Tony Kahwaji, Şarku’l Avsat’a konuştu: İnsan hikâyeleri ticari karakteri iptal ediyorhttps://turkish.aawsat.com/home/article/4161806/tony-kahwaji-%C5%9Farku%E2%80%99l-avsat%E2%80%99-konu%C5%9Ftu-i%CC%87nsan-hik%C3%A2yeleri-ticari-karakteri-iptal
Tony Kahwaji, Şarku’l Avsat’a konuştu: İnsan hikâyeleri ticari karakteri iptal ediyor
George Wassouf'un ailesiyle birlikte çektirdiği fotoğraf.
Tony Kahwaji, yönetmenlik dünyasında dikkate alınması gereken bir okulun sahibi. Uzun kariyeri boyunca müzikal şov dünyasında dönüşüm oluşturan çalışmalar da dahil olmak üzere birçok başarıya imza attı. Modern tarz ve görüntüyle ilgili ileri düzey vizyonuyla takip edilen bir örnek oldu.
Kahwaji, daha büyük çaplı projelere ilgi duyması nedeniyle Lübnan sahnesinden bir süre ayrı kaldıktan sonra bugün başka bir benzeri olmayan bir çalışmayla geri dönüyor. Sanatçı George Wassouf, oğlu Vedi’ye vefatının kırkıncı yıl dönümünde mesaj olarak göndermek istediği son şarkısı Nas Ömri’nin klip yönetmenliği için Tony Kahwaji’yi seçti.
Peki, neden Tony Kahwaji? Kahwaji, konuyla ilgili olarak Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada “George Wassouf’un e yakınlarından biriyim. Uzun süredir yakın bir ilişkimiz var. Buradan, beni neden seçtiğini anlayabilirsiniz” dedi. Tony Kahwaji.
Tony Kahwaji, mükemmel bir insani eser olduğunu düşündüğü için yeni çalışmasından bahsederken duygulandı. Nas Ömri’nin klibi sadece tanıtım amaçlı, sıradan bir çalışma değil. Kahwaji, açıklamasında şunları söyledi:
“Buradaki hikaye bambaşka. Çünkü bu, oğlunu kaybetmenin yasını tutan sanatçı bir babanın sevgisini ifade ettiği mektubunun yer aldığı bir klip. Bu nedenle ticari olarak sınıflandırılamaz. Aksine derin bir hüzünle biten gerçek bir sevgi hikayesini anlatıyor.”
Nas Ömri klibinin bir kısmı Suudi Arabistan'da, geri kalanı da temaya uygun olarak Beyrut'ta çekildi. Şarkının sözleri Mısırlı şair Halid Tac ed-Dîn’ e, bestesi Muhammed Yahya’ya ait. Kahwaji, şarkının klip çalışmasına nasıl hazırlandığıyla ilgili soruya şu cevabı verdi:
“Şarkıdaki kişi çok zor durumda. Oğlunu kaybetmiş ve ciğerparesine olan sevgisini bir şarkıyla belgeleyen bir kişiden bahsediyoruz. Üzüntü, ıstırap ve hatıraların birbirine geçtiği görüntüler var. Ama bunu kolaylaştıran, George Wassouf'un etrafındaki ekipti. Ekip, bu işi yürütmek için ihtiyacımız olan her şeye dikkat etti. Babanın, rahmetli oğlu ve ailesiyle birlikte olan fotoğraflarıyla klibin hazırlıklarını yapan ekip, Wassouf' un hayatının bir dönemini özetledi. Klip, uygun söz ve müzik ile abartmadan, duruma yakışır bir şekilde tamamlandı.”
George Wassouf daha önce hayat hikayesini Şahid platformunda yayınlanan ‘Yolculuğum’ başlıklı bir dizide anlatmıştı. Ancak Wassouf bu kez klibinde, özellikle sevgi ve veda mesajı taşıdığı için herhangi bir ekleme içermeyen farklı bir yaşam öyküsü dillendiriyor.
George Wassouf, bu şarkıyı Sevgililer Günü’nde, 14 Şubat'ta yayınlamayı tercih etti. Şarkıyı ‘Sevgili Vedi’me’ başlığıyla sunmak için hazırladı.
Tony Kahwaji klipte, babanın kederle ağırlaşan yüz hatlarını vurgulamak istiyordu. Bu yüzden onları sessizliğin, anlatmaktan ve şarkı söylemekten daha anlamlı olduğu bir kamerayla tercüme etti. Kahwaji, Wassouf’ un duygularını kamera önüne aktarırken abartıya yer vermemeye özen gösterdi.
Tony Kahwaji, böylesine zor bir durumu tasvir ederken zorlukla karşılaşıp karşılaşmadığıyla ilgili soruya verdiği yanıtta “Dramın bir kısmını yakalamaya çalıştım. Hikaye yalnız ebu Vedi’ye aitti ve başka bir noktaya çekilmesine müsaade etmemek için uğraştım. Zorluk, bir noktadan diğerine geçtiğim her an ve her saniye vardı” dedi.
Şarkının yazarı Halid Tac ed-Dîn de şarkı hakkında şunları söyledi:
“George Wassouf ile konuştuğumda, oğlu Vedi’ye bir şarkı yazacağımı düşünmemiştim. Yazarken psikolojik olarak gerçekten çok yoruldum.”
Tony Kahwaji, Wassouf’ un yaşadıklarının normal olmadığını, durumun çok zor olduğunu ve erkek çocuğun kaybının telafisi mümkün olmadığı için insanların böyle bir acıyı düşmanları için bile istemediğini vurguladı.
Daha önce vatan sevgisi ile ilgili olanlar dahil olmak üzere çeşitli sanat eserleri sergileyen ve izleyicilerinde iz bırakan Kahwaji, ilk kez böyle bir çalışma ortaya koyuyor. Tony Kahwaji duyularını şöyle aktardı:
“Mesele çok hassas ve daha önce yaşamadığım deneyim olması değil. Eser, bir ailenin yasını ele alıyor. Bu çalışma bende kesinlikle bir iz bıraktı. Çünkü gerçek ve yakın ilişki içinde olduğum birine dokunan bir olay. Wassouf benim için kardeş gibi.”
Suriye Ulusal Diyalog Kongresi Hazırlık Komitesi Genel Koordinatörü Kıblavi Şarku’l Avsat’a konuştu: Geçiş dönemi için anayasal bir deklarasyon ve teknokrat bir hükümet gerekiyorhttps://turkish.aawsat.com/arap-d%C3%BCnyasi/5097312-suriye-ulusal-diyalog-kongresi-haz%C4%B1rl%C4%B1k-komitesi-genel-koordinat%C3%B6r%C3%BC-k%C4%B1blavi
Suriye Ulusal Diyalog Kongresi Hazırlık Komitesi Genel Koordinatörü Kıblavi Şarku’l Avsat’a konuştu: Geçiş dönemi için anayasal bir deklarasyon ve teknokrat bir hükümet gerekiyor
Dün Şam'ın doğusundaki Duma'da, Aralık 2013'te kaçırılan aktivistlerin akıbetinin açıklanması için protesto gösterisi düzenledi. (AFP)
Beşşar Esed rejiminin devrilmesi ve Suriye'de Ahmed eş-Şera liderliğinde yeni bir yönetimin başa gelmesinin ardından Suriye dosyasındaki gelişmeler dikkatle takip ediliyor. Belki de buradaki en önemli soru, eş-Şera'nın medya açıklamalarında duyurduğu Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nin detaylarının, bir hazırlık komitesinin oluşturulmasının ve kabul edilecek koşullara göre kimlerin davet edilip kimlerin dışarıda bırakılacağıdır.
Suriye Ulusal Diyalog Kongresi Hazırlık Komitesi Genel Koordinatörü, Suriyeli yazar ve siyasi araştırmacı Dr. Mueyyed Gazlan Kıblavi, Şarku’l Avsat'ın sorularını yanıtladı.
Kıblavi, ‘Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'ne davet edilecek şahsiyetlerin mevcut ya da geçmiş mücadeleleri, Suriye davasına katılımları ve devrimci faaliyetleri nedeniyle davet edileceğini’ vurguladı. Siyaset yapmayan devrimciler olduğu gibi, devrimi pratik etmeyen siyasetçiler de olduğunu belirten Kıblavi, gençlik kategorisinin, kadın kategorisinin, muhalifler kategorisinin ve mahkûmlar kategorisinin önemine dikkat çekti. Kıblavi, “Kategoriler çok. Örneğin, şu ana kadar 15 kategori belirledik ve henüz kategorize edilmemiş olanlar da var. Bu sayı 20 kategoriye ulaşabilir ve bazı kategoriler diğerleriyle birleştirilebilir” ifadelerini kullandı.
Devrimden önce ve sonra Suriye toplumunun kategorize edilmesinin her zaman sorunlu olacağını vurgulayan Kıblavi, “Bu yüzden kongreyi, bu sosyal yelpazeler (şu anda oluşmakta olan siyasi topluluk) arasında anlayış ve iletişim alanları için bir başlangıç olarak gördük. Çünkü Suriye'de elli yıl boyunca oluşuma izin verilmedi, yasaklandı. Düşünce tutsak edildi ve oluşum suç sayıldı” şeklinde konuştu.
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) ile ABD Dışişleri Bakanlığı heyeti arasında geçtiğimiz eylül ayında Ankara'da yapılan toplantıdan (SMDK)
Kıblavi, “Bu daha başlangıç. Dolayısıyla, içeridekiler kendi siyasi bileşenlerini oluşturma fırsatına sahip değilken ya da gelecekteki Suriye'ye doğru ilerlemek için belirli bir ideolojinin arkasına saklanamazken, dışarıda oluşturulan bileşenleri davet edemeyiz” dedi.
Kıblavi sözlerini şöyle sürdürdü: “Şam Deklarasyonu, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK), Suriye Ulusal Konseyi ve diğerleri gibi oluşturulan siyasi kurumlarla dışarıdakiler birçok bölünmeden muzdaripti, devlet başkanlığı ve seçimlerde hizipçilikten muzdaripti ve sokak tarafından meşrulaştırılmamıştı. Bu nedenle oluşum koşulları mevcut koşullardan tamamen farklı olan siyasi yapıları davet etmekten kaçındık.”
Kıblavi sözlerine şöyle devam etti: “Şimdi bileşenler yeni Suriye'deki hedeflerini ilan etmeye başlayacaklar ve şöyle diyecekler: Ben belli bir grubun bileşeniyim, belli bir siyasi yelpazenin bileşeniyim ya da belli bir siyasi ideolojinin bileşeniyim, taleplerim bunlar ve saygı görmek ve dahil edilmek istediğim yol bu. Yurtdışında kurulan bileşenlere gelince, onlar kotalara alışkındı ve kotalar muhalif kurumların bileşiminde ve yapısında mevcuttu. Bu gayet açık. Ekim 2011'de İstanbul'da kurulan Suriye Ulusal Konseyi, Müslüman Kardeşler ve Şam Deklarasyonu gibi onlarca yıl önce kurulan siyasi gruplar Suriye meselesindeki ağırlıklarına göre kota alırken, devrimci hareket marjinal kaldı ve siyasi uygulamalarda ağırlıkları olmadı.”
Bu nedenle Kıblavi, “Otuz kırk yıldır Suriye'de bulunmayan siyasetçilerin temsil edilmesi kabul edilemez. Zira oluşturdukları organlar bir ‘bileşen’ olarak kabul edilemez. Bu, içeride kalan ve -izin verilmediği için- herhangi bir siyasi faaliyette bulunamayan Suriye halkına yapılan bir haksızlıktır” ifadelerini kullandı.
*Eş-Şera daha önceki açıklamalarında davetlerin muhalif organlara değil, bireylere yapılacağını söylemişti... Peki, örneğin SMDK'dan şahsiyetler davet edilecek mi?
Kıblavi bu soruya şu cevabı verdi: “Elbette davetler bireylere yönelik olacak, muhalif oluşumlara değil. SMDK’dan da bazı şahsiyetler davet edildi. Zira bu siyasi oluşumların hedefleri temelde bir noktadaydı ve şimdi değişti. Devrim öncesi ile devrim sonrası aynı değil. Ayrıca bu oluşumların içinde hizipler, siyasi partiler ve parti akımları gibi başka bileşenler de var. Bu nedenle sadece bireyleri davet etmeye karar verdik.”
Varlıkları sona erdi
Kıblavi, muhalif oluşumlar ilk kurulduğunda belirtilen kuruluş amaçlarından birinin, devrimin zafere ulaşması halinde bu oluşumların varlığının sona ereceği olduğunu belirtti. Bu, devrimin zafere ulaşması ve rejimin düşmesi halinde söz konusu oluşumların kendilerini feshedeceklerine dair birden fazla kez yapılan açıklamaydı. Dolayısıyla bu varlıklar artık zaman ve bağlam dışıdır.
*Salı günü yaptığınız açıklamalarda, Suriye'deki askeri güçlerin temsilcisi olarak Askeri Operasyonlar Dairesi'nin davet edileceğini söylediniz. Aslında, Suriye devriminin başında rejimden ayrılan ve maddi ve manevi bedel ödeyen askeri personel, Esed sonrası Suriye'de tamamen göz ardı edildiklerini hissediyor. Suriye Ulusal Diyalog Kongresi onları yeni Suriye'yi müzakere etmek üzere davet etmeyecek mi?
Kıblavi şu cevabı verdi: “Ordudan ayrılanlar Savunma Bakanlığı bünyesinde değerlendirilecek, ancak bu henüz tamamlanmamış bir aşama. Çünkü hazırlanmakta olan pek çok lojistik mesele var. Ordudan ayrılanlar Savunma Bakanlığı'na dahil edilecek. Bağımsız olarak davet edilecek ayrı bir siyasi ya da askeri unsur değiller, Askeri Operasyonlar Dairesi'ne bağlı olacaklar.”
Ön koşullar
*Farklı Suriyeli gruplara ulaşmak için kriterler neler? Davet kriterleri neler?
Kıblavi, “Ne kadar adil ya da teknik olmaya çalışırsak çalışalım, herkes için adil olamayız ve herkesi tatmin edemeyiz. Suriye halkını sınıflandırmak ve bu sınıflandırmada adil olmak istersek, devrimci hareket, devrimci savaşçı, kendi topraklarında devrim yapmamış siyasi düşünür, belirli bir bölgeye ait olan ve Suriye'de bulunan tüm etnik ve ırksal bileşenler olarak ayrılırlar. Ayrıca çeşitli şehirler arasında dağılmış bileşenler de var. Tüm bu bileşenler arasından kongreye katılacak uygun kişiler seçilecek. Böylece bölgeleri kapsamış, toplumsal çeşitliliği sağlamış, gençleri, tutukluları ve siyasi aktivistleri, entelektüel ve devrimci olarak kuşatmış olacağız. Açıkçası bu biraz kapsamlı sayılır” ifadelerini kullandı.
*Peki, tüm Suriye için yüzde 100 adil olacak mı?
Kıblavi şöyle cevapladı: “Tabii ki mümkün değil. Dünyada davet kriterlerinde yüzde 100 adil olan hiçbir kongre yoktur. Bu bağlamda tarafsız olmamız gerekmediğini unutmayın. Bizden istenen gelecekteki Suriye'nin çıkarlarını düşünmemiz.”
Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera ve askeri gruplar arasında yapılan toplantıda yeni Suriye'de askeri kurumun nasıl şekilleneceği ele alındı. (Askeri Operasyonlar Dairesi)
Bir sonraki hükümetin şekli
*Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera, mevcut hükümetin tek renkli olduğunu kabul etti. Kongrenin toplanmasının yakın olduğu konuşulurken, bir sonraki hükümetin Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nin içinden çıkacağına dair sorular akla geliyor. Bu hükümetin katılımcı bir hükümet olacağına dair herhangi bir ön yargı var mı? Ayrıca, bir sonraki hükümet sisteminin şeklini yani başkanlık mı yoksa parlamenter mi olacağını konferans katılımcıları mı belirleyecek?
Kıblavi bu soruyu, “Kongre, bir sonraki hükümet sisteminin şeklini belirlemeyecek. Çünkü kongre bir yasama organı değil. Parlamento, kongrenin hazırlayacağı çalışma ve belgelerden kaynaklanabilecek prosedürlerin bir parçası” diye yanıtladı.
“Genel sekreterlik gibi seçilmiş bir danışma komitesi” olduğunu da ifade eden Kıblavi, “Komiteler sayıca fazla olduğu için hükümet sisteminin parametrelerini belirlemek üzere mini komiteler seçilebilir. Elbette hükümet sistemi önerilecek ya da onaylanacaktır. Bundan sonra mevcut çalışmalar sona erecek ve çok hassas bir aşama olan geçiş dönemi için teknokratlar hükümeti olması beklenen bir hükümet kurulacaktır. Suriye'nin geleceğine gelince, bunu Suriye halkı ve tartışmaların başlangıç noktası olarak kabul edilen Suriye Ulusal Diyalog Kongresi sırasında fikirlerin billurlaşması belirleyecek. Tüm bu göstergeler Suriye'deki hükümet sistemini belirleyecektir. Daha da önemlisi, kongreden kaynaklanacak anayasal boşluk, söz konusu anayasal boşluğu doldurarak geçici bir anayasal bildiri yayınlayacak olan uzman bir komite tarafından doldurulacaktır” dedi.
Kongrenin zamanlaması
*Kongrenin yakın zamanda toplanmasına tanık olacak mıyız? Yoksa beklemek mi gerekiyor? Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne kimlerin davet edileceğini hazırlık komitesi mi belirleyecek?
Kıblavi şu cevabı verdi: “Hazırlık komitesi ilgili makamlardan onay aldıktan sonra çalışmalarına başlayacak. Tarih konusuna gelince, hazırlık komitesi oluşturulduktan sonra, davet edilen şahsiyetler ve gruplarla iletişim kurmak yeterli zaman alacak. Meselelerin çözüme kavuşturulması bir hafta ya da belki 9 gün sürebilir.”
Eski rejim ordusu mensupları, 1 Ocak'ta Suriye'nin Humus kentindeki uzlaşma merkezlerinde kayıt yaptırmak için sıraya girerken Esed'in fotoğrafını çiğniyorlar. (AP)
Kıblavi, “Hazırlık komitesi davetler için kriter belirlemez. İçeriden ve dışarıdan davetlilerin lojistiğini kolaylaştıran ve onlarla kongreye davet edildiklerini ve katılıp katılmayacaklarını kısaca görüşen bir komitedir. Yani konferans öncesi aşamanın lojistiğini kolaylaştıran ve ön kolaylaştırıcılığını yapan bir komite; sonuçlara ya da davet kriterlerine karar veren bir komite değil. Aday gösterecek olanlar genel olarak sivil toplum örgütleri olacak ve doğal olarak sendikalar da bunların arasında yer alacak” şeklinde konuştu.
Komite seçimi için kriterler
Hazırlık komitesi üyelerinin hangi kriterlere göre seçileceği sorulduğunda ise Kıblavi şu yanıtı verdi:
“Bu kişiler Suriye'deki en nitelikli kişiler olmayacak. Çünkü bu çok zor. Ancak yurt içinde olduğu kadar yurt dışındaki devrimci siyasi ortama ve bölgesel dağılıma dair bilgi ve aşinalıkları da göz önünde bulundurulacak. Hazırlık komitesi üyesinin bileşenler hakkında bilgi sahibi olması, devrim ve siyasi süreç konusunda daha önce deneyim sahibi olması ve Suriye'deki siyasi çevreler arasında ya da elbette yurtdışında sürekli faaliyet göstermesi ve tanınması nedeniyle Suriye arenasında bilinmesi gerekir.”