Husilerin 5 bin çocuğun silah altına aldığı belgelendi

Yemenli insan hakları aktivistleri Husilerin darbenin başlangıcından bu yana çocukları silah altına aldığına dair rapor yayınladı.

Husiler tarafından savaşmak üzere silah altına alınan Yemenli çocuklar, Suudi Arabistan desteğiyle rehabilite ediliyor. (Twitter)
Husiler tarafından savaşmak üzere silah altına alınan Yemenli çocuklar, Suudi Arabistan desteğiyle rehabilite ediliyor. (Twitter)
TT

Husilerin 5 bin çocuğun silah altına aldığı belgelendi

Husiler tarafından savaşmak üzere silah altına alınan Yemenli çocuklar, Suudi Arabistan desteğiyle rehabilite ediliyor. (Twitter)
Husiler tarafından savaşmak üzere silah altına alınan Yemenli çocuklar, Suudi Arabistan desteğiyle rehabilite ediliyor. (Twitter)

Yemen’de İran destekli Husi milislerin kontrolü altındaki bölgelerde çocuklar silah altına alınmaya devam ediliyor. Yemenli 24 insan hakları örgütü, tüm tarafları çocuklara yönelik ihlalleri durdurmaya çağırdı. Yemen hükümeti uluslararası toplumu Husiler tarafından küçük yaştakilerin silah altına alınması eylemlerine göz yummanın sonuçları konusunda uyarıda bulundu. Yemen Enformasyon Bakanı Muammer el-İryani yaptığı açıklamada “Bir gün dünya koca bir terörist ordusuyla uyanacak” ifadelerini kullandı.
Yemenli insan hakları örgütlerinin çağrıları, her yıl 12 Şubat'a denk gelen Uluslararası Çocuk Askerlere Yönelik Sömürüyle Mücadele Günü münasebetiyle yaptıkları açıklamada geldi. Örgütler tarafından yapılan açıklamada, çocukların silah altına alınmasının durdurulması ve Yemen'deki çatışmanın taraflarının askeri operasyonlarına dahil edilmemesi vurgulandı.
Yemenli sivil toplum örgütleri açıklamasında, tüm tarafların sürekli olarak çocukları silah altına almak ve askeri operasyonlarına dahil etmek için çalıştığına değinerek, bunların en başında çocukları kamplarına çekmek büyük bir hızla çabalayan Husilerin olduğunu aktardı.
Yemenli insan hakları örgütleri, Husi milisleri özellikle okul, cami, medya ve yazlık merkezler aracılığıyla çocukları silah altına almak için elindeki tüm imkanları kullanmakla suçladı.
Açıklamaya göre Yemenli insan hakları örgütleri, saha araştırmacılarının özellikle ilkokul ve ortaokuldaki devlet okullarına yaptıkları ziyaretlerde Husi yetkililerinin video kayıtlarına ulaştı. Husi medyasına ait görüntülerde, çocukların silah altına alındığına ilişkin kayda ulaşıldı.
Yemenli sivil toplum kuruluşları, 2015 yılından bu yana, Aralık 2022’ye kadar Husi milislerce 5 bin 588 çocuğun silah altına alındığını belgeledi. 5 bin 467 çocuğun silah altına alındığı belirtilen açıklamada, 93 çocuğun meşru hükümetin bulunduğu bölgelerde, 29 çocuğun ise meşru hükümetin kontrolü altında olmayan yerlerde çatışmalara sürüklendiği bilgisi paylaşıldı.
Yemenli insan hakları aktivistleri konuyla ilgili yaptıkları açıklamada çocukların yeniden entegrasyonu, rehabilitasyonu ve serbest bırakılması için programlar oluşturulması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, 2427 (2018)  sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı ve Paris ilkelerinde belirtildiği üzere sağlık hizmetleri, psikososyal destek ve eğitime erişim sağlanması gerektiği kaydedildi.
Bu bağlamda Yemen'deki sivil toplum örgütleri, çatışmanın tüm taraflarını çocukları silah altına almayı derhal durdurmaya, çocukları askeri operasyonlara dahil etmemeye ve savaştan kurtarmaya çağırdı. Örgütlerin ve aktivistlerin, çocukların silah altına alma eylemlerine katılımını engelleme çalışmalarının yanı sıra çocukların Yemen'deki silahlı çatışmalarda kullanılmasının tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik baskıların devam ettiğini vurgulanan açıklamada çocukları silah altına alan faillerin adalete teslim edilmesi gerektiği bildirildi.
Yemenli insan hakları örgütlerinin ortak bildirisinde Birleşmiş Milletler (BM), BM Genel Sekreteri'nin Yemen Özel Temsilcisi, Yemen'deki insan hakları dosyasıyla ilgilenen uluslararası toplum ve çocukların korunması ve bakımıyla ilgili uluslararası kuruluşlara çağrıda bulunulurken, tüm taraflara çocukları silah altına alarak kullanmamaları ve mağdurların topluma yeniden kazandırılması için baskı yapması gerektiği kaydedildi.
Bu bağlamda Yemen Enformasyon Bakanı İryani, İran'a bağlı terörist Husi milislerinin lideri Muhammed Ali el Husi’nin Zimar Valiliği'ndeki çocuk toplama kamplarından birine yaptığı ziyaretin ‘dünyanın vicdanını uyandırmaya yeterli’ olduğunu belirterek milislerin çocukları silah altına alma suçlarına göz yumduğunu aktardı.
Yemenli Bakan, İran destekli Husi milislerin çocukların aklını çelerek aşırılık yanlısı terörist fikirlerle zihinlerini tuzağa düşürdüğünü ifade ederek  kardeş ve dost ülkelerin ateşkesin yeniden sağlanması çağrılarına rağmen İran’dan ölüm, kin ve nefret fikirleri ithal edildiğini vurguladı.
Husi milislerin uzun vadede çocukları silah altına almaya devam etmesinin feci etkileri konusunda uyarıda bulunan İryani, İran Devrim Muhafızları tarafından yönetilerek finanse edilen Husi milislerini on binlerce çocuğu silah altına alarak mezhep kamplarına götürmesinin arsından tüm dünyanın bir gün terörist ordusuna dönüşeceğini belirtti. Bakan, bu durumunun bölgesel ve uluslararası barış ve güvenlik için oluşturacağı büyük tehlikelere işaret etti.
Açıklamasında, BM Yemen Özel Temsilcisi ile insan hakları ve çocuk kuruluşlarına  suç olarak nitelendirdiği olayla ilgili hukuki sürecin yerine getirilmesi çağrısında bulunan İryani, Husi milislerden çocukları silah altına alanların yaptırım listesine dahil edilmesi gerektiğini vurguladı.
Yemen hükümetinin raporlarında Husi milisler darbenin başlangıcından bu yana 40 bini aşkın çocuğu silah altına almakla suçlanırken uluslararası raporlar da son sekiz yılda cephelere sürülen yüzlerce çocuğun öldürüldüğünü belgeledi.
Washington DC Arap Merkezi en son raporunda, darbeci Husilerin ateşkes ve geçtiğimiz nisan ayında BM’ye söz vermesine rağmen çocukları silah altına almaya devam ettiğine işaret edilerek bu uygulamaların önümüzdeki yıllarda tüm Yemen toplumunu etkileyeceği konusunda uyarıda bulunuldu.



Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
TT

Hizbullah'a "çağrı cihazı" operasyonunun detayları ortaya çıktı

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için dün cenaze töreni düzenlemişti (AFP)

Lübnan'da Hizbullah'ın çağrı cihazlarının ardından telsiz, radyo ve güneş enerjisi panellerinin patlatılmasıyla bölge topyekun savaşa doğru sürükleniyor. 

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmış, ikisi çocuk 12 kişi hayatını kaybetmiş, 2 bin 800 kişi de yaralanmıştı. 

Dün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşti. En az 20 kişinin öldüğü, 450'den fazla kişinin de yaralandığı bildiriliyor. Lübnanlı yetkililer, olaydan İsrail'i sorumlu tutarken Tel Aviv'den henüz açıklama gelmedi.

Diğer yandan saldırıyla ilgili bilgiye sahip olan fakat adlarının gizli tutulmasını isteyen kaynaklar, Amerikan gazetesi New York Times'a (NYT) operasyonun ardında İsrail'in olduğunu doğruluyor. 

Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket kurduğu ve çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğu iddia ediliyor. Macaristan merkezli bu paravan şirket, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı üretiyor. Kimliklerinin açıklanmasını istemeyen İsrailli istihbaratçılar, buna ek olarak operasyonda en az iki paravan şirket daha oluşturulduğunu belirtiyor. 

Kaynaklar, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini ifade ediyor.

Hizbullah, İsrail istihbaratı tarafından takip edilmemek için cep telefonlarını bırakıp çağrı cihazı kullanmaya başlamıştı. Kaynaklar, bu kararın ardından milyonlarca dolarlık yatırımla üretimin artırıldığını ve Lübnan'a bubi tuzağı haline getirilmiş binlerce cihaz sokulduğunu söylüyor.

Öte yandan ikinci dalga saldırıda telsiz ve güneş enerji panellerinin nasıl patlatıldığı henüz bilinmiyor.

NYT'nin patlayan telsizlerin görüntülerinden yola çıkarak yaptığı analizde, bunların çağrı cihazlarından daha ağır ve büyük olduğuna, bu yüzden daha fazla hasar yarattığına işaret ediliyor. 

Ayrıca telsizlerin patlamasıyla daha büyük yangınlar çıktığına, bunun da çağrı cihazlarına kıyasla telsizlere daha fazla patlayıcı yerleştirilmiş olabileceğini gösterdiğine dikkat çekiliyor.

Lübnan'ın açıkladığı rakamlara göre telsizlerin patlatılmasıyla en az 71 ev ve dükkanla 18 sivil araç ve motosiklet yandı. 

Telsizlerden bazılarında Japon firması Icom'un amblemi görülüyor. Ancak şirket, IC-V82 model numaralı telsizlerin ve bunlarda kullanılan bataryaların üretiminin neredeyse 10 yıl önce durdurulduğunu belirtiyor. Patlayıcıların bu cihazlara nasıl yerleştirildiğiyse henüz netleştirilemedi. Icom, bu telsizlerin sahte olabileceğini öne sürüyor.

Lübnan medyasındaki haberlerde, saldırıda en az iki güneş enerjisi panelinin de alev aldığı bildiriliyor. Saldırılarda çıkan küçük çaplı yangınların söndürüldüğü bildirilirken, patlamada bir kız çocuğunun yaralandığı aktarılıyor. Ancak bu panellerin infilak ettirilen diğer cihazların etkisiyle mi alev aldığı yoksa uzaktan kumandayla mı patlatıldığı belli değil. 

Amerikan düşünce kuruluşu Soufan Center'dan Clara Broekaert, CNN'e açıklamasında saldırı dalgasının Lübnan halkının psikolojisini olumsuz etkilediğini ve Hizbullah üzerinde misilleme baskısı oluşturduğuna dikkat çekerek şunları söylüyor:

Saldırılarda günlük hayatın böylesine korkunç, beklenmedik ve geniş ölçekte kesintiye uğratılması, misilleme yapılmasına yönelik ekstra bir baskı yaratacaktır diye düşünüyorum. İnsanlar yaşananların hesabının sorulduğunu görmek istiyor.

Üst üste gelen saldırıların ardından dün Hizbullah, İsrail sınırındaki el-Merc bölgesine füze fırlattı. İkisi ağır 8 İsraillinin yaralandığı bildirilirken, bu kişilerin sivil veya asker olduğuna ilişkin bilgi paylaşılmadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Time, Japan Times, CNN, France 24