Suudi Veliaht Prensi Muhammed b. Selman’dan Japon atına 10 milyon dolar ödül

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed b. Selman, uluslararası binicilik gecesinde Benthelassa isimli Japon atını kupa ve 10 milyon dolarlık ödül ile taçlandırdı

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman, Japon takımına kupa takdim ederken (Fotoğraf: Beşir Salih)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman, Japon takımına kupa takdim ederken (Fotoğraf: Beşir Salih)
TT

Suudi Veliaht Prensi Muhammed b. Selman’dan Japon atına 10 milyon dolar ödül

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman, Japon takımına kupa takdim ederken (Fotoğraf: Beşir Salih)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman, Japon takımına kupa takdim ederken (Fotoğraf: Beşir Salih)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman, uluslararası binicilik gecesinde, kadim sporseverlerin yoğun katılımının ortasında, Japon atı Benthelassa’yı 2023 Suudi Arabistan Kupası ile taçlandırdı. ‘Dünyayla Yarışıyoruz’ sloganıyla başlatılan yarışın son günü, Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad Janadriyah’daki Kral Abdulaziz Meydanı’nda düzenlendi.
Sahibi Hero Race Company ve antrenörleri Yoshito Yahagi ve Yutaka Yoshida’yı şampiyonluk kupası ve 10 milyon dolar büyük ödülün sahibi yapan Benthelassa, 1800 metrelik parkurun son koşusunu 1:50.80 sürelik zaman diliminde tamamladı.
16 ülkeden 243 atın katıldığı 16 raunttan oluşan turnuvanın toplam ödül havuzu 35 milyon dolar.


Ödül töreni öncesi Veliaht Prens katılımcıları selamlıyor (Fotoğraf: Beşir Salih)

Son rauntta Benthelassa, 1800 metrelik mesafeyi 1:50.80 sürelik zaman diliminde kat ederek dünyanın en iyisi sayılan 13 rakibini geride bıraktı.
Benthelassa, son raundun bütün ödülleri olan Suudi Arabistan Kupası, Country Grammer, Cafe Fero, Geo Cliff, Crown Pride ve Amblem Road’ı kazandı.
Japonlar son turda 10 şampiyona, 3.’ye 2 milyon, 4.’ye 1,5 milyon ve 5.’ye 1 milyon olmak üzere toplam 14 milyon dolarlık ödül kazandı.
Suudi Arabistan Scotland Yard’ın ardından, Sunset Flash ve Lagartha Rhyme tarafından desteklenen eski şampiyona Amblem Road unvanını korumayı umuyordu. Sahibi Amr Zeydan’ın Amerika’dan getirdiği Country Grammer ve Taybe ile yarışan Benthelassa sonunda yarışı kazandı.
Juddmont’un sahibi olduğu Elite Power atı, 7. Suudi Arabistan kupası yarışı olan Riyadh Speed Cup’ta 900 bin dolarlık ödülü kazandı. Faysal el-Cadai’nin sahip olduğu Commissoner King atı ise, Suudi Arabistan kupasının 6. turunu kazanarak 900 bin dolarlık ödülün sahibi oldu.


Şampiyonluğu elde ettikten sonra Japonların sevinci (Şarku’l Avsat)

Shadi Race Horse Company’e ait Silver Sonic adlı at, Kızıldeniz Longines Kupası’nın 5. turunda birincilik ve 1,5 milyon dolarlık ödül kazandı. Shadi Race Horse Company’ın sahip olduğu bir diğer at olan Pathrat Leon ise Suudi Arabistan kupasının 4. koşusunda 1. olarak 900 bin dolarlık ödül kazandı.
Shadow Estate Company’ye ait Targeted adlı at, NEOM kupası turunda 1. olarak 900 bin dolar ödül kazandı.
el-Halidiye ahırına ait Tilal el-Halidiye adlı at, Suudi Arabistan kupasının 2. koşusunda 1. olarak 1,2 milyon dolarlık ödülü kazandı. Macid el-Bekami’nin atı Sylvan ise günün ilk turlarında 1. olarak 600 bin dolar ödül kazandı.
8 raunttan oluşan yarışlar, dünden önceki gün farklı milletlerden oluşan büyük bir kalabalıkla başladı.
Yarışın ilk günü, Suudi Arabistan’ın her yıl 22 Şubat’ta kutladığı ‘Kuruluş Günü’ne denk geldi. Bu sayede Suudi Arabistan dışından gelen konuklar, Suudi Arabistan’ın geleneksek kıyafetleri de dahil olmak üzere, özgünlükle dolu Suudi Arabistan mirası ile tanıştı. Katılımcılar ayrıca, Suudi Arabistan’ın geleneksel danslarını izleme fırsatı da buldu.
Prens Halid bin Sultan’ın oğullarına ait Usfan Halidiye atı, 2. kategori olarak sınıflandırılan safkan atlar için Arap el-Munifa kupasını ve gecenin en değerli ödüllerini kazandı. Kazandığı toplam ödüller 1 milyon dolara ulaştı.
İlk günkü koşular, Madbas atının sahibi İngiliz Joanna Mason da dahil olmak üzere 4 biniciyi Dünya Binicilik unvanına taşıdı.
Bugün ithal atlar için koşu başladı. Amerikan atı Alia, sahibi Abdulilah Abdulaziz el-Musa’ya ödül kazandırdı.
Tuwaiq kupasını ise, Kral Abdullah bin Abdulaziz’in oğullarına ait olan el-Katabliti isimli at kazandı.


Büyük ödülü kazanan Benthalassa isimli at (SPA)

İrlanda atı Kadir 7. yarıda birinciliği kazanırken, 2., 3., 5. ve 7. turlar Dünya Binicilik mücadelesi adı altında gerçekleşti. 2. yarıyı Louis Saez’in Vicab, 3. yarıyı ise Joanna Mason’un Mudpass isimli atı kazandı.
4. yarıdan sonra 5. ve 6. turlarla devam edildi. 5. turu Bayerzhan Murzabayev’in Habibi Go Leki, 6. turu ise, Yoga Kawada’nın Starkat isimli atı kazandı.
2020 yılında şampiyon olan Amerikan atı Saez 37 puanla 1. olurken, Joanna 29 puanla 2., Japon atı Yuga Kawada ise 25 puanla 3. oldu.


Kral Abdulaziz meydanını dolduran büyük kalabalık (Şarku’l Avsat)


New York’taki konferans “iki devletli çözümü” yeniden canlandırmak için siyasi bir hareket başlattı

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, iki devletli çözüm konferansının açılış oturumunda (AFP)
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, iki devletli çözüm konferansının açılış oturumunda (AFP)
TT

New York’taki konferans “iki devletli çözümü” yeniden canlandırmak için siyasi bir hareket başlattı

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, iki devletli çözüm konferansının açılış oturumunda (AFP)
Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan ve Fransız Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, iki devletli çözüm konferansının açılış oturumunda (AFP)

Suudi Arabistan'ın himayesinde ve Fransa'nın katılımıyla Birleşmiş Milletler’in (BM) New York’taki genel merkezinde düzenlenen konferans, ‘iki devletli çözüm’ yönünde bir siyasi hareket başlattı. Paris'in Filistin’i tanıma kararını açıklamasının ardından, başka ülkeler de art arda Filistin devletini tanıyacaklarını açıkladılar.

İngiltere Başbakanı Keir Starmer'ın Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un izinden giderek yaz tatilinde olan kabinesini Gazze'deki durumu ele almak üzere bu hafta acil toplantıya çağıracağı açıklandı. Starmer, İsrail'in Gazze Şeridi'ndeki durumu iyileştirmek ve barışı sağlamak için adımlar atmaması halinde, İngiltere’nin Eylül ayında Filistin Devleti'ni tanıyacağını açıkladı. İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy de New York'taki konferansta aynı açıklamayı tekrarladı.

Başbakan Starmer, çç baskıların artmasıyla İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşını durdurmaması, insani yardımların engelsiz bir şekilde ulaşması için sınır kapılarını açmaması ve Filistin-İsrail çatışmasına son vermek için ciddi barış görüşmelerine başlamaması halinde bu adımı atacağını açıkladı.

ddefrv
İngiltere Başbakanı Keir Starmer, salı günü Londra'da yaptığı açıklamada, Gazze'deki durumu görüşmek üzere acil kabine toplantısı çağrısında bulundu (Reuters)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve hükümetindeki bakanların tutumları göz önüne alındığında İsrail'in bu şartlara uyum sağlaması imkansız görünüyor. Bu da 1917 yılında ilan edilen Balfour Deklarasyonu’ndan bu yana İsrail'in kurulmasında tarihi bir sorumluluk taşıyan Londra'nın bu adımı atacağı anlamına geliyor.

Bu adımın özel bir önemi var, çünkü İngiltere, Fransa'dan sonra G7 üyeleri içinde Filistin devletini tanıyan ikinci ülke ve BM Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) beş daimi üyesi arasında dördüncü ülke olacak. Ayrıca, Batı'nın bu hamlesini ‘toplu bir hareket’ haline getirmesi açısından da özel bir öneme sahip. Ki Paris de bunu bekliyor.

Aralarında Avustralya, Kanada, Finlandiya, Fransa, Norveç, İspanya, Portekiz, İrlanda, Slovenya, Lüksemburg, Malta, Yeni Zelanda, İzlanda, San Marino ve Andorra’nın bulunduğu 15 batılı ülke tarafından yayınlanan ve Filistin devletinin tanınmasını talep eden ‘New York Konferansı Çağrısı’, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot'un ifadesiyle ‘deprem’ etkisi yarattı. Zira Batılı ülkeler ilk kez ‘toplu olarak’ böyle bir adım attılar.

Söz konusu ülkelerden biri olan Malta, Filistin’i tanıyacağını resmi olarak açıklarken Kanada ve Finlandiya, bu yönde hazırlıklarını sürdürüyor. Fransız kaynaklar, Portekiz'in de Filitin’i tanıma kararını açıklamaya hazır olduğunu belirttiler.

‘Çağrı’nın bir paragrafında şöyle deniyor:

“Bizler Filistin Devleti'ni tanımaya hazır olduğumuzu veya olumlu baktığımızı kabul ettik, ifade ettik veya ifade ediyoruz. Bu, iki devletli çözüme doğru atılmış temel bir adımdır. Henüz bunu yapmamış olan tüm ülkeleri bu çağrıya katılmaya davet ediyoruz.”

Ayrıca şu ifadeler de yer alıyor:

“Gazze’de yeniden yapılanma, Hamas'ın silahsızlandırılması ve Filistin yönetiminden çıkarılmasını sağlayacak bir yapı oluşturmak için çalışmaya kararlıyız.”

Diplomatik bulaşma

Söz konusu paragrafın ifadeleri, harekete geçme ve başkalarını da harekete geçmeye teşvik etme yönündeki toplu bir arzuyu yansıtmaktadır. Bugüne kadar 149 ülke Filistin’i tanıdı.

Fransız kaynaklar, Cumhurbaşkanı Macron'un birkaç gün önce Filistin’i tanıma kararını açıklamasının, birincisi tereddüt eden Avrupa ülkelerine baskı yapmak, ikincisi 21 Eylül'e kadar onlara yeterli zaman tanımak olmak üzere iki amacı olduğunu söylediler. 21 Eylül, New York'ta BM Genel Kurulu toplantılarının başlayacağı tarih ve zirvede kararın kesinleşmesi bekleniyor.

dfgthyuı
BM Genel Sekreteri, New York'ta düzenlenen İki Devletli Çözüm Konferansı sırasında Fransa Dışişleri Bakanı ile tokalaşırken (AFP)

Yol haritasının son paragrafı, konferansın en önemli hedefini özetliyor:

“Bu tarihi bir fırsat. Savaşı sona erdirmek, Filistin devletini kurmak ve her iki halk için barış ve onuru sağlamak için kararlı ve toplu bir şekilde harekete geçme zamanı geldi.”

Baskılara ve uyarılara rağmen

Konferansa 125 ülke, Avrupa Birliği (AB) ve Arap Birliği (AL) gibi birçok uluslararası ve bölgesel kuruluş ve en az 40 dışişleri bakanı katıldı. İsrail ve ABD'nin baskılarına rağmen konferansa geniş bir katılım vardı.

Tüm bu baskıların yanında Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un BM Genel Kurulu’nda düzenlenen ‘Başkanlar ve Liderler Haftası’nda Eylül ayında Filistin devletini resmen tanımayacağını açıklamasının ardından, Macron'u hedef alan bir iç kampanya başlarken bu girişimin Ortadoğu'daki olayların gidişatına ‘hiçbir etkisi olmayacağı’ empoze ediliyor. Ayrıca, hiçbir Avrupa veya Batı ülkesinin ona katılmayacağı için ‘diplomatik olarak dışlanacağı’ uyarısı yapılıyor.

dert
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)

‘Şüpheciler’, iki devletli çözümü destekleyen ‘diplomatik-siyasi dinamizmin’ yeniden canlanmasını imkansız gördüler. Onlara göre bu çözüm, sadece siyasi ve sahadaki değişiklikler nedeniyle değil, aynı zamanda İsrail'in Filistin devletinin kurulmasını kökten reddetmesi nedeniyle de ‘geçmişte kalmış’ bir seçenek haline gelmişti.

İsrail parlamentosu Knesset geçtiğimiz yıl Filistin devletinin kurulmasını reddeden bir kararı oyladı. Geçtiğimiz hafta da 71 oyla hükümeti Batı Şeria'yı ilhak etmeye çağıran bir kararı kabul etti. Kısacası, şüpheciler iki devletli çözümü ‘bir hayal’ olarak gördüler.

İsrail, Filistin devletinin tanınmasını kınamaya devam etti. Bunu ‘Hamas ve terörizme ödül’ olarak değerlendiren İsrail, bunun Gazze'deki ‘barışçıl çözüm çabalarını’ ve ‘savaşı sona erdirme çabalarını’ baltalayacağını iddia etti.

Ancak bunların hiçbiri gerçekleşmediği gibi bir de tam tersi oldu.

Riyad ve Paris, uzun süredir ortada olmayan ‘iki devletli çözümü’ yeniden canlandırma çabalarında başarılı oldular.

Sadece iki gün içinde, dünya ülkelerinin üçte ikisi, sekiz adet Arap ve uluslararası çift başkanlı çalışma grubunun haftalarca süren çabalarıyla hazırlanan ‘yol haritasına’ odaklandı. Bu gruplar, çatışmaya son verilmesi ve güvenlik, ekonomi ve insani açıdan entegre bir Ortadoğu'ya doğru ilerlenmesi konusunda genel, kapsamlı ve pratik öneriler hazırlamak için yoğun bir şekilde çalıştı.

Bu durum, konferansın sona ermesiyle birlikte salı günü yayınlanan 7 sayfalık sonuç bildirgesinde de öne çıktı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, belgenin siyasi, güvenlik, ekonomik, insani, hukuki ve stratejik anlatı eksenlerini kapsayan kapsamlı öneriler içerdiğini ve iki devletli çözümü uygulamak ve herkes için barış ve güvenliği sağlamak için entegre ve uygulanabilir bir çerçeve oluşturduğunu söyledi.

Bakan Prens Ferhan, BM 79. Genel Kurulu oturumu sona ermeden önce sonuç bildirgesinin desteklenmesi ve bunun New York'taki Suudi Arabistan ve Fransa misyonlarına bildirilmesi çağrısında bulundu.