Suriye ve Türkiye'deki depremlerde büyük kayıplara yol açan 'ölümcül nabız' nasıl oldu?

Ölümcül nabız binalarda ciddi hasara neden olur (AFP)
Ölümcül nabız binalarda ciddi hasara neden olur (AFP)
TT

Suriye ve Türkiye'deki depremlerde büyük kayıplara yol açan 'ölümcül nabız' nasıl oldu?

Ölümcül nabız binalarda ciddi hasara neden olur (AFP)
Ölümcül nabız binalarda ciddi hasara neden olur (AFP)

Batı Japonya'daki Ehime Üniversitesi'nde proje profesörü Mori Shinichiro bugün sona eren Türkiye ziyaretinde, saha çalışması yapmak amacıyla Türkiye'de büyük yıkıma neden olan "ölümcül nabız" hakkında konuştu.
Shinichiro, Türkiye'nin güneyindeki depremin merkez üssüne yakın Nurdağı ziyareti sırasında, deprem nedeniyle dünya yüzeyinde büyük bir kayma olduğunu fark etti. Depremden en çok etkilenen yerlerden biri olan Antakya’da ise nehri geçen bir köprüyü inceledi.
Shinichiro düzenlediği basın toplantısında, “ölümcül nabız” olarak adlandırılan iki saniyeye varan bir döngüye sahip sismik dalganın binalarda büyük hasara yol açmasının mümkün olduğunu söyledi.
 Tokyo Üniversitesi'nde jeoteknik mühendisliği profesörü olan Eiko Toohata konuyla ilgili Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, ölümcül nabzın büyük bir gen ve uzun bir süreye sahip sismik dalga olduğu için binaların buna dayanamayacağını ifade etti.
Sismik dalgayı tepesi ve dibi olan bir deniz dalgasına benzetirsek, sismik dalganın büyük genliği, tepe ile dip arasındaki farkın büyük olduğu anlamına gelir ve bu nedenle, eğer bir genlik dalgası varsa yaşanan sismik olayda uzun süre bu ciddi hasara yol açar. Toohata, zamanın tarifi konusunda uzmanlar arasında ihtilaf olduğunu söyleyerek, bazılarının iki saniyeyi uzun bir süre olarak kabul ettiğini bazılarının ise bundan daha fazlasının olduğunu savunduğunu bildirdi.
Kahire Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Petrol Mühendisliği Bölümü'nde Arama Mühendisliği ve Katman Değerlendirmesi Profesörü olan Abdulaziz Muhammed Abdulaziz, anlamı daha da yakınlaştırmak amacıyla, sismik dalganın binalar üzerindeki etkisini sarkaca benzetti. Şarku’l Avsat’a konuşan Abdulaziz, “Bina ileri geri hareket ederek sismik dalgayı absorbe etme özelliğine sahip ama dalga süresi uzunsa bu binaya zarar verebilir” dedi.
Toohata’nın hasara neden olan zamanlama konusunda söylediklerine katılmayan Abdulaziz, “Altı saniyelik şiddetli bir sismik dalga ciddi hasara neden olabilirken, iki saniyelik şiddetli bir sismik dalga hasara neden olmaz” ifadelerini kullandı.
Sheffield Üniversitesi'nde Yapı Mühendisliği Profesörü ve Sismik Mühendislik Grubu Lideri olan Iman Hajirasoliha, "hasarın zamanlaması" konusunda iki görüş arasında köprü kurmaya çalışarak, en önemli şeyin bir veya altı saniye olmadığını, asıl önemli şeyi merkez üssüne yakınlaşmak olduğunu bildirdi.
Faya yakın alanlarda meydana gelen ve yakın alan depremleri olarak adlandırılan depremler, nabız benzeri davranışa sahiptir ve bu tür depremler (her zaman değil) ciddi hasara yol açabilir. Hajirasoliha, Türkiye ve Suriye’deki depremlerdeki temel sorunun yapılara uygulanan sismik kuvvetlerin artması sonucunda olduğunu bildirdi.
Pik yer ivmesi, dünya yüzeyinin hareket hızı seviyesindeki depremleri tanımlamak için kullanılan bir ölçüm.
Mısır Bilimsel Araştırmalar Akademisi Ulusal Jeoloji Bilimleri Komitesi başkanı Zekeriyya Hamimi de bu olguyu doğruluyor. Şarku’l Avsat’a konuşan Hamimi, etkilenen bölgelerde binaların üzerine inşa edildiği çamur kayaların  yıkımın boyutunu artıran sismik dalgayı güçlendirmeye yardımcı olduğunu söyledi.



Şarku’l Avsat kaynakları: Hamas Türkiye'den anlaşmayı Trump'a iletmesini istedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
TT

Şarku’l Avsat kaynakları: Hamas Türkiye'den anlaşmayı Trump'a iletmesini istedi

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan pazar günü Hamas liderleriyle bir araya geldi (Türkiye Dışişleri Bakanlığı)

Şarku’l Avsat’a konuşan iki kaynak, Hamas’ın Gazze Şeridi'nde yeni bir ateşkes için girişimde bulunmaya çalıştığını ve ateşkes önerisini ABD Başkanı Donald Trump yönetimine iletmek için Türkiye'den destek talep ettiğini söyledi.

Kimliklerinin gizli kalması koşuluyla ayrı ayrı konuşan iki kaynak, Hamas yönetiminin, Hamas Hareketi tarafından önerilen ‘kapsamlı anlaşma’ ya da diğer adıyla ‘paket anlaşmasının’ Türkiye ile ABD arasındaki ’iyi ilişkilerden’ dolayı Türk yetkililer tarafından Trump yönetimine iletilebileceğine inandığını söyledi.

Hamas'ın önerisi, üzerinde mutabık kalınan sayıda Filistinli mahkûmun salıverilmesi karşılığında tüm İsrailli rehinelerin serbest bırakılmasını, savaşın durdurulmasını ve İsrail'in Gazze Şeridi'nin tüm bölgelerinden çekilmesini öngörüyor.

Hamas Liderlik Konseyi Başkanı Muhammed Derviş başkanlığındaki heyet, pazar günü Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile görüştü. Derviş, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ile de bir araya gelerek savaşın durdurulmasıyla ilgili görüşün yanı sıra, Filistin'in iç durumuna ve diğer konulara değindi.

Kaynaklardan biri Hamas'ın Türkiye'nin desteğini istemesiyle ilgili tutumunu, Hamas'ın tüm İsrailli rehineleri teslim etmesi halinde savaşın durmasını garanti edeceğini söyleyen ABD Rehine İşleri Özel Temsilcisi Adam Boehler’in açıklamalarına dayandırdığını, ancak İsrail'in bu girişimi reddettiğini açıkladı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve hükümetindeki bazı bakanlar tarafından yapılan açıklamalar da bu tutumu teyit ediyor.

Kaynaklardan diğeri ise şunları söyledi:

“Türkiye'deki görüşmeler, Türk yetkililere, Hamas’ın vizyonunu Washington'a iletmek için mevcut ABD yönetimiyle olan iyi ilişkilerini kullanmaları gerektiği mesajını vermeyi amaçlıyordu.”

İki kaynak da ABD'nin bu öneriyi kabul etmesi için İsrail'e baskı yapılmasında daha büyük bir rol oynaması amacıyla, arabulucu Katar da dahil olmak üzere Donald Trump yönetimindeki yetkililere mesajın iletilmesi için şimdiye kadar başka araçların da kullanıldığı konusunda hemfikir.

Kaynakların aktardıklarına göre Hamas, Gazze'deki savaş devam ederken gerçekleşmesini istediği anlaşılan Trump'ın bölgeye yapacağı ziyaret öncesinde bir anlaşmaya varılması için ABD’nin tutumuna güveniyor. Kaynaklardan biri Trump'ın İran ile nükleer programı konusunda geçici de olsa bir çözüme ulaşmayı istediğini söyledi.

Hamas’tan kaynakların birkaç gün önce Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamaya göre Hamas’ın vizyonu ‘bölgesel ve uluslararası garantilerle beş yıl sürecek uzun bir ateşkese’ hazır ve açık olmasına dayanıyor.

Hamas, herhangi bir ateşkes anlaşmasının İsrail güçlerinin Gazze'den çekilmesini ve belirli bir insani protokol uyarınca insani yardımların Gazze Şeridi’ne girişini de kapsamasını istiyor. Hamas ayrıca Arap, Müslüman ve Avrupa ülkelerinin desteğini alan Mısır'ın önerisi doğrultusunda, Gazze'yi tam yetki ile yönetecek, bağımsız ve fraksiyona bağlı olmayan kişilerden oluşan bir Filistin komitesinin kurulmasını kabul ettiğini de açıkladı.