Batı, İran ile Rusya arasında askeri iş birliğinden endişeli

Şarku’l Avsat’a konuşan diplomat: Nükleer anlaşma müzakerelerini tamamlamak için uygun bir zaman değil. İran’daki protesto gösterileri, rejimi zayıflattı.

Dün Münih Güvenlik Konferansı'nda düzenlenen İran konulu oturumdan bir kare (AFP)
Dün Münih Güvenlik Konferansı'nda düzenlenen İran konulu oturumdan bir kare (AFP)
TT

Batı, İran ile Rusya arasında askeri iş birliğinden endişeli

Dün Münih Güvenlik Konferansı'nda düzenlenen İran konulu oturumdan bir kare (AFP)
Dün Münih Güvenlik Konferansı'nda düzenlenen İran konulu oturumdan bir kare (AFP)

Şarku’l Avsat’a konuşan Batılı üst düzey bir diplomat, Batılı ülkelerin şu an İran ile ilgili temel endişe kaynağının Rusya ile olan askeri iş birliği olduğunu söyledi.
Batılı ülkelerin, Rusya ile İran arasındaki bu askeri iş birliğini sona erdirmek için İran'a büyük bir baskı uyguladığını belirten diplomat, İran'ın Rusya’ya Ukrayna ile savaşında kullanması için bazı silah teknolojileri sağlaması karşılığında Rusya'nın İran'a ‘geleneksel olmayan silahlar temin etmesinden’ korkulduğunu ifade etti.
Nükleer anlaşmayı canlandırma müzakerelerini tamamlamak ya da yeni bir nükleer anlaşma imzalamak için uygun zaman olmadığını söylese de nükleer anlaşmanın halen masada olduğunun altını çizen diplomat, İran'ın nükleer anlaşmadan söz edebilmesi için Rusya ile askeri iş birliğine son vermesi gerektiğini vurguladı. Üst düzey diplomat, Batılı ülkelerin İran'ın nükleer programı konusundaki korkularına rağmen İran'ın ‘henüz kırmızı çizgileri aşmadığını’ yani uranyumu nükleer bomba üretebileceği yüzde 90'dan fazla saflıkta zenginleştirmediğini söyledi. Diplomat, Batılı ülkelerin, İran’a Rusya'yı desteklemeyi bırakması için baskı yapmasının nedeninin de bu olduğunu kaydetti.
Dosyanın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) gönderilerek İran'a karşı tüm uluslararası yaptırımların yeniden uygulanması meselesine değinen Batılı diplomat, “Çin ile Rusya arasında bir iş birliği olmayacak. Bugünkü durum 10 yıl öncesiyle aynı değil. Şu an halen İran’a eski ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin yaptırımları uygulanıyor.
Münih Güvenlik Konferansı’nın oturum aralarında Şarku'l Avsat'a konuşan Batılı diplomat, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Rusya, Çin ve Hindistan şu anda İran'dan petrol satın alıyorlar. Bu da İran'a yönelik uluslararası yaptırımların yeniden uygulanmasının eskisi gibi etkili olmayacağı anlamına geliyor.”
Ancak İran’daki protesto gösterilerinin rejimi ‘zayıflattığını’ söyleyen diplomat, ‘içeriden uygulanan baskının’ rejimi iş birliğine itebileceğini düşünüyor.
Öte yandan Fransa, Almanya, İngiltere ve ABD dışişleri bakanları, Münih Güvenlik Toplantısı oturum aralarında İran meselesini ve İran’ın nükleer programını görüştüler. Dört ülkenin dışişleri bakanları ortak bir açıklama yaparak, “İran'ın nükleer programındaki ilerleme ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) ile iş birliği yapmaması konusundaki endişelerini’ dile getirdiler. Ortak açıklamada, İran ile Rusya arasındaki askeri iş birliğinin ve bu iş birliğinin ‘bölgenin ve ötesinin güvenlik ve istikrarı üzerindeki etkisinin’ ele alındığı belirtildi. Dört ülkenin dışişleri bakanları ayrıca İran'daki protesto gösterilerine katılan protestocuları desteklerini ifade ettiler.
DMO’nun yabancı terör örgütleri listesine eklenmesi
İran’daki protestoların orantısız güç kullanılarak bastırılması nedeniyle bu yılki Münih Güvenlik Konferansı’na İran rejiminin temsilcileri yerine dünyanın dört bir yanından İranlı aktivistler davet edildi. Davet edilenler arasında eski İran Şahı’nın oğlu Rıza Pehlevi’nin yanı sıra İranlı aktivist Mesih Alinejad ve İranlı aktris ve aktivist Nazanin Boniadi yer aldı.
Pehlevi, Alinejad ve Boniadi, protesto hareketine desteklerini ifade eden AB Parlamentosu Yeşiller Temsilcisi Hana Neumann ve ABD'li Senatör Robert Menendez ile ortak bir oturuma katılarak protestoculara daha fazla destek verilmesi çağrısında bulundular. Oturumun katılımcıları, İran rejiminin temsilcilerinin Münih Güvenlik Konferansı’na davet edilmemelerinden duydukları memnuniyeti dile getirirken herkesin protestocuları destekleme gereği konusunda hemfikir olmasına rağmen oturuma İran muhaliflerin rejimin düşmesi durumunda İran'ın geleceğiyle ilgili fikir ayrılıkları hakimdi.
Aktivistler, AB’nin neden İran Devrim Muhafızları'nı (DMO) yabancı terör örgütleri listesine eklemekte neden tereddüt ettiğini sorguladılar. AB Parlamentosu Yeşiller Temsilcisi Neumann, Avrupa ülkelerinin bu konuda iki ayrı görüşe sahip olduklarını ve halen DMO’nun yabancı terör örgütleri listesine eklenmesi kararı için siyasi bir uzlaşıya varmaya çalıştıklarını söyledi. İran'ın Ukrayna ile savaşında Rusya'ya verdiği desteğin Avrupa ülkelerinin tutumlarını değiştirebileceğini ve birleştirebileceğini belirten Neumann, “Rejimin istikrara kavuşmasına yardım etmeyi bırakmak için siyasi bir karar almalıyız. Geri kalanı (rejimin düşürülmesi) ise protestoculara kalmış” ifadelerini kullandı.
ABD'li Senatör Robert Menendez ise Washington'ın İran rejiminin düşürülmesinde yer alma gibi bir planı olmadığını, ancak Batılı ülkelerin protestocuları desteklemek için ‘daha fazlasını’ yapabileceğini söyledi. Menendez, “ABD müdahale etmek istemiyor, ama İranlılar rejimden kurtulmaya karar verirlerse karşı tarafa Zoom uygulaması üzerinden 10 dakikadan daha uzun diyalog süresi vermeliyiz” dedi. Dünyanın dışarıdan İranlı protestocuları desteklemek için çok şey yapabileceğini söyleyen Menendez, nunu başarmak için ‘ekip çalışması’ gerektiğini belirtti.
Aktivistler, İran rejimiyle diyaloğun tamamen kesilmesi ve nükleer anlaşmaya geri dönülmesi için müzakerelerin yenilenmemesi çağrısında bulundu. Aktivist Alinejad, İran halkının 2009 yılında eski ABD Başkanı Barack Obama'dan kendilerini desteklemesini istediğini, ancak Obama’nın o dönem bir nükleer anlaşmaya varabilmek için İran rejimiyle yapılan müzakerelerle meşgul olduğunu hatırlatarak, “İranlılar, rejimin değişmesini istiyor. Bunu söylemekten korkuyorsan söyleme, ama birlik olmalı ve İran rejiminin temsilcilerini sadece Kadın Hakları Konseyi'nden değil her yerden dışlamalıyız” ifadelerini kullandı.
‘İran rejimi kendi halkını öldürmeye devam ettiği sürece’ nükleer anlaşmayı canlandırmak için yapılan müzakerelerin sürdürülmemesi çağrısında bulunan Neumann, “İran rejimi iki kez riske girmeden müzakerelerden çekildi. Aslında hiçbir şey imzalamak istemiyorlar. Şimdi onlarla el sıkışıp nükleer anlaşmanın canlandırılmasını hayal bile edemiyorum. Rejim kendi halkını öldürdüğü sürece müzakereleri olduğu gibi bırakmalıyız diye düşünüyorum” şeklinde konuştu. İran'la başa çıkmak için bir B planı geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Neumann, “Çünkü nükleer silahlara sahip bir İran rejimi büyük bir sorundur ve Körfez ülkeleri, bunu bize yıllardır söylüyor” dedi. Rejimin düşürülmesi çağrısında bulunan Neumann, “Evet, B planını tartışmalıyız. Kendi halkını öldüren bir rejimle müzakere masasına oturmamalıyız. Nükleer silahlara sahip bir İran'ı ortadan kaldırmanın tek yolu rejimden kurtulmaktır” ifadelerini kullandı.
İran rejiminin hesap vermesi çağrıları
İran ile dünya güçleri arasında imzalanan nükleer anlaşmayı başından beri kabul etmediğini ifade eden ABD’li Senatör Menendez ise İran’a yönelik uluslararası yaptırımların yeniden uygulanması çağrısında bulunarak “Anlaşmanın artık masada olmadığını ve bölgede İran'a açık mesajlar veren füze savunma sistemlerinin kurulmasını desteklememiz gerektiğini söylemeliyiz. Rejime karşı uluslararası yaptırımlar da yeniden uygulanmalı” diye konuştu. Ayrıca rejimin, çok sayıda vatandaşının tutuklanmasından ve öldürülmesinden sorumlu tutulması için daha fazla çaba gösterilmesi çağrısında bulunan Menendez, “Uluslararası bir topluluk olarak birlikte hareket edersek fark yaratabiliriz” dedi.
Diğer taraftan Batı ülkeleri tarafından İran muhalefetine yapılan birleşme çağrılarına değinen Rıza Pehlevi, İran muhalefetini birleşmeye çağırırken Batı'nın da protestocuları desteklemek için birleşmesi gerektiğini söyledi. Rejimin düşmesi halinde İran'ın geleceğine dair korkulacak bir durum olmadığını ifade eden Pehlevi, çünkü İranlı aydınlar ile aktivistler arasından bu boşluğu dolduracak kişilerin çıkacağı yorumunda bulundu.
İranlı aktivist Alinejad ise ‘İran halkını temsil etmediğini ve her şeyden önce demokrasiye inanmadığını’ söylediği Halkın Mücahitleri Örgütü (HMÖ) ile Batı ülkelerinin temsilcileri arasında temasa geçilmesine karşı olduğunu vurguladı.
Öte yandan HMÖ tarafından dün yapılan bir açıklamada, Pehlevi'nin Münih Güvenlik Konferansı’na davet edilmesi eleştirildi. Açıklamada, Pehlevi’nin ‘İran halkına karşı suçlar işleyen’ İran Şahı’nın oğlu olduğu ve ‘İranlıların geri dönmek istemedikleri bir dönemi temsil ettiği’ belirtildi.



Rapor: İsrailli askerler Gazze'de göreve gönderilmeyi reddediyor

Gazze Şeridi'nde çatışmada öldürülen bir askerin cenaze törenine katılan İsrail askerleri. Kudüs'teki Herzl Dağı'nda bulunan askeri mezarlıkta çekilmiş bir fotoğraf, 9 Ocak 2025 (AFP)
Gazze Şeridi'nde çatışmada öldürülen bir askerin cenaze törenine katılan İsrail askerleri. Kudüs'teki Herzl Dağı'nda bulunan askeri mezarlıkta çekilmiş bir fotoğraf, 9 Ocak 2025 (AFP)
TT

Rapor: İsrailli askerler Gazze'de göreve gönderilmeyi reddediyor

Gazze Şeridi'nde çatışmada öldürülen bir askerin cenaze törenine katılan İsrail askerleri. Kudüs'teki Herzl Dağı'nda bulunan askeri mezarlıkta çekilmiş bir fotoğraf, 9 Ocak 2025 (AFP)
Gazze Şeridi'nde çatışmada öldürülen bir askerin cenaze törenine katılan İsrail askerleri. Kudüs'teki Herzl Dağı'nda bulunan askeri mezarlıkta çekilmiş bir fotoğraf, 9 Ocak 2025 (AFP)

İsrail ordusunun zırhlı birliklerinde subay olan Yotam Vilk (28), Gazze Şeridi'nde İsrail kontrolündeki tampon bölgeye girme yetkisi olmayan herkesin vurulması talimatı verildiğini söyledi.

Associated Press'in (AP) haberine göre en az 12 kişinin öldürüldüğünü gördüğünü belirten Vilk, ancak bir gencin vurulduğu anın zihninden silinmediğini söyledi.

Gazze Şeridi’nde 15 aydır devam eden savaşa karşı çıkan ve ahlaki sınırları aşan şeylere ya tanık olduklarını ya da bunları yaptıklarını ifade eden Vilk, artık görev yapmayı reddeden ve sayıları her geçe gün artan İsrailli askerler arasında yer alıyor.

İsrail hükümetinin ateşkese ulaşmaması halinde savaşmayı bırakacaklarına dair bir bildiriyi imzalayan 200 kadar İsrail askerinden oluşan bu grup henüz küçük olsa da askerler bunun bir başlangıç olduğunu söylüyor ve diğer askerlerin de aynı şeyi yapmasını istiyor.

uj78ı9o
Gazze Şeridi'nde zırhlı bir birlikte görev yapan Yotam Vilk, 15 aydır devam eden çatışmalara karşı çıkan ve sayıları giderek artan İsrailli askerlerden biri, Tel Aviv, 10 Ocak 2025 (AP)

Askerlerin görev yapmayı reddetmesi, İsrail ve Hamas’a ateşkesle ilgili görüşmelerinde çatışmalara son vermeleri için baskıların arttığı bir döneme denk gelirken hem ABD Başkanı Joe Biden hem de seçilmiş Başkan Donald Trump, Trump'ın 20 Ocak'taki yemin törenine kadar bir anlaşmaya varılması çağrısında bulundu.

Gazze'de savaşmaya devam etmeyi reddeden yedi asker AP'ye, Filistinlilerin ayrım gözetmeksizin nasıl öldürüldüğünü ve evlerinin nasıl yıkıldığını anlattı. Bazıları, kendilerine karşı hiçbir tehdit oluşturmayan evleri yakma ya da yıkma emri verildiğini ve askerlerin evleri yağmaladığını ve tahrip ettiğini gördüklerini söyledi.

İsrailli askerlere siyasetten uzak durmaları ve ordu aleyhinde nadiren konuşmaları söylenir.

İsrailliler, Hamas'ın 7 Ekim 2023 günü İsrail’e karşı gerçekleştirdiği Aksa Tufanı Operasyonu’nun ardından Gazze Şeridi’nde yürüttüğü savaşın arkasında hızla birleşti. Savaş ilerledikçe İsrail'deki bölünmeler de arttı, ancak eleştirilerin çoğu Gazze'deki eylemlerden ziyade öldürülen asker sayısının artması ve rehinelerin eve getirilememesi üzerineydi.

sdvfbgh
Max Kresch, Gazze Şeridi'nde savaşmaya devam etmeyi reddeden ve sayıları giderek artan İsrailli askerlere katılan bir yedek asker, Kudüs, 9 Ocak 2025 (AP)

AP'nin yorum talebine yanıt veren İsrail ordusu, bazı askerlerin askerlik görevini sürdürmeyi reddetmelerini kınandığını, her türlü reddetme çağrısını ciddiye aldıklarını, her vakanın ayrı ayrı incelendiğini açıkladı. Askerler, savaşmaya devam etmeyi reddettikleri için hapse girebilirler, ancak söz konusu bildirinin organizatörlerine göre bildiriyi imzalayan askerlerden hiçbiri tutuklanmadı.

Gazze'deki askerlerin tepkileri

Yotam Vilk, 2023 kasımında Gazze Şeridi'ne girdiğinde, başlangıçta güç kullanımının her iki tarafı da müzakere masasına getirebileceğini düşündüğünü, ancak savaş devam ettikçe insan hayatının değerinin azaldığını gördüğünü söyledi.

Vurulma anının zihninden silinmediğini söylediği gencin geçtiğimiz ağustos ayında öldürüldüğü gün, İsrail askerlerinin Filistinli gence bağırarak tampon bölgeye girmemesini söylediğini ve gencin ayaklarına uyarı ateşi açtıklarını, fakat gencin ilerlemeye devam ettiğini anlattı. Vilk, Gazze'nin kuzeyi ile güneyini birbirinden ayıran Netzarim Koridoru'ndaki tampon bölgeye doğru yürürken başka insanların da öldürüldüğünü sözlerine ekledi.

Vurulan kişilerin silahlı olup olmadığını tespit etmenin zor olduğunu kabul etmekle birlikte askerlerin çok hızlı hareket ettiğine inandığını ifade eden Vilk, nihayetinde tampon bölgedeki ölümlerin bir kısmından Hamas'ın sorumlu olduğunu söyledi.

Mensubu olduğu birlik tarafından gözaltına alınan bir Filistinliden bahseden Vilk, Hamas'ın İsrail ordusunun tepkisini ölçmek için Netzarim Koridoru'na girmeleri için onlara 25 dolar ödediğini öne sürdü. AP'ye konuşan bazı askerler, Gazze'de gördüklerini hazmetmelerinin biraz zaman aldığını ifade ettiler. Bazıları ise olanlar karşısında öfkelenerek hemen görevlerini bırakmaya karar verdiklerini belirttiler.

fgrthy6ju
Yuval Green, Gazze Şeridi'nde yaklaşık iki ay savaştıktan sonra ocak ayında İsrail ordusundaki yedek askerlik görevinden istifa eden bir doktor, Kudüs, 9 Ocak 2025 (AP)

Gazze'de yaklaşık iki ay savaştıktan sonra ocak ayında İsrail ordusundaki görevinden ayrılan 27 yaşındaki doktor Yuval Green, gördükleriyle yaşayamaz hale geldiğini anlattı. Askerlerin evlere saygısızlık ettiğini, duvarlara sloganlar çizmek için siyah tıbbi acil durum kalemleri kullandığını, hediyelik eşyalar için evleri yağmaladığını ve komutanının Hamas'ın kullanmasını istemediğini söyleyerek askerlere bir evi yakmalarını emrettiğini aktardı.

Askeri bir aracın içinde oturduğunu ve yanan plastik kokusuyla dumandan boğulmak üzere olduğunu ifade eden Green, evlerin yakılmasını kinci bir eylem olarak gördüğü ve zaten kaybettikleri Filistinlilerden daha fazlasını almak için bir neden görmediğini söyledi.

Askerlik görevini tamamlanmadan birliğinden ayrılan Green, İsrail'in 7 Ekim'e duyduğu öfkeyi anladığını, ancak orduda görev yapmayı reddetmesinin tüm tarafları şiddet döngüsünü kırmaya teşvik etmesini umduğunu belirtti.