ABD ve İsrail, İran’ın silahlanmasına karşı ortak vizyon üzerinde çalışıyor

İsrail’den Batı’ya ‘İran nükleerine’ karşı düşüncelerini değiştirmesi çağrısı

Netanyahu ve Austin’in dün Kudüs’teki görüşmesinden bir kare (DPA)
Netanyahu ve Austin’in dün Kudüs’teki görüşmesinden bir kare (DPA)
TT

ABD ve İsrail, İran’ın silahlanmasına karşı ortak vizyon üzerinde çalışıyor

Netanyahu ve Austin’in dün Kudüs’teki görüşmesinden bir kare (DPA)
Netanyahu ve Austin’in dün Kudüs’teki görüşmesinden bir kare (DPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’in dün ‘İran'ın nükleer silah edinmesini engelleme, İran saldırganlığına karşı koyma, bölgede güvenlik ve refahı sağlama ve barış çemberini genişletmeye yönelik ortak bir gündemi’ tartıştıkları görüşmelerinde uzlaştıkları duyurulmasına rağmen; siyasi ve güvenilir kaynaklar, ‘İran liderliğinin, şu ana kadar İran’ı askeri olarak nükleer bir devlete dönüştürmek için talimatlar vermediğini’ söyleyen ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı’nın (CIA) tutumunu eleştiren açıklamalar yaptılar.
Söz konusu kaynaklar “ABD tutumu, yalnızca bir tutumun değerlendirmesini veya istihbarat bilgilerini ifade etmekten ziyade Batı istihbarat servislerindeki hakim bir düşünceyi ifade ediyor. Bu düşünce temelde İran’ın ve tüm Doğu’nun yapısından bihaber” ifadelerini kullandılar.
Netanyahu, Austin ile görüşmesinin başında “Bakan Austin'in tekrar İsrail'e gelmesinden memnuniyet duyuyorum. Ortak bir gündemimiz var: İran'ın nükleer silah edinmesini engellemek, İran saldırganlığına karşı koymak, bölgede güvenlik ve refahı sağlamak ve barış çemberini genişletmek. Bu önemli bir gündem ve sizinle konuşmayı sabırsızlıkla bekliyorum” ifadelerini kullandı.
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, İran'ın uranyum zenginleştirmede kaydettiği gelişmeden derin bir endişe duyduğunu dile getirirken, İsrailli mevkidaşı Yoav Gallant, Tahran'ın nükleer silah edinmesini engellemek için tüm önlemlerin alınması gerektiğini söyledi.
Austin, Gallant ile düzenlediği ortak basın toplantısında Filistinlilerle yaşanan gerilimin azaltılması gerektiği konusunda İsrail liderleri ve komutanlarıyla net bir görüşme yaptığını belirtti.
Şarku’l Avsat’ın Reuters’tan aktardığı habere göre, konunun hassas olmasından ötürü isminin açıklanmaması şartıyla konuşan üst düzey bir ABD savunma yetkilisi, “Bakan Austin, her iki konuda da (Batı Şeria ve İran) müzakereleri yürütme konusunda tam yetkinliğe sahiptir” dedi.
Yetkili, İsrail'in Batı Şeria ile meşgul olmasının ‘halihazırda stratejik bir tehdit oluşturan İran'ın tehlikeli nükleer gelişimine ve devam eden bölgesel ve uluslararası saldırgan politikasına odaklanma güçlerini azalttığını’ vurguladı.
Göstericilerin yavaş hareket ettirdikleri arabalarıyla Ben Gurion Uluslararası Havaalanı'nı kuşatmasının ardından Austin ile oldukça gergin koşullarda görüşen Netanyahu, Batı Kudüs'teki ofisinden bir polis uçağıyla havaalanına uçmak zorunda kaldı. Austin, Kudüs’te Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile yapacağı görüşmenin yanı sıra Tel Aviv'deki Savunma Bakanlığı karargahında genelkurmay başkanları ve bakanı ile yapacağı görüşmeleri de iptal etmek zorunda kaldı. Austin, Netanyahu ile kısa bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmeye Savunma Bakanı Yoav Gallant, Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer, Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı Tzachi Hanegbi, Kabine Sekreteri Tzachi Braverman ve Başbakan'ın Askeri Sekreteri Tümgeneral Avi Gil de katıldı.
İsrail askeri kaynakları, ‘dünyanın İran ile ilişkilerde Tahran’ın kendisini Kuzey Kore gibi nükleer bir devlet olarak dayatmasına yol açabilecek bir hataya tekrar şahit olacağını’ öne sürerek Batı’nın yüzüne karşı ‘uyandırma çığlığı’ atmaya dikkat ettiler.
Her zaman olduğu gibi, İsrail'deki yetkililer hassas bir konudaki pozisyonlarını sızdırmak istediklerinde, resmi olarak karar mercilerinde çalışmayan ancak resmi liderlerle yakın ilişkileri olan bir güvenlik yetkilisini kullanıyorlar. İsrail Ordusu Askeri İstihbarat Dairesi Eski Başkanı Tamir Hayman, sahada yaşananların şöyle olduğunu ifade etti:
“İranlılar askeri nükleer enerjiler inşa ediyorlar. Uranyum zenginleştirme derecelerini yüzde 84'e çıkarmakla kalmayıp üstüne nükleer başlık taşıyabilecek balistik füze geliştirme konusunda da büyük adımlar atıyorlar. Her şeyi öyle bir inşa ediyorlar ki lider şöyle diyor: Allah bize güç verdi; öyleyse neden bunu kullanmayalım? Bu nedenle, daha yüksek emir vermeme prensibi sorgulanmalıdır.”
Hayman “Şu anda yapmamız gereken şey, bizim ve Batı’nın izlediği stratejinin başarısız olduğunu kabul etmektir. Kapalı bir kapıya ulaştık” ifadelerini kullanarak ‘hataların düzeltilmesi’ çağrısında bulundu. Hayman “Nükleer İran’ın yerel bir tehlikeden ziyade daha kapsamlı bir tehlike olduğunun farkına varmalıyız. İran nükleer bir güç olunca tüm bölgede bir nükleer silahlanma yarışına tanık olacağız. Bu İsrail'in elini kolunu bağlayacak, dengesiz bir korkuya yol açacak ve moralleri bozacaktır. Böyle bir noktaya gelmemeliyiz” dedi.
Aynı zamanda 2015 nükleer anlaşmasına bağlı kalmayı eleştiren Hayman “Alman Dışişleri Bakanı'nın İran'a yönelik yaptırımların geri getirilmesi gerektiğini söylediğini duyduk. Pratikte bakıldığında, nükleer anlaşmanın bozulması gerektiğini söylüyor. Bence bir yıl önce nükleer anlaşma imzalanmış olsaydı daha iyi olurdu. Ancak olmuşla ölmüşe çare yok. Bugün sadece yaşayan ölü bir anlaşma var. Bu sağlıklı değil ve bozulmalıdır. Bir an önce masanın terk edilerek eski yaptırımlara dönülmesi, bunlara yeni yaptırımlar eklenmesi ve ayrıca askeri seçeneklerin ciddi bir şekilde düşünüldüğünün de gösterilmesi gerekiyor. İran'ı ancak bu caydırabilir” dedi.



İsrail, Beyrut'ta Hizbullah'ın en üst düzey askeri komutanını hedef aldı

Beyrut’un güney banliyösündeki Harat Hreyk’teki İsrail saldırısının hedef aldığı alan (Şarku’l Avsat)
Beyrut’un güney banliyösündeki Harat Hreyk’teki İsrail saldırısının hedef aldığı alan (Şarku’l Avsat)
TT

İsrail, Beyrut'ta Hizbullah'ın en üst düzey askeri komutanını hedef aldı

Beyrut’un güney banliyösündeki Harat Hreyk’teki İsrail saldırısının hedef aldığı alan (Şarku’l Avsat)
Beyrut’un güney banliyösündeki Harat Hreyk’teki İsrail saldırısının hedef aldığı alan (Şarku’l Avsat)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ofisi, bugün Beyrut’ta düzenlenen bir hava saldırısının Hizbullah’ın en üst düzey askeri komutanı olan Haytham Ali Tabatabai’nin hedef aldığını açıkladı.

Yapılan kısa açıklamada, “Bir süre önce, Beyrut’un kalbinde, İsrail ordusu Hizbullah’ın yeniden yapılanma ve silahlanma faaliyetlerini yöneten en üst düzey askeri komutanını hedef aldı. Başbakan Netanyahu saldırı emrini verdi” denildi.

Lübnan Sağlık Bakanlığı’na dayandırılan yerel medya haberlerine göre Beyrut’un güney banliyösüne düzenlenen saldırıda 1 kişi öldü, 21 kişi yaralandı.

İsrail ordusu ise daha önce, kimliğini açıklamadan Beyrut’ta “üst düzey bir Hizbullah mensubunun” nokta operasyonuyla vurulduğunu duyurmuştu. İsrail basını, Hizbullah’ın iki numarası ve en üst düzey askeri komutanı olduğu belirtilen Haytham Ali Tabatabai’nin hedef alındığını aktardı.

th
İsrail’in Beyrut’un güney banliyösünde hedef aldığı konut binasının altında toplanan insanlar (AFP)

Lübnan Ulusal Haber Ajansı, saldırının gerçekleştiği bölgede çok sayıda araç ve binada ağır hasar meydana geldiğini bildirdi.

Saldırı, Netanyahu’nun iki saat önce yaptığı ve İsrail’in “Hizbullah ve Hamas’ın güçlenmesini engellemek için gereken her şeyi yapmaya devam edeceğini” söylediği açıklamanın ardından gerçekleşti. Netanyahu, haftalık kabine toplantısında “Ordu bu hafta Lübnan’da operasyonlar gerçekleştirdi. Hizbullah’ın kapasitesini yeniden inşa etmesini engellemek için ne gerekiyorsa yapacağız” ifadelerini kullandı.

ABD’den ilk yorumlar

Şarku’l Avsat’ın Axios’tan aktardığı habere göre üst düzey bir ABD yetkilisi, “İsrail, Beyrut’taki saldırı hakkında bizi önceden bilgilendirmedi, yalnızca saldırıdan hemen sonra haber verdi” dedi. Başka bir yetkili ise, Washington’un İsrail’in Lübnan’daki operasyonları yoğunlaştırmayı planladığını günlerdir bildiğini söyledi.

Haytham Ali Tabatabai kimdir?

Haytham Ali Tabatabai, ya da bilinen adıyla Ebu Ali Tabatabai, Hizbullah’ın önde gelen askerî komutanlarından biri olup örgütün özel kuvvetlerini Suriye ve Yemen’de yönetti.

ABD’nin Adalet İçin Ödüller (Rewards for Justice) programı, Tabatabai hakkında bilgi sağlayanlar için 5 milyon dolara kadar ödül vadetmişti. Washington, Tabatabai’nin Suriye ve Yemen’deki faaliyetlerini, Hizbullah’ın bölgesel istikrarsızlığı artırmaya yönelik geniş çaplı çabalarının bir parçası olarak nitelendiriyor.

gt
Beyrut'un güney banliyölerinde İsrail saldırısında hedef alınan daireler (Şarku’l Avsat)

ABD Dışişleri Bakanlığı, 26 Ekim 2016’da Tabatabai’yi “Küresel Terörist” olarak tanımlamış; bu kapsamda ABD yargı yetkisi altındaki tüm mal varlıkları dondurulmuş ve Amerikalıların kendisiyle herhangi bir işlem yapması yasaklanmıştı. Ayrıca Hizbullah’a sağlanacak her türlü bilinçli destek, ABD yasalarına göre suç sayılıyor.

Güney Lübnan’da saldırı: Bir kişi öldü

Öte yandan Lübnan Ulusal Haber Ajansı, Güney Lübnan’ın Ayta el-Şaab kasabasında bir aracın İsrail’e ait insansız hava aracı tarafından hedef alındığını, saldırıda “eski bir mahkûm” olarak tanımlanan Muhammed Salih’in hayatını kaybettiğini bildirdi. Salih’in evini onarmak için malzeme almaya giderken vurulduğu belirtildi.


Yossi Cohen: Gazze halkı için ‘geçici yerinden edilme’ planını başlattım... Sisi bunu engelledi

Gazze Şeridi'nin güneyindeki mülteci kamplarına kaçmak zorunda kalan Gazze sakinleri, kuzeydeki evlerine geri dönüyor, 11 Ekim 2025. (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki mülteci kamplarına kaçmak zorunda kalan Gazze sakinleri, kuzeydeki evlerine geri dönüyor, 11 Ekim 2025. (Reuters)
TT

Yossi Cohen: Gazze halkı için ‘geçici yerinden edilme’ planını başlattım... Sisi bunu engelledi

Gazze Şeridi'nin güneyindeki mülteci kamplarına kaçmak zorunda kalan Gazze sakinleri, kuzeydeki evlerine geri dönüyor, 11 Ekim 2025. (Reuters)
Gazze Şeridi'nin güneyindeki mülteci kamplarına kaçmak zorunda kalan Gazze sakinleri, kuzeydeki evlerine geri dönüyor, 11 Ekim 2025. (Reuters)

Eski Mossad Başkanı Yossi Cohen, yakın zamanda yayınlanan ‘Hileyle Savaş Yaparsın’ adlı kitabında, mevcut savaş sırasında Filistinlileri Gazze Şeridi'nden çıkarma planının mimarı olduğunu ortaya koyuyor, ancak bunun kalıcı değil, ‘geçici bir yerinden etme’ önerisi olduğunu iddia ediyor. Şarku’l Avsat’ın yaptığı kapsamlı kitap incelemesine göre Cohen, Mossad’ın çalışma yöntemleri ve ajan devşirme tekniklerinden söz ediyor. Cohen, yürüttüğü istihbarat faaliyetleri kapsamında Lübnan’da ‘arkeolog’, Sudan’da ise ‘çay tüccarı’ kılığına girdiğini anlatıyor.

Cohen'in kitabının İbranice baskısının adı ‘Hileyle Savaş Yaparsın’ iken, İngilizce baskısının adı farklı: The Sword of Freedom: Israel, the Mossad and the Secret War (Özgürlüğün Kılıcı: İsrail, Mossad ve Gizli Savaş).

Gazzelilerin ‘geçici yerinden edilmesi’

Yossi Cohen, 7 Ekim 2023'te Hamas'ın saldırısına yanıt olarak Gazze Şeridi'nden yaklaşık 1,5 milyon Filistinliyi Mısır'ın Sina Yarımadası'na sınır dışı etme planının arkasında kendisinin olduğunu açıkladı. Cohen, planının ‘geçici bir yerinden edilme’ öngördüğünü savunuyor. Anlattığına göre, İsrail kabinesi bu plana onay verdi ve siviller arasındaki kayıpları azaltmayı amaçladığı gerekçesiyle Arap ülkelerini ikna etme görevi kendisine verildi.

frgt
Gazze'nin kuzeyinden ayrılmak zorunda kalan yerinden edilmiş insanlar, 23 Eylül 2025 (AP)

Cohen, bu çerçevede çeşitli Arap başkentlerine gittiğini söylüyor, ancak Arap liderlerin, ‘geçici’ diye sunulan göçün kalıcı bir sürgüne dönüşmesinden endişe ettiklerini aktarıyor. Bunun üzerine, göçün gerçekten geçici olacağına dair uluslararası güvence sağlamaya hazır olduğunu ilettiğini belirtiyor. Bu amaçla ABD, Birleşik Krallık, Japonya, Çin ve Hindistan ile temas kurduğunu ifade ediyor. Ancak Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin planı kesin bir dille reddetmesiyle konu kapanmış.

Kibir... İsrail propagandasının başarısızlığı

Yossi Cohen kitabında İsrail liderlerinin alçakgönüllü olması gerektiğini defalarca vurguluyor. Ancak aynı zamanda, kendi anlatımında kibirli davranışları tekrar ettiğine dair izlenim veriyor. Örneğin, dünyanın birçok yerinde İsrail’in Gazze’ye karşı yürüttüğü savaş nedeniyle ülkeye karşı tepkiler oluşmasını ve Gazze’den gelen görüntülerin yoğun şekilde paylaşılmasını şaşkınlıkla karşılıyor.

dcfrgt
Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi ve ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz ekim ayında Gazze Şeridi'nde ateşkes anlaşmasını duyurmak üzere Şarm eş-Şeyh zirvesine katılanlarla birlikte (Mısır Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü’nün Facebook hesabı)

Cohen, Gazze’deki sivillere yönelik kitlesel şiddeti ve on binlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden olan operasyonları eleştirmek yerine, sorunu İsrail’in kamu diplomasisinde ve propaganda çalışmalarındaki eksikliklerde görüyor. Ona göre hükümet, gerçekleri yeterince ortaya koymak ve İsrail’in duruşunu doğru şekilde tanıtmak için yeterince çaba harcamıyor. Öte yandan, Cohen dünya genelindeki İsrail lobisinin yabancı medya üzerindeki etkisini ve çok sayıda Yahudi’nin İsrail’in uygulamalarını protesto eden kampanyalara katıldığını göz ardı ediyor.

Cohen daha da ileri giderek, İsrailli liderlerin halktan uzaklaştıklarını ve İsrail vatandaşlarına karşı insani duygulardan ve şefkatten yoksun olduklarını söylüyor. Bu nedenle, halkın acısını yeterince hissetmiyorlar ve dolayısıyla halkın yaşadığı acının gerçekliğini küresel ve hatta yerel kamuoyuna nasıl aktaracaklarını bilmiyorlar. Ona göre bu durum, dünyayı Hamas'ın ve propagandasının etkisine karşı savunmasız hale getiriyor.

Cohen, barış yanlısı olarak bilinen Gazze çevresindeki İsrail kasabalarının sakinlerine yönelik toplu tecavüz, kafa kesme, cesetlere zarar verme ve çocukları yakma gibi acımasız saldırılara rağmen, dünyanın İsrail'den savaşı durdurmasını istediğini söylüyor. İsrail, Hamas mensuplarının Aksa Tufanı Operasyonu sırasında bu eylemleri gerçekleştirdiğini iddia ediyor, ancak hareket bunu reddediyor.

dfr
Gazze şehrinin er-Rimal mahallesinde bir çadırın içinde yemek yiyen Filistinli çocuklar, 5 Kasım 2025 (AFP)

Bu bağlamda Cohen, İsrail'in benimsemesi gereken propaganda türünü özetliyor. Örnek olarak, iki devletli çözümü reddettiğini ve Filistin'de nehirden denize kadar İsrail işgaline direnmek istediğini söyleyen Hamas lideri Halid Meşal'in açıklamalarını gösteriyor. Cohen, var olma hakkını tanımayanlarla barışın sağlanamayacağını savunuyor. Ancak Cohen, Filistin halkının meşru temsilcisi olan Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) de Oslo Anlaşmaları ile İsrail’i tanımasına rağmen İsrail tarafından baskı ve yıldırma politikalarına maruz kaldığını göz ardı ediyor.

Muhammed Ali

Cohen, geçirdiği istihbarat deneyimlerini anlatırken, hayatını kaybeden efsanevi boksör Muhammed Ali’den etkilendiğini belirtiyor. Ali’nin, zaferin veya mağlubiyetin seyirciler görmeden, yani ringe çıkmadan önce kazanıldığını söylediğini aktarıyor: “Antrenman yaparken veya arabayla yolculuk ederken, ringde dansa başlamadan çok önce.” Cohen, kendi gençlik hayalini de paylaşıyor: “Kendimi bir ajan olarak, şahin gözüyle, tilki kurnazlığıyla ve kaplanın sıçrama gücüyle hayal ediyordum. Görev başındayken keskin nişancı sabrına, sihirbaz çevikliğine sahip oluyordum ve Beyrut, Gazze, Hartum gibi yerlerde görev yapmanın getirdiği risklerle yüzleşiyordum.”

fgthy
Kitabın İbranice versiyonunun kapağı

Eski Mossad Başkanı, bir istihbarat görevlisinin karşısındakiler karşısında üstünlük sağlamasının önemine değiniyor. Baalbek’te bir ‘arkeolog’ ve Sudan’da bir Lübnanlı çay tüccarına karşı ‘çay poşeti koleksiyoncusu’ kimliğine bürünme deneyimlerini anlatıyor. İsrail istihbaratının ajan toplama yöntemlerini açıklarken, bu yöntemlerin binlerce yıldır casuslukta kullanılan klasik yöntemlerin aynısı olduğunu ortaya koyuyor: İnsan zaaflarını tespit etme, alışılmadık davranışları kullanma, çıkarları ve çıkar çatışmalarını araştırma, motivasyonları (mali, ideolojik, cinsel, duygusal, kin, kıskançlık vb.) değerlendirme.

Kendi yöntemlerini şöyle gerekçelendiriyor: “Hedef, iş birliği yapmazsa çok şey kaybedeceğini bilmeli; böylece onu İsrail istihbaratının tuzaklarına düşürürsünüz. Çoğu zaman hedef, Suriye ordusunun üst düzey bir subayı veya İranlı bir atom bilimcisi olduğunda, onu öyle bir tuzağa düşürürsünüz ki bir noktada ihanette bulunacak bir eylem yapar. Tuzak kurulduğunda, onu son ana kadar kullanırsınız; çünkü ihaneti ortaya çıkarmakla tehdit ediyorsunuz.”

Dünyada İsrail

Cohen, Mossad'ın İsrail'i doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen her türlü gelişmeyi izlediğini söylüyor. İran, Lübnan, Suriye, Irak, Yemen ve bağlı silahlı örgütlerdeki gelişmelerle yakından ilgileniyor. Ancak, istihbarat teşkilatlarının gerekli özeni göstermesi gereken, tüm insanlığı tehdit eden bir sorun olduğunu düşünüyor: iklim krizi. Bu konuyla, görevinden ayrıldıktan sonra da kişisel olarak ilgilendiğini ve ilgilenmeye devam ettiğini belirtiyor.

fgtyh
Eylül ayında Gazze'de kıtlık ve yerinden edilme dalgaları devam ederken, Han Yunus'ta gıda yardımı almak için bekleyen Filistinliler (AFP)

Ancak, istihbarat konularında uluslararası iş birliği Mossad için en önemli proje olarak görülüyor. Cohen, dünya çapındaki istihbarat kurumlarıyla nasıl ilişkiler kurduğunu anlatıyor. Bunun, 2016 yılında DEAŞ'ın Belçika'da terör saldırıları düzenlemesiyle başladığını söylüyor. Terör saldırısının gerçekleştiği gün, Cohen operasyonlarla ilgili önemli bir ihbar aldı. Ancak ihbar çok geç geldi. Yine de Belçikalı meslektaşıyla iletişime geçerek onu bilgilendirdi. Soruşturmaya yardımcı olacak daha fazla bilgi verdi. O yılın ilerleyen aylarında, Abu Dabi'den Sidney'e uçan bir sivil uçağı havaya uçurma planı hakkında Avustralya'yı bilgilendirdi. Mossad sayesinde operasyon engellendi ve silahları ve patlayıcıları hazır olan hücre ortaya çıkarıldı.

Cohen, Mossad’ın operasyonları ve terör hücrelerini ortaya çıkarmasıyla birçok ülkenin İsrail’e borçlu olduğunu belirtiyor. Almanya, Birleşik Krallık ve Fransa istihbarat teşkilatlarının üst düzey yöneticilerinden bazılarını alıntılayarak, bu ülkelerin halklarının, Mossad’ın ortaya çıkardığı terör hücreleri sayesinde İsrail’e minnettar olduklarını aktarıyor. Cohen, İsrail’in de bu istihbarat teşkilatlarından faydalandığını vurguluyor.

Türkiye de bu kuralın dışında değil. İlişkilerin kötü olmasına rağmen Cohen, Türkiye’ye topraklarındaki terör hücreleri hakkında bildiklerini aktarmaktan çekinmemiş. Cohen, “2018 yazında, iki ülke arasındaki kötü ilişkilere rağmen İsrail, Türkiye’nin 16 saldırı gerçekleştiren terör hücreleri hakkında bilgi toplamasına yardımcı oldu” diyor. Ayrıca, o dönemde Türk istihbaratının başında bulunan kişinin, günümüzde Dışişleri Bakanı olan Hakan Fidan olduğunu özellikle vurguluyor.

‘Güçlü bir lider, uzlaşmaya hazır olan kişidir’

Cohen’in kitabında Mossad’ı olumlu bir ışık altında göstermeye çalıştığı açık, ancak kitapta kendi kariyerini ve başarılarını ön plana çıkardığı da gözleniyor; bu, kitabın kişisel bir anlatı olmasından kaynaklanıyor. Eleştirmenler, Cohen’in amacının açık olduğunu, yani başbakanlık görevine ulaşmak istediğini söylüyor. Cohen, hem İsraillilerin hem de diğer ülkelerden okuyucuların aklına gelebilecek her soruya yanıt vererek, bu makam için en uygun kişi olduğunu kanıtlamaya çalışıyor. Kitap boyunca farklı bakış açılarını memnun edecek şekilde ilerliyor, ancak en dikkat çekici yönü, kendisine hayran olanlar arasında Yahudi, Arap, sağcı, solcu, dindar, laik, İsrailli ve yabancı pek çok kişinin sözlerine yer vermesi.

fgt
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu (solda) ve 7 Aralık 2015 tarihinde Netanyahu tarafından Mossad başkanlığına atanan Yossi Cohen. (Getty Images)

İsrail’in sonsuz bir savaş içinde yaşamasını isteyenlere, “1973 Ekim Savaşı’ndan sonra, sadece beş yıl içinde Mısır’la tarihi bir barış anlaşması imzalanacağını kimse düşünemezdi” diyerek cevap veriyor. Cohen, güçlü liderin gerektiğinde taviz verebilen lider olduğunu vurguluyor. İsrail ile Arap ülkeleri arasında imzalanan İbrahim Anlaşması sırasında duygulandığını ve ağladığını belirtiyor. Kitapta, gerçek bir barış arzusunu gösteren Arap liderleri övdüğünü de ifade ediyor. Ancak Cohen’e göre barışın sağlanabilmesi için önce güç gösterilmesi gerekiyor.


İsrail ordusu, Gazze'de bir Hamas liderinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
TT

İsrail ordusu, Gazze'de bir Hamas liderinin öldürüldüğünü duyurdu

Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)
Gazze şehrine düzenlenen İsrail hava saldırısında hedef alınan bir araç (AFP)

İsrail ordusu, Gazze şehrinde bir Hamas liderini öldürdüğünü duyurdu. Şarku’l Avsat’ın İ24 NEWS’ten aktardığına göre dün Gazze şehrinde bir araca düzenlenen İsrail saldırısında dört kişi hayatını kaybetti. Saldırının Hamas'ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları'nın Operasyon Komutanı Ala el-Hadidi'yi hedef aldığı belirtildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun ofisi dün, Hamas’ın Yahudi devletiyle olan kırılgan ateşkes anlaşmasını ihlal ettiğini gerekçe göstererek, İsrail'in Gazze Şeridi'nde beş üst düzey Hamas yetkilisini öldürdüğünü açıkladı.

Netanyahu'nun ofisi tarafından X platformu üzerinden yapılan paylaşımda şu ifadeler yer aldı: “Bugün Hamas, İsrail askerlerine saldırmak için teröristleri İsrail kontrolündeki bölgelere göndererek ateşkes anlaşmasını bir kez daha ihlal etti. Buna karşılık İsrail, beş üst düzey Hamas teröristini ortadan kaldırdı.”