İsrail devlet sistemi kutuplaşma sonucu krizde

Netanyahu diyalog çağrısı yapıyor ve muhalefet ‘çılgın yasaları’ tartışmayı reddediyor

İsrail devlet sistemi kutuplaşma sonucu krizde
TT

İsrail devlet sistemi kutuplaşma sonucu krizde

İsrail devlet sistemi kutuplaşma sonucu krizde

İsrail hükümet koalisyonunun Knesset'teki yargıyı zayıflatmak için yasa tasarılarını öne sürmekteki ısrarı, İsrail'deki bölünmeyi derinleştirdi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, muhalefet liderlerini Likud'un çağrısına yanıt vererek yargı sistemindeki değişiklikler hakkında müzakerelere başlamaya çağırdı. Ancak muhalefet liderleri, yasama süreci devam ettiği müddetçe herhangi bir plan hakkında herhangi bir diyaloga girmeyeceklerini ve oylama oturumlarını da boykot edeceklerini belirttiler.
Dün gerçekleştirilen Knesset toplantısı oldukça yoğun bir gündemle başladı. Özel bir parlamento komitesi, ‘Netanyahu'nun görevden alınmasını zorlaştıran’ yasa tasarısını onayladı ve ilk okumada oylamak için Knesset Genel Kurulu’na sevk etti
Tartışmalı yasa, İsrail'de yargının başbakanı görevden alma yetkisini kısıtlıyor. Bu yasaya hükümet dışındaki İsrailli partiler, yasayı ‘demokrasiye’ yönelik darbe planının bir parçası olarak gören hukuk ve yargı yetkilileri karşı çıktı. Özel Komite'de altıya karşı dokuz üye, yasaya dönüştürülmesini gerektirecek tasarıyı iki son okumada oylamak için destekledi.
Bu yasa tasarısı, Başbakan Binyamin Netanyahu'nun yargıyı zayıflatma planı sırasında çıkar çatışması yaşaması nedeniyle görevinden ayrılması için mahkemeye başvuran dilekçeyi dinlemeyi talep eden Yüksek Mahkeme'nin geçen ay aldığı karara bir tepki olarak önerildi.
Hükümetin Hukuk Danışmanı Gali Bharav Miara'nın, Netanyahu'nun yargı reformu ile alenen uğraşması halinde izin almaya zorlama olasılığı hakkında görüşmelerde bulunduğu bildirildi. Knesset'teki Likud fraksiyonunun başkanı MK Ofir Katz, bu olasılığı (Netanyahu'yu tatile zorlamak)  yasaklamak için yasa tasarısını sundu.
Katz'ın sunduğu yasa tasarısı, başbakanın Knesset’e görevden ayrılmak istediğini bizzat bildirmesi ve sadece fiziksel veya psikolojik sebeplerden ötürü görevini yürütemeyeceği durumlar söz konusu olduğunda Mecliste 90 üyenin onayıyla görevden alınmasını öngörüyor.
Tasarıya göre ‘hiçbir mahkeme başbakanı, görevden alınmasını talep eden bir dilekçeyi dinleme veya böyle bir karar verme yetkisine sahip’ değil.
Tasarıyı hazırlayan ve komite başkanı Ofir Katz, özel komite tarafından onaylanan yasanın hükümetin zorlamak istediği yasalardan biri olduğunu söylüyor. Katz yaptığı bir açıklamada, “Bugün burada yaptığımız demokrasiyi korumaktır ve İsrail Devleti'ndeki bir yargı görevlisinin liderliğe darbe yapmasına izin vermeyeceğiz. İsrail vatandaşlarının kararları iptal edilmeyecek” dedi.
Bharav ​​​​Miara buna şiddetle karşı çıksa da yasa çıkarıldı; çünkü bir başbakanın görevden alınması emrinin verileceği koşulların keskin bir şekilde azaltılmasını öngörüyor. Miara, teklifin yasal bir ‘kara delik’ yaratacağı konusunda uyarmıştı.
Kaliteli Yönetim Hareketi, Netanyahu'nun çekişmeli davalar nedeniyle çıkar çatışması yaşadığını belirterek, Knesset'in yasal departmanının Netanyahu'ya oy kullanmasının yasa dışı olduğunu bildirmesi için bir çağrıda bulunmasına rağmen, Netanyahu'nun dün gece ilerleyen saatlerde ilk okumada kendisi için tasarıya oy kullandığı tahmin ediliyor.
Netanyahu, oylamadan önce medyayı benzeri görülmemiş bir saldırı başlatmakla suçlayarak hükümetinin hala diyaloğa açık olduğunu söyledi. Knesset'teki Likud oturumunda konuşan Netanyahu, “Medya kanallarının hükümete karşı benzeri görülmemiş bir saldırısına tanık oluyoruz. Günün her saati canlı yayınlar, taraflı anketler ve sahte haberler yapılıyor. Solcu medyada, muhalifler kahraman oluyor. Ama onlara bu hükümeti dağıtma şansları olmadığını söylüyorum. Bu koalisyon bir demir duvardır. Güçlü olduğu için bu hükümetin çökeceğine dair boş umutlarla başkalarını kandırmak istemiyorum” dedi.
Muhalefet partisi liderleri daveti reddetti. Yair Lapid, Benny Gantz, Avigdor Lieberman ve Merav Michaeli tarafından yapılan açıklamada, mevzuat devam ettiği sürece ‘çılgınca kanunlar dizisi’ hakkında diyalog başlatmaktan bahsetmenin mümkün olmadığı belirtildi. Ortak oturumun sonunda muhalefet liderleri, krizin çözümü için Cumhurbaşkanı Isaac Herzog tarafından geliştirilen yolun sunumunu beklediklerini ve bunun için gerekenin kapsamlı ve dengeli bir anayasal düzenleme ve kuvvetler ayrılığı ilkesinin anayasa yapılana kadar güçlendirilmesi olduğunu söylediler. Muhalefet liderleri ayrıca çoğunluk maddesi ve Genel Kurul'da ilk okumanın imkansızlığı konusunda oylamayı boykot ettiklerini duyurdu. Gantz, tartışılacak bir konu olmadığını ve ‘yarı demokrasiyi’ kabul etmeyeceklerini söylerken, Lapid, Netanyahu'yu devlet parçalanırken zayıf ve kontrolden çıkmakla suçladı.



Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
TT

Adolf Hitler'in Afrika'daki seçimi kazanması bekleniyor

Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda)  ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)
Nazi Almanyası lideri Adolf Hitler (sağda) ve Namibyalı politikacı Adolf Hitler Onona (Solda) (Arşiv - AFP - Oshana Bölge Konseyi)

Afrika'nın güneyindeki Namibya'da seçim heyecanı yaşanıyor.

Çarşamba yapılacak oylamada kazanması beklenenlerden biri de Adolf Hitler Uunona.

59 yaşındaki siyasetçinin 2004, 2015 ve 2020'deki seçimlerden sonra olduğu gibi, bir kere daha Oshana Bölgesi'ndeki Ompundja'nın yerel meclisine girmeye hak kazanacağı öngörülüyor.

Güneybatı Afrika Halk Örgütü (SWAPO) üyesi, son seçimlerde oyların yüzde 85'ini almıştı. 

SWAPO, Namibya'nın 1990'da Güney Afrika'dan bağımsızlığını kazanmasından beri iktidar partisi konumunda. Sol görüşlere yakın parti, geçmişte sömürge yönetimine karşı mücadelesiyle dikkat çekmişti.

Uunona, 5 yıl önce Alman gazetesi Bild'e verdiği röportajda "Babam, Adolf Hitler'in hangi değerleri sembolize ettiğini bilmiyordu. Çocukken adım bana da çok normal geliyordu. Bu adamın tüm dünyayı fethetmeye çalıştığını büyüyünce anladım. Benim bu tür şeylerin hiçbiriyle işim yok" demişti. 

Arkadaşlarının kendisine Hitler demeden Adolf diye seslendiğini söyleyen Uunona, adını değiştirmeyeceğini belirtmişti:

Tüm resmi belgelerde bu şekilde yazıyor. Artık bunun için çok geç.

Uunona, ülkesinin The Namibian gazetesine verdiği röportajda da "Ben Hitler gibi değilim" ifadesini kullanmıştı.

2020'de Uunona'nın memleketinde görülen ve arka camında “Adolf Hitler” yazısı ve gamalı haç simgesi yer alan bir otomobil dikkat çekmişti.

Ancak Uunona bu aracın kendisiyle hiçbir ilgisi olmadığını ifade etmişti. 

1884 - 1915'te Alman sömürge yönetimi altında kalan Namibya’da Alman kökenli isimler bugün de yaygın olarak kullanılıyor.

1904 - 1908'de ülkedeki Ovaherero ve Nama halklarına yönelik bir soykırım kampanyası yürüten Alman İmparatorluğu, 70 bine yakın kişiyi öldürmüştü. 

Koloni dönemi sonrasında da Alman nüfuzu sürerken II. Dünya Savaşı'nın ardından bazı Naziler, Namibya'ya kaçmıştı.

1976'da New York Times'ta yayımlanan bir haber, Alman kökenli Namibyalıların birbirlerini hâlâ "Heil Hitler" diye selamladığını bildirmişti. 

Almanya'nın Afrika'da gerçekleştirdiği bu soykırımı resmen tanıması 2021'i buldu. Namibya liderleri hâlâ istedikleri tazminatı alamadı.

Independent Türkçe, Times of Israel, New York Post


Macron: Trump'ın Ukrayna barış planı iyileştirilmeli

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
TT

Macron: Trump'ın Ukrayna barış planı iyileştirilmeli

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron (AFP)

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron bugün RTL Radyo’ya verdiği röportajda, ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna için hazırladığı barış planının Kiev ve Avrupa tarafından kabul edilebilir hale gelmesi için iyileştirilmesi gerektiğini söyledi.

Öte yandan Ukrayna Ulusal Güvenlik ve Savunma Konseyi Sekreteri Rüstem Umerov, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'nin, Rusya-Ukrayna Savaşı'nı sonlandırmak amacıyla hazırlanan ‘barış planı’ için ABD Başkanı Trump ile görüşmek üzere önümüzdeki günlerde ABD'yi ziyaret edeceğini açıkladı.

Umerov, açıklamasında şunları söyledi:

“Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin bu ay içinde en uygun tarihte ABD'yi ziyaret etmesini ve son adımları tamamlayarak Başkan Trump ile bir anlaşma imzalamasını sabırsızlıkla bekliyoruz.”

ABD, geçtiğimiz hafta 28 maddelik bir barış planı sunarak Ukrayna ve Avrupa'nın yanı sıra ABD yönetimi içindeki pek çok kişiyi de şaşırttı. Bu durum Trump yönetiminin Ukrayna'ya ağırlıklı olarak Rusya'nın lehine olan bir anlaşma imzalaması için baskı uygulayabileceği yönünde yeni endişeler uyandırdı.

Öte yandan Fransa Cumhurbaşkanı Macron, RTL’ye verdiği röportajda, “Bu, doğru yönde, barışa doğru atılan bir adım. Ancak bu planın tartışılması, müzakere edilmesi ve iyileştirilmesi gereken yönleri var” dedi. Ardından Macron “Barış istiyoruz, ancak gerçek bir teslimiyet anlamına gelen bir barış istemiyoruz” diye ekledi.

Topraklarını terk etmeye hazır olup olmadıklarına sadece Ukraynalıların karar verebileceğini söyleyen Macron, “Masadakiler, Rusların neyi kabul edebileceğine dair bize bir fikir veriyor. Bu, Ukraynalıların ve Avrupalıların bunu kabul etmesi gerektiği anlamına mı geliyor? Cevap hayır” ifadelerini kullandı.

Fransa Cumhurbaşkanı, Rusya ile barış sağlanması durumunda Ukrayna’nın ilk savunma hattının ordusunun yenilenmesi olacağını ve bu konuda herhangi bir kısıtlama olamayacağını belirtti.

Macron, Rusya’nın dondurulan fonlarının Avrupa'da bulunduğunu ve bunların nasıl elden çıkarılacağına karar verme yetkisinin de sadece Avrupa'ya ait olduğunu vurguladı.

ABD tarafından sunulan barış planı, Ukrayna ordusuna bir kısıtlama getirilmesini öngörürken ve ABD'ye Rusya’nın dondurulan mal varlıkları üzerinde bir miktar kontrol hakkı tanıyor.


Abu Dabi’de sürpriz temas: ABD ve Rusya barış müzakerelerini hızlandırıyor mu?

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)
TT

Abu Dabi’de sürpriz temas: ABD ve Rusya barış müzakerelerini hızlandırıyor mu?

Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)
Rusya ile Ukrayna arasındaki savaş sürerken bugün Kiev'e düzenlenen hava saldırısı sonrası binalarından üzerinden yükselen dumanlar (AFP)

ABD merkezli haber kanalı CBS News bugün, ABD'li yetkililer ve diplomatik kaynaklara dayandığı haberde, ABD Kara Kuvvetleri Bakanı Dan Driscoll’un şu anda Rus yetkililerle görüşmek üzere Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) başkenti Abu Dabi'de bulunduğunu bildirdi.

CBS News’e konuşan ABD’li bir yetkili, Bakan Driscoll’un dün akşam Abu Dabi’de Rus heyetiyle birkaç saat süren bir görüşme gerçekleştirdiğini ve bugün de heyetle tekrar bir araya gelerek barış sürecini görüşmesi ve müzakereleri hızla ilerletmesinin beklendiğini söyledi.

Öte yandan İngiltere merkezli günlük gazete Financial Times, iki kaynağa dayandırdığı haberinde Driscoll'un Rus heyetinin yanı sıra Ukrayna Savunma Bakanlığı İstihbarat Başkanı Kirilo Budanov ile de Abu Dabi’de görüşmelerde bulunacağını bildirdi.

Bu toplantılar, ABD Başkanı Donald Trump'ın yaklaşık dört yıldır süren Rusya-Ukrayna savaşında ateşkes sağlanması için artan baskısı ve ABD’li yetkililerin her iki ülkenin temsilcileriyle yaptığı görüşmelerle eş zamanlı gerçekleşiyor.

Bakan Driscoll, geçtiğimiz hafta sonu ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Başkan Donald Trump’ın Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve damadı Jared Kushner ile Ukrayna ve müttefiki Avrupa ülkelerinden diplomatlar arasında İsviçre'nin Cenevre kentinde düzenlenen görüşmelere katıldı. Driscoll, Rus yetkililerle görüşmesi öncesinde geçtiğimiz hafta Ukrayna'nın başkenti Kiev’i ziyaret etmişti.

CBS'nin pazar günü yayınladığı bir habere göre ABD’li ve Ukraynalı yetkililer, Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’nin bu hafta ABD’yi ziyaret etme olasılığını görüştü, ancak henüz böyle bir ziyaret için kesinleşmiş bir plan yok. Rusya ve Ukrayna’nın bir anlaşmaya ne kadar yakın olduğu hala belirsizliğini koruyor.

Trump yönetiminin savaşı sona erdirmek için desteklediği taslak öneri, Zelenskiy'nin zaten reddettiği birkaç madde içeriyor. Bunlar arasında Ukrayna'nın Donetsk bölgesinin tamamını (Rusya’nın işgali altında olmayan kısımlar dahil) teslim etmesi ve ülkenin NATO'ya üye olma çabalarını durdurması da bulunuyor.

ABD’li ve Ukraynalı yetkililere göre güvenlik garantileriyle ilgili başka bir taslak metin daha var.

Ukrayna'nın Washington Büyükelçisi Olha Stefanishyna pazar günü bir televizyon kanalına verdiği röportajda, taslak metinin ABD'nin NATO tüzüğünün 5. maddesine benzer ‘güvenlik garantileri’ verme niyetinde olduğunu açıkça ortaya koyduğunu söyledi. Söz konusu 5. Madde, NATO üyelerine saldırıya uğrayan herhangi bir üye devleti savunma yükümlülüğü getiriyor.

Bazı NATO üyeleri ve diğer ABD müttefikleri, cumartesi günü, öneriyi ‘daha fazla çalışma gerektiren bir temel’ olarak nitelendiren ortak bir bildiri yayınlamışlardı.