Hristiyanlık ve Musevilik arasındaki inançlarıyla Yehova Şahitleri kimdir?

Yehova Şahitleri gönüllüleri (Web siteleri)
Yehova Şahitleri gönüllüleri (Web siteleri)
TT

Hristiyanlık ve Musevilik arasındaki inançlarıyla Yehova Şahitleri kimdir?

Yehova Şahitleri gönüllüleri (Web siteleri)
Yehova Şahitleri gönüllüleri (Web siteleri)

Almanya’nın kuzeyinde yer alan Hamburg’da Yehova Şahitleri grubuna ait bir kiliseye yönelik silahlı saldırıda 7 kişi öldü, sekiz kişi de yaralandı. Peki, Yehova Şahitleri kimdir?
Araştırmacıların aktardığına göre Yehova Şahitleri, kendisini Yahudilik ve Hıristiyanlık arasında konumlandıran, Siyonist hareketi destekleyen ve Yahudi egemenliğini vaaz eden dini bir gruptur.
Araştırmacılar, Yehova Şahitlerini, 1874'te ABD’de Charles Russell tarafından kurulan, Hıristiyan kıyafetleri giymiş Siyonist bir grup olarak tanımlıyor; Bu nedenle başlangıçta ‘Rasiliyye’ ve ‘İncil'in Yeni Öğrencileri’ grubu olarak da biliniyordu.
Narthan Harmar Knorr 1905'te örgütün başkanlığını üstlendiğinde Yehova Şahitleri en güçlü dönemlerini yaşadı.
Merkezi New York'ta bulunan cemaat, sembolü olarak İsraillilerin ulusal sembolü olan Yedi Menora'yı benimsiyor.
Yehova Şahitleri, herhangi bir etnik veya ulusal engel olmaksızın güçlü bağlara sahiptir ve evleri gezerek vaaz etmeleriyle ve Mukaddes Kitap hakkında evde ücretsiz dersler vermeleriyle tanınıyor.

Orduya hizmet etmezler… Kan naklini reddederler
Yehova Şahitleri orduya hizmet etmez. Ayrıca siyasi olarak tarafsızdırlar ve hiçbir partiye mensup değillerdir. Kan naklini reddeden grup, İncil'in Hıristiyanların kan naklini kabul etmesini yasakladığına inanıyor.

Teslis inançları
Yehova Şahitleri, diğer Hristiyan mezheplerini tanımayan ateist inançlara sahip bir Hristiyan mezhebi. Ayrıca ne ‘azizlerin şefaatine’ ne de ‘kötülere eziyet etmenin bir yolu olarak cehennem ateşine’ inanıyorlar.



Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.