Berlinale'deki iki film, İran hapishanelerindeki işkenceleri gözler önüne seriyor

İranlı yönetmen Mehran Tamadun Berlin Uluslararası Film Festivali'nde (Reuters)
İranlı yönetmen Mehran Tamadun Berlin Uluslararası Film Festivali'nde (Reuters)
TT

Berlinale'deki iki film, İran hapishanelerindeki işkenceleri gözler önüne seriyor

İranlı yönetmen Mehran Tamadun Berlin Uluslararası Film Festivali'nde (Reuters)
İranlı yönetmen Mehran Tamadun Berlin Uluslararası Film Festivali'nde (Reuters)

İranlı yönetmen Mehran Tamadun, Berlinale'deki iki filmi ile İran hapishanelerindeki işkenceleri gözler önüne seriyor. Usta yönetmen bu iki filminden birinde işkenceye uğrayan kişilerle yaptığı röportajlara yer verdi.  İran hapishanelerinde eski siyasi tutuklulara yapılan işkenceyi akıcı bir şekilde anlatan film, Cumartesi günü Berlin Uluslararası Film Festivali'nde aynı yönetmenin İran hapishanelerindeki kötü muameleleri konu alan diğer filmiyle birlikte gösterime girdi. Film, yönetmenin 1979 devriminden sonra arttığını söylediği ve günümüzde de devam eden işkence uygulamalarına ışık tutuyor.
 Tamadun, Reuters'a yaptığı açıklamada, "Şu anda oluyor. Eminim bu gece birilerine bu şekilde işkence yapılacak," dedi. Tamadun'un yaşadığı Paris'te metruk bir depoda çekilen film, üç eski tutukluyla yapılan röportajları içeriyor. Röportaj yapılan kişilerden biri, ayaklarının elektrik telleriyle nasıl bağlandığını, derisinin nasıl yırtıldığını ve yüzüstü yere yatırılıp elleri ve bacaklarının bağlanarak nasıl işkenceye uğradığını anlattı.
Bir diğer eski mahkûm ise gözyaşı dökerek yaptığı röportajda, işkence amirlerinden birinin ufak tefek görünümlü ancak sadist biri olduğundan bahsetti. Birkaç kez hapse atılan gazeteci Taci Rahmani ise bakımsız bir hücrede tutulurken akıl sağlığını nasıl koruduğunu anlattı. Tamadon, Uluslararası Festival'de bu yıl İran'a yönelik ilginin bir bölümünü oluşturan bu filmin, İran'daki hapishanelerde gardiyanların vahşetleriyle yüzleştirmeyi hedeflediğini belirterek, "Hedeflerden biri İran'da olup bitenleri anlatmak. İkinci amaç ise işkencecilerin aynada kendilerini görmeleri." dedi.
 İran'ın en ünlü hapishanelerinden biri olan Evin Hapishanesi’nden, 2021 yılında 16 video görüntüsünün sızdırılması olayı son birkaç yıla damgasını vurdu. Uluslararası Af Örgütü o dönemde görüntüleri "mahkumlara yönelik korkunç kötü muamele" olarak tanımlamıştı. Evin Hapishanesi’nin adı "Evin Üniversitesi" olarak da adlandırılıyor. Bunun nedeni, hapishanede çok sayıda muhalif gazeteci ve yazarın tutuklu bulunması. Tamadun, ikinci filmi “My Worst Enemy” (En büyük düşman)’da ise üç İranlı siyasi mülteci İran güvenlik mensuplarını canlandırarak sorgu sırasındaki işkencenin boyutunu gözler önüne seriyor. My Worst Enemy, Salı günü Berlin Film Festivali'nde gösterilen bir başka şehir belgeseli. İki filmin de izleyicileri işkenceye maruz kalanların dünyalarıyla tanıştırdığını söyleyen Tamadun, “Gerçekten benim belgesellerimde şiddeti gösteremiyoruz, gösterebilir miyiz?! Önemli olan sinemada izleyicinin buna katlanmasıdır.” dedi.



Bu yılın Baby Reindeer'ı: Netflix'in mini dizisi 17 günde tarih yazdı

13 Mart'ta yayına giren Adolescence'ta Christine Tremarco (solda) ve Stephen Graham (sağda) da rol alıyor (Netflix)
13 Mart'ta yayına giren Adolescence'ta Christine Tremarco (solda) ve Stephen Graham (sağda) da rol alıyor (Netflix)
TT

Bu yılın Baby Reindeer'ı: Netflix'in mini dizisi 17 günde tarih yazdı

13 Mart'ta yayına giren Adolescence'ta Christine Tremarco (solda) ve Stephen Graham (sağda) da rol alıyor (Netflix)
13 Mart'ta yayına giren Adolescence'ta Christine Tremarco (solda) ve Stephen Graham (sağda) da rol alıyor (Netflix)

İlk yayına girdiğinde bu yılın Baby Reindeer'ı diye anılan Adolescence, büyük bir pazarlama kampanyası olmadan Netflix'te büyük izlenme rakamlarına ulaşmayı başardı. 

Sadece üç hafta içinde Adolescence, Netflix'in tüm zamanların en popüler dizileri arasına girmeyi başardı. 

9. sıradan listeye giriş yaptı

24-30 Mart tarihlerinde 30,4 milyon kez seyredilen mini dizi, toplamda 96,7 milyon izlenmeye ulaştı. Adolescence böylece, tüm zamanların en popüler İngilizce dizileri listesinde 9. sıraya yükselerek Bridgerton'ın ikinci sezonunu tamamen listeden çıkardı ve Stranger Things'in üçüncü sezonunu da 10. sıraya itti.

Bu başarıyı daha da etkileyici kılan şey, Adolescence'ın bu rakama yalnızca 17 gün içinde ulaşmış olması. Netflix, en popüler dizilerini 91 günlük izlenme süresiyle değerlendiriyor. Yani Adolescence'ın tırmanışını sürdürebilmesi için önünde iki aydan fazla bir süre var.

4 bölümden oluşan dizinin yükselişinin devam etmesi çok muhtemel çünkü listedeki 7. ve 8. sıralarda yer alan The Night Agent'ın ilk sezonuyla ve Kandıramazsın Beni (Fool Me Once) yaklaşık 98 milyon izlenmeye sahip. Adolescence'ın gelecek hafta her iki yapımı da geçmesi ve daha da üst sıralara yükselmesi bekleniyor. 

100 milyon bandı çok yakın

Listenin 3. ila 6. sıralarındaki dizilerin tamamı 100 milyon izlenme bandında yer alıyor. Deadline'ın aktardığına göre Adolescence için bu rakamlara ulaşmak son derece mümkün görünüyor. 

Yayın devinin verilerine göre Adolescence, dünya çapında büyük bir hit oldu ve 93 ülkenin tamamında en çok izlenen 10 yapım arasında kendine yer buldu.

Öte yandan, Shonda Rhimes'ın The Residence dizisi, haftalık İngilizce dizi listesinde ikinci sıraya yerleşti. 

Netflix'teki ilk tam haftasında 8,8 milyon izlenme elde eden dedektiflik hikayesi için bu rakamlar biraz sönük kalıyor. Platformun diziye ikinci sezon onayı verip vermeyeceği belirsizliğini koruyor.

Independent Türkçe, Variety, Deadline