Lübnan Kuvvetleri’nden bir heyet Patrik Rai ile cumhurbaşkanlığı krizini görüştü

Görüşme sonrasında açıklamalarda bulunan Caca açıklamasında “Adayımız Mişel Muavvad’dır” dedi.

Patrik Rai, 7 Şubat’ta ‘Güçlü Cumhuriyet’ bloğu heyetiyle bir araya geldi. (NNA)
Patrik Rai, 7 Şubat’ta ‘Güçlü Cumhuriyet’ bloğu heyetiyle bir araya geldi. (NNA)
TT

Lübnan Kuvvetleri’nden bir heyet Patrik Rai ile cumhurbaşkanlığı krizini görüştü

Patrik Rai, 7 Şubat’ta ‘Güçlü Cumhuriyet’ bloğu heyetiyle bir araya geldi. (NNA)
Patrik Rai, 7 Şubat’ta ‘Güçlü Cumhuriyet’ bloğu heyetiyle bir araya geldi. (NNA)

Lübnan Kuvvetleri Partisi Genel Başkanı Samir Caca’nın eşi milletvekili Setrida Caca, İlerici Sosyalist Parti lideri Velid Canbolad’a ‘cumhurbaşkanı olarak bir isim üzerinde anlaşmaya varmak için’ Temsilciler Meclisi Başkanı Nebih Berri’ye sunduğu üç isim dolayısıyla dolaylı eleştiride bulundu. Caca, “Keşke önceden bizimle koordine olsaydı” diyerek, partisinin milletvekili Mişel Muavvad’ın adaylığına bağlı olduğunu vurguladı.
Setrida Caca, Güçlü Lübnan bloğundan bir heyetin Maruni Patriği Beşara er-Rai ile görüşmesinin ardından şu açıklamada bulundu:
“Bir önceki dönemde ülkede iktidarın dizginlerini elinde bulunduranların, bugün imkansızı yaparak Lübnanlıları kendi iradeleri dışında ele geçirmeye devam ettiğini vurgulamamız önemlidir. Son dönemde yargıda yaşananları gördük. Bazılarının askeri kurumun imajını, itibarını ve şeffaflığını zedeleyerek nasıl yok etmeye çalıştığını da unutamayız. Oysa bu kurum, İç Güvenlik Güçleri ile birlikte halen ayakta olan ve vatandaşı koruyan, ülkede asayişi dayatan kurumdur diyebiliriz. Patrik Rai’nin bir cumhurbaşkanı seçilmesi için yapılan baskılarda bize katılmasını istedik. Meslektaşlarım ve Lübnan Kuvvetleri Partisi adına, egemen partilerin milletvekillerini, değişim milletvekillerini ve bağımsız milletvekillerini Beyrut Limanı’ndaki patlama ve adli müfettiş Yargıç Tarık el-Bitar’ı devirme girişiminden vazgeçme konularında bizimle iş birliğine davet ediyorum. İddianame çıkana, bir cumhurbaşkanı seçme konusunda iş birliği yapılana, reformist, bir an önce kurtarıcı bir cumhurbaşkanı seçilene, vatandaşların acı ve dramını dindirene ve Lübnan’ı içinde bocaladığı krizden kurtarma sürecine başlayana kadar konu üzerindeki çalışmalarına devam etmesinde ısrarcı olduk.”
Caca, cumhurbaşkanlığı seçimleri konusunda dış müdahaleye bel bağlayanlara da şöyle seslendi:
“Yaptıkları hiç doğru değil. Dışarıdan müdahale edilmesini beklemek büyük bir hata. Çünkü dışarısı, kendi işleriyle ve sorunlarıyla meşguldür ve bekleme süresi uzun olur. Ülke ve halk artık beklemeye dayanamazken hepimiz, bu hak üzerine ve doğru kişiyi doğru yere getirmek için çalışmalıyız. Lübnan Güçleri, Taif Anlaşması’nı ilk onaylayan ve destekleyendi. Bundan da öte, bedelini taraf ve birey olarak ödeyen bizleriz. Bu anlaşmaya bağlı kalmamız ve iyi bir şekilde uygulamamızın bir sonucu olarak tutuklandık, zulüm gördük ve bazı yoldaşlarımız suikasta kurban gitti.”
İlerici Sosyalist Parti Başkanı Velid Canbolad’a girişimi için teşekkürlerini ileten milletvekili sözlerini şöyle sürdürdü:
“Özellikle Meclis Başkanı Nebih Berri’nin Süleyman Franciyye’nin ismini vermeyi kabul etmediğini öğrendiğimizden sonra, keşke başarılı olmak için bizimle koordinasyon sağlasaydı. Bugün için adayımız Mişel Muavvad’dır.”



Kasım: Hizbullah iktidarından vazgeçmeyecek ve İsrail de silahlarını almayacak

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
TT

Kasım: Hizbullah iktidarından vazgeçmeyecek ve İsrail de silahlarını almayacak

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım
Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım

Hizbullah Genel Sekreteri Naim Kasım, dün akşam yaptığı açıklamada, partinin gücünden vazgeçmeyeceğini ve İsrail'in silahlarını teslim almayacağını belirtti. Kasım, Amerika'nın istediği yeni anlaşmanın, İsrail'in Lübnan'ın güneyinden kısmi çekilme karşılığında silahların teslim edilmesini talep etmekle başladığını ifade etti.

Kasım televizyonda yaptığı konuşmada, “(Hizbullah) Litani Nehri'nin güneyinde ateşkes anlaşmasını tamamen uyguladı ve Lübnan devleti elinden geldiğince orduyu konuşlandırdı” dedi ve “Bütün dünya İsrail'in 3 bin 800 ihlalde bulunduğunu söylüyor ve 8 aydır Siyonist saldırılar devam ediyor” diye vurguladı.

Kasım şöyle devam etti: “Biz, Lübnan devleti, (Hizbullah) ve tüm direnişçiler, anlaşmada üzerimize düşen her şeyi yerine getirdik, İsrail ise hiçbir şeyi yerine getirmedi.”

Ve şöyle sürdürdü: “İsrail'in saldırılarını durdurmayı başaramadık, ancak Lübnan devletinin bu varlıkla imzaladığı anlaşma sayesinde onu bir sınırda durdurmayı başardık. İsrail'in geri çekilmesi ve saldırılarını durdurması zorunlu hale geldi. Bu anlaşma devletin sorumluluğu ve yükümlülüğündedir.”

Ve ekledi: “Bugün Amerika yeni bir anlaşma ortaya koyuyor, yani 8 ay boyunca yaşanan tüm ihlaller yokmuş gibi, İsrail'i önceki tüm saldırılarından aklıyor. Bu saldırının tek gerekçesi (Hizbullah'ın) silahsızlandırılması, çünkü İsrail'i güvence altına almak istiyorlar.”

Kasım, ABD'nin yeni önerisinin “kısmi çekilme karşılığında silahsızlanma talebini” içerdiğini belirtti.

Şarku'l Avsat'ın basında çıkan haberlerden aktardığına göre ABD, İsrail güçlerinin Güney Lübnan'da işgal ettikleri mevzilerden çekilmesi ve geçen yıl İsrail tarafından tahrip edilen bölgelerin yeniden inşası için ayrılan fonların serbest bırakılması karşılığında, Hizbullah'ın silahlarını bırakmasını talep ediyor.

Biz, Hizbullah ve Emel Hareketi olarak, direnişe, çevresine ve tüm mezhepleriyle Lübnan'a yönelik varoluşsal bir tehditle karşı karşıya olduğumuzu hissediyoruz.

“Lübnan gerçek tehlikelerle karşı karşıya; güneyde İsrail, doğu sınırında (DEAŞ) araçları ve Lübnan'ı kontrol eden Amerikan zulmü” diyen Kasım “İsrail'in tehlikesi ve tehdidi ortadan kaldırıldıktan sonra savunma stratejisini tartışmaya hazırız, ancak bugün gücümüzden vazgeçmeyeceğiz ve savunma için tam hazırız” vurgusunda bulundu.