Nijer ordusu ile DEAŞ arasında şiddetli çatışmalar yaşandı

Nijer ordusu yerinden edilmiş kişilerin kaldığı kamplarda devriyelerin artırdı. (AFP)
Nijer ordusu yerinden edilmiş kişilerin kaldığı kamplarda devriyelerin artırdı. (AFP)
TT

Nijer ordusu ile DEAŞ arasında şiddetli çatışmalar yaşandı

Nijer ordusu yerinden edilmiş kişilerin kaldığı kamplarda devriyelerin artırdı. (AFP)
Nijer ordusu yerinden edilmiş kişilerin kaldığı kamplarda devriyelerin artırdı. (AFP)

Nijer, cumartesi akşamı geç saatlerde DEAŞ militanlarının bir ordu birliğine kurduğu pusuda ölü sayısının 10'a yükseldiğini, 13 kişinin de yaralandığını duyurdu. Kayıp 16 kişiyi arama çalışmaları ise halen sürüyor. Ordunun ülkenin güneybatısındaki Mali ve Burkina Faso sınırlarındaki örgütün kalelerine yönelik özel askeri operasyon başlatmasının ardından taraflar arasında Sahel bölgesindeki en tehlikeli sınır üçgeninde çatışmalar sürüyor.
Nijer Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamaya göre Elmahav Operasyonu’na bağlı bir birlik, Banibango bölgesinin kuzeyinde devriye gezerken bir grup silahlı terörist tarafından kurulan pusuya maruz kaldı. Bakanlık, ordunun birkaç hafta önce DEAŞ örgütünün kalelerine yönelik başlattığı Elmahav Operasyonu’na atıfta bulunarak, bu operasyon ile örgütün lojistik üslerinin yok edilmesinin yanı sıra DEAŞ’ın önde gelen liderleri de dahil olmak üzere bir dizi teröristin öldürüldüğünü duyurmuştu.
Nijer ordusu, terörle mücadele için yaklaşık 10 yıldır Nijer'de konuşlanmış olan Fransız Barkhane güçlerinin sağladığı güçlü destekten yararlanıyor. Fransızların bu Afrika ülkesindeki varlığı, komşu Mali'den bin askerini çekip Nijer'e yeniden konuşlandırdıktan sonra daha da arttı. Nijer ordusu bölgede askeri operasyonlarını sürdürürken devriyelerinden biri Intagami kasabasında pusuya düşürüldü ve iki taraf arasında şiddetli çatışma çıktı.
Nijer Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamaya göre çatışmaların yoğunluğuna rağmen askerlerin teyakkuzda olması ve uçakların anında müdahalesi saldırganları komşu ülkeye, muhtemelen sadece birkaç kilometre ötede bulunan Mali'ye doğru çekilmeye zorladı. Açıklamada, çatışmada ölen saldırganların sayısı belirtilmezken, geri çekilme sırasında çok sayıda ceset taşıdıklarının görüldüğü kaydedildi.
Bakanlık, ordunun kayıp askerleri ve terör örgütüne ait sığınakları bulmak için bölgede geniş çaplı operasyon başlattığını duyurdu. Ancak saldırganların sınırı geçmesi halinde, Mali ile gergin ilişkiler nedeniyle askerlerin, özellikle Fransız uçaklarının onları takip edemeyeceği kaydedildi.
DEAŞ’lı teröristler, sınırları geçmek için Sahel bölgesindeki çalkantılı siyasi durumdan yararlanıyor. Mali’nin Fransa ile askeri iş birliği anlaşmasını durdurduktan sonra Air France'ın mali hava sahasını kullanması, Bamako'daki geçici makamların kararıyla yasaklandı. Mali geçen yıl Fransa’dan askerlerini geri çekmesini istedi ve Rusya ile iş birliğine yönelerek özel Rus Wagner grubundan yararlandı.
Diğer yandan Mali ve Nijer arasındaki ilişkideki gerilim daha da karmaşık hale getiriyor. Mali ‘Beş Sahel Devleti Grubu’ndan çekilmeye karar verdiğinden, Nijer ordusu artık Mali topraklarında hiçbir teröristi takip edemiyor. Daha önce ortak devriyelerin organizasyonunu ve istihbarat bilgilerinin değişimini sağlayan bölgesel grup anlaşmalarına izin verildiği gibi aynı zamanda bir terörist hedefin takip edildiği durumda beş ülkenin topraklarına onlarca kilometre girilmesine de imkan sağlanmıştı. Nijer ile Mali arasında artık herhangi bir güvenlik veya askeri koordinasyon olmadığı için tüm bunlar durdu. İki ülke, DEAŞ'ın konuşlandığı bölgenin en tehlikeli sınır üçgeninde, tek düşmana karşı iki ayrı savaş yürütürken Nijer ordusu oldukça kanlı saldırılara maruz kaldı. 10 Aralık 2019'da 71, 9 Ocak 2020'de de 89 askerin yaşamını yitirdiği saldırılar buna örnek gösterildi.
Nijer ordusu, ABD ve Fransızların desteğiyle DEAŞ'a karşı savaşta birçok kayıp veriyor. Ancak önemli kazanımlar elde eidldiği vurgulanıyor. Nijer Cumhurbaşkanı Muhammed Bazum duruma dair yaptığı açıklamada  "Yavaş ancak güvenli bir şekilde ilerliyoruz” dedi.



Husilere bağlı Zeynebiyat güçleri, Yemenli kadınları ‘savaş’ için seferberlik faaliyetlerine katılmaya zorluyor

 Husi kadın savaşçılar (X)
Husi kadın savaşçılar (X)
TT

Husilere bağlı Zeynebiyat güçleri, Yemenli kadınları ‘savaş’ için seferberlik faaliyetlerine katılmaya zorluyor

 Husi kadın savaşçılar (X)
Husi kadın savaşçılar (X)

Şarku’l Avsat'a bilgi veren kaynaklara göre Husiler, Gazze Şeridi'ni savunma ve füze gücü ile insansız hava araçlarını (İHA) destekleme bahanesiyle başkent Sana, Hacca ve İbb vilayetlerinden kaçırılan yüzlerce Yemenli kadın ve kızı seferberlik faaliyetlerine katılmaya, maddi ve ayni bağışta bulunmaya zorladı.

Kaynaklar, Husilerin ‘Fatımatü’z Zehra'nın doğum yıldönümü’ kutlamaları bağlamında Yemenli kadınları hedef almak ve onları ‘savaş çabaları’ için seferberlik faaliyetlerine katılmaya zorlamak amacıyla liderlerinin doğrudan talimatıyla onlarca kadın saha ekibi oluşturduğunu açıkladı.

Husilere bağlı Zeynebiyat güçleri ilk faaliyetlerini gerçekleştirmeye başladı. Sana ve kırsalında bir gün içerisinde mezhepçi bir karaktere sahip altı etkinlik düzenleyerek, kadınları bağış yapmaya ve oğullarını cephelere yollamaya çağırdılar.

SABA’nın haberine göre, Husilerin Sana'daki kadın komisyonu, füze gücü, deniz gücü ve İHA’ları destekleme bahanesiyle yaklaşık 100 bin dolar (Husilerin kontrolündeki bölgelerde bir dolar 530 Yemen riyaline denk geliyor) değerinde mali ve ayni bağıştan oluşan bir kadın konvoyuna öncülük etti.

Şarku’l Avsat'a konuşan Sana ve kırsalındaki çeşitli mahalle ve köylerde bulunan kadınlar, ‘Zeynebiyat’ın evlerine sürpriz ziyaretler yaparak, Gazze Şeridi'ni destekleme ve ABD ile İsrail saldırganlığına karşı durma bahanesiyle, Fatımatü’z Zehra'nın doğum yıldönümünü anma törenine aile üyeleriyle birlikte katılmalarını ve para ve mücevherlerini vermelerini istediklerini’ söyledi.

Bazı kadınlar, kadın ve kız çocuklarının seferberliği sırasında Husi kadın amirler tarafından kullanılan korkutma ve asgari haklardan mahrum bırakma tehditlerinden bahsetti.

Sana şehrinin el-Kaa mahallesinde yaşayan ev hanımı Ümmü Abdullah, kendisinin ve mahallesindeki diğer kadınların Husilerin ‘mezhepsel seferberlik’ ve gruba destek amaçlı bir etkinliğine katılmaya zorlandığını anlattı.

Ümmü Abdullah, Husilerin kadın etkinliklerini finanse etme bahanesiyle, görünüşte Gazze Şeridi ve Lübnan'ı desteklemek ve savaş çabalarını finanse etmek için nüfusun çoğunun maruz kaldığı zor yaşam ve maddi koşulları göz ardı ederek kadınlara yeni haraçlar dayatmasından duyduğu derin memnuniyetsizliği dile getirdi.

Husi kadın militanların saha hareketi, Yemen'in kuzeybatısındaki Hacca şehrini ve Eflah eş-Şam, Kuhlan eş-Şeref, Mabin, eş-Şağadira ve el-Mehabişa ilçelerini kapsıyor. Kadın komisyonu ve Zeynebiyat güçleri de aynı bahaneyle Yemen'in İbb vilayetinin çeşitli bölgelerindeki anneleri ve ev kadınlarını mezhepçilik ve bağış toplama kampanyalarıyla hedef almaya devam ediyor.

İbb'in ez-Zihar ilçesinde yaşayan ve Husilerin bir etkinliğine katılan Yemenli kadınlar, Husi liderlerini Filistin davasını ve bölgedeki insanların acı ve sıkıntılarını istismar etmek ve Yemenlilere dayattıkları bağışlardan büyük servet kazanmakla suçladı.

Husilerin kontrolü altındaki bölgelerde kadınları hedef alması, onlara karşı çeşitli suçlar ve ihlaller işlemeye devam ettiği bir döneme denk gelirken, uluslararası ve yerel örgütler bu ihlallerin durdurulması için insani yardım çağrısında bulunmaya devam ediyor.

Yemen Hak ve Özgürlükler Ağı yayınladığı bir raporda, Husilerin Eylül 2016 ile geçtiğimiz mart ayı arasında 18 vilayette Yemenli kadınlara karşı işlediği 10 bin 156 ihlali belgeledi.

Rapora göre Husiler, top atışı ve Katyuşa roketleriyle bombardıman, mayın ve EYP patlamaları, kasıtlı keskin nişancılık ve meskûn mahallerde gelişigüzel ateş açma gibi çeşitli şekillerde 2 bin 786 kadını öldürdü ve 4 bin 369 kadını da yaraladı.