalması halinde bunun gerçekleşmesini umuyor. 
Endişelerini dile getirenler arasında, Trump'ı "kaybeden" olarak niteleyen eski Meclis Başkanı Cumhuriyetçi Paul Ryan da bulunuyor.
Ryan, bağışçıların ve Cumhuriyetçilerin, oyları Trump lehine bölecek bir aday çokluğu olmamasını sağlayacak yollar bulmaları gerektiğini ifade ediyor. 

Trump'ın gücü, Haley'nin sırrı
The New York Times'a göre Trump, zaaf ve dayanıklılık alametleri gösteriyor. Şöyle ki;
Trump'ın kampanyasının ilk haftalarında toplanan bağışlar nispeten zayıf kaldı ve uzun bir süre Trump yanlısı duyguların yuvası olan Cumhuriyetçi Parti Ulusal Komite üyeleri, Trump'ın üçüncü kampanyasını desteklemeye istekli olmadı.
Aynı şekilde Trump'a muhalif bir muhafazakar ve Cumhuriyetçi analist Wyatt Ayers'in internet sitesi The Bulwark'ın yürüttüğü bir kamuoyu yoklaması, Cumhuriyetçi Parti seçmenlerinin 2024 yarışında aday olarak muhtemelen Trump'tan başka bir kişiyi isteyeceğini ortaya koydu. 
Bununla beraber başka anketler, Trump'ın hâlâ ilk sıradaki Cumhuriyetçi aday olduğuna işaret ediyor. Aynı muhafazakâr site tarafından yapılan bir ankete göre Cumhuriyetçi Parti seçmenlerinin yüzde 28'i, bağımsız bir bahiste Trump'ı desteklemeye hazır. 
Yaklaşan seçimlerde eski başkana karşı adaylığını duyuran ilk Cumhuriyetçi olarak Haley'nin bu ay yapacağı açıklamanın, Trump ile rekabeti başlatması bekleniyor. Haley, başkanlık yarışında büyük bir rol oynayan Güney Karolina eyaletinde halk desteğine sahip. 
Cumhuriyetçi Parti'nin Güney Karolina şubesinin eski başkanı Katon Dawson, eyaletin eski valisine olan desteğini dile getirdi ve onun, çok önemli bir değişimi temsil edebileceğini ifade etti. 
Haley yarışa, Trump ve Florida Valisi Ron DeSantis gibi diğerlerine nazaran daha az şanslı biri olarak katılmakla birlikte, Reuters'a göre o, arkadan koşmaya alıştı ve siyasi çevrelerde itibar edinerek kazanması zor yarışlarda öne çıktı. 
Rakiplerine karşı partiyi zafere taşırsa Haley, tarih boyunca Cumhuriyetçi Parti'nin başkanlık listesinde başa geçen ilk kadın ve partinin beyaz olmayan ilk adayı olacak. 
 
Independent Türkçe



Trump: Seçilirsem sadece ilk gün diktatör olacağım

Eski ABD Başkanı Donald Trump (AP)
Eski ABD Başkanı Donald Trump (AP)
TT

Trump: Seçilirsem sadece ilk gün diktatör olacağım

Eski ABD Başkanı Donald Trump (AP)
Eski ABD Başkanı Donald Trump (AP)

Eski ABD Başkanı Donald Trump, kendisine yönelik seçilmesi durumunda otoriter bir yönetim izleyeceği yönündeki eleştirilere yanıt verdi.

Trump daha önce, kendisi hakkında açılan "siyasi" davalarla ilgili, "parazit" olarak tanımladığı rakiplerinden intikam alacağını söylemişti.

Fox News'ten Sean Hannity, Trump'ı konuk ettiği yayında eski ABD liderine, "Hiçbir koşul altında, hiç kimseye karşı intikam arayışına girmeyeceğinize ve görevinizi kötüye kullanmayacağınıza söz veriyor musunuz?" sorusunu yöneltti.

Trump soruya, "İlk gün hariç" şeklinde yanıt vererek, göreve geldiği ilk gün Meksika sınırını kapatmak ve petrol sondaj çalışmalarını genişletmek için başkanlık yetkilerini kullanacağı söyledi.

Eski ABD lideri, "Bu adamı seviyorum. Bana, 'Diktatör olmayacaksınız değil mi?' diye soruyor. Ben de, 'Hayır, hayır. Sadece ilk gün' diyorum. Sınırı kapatacağız ve sondaj yapacağız. Ondan sonra, diktatör olmayacağım" ifadelerini kullandı.

Trump'ın sözlerinin ardından bir açıklama yapan Joe Biden'ın seçim kampanyası müdürü Julie Chavez Rodriguez, "Donald Trump yeniden başkan seçilirse tam olarak ne yapacağını anlatıyor. Bugün, bir günlüğüne diktatör olacağını söyledi. Amerikalılar ona inanmalı" dedi.

Biden, Trump'ın seçilmesi durumunda Amerikan demokrasisini yok edeceğini öne sürmüş ve "Trump aday olmasaydı ben de olmayabilirdim. Onun kazanmasına izin veremeyiz" ifadelerini kullanmıştı.

Trump ise önceki konuşmalarında seçimi kazanması durumunda Joe Biden'ı yargılama sözü vermişti.


Trump'ın müttefikleri ABD medyasını tehdit ediyor

Donald Trump ve Steve Bannon (AFP)
Donald Trump ve Steve Bannon (AFP)
TT

Trump'ın müttefikleri ABD medyasını tehdit ediyor

Donald Trump ve Steve Bannon (AFP)
Donald Trump ve Steve Bannon (AFP)

Donald Trump'ın müttefiklerine göre eski ABD Başkanı'nın intikam ve siyasi kovuşturma kampanyası sadece bir "retorik" değil, rakipleri ve medya için "çok ciddi" bir tehdit.

Beyaz Saray eski danışmanı radikal sağcı aktivist Steve Bannon, salı günü War Room podcast'inde Trump'ın sadık destekçisi Kash Patel'e, Trump'ın 2024'te seçimi kazanması halinde "malları teslim edip edemeyeceğini" ve "kovuşturmaları başlatıp başlatamayacağını" sordu.

Bannon, "Ve bizi izleyen Morning Joe yapımcılarının ve tüm yapımcıların bizi izlemesini istiyorum, bu sadece bir retorik değil. Biz kesinlikle çok ciddiyiz" dedi. 

Derin devlet, idari devlet, yönetimin Anayasa'da hiç bahsedilmeyen 4. kolu, adım adım parçalanacak ve bu kötü işleri yapanlar sorumlu tutulup yargılanacak, cezai kovuşturmalar yapılacak.

Patel, 2025'te başlayacak olası bir Trump yönetiminde hükümetin tüm kademelerindeki "Amerikan yurtseverlerinden" oluşan bir ekibin, "Amerikan yurttaşları hakkında yalan söylediğini" ve "Joe Biden'ın başkanlık seçimine hile karıştırmasına yardım ettiğini" öne sürdüğü basın mensuplarının "peşine düşeceğini" belirtti.

2019'da Trump yönetimine niteliklerinden şüphelenilen bir istihbarat yetkilisi olarak katılan Patel, "İster cezai ister hukuki olsun, peşinize düşeceğiz, bunu çözeceğiz" dedi.

Hepinizi uyarıyoruz. Ve Steve, işte bu yüzden bizden nefret ediyorlar. İşte bu yüzden zalimiz. İşte bu yüzden diktatörüz, çünkü her zaman suçlu olduğumuzu söyledikleri ama asla suçlu olmadığımız suçlardan dolayı onları yargılamak için Anayasa'yı kullanacağız.

Kash Patel, Trump'ın bir sonraki CIA Direktörü olarak, Trump'ın atadığı "yurtseverlere", yönetim ve medyadaki kişileri kovuşturmak ve hapse atmak için topyekün bir çaba içinde liderlik edeceğini söylüyor: "Yönetim ve medyadaki komplocuları bulacağız. Evet, medyadakilerin peşine düşeceğiz".

Donald Trump Jr. daha önce Patel'in, babasının olası kabinesinde ABD Adalet Bakanlığı için son listede olduğunu öne sürmüştü. Bannon ise onun CIA direktörü olabileceğini öne sürdü.

Eski başkan, hakkındaki çok sayıda suç iddianamesi ve davayı, federal yönetimi kendisine karşı "silahlandıran" Demokrat bir komplonun parçası olarak gördüğünü söylüyor ve seçilmesi halinde aynı şeyi siyasi rakiplerine de yapmaya hazır görünüyor.

Trump'ın müttefikleri, 2024'te seçimleri kazanması halinde, sağcı özel çıkar grupları tarafından desteklenen ve eski başkanın radikal gündemini uygulamaya hazır sadık kişilerle dolu otokratik bir oyun planı ortaya attı.

Otoriterlik uzmanı ve Strongmen: Mussolini to the Present'ın (Diktatörler: Mussolini'den Günümüze) yazarı Ruth Ben-Ghiat, Patel'in sözlerine cevaben şunları söyledi: 

Bu pozisyona daha az uyan bir kişi hayal edemiyorum.

Trump yönetiminde Beyaz Saray'ın eski iletişim direktörü olan Stephanie Grisham, "Bu iyi değil. Normal değil, demokratik değil [ve] tehlikeli" dedi.

Independent Türkçe 


ABD'de senatörün engellemesi nedeniyle bekleyen yüzlerce askeri atama onaylandı

(AA)
(AA)
TT

ABD'de senatörün engellemesi nedeniyle bekleyen yüzlerce askeri atama onaylandı

(AA)
(AA)

ABD Kongresi Senato çoğunluk lideri Chuck Schumer, Tuberville'nin Pentagon'un "kürtaj" politikasını protesto etmek amacıyla yüzlerce askerin atamasına yönelik engeli kaldırmasının ardından, atamaları oylamaya sundu.

Oylama sonucu engellemeye takılan yaklaşık 425 askerin ataması onaylandı.

Pentagon Sözcüsü Tuğgeneral Patrick Ryder, gelişmelerin cesaret verici olduğunu ve tüm askerlere yönelik engellemelerin kaldırılmasını için Senatör Tuberville ile görüşmeye devam ettiğini belirtti.

Senatör Tuberville ile Pentagon arasındaki "kürtaj" krizi

ABD Yüksek Mahkemesi, 24 Haziran 2022'de ülke genelinde kürtaj hakkını anayasal olarak garanti altına alan 1973 tarihli "Roe-Wade kararı"nı iptal etmiş, bu konudaki kanunlar eyaletlerin kendi inisiyatiflerine bırakılmıştı.

Pentagon, kürtajın yasaklandığı eyaletlerdeki askerlerin kürtaj masraflarını karşılayacak yeni bir düzenleme getirmişti.

Alabama Senatörü Tuberville ise Savunma Bakanı Lloyd Austin'e bir mektup yazarak Pentagon'u, bu düzenlemeyle "kürtaj yasağı kararlarının etrafından dolaşmaya" çalışmakla suçlamış, Bakanlıktan talep edilen bilgilendirme oturumunun iptal edildiğini hatırlatarak önüne gelecek tüm atamaları askıya alacağını açıklamıştı.

Tuberville, dün dört yıldızlı generaller dışındaki tüm pozisyonlardaki atamaların blok halinde onaylanmasının önünü açacağını söylemişti.

ABD'de kanunlar gereği yönetimin gösterdiği tüm adayların Senatonun onayını alması gerekiyor.

Genel olarak Pentagon atamaları, siyasi tartışmalardan uzak tutulması ve sürecin hızlanması için Senato tabanına gelmeden oy birliğiyle bloklar halinde onaylanıyor.

Senatörlerden birinin itiraz etmesi durumunda ise adayların oylaması gerçekleşemiyor.


Biden: Trump adaylığını koymasaydı aday olur muydum emin değilim

ABD Başkanı Joe Biden ve selefi Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden ve selefi Donald Trump (Reuters)
TT

Biden: Trump adaylığını koymasaydı aday olur muydum emin değilim

ABD Başkanı Joe Biden ve selefi Donald Trump (Reuters)
ABD Başkanı Joe Biden ve selefi Donald Trump (Reuters)

ABD Başkanı Joe Biden salı günü bir grup Demokrat bağışçıya, eski başkan Donald Trump gelecek yılki genel seçimde başkanlığı yeniden kazanmaya çalışmasaydı 81 yaşında yeniden aday olmaya karar vermeyebileceğini söyledi.

Amerika'nın bugüne kadarki en yaşlı başkanı Biden, Beyaz Saray'da 4 yıl daha görev yapmak için seçilmek istiyor ve başarırsa görev süresi 86 yaşındayken dolacak. Trump, üç yıl önce kaybettiği adama karşı Cumhuriyetçi Parti'nin 2024 başkanlık adaylığı için kampanyasını başlattıktan 6 ay sonra Biden, nisanda yeniden seçilmek için yarışacağını açıklamıştı. 

46. Başkan'ın ilerlemiş yaşı, az sayıda Demokrat'ın, kendisini eleştirenlere göre Trump'ı kolayca alt edebilecek daha genç ve muhtemelen daha dinç bir aday lehine kenara çekilmesi çağrısında bulunmasına yol açtı.

Ancak salı günü Boston yakınlarında bir bağış toplama etkinliğinde konuşan Biden, yeni nesil lehine kenara çekilmemesinin nedeninin Trump'ın siyaset sahnesindeki ısrarı olduğunu söyledi.

Eğer Trump adaylığını koymasaydı aday olur muydum emin değilim. Ama onun kazanmasına izin veremeyiz.

Biden halihazırda kamuoyu yoklamalarının çoğunda hakkında iki kez azil süreci başlatılan ve soruşturma açılan selefinin gerisinde kalıyor. 2020'de kazanan koalisyonunun önemli oy blokları, Hamas'a karşı iki aydır süren savaşta İsrail'e verdiği güçlü destek nedeniyle Biden'a desteklerini azalttı.


ABD'li Senatör Menendez'in evinde bulunan külçe altınlar 2013'teki hırsızlık vakasıyla bağlantılı çıktı

Bob Menendez (AA)
Bob Menendez (AA)
TT

ABD'li Senatör Menendez'in evinde bulunan külçe altınlar 2013'teki hırsızlık vakasıyla bağlantılı çıktı

Bob Menendez (AA)
Bob Menendez (AA)

NBC News'in haberine göre, İş İnsanı Fred Daibes, 2013'te polise başvurdu ve New Jersey'in Edgewater semtindeki evinden 500 bin dolar nakit parası ve 22 külçe altının çalındığını bildirdi.

Polis daha sonra olayla bağlantılı 4 kişiyi yakaladı ve Daibes'e altınları tekrar iade edildi. Bu süreçte Daibes altınların seri numarasını polise bildirdi.

Resmi polis raporlarında, Menendez'e yönelik "rüşvet" suçlaması kapsamında bu yıl evinde ele geçirilen 2 altının Daibes'in altınların seri numarasıyla eşleştiği görüldü. Öte yandan, Menendez'in eşi Nadine Menendez'in de daha önce sattığı 2 külçe altının 2013'teki vakadaki altınlarla aynı seri numarasına sahip olduğu kaydedildi.

Söz konusu gelişmenin, Menendez ile Daibes arasındaki rüşvet alışverişine en önemli kanıtı sunacağı düşünülüyor.

NBC Hukuk Analisti Danny Cevallos, "Tüm bunlar, Senatör Menendez için kötü haber. Çünkü delil zinciri bu noktadan sonra kolay çözülecek gibi." yorumunda bulundu.

Menendez ve eşi hakkındaki rüşvet soruşturması

Bob Menendez'e 22 Eylül'de New York Güney Bölge Federal Mahkemesine sunulan 39 sayfalık iddianamede, eşi Nadine (Arslanian) Menendez ile rüşvet alma suçlamaları yöneltilmişti.

Evindeki aramada bulunan altın külçeler ve gizli nakit paraların yanı sıra Menendez'in, özellikle Kongre'de yabancı ülkelere yapılacak askeri yardımlar üzerinde söz sahibi olan Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanlığı boyunca Mısır'a resmi yardımlardaki etkisi ile New Jersey'deki Mısır kökenli iş insanları ve firmalarla girdiği ilişkiler, iddianamede dikkati çekmişti.

Suçlamaların ertesi gününde Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanlığı görevinden ayrılmak zorunda kalan Menendez, partisinden ve kamuoyundan gelen baskılara direnerek Kongre'deki koltuğundan istifa etmeyeceğini belirtmişti.

Küba kökenli göçmen bir ailenin oğlu olan Menendez, ABD Kongresinde Türkiye karşıtlığı, Rum ve Ermeni lobisine yakınlığıyla biliniyor.

Menendez, ABD tarafından Türkiye'ye yapılacak F-16 satışına karşı çıkanların başında gelirken, Türkiye'nin Akdeniz ve Ege'deki politikalarından rahatsızlığını da her fırsatta gündeme getiriyordu.


ABD Temsilciler Meclisi komitesi, Biden ailesini yolsuzlukla suçladı

ABD Başkanı Joe Biden (AA)
ABD Başkanı Joe Biden (AA)
TT

ABD Temsilciler Meclisi komitesi, Biden ailesini yolsuzlukla suçladı

ABD Başkanı Joe Biden (AA)
ABD Başkanı Joe Biden (AA)

ABD Temsilciler Meclisi Gözetim ve Hesap Verilebilirlik Komitesi'nden yapılan basın açıklamasına göre, Komite Başkanı James Comer, Owasco PC'nin Başkan Biden'a aylık ödemeler yaptığını gösteren banka kayıtlarını paylaştı.

Şu ana kadar en az 20 paravan şirket tespit eden Komite, Biden ailesinin, Joe Biden'ı bir "marka olarak" kullanarak 2015-2019 yıllarında 24 milyon dolardan fazla kazandığını saptadı.

Komite, Owasco PC'nin Çin devleti bağlantılı şirketlerden ödemeler aldığını belirledi.

James Comer, söz konusu banka kayıtlarının paylaşılmasının ardından, Hunter ile amcası James Biden'ın kişisel ve ticari banka hesaplarına ulaşılmasını mahkemeden talep etti.

Hükümetteki göreviyle ailesinin ortaya koyduğu davranışlar arasında "bir duvar" olduğunu belirten ABD Başkanı'nı yalan söylemekle suçlayan Comer, Biden ailesinin Çin'den para aldığını öne sürdü.

Comer, "Başkan Joe Biden, oğlu Hunter Biden'la ailesinin yasa dışı ticari anlaşmalarını konuşmadığını söyledi. Bu bir yalandı. Hunter Biden'ın avukatları ve Beyaz Saray'ın medya müttefikleri, Hunter'ın şirketlerinin Joe Biden'a direkt ödeme yapmadığını öne sürdü. Bunu da resmi olarak yalan listelerine ekleyebiliriz." dedi.

Adalet Bakanlığının soruşturmada yer alan yetkililere Joe Biden hakkında soru sorulmasını engellemeye çalıştığını öne süren Comer, bakanlığı Biden ailesinin suçlarını örtbas etmeye çalışmakla suçladı.

Comer, "Joe Biden başkan yardımcısıyken, oğlunun ticari işbirliği yaptığı kişilerle telefonda konuştu, kahve içti ve akşam yemeklerine katıldı. Joe Biden ve ailesi yaptıkları yolsuzluktan sorumlu tutulmalı." ifadelerini kullandı.

Hunter Biden’a gönderilen mahkeme celbi

Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu Temsilciler Meclisi Gözetim ve Hesap Verilebilirlik Komitesi, 8 Kasım’da ABD Başkanı Joe Biden'ın oğlu Hunter Biden ve kardeşi James Biden’ı, özellikle "deniz aşırı ülkelerdeki iş ilişkilerinde siyasi nüfuz kullandıkları" iddialarına ilişkin kapalı oturumda ifade vermeye çağırmıştı.

Hunter Biden’ın avukatı Abbe Lowell, müvekkilinin komitenin çağrısını kabul ederek, halka açık olması şartıyla komitenin sorularını cevaplayacağını açıklamıştı.

Biden ailesinin, ortaklarının ve şirketlerinin, siyasi nüfuz kullanılan ticaretten 24 milyon dolardan fazla para aldıklarını öne süren Comer, James Biden'ın 6 Aralık'ta, Hunter Biden'ın da 13 Aralık'ta Komite önünde yeminli ifade vermesine karar verildiğini açıklamıştı.

Biden ailesine yönelik soruşturma

Dönemin Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy, 12 Eylül'de Biden'ın Başkan Yardımcılığı döneminde görevini suiistimal ettiğini ve bu vesileyle oğlu Hunter Biden'in babasının görevini iş ilişkilerinde imtiyaz elde etmek için kullandığını iddia etmişti.

Temsilciler Meclisindeki Cumhuriyetçiler, Başkan Biden'ın aile üyelerinin yurt içi ve dışı iş anlaşmalarından haberdar olduğuna ve bu anlaşmalarda rol oynadığına dair kanıtlar bulduklarını öne sürerek Biden'ın görevden azledilmesi için soruşturma başlatmıştı.

Gözetim Komitesinin ilk azil oturumunda tanıklar ve bazı Cumhuriyetçiler, Başkan'ın herhangi bir suç işleyip işlemediğini belirlemek için daha fazla kanıta ihtiyaç olduğunu kaydetmişti.


ABD’li milli yüzücüye Kongre binası baskınına katıldığı için 6 ay ev hapsi verildi

ABD'de aşırı sağcı gruplar ve Trump destekçileri, 6 Ocak 2021'de, 3 Kasım 2020 seçiminin sonuçlarının onaylanması oturumunun yapıldığı Kongre binasını basmıştı (AA)
ABD'de aşırı sağcı gruplar ve Trump destekçileri, 6 Ocak 2021'de, 3 Kasım 2020 seçiminin sonuçlarının onaylanması oturumunun yapıldığı Kongre binasını basmıştı (AA)
TT

ABD’li milli yüzücüye Kongre binası baskınına katıldığı için 6 ay ev hapsi verildi

ABD'de aşırı sağcı gruplar ve Trump destekçileri, 6 Ocak 2021'de, 3 Kasım 2020 seçiminin sonuçlarının onaylanması oturumunun yapıldığı Kongre binasını basmıştı (AA)
ABD'de aşırı sağcı gruplar ve Trump destekçileri, 6 Ocak 2021'de, 3 Kasım 2020 seçiminin sonuçlarının onaylanması oturumunun yapıldığı Kongre binasını basmıştı (AA)

6 Ocak 2021'deki Kongre baskınıyla ilgili yargılandığı mahkemede suçunu itiraf eden ve yetkililerle işbirliği yapmayı kabul eden Keller'in cezası açıklandı.

Bölge Hakimi Richard Leon, milli sporcuyu 6 ay ev hapsinin yanı sıra 3 yıl denetimli serbestlik ve 360 saat kamu hizmetiyle cezalandırdı.

Mahkeme belgelerinde, savcılar, Kongre binasında ABD Ulusal Marşı'nı söyleyen isyancılar korosuna katılan sporcunun, dışarıya çıkmamak için direndiğini ve bir polis memurunu sarstığını ifade etti.

Ayrıca mahkemeye delil olarak sunuların videolarda Keller'in dönemin Demokrat Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi ve Senato Çoğunluk Lideri Chuck Schumer'e yönelik küfürlü tezahüratlar yaptığı görüldü.

ABD adına 3 defa Olimpiyat yarışına katılan Keller, ikisi altın olmak üzere ülkesine 5 madalya kazandırmıştı.


Yeni ankette Biden, Trump'ı geçti

Joe Biden (Reuters)
Joe Biden (Reuters)
TT

Yeni ankette Biden, Trump'ı geçti

Joe Biden (Reuters)
Joe Biden (Reuters)

Geçen hafta Amerikan yurttaşları arasında yapılan bir anket, ülke genelinde yapılacak farazi bir ulusal seçimlerde karşılaşmaları durumunda ABD Başkanı Joe Biden'ın, eski Başkan Donald Trump'a karşı çok az bir avantaja sahip olduğunu gösterirken, katılımcılar 2020 başkanlık seçiminin tekrarından heyecanlanmamayı sürdürüyor.

The Economist'in yaptırdığı ve 1500 ABD vatandaşının katıldığı anket, 25-27 Kasım tarihlerinde YouGov tarafından gerçekleştirilmişti. Ankete katılan 1500 kişinin yüzde 44'ü, anketin yapıldığı tarihte 2024 seçimleri yapılsaydı 46. Başkan Biden için oy kullanacaklarını söyledi.

Bunun aksine, katılımcıların yüzde 42'si de Trump için oy kullanacaklarını söyledi.

Biden için olumlu sonuç, 2020'de Trump'a karşı kazandığı zaferi destekleyen geniş ve farklı etnisitelerin yer aldığı koalisyonunu yeniden bir araya getirip getiremeyeceğine dair soru işaretlerinin devam ettiği bir zamanda geldi.

Nitekim, katılımcıların tam yüzde 22'si Biden'ın gelecek yıl kazanacağına inanıp inanmadıkları hakkında şüpheli olduklarını ifade etti. Buna karşılık, yüzde 44'ü Trump'ın kazanacağına inandığını söyledi.

Ancak seçmenlerin önemli bir çoğunluğu her iki ismin de aday olmamasını istiyor.

Katılımcılara Trump'ın gelecek yılki seçimlerde aday olmasını isteyip istemedikleri sorulduğunda, yüzde 55'i istemediğini söylerken, yüzde 59'u da Biden'ın 2024'te aday olmasını istemediğini söyledi.

2020 seçimini yasadışı bir şekilde geçersiz kılma ve seçmenlerin iradesine karşı iktidarda kalma çabalarından kaynaklanan iki ceza davası da dahil 4 ayrı yargı bölgesinde 90'dan fazla ağır suç isnat edilen eski ABD başkanı ve Cumhuriyetçi Parti'nin 2024'teki muhtemel adayı, buna rağmen Biden'a karşı bir direnç gösteriyor.

Trump, üç yıl önce Biden karşısında aldığı yenilginin Demokratların yaptığı bir sahtekarlığın sonucu olduğunu iddia etmeye devam ederken, Amerikalıların neredeyse büyük bir çoğunluğu onunla aynı fikirde değil.

Biden'ın 2020 başkanlık seçimlerinde Trump'ı meşru bir şekilde mağlup ettiğini söyleyip söyleyemeyecekleri sorulduğunda, yüzde 64'lük bir kesim bunu yaptığını söylerken, sadece yüzde 36'lık bir kesim yapmadığını söyledi.

Independent Türkçe 


Trump'a dolandırıcılık davasıyla ilgili konuşma yasağı yeniden yürürlüğe kondu

Eski ABD Başkanı Donald Trump (AA)
Eski ABD Başkanı Donald Trump (AA)
TT

Trump'a dolandırıcılık davasıyla ilgili konuşma yasağı yeniden yürürlüğe kondu

Eski ABD Başkanı Donald Trump (AA)
Eski ABD Başkanı Donald Trump (AA)

New York Temyiz Mahkemesi, Trump'a şirketlerinin mal varlığını yüksek göstermekle suçlandığı davayla ilgili ikinci kez "konuşma yasağı" koydu.

Böylelikle, daha önce de getirilen ancak itirazı üzerine askıya alınan "konuşma yasağı" Trump'ın, davaya başkanlık eden Manhattan Yüksek Mahkemesi Yargıcı Arthur Engoron'un personeli hakkında kamuya açıklama yapmasını engelleniyor.

Manhattan Yüksek Mahkemesi'nde 2 Ekim'den bu yana devam eden emlak dolandırıcılığı ile ilgili hukuki davada Yargıç Arthur Engoron, sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşım üzerine Trump'a, mahkeme personeli hakkında konuşma yasağı getirmişti.

Trump, 3 Ekim'de kendisine getirilen "konuşma yasağına" uymaması nedeniyle Engoron tarafından 15 bin dolar para cezasına çarptırılmış, avukatları, Trump hakkındaki söz konusu kararının acil durdurulması için New York'taki temyiz mahkemesine başvurmuştu.

New York eyaletindeki orta dereceli temyiz mahkemesi Yargıcı David Friedman, 17 Kasım'da Trump hakkındaki konuşma yasağı kararını askıya almıştı.


Biden'ın oğlu, Cumhuriyetçilerin ifade vermesi çağrısını 'halka açık olması' şartıyla kabul etti

Hunter Biden (AA)
Hunter Biden (AA)
TT

Biden'ın oğlu, Cumhuriyetçilerin ifade vermesi çağrısını 'halka açık olması' şartıyla kabul etti

Hunter Biden (AA)
Hunter Biden (AA)

Hunter Biden’in avukatı Abbe Lowell, ABD Temsilciler Meclisi Gözetim ve Hesap Verilebilirlik Komitesi tarafından gönderilen celbe verdikleri yanıtı açıkladı.

Komite başkanı Kentucky’nin Cumhuriyetçi milletvekili James Comer’a hitaben yazdığı 3 sayfalık mektupta Lowell, Hunter Biden’in komitenin çağrısını kabul ettiğini kaydetti.

Lowell, "Buna göre, müvekkilim sizin veya meslektaşlarınızın sorabileceği her türlü ilgili soruyu yanıtlamayı kabul ediyor ancak bu kapalı bir oturum yerine halka açık olarak yapılmalıdır." şartını dile getirdi.

Kamuya açık bir davanın daha şeffaf olacağını ifade eden Lowell, "İfade veya röportaj talep ettiğiniz tüm kişilerden öğreneceğiniz tek şey, suçlamalarınızın temelsiz olduğudur. Ancak Amerikan halkının bunu kendi gözleriyle görmesi gerekiyor." ifadelerini kullandı.

“Bu Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçilerin hoşuna gitmez"

Komite Başkanı Comer, Hunter Biden’ın avukatının mektubuna binaen yaptığı yazılı açıklamada ise Biden'ın halka açık oturumda ifade vermesine sıcak bakmadığını belirtti.

Comer, “Hunter Biden herkesin uyması gereken kurallar yerine kendi kurallarına göre oynamaya çalışıyor. Bu Temsilciler Meclisi'ndeki Cumhuriyetçilerin hoşuna gitmez." ifadesini paylaştı.

Komitenin, Hunter Biden’n 13 Aralık’ta kapalı oturumda ifade vermesini beklediğini hatırlatan Comer, "Hunter Biden halka açık bir ortamda ifade verme fırsatına ileri bir tarihte sahip olmalı." diye yazdı.

Komitenin Demokrat üyelerinden Maryland milletvekili Jamie Raskın de Comer’in açıklamasına tepki göstererek, “Şunu netleştirelim; on ay boyunca Hunter Biden hakkında sızlandıktan ve kanıtlanmamış büyük bir aile komplosuna değindikten ve de ona ifade vermesi için mahkeme celbi gönderdikten sonra, Başkan Comer ve Cumhuriyetçiler şimdi onun halka açık oturumda ifade vermesini reddediyor.” şeklinde eleştiride bulundu.

Hunter Biden’a gönderilen mahkeme celbi

Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu Temsilciler Meclisi Gözetim ve Hesap Verilebilirlik Komitesi, 8 Kasım’da ABD Başkanı Joe Biden'ın oğlu Hunter Biden ve kardeşi James Biden’ı, özellikle "deniz aşırı ülkelerdeki iş ilişkilerinde siyasi nüfuz kullandıkları" iddialarına ilişkin kapalı oturumda ifade vermeye çağırmıştı.

ABD Temsilciler Meclisi Gözetim ve Hesap Verilebilirlik Komitesi Başkanı James Comer, yaptığı açıklamada, Biden ailesinin, ortaklarının ve şirketlerinin, siyasi nüfuz kullanılan ticaretten 24 milyon dolardan fazla para aldıklarını öne sürmüştü.

Comer, James Biden'in 6 Aralık'ta, Hunter Biden'ın da 13 Aralık'ta Komite önünde yeminli ifade vermesine karar verildiğini açıklamıştı.

Biden ailesine yönelik soruşturma

Dönemin Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy, 12 Eylül'de Biden'ın Başkan Yardımcılığı döneminde görevini suiistimal ettiğini ve bu vesileyle oğlu Hunter Biden'in babasının görevini iş ilişkilerinde imtiyaz elde etmek için kullandığını iddia etmişti.

Temsilciler Meclisindeki Cumhuriyetçiler, Başkan Biden'ın aile üyelerinin yurt içi ve dışı iş anlaşmalarından haberdar olduğuna ve bu anlaşmalarda rol oynadığına dair kanıtlar bulduklarını öne sürerek Biden'ın görevden azledilmesi için soruşturma başlatmıştı.

Gözetim Komitesinin ilk azil oturumunda tanıklar ve bazı Cumhuriyetçiler, Başkan'ın herhangi bir suç işleyip işlemediğini belirlemek için daha fazla kanıta ihtiyaç olduğunu kaydetmişti.