Tayvan: Çin, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden dersler çıkarıyor

Tayvan Savunma Bakanı Chiu Kuo-cheng, askeri kuvvetlerinin saldırıyı püskürtebileceğini vurguladı.

Tayvan Savunma Bakanı Chiu Kuo-cheng dün parlamento oturumuna katıldı. (AFP)
Tayvan Savunma Bakanı Chiu Kuo-cheng dün parlamento oturumuna katıldı. (AFP)
TT

Tayvan: Çin, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden dersler çıkarıyor

Tayvan Savunma Bakanı Chiu Kuo-cheng dün parlamento oturumuna katıldı. (AFP)
Tayvan Savunma Bakanı Chiu Kuo-cheng dün parlamento oturumuna katıldı. (AFP)

Tayvan Savunma Bakanı Chiu Kuo-cheng, Çin ordusunun Rusya’nın Ukrayna işgalinden dersler çıkardığını, Tayvan’a yapılacak olası bir saldırının başarılı olması için hızlı olması gerektiğini öğrendiğini ancak Tayvan Boğazı’nın bunu zorlaştıracağını bildirdi. Bakan ayrıca ada güçlerinin, iyi hazırlanırlarsa Çin'in ilk saldırısını püskürtebileceğini vurguladı.
Savaşın Çin’in Tayvan üzerindeki askeri düşünceleri üzerindeki olası etkisi ve Pekin’in Çin toprağı olarak gördüğü adaya nasıl saldırabileceği Taipei’deki resmi çevrelerde geniş çapta tartışılıyor.
Rusya, savaşın başladığı ilk günlerde Ukrayna’nın başkenti Kiev’i ele geçirmeye çalışmış ancak başarısız olmuştu.
Tayvan Savunma Bakanı Chiu Kuo-cheng, Çin ordusunun bir yıl önce başlayan Rus işgalinden dersler çıkardığının altını çizdi. Taipei'deki parlamento oturum aralarında gazetecilere konuşan Chiu Kuo-cheng, “Rusya – Ukrayna savaşı onlara büyük dersler verdi. Kesinlikle hızlı olmaya çalışacaklar” diyerek Çin ordusuna atıfta bulundu.
Bakan, Çin kuvvetleri hızlı bir saldırı planlasa bile Tayvan ve Çin arasındaki Tayvan Boğazı’nı geçmek zorunda kalacağı için adayı bir an önce ele geçirmeye çalışmakta zorluk çekeceklerini belirtti. “Halen bunu atlatmaları gerekiyor. Bu br veya iki hafta içinde olmaz” ifadesini kullandı.
Tayvan’ı kontrol altına almak için askeri güç kullanımını göz ardı etmeyen Çin, adanın yakınında neredeyse günlük devriyeler düzenliyor.
Tayvan Savunma Bakanı, Bloomberg tarafından bu hafta yayınlanan, CommonWealth dergisine verdiği röportajda şu ifadeleri kullandı:
“Çin kesinlikle savaş açacak kadar güçlü. Ancak Tayvan'ı bir veya iki hafta içinde ele geçirmeyi başaracak kadar güçlü değil. Tayvan'ın, gerekli teçhizata sahip olduğu sürece Çin Halk Kurtuluş Ordusu tarafından uygulanması muhtemel her türden ablukayı aşması kesinlikle mümkündür. Ablukayı aşmanın birçok yolu var ve onu kırmak için interneti ve diğer iletişim araçlarını kullanabiliriz.”
Buna ek olarak Wall Street Journal, adı açıklanmayan ABD'li yetkililerin, ABD'nin Tayvan kuvvetlerini eğitmek için düzenli olarak Tayvan'a gönderilen ABD askeri personelinin sayısını önemli ölçüde artırmayı planladığını söylediklerini aktardı.
AFP’nin Wall Street Journal’dan aktardığı habere göre ABD ordusunun önümüzdeki aylarda ABD silahlarının kullanımı ve tatbikatları konusunda eğitim için adaya 100 ila 200 arasında asker göndereceğini, ancak asker sayısının şu an otuzu geçmediğini bildirdi.
Tayvan Devlet Başkanı Tsai Ing-wen, ABD’li parlamenterlerle yaptığı görüşmenin ardından ülkesinin ‘otoriter yayılmacılığı’ engellemek için Wahington ile askeri bağlarını güçlendireceğini duyurdu.
Tsai Ing-wen şu açıklamada bulundu:
“Tayvan ve ABD askeri iş birliğini desteklemeye devam ediyorlar. Tayvan ileride otoriter yayılmacılık ve iklim değişikliği gibi küresel zorluklarla yüzleşmek için ABD ve diğer demokratik ortaklarla daha aktif bir şekilde iş birliği yapacak.”
Tayvan Devlet Başkanı, gelecekte atılacak bu adımların kapsamını ise belirtmedi. Ancak ada ile ABD arasında ‘daha fazla iş birliği olasılığını keşfetmenin zamanının geldiğini’ vurguladı.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, Tayvan'ın iktidardaki Demokratik İlerleme Partisi’ni adanın ‘bağımsızlığı lehine provokasyonlar’ yapmakla suçlayarak yanıt verdi.
ABD ordusunun şubat ayı başlarında ABD topraklarında bir Çin balonunu imha etmesinden sonra ABD ile Çin arasındaki gerilim arttı. Washington bunun bir casusluk aracı olduğunu vurgularken Pekin ie bunun sivil kullanım amaçlı bir hava cihazı olduğunu savundu.
Çin, yaklaşık 23 milyon nüfuslu Tayvan'ı, 1949 yılında Çin iç savaşının sona ermesinden bu yana henüz topraklarının geri kalanına katmayı başaramadığı eyaletlerinden biri olarak görüyor.
Washington, Pekin'deki komünist hükümeti tek meşru temsilci olarak tanırken Taipei ise yönetimin ana destekçisi konumunda.



Trump Keşmir konusunda anlaşma ararken, Hindistan'ın diplomatik hırsı sınanıyor

ABD Başkanı Donald Trump, Hindistan Başbakanı Narendra Modi'yi Beyaz Saray'da ağırladı. (Arşiv – AP
ABD Başkanı Donald Trump, Hindistan Başbakanı Narendra Modi'yi Beyaz Saray'da ağırladı. (Arşiv – AP
TT

Trump Keşmir konusunda anlaşma ararken, Hindistan'ın diplomatik hırsı sınanıyor

ABD Başkanı Donald Trump, Hindistan Başbakanı Narendra Modi'yi Beyaz Saray'da ağırladı. (Arşiv – AP
ABD Başkanı Donald Trump, Hindistan Başbakanı Narendra Modi'yi Beyaz Saray'da ağırladı. (Arşiv – AP

Analistler, Hindistan ve Pakistan'ın ABD'nin müdahalesi sayesinde topyekûn savaşın eşiğinden döndüğünü, ancak ABD Başkanı Donald Trump'ın Keşmir anlaşmazlığında arabuluculuk yapmayı teklif etmesinin ardından Yeni Delhi'nin küresel diplomatik güç olma hedefinin büyük bir sınavla karşı karşıya olduğunu söyledi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığına göre Hindistan'ın dünyanın beşinci büyük ekonomisi olma yolundaki hızlı yükselişi, küresel sahnedeki güvenini ve etkisini arttırdı. Hindistan, Sri Lanka'daki ekonomik çöküş ve Myanmar depremi gibi bölgesel krizlerin ele alınmasında önemli bir rol oynadı.

Ancak Keşmir konusunda Pakistan'la yaşanan çatışma Hindistan siyasetinin sinir uçlarına dokunuyor. Son birkaç gündür iki ülke arasında karşılıklı füze atışları ve hava saldırılarıyla şiddetlenen çatışmalarda en az 66 kişi hayatını kaybetti.

Hindistan'ın, Keşmir sorununda kendi çıkarlarından ödün vermeden ticaret gibi konularda Trump'ın gözüne girmek için diplomatik olarak nasıl bir yol izleyeceği büyük ölçüde iç politikaya bağlı olacak ve Keşmir sorununun gelecekteki seyrini belirleyebilecek.

Güney Asya analisti olan Michael Kugelman, “Hindistan (ateşkesin gerektirdiği) daha geniş kapsamlı görüşmelere sıcak bakmıyor. Bu yaklaşıma bağlı kalmak zorlu bir iş olacak” ifadelerini kullandı.

Ateşkesin ne kadar kırılgan olduğunun bir işareti olarak iki hükümet cumartesi gecesi geç saatlerde ciddi ihlal suçlamalarında bulundu.

Kugelman ateşkesin gerilimin en yüksek olduğu dönemde ‘aceleyle sağlandığını’ kaydetti. Trump dün, “Bu iki büyük ulusla ticareti önemli ölçüde arttıracağım” dedi. Hindistan Başbakanı Narendra Modi, çatışmanın başlamasından bu yana kamuoyu önünde herhangi bir yorumda bulunmadı.

Görsel kaldırıldı.Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif (Reuters)

Hindistan Keşmir'i kendi topraklarının ayrılmaz bir parçası olarak görüyor ve özellikle de dışarıdan bir arabulucu aracılığıyla müzakere edilemeyeceğini düşünüyor. Hem Hindistan hem de Pakistan, Keşmir'in bazı kısımlarını kontrol ediyor ve bölgede tam egemenlik iddiasında bulunuyor. Hindistan'ın Pakistan destekli bir isyan olarak tanımladığı durum yüzünden bölge üzerinde iki savaş ve çok sayıda başka çatışma yaşandı. Pakistan ise isyanı desteklediğini reddediyor.

Hindistanlı savunma analisti Brahma Chellaney, “Hindistan, ABD'nin baskısıyla, başladıktan sadece üç gün sonra askeri operasyonları durdurmayı kabul ederek, uluslararası toplumun dikkatini bu krize neden olan Pakistan destekli sınır ötesi terörizme odaklamak yerine Keşmir çatışmasına çekiyor” dedi.

İki ülkenin 1947'de ayrılmasından sonra Hindistan ve Pakistan, Keşmir konusunda süregelen anlaşmazlıklarında Batı tarafından on yıllar boyunca bir ve aynı olarak görüldü. Ancak son birkaç yılda Hindistan'ın ekonomik yükselişi de dahil olmak üzere çeşitli nedenlerle bu durum değişti. Pakistan'ın ekonomisi ise sıkıntıda ve Hindistan'ın yalnızca onda biri büyüklüğünde.

Görsel kaldırıldı.Hindistan Başbakanı Narendra Modi, (EPA)

Trump'ın Keşmir sorununa bir çözüm bulunması önerisi ve ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun Hindistan ve Pakistan'ın tarafsız bir yerde daha geniş konularda görüşmelere başlayacağı yönündeki açıklaması, Hindistan'daki birçok kişiyi hayal kırıklığına uğrattı.

Pakistan, Trump'ın Keşmir konusundaki teklifi için defalarca teşekkür ederken, Hindistan, ateşkesin sağlanmasında herhangi bir üçüncü tarafın rolünü kabul etmeyerek, bunun tamamen iki taraf arasındaki bir anlaşmanın sonucu olduğunu ileri sürdü.

Hindistan'daki analistler ve muhalefet partileri, Yeni Delhi'nin geçtiğimiz çarşamba günü Pakistan'a füze atarak stratejik hedeflerine ulaşıp ulaşmadığını sorgulamaya başladı. Hindistan, bunun geçen ay Keşmir'de turistleri hedef alan ve 26 kişinin ölümüne yol açan saldırıya misilleme olduğunu iddia etti. Yeni Delhi saldırıdan Pakistan'ı sorumlu tuttu, İslamabad ise bu iddiayı reddetti.

Pakistan'ın iç kesimlerine füzelerin ateşlenmesi Modi'nin seleflerine kıyasla risk almaya daha meyilli olduğunu gösterdi. Ancak ani ateşkes Modi'yi ülke içinde nadir görülen eleştirilere maruz bıraktı.

Modi'nin Hindu milliyetçisi Bharatiya Janata Partisi'nden (Hindistan Halk Partisi) eski bir parlamenter olan Swapan Dasgupta, ateşkesin Hindistan'da çeşitli nedenlerle iyi karşılanmadığını, çünkü ‘Trump'ın aniden ortaya çıkıp kararını açıkladığını’ söyledi.

Hindistan'ın ana muhalefet partisi Hindistan Ulusal Kongresi de bu görüşü yineleyerek, hükümetten ‘Washington'un neden ateşkes ilan ettiğini’ açıklamasını talep etti. Hindistan Ulusal Kongresi Sözcüsü Jairam Ramesh, “Üçüncü tarafların arabuluculuğu için kapıları açtık mı?” diye sordu.

Düşmanlıkların sona ermesine rağmen, ilişkilerde Hindistan'ın sertliğini test edecek ve daha katı bir yaklaşım benimsemesine neden olabilecek bir dizi sıcak nokta var.

Diğer yandan Pakistanlı diplomatlar ve hükümet yetkilileri, ülkeleri için en önemli konunun, Hindistan'ın geçen ay askıya aldığı ve Pakistan'daki çok sayıda çiftçi ve hidroelektrik santrali için hayati bir su kaynağı olan İndus Su Anlaşması olacağını söyledi.

Pakistan eski Dışişleri Bakanı ve mevcut hükümeti destekleyen Pakistan Halk Partisi'nin lideri Bilawal Bhutto Zerdari, “ABD'nin daha geniş bir diyalog için verdiği güvence olmasaydı Pakistan ateşkesi kabul etmezdi” dedi.

Pakistan'ın eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Moeed Yusuf, Keşmir'le ilgili risk döngüsünü kırmak için kapsamlı bir anlaşmanın gerekli olduğunu söyledi. Yusuf, “Çünkü krizin kökleri halen orada. Her altı ayda, bir yılda, iki ya da üç yılda bir benzer bir şey oluyor ve sonra nükleer bir ortamda savaşın eşiğine geri dönüyoruz” ifadelerini kullandı.