Mısır'ın ‘Tahıl Ticareti Anlaşması’ndan çekilmesi ne anlama geliyor?

Sisi ve Putin telefon görüşmesinde gıda krizini görüştü.

Mısır, Rusya-Ukrayna krizi ışığında buğday ithalatını düzenli olarak sağlamak için çalışıyor. (Getty)
Mısır, Rusya-Ukrayna krizi ışığında buğday ithalatını düzenli olarak sağlamak için çalışıyor. (Getty)
TT

Mısır'ın ‘Tahıl Ticareti Anlaşması’ndan çekilmesi ne anlama geliyor?

Mısır, Rusya-Ukrayna krizi ışığında buğday ithalatını düzenli olarak sağlamak için çalışıyor. (Getty)
Mısır, Rusya-Ukrayna krizi ışığında buğday ithalatını düzenli olarak sağlamak için çalışıyor. (Getty)

Kahire yönetiminin ‘Ticari Tahıl Anlaşması’ndan çekilme kararı, dünya çapında en büyük buğday ithalatçılarından biri olan Mısır'ın neden bu adımı attığına dair birçok soru ortaya çıkardı. Ekonomi uzmanları, Kahire'nin ‘anlaşmanın şu an ekonomik olarak faydasız olduğunu ve kararın Mısır'ı dolar hakimiyetinden kurtardığını’ söylüyor.
Mısır, tahıl ticaretini kapsayan tek uluslararası anlaşma olan Uluslararası Tahıl Ticareti Anlaşması'ndan çekileceğini bildirdi. Mısır, geçtiğimiz şubat ayında, bu yılın 30 Haziran'ından itibaren anlaşmadan çekilmek için bir başvuru yapmıştı.
Mısır, anlaşmayı kurulduğu 1995 yılında bu anlaşmayı imzalayanlar arasında yer aldı. O tarihten bu yana ABD ve Avrupa Birliği gibi önemli tahıl ithalatçıları ve ihracatçıları arasına katıldı.
Reuters’in haberine göre Mısır Dışişleri Bakanlığı'ndan şu açıklamada bulunuldu:
“Karar, Tedarik ve Ticaret Bakanlıkları tarafından yapılan ve Mısır'ın konsey üyeliğinin bir katma değeri olmadığı sonucuna varılan bir değerlendirmenin ardından alındı.”
Mısır'ın hamlesi, Rusya-Ukrayna krizi zemininde tahıl piyasalarında yaşanan bir çalkantı döneminden sonra ve küresel gıda güvenliğine ilişkin endişeler ışığında geldi.
Tahıl Ticaret Anlaşması’nı denetleyen Uluslararası Tahıl Konseyi'nin Yönetici Direktörü Arnaud Petit, Reuters’e yaptığı açıklamada "Bu (geri çekilme) önceden bildirilmeden gerçekleşti. Konsey üye devletlerinden bazı delegasyonlar karar karşısında şaşırmış ve üzüntü duymuştur” dedi. Ayrıca bazı üyelerin Mısır'dan kararını yeniden gözden geçirmesini talep edeceğine dikkat çekti.
Mısır Tedarik Bakanı’nın Eski Danışmanı ve Ekonomi Uzmanı Dr. Mithat Nafi, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Mısır'ın Tedarik ve Ticaret Bakanlıkları aracılığıyla beyanlarından anladığımız, Mısır'ın bu anlaşmaya taraf olduğu süre boyunca gerçek bir menfaatinin olmadığıdır. Görünüşe göre üyelik, ticaret hareketini kolaylaştırma süreciyle ilgili herhangi bir ek avantaj veya anlaşmanın Birleşmiş Milletler anlaşması olarak sağladığı yeni avantajlar sağlamadı. Sonuç olarak Mısır devleti, varlığın devamlılığının dolar cinsinden üyelik ödemelerinin mali yükümlülükler gerektirdiğini gördü.”
Ekonomist ve Finans Uzmanı Dr. Yasir Hüseyin’in eğerlendirmesi de şöyle oldu:
“Ekonomik kriz, Rusya-Ukrayna savaşı, emtia tedarik zincirlerindeki aksamalar ve tahıl fiyatlarındaki önemli artış karşısında Mısır, dünyanın en büyük buğday ithalatçısı ve tüketicisi bir ülke olarak bundan büyük ölçüde etkilendi. Bu durum Mısır vatandaşının hayatını olumsuz etkiledi. Bu anlaşma Mısır'ın zarar görmesini engelleyemedi ya da bundan etkilenen etkilerin olumsuz etkisiyle mücadele edemedi. Anlaşma Mısır için tahıl tedarik zincirlerini güvence altına alamadı ve çok artan tahıl fiyatlarını kontrol edemedi. Bunlar, Mısır'ın büyük ölçüde muzdarip olduğu etkilerdir. Bu nedenle anlaşma Mısır için yararsızdı ve çekilmeye karar verdi.”
Merkezi Halk Seferberliği ve İstatistik Ajansı'nın resmi raporları, Mısır'ın 2022'nin ilk on ayında toplam tahıl ithalatının 5 milyar 945 milyon 319 bin dolar olduğunu gösteriyor. Mısır'ın bu dönemdeki buğday ithalatı 3 milyar 339 milyon 438 bin doları buldu.
Bu adımın Mısır üzerindeki etkisi konusunda Nafi, Mısır'ın ağırlıklı olarak kamu ihaleleri yoluyla ithalat yaptığına dikkat çekti. Nafi’ye göre bu, anlaşmanın kendisi için yararsız olduğu anlamına geliyor ve bu durum özellikle Ukrayna krizi ve ticari çalkantı ışığında güçlü bir şekilde hissedildi. Dr. Mithat Nafi açıklamasının devamında “Her halükârda, şüphesiz Mısır tarafından iyi düşünülmüş bir kararla karşı karşıyayız. İyi düşünülmüş bir karar olduğu için yürürlüğe girmesi için bir mühlet tanındı” dedi.
Nafi, Mısır'ın kararını yeniden gözden geçirmesini isteyen açıklamayla ilgili de şunları söyledi:
“Mısır en büyük buğday alıcılarından biri ve bu nedenle buğday ve tahıl denkleminde önemli bir rakamla karşı karşıyayız. Bu, diğer ülkeleri anlaşma ve düzenleyicisiyle karıştırdı. Mısır'ı kararından döndürmeye ikna etmeye gelince, bu pek mümkün değil çünkü Mısır diplomasisi, çağlar boyunca kararlarını verirken bilgelikle karakterize edilmiştir. Bu nedenle bu karar üzerinde düşünülerek verildi. Bu bir karardır ve geri çekilme tehdidi değildir. Yani gerçek bir faydası olmadıkça geri alınamaz.”
Ekonomi ve Finans Uzmanı Dr. Yasir Hüseyin, geri çekilmenin Mısır'ın anlaşma çerçevesinden uzaklaşarak dünyanın çeşitli ülkelerinden tahıl satın alma özgürlüğüne katkı sağlayacağını belirttiği açıklamasında şu değerlendirmelerde bulundu:
“Mısır, farklı uluslararası tahıl seçeneklerine sahip olacak. Fiyat, kalite veya ödeme yöntemi açısından veya çoğunlukla ABD doları olan döviz cinsi açısından en iyi koşullara sahip olan tarafa yönelecek. Bu da Mısır'ın çeşitli ödeme mekanizmalarından ve yöntemlerinden yararlanacağı anlamına geliyor. Ödeme sadece dolar olarak değil, satış yapan ülkenin para birimleriyle yapılacak. Bu da Mısır'ın dolar baskısına uğramaması ve Mısır'ın elindeki doları kurtarmasına işaret ediyor. Mısır, anlaşmayı iptal etme adımını atmadan önce, Cumhurbaşkanı'nın Hindistan, Azerbaycan ve Ermenistan'a yaptığı gezilerle netleşen kalkınmacı Mısır başkanlık diplomasisi aracılığıyla alternatifler yarattı. Anlaşmadan çekilme kararından önce tahıl konusundaki stratejik konumlarını güvence altına almak için bu ülkelerle tahıl ve buğday başta olmak üzere çeşitli anlaşmalar yaptı.”
Diğer yandan Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi geçtiğimiz perşembe günü Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirerek çeşitli iş birliği çerçevelerini geliştirmenin yollarını tartıştı. Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, çağrıda özellikle gıda alanında olmak üzere mevcut küresel krizlerin üstesinden gelme yollarına ilişkin istişarelere de değinildi. İki lider, özellikle ülkeleri bu konuda en çok etkilenen Afrika'daki ülkeler için gıda güvenliğini artırmanın önemini vurguladı.
Kremlin, iki liderin tahıl anlaşmasını ve bunu kapsamlı bir şekilde uygulama ihtiyacını tartıştığını açıkladı.
Kamu Seferberlik ve İstatistik Merkezi Ajansı’ndan dün yapılan açıklamada, Mısır ile Rusya arasındaki ticaret alışverişinin değerinin, 2021'in aynı döneminde yüzde 16,3 artarak 3,6 milyar dolara kıyasla 2022'nin ilk 11 ayında 4,2 milyar dolara yükseldiğini bildirildi.



İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
TT

İsrail, Güney Lübnan’ı hedef aldı

Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)
Lübnan ve İsrail sınırındaki Ras el-Nakura bölgesinde bulunan bir Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü merkezi (AFP)

Lübnan’ın resmî haber ajansı Ulusal Haber Ajansı (NNA), bugün (Cuma) Güney Lübnan’daki Vezzani ve Mecidiye çevresinin İsrail topçuları tarafından hedef alındığını bildirdi.

Ajansa göre, İsrail’e ait bir insansız hava aracı Ras el-Nakura bölgesinde bir balıkçı teknesinin yakınına ses bombası bıraktı; olayda yaralanan olmadı. Aynı bölgede İsrail’e ait bir savaş botu da ülkenin kara sularına doğru makineli tüfekle ateş açtı.


İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
TT

İslami Cihad, son İsrailli esirin cesedinin teslim edilmediği iddiasını yalanladı

Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)
Bir İslami Cihad savaşçısı, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Nuseyrat'ta kaçırılanların cesetlerini arayan Mısırlı işçilerin ağır makinelerle kazı yapmasını izliyor (Arşiv - AP)

Filistinli kaynaklar, İsrail’in iki gündür öne sürdüğü, İslami Cihad Hareketi’nin Hamas ile iş birliği yapmayı reddettiği ve ateşkesin ikinci aşamasına geçilmeden önce elindeki son İsrailli esirin cesedini teslim etmediği yönündeki iddiaları yalanladı.

İsrail’in Maariv gazetesinin güvenlik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre, Hamas ile İslami Cihad arasında, Ran Gafeli isimli son esirin cesedinin teslim edilmemesi konusunda gerilim yaşandığı iddia edildi. İsrail, Gafeli’nin kaçırılmasında İslami Cihad mensuplarının doğrudan rol aldığını düşünüyor.

İslami Cihad’ın askeri kanadı Saraya el-Kudüs, günler önce yaptığı açıklamada tüm esirleri teslim ettiklerini ve ateşkes anlaşmasına tamamen uyduklarını belirtti. Hareketten Şarku’l Avsat’a konuşan kaynaklar, Gafeli’nin cesedinin kendi ellerinde bulunmadığını, cesedin Hamas’ın kontrolünde olduğunu ifade etti. Kaynaklar, Hamas ile koordinasyonun “mükemmel seviyede” olduğunu ve İsrail basınında yer alan gerilim iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

dsvf
İslami Cihad savaşçıları ve Mısırlı işçiler, Gazze Şeridi'ndeki Nuseyrat'ın kuzeyinde İsrailli rehinelerin cesetlerini arıyor (Arşiv - AP)

Hamas kaynakları da Şarku’l Avsat’a, cesedin Gazze kentinin doğusundaki Şucaiyye ve Zeytun mahallelerinde 3 veya 4 farklı noktada bulunmuş olabileceği yönünde şüpheler olduğunu aktardı. Ancak bu noktalarda yürütülen aramalarda cesede ulaşılamadığı, esir alma ve gömülme süreçlerine dahil olan saha sorumluları ve militanların tamamının çeşitli saldırılarda öldüğü için kesin yer tespiti yapmanın zorlaştığı bildirildi. Kaynaklar ayrıca yoğun bombardıman ve bölgenin tamamen yıkılması nedeniyle tespit çalışmalarının daha da güçleştiğini belirtti.

Yediot Aharonot gazetesine göre İsrail, arabulucular aracılığıyla Hamas’a, cesedin yerinin belirlenmesine yardımcı olabilecek kişilere ilişkin bilgiler ve bölgenin olası konumunu gösteren uydu görüntüleri iletti. Hamas kaynakları, bu dosya ve diğer konularla ilgili arabulucularla temasın sürdüğünü söyledi.

Yeni videonun ortaya çıkardığı soru işaretleri

Bu gelişmeler, İsrailli esir ailelerinin yayımladığı görüntülerle eş zamanlı yaşandı. Videolarda, Ağustos 2024’te Refah’taki bir tünelde cesetleri bulunan altı esirin, tünelde birlikte yaşarken Hanuka’yı kutladıkları, 2024 yeni yılına girdikleri, konuşup saç tıraşı oldukları ve tünel içinde farklı noktalara hareket ettikleri görülüyor.

dfgh
Hamas militanları, 20 Şubat 2025'te Han Yunus'ta İsrailli rehinelerin cesetlerinin Kızılhaç'a teslimi sırasında tabutlardan birini taşıyor (DPA)

Görüntüler, İsrail ordusunun söz konusu altı kişinin tünele ulaşımdan iki gün önce Hamas tarafından öldürüldüğü yönündeki açıklamalarına dair soru işaretleri doğurdu. Hamas bu iddiayı reddederek, esirlerin bölgeyi hedef alan İsrail bombardımanında öldüğünü söyledi.

Maariv'den gazeteci Miki Levine, esirlerin “Nisan ayında anlaşma sağlanmış olsaydı hayatta olabileceklerini” belirten bir değerlendirme yayımladı. Levine, Başbakan Netanyahu ile bakanlar Smotrich ve Ben-Gvir’in “tam zafer” stratejisinde ısrar etmelerinin, Refah’a girilmesinin esirleri tehlikeye atacağı yönündeki uyarıları göz ardı ettiklerini yazdı.

İsrail devlet televizyonu da, esirlerin öldürülmesinden birkaç gün önce müzakerelerin tıkanma noktasına gelmesinin, Tel Aviv’in Filadelfi Koridoru’nun kontrolünü şart koşmasından kaynaklandığını; o aşamada anlaşma imzalansaydı altı esirden beşinin serbest bırakılacağını aktardı.

Hamas kaynakları ise Şarku’l Avsat’a, esirlerin topçu ve hava bombardımanında öldüğünü, saldırı sırasında bazı esir gardiyanlarının da yaşamını yitirdiğini teyit etti. Kaynaklar, savaş boyunca İsrail güçleri esirlere yaklaşırsa “tehlike durumunda esirin öldürülmesi” yönünde talimat bulunduğunu da belirtti.7Tünelin Refah’ın batısındaki Tel Sultan’da bulunduğu, İsrail ordusunun sonraki incelemelerinde esirlerin “bölgedeki yoğun askeri baskı nedeniyle hayatını kaybettiğini” kabul ettiği bildirildi.

Ekim 2024’te İsrail, Hamas’ın eski siyasi büro şefi Yahya es-Sinvar’ı, Tel Sultan’daki bir evde, yanında silahlı bir grupla bulunduğu sırada öldürmüştü. Kasım ayında Hamas kaynakları, Muhammed es-Sinvar’ın oğlu İbrahim’in de Refah’taki bir tünelde hava saldırısında öldüğünü açıklamıştı. DNA bulgularının, aynı tünelde Hamas mensuplarının bulunduğuna işaret ettiği belirtildi. Esirlerin, İbrahim es-Sinvar’ın öldüğü saldırıda hayatını kaybetmiş olabileceği değerlendiriliyor.

Hamas kaynakları, İsrailli esirlere ilişkin talimatların çok sıkı olduğunu ve hayatta kalmaları için tüm imkânların seferber edildiğini vurguladı.


Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
TT

Gazze Şeridi'nde fırtına nedeniyle 11 kişi hayatını kaybetti, birçok ev yıkıldı

Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)
Filistinli çocuklar, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden geçiyor (EPA)

Gazze Şeridi'ni 24 saatten kısa bir süre içinde vuran fırtına ve derin alçak basınç sistemi, birçok evin çökmesi ve bölge genelinde çadırların sular altında kalması sonucu 11 Filistinlinin ölümüne birçok kişinin de yaralanmasına yol açtı.

Filistin Haber Ajansı'na (WAFA) göre yerel kaynaklar, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'nın Bir el-Naja bölgesinde, yerinden edilmiş kişilerin barındığı bir evin çökmesi sonucu 5 Filistinlinin öldüğünü ve birçok kişinin de yaralandığını bildirdi.

 Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)Gazze Şeridi'nin güneyinde Han Yunus'taki bir kampta yağmurlu bir günde yerinden edilmiş Filistinli kadın (Reuters)

Şarku'l Avsat'ın ulaştığı kaynaklar, bugün şafak vakti Gazze şehrinin batısındaki el-Rimal mahallesinde yerinden edilmiş kişilerin çadırlarının üzerine büyük bir duvarın çökmesi sonucu 2 vatandaşın öldüğünü, Gazze şehrinde aşırı soğuktan bir çocuğun, el-Şati kampında ise bir bebeğin hayatını kaybettiğini belirtti. Dün de el-Şati kampında bir duvarın çökmesi sonucu bir kişi hayatını kaybetti.

Dün el-Amadi bölgesindeki Ebu Cebel kampında bir çadırın çökmesi sonucu iki çocuk yaralandı; Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki mülteci çadırında ise bir bebek aşırı soğuktan hayatını kaybetti.

Sivil savunma ekipleri, son birkaç saat içinde en az 10 evin çöktüğünü, son olarak da el-Kerame ve Şeyh Rıdvan mahallelerinde 2 evin yıkıldığını bildirdi.

Bu olumsuz hava koşulları ayrıca Han Yunus'un el-Mevasi bölgesindeki kampların tamamının sular altında kalmasına, Deyr el-Belah'taki el-Bassa ve el-Baraka'nın geniş alanlarının, Nuseyrat'taki Merkez Pazarı'nın ve Gazze Şehri'ndeki Yermuk ve liman bölgelerinin hasar görmesine yol açtı.

 Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta barınakları basan yağmur sularının içinden hayvanlarla çekilen arabalar geçiyor (EPA)

Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım ve Çalışma Ajansı (UNRWA), dün yaptığı açıklamada, şiddetli yağmur ve ıslak çadırların, aşırı kalabalık Gazze Şeridi'ndeki kötüleşen sağlık ve yaşam koşullarını daha da kötüleştirdiğini belirterek, soğuk hava, yetersiz sanitasyon ve hijyen eksikliğinin salgın hastalık riskini artırdığını vurguladı. UNRWA, insani yardıma erişimin acilen kolaylaştırılması çağrısında bulundu.