Suudi Arabistan’ın doğduğu yer: Diriye

Diriye: Kuruluşun başlangıç ​​noktası, zafer kalesi ve imparatorluklar için gerçek tehlike

Turaif Harabeleri  (John Philby – 1917)
Turaif Harabeleri  (John Philby – 1917)
TT

Suudi Arabistan’ın doğduğu yer: Diriye

Turaif Harabeleri  (John Philby – 1917)
Turaif Harabeleri  (John Philby – 1917)

Diriye, miladi beşinci yüzyılın ortalarında kurulan küçük bir beldeden şehir devletine dönüştü. ‘Şehir devleti’, Arap Yarımadası'nın ortasındaki Diriye ve Uyeyne ve bu ikisi dışında birçok güçlü ve müstahkem şehir için yaygın olan en uygun isimdir. Mütekaddimun coğrafyacıların el-Arud olarak adlandırdıkları sıradağları kesen vadi kıyısında Arap Yarımadası'nın ortasında uzanan ve Tuveyk Dağı olarak bilinen bir dağdır. Diriye, el-Ard Vadisi’ndeki geniş, verimli ve yerleşime uygun en iyi yerlerden birinde kuruludur.
Diriye, dört asırdır krallıklar ve imparatorluklar için bir tehditti. Rıhle ve buldan eserlerinin yanı sıra Osmanlı, İngiliz, İran belge ve arşivlerinde Diriye’den bahsedilmektedir. Arap Yarımadası'nda yükselen bir güç olarak ilk Suudi devletinde geniş yer bulmuştur. O dönemin önde gelen bazı liderlerini, “Eğer ona bir saldırı yapılmazsa, o zaman Diriye tüm krallıkları fethedecek” demeye sevk etti. O dönemde devletler ve güçler onunla savaştıktan sonra vahim olaylara maruz kalmış ve bu nedenle dış işgalcilerin etkisiyle yıkılmıştır.
Diriye, adını asırlar önce Kızıldeniz'den Basra Körfezi'ne uzanan kervan yolu üzerinde önemli bir durak olarak kaydetmiştir. Hanife Vadisi'nin nüfuz ettiği ve antik çağlardan beri camiler ve okullarla dolup taşan güzel taş evleriyle ünlüydü. Palmiye, şeftali ve incir ağaçlarının yanı sıra geniş buğday ve arpa tarlalarıyla çevriliydi. Ünü krallıklara ve diğer ülkelere ulaşan Irak safkan Arap atlarının yetiştirildiği alanlardan biri olarak kabul edildi.
Diriye olarak adlandırılması konusunda çeşitli görüşler ileri sürülmüştür. Ancak bu ismi eski çağlardan günümüze kadar korumuştur. Aynı zamanda ‘el-Avca’ olarak da biliniyordu. İkinci adının anlamı üzerine tartışmalar yaşandı. Kral Selman bu konuda öne sürülen görüşleri, mekândan yola çıkarak el-Avca'nın Diriye olduğunu teyit ederek çözdü.

Suudi devletinin ilk başkenti olan Diriye, devletin kuruluşunun temeli için ilk temel yapı taşıydı. İmam Muhammed bin Suud ‘şehir devleti’nden ‘kapsamlı devlet’e geçiş olan üniter projesini buradan başlattı. Bu, tüm Arap Yarımadasını, çevresindeki uygarlığa ayak uydurabilecek niteliklere sahip istikrarlı bir siyasi şemsiye altında birleştirme çabasıydı.
En eski Necid şehirlerinden biri olan Diriye şehri, onu en güçlü bağımsız Necid emirliklerinden biri olana kadar inşa etmek ve kurmak için çok çalışan Mani' ibn Rabi'a el-Muraydi'nin kendisine devredilmesinden sonra H. 850 / M. 1446 yılında Hanife Vadisi kıyısında kurulmuştur. Muraydi, Arap Yarımadası'nın doğusundan batısına hac yolunun ve ticaretin güvence altına alınmasında da büyük rol oynadı. İlk Suudi devletinin kurucusu İmam Muhammed bin Suud H. 1139 / M. 1727'de iktidara gelene kadar Diriye şehrini bir dizi emir art arda yönetti.
Başlangıç, kendi imkanlarına güvenen ve iyi yönetim politikasına dayanan bir şehir devleti olan Diriye'den geldi. Böylece Arap Yarımadası'nın büyük bölümünü içine alacak bir devlet kurmak için en uygun şehir halini aldı. H. 12. / M. 18. yüzyılın ortalarında her alanda refah ve kalkınmaya tanık oldu.


Selva saraylarından biri (George Rendel – 1937)

Eğitim, değişime ulaşmanın en önemli nedenlerinden biri olduğundan, Suudi imamlar, alimleri ve ilim talebelerini çekmek için Diriye'yi bir merkez haline getirdiler. Turaif ve Bucairi bilim merkezleri, alimlerin ve kopya edenlerin ön saflarında yer aldı.
Camilerde, mescitlerde, âlimlerin evlerinde ve hatta pazarlarda kitaplar ve ilim halkaları yayıldı. Yazarlık, bilimsel ve kültürel hareket aktif hale geldi.
Ayrıca Diriye Suudi imamlarına biat eden ülke ve aşiretlerin heyetlerini ve devletin başkenti olması nedeniyle onun güç, statü ve önemini genişleten ve artıran göç ve istikrar hareketlerini de kapsıyordu. Diriye devletin siyasî, idarî ve askerî işlerinin idare edildiği yerdi.
Halkın yönetimle ilişkisi
İmam Muhammed bin Suud H. 1139 / M. 1727'de iktidara geldikten sonra Arap Yarımadası'nın şartlarını değiştirme kararlılığı gösterdi. Bu kararlılık yarımadanın kalbi olan, aynı şehrin insanları arasında siyasi bölünmeler ve büyük bir ayrışma yaşayan Necid'de birlik projesini başlattı. Bu siyasi bölünmeler birliği sağlamayı birleşmenin en zor aşamalarından biri haline getirdi. Ve bu uzun zaman aldı.
Kurucu İmam Muhammed bin Suud, kendisine ve yeni vizyonuna inanan güçlü bir halk ordusunun hazırlanmasını bizzat denetledikten sonra zaferler elde etmeyi başardı. Bu yüzden onları eğitti, para ve silahlarla finanse etti ve liderliğini kendisi devraldı. Çünkü bu ordu için büyük bir manevi destekti.
İmam, toplumun farklı kesimlerini birlik projesine ikna edebildi. Bu da halkı projeyi başarmak için birleşmeye ve desteğe sevk etti. İmam Muhammed bin Suud, Diriye'den kendisine bağlı ülke ve kabilelere birleşme sürecine katılmaları için davet gönderiyordu. Onlar da savaş yerine bir grup asker ve süvari göndererek görevlerini yerine getiriyorlardı.
Necid'in birleştirilmesinden sonra ülke ve kabile halklarından güçlü bir ordu hazırlamayı başaran İmam Abdülaziz bin Muhammed döneminde Arap Yarımadası'ndaki bölgelere yönelik birleştirme seferleri başlatıldı. H. 1210 / M. 1796 yılında birleştirebilecek duruma gelinceye kadar onları Ahsa bölgesine yönlendirdi. İmam Suud bin Abdülaziz döneminde devlet, H. 1220 / M. 1805'te Hicaz'ı ilhak ederek birlik projesiyle sonuçlanana kadar Arap Yarımadası'nın birçok bölgesini birleştirmeyi başardı. İlk Suudi devleti şemsiyesi altında, Arap Yarımadası halkı siyasi ve emniyet istikrarının, ekonomik ve bilimsel yaşamın refahının tadını yaşadı. Bu sayede halkın bilge yöneticileriyle ilişkilileri güçlü hale geldi. Bundan dolayı yöneticilerini ve ülkelerini savunmak için hayatlarını ve mallarını feda ettiler.
Halk, ilk Suudi devletinin sona ermesinden ve koşulların kuruluşundan önceki haline dönmesinden üzüntü duydu. Ancak yedi yıl sonra yeniden birleşerek H. 1240 / M. 1824 yılında Suudi Arabistan devletinin yeniden kurulmasında İmam Türki bin Abdullah'ı, yeniden birleşme sürecinde ise oğlu İmam Faysal bin Türki'yi desteklediler.
İkinci Suudi devletinin düşüşünden sonra yaşanan siyasi boşluk göz önüne alındığında Kral Abdülaziz H. 1319 / M. 1902 yılında Riyad'a dönerek orada kötüleşen şartlardan sonra devleti yeniden inşa etmeye ve modern, gelişmiş ülkeler saflarına yükseltmeye kararlıydı. Başkentte (Riyad) Suudi yönetimini yeniden ilan eder etmez ülkelerden ve aşiretlerden heyetler birleştirme sürecine katkılarını sunmak için ona biat ettiler ve desteklerini ifade ettiler. Nitekim Kral Abdülaziz H. 1351 / M. 1932'de Suudi Arabistan Krallığı'nın kurulduğunu ilan edene kadar Suudiler canlarını ve mallarını liderlerine ve vatanlarına hizmet için adadılar.
Kral Selman bin Abdülaziz'in direktifleri ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın doğrudan takibi ve denetimi altındaki mevcut Suudi liderliği, ilk Suudi devletinin kurulması için bir başlangıç ​​noktası olarak Diriye'yi rehabilite etmek, geliştirmek, tarihi ve kültürel mirasını korumak için bir proje ortaya koydu. Dünyanın en büyük kültürel miras projesi olarak kabul edilen proje, yerel, bölgesel ve uluslararası alanda ses getirdi. Diriye, Suudi Arabistan'ın dikkat çekici yerlerinden biri ve turistler için önemli bir destinasyon olacak.
Diriye böylece eski ihtişamını geri kazanacak. Hanife Vadisi kıyılarında ve görkemli Tuveyk Dağları arasında uzanan, ilk Suudi devletinin başkenti ve turizm açısından çekici bir şehir haline gelen küçük beldenin umut verici hikayesini dünyaya anlatacak.



Suudi Arabistan, Suriye halkına ve Suriye'nin güvenlik ve istikrarına verdiği desteği yineledi

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu oturumuna başkanlık etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu oturumuna başkanlık etti. (SPA)
TT

Suudi Arabistan, Suriye halkına ve Suriye'nin güvenlik ve istikrarına verdiği desteği yineledi

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu oturumuna başkanlık etti. (SPA)
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Bakanlar Kurulu oturumuna başkanlık etti. (SPA)

Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman bugün Riyad'da düzenlenen Bakanlar Kurulu oturumuna başkanlık etti. Oturumda Suudi Arabistan’ın, Suriye halkına ve Suriye'nin güvenlik ve istikrarına verdiği destek yinelendi. Ayrıca İsrail işgal güçlerinin Suriye topraklarına yönelik saldırıları ve uluslararası hukuk kurallarını ihlal etmeleri bir kez daha kınandı.

Oturumun başında Bakanlar Kurulu, İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz'in yardımı ve halkının kapsamlı ve sürdürülebilir kalkınma yürüyüşünde daha büyük hedeflere ve benzeri görülmemiş başarılara yönelik kararlılığıyla ülkenin bu yıl içinde elde ettiği önemli kazanımlar ve ulusal düzeyde birçok hedefe ulaşılması dolayısıyla Yüce Allah'a şükretti.

Bakanlar Kurulu, Riyad'daki toplu taşıma projesine, fikir aşamasından gerçeğe dönüşene kadar verdiği destek ve gösterdiği himaye için İki Kutsal Caminin Hizmetkârı’na şükranlarını ifade etti. Bu projenin faaliyete geçmesinin altyapının geliştirilmesinde niteliksel bir sıçramayı temsil ettiği, kalkınmayı ve ekonomik hareketi desteklediği ve vatandaşlara sağlanan hizmetlerin kalitesinin arttırılmasına ve en iyi seviyelere yükseltilmesine katkıda bulunduğu vurgulandı.

bhtyj
Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, bölgedeki ve dünyadaki gelişmeleri ve bunlara yönelik uluslararası çabaları ele aldı. (SPA)

Bakanlar Kurulu, Suudi Arabistan’ın 2034 yılında FIFA Dünya Kupası'na ev sahipliği yapma zaferini, Suudi Arabistan’ın uluslar ve halklar arasındaki statüsünü somutlaştıran yeni bir dönüm noktası olarak nitelendirdi.

Diğer yandan Suudi Arabistan Enformasyon Bakanı Selman ed-Dusari, geçtiğimiz günlerde kardeş ve dost ülkelerin liderleriyle ikili ilişkiler, bölgedeki ve dünyadaki gelişmeler, özellikle de işgal altındaki Filistin topraklarındaki durum ve Suriye sahasındaki gelişmeler hakkında yapılan görüşmelerin ve istişarelerin içeriği hakkında Bakanlar Kurulu’na bilgi verildiğini açıkladı.

Bu bağlamda Bakanlar Kurulu, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın Suudi Arabistan’a gerçekleştirdikleri ziyaretlerin olumlu sonuçlarından övgüyle bahsederek, bu ziyaretlerin karşılıklı faydaların, arzu edilen hedeflerin ve isteklerin elde edilmesi için çeşitli alanlarda ortak iş birliğinin kapsamının genişletilmesine ve uluslararası konularda koordinasyonun arttırılmasına katkıda bulunacağını ifade etti.

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, bölgedeki ve dünyadaki gelişmeleri ve bunlara yönelik uluslararası çabaları ele aldı. Suudi Arabistan’ın başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletinin kurulmasına yönelik devam eden çabaları vurgulandı. Bakanlar Kurulu ayrıca, dünya ülkelerini Filistin sorununun barışçıl yollarla çözülmesi ve iki devletli çözümün uygulanması amacıyla önümüzdeki haziran ayında New York'ta Suudi Arabistan’ın ve Fransa'nın eş başkanlığında düzenlenecek üst düzey uluslararası konferansa katılmaya çağırdı.

Bakanlar Kurulu, kalkınma ve ekonomik refahı pekiştiren çok taraflı eylemleri destekleme ve küresel zorlukların ele alınmasına katkıda bulunmak için kolektif çabaları zorlama konusundaki ilgisinin bir parçası olarak Suudi Arabistan’ın ev sahipliği yaptığı bölgesel ve uluslararası toplantıların sonuçlarını gözden geçirdi.

Bakanlar Kurulu, Tek Su Zirvesi'nin Riyad'da düzenlenmesinin Suudi Arabistan’ın uluslararası düzeydeki öncü rolünü ve temiz su kaynaklarının sürdürülebilirliği ve dünyanın dört bir yanındaki toplumların bu kaynaklara erişiminin sağlanması konusundaki kararlılığını yansıttığını vurguladı. Tek Su Zirvesi, Dünya Su Örgütü’nün kurulması da dahil olmak üzere Suudilerin bu alandaki girişimlerinin bir devamı niteliğindeydi.

rtbny
Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Suudi Arabistan tarafından ev sahipliği yapılan bölgesel ve uluslararası toplantıların sonuçlarını gözden geçirdi. (SPA)

Ed-Dusari, Bakanlar Kurulu’nun, Suudi Arabistan başkanlığında düzenlenen Birleşmiş Milletler Çölleşmeyle Mücadele Sözleşmesi (UNCCD) 16. Taraflar Konferansı’nın (COP16), 100'den fazla inisiyatif sunmak ve arazi bozulması, çölleşme ve kuraklıkla mücadelede finansal kuruluşların ve özel sektörün rolünü arttırmak için 12 milyar dolardan fazla kaynak elde etmek üzere uluslararası çabaları harekete geçirebilmesini takdir ettiğini söyledi.

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, ekosistemi korumak, sürdürülebilirliği için iş birliği çerçevelerini geliştirmek ve ulusal hedefler doğrultusunda ekonomik çeşitliliğe ulaşmak için sürdürülebilir bir mavi ekonomiye geçişi desteklemek amacıyla Veliaht Prens Muhammed bin Selman tarafından başlatılan Kızıldeniz'in Sürdürülebilirliği Ulusal Stratejisi’nin önemini tartıştı.

Bakanlar Kurulu, Suudi Arabistan’ın Açlık ve Yoksulluğa Karşı Küresel İttifak'a katılımının, gelişmekte olan ülkeleri desteklemek için IMF ve Dünya Bankası girişimlerine yaptığı katkıların yanı sıra Kral Selman Yardım ve İnsani Çalışmalar Merkezi (KSrelief) ve Suudi Arabistan Kalkınma Fonu (SFD) programları aracılığıyla bu konuda küresel olarak öncü rolü ile uyumlu olduğunu kaydetti.

Bakanlar Kurulu, Riyad'da düzenlenen Uluslararası Yapışık İkizler Konferansı'nın başarısını överken, Suudi Arabistan’ın bu alandaki liderlik rolünü ve Vizyon 2030'un sağlık sektörünü geliştirme, kalite ve verimliliğini arttırma hedefleri doğrultusunda tıbbi mükemmelliğini vurguladı.

rthyj
Suudi Arabistan Başbakanı ve Veliaht Prensi Muhammed bin Selman başkanlığında bugün Riyad'da düzenlenen Bakanlar Kurulu oturumundan (SPA)

Bakanlar Kurulu, Suudi Arabistan’ın biyoteknoloji sektörü ve gelişiminde ileri ülkeler arasındaki konumunu güçlendirme arzusunu dile getirdi. Bu bağlamda Bakanlar Kurulu, bu alandaki ulusal stratejinin hedeflerine ulaşılmasına katkıda bulunacak olan Riyad Uluslararası Medikal Biyoteknoloji Zirvesi'nin üçüncü edisyonunun çıktılarını övdü.

Ed-Dusari’ye göre Bakanlar Kurulu, Riyad'da düzenlenen ve gen tedavilerinin yerelleştirilmesi ve biyofarmasötik ve aşı üretiminin desteklenmesine yönelik 10 milyar riyali aşan anlaşma ve lansmanları içeren ve böylece Suudi Arabistan’ın sağlık inovasyonundaki küresel liderliğini arttıran ilaç fuarını takdir etti.

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, uluslararası iş birliği için yeni ufuklar açılmasına ve küresel olarak yenilik ve yaratıcılığı destekleyen yasal temeller oluşturulmasına katkıda bulunacak olan Dünya Fikri Mülkiyet Örgütü (WIPO) üye devletleri tarafından Tasarımlar Hukukuna ilişkin Riyad Anlaşması’nın kabul edilmesini memnuniyetle karşıladı.

Bakanlar Kurulu, Suudi Arabistan’ın son iki yılda uluslararası kuruluşlar tarafından kredi notunun yükseltilmesini takdirle karşıladı. Kuşkusuz bu, devam eden çabaların, ekonomik reformların ve mali sürdürülebilirliğin korunmasına katkıda bulunan ve mali planlamanın etkinliğini ve finans merkezinin gücünü ve sağlamlığını arttıran mali politikaların benimsenmesinin bir teyidi.

Bakanlar Kurulu, Şura Konseyi ve Bakanlar Kurulu Siyasi ve Güvenlik İşleri ile Ekonomik İşler ve Kalkınma Konseyleri, Bakanlar Kurulu Genel Komitesi ve Bakanlar Kurulu Uzmanlar Paneli tarafından ortaklaşa incelenen konular da dahil olmak üzere gündemindeki konuları gözden geçirdi.

Bakanlar Kurulu oturumunda, Suudi Arabistan Spor Bakanlığı ile Brunei Darusselam Kültür, Gençlik ve Spor Bakanlığı arasında gençlik ve spor alanında iş birliğine yönelik mutabakat zaptı taslağını Brunei tarafıyla görüşmek ve imzalamak üzere Spor Bakanı’na veya yardımcısına yetki verilmesine; Suudi Arabistan hükümeti ile Kırgızistan Bakanlar Kurulu arasında ehliyetlerin kullanımına yönelik iş birliği anlaşması taslağını Kırgız tarafıyla görüşmek ve imzalamak üzere İçişleri Bakanı’na veya yardımcısına yetki verilmesine; Suudi Arabistan Çevre, Su ve Tarım Bakanlığı ile Kırgızistan Bilim Bakanlığı arasında çevre koruma alanında iş birliğine yönelik mutabakat zaptının onaylanmasına karar verildi.

Bakanlar Kurulu ayrıca, Suudi Arabistan Çevre, Su ve Tarım Bakanlığı ile Brezilya Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı arasında tarım ve hayvansal üretim alanında iş birliğine yönelik mutabakat zaptı taslağını Brezilya tarafıyla görüşmek ve imzalamak üzere Çevre, Su ve Tarım Bakanı’na veya yardımcısına yetki verilmesine; Suudi Arabistan Jeolojik Araştırmalar Kurumu ile Irak Jeolojik Araştırmalar Kurumu arasında teknik ve bilimsel jeolojik iş birliğine yönelik mutabakat zaptı taslağını Irak tarafıyla görüşmek üzere Suudi Arabistan Jeolojik Araştırmalar Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı’na yetki verilmesine; Suudi Arabistan Sivil Havacılık Genel Kurumu ile diğer ülkelerdeki muadil kurumlar arasında sivil havacılık alanında iş birliğine yönelik mutabakat zaptlarının gösterge niteliğindeki modelini onaylamak üzere Suudi Arabistan Sivil Havacılık Genel Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı ve Ulaştırma ve Lojistik Bakanı’na yetki verilmesine karar verdi.