Fas’ta kadınlara yönelik şiddet olaylarının başında ‘dijital şiddet’ yer alıyor

Dijital şiddeti, cinsel, ekonomik, psikolojik ve fiziksel şiddet takip ediyor.

Fas Ulusal İnsan Hakları Konseyi Başkanı Emine Buayyaş dün, kadına yönelik şiddetle ilgili bir raporu sundu.
Fas Ulusal İnsan Hakları Konseyi Başkanı Emine Buayyaş dün, kadına yönelik şiddetle ilgili bir raporu sundu.
TT

Fas’ta kadınlara yönelik şiddet olaylarının başında ‘dijital şiddet’ yer alıyor

Fas Ulusal İnsan Hakları Konseyi Başkanı Emine Buayyaş dün, kadına yönelik şiddetle ilgili bir raporu sundu.
Fas Ulusal İnsan Hakları Konseyi Başkanı Emine Buayyaş dün, kadına yönelik şiddetle ilgili bir raporu sundu.

Fas’ta insan haklarıyla ilgilenen anayasal bir kurum olan Ulusal İnsan Hakları Konseyi, kadına yönelik şiddet vakalarıyla ilgili 180 yargı kararını içeren bir çalışmayı tamamladığını açıkladı. Konsey, kadınların maruz kaldığı şiddet türlerinin başında yüzde 31 ile kadına yönelik dijital şiddetin geldiğini, bunu yüzde 26 ile cinsel şiddetin, yüzde 20 ile ekonomik şiddetin, yüzde 18 ile psikolojik şiddetin ve, yüzde 5 ile de fiziksel şiddetin takip ettiğini belirtti.
Konsey tarafından dün Rabat’ta sunulan ‘Kadınlara ve Kız Çocuklarına Yönelik Şiddetin Bildirilmesini Teşvik Etme’ konulu bir rapora göre, davaların yaklaşık yüzde 60’ı tahliye halinde, yüzde 40’ı ise tutukluk halinde yürütüldü. Konsey, mahkemelerin yükünü azaltma, bu davaların karara bağlanma hızını artırma ve mağdurların durumunu dikkate alma amacıyla bir dizi mahkemenin kadına yönelik şiddet davalarında bağımsız duruşmalar tahsis etmeye başladığını duyurdu.
Dava örnekleri, kadına yönelik şiddet vakalarının yüzde 65’inin olağan duruşmalarda karara bağlandığını gösteriyor. Kadına yönelik şiddet davalarında özel duruşmalarda karara bağlananların oranı ise yüzde 35’i geçmiyor. Ayrıca şiddet olaylarının yüzde 96’sının mağdurlar tarafından bildirildiği tespit edildi. Üçüncü şahıslar tarafından bildirilen şiddet vakalarının yüzdesinin, sanıkların kendileri tarafından bildirilen vakalar da dahil olmak üzere yüzde 3,33’ü geçmemişti.
Diğer yandan Konsey, cinsel saldırı davalarında mağdurla evlilik durumunda feragat etmeyi öngören bir dizi hükmün iptal edilmesini takdir etti. Temyiz Mahkemesi’nin söz konusu vakalardan birinde “Reşit olmayan bir çocuğun bekaretinin bozulmasına yol açacak şekilde saldırmakla suçlanan bir kişinin, çok eşlilik lehine bir karar almak için kanıt sunması faydasızdır” ifadeleri ile mağdurla arasındaki evlilik ilişkisini gösteren kanıtların kabul edilmeyeceğine yönelik hüküm verdiğine dikkat çekildi. Mahkemenin açıklamasının devamı şöyle oldu:
“Zira mağdur, bekaretini bozma tarihinde reşit değildi dolayısıyla rızası kabul edilemez. Bekaretine yönelik uygunsuz saldırı ve bekaretinin bozulmasının kendi rızasıyla gerçekleştiğinin ve sanığın masum olduğunun kabul edilmediğine ilişkin kararın temyizinin iptal edilmesi gerekir.”
Konsey’in gözlemleri ayrıca, bazı mahkemelerin kadına yönelik şiddet davalarında özel bir oturum için atanması da dahil olmak üzere bir dizi olumlu uygulamaların üzerinde de durdu. Söz konusu uygulamalar arasında mağdurların dinlenmesi için duruşmaların ayarlanması, mağdurların hakları konusunda bilgilendirilmesi, yargılama oturumlarının geri kalanına katılmaktan muaf tutulması ve duruşmaları gizli veya mağdurun veya savunmasının talebi üzerine düzenlenmesi de yer alıyordu.
Konsey yeni Yargı Teşkilat Kanunu’nda belirtilen gelişmeleri memnuniyetle karşıladı. Bunlar yargıya erişimin kolaylaştırılması ile ilgili gereksinimlerin yanı sıra Cumhuriyet Savcılığı’nın mahkemesi huzurunda delil olarak sunulmak isteniyorsa, fotoğraf çekmenin ve özel bir alanda başkaları tarafından yapılan konuşmaların kaydedilmesinin suç teşkil etmemesi yönünde bir genelge yayınlamasını içeriyordu.
Konsey, yargı kararı örneklerini inceledikten sonra, şiddet gören kadınların yüzde 54’ünün savunma hakkından yararlanmadığının kaydedildiğini, yüzde 43’ünün savunmadan yararlandığının gözlemlendiğini belirtti. Bu konudaki yargılamaların sadece yüzde 1,67’sinde şiddet mağduru için adli yardım kapsamında avukat atandığı da belirtildi. Bununla birlikte Konsey, elde edilen kazanımları ve en iyi uygulamalarına dikkat çekti. Bu bağlamda, medya platformlarında paylaşılan bazı şiddet olayları hakkında yetkili kurumların anında müdahale ederek soruşturma açtığını belirtti.
Konsey bazı mahkemelerin, mağdurlar temasa geçmeme, mağdura yaklaşmayı önleme ve istismarcıyı psikiyatri kurumuna yatırma gibi çeşitli koruma tedbirleri aldığını belirtti. Bazı davalarda birden fazla tedbirin tek bir yargı kararında birleştirildiğini vurgularken, Aile Kanunu’nun eşler arasında yasal olarak birlikte yaşama yükümlülüğünü gerektirmesine rağmen, evlilik içi şiddet vakalarında mağdura yaklaşmayı veya temas kurmayı önleme tedbirinin uygulandığını da bildirdi.



Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
TT

Trump’ın açıklaması ateşkesi tehlikeye mi attı? 17. Maddeyle Gazze'de fiili bölünme ihtimali masada mı?

Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)
Filistinliler, Gazze Şeridi'nin merkezindeki Nuseyrat mülteci kampında kaplarını suyla dolduruyor (AFP)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze’deki ateşkes anlaşmasının “ikinci aşamasının değiştirileceği” yönündeki kısa ve belirsiz açıklaması, bu değişikliğin ne anlama geldiğine ilişkin soruları gündeme taşıdı.

Uzmanlara göre Trump’ın işaret ettiği değişiklik, anlaşmanın uygulanma biçiminde bir revizyon anlamına geliyor. Buna göre, İsrail’in hâlihazırda yüzde 55’ini kontrol ettiği Gazze’den çekilmesi ve Hamas’ın silahsızlandırılmasına geçilmesi yerine, 17. maddenin devreye alınması söz konusu olabilir. Bu madde, barış planının taraflardan biri kabul etmese bile tek taraflı olarak ilerletilmesine imkân tanıyor.

10 Ekim’de yürürlüğe giren ateşkes anlaşmasındaki 17. madde, Hamas’ın öneriyi geciktirmesi veya reddetmesi halinde, “yardımların genişletilmesi dahil, planın belirtilen unsurlarının, İsrail ordusunun terörden arındırılmış olarak uluslararası istikrar gücüne devrettiği bölgelerde uygulanacağını” düzenliyor.

Geçen ekim ayında Hamas ile İsrail arasında imzalanan “barış belgesi” sadece birinci aşamayla ilgili maddeleri içeriyordu. Bu aşama; ilk ateşkes, İsrail güçlerinin geri çekilmesi, esir takası ve insani yardım girişlerinin kolaylaştırılmasını kapsıyor. Ancak savaş sonrası Gazze’nin yönetimine ilişkin “ikinci aşama” konusunda resmî bir mutabakat sağlanmış değil.

Perşembe günü yaptığı açıklamada Trump, planın ikinci aşamasının “çok yakında değiştirileceğini” söyledi. Açıklama, sürecin tıkanması ve sahadaki ilerlemenin sınırlı kalması nedeniyle endişelerin arttığı bir döneme denk geldi; ancak Trump değişikliğin içeriğine dair ayrıntı vermedi.

Görsel kaldırıldı.
Filistinli bir kadın, İsrail'in Han Yunus'ta düzenlediği bir baskın sonucu akrabalarından birinin öldürülmesine tepki gösteriyor (AFP)

Ahram Siyaset ve Strateji Merkezi İsrail Çalışmaları uzmanı Dr. Said Okaşa, (Saeed Okasha) Trump’ın sözünü ettiği değişikliğin büyük olasılıkla 17. maddeye dayanacağını belirtiyor. Okaşa’ya göre bu adım, “eski Gazze” ve “yeni Gazze” ayrımını güçlendirecek bir fiili bölünmeye kapı aralayabilir. Bu yaklaşımı geçen ay ABD’nin bölge özel temsilcisi Steve Witkoff’un da çeşitli görüşmelerde dile getirdiğini hatırlattı.

Okkaşa, anlaşmanın geçen ay Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından onaylandığını anımsatarak, Hamas’ın silahsızlanma sürecine yanıt vermemesi gibi gerekçelerle 17. maddenin yeniden devreye sokulmasının mümkün olduğunu söyledi. Uzman, böyle bir senaryonun Gazze’de “ne savaş ne barış” şeklinde sürecek bir çıkmaz yaratabileceğini ifade etti.

Görsel kaldırıldı.
Filistinliler, Cebaliye'de yıkılan binaların enkazı arasında sokaklara kurulmuş çadırların yanından geçiyor (AFP)

Filistinli siyaset analisti Dr. Ayman el-Rakkab da, Trump’ın değişiklik açıklamasının içeriğinin belirsizliğine işaret ederek, “İsrail’in bölgede kalma isteğiyle birleştiğinde, Gazze’nin fiilen ikiye bölünmesi ihtimali güçleniyor” değerlendirmesinde bulundu.

Bu belirsizlik sürerken, Axios haber sitesi Trump’ın 25 Aralık’tan önce Gazze’de barış sürecinin ikinci aşamasına geçileceğini açıklamayı planladığını duyurdu. Habere göre Washington, Gazze’de oluşturulacak yeni yönetim yapısı ve uluslararası istikrar gücünün son hazırlıklarını tamamlıyor. ABD Başkanı’nın, bu adımları görüşmek üzere İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile ay sonundan önce bir araya gelmesi bekleniyor.

İkinci aşamanın önünde ciddi engellerin olduğunu ifade eden Rakkab: “Barış Konseyi ile teknokrat hükümet henüz kurulmadı. Güvenliği devralacak polis gücü ve uluslararası istikrar kuvveti oluşturulmadı. Bu nedenle somut bir hareketin en erken ocak ayında mümkün olabileceğini düşünüyorum” dedi.

Okaşa, yakın vadede İsrail’in kontrolde tuttuğu bölgeyi yüzde 60 seviyesine çıkarmaya çalışabileceğini, ancak anlaşmanın genel çerçevesinde büyük bir tırmanış beklemediğini belirtti.

Geçtiğimiz günlerde Yedioth Ahronoth, İsrail’in yaklaşık iki milyon Filistinliyi sarı çizginin doğusunda İsrail kontrolündeki yeni bölgelere yeniden yerleştirmeyi, Hamas kontrolündeki bölgeleri tamamen sivillerden boşaltmayı ve Hamas unsurlarını bu bölgelerde aşamalı şekilde takip etmeyi içeren bir plan hazırladığını yazmıştı. Şarku’l Avsat’ın  Telegraph gazetesinin Batılı diplomatlara dayandırdığı haberinden aktardığı bilgilere göre ABD planının Gazze’nin kalıcı biçimde ikiye ayrılması riskini barındırdığını bildirmişti.

Mısır Dışişleri Bakanı Bedr Abdulati ise geçtiğimiz günlerde Barselona’da AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ile yaptığı görüşmede, Gazze ile Batı Şeria’nın birliğinin korunması gerektiğini vurgulayarak, ayrıntıları tartışılan hiçbir adımın “bölünmeyi pekiştirmesine” izin verilemeyeceğini söyledi. Abdulati, çarşamba günü yaptığı başka bir açıklamada da, “Gazze’nin bölünmesini konuşmak dahi mümkün değildir. Gazze, Doğu Kudüs dâhil olmak üzere, kurulacak Filistin devletinin ayrılmaz bir parçasıdır” dedi.

Uzman Okaşa’ya göre Mısır, hem Gazze’nin bölünmesini hem de anlaşmayı zayıflatacak her türlü değişikliği engellemek için diplomatik çabalarını sürdürecek. Buna karşın, Trump’ın planı etrafındaki belirsizlik nedeniyle önümüzdeki döneme ilişkin tüm senaryolar hâlâ masada.


Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
TT

Avn, BM Güvenlik Konseyi heyetinden İsrail'e ateşkes ve geri çekilme anlaşmasını uygulaması için baskı yapmasını istedi

Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)
Lübnan Cumhurbaşkanı Joseph Avn'ın bugün Baabda'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle yaptığı görüşmeden (Lübnan Cumhurbaşkanlığı’nın resmi X hesabı)

Lübnan Cumhurbaşkanlığı, Cumhurbaşkanı Joseph Avn’ın bugün ülkede bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi temsilcilerinden oluşan bir heyetle bir araya geldiğini açıkladı. Görüşmede Avn, Lübnan ordusunun görevini tamamlaması için destek çağrısında bulunarak, İsrail’in Güney Lübnan’dan çekilmesi için baskı yapılmasını talep etti.

Cumhurbaşkanlığı, heyetin ‘uluslararası kararların uygulanması yoluyla Lübnan’da istikrarı destekleme ve ülkelerin Lübnan ordusuna yardım ederek birliklerini tamamlamaya ve silah tekelini sağlamaya hazır olduklarını’ belirttiğini duyurdu.

Açıklamada Avn’ın, Lübnan’ın uluslararası kararları uygulama taahhüdünü yinelediği ve “İsrail tarafını ateşkesi uygulamaya ve çekilmeye zorlamamız gerekiyor; bu konuda sizden destek bekliyoruz” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Geçen yıl kasım ayında, ABD arabuluculuğunda İsrail ile Hizbullah arasında bir ateşkes sağlanmıştı. Bu ateşkese rağmen, İsrail hâlâ Güney Lübnan’daki bazı noktalarda kontrolünü sürdürüyor ve ülkenin doğusu ile güneyine yönelik saldırılarını devam ettiriyor.


Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
TT

Ukrayna: Rusya ile taviz değil, gerçek barış peşindeyiz

Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)
Ukrayna'nın güneydoğusunda Rus araçları ve askerleri (Reuters)

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sibiga, dün Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı'na (AGİT) yaptığı açıklamada, Ukrayna'nın Rusya ile "taviz değil, gerçek barış" istediğini söyledi.

Güvenlik ve insan haklarına odaklanan bir kuruluş olan AGİT, savaş sonrası Ukrayna'da rol oynamayı hedefliyor.

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD elçileri arasında "oldukça iyi" olarak nitelendirdiği görüşmelerin ardından çarşamba günü yaptığı açıklamada, barış görüşmelerine giden yolun şu anda belirsiz olduğunu söyledi.

Sibiga, örgütün yıllık bakanlar kurulu toplantısından önce, "Münih'te gelecek nesillere ihanet edenlerin isimlerini hâlâ hatırlıyoruz" diyerek, "Bu bir daha asla olmamalı. İlkelerden taviz verilmemeli ve uzlaşmaya değil, gerçek barışa ihtiyacımız var" ifadelerini kullandı.

devfdr
Rus askerleri Kursk bölgesindeki Sudzha’da devriye geziyor (Arşiv- AP)

Bakan, görünüşe göre İngiltere, Fransa ve İtalya'nın Adolf Hitler'in o dönem Çekoslovakya olan toprakları ilhak etmesini kabul ettiği 1938 tarihli Nazi Almanyası anlaşmasına atıfta bulunuyordu. Bu anlaşma, tehditkâr bir güçle yüzleşmemenin işareti olarak yaygın olarak kullanılıyor.

Sibiga, ABD'ye barışı sağlama çabalarından dolayı teşekkür etti ve Ukrayna'nın "bu savaşı sona erdirmek için mümkün olan her fırsatı değerlendireceğine" söz verdi. "Avrupa geçmişte çok fazla adaletsiz barış anlaşması imzaladı. Hepsi yeni felaketlere yol açtı" diye ekledi.

Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy dün, ekibinin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki toplantılara hazırlandığını ve Trump'ın temsilcileriyle diyaloğun devam edeceğini söyledi.

Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Rusya ve Avrupa ile Orta Asya'nın büyük bir bölümünü içeren 57 üye ülkeyi kapsayan Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT), Soğuk Savaş döneminde Doğu-Batı diyaloğu için kilit bir forum olarak ortaya çıktı.

Örgüt son yıllarda, Rusya'nın kilit kararların uygulanmasını engellemesi ve örgütü Batı kontrolü altında olmakla suçlamasıyla sık sık çıkmaza giriyor. Rusya, açıklamasında Ukrayna'nın AGİT gündemine "tamamen hakim olmasından" şikayet etti.