Mısır, BM Güvenlik Konseyi’nin ‘Libya’nın meşruiyetini baltalayan’ bir girişimi teşvik etmesinden üzüntü duyuyor

Mısır, BM Güvenlik Konseyi’nin ‘Libya’nın meşruiyetini baltalayan’ bir girişimi teşvik etmesinden üzüntü duyuyor
TT

Mısır, BM Güvenlik Konseyi’nin ‘Libya’nın meşruiyetini baltalayan’ bir girişimi teşvik etmesinden üzüntü duyuyor

Mısır, BM Güvenlik Konseyi’nin ‘Libya’nın meşruiyetini baltalayan’ bir girişimi teşvik etmesinden üzüntü duyuyor

Mısır Dışişleri Bakanlığı ülkesinin, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin Libya’da seçim sürecine hazırlanmak için üst düzey bir Libya ekibi oluşturmayı amaçlayan girişimi teşvik etmesi karşısında ‘üzüntü’ duyduğunu dile getirdi. Bakanlık bunun ‘meşru ve seçilmiş Libya kurumlarının rolünün açık bir şekilde baltalanması ve çiğnenmesi’ anlamına geldiğini vurguladı.
Mısır Dışişleri Bakanlığı, dün bir taslağın yayınlanmasının ardından BM Güvenlik Konseyi’nden bugün gelmesi beklenen bildiriden önce davrandı. Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Ahmed Ebu Zeyd yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Mısır, BM Güvenlik Konseyi tarafından Libya ile ilgili bir başkanlık bildirisinin yayınlandığına dikkat etti. Bildiride anayasal çerçeve düzeyinde kaydedilen ilerlemenin ve anayasal beyannamenin on üçüncü değişikliğinin memnuniyetle karşılanıp Temsilciler Meclisi ile Devlet Yüksek Konseyi’nin (DYK) oynadığı rolün devam ettiğinin kabul edilmesine rağmen, Mısır, BM Güvenlik Konseyi’nin böyle bir girişimi teşvik etmesinden üzüntü duyuyor.”
Ebu Zeyd, ‘BM Güvenlik Konseyi’nin girişimlere verdiği destek karşısında duyduğu aşırı şaşkınlığı’ dile getirerek, bu girişimlerin ‘kriterler ve hedefler açısından belirsiz’ olduğunu kaydetti. Sözcü “Bu, ilgili BM Güvenlik Konseyi kararlarıyla çelişkiye ve yoruma mahal bırakacak şekilde, güvenlik aktörleri gibi kırılgan formüller kullanarak çalışmaları meşrulaştırma girişimidir (...) Tüm bunlar, Libya sahnesindeki bölünme ve kavgaları artıracak ve bir Libya ulusal mutabakatı çerçevesinde mümkün olan en kısa sürede cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılma şansını baltalayacaktır” dedi.



İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
TT

İsrail, Gazze’deki kafeyi 230 kiloluk bombalarla vurdu

İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)
İsrail ordusu, Filistinlilerin sıkça kullandığı deniz kenarındaki kafeyi harabeye çevirdi (AFP)

İsrail, Gazze’de internete erişim sağlayan kafeye düzenlediği saldırıda 230 kilogramlık bombalar kullandı.

Guardian’ın haberinde, İsrail ordusunun pazartesi günü düzenlediği saldırıda Amerikan yapımı MK-82 bombalarından kullandığı yazılıyor. Bu bombalar büyük bir krater oluşturuyor ve şarapnelin geniş bir alana yayılmasına yol açıyor.

El Beka adlı kafeye yapılan saldırıda en az 41 Filistinli öldürülmüş, 75 kişi yaralanmıştı. Hayatını kaybedenler arasında 4, 12 ve 14 yaşlarındaki çocuklar da vardı.

Gazetenin bombanın parçalarına dair elde ettiği fotoğrafları inceleyen uzmanlar, sivillerin böyle bir mühimmatla kasten vurulmasının savaş suçu teşkil edebileceğine dikkat çekiyor.

Kopenhag Üniversitesi'nde uluslararası hukuk alanında çalışan Marc Schack şunları söylüyor:

Bu tür bir mühimmatın kullanımını gerekçelendirmek neredeyse imkansız. Eğer 20, 30, 40 ya da daha fazla sivil kayıptan bahsediyorsanız, bu genellikle çok büyük öneme sahip bir hedef olmalıdır. Afganistan ve Irak'taki koalisyon güçleri açısından çok üst düzey bir hedef için kabul edilen rakam 30'dan az sivilin öldürülmesiydi, o zaman da istisnai koşullar söz konusuydu.

Diğer yandan saldırının ardından İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada “asla sivillerin hedef alınmadığı” ileri sürüldü. Ayrıca saldırıdan önce sivil kaybın azaltılması için adımlar atıldığı savunuldu. Analistler, İsrail ordusunun drone’larla kafe etrafındaki sivilleri görmesine rağmen saldırı düzenlediğini söylüyor.

Filistinli bir aile tarafından 40 yıl önce kurulan kafe, hızlı internet bağlantısıyla öğrenciler, gazeteciler ve uzaktan çalışanların sık uğradığı bir mekandı.

İsrail ordusu Gazze’yi her gün bombalarken bölgede ateşkes sağlanması için yürütülen çalışmalar da hızlandı.

İsrail medyasındaki haberlerde, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun 7 Temmuz’da yapacağı ABD ziyareti öncesinde ateşkes anlaşmasının imzalanmasının hedeflendiği yazılıyor.

Ayrıca ABD Başkanı Donald Trump’ın İsrail tarafından kabul edildiğini savunduğu 60 günlük ateşkes teklifine Hamas’ın da sıcak baktığı ileri sürülüyor. Anlaşmaya dair detaylar resmi kanallardan paylaşılmadı. Ancak haberlerde Hamas’tan kalan 50 rehinenin tamamını serbest bırakmasının isteneceği aktarılıyor.

Hamas’ın buna yanıtını cuma akşamına kadar arabuluculara sunması bekleniyor. Filistinli örgütün, Gazze’ye yardım girişine izin verilmesi ve İsrail ordusunun bölgedeki işgalini sonlandırması taleplerinden geri adım atmayacağı belirtiliyor. Anlaşma kapsamında IDF’nin Gazze’deki bazı bölgelerden çekilebileceği savunuluyor.

Independent Türkçe, Guardian, Times of Israel, Haaretz