Biden, 1965 Kanlı Pazar'ın yıl dönümünde siyahların haklarına vurgu yaptı

ABD Başkanı Joe Biden, Kanlı Pazar'ın 58. yıldönümünde konuşuyor (AP)
ABD Başkanı Joe Biden, Kanlı Pazar'ın 58. yıldönümünde konuşuyor (AP)
TT

Biden, 1965 Kanlı Pazar'ın yıl dönümünde siyahların haklarına vurgu yaptı

ABD Başkanı Joe Biden, Kanlı Pazar'ın 58. yıldönümünde konuşuyor (AP)
ABD Başkanı Joe Biden, Kanlı Pazar'ın 58. yıldönümünde konuşuyor (AP)

ABD Başkanı Joe Biden, ülkedeki siyahların oy haklarının güçlendirilmesi çağrısında bulundu.
Biden, Alabama eyaletinin Selma kentinde 1965 yılında yaşanan ve ABD'de "Kanlı Pazar" olarak bilinen siyahilerin oy kullanma hakkı için yaptığı protesto yürüyüşünün anma etkinliğine katıldı.
Olaylarla özdeşleşen Edmund Pettus köprüsünü yürüyerek geçen Biden, daha sonra burada yaptığı konuşmada, çok sayıda Kongre üyesinin de katıldığı kalabalığa hitap etti.
Amerikan tarihiyle ilgili iyi kötü ayırt etmeksizin her şeyi öğrenmek gerektiğine işaret eden Biden, Kanlı Pazar hadisesinin yaşandığı sırada sivil hakları destekleyen biri olarak kendisini oldukça suçlu hissettiğini anlattı.
Biden, oy kullanma hakkının demokrasi ve özgürlük için önemine değinerek, John Lewis Oy Hakları Yasası'nda oy kullanma süreçlerinde ırkçılığa karşı tedbirlerin alınmasına ilişkin düzenlemeler içeren yasa tasarısını Kongre'nin geçirmesi gerektiğini söyledi.
Siyah seçmene yapılan haksızlıklar karşısında sessiz kalmayacağı sözünü veren Biden, "Sessizlik suça ortak olmaktır." şeklinde konuştu. Biden, bu kapsamada siyah seçmene ekonomi, istihdam ve temiz suya erişim gibi bir dizi taahhütte bulundu.
Oy kullanma hakkı için 50 yıl önce Alabama eyaletinin Selma kentinde düzenlenen protesto yürüyüşüne yüzlerce siyahi Amerikalı katılmıştı.
Protestocular, Edmund Pettus köprüsünü geçerken polisin sert şiddetiyle karşılaşmış ve olaylar “Kanlı Pazar” olarak tarihe geçmişti.



Kongre üyeleri, İsraillilerin vizeden muaf tutulmamasını talep ediyor

Cuma günü Eski Kudüs’te pazarda ultra-Ortodoks Yahudiler (EPA)
Cuma günü Eski Kudüs’te pazarda ultra-Ortodoks Yahudiler (EPA)
TT

Kongre üyeleri, İsraillilerin vizeden muaf tutulmamasını talep ediyor

Cuma günü Eski Kudüs’te pazarda ultra-Ortodoks Yahudiler (EPA)
Cuma günü Eski Kudüs’te pazarda ultra-Ortodoks Yahudiler (EPA)

Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail hükümeti, Filistinlilerle siyasi süreci inkâr etmeye ve sahada şiddete başvurmaya devam ederken, ABD Senatosunun 16 üyesi ise Dışişleri Bakanı Antony Blinken’e ‘İsrail vatandaşlarını ABD’ye giriş vizesinden muaf tutmak için bakanlıkta devam eden prosedürleri durdurma’ çağrısı yaptı.

İsrail merkezli ‘Maariv’ gazetesinin haberine göre üyeler, söz konusu isimler, İsrail’in kendisine yönelik tüm uluslararası yaklaşımları hiçe saydığını ve ABD vatandaşlığına sahip Arap vatandaşlara ve orada yaşayan her Arap ve Filistinliye karşı ırkçı ve düşmanca bir politika izlediğini söylediler. Aynı şekilde vatandaşlarının ABD’ye vizesiz girmesine izin verilen 40 ülke arasına katılmak için İsrail’in, gerekli koşullara uymadığına dikkati çektiler. Üyeler ayrıca, Tel Aviv’in bu politikayla ABD’nin ve dünyadaki dostlarının inandığı değerlere karşı çalıştığını ve fiili tedbirlerle bu politikayı dizginlenmesi gerektiğini vurguladılar.

İsrail gazetesi, bu milletvekillerinin tamamının Demokrat Parti mensubu olduğunu belirtti. Bu kampanyayı yıllardır İsrail’i desteklediği bilinen Hawaii eyaleti temsilcisi Yahudi Brian Schutz ve Maryland eyaleti temsilcisi Chris Van Hollen yürütüyor.

Gazete, bu mesajın ‘siyasi farklılıkların sınırlarını aşması’ nedeniyle Tel Aviv’de şaşkınlıkla karşılandığını bildirdi.

İsrail’deki ABD Büyükelçiliği, hükümetleri ABD’nin taleplerine yanıt verdikten ve koşulların çoğunu yerine getirdikten sonra, Washington’daki yetkili makamların İsraillileri vizeden muaf tutmak için son prosedürleri tamamlamak üzere çalıştıklarını duyurmuştu. Bu şartların başında, İsrail istihbarat servislerinin İsrail’e vardıklarında Filistin kökenli ABD vatandaşlarını taciz etmeyi bırakması geliyor.


Biden, Demokrat Partinin başkan adayları arasında şimdilik avantajlı konumda

AA
AA
TT

Biden, Demokrat Partinin başkan adayları arasında şimdilik avantajlı konumda

AA
AA

ABD'de yapılan anket, 2024 başkanlık seçimleri için Başkan Joe Biden'ın Demokrat adaylar arasında şimdilik avantajlı olduğunu gösterirken, yeni dönem için seçmenlerin ileri yaştaki Başkan'a karşı olumsuz bakışını da ortaya koydu.

CNN tarafından 17-20 Mayıs tarihlerinde yaptırılan ankette Biden'ın, Demokrat rakiplerine göre adaylık yarışına önde başladığı yeniden başkan seçilmesi konusunda ise genel seçmenin olumlu bakışında azalma olduğu tespit edildi.

Anket sonuçlarına göre, Amerikalıların sadece üçte biri (yüzde 33), Biden'ın 2024'te kazanmasının ülke için ileri bir adım veya zafer olacağını söylerken, Demokrat Başkan hakkında, Aralık 2022'de yüzde 42 seviyesinde olan olumlu fikirler Mayıs'ta yüzde 35'e geriledi.

Amerika'daki tüm seçmenlerin baz aldığı anket değerlendirmesinde ise katılımcıların yüzde 66'sı, Biden'ın yeniden ABD Başkanı seçilmesinin ülke için ya bir gerilemeye ya da bir felakete sebep olacağı görüşünü destekledi.

Aynı anketin sonuçları, Biden'ın ABD Başkanı olarak aldığı güven oyu oranının yüzde 40 olduğunu gösterdi.

Ankete katılan Demokrat ve Demokrat eğilimli seçmenlerin yüzde 60'ı, Biden'ı, yüzde 20'si avukat Robert F. Kennedy'yi ve yüzde 8'i de yazar Marianne Williamson'ı 2024 başkanlık seçimlerinde partilerinin adayı olarak görmek istediklerini belirtti. Kalan yüzde 8'lik kısım ise "bir başkasını" destekleyeceğini söyledi.


Washington, Wagner’i Hamideti’ye karadan havaya füzeler sağlamakla suçluyor

Rus Wagner grubu, Hızlı Destek Kuvvetleri’ne uçaksavar füzeler sağlamakla suçlanıyor (AFP)
Rus Wagner grubu, Hızlı Destek Kuvvetleri’ne uçaksavar füzeler sağlamakla suçlanıyor (AFP)
TT

Washington, Wagner’i Hamideti’ye karadan havaya füzeler sağlamakla suçluyor

Rus Wagner grubu, Hızlı Destek Kuvvetleri’ne uçaksavar füzeler sağlamakla suçlanıyor (AFP)
Rus Wagner grubu, Hızlı Destek Kuvvetleri’ne uçaksavar füzeler sağlamakla suçlanıyor (AFP)

ABD, Rus askeri Wagner grubunun Mali’deki yöneticisini, Mali ve diğer ülkeler üzerinden Ukrayna’da kullanılmak üzere askeri teçhizat elde etme ve Sudan’daki Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) karadan havaya füzeler sağlama çabalarını gizlemekle suçladı.

ABD Hazine Bakanlığı, perşembe akşamı yaptığı açıklamada, Wagner’in Mali’deki yöneticisi Ivan Aleksandrovich Maslov’a yaptırım uygulama kararı aldığını duyurdu. Bu kararının gerekçesi olarak, grup çalışanlarının Mali hükümet yetkilileriyle yakın bir koordinasyon kurarak Ukrayna’da kullanılmak üzere Mali üzerinden mayınlar, insansız hava araçları (İHA), radarlar ve top sistemleri gibi teçhizatlar elde etmeye çalışıyor olabileceklerine işaret etti.

ABD Hazine Bakanlığı aynı zamanda Wagner’i, Sudan’daki HDK’ye karadan havaya füzeler sağlamakla da suçladı. Bu, Muhammed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter güçlere, kendilerini genel olarak hava saldırıları ile hedef alan Sudan ordusuna karşı savaşlarında bir üstünlük kazandırabilir. HDK Komutanı Rusya ile iyi ilişkiler kurmuş durumda. Hartum’daki Batılı diplomatlar 2022’de Wagner’in Sudan’da yasadışı altın madenciliğine karıştığını ve yanıltıcı bilgiler yaydığını iddia etmişlerdi.

Suudi Arabistan ve ABD’den ortak açıklama

Suudi Arabistan Krallığı ve ABD dün yaptıkları ortak açıklamada, Sudan’da yakın zamanda imzalanan ateşkes anlaşmasına bağlılıkta iyileşme gözlemlediklerini açıkladılar.

ABD’nin Hartum Büyükelçiliği tarafından Twitter’da yayınlanan açıklamada, Sudanlı taraflara bir haftalık ateşkes anlaşmasının geri kalanında, kaydedilen bu ‘olumlu ilerlemeyi’ artırmaları çağrısında bulunuldu.

Sudan Savunma Bakanı’ndan emekli subay ve askerlere silahlanma çağrısı

Diğer yandan Sudan Savunma Bakanı Yasin İbrahim, dün emekli subay ve askerlere ‘silahlanmaları’ için en yakın askeri komutanlığa gitmeleri çağrısında bulundu. Sudan televizyonununda yer alan habere göre bakan “Subay, astsubay ve erler de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerin tüm emeklilerini ve eli silah tutan herkesi kendilerini, saygınlıklarını, komşularını ve şereflerini korumak için silahlanmak üzere en yakın askeri komutanlığa gitmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.


ABD Genelkurmay Başkanı Milley: Rusya'nın savaşı kazanması askeri açıdan imkansız

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in geçen yıl 24 Şubat'ta verdiği askeri operasyon emriyle başlayan savaşta çatışmalar, Donetsk'teki Bahmut'ta yoğunlaşmış durumda (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in geçen yıl 24 Şubat'ta verdiği askeri operasyon emriyle başlayan savaşta çatışmalar, Donetsk'teki Bahmut'ta yoğunlaşmış durumda (AP)
TT

ABD Genelkurmay Başkanı Milley: Rusya'nın savaşı kazanması askeri açıdan imkansız

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in geçen yıl 24 Şubat'ta verdiği askeri operasyon emriyle başlayan savaşta çatışmalar, Donetsk'teki Bahmut'ta yoğunlaşmış durumda (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in geçen yıl 24 Şubat'ta verdiği askeri operasyon emriyle başlayan savaşta çatışmalar, Donetsk'teki Bahmut'ta yoğunlaşmış durumda (AP)

Rusya Ulusal Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dimitri Medvedev, Ukrayna'daki savaşın onlarca yıl sürebileceğini söyledi. ABD Genelkurmay Başkanı General Mark Milley ise "Bu savaş Rusya tarafından askeri olarak kazanılamaz" ifadelerini kullandı.

Medvedev, Vietnam'a düzenlediği ziyarette perşembe günü yaptığı konuşmada Ukrayna savaşıyla ilgili "Bu çatışma çok uzun olacak, büyük ihtimalle onlarca yıl sürecek" dedi. 

2008 - 2012'de devlet başkanlığı yapan Medvedev, Ukrayna yönetimini Nazilikle suçlayarak, "Böyle bir yönetim başta olduğu sürece, örneğin üç yıl ateşkes, iki yıl çatışma olacak. Her şey tekrarlanacak" ifadelerini kullandı.

Medvedev, nükleer savaş tehdidini de yineleyerek, Batı'nın Ukrayna'ya nükleer silah vermesi durumunda Rusya'nın da kendisini savunmak için saldıracağını söyledi.

2012 - 2020'de başbakanlık da yapan Medvedev, ocaktaki açıklamasında Rusya'nın yenilmesi halinde bunun nükleer savaşın fitilini ateşleyebileceğini öne sürmüştü.

Medvedev'in açıklamaları, Belarus Devlet Başkanı Aleksandır Lukaşenko'nun perşembe günü Rusya'nın ülkeye nükleer silah taşımaya başladığını duyurmasının ardından geldi. 

ABD Genelkurmay Başkanı Milley de perşembe günü çevrimiçi katıldığı bir etkinlikte, "Bu savaş Rusya tarafından askeri olarak kazanılamaz. Böyle bir şey mümkün değil" dedi.

Milley, Kremlin'in Kiev yönetimini devirmeyi amaçladığını savunarak, bunun da askeri açıdan imkansız olduğunu iddia etti.

Amerikan general de Medvedev gibi savaşın kısa sürede sonlanmayacağına işaret ederek, "Çatışmalar devam edecek, kanlı ve zor olacak. Fakat bir noktada iki taraf da çözüm için ya müzakere edecek ya da askeri bir sonuca varacak" diye konuştu.

Milley, Ukrayna'ya savaş jeti gönderilip gönderilmeyeceğine dair net bir açıklama yapmazken, 10 adet F-16'nın bakımı dahil 2 milyar dolara mal olabileceğini belirtti.

Birleşik Krallık ve Hollanda, geçen hafta Ukrayna'ya savaş uçağı sağlamak için bir "uluslararası koalisyon" üzerinde anlaştıklarını açıklamıştı.

F-16'ların gönderilmesinde son karar Washington'a ait. ABD Başkanı Joe Biden, henüz savaş jetlerinin tedariki için onay vermedi.

Independent Türkçe, SCMP, Politico

 


ABD Genelkurmay Başkanı Milley: Rusya'nın savaşı kazanması askeri açıdan imkansız

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in geçen yıl 24 Şubat'ta verdiği askeri operasyon emriyle başlayan savaşta çatışmalar, Donetsk'teki Bahmut'ta yoğunlaşmış durumda (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in geçen yıl 24 Şubat'ta verdiği askeri operasyon emriyle başlayan savaşta çatışmalar, Donetsk'teki Bahmut'ta yoğunlaşmış durumda (AP)
TT

ABD Genelkurmay Başkanı Milley: Rusya'nın savaşı kazanması askeri açıdan imkansız

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in geçen yıl 24 Şubat'ta verdiği askeri operasyon emriyle başlayan savaşta çatışmalar, Donetsk'teki Bahmut'ta yoğunlaşmış durumda (AP)
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in geçen yıl 24 Şubat'ta verdiği askeri operasyon emriyle başlayan savaşta çatışmalar, Donetsk'teki Bahmut'ta yoğunlaşmış durumda (AP)

Rusya Ulusal Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dimitri Medvedev, Ukrayna'daki savaşın onlarca yıl sürebileceğini söyledi. ABD Genelkurmay Başkanı General Mark Milley ise "Bu savaş Rusya tarafından askeri olarak kazanılamaz" ifadelerini kullandı.

Medvedev, Vietnam'a düzenlediği ziyarette perşembe günü yaptığı konuşmada Ukrayna savaşıyla ilgili "Bu çatışma çok uzun olacak, büyük ihtimalle onlarca yıl sürecek" dedi. 

2008 - 2012'de devlet başkanlığı yapan Medvedev, Ukrayna yönetimini Nazilikle suçlayarak, "Böyle bir yönetim başta olduğu sürece, örneğin üç yıl ateşkes, iki yıl çatışma olacak. Her şey tekrarlanacak" ifadelerini kullandı.

Medvedev, nükleer savaş tehdidini de yineleyerek, Batı'nın Ukrayna'ya nükleer silah vermesi durumunda Rusya'nın da kendisini savunmak için saldıracağını söyledi.

2012 - 2020'de başbakanlık da yapan Medvedev, ocaktaki açıklamasında Rusya'nın yenilmesi halinde bunun nükleer savaşın fitilini ateşleyebileceğini öne sürmüştü.

Medvedev'in açıklamaları, Belarus Devlet Başkanı Aleksandır Lukaşenko'nun perşembe günü Rusya'nın ülkeye nükleer silah taşımaya başladığını duyurmasının ardından geldi. 

ABD Genelkurmay Başkanı Milley de perşembe günü çevrimiçi katıldığı bir etkinlikte, "Bu savaş Rusya tarafından askeri olarak kazanılamaz. Böyle bir şey mümkün değil" dedi.

Milley, Kremlin'in Kiev yönetimini devirmeyi amaçladığını savunarak, bunun da askeri açıdan imkansız olduğunu iddia etti.

Amerikan general de Medvedev gibi savaşın kısa sürede sonlanmayacağına işaret ederek, "Çatışmalar devam edecek, kanlı ve zor olacak. Fakat bir noktada iki taraf da çözüm için ya müzakere edecek ya da askeri bir sonuca varacak" diye konuştu.

Milley, Ukrayna'ya savaş jeti gönderilip gönderilmeyeceğine dair net bir açıklama yapmazken, 10 adet F-16'nın bakımı dahil 2 milyar dolara mal olabileceğini belirtti.

Birleşik Krallık ve Hollanda, geçen hafta Ukrayna'ya savaş uçağı sağlamak için bir "uluslararası koalisyon" üzerinde anlaştıklarını açıklamıştı.

F-16'ların gönderilmesinde son karar Washington'a ait. ABD Başkanı Joe Biden, henüz savaş jetlerinin tedariki için onay vermedi.

Independent Türkçe, SCMP, Politico


New York'ta George Floyd'un ölümünün 3. yılı nedeniyle gösteri düzenlendi

Fotoğraf: Selçuk Acar/AA
Fotoğraf: Selçuk Acar/AA
TT

New York'ta George Floyd'un ölümünün 3. yılı nedeniyle gösteri düzenlendi

Fotoğraf: Selçuk Acar/AA
Fotoğraf: Selçuk Acar/AA

ABD’nin Minnesota eyaletinde 3 yıl önce siyahi George Floyd’un polis şiddeti ile hayatını kaybetmesi, New York’ta düzenlenen gösteri ile protesto edildi.

New York’un Union Meydanı’nda “Hiç bir şey değişmedi” başlığı ile düzenlenen protestoya yüzlerce gösterici katıldı.

Ellerinde “George Floyd’u hatırlıyor musun?” yazılı pankartlarla meydanda toplanan göstericiler, Floyd’un 3 yıl önce polis şiddeti sonucu hayatını kaybetmesini protesto etti.

Polisin yoğun güvenlik önlemleri aldığı gösteride ayrıca, 1 Mayıs’ta New York metrosunda eski bir ABD askerinin boğazını sıkması sonucu ölen Jordon Neely’i de anıldı ve göstericiler New York Belediye Başkanı Eric Adams’i eleştiren sloganlar attı.

Daha sonra göstericiler, Union meydanından Bryant Park’a kadar yürüdü. Yürüyüş sırasında polis, en az 2 göstericiyi düzensiz davranışlarda bulunmaktan gözaltına aldı.

- George Floyd olayı

Minnesota'nın Minneapolis kentinde, polis memuru Derek Chauvin, 25 Mayıs 2020'de, 46 yaşındaki siyahi George Floyd'u dolandırıcılık şüphesiyle gözaltına aldığı sırada, 9 dakika 29 saniye boyunca diziyle boynuna basarak ülke gündemine damga vurmuştu.

Dakikalarca "Nefes alamıyorum" sözleriyle polise yalvaran Floyd, olay yerine gelen acil sağlık ekiplerince hastaneye kaldırılmış, daha sonra kendisinin öldüğü belirtilmişti.

Olayla ilgili görüntüler ülkede siyahilere yönelik polis şiddeti tartışmalarını alevlendirmiş ve birçok şehirde aylarca süren protestolara neden olmuştu.

Floyd'un ölümüne neden olmakla suçlanan Chauvin, hakkında açılan 2. ve 3. dereceden cinayet ve 2. dereceden adam öldürme suçlamalarıyla yargılanarak 22,5 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı.

Floyd'un ölümünde kusurlu bulunan diğer 3 eski polis memuru da daha önce 750 bin dolar tutarındaki kefalet bedelini ödemeleri üzerine tutuksuz yargılanmak üzere salıverilmişti.

3 eski polis hakkında daha sonra federal ve eyalet savcıları tarafından ayrı ayrı dava açılmıştı ve polisler cezaevine girmişti. Polislerden ikisi adam öldürmeye yardım etmekten suçlu bulunurken, diğerinin cezasının onanması bekleniyor.

ABD Başkanı Joe Biden da dün Floyd'un polis şiddeti sonucu öldürülmesinin 3. yılında, federal güvenlik görevlilerinin güç kullanımının kısıtlanması ve hesap verebilirliğini sağlamayı hedefleyen polis reformunun yasalaştırılması çağrısını yinelemişti.


Twitter'ın üst düzey mühendisi, DeSantis’in kampanyasındaki teknik aksaklık nedeniyle istifa etti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Twitter'ın üst düzey mühendisi, DeSantis’in kampanyasındaki teknik aksaklık nedeniyle istifa etti

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Twitter’ın üst düzey mühendislerinden Foad Dabiri, ABD’de Cumhuriyetçi Florida Valisi Ron DeSantis’in seçim kampanyasının teknik aksaklıklara uğraması üzerine görevi bıraktı.

BBC’nin haberine göre, 24 Mayıs'ta Twitter’da canlı yayınlanması beklenen DeSantis’in seçim propagandası, teknik sorunlar nedeniyle 20 dakika aksadı.

Mühendis Dabiri, olayın ardından istifa etti.

Dabiri, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, istifa nedenine değinmedi.

Platformun Elon Musk tarafından satın alınmadan önce ve sonra iki farklı dönem yaşadığını vurgulayan Dabiri, başlangıçta bu durumun zorlayıcı olduğunu belirtti.

Dabiri ayrıca "Elon Musk ile birlikte çalışmak oldukça eğiticiydi, onun ilkelerinin ve vizyonunun bu şirketin geleceğini nasıl şekillendireceğini görmek aydınlatıcı." ifadesini kullandı.

Twitter'dan, Dabiri’nin istifası hakkında açıklama yapılmadı.

DeSantis'in seçim kampanyasında yaşanan aksaklık nedeniyle yüzbinlerce Twitter kullanıcısı platformdan ayrılmıştı.

DeSantis, 2024 genel seçiminde eski başkan Donald Trump’ın en büyük rakibi görünüyor.


ABD'de bu yıl kasırga sezonunun "normale yakın" olması bekleniyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

ABD'de bu yıl kasırga sezonunun "normale yakın" olması bekleniyor

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi (NOAA), bu yıl Atlantik kasırga sezonunun "normale yakın" olacağı tahmininde bulundu.

NOAA'nın internet sitesindeki açıklamada, kasırga sezonunun 1 Haziran'dan 30 Kasım'a kadar sürdüğü hatırlatıldı.

Açıklamada, "normale yakın" Atlantik kasırga sezonu ihtimalinin yüzde 40, "normalin altında" ya da "normalin üzerinde" geçme ihtimalinin ise yüzde 30 olduğu belirtildi.

Bu yıl 12 ile 17 arasında fırtına çıkabileceğine işaret edilen açıklamada, bunlardan 5 ila 9'unun saatteki hızının en az 74 kilometre, 1 ila 4'ünün ise en az 111 kilometre olmasının beklendiği bildirildi.

ABD Ticaret Bakanı Gina Raimondo, yaptığı açıklamada, Bakanlığı ve NOAA'nın kasırga modellemeye yönelik bilimsel ve teknolojik yatırımlarının daha doğru tahminlerde bulunulmasına imkan vereceğine, bunun da bu tür afetlerle mücadele için gerekli bilgiyi sağlayacağına işaret etti.

Bir kasırga sezonunda Atlantik'te 6’sı kasırga ve 3’ü büyük kasırga olmak üzere kayda değer ortalama 12 fırtına görülüyor.

Bununla birlikte bu sezon için öngörülen fırtınaların veya kasırgaların toprak kaymasına sebep olmayacağı belirtiliyor.


New York'ta metro saldırılarının son kurbanı Türk vatandaşı Emine Yılmaz Özsoy oldu

New York metrosunda saldırıya uğrayan Emine Yılmaz Özsoy'un eşi Ferdi Özsoy. Fotoğraf: Lokman Vural Elibol/AA
New York metrosunda saldırıya uğrayan Emine Yılmaz Özsoy'un eşi Ferdi Özsoy. Fotoğraf: Lokman Vural Elibol/AA
TT

New York'ta metro saldırılarının son kurbanı Türk vatandaşı Emine Yılmaz Özsoy oldu

New York metrosunda saldırıya uğrayan Emine Yılmaz Özsoy'un eşi Ferdi Özsoy. Fotoğraf: Lokman Vural Elibol/AA
New York metrosunda saldırıya uğrayan Emine Yılmaz Özsoy'un eşi Ferdi Özsoy. Fotoğraf: Lokman Vural Elibol/AA

New York metrosunda giderek artan saldırıların son kurbanı olan Türk vatandaşı Emine Yılmaz Özsoy'un eşi Ferdi Özsoy, hayat arkadaşının boynunun kırıldığı saldırıya ilişkin, "Çok değerli, önü açık bir insan. Hayallerinin, gerçekleştirmek istediği şeylerin peşinden koşturan eşim Emine’nin hayatının geriye kalan kısmını elinden aldılar." dedi.

Uluslararası sivil toplum örgütünde çalışan New York doğumlu Özsoy, AA muhabirine, iIlüstrasyon sanatçısı eşinin pazar günü Manhattan'daki metro istasyonunda tanımadığı biri tarafından uğradığı saldırı sonucu boynunun kırıldığını, vücudunu hareket ettiremediğini ve yürüme ihtimalinin zor olduğunu anlattı.

Uzun yıllar İstanbul’da yaşadığını ve eşiyle 2017’de tekrar New York’a taşınıp yeni bir hayata başlangıç yaptıklarını ifade eden Özsoy, "Güzel günlerimiz oldu ama pazar günü acı bir trajedi yaşadık ve o (saldırgan), bir insanın hayatını tamamen elinden aldı." dedi.

Olay günü işiyle ilgili Florida'da bulunduğunu dile getiren Özsoy, eşinin başından geçenleri polisin kendisini araması sonucu öğrendiğini ve doktorla konuştuğunda durumun ne kadar ciddi olduğunu anladığını belirtti.

- "Tanımadığı, hiç hayatında muhatap olmadığı bir insan"

Ferdi Özsoy, saldırının eşinin sabahın 06.00'sında işe gitmek için kullandığı metro istasyonunda tanımadığı, hiç hayatında muhatap olmadığı bir insan tarafından yapıldığını, saldırganın kollarından tutup hareket eden trene doğru iterek ciddi şekilde yaralanmasına sebep olduğunu anlattı.

Özsoy, "Hiç alakamız yok bu kişiyle. Neden bilmiyorum ama bir şekilde Emine’yi seçti. Neden böyle bir şey yaptı? Neden bu güzelim insanın hayat yolculuğunu elinden aldı bilmiyorum." ifadelerini kullandı.

Acılı eş, saldırganın gözaltında olduğunu belirterek, New York Bölge Savcılığının bizzat takip ettiği dava sonucu ömür boyu hapis cezasına çarptırılacağı beklentisini paylaştı.

New York'un giderek daha güvensiz olduğunu kaydeden Ferdi Özsoy, aslında çok özel bir yer olan ve insanların hayallerinin peşinden geldikleri şehrin, bu özelliğini son 3 senedir yavaş yavaş yitirdiğini söyledi.

Özsoy, New York'taki güvenlik zaafına dikkati çekerek, özellikle metro ve otobüs durakları gibi mekanların artık güven vermediğini, insanların gündelik hayatlarında korkuyla yaşadıklarını anlattı.

- "Metro ulaşımında güvenlik yoksa şehir nasıl gelişsin?"

New York metrosunda son zamanlarda insanların saldırılara maruz kalmasının şehir sakinlerinde hayal kırıklığı oluşturduğunu söyleyen Ferdi Özsoy, "Gerçekten üzücü çünkü metrolar şehrin can damarı." dedi.

Kovid-19 salgınıyla özellikle son 3 yıldır şehirdeki güvenlik sorununun giderek daha kötü hal aldığına işaret eden Özsoy, "Şehirde yaşayan insanlara hizmet verilmiyorsa bir sanatçı trajik bir şekilde alaşağı edilmişken bu şehir nasıl kalkınsın? Bizi şehrin bir ucundan diğer ucuna bağlayan metro ulaşımında güvenlik yoksa şehir nasıl gelişsin?" diyerek tepkisini dile getirdi.

"Belediye başkanının bizi arayıp kontrol etmesini umuyordum. Bu, sadece karıma değil tüm New Yorklulara karşı bir şiddet eylemidir." ifadesini kullanan Özsoy, şehrin merkezindeki metro istasyonunda yaşanan saldırı sonrası New York Belediyesinden kimsenin aramamasının da ayrı bir üzüntü sebebi olduğunu söyledi.

Özsoy, böyle durumlarda maddi ihtiyaçların yanında psikolojik desteğin de çok önemli olduğunu vurgulayarak, New York’taki Türk yetkililerden de daha yakın ilgi beklediklerini, bunun kendilerine güç vereceğini ifade etti.

Ferdi Özsoy, bununla birlikte New York Polis Teşkilatı (NYPD) dedektiflerinin iki gün içinde zanlıyı tespit ederek gözaltına almasının sevindirici olduğunu, Bölge Başsavcılık Ofisinin de saldırganın hak ettiği cezayı alması için üzerine düşeni yapacağına inandığını söyledi.

- Ameliyat sonrası hayata tutunmaya çalışıyor

Emine Özsoy'un zor bir ameliyat geçirdiğini, önünde zorlu bir süreç olduğunu belirten Ferdi Özsoy, eşine ilk yardım müdahalesi yapan, hastaneye ulaştıran, ameliyatla hayata döndüren herkese teşekkür etti ve "İlk önce onlar yanındaydı. Emine'yi hayatta tutmayı başardılar. Onlar olmasaydı bekli de şu an Emine ile konuşamayacaktık. Emine’yi dinleyemeyecektik." dedi.

Özsoy, doktorun 35 yaşındaki eşi için "Ameliyat masasında kalp atışı da tansiyonu da hiçbir şekilde oynamadı. O, gerçekten bir savaşçı ve o masadan kalkmayı Emine kendisi başardı." dediğini aktardı.

Eşinin, doktorların beklentisinin aksine ameliyattan sonraki gün kollarını az da olsa oynatabildiğini ve ikinci gün konuşmaya başladığını belirten Özsoy, onun bu zorlu süreci atlatabilmesi için moralini yüksek tutmaya çalıştıklarını ifade etti.

Ferdi Özsoy, eşinin sanatçı kişiliğinin de etkisiyle çok güçlü bir iradeye sahip olduğunu, yaşananları atlatıp ayağa kalkacağına inandığını dile getirdi.

- Yardım kampanyası büyük ilgi gördü

İş arkadaşı tarafından "Gofoundme" isimli internet sitesinde Emine Özsoy için başlatılan yardım kampanyası yoğun ilgi gördü. Yardım yapanların arasında Türk vatandaşları kadar ABD'li ve diğer ülke vatandaşları da yer aldı.

Kadın sanatçının bu olaydan sonra hayat mücadelesinin son derece zor olacağına dikkati çeken Ferdi Özsoy, bu yüzden ciddi bir yardıma ihtiyaç bulunduğunu belirtti.

Özsoy, yardımların hastane masraflarından ziyade Emine’nin bundan sonra uzun ve meşakkatli bir çaba gerektirecek hayatını kolaylaştırmak için gerekli olduğuna işaret etti.

Ferdi Özsoy, özellikle New Yorkluların bağış kampanyasına desteğinin altında şehirde son zamanlarda artan güvenlik zaafına karşı tepki gösterme isteğinin yattığını söyledi.

Özsoy, "Bu olay sadece Emine'nin başına gelmedi. Bu tür trajik olaylar son zamanlarda oldukça arttı. New Yorkluların bu duruma artık sinirlenmeye başladığını hissediyorum." şeklinde konuştu.

"İnsanlar, bu şehirde güven içinde yaşamak istiyor." diyen Özsoy, hiç kimsenin böyle bir trajik hadiseyi yaşamayı hak etmediğini söyledi.

- "Onu yaşatan şey sanatıydı ve onu yaşatacak şey yine sanatı olacak"

Ferdi Özsoy, Marmara Üniversitesi Resim Öğretmenliği Bölümünden mezun olan eşinin hayatını sanatını icra etme odaklı şekillendirdiğini, bu ideallerle New York'ta birçok dergi ve gazetede illüstratör olarak üretimde bulunduğunu söyledi.

Özsoy, "En son Londra’da açılacak bir sergisi olacaktı, ona gitmeyi planlıyordu. Daha geçen hafta güzel bir restoranda oturup bunları konuşuyorduk. Onu yaşatan şey sanatıydı ve onu yaşatacak şey yine sanatı olacak." ifadelerini kullandı.


Kolombiya’da mayın kurbanlarının yakınları devlet teşvikiyle kurdukları işlerle ekonomiye destek oluyor

Fotoğraf: Juancho Torres/AA
Fotoğraf: Juancho Torres/AA
TT

Kolombiya’da mayın kurbanlarının yakınları devlet teşvikiyle kurdukları işlerle ekonomiye destek oluyor

Fotoğraf: Juancho Torres/AA
Fotoğraf: Juancho Torres/AA

Kolombiya'da yıllar önce devlet ile silahlı gruplar arasında yoğun çatışmalar yaşanırken döşenen anti-personel kara mayınlarına basarak ölen veya yaralananların aileleri, devletin teşvikiyle kurdukları işlerle ülke ekonomisine katkı sağlıyor.

Ülkenin güneyindeki Caqueta yönetim bölgesine bağlı Florencia kentinde yaşayan Luz Aide Estrada’nın oğlu, profesyonel askerlik yaptığı sırada kara mayınına basarak engelli durumuna düştü.

Devlet, olayın ardından anneye tazminat olarak kent merkezine birkaç kilometre uzaklıktaki Santo Domingo köyünde, eğimli bir arazi bağışladı.

Araziyi sıra dışı bir çiftlik şeklinde inşa eden Aide ve eşi, zaman içerisinde organik tarım yapmaya başlayıp bitkisel ilaçlar da üretti.

Söz konusu ürünlerin piyasada büyük ilgi uyandırmasının ardından birçok üniversite ve özel kuruluş, Aide ile iş birliğine gitti.

Zamanla eğitim merkezine dönüşen çiftlikte tarımsal ekipmanlar, organik ürünler ve doğal ilaçlar konularında öğrencilere uygulamalı eğitim verilmeye başlandı.

Kolombiya'da kara mayınlarına maruz kalan aileler için birçok kampanyanın öncü ismi haline gelen Aide, çalışmaları sayesinde mayınların yol açtığı mağduriyetleri geniş kitlelere duyurma fırsatı elde etti.

"Toprağımın Meyvesi Vakfı”nı kuran Aide, etkileyici bir manzaraya sahip olmasının yanında muazzam bir yeşilliği içinde barındıran çiftlikte çeşitli baharatlar, zerdeçal, doğal bakım merhemleri, koka bitkisi, şampuan ve evcil hayvan ürünleri yetiştiriyor.

AA muhabiri, Aide'nin çiftliğini ve bölgenin doğal yapısını insansız hava aracıyla görüntüledi.

Çiftliğin faaliyetlerini anlatan Aide, burada çocuklara toprakla barışık bir hayat yaşamanın güzelliğini göstermeye çalıştıklarını söyledi.

Bölgenin yıllarca silahlı çatışmalardan olumsuz etkilendiğini hatırlatan Aide, "Çiftliğimizin eğlenceli ve pedagojik bir yer olduğunu söyleyebilirim, nesiller arası kültürümüzü gençlerle paylaşıyoruz. Bizim bildiklerimizi öğrensinler ki bugüne kadar yaptıklarımızı devam ettirebilsinler." dedi.

Aide, bölgenin artık mayınlardan temizlendiğini vurgulayarak "Burası yapılan çalışmalar sayesinde artık güvenli bir yere dönüştü. Sizler gibi bizi ziyaret eden yerli ve yabancı turistlerin güvenli şekilde buraya ulaşmalarını oldukça önemsiyoruz." diye konuştu.

- "Bizler işinde girişimci ve huzur isteyen bir toplumuz"

Ticari anlamda başarılı işlere imza attıklarını dile getiren Aide, "Burası güzel yüzünü göstermesinin yanı sıra savaştan ve çatışmalardan uzak, sakin ve huzur dolu bir yer. Şampuan, cilt için krem ve muhtelif doğal baharatlar üretiyoruz. Kendimiz ekip biçiyoruz. Bu çiftliğin yaşaması için eşimle beraber tecrübelerimizi gelecek nesillere aktarıyoruz. Çabamız ve mücadelemiz bunun için." ifadelerini kullandı.