Suudi Arabistan-İran anlaşması: Yansımalar ve gereklilikler

Tahran, uluslararası ve bölgesel yalnızlıktan kurtulmak ve Riyad ile yapılan anlaşmadan yararlanmak için bölgedeki rolünü gözden geçirmeli

Anlaşma, tarafların şartlara uymasıyla sürerse bu, bölgesel güvenlik ve istikrar için olumlu bir etki yaratır. (AFP)
Anlaşma, tarafların şartlara uymasıyla sürerse bu, bölgesel güvenlik ve istikrar için olumlu bir etki yaratır. (AFP)
TT

Suudi Arabistan-İran anlaşması: Yansımalar ve gereklilikler

Anlaşma, tarafların şartlara uymasıyla sürerse bu, bölgesel güvenlik ve istikrar için olumlu bir etki yaratır. (AFP)
Anlaşma, tarafların şartlara uymasıyla sürerse bu, bölgesel güvenlik ve istikrar için olumlu bir etki yaratır. (AFP)

Hüda Rauf
Önce Irak ve Umman Sultanlığı gözetiminde birkaç diyalog turunun, sonra da Çin’in aracılığıyla yapılan görüşmelerin ardından 10 Mart’ta Suudi Arabistan ve İran arasında diplomatik ilişkilerin yeniden kurulması için bir anlaşma yapıldığı duyuruldu. Hiç şüphesiz anlaşma ilanı, Ortadoğu bölgesi ve dışında büyük bir yankı uyandırdı. İki ülkenin bu bölgedeki bölgesel güçleri temsil etmesi itibarıyla anlaşmanın etkilerine dair çok sayıda analiz yapılabilir.
Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan’a göre Suudi Arabistan, anlaşmanın iki ülke arasında mevcut anlaşmazlıkların çözümü anlamına gelmediğini, daha ziyade bir diyalog, sakinleşme ve anlaşmazlıkların barışçıl bir şekilde halledilmesi yolunu izleme arzusunu yansıttığını açıkladı. Diğer bazı bölgesel sistemler gibi Ortadoğu’daki ortamın da işbirlikçi değil rekabetçi ve çatışmacı karakterini göz önüne getirerek şu soruyu soralım: Suudi Arabistan-İran anlaşmasının bölgesel güvenliğe etkisi nedir? Anlaşmanın başarılı ve sürekli olması için ne gerekir?
Birçok ülke, iki ülke arasındaki iletişimin yeniden kurulmasını övgüyle karşıladı. Anlaşma BAE, Umman, Katar, Irak, Mısır, Bahreyn ve Türkiye gibi birçok bölge ülkesi tarafından olumlu karşılandı. Hizbullah, Husiler ve Filistin Yönetimi de anlaşmaya dair iyimserliklerini ifade ettiler.
Anlaşma tarafların şartlara bağlı kalmasıyla sürerse, Yemen savaşı gibi bölgesel çekişmeler başta olmak üzere bölgesel güvenlik ve istikrar için olumlu bir etkisi olacak. İran’ın BM Daimi Temsilcisi, ‘İran ve Suudi Arabistan arasındaki anlaşmanın Yemen’de bir ateşkes sağlanmasına yardımcı olacağını’ dile getirdi. Görünüşe bakılırsa İran ve Suudi Arabistan arasındaki siyasi ilişkilerin yeniden tesis edilmesi, Yemen’de bir ateşkesin sağlanmasını, halk diyalogunun başlamasını ve ulusal bir hükümetin kurulmasını hızlandıracak. Anlaşma ayrıca, Suriye’nin Araplara dönüşünü kolaylaştırmak ve Hürmüz Boğazı’nı kapatma ya da tüm deniz koridorlarında seyrüsefer tehdidine son vererek Körfez’in güvenlik sorununu yatıştırmak üzere bir adım atacak.
Bir sonraki aşamada Çin’in, çekişmeleri çözmek için mekanizmalar bulmak adına bölgesel bir güvenlik forumu çağrısı yaptığına tanık olmak mümkün. Suudi Arabistan’ın bu hamlesinin, bölge ülkelerine yeni değişim ve İran’a ayak uydurma fırsatı verdiği de söylenebilir.
Anlaşmanın İran nükleer dosyası üzerindeki etkisine gelince; anlaşmanın İran’ı, bir arada barış içinde yaşamak için komşularının endişelerini gidermeye, dolayısıyla nükleer yeteneklerini geliştirmeyi bırakmaya sevk edip etmeyeceği belli değil. Birtakım sorular var ve cevaplamak için beklemek gerek; zaman, önümüzdeki günlerde neler yaşanabileceğini gösterecek.
Bu anlaşma, etkin bir dış politika takip eden birçok bölgesel taraf olması itibarıyla bölgesel çoğulculuğa işaret etmekle kalmıyor, aynı zamanda kendisiyle bağlantılı dış tarafların çokluğu ile öne çıkan Ortadoğu’da değişen manzaraya da ışık tutuyor. Bölge artık Asya’ya yönelme politikası doğrultusunda bölgeden çekildiği görülen ABD varlığıyla sınırlı değil. Bugün Çin’i, bölge ülkeleriyle ilişkileri olan önemli bir ekonomik taraf ve en önemli iki taraf arasındaki en mühim anlaşmanın garantörü olarak görüyoruz. Rusya’nın da bölgenin birçok dosyasındaki rolü malum…
Güven inşası, kolay gerçekleşebilecek bir şey olmadığından anlaşmanın başarılı bir şekilde devam etmesi için birtakım şartların karşılanması gerekir. Mesela İran, uluslararası ve bölgesel yalnızlıktan kurtulmak ve Suudi Arabistan’la yapılan anlaşmadan istifade etmek için bölgedeki rolünü, çıkarlarına hizmet edecek şekilde yeniden değerlendirmesi gerektiğini anlamalı. Zaten birçok İranlı yetkili de şiddetli siyasi ve mali yalnızlık döneminde Suudi Arabistan’la yakınlaşmadan ekonomik fayda beklediklerini belirtti.
Anlaşma aynı zamanda İran rejiminin ülke içindeki imajını düzeltecek ve barış içinde bir arada yaşama niyetini ve bölgesel kaynakların İranlılar da dahil olmak üzere herkesin yararına geliştirilmesi için işbirliğine yönelik eğilimi gösterecektir. Pekin’in açıklamasından bir gün sonra İran Petrol Bakanı Cevad Avci, İran’ın Çin’le birçok büyük ekonomik proje belirlediğini, büyük Çinli şirketlerle iyi anlaşmalara varıldığını ve bunların ileride duyurulacağını açıkladı.
Suudi Arabistan, çatışma ve gerilim yerine İran’la diyalog kurarak diplomasi yolunu izleme şeklindeki son adımı onaylamayı tercih etti. Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, İran’la diplomatik ilişkileri yeniden tesis etmek üzere yapılan anlaşmanın, iki ülkenin aralarındaki tüm anlaşmazlıkları çözüme kavuşturdukları anlamına gelmediğini belirtti. Açıklamasın devamında anlaşmanın, iki tarafın da anlaşmazlıkları iletişim ve diyalog yoluyla çözme arzusunu teyit ettiğinin altını çizdi ve ülkesinin, bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrarı sağlama konusundaki sorumluluk duygusundan dolayı seçtiği sükunet yolunda ilerlediğini yineledi.
Anlaşma, devletlerin egemenliğine saygı gösterilmesi ve iç işlerine müdahale edilmemesi gerekliliğini de vurguladı. Dolayısıyla anlaşmanın devamını sağlamak için Körfez ülkelerinin Körfez güvenliğine yönelik tehdit olarak gördüğü faaliyetlerin durması gerekir. Etkin bölgesel güvenlik düzenlemeleri içinse anlaşmazlıkları çözmek ve çatışmayı önlemek için güven inşa eden adımlar atılmalıdır.
Anlaşma, bazı bölge ülkelerinde uzun süredir kargaşa, çatışma ve iç savaş yaşayan bir bölgede yeni bir yol açtı. Dolayısı ile bölgeyi, bir yapılanma ve  kalkınma aşamasına taşımaya devam edeceğini umuyoruz.

*Bu makale Şarku’l Avsat tarafından Independent Arabia’dan çevrildi.



Suudi Arabistan ve İran dışişleri bakanlarından ikili ilişkileri güçlendirme vurgusu

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Farhan, İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile Cape Town'da (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Farhan, İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile Cape Town'da (SPA)
TT

Suudi Arabistan ve İran dışişleri bakanlarından ikili ilişkileri güçlendirme vurgusu

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Farhan, İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile Cape Town'da (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Farhan, İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile Cape Town'da (SPA)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ile İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Güney Afrika'nın Cape Town kentinde düzenlenen BRICS Dışişleri Bakanları Toplantısı oturum aralarında gerçekleştirdikleri görüşmede iki ülke arasındaki ilişkilerde daha olumlu beklentiler içinde olduklarını belirtti.

Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA'da yer alan habere göre, Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Ferhan, Güney Afrika'nın Cape Town kentinde İran Dışişleri Bakanı Abdullahiyan ile bir araya geldi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan'ın İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile Cape Town'da yaptığı görüşmeden (SPA)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan'ın İranlı mevkidaşı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile Cape Town'da yaptığı görüşmeden (SPA)

İki bakan görüşmede, istişare toplantılarını yoğunlaştırma ve ikili işbirliği yollarını değerlendirme isteklerini ifade ederken, iki ülke arasındaki ilişkilerde daha olumlu beklentiler içinde olduklarını dile getirdiler.


Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, bu yıl hac için bu zamana kadar ki en büyük operasyonel planı başlatıyor

Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, tarafından düzenlenen basın toplantısından bir kare (Şarku'l Avsat)
Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, tarafından düzenlenen basın toplantısından bir kare (Şarku'l Avsat)
TT

Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, bu yıl hac için bu zamana kadar ki en büyük operasyonel planı başlatıyor

Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, tarafından düzenlenen basın toplantısından bir kare (Şarku'l Avsat)
Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, tarafından düzenlenen basın toplantısından bir kare (Şarku'l Avsat)

Haremeyn-i Şerifeyn İşleri Başkanlığı, bu yıl ki hac mevsimi için tarihinin en büyüğü olacak operasyonel planını başlattı. Koronavirüs (Kovid-19) salgınının sona ermesi ve milyonlarca kişinin hacca gidebileceğinin ilan edilmesiyle, ülkenin liderliği tarafından hazırlanan entegre hizmet sistemiyle Medine-i Münevvere'nin mescitleri için çalışmalar başlatıldı.

Haremeyn-i Şerifeyn İşleri Genel Başkanı olarak Şeyh Dr. Abdurrahman es-Sudeys, dün Hac ve Umre Bakanı Dr. Tevfik er-Rebia’nın da katılımıyla düzenlenen basın toplantısında başkanlığın operasyonel planının içeriğini açıkladı. 2030 Vizyonu'na dayalı olarak Başkanlığı'n 2024 stratejik hedefleriyle ilgili birkaç ana eksene odaklandı.

Genel Başkan, bu operasyonel planın, Kral Selman bin Abdulaziz liderliğindeki Suudi yönetiminin büyük başarıları ve uzun vadeli başarılarıyla uyumlu bir şekilde geliştirildiğini belirtti. Haremeyn-i Şerifeyn'deki ziyaretçilere sunulan tüm hizmetleri yakından takip eden Kral Selman ve Veliaht Prens, onlara kolaylık ve güç sağlamak, huşulu bir ibadet ortamı oluşturmak için çalışmaları titizlikle sürdürüyor.

Genel Başkan, operasyonel planın birkaç temel nokta üzerine odaklandığını vurgulayarak, en önemli ve öncelikli noktanın ‘Rahman'ın Misafirleri’ olduğunu belirtti. Başkanlığın planları, programları ve girişimleri, Rahman'ın Misafirlerinin deneyimini zenginleştiren ve ibadetleri kolaylıkla yerine getirmesine yardımcı olan etkileyici aşamalarla dolu bir deneyim olmasını hedefliyor.

Dr. Sudeys, bu yılki planlarında genel başkanlığın gönüllü ve insani çalışmalara büyük önem verdiğini vurgulayarak, Haremeyn-i Şerifeyn'in dünyanın en büyük gönüllü topluluklarından biri olması için çalıştıklarını belirtti. Bu, Suudi gençlerin Rahman'ın misafirlerine hizmet etme yeteneklerine olan inançlarının bir ifadesi.

Dr. Sudeys, ziyaretçilerin geçtiği tüm alanları kapsayan entegre bir hizmet sistemi sağlanmasına dikkat çekerek, altı ana bölgeye dağıldığını belirtti. Bu bölgeler; "Dış avlular, namaz alanları, Safa ve Merve bölgesi, Suudi revakları, Sa'y alanı ve Medine'deki Ravza-i Şerif. Ayrıca, Başkanlık tesisleri arasında sabit ve taşınabilir sergiler, Kâbe'nin örtüsü için Kral Abdulaziz Kompleksi, kütüphaneler ve diğer tesisler bulunuyor. Bu tesisler aracılığıyla Rahman'ın Misafirlerinin deneyimini zenginleştirmeyi ve ruhani etkiyi derinleştirmeyi hedeflediklerini söyledi.

Fotoğraf Altı: Operasyonel plan birkaç eksene dayanıyor (Şarku'l Avsat)
Operasyonel plan birkaç eksene dayanıyor (Şarku'l Avsat)

Haremeyn-i Şerifeyn İşleri Genel Başkanı, “Harem-i Şerif'e varışlarından itibaren Mekke'deki Kabe-i Muazzama'ya yönelik hareketin akıcılığını ve kolaylığını sağlamak amacıyla, kapılar, girişler ve çıkışlar dahil olmak üzere hassas bir düzenleme yapılmaktadır. Bu düzenleme, hacıların Safa ve Merve bölgesine, Suudi revaklarındaki çok sayıdaki bölüme kolaylıkla ulaşabilmesini sağlamak için titizlikle organize edilmiştir. Safa ve Merve bölgesi tamamen hacıların hizmetine sunulacak ve hacıların tam kapasiteyle kullanabileceği şekilde düzenlenecektir. Aynı şekilde, Suudi revaklarındaki tavaf katları ve Sa'y alanı da hacıların tam kapasiteyle kullanabileceği şekilde düzenlenmiştir” şeklinde konuştu.

Şeyh Sudeys, Rahman'ın misafirleri için maksimum konforu sağlamak amacıyla, başkanlığın girişimler, programlar ve hizmetlerde çeşitlilik sağlama konusunda titizlikle çalıştığını belirtti. Bu yılki hac mevsiminde Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi'de sunulacak olan 185 nitelikli program ve girişim duyuruldu. Bu çeşitli alanlarda yapay zeka teknolojilerinin kullanımı, programların dijitalleştirilmesi ve elektronik uygulamaların kullanılması gibi önlemler, ziyaretçilerin hizmetine sunulacak. Aynı zamanda, uluslararası dillerde iletişimi kolaylaştırmak ve ibadetlerini zenginleştirmek için hedeflenen bir hizmet kampanyası olan Hacı ve Ziyaretçi Hizmeti’nin on birinci sezonu olan Visam Fahr kampanyasının başlatıldığı duyuruldu.

Başkanlık, bu yılki hac sezonuna, tarihindeki en büyük ve en yüksek işgücüne sahip bir kadro ile hazırlandı. Haremeyn-i Şerifeyn'deki toplam çalışan sayısı 14 bin personel ve işçiye ulaştı. Hepsi tam nitelikli elemanlardan oluşuyor. Bu personelin yönetimi, nitelikli yerli yeteneklerden oluşan entegre bir ekip tarafından yapılıyor ve bu çalışanlar dört ana vardiya şeklinde çalışıyor.

Harameyn-i Şerifeyn Başkanlığı, 10 gönüllü alanında 8 binden fazla gönüllü imkanı sağlandığını duyurdu.

Haremeyn-i Şerifeyn’de 10 alanda 8 bin gönüllüye hizmet fırsatı sağlandı (Şarku'l Avsat)
Haremeyn-i Şerifeyn’de 10 alanda 8 bin gönüllüye hizmet fırsatı sağlandı (Şarku'l Avsat)

Başkanlık, araç hizmetini geliştirip saat başı çalışan araç sayısını 9 bine kadar arttırdı. Bu arabalar, önceden rezervasyon yapılarak Taşıma Uygulaması üzerinden talep edilebilir. Kutsal toprakları ziyaret edenler, arabalarını kendilerini beklerken bulabilirler.

Haremeyn-i Şerifeyn İşleri Başkanlığı, Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi'de dağıtılmak üzere 300 bin Kur'an-ı Kerim temin etti. Ayrıca, yetenekli öğretmenler ve hafızlardan oluşan bir grup tarafından yürütülen Kur'an öğrenme ve ezberleme halkalarının sayısı artırıldı. Bu girişimle, Kur'an öğretimi ve doğru okuma düzeltmesi için 35 binden fazla saatlik eğitim hedefleniyor.

 Dr. Sudeys, Kıdemli Alimler Konseyi Genel Sekreterliği ile işbirliği içinde gerçekleştirilecek olan ve Kıdemli Alimler Konseyi'nden bir grup şeyhin, Haremeyn-i Şerifeyn’in imam ve vaizlerinin katılacağı bir dizi eğitim konferansına işarette bulundu. Toplamda 300 saatlik bilimsel ve yönlendirici derslerin yanı sıra, bu dersler ve konferanslar Harameyn Platformu üzerinden 24 saat boyunca yayınlanacak. Hedeflenen, on farklı dünya dilinde daha fazla bin saatlik dijital yayın sağlayacak. Haremeyn-i Şerifeyn Başkanlığı, ayrıca 49 dağıtım noktası üzerinden 51 uluslararası dilde tercüme hizmetleri, mekan rehberliği ve soru cevaplar sunuyor.

Dr. Sudeys, Başkanlığın Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi'de zemzem suyu dağıtımını hedeflediğini belirtti. Bu dağıtım, 30 binden fazla dağıtım noktasında bulunan özel kaplarda ve musluklarda gerçekleşecek. Ayrıca, günlük olarak milyonlarca zemzem suyu şişesi dağıtılacak ve Hac ibadetini gerçekleştiren ziyaretçilere Arafat, Müzdelife ve Mina'da zemzem otobüsleri sağlanacak.

Dr. Sudeys, Başkanlığın 14'ten fazla elektronik hizmet sunma girişimine dikkat çekti. Bu hizmetler arasında ulaşım uygulaması, ezkar uygulaması, Kuran-ı Kerim uygulaması, diğer akıllı uygulamalar ve robotlar yer alıyor. Bu hizmetler, Hac ziyaretçilerinin huzurlu bir ibadet ortamına erişimini sağlamak için tasarlandı. Ayrıca, sosyal medya platformlarını Hac ziyaretçileriyle etkileşimde bulunmak, onlara sunulan hizmetler, programlar ve başlatılan girişimler hakkında bilgi vermek için kullanacaklarını da belirtti. Bu bilgilerin, resmi sosyal medya hesapları aracılığıyla paylaşılacağına işaret etti.

Hac ve Umre Bakanı Dr. Tevfik er-Rebia, operasyonel planın başlatılması sırasında Mescid-i Haram ve Mescid-i Nebevi Genel Başkanlığı ile Hac ziyaretçilerine en iyi hizmeti sunmak için işbirliği ve koordinasyondan bahsetti. Özellikle milyonlarca hacının ibadetlerini rahatlıkla ve huzur içinde yerine getirebilmelerini sağlamak amacıyla çalıştıklarını belirtti.


Suudi Arabistan ile Çinli yetkililer, enerji alanında ikili işbirliğini görüştü

SPA
SPA
TT

Suudi Arabistan ile Çinli yetkililer, enerji alanında ikili işbirliğini görüştü

SPA
SPA

Suudi Arabistan Enerji Bakanı Abdulaziz bin Selman bin Abdulaziz, Çin Ulusal Enerji Dairesi Müdürü Zhang Jianhua ile enerji alanında ikili işbirliğini geliştirme olanaklarını ele aldı.

Suudi Arabistan resmi ajansı SPA'da yer alan haberde, Bin Abdulaziz'in, başkent Riyad'da bulunan Zhang ve beraberindeki heyetle bir toplantı gerçekleştirdiği belirtildi.

Toplantıda Suudi Arabistan ve Çin arasındaki ilişkiler ile enerji alanlarındaki işbirliğini geliştirme yollarının konuşulduğu aktarılan haberde, toplantıda enerji arz güvenliğinin sağlanmasının öneminin değerlendirildiği ifade edildi.

Suudi Arabistan ve Çinli yetkililerin, ham petrolü petrokimyaya dönüştürme, hidrokarbonların yenilikçi kullanımları ve nükleer enerjiyi barışçıl amaçlar için kullanma gibi alanlarda ortak projeleri de konuştuğu vurgulanan haberde, madencilik, elektrik, yenilenebilir enerji ve temiz hidrojen alanında projelerin de görüşüldüğü aktarıldı.

Toplantıda iki ülkenin enerji tedarik zincirlerindeki işbirliği çabalarının da ele alındığı belirtilen haberde, görüşmede Suudi Arabistan ve Çin'in iklim değişikliğiyle ilgili çabalarına değinildiği kaydedildi.


Suudi Arabistan: Hacı sayısı pandemi öncesindeki sayıya ulaşacak

Bu yılki hac sayıları “Korona” pandemisi öncesine ulaşacak (SPA)
Bu yılki hac sayıları “Korona” pandemisi öncesine ulaşacak (SPA)
TT

Suudi Arabistan: Hacı sayısı pandemi öncesindeki sayıya ulaşacak

Bu yılki hac sayıları “Korona” pandemisi öncesine ulaşacak (SPA)
Bu yılki hac sayıları “Korona” pandemisi öncesine ulaşacak (SPA)

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakan Yardımcısı Abdulfettah Meşat, Bakanlığın her ülkeden gelecek Hacı sayısını koronavirüs pandemisi öncesi kaydedilen seviyeye döndürmek amacıyla salgın öncesi yürürlükte olan mekanizmayı takip edeceğini belirterek, Hac mevsiminin eşsiz olduğunu ve kutsal mekanlarda tüm hizmetlerin hazır olduğunu vurguladı.

Şarku’l Avsat’a konuşan Meşat, ilgili makamların Hac mevsiminde ortaya çıkabilecek herhangi bir sağlık veya organizasyonel acil durumla başa çıkmak için ihtiyati planları olduğunu ve bunun Suudilerin kalabalıkları yönetme ve tüm verilerle ilgilenme yetenekleri dahilinde gerçekleştiğine değinerek, ülkedeki ilgili makamların “Mekke Yolu” girişimine katılmak için çok sayıda talep aldıklarını ve bu taleplerin İçişleri Bakanlığı tarafından incelendiğini açıkladı.

Abdulfettah Meşat ile röportaj (Şarku’lA vsat)
Abdulfettah Meşat ile röportaj (Şarku’lA vsat)

Meşat şirketlerin sınıflandırılmasıyla ilgili olarak, bu yıl hizmet veren şirketlerin, ilgili değerlendirme formlarına göre müşterinin (hacı) memnuniyetine göre sınıflandırılacağını söyledi. Bir dizi önde gelen konaklama şirketine rekabetçi hizmetlerin sunulması için fırsat verildiğini söyleyen Meşat, temerrüde düşen şirketlerin sorumlu tutulacağını ve hacıların maruz kaldıkları eksiklikleri telafi edecek mekanizmaların bulunduğunu vurguladı.

Hazırlıklar

Açıklamasında bu yıl hac mevsimini farklı olduğuna işaret eden Meşat, Hac’a gelecek tüm taraflar için hizmet, entegrasyon, koordinasyon ve tüm planlar arasındaki uyum için erken hazırlık yapıldığını ve bunun için Hac ve Umre Bakanlığı ile tüm yetkili makamlar arasında büyük bir ortak çalışma olduğunu aktardı. Ayrıca, operasyonel düzeyde gerçekleşen tüm işlerin sürekli takibi için İş Takip Ofisi (BIMOA) ve Merkezi Hac Komitesi aracılığıyla yürütülen  koordineli bir operasyonel planın oluşturulmasında işbirliği yapıldığını söyledi.

Suudi yetkili, hacılara sunulan tüm hizmetler için erken hazırlıkla ilgili olarak Hac ve Umre Bakanlığı'nın genel stratejisi ile uyumlu olan organizasyon sürecinin önemli bir yönüne değinerek, tüm paketlerin Hac Platformu aracılığıyla yerel platform üzerinden internetle  Avrupa, ABD, Avustralya ve Kanada'dan hacıların  erken hazırlık yapabildiğini söyledi.

Bireysellik

2023 hac mevsiminin önceki yıllardan ayıran özelliklere de dikkati çeken Meşat, bu yılın en önemli özelliğinin tamamen salgın öncesi rakamlara dönüş olduğunu ve bu nedenle sayıların, bakanlığın her ülkeden gelecek hacı sayısını belirlemek için izlediği mekanizma ile pandemi öncesi onaylanan sayıların aynısı olacağını vurguladı.

Meşat doğrudan rakam açıklamazken, Genel İstatistik Kurumu tarafından yayınlanan veriler 2,4 milyonu aşkın hacı olacağını öngörüyor. Bunlardan 634 binini ise Suudi Arabistan vatandaşı ve ülkede ikamet edenler oluşturuyor.

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakan Yardımcısı, bu yıl da uzun bir süredir  hacılara elektrik ve su hizmeti sağlayan Kidana Şirketi ile işbirliği yaptıklarını ifade ederek, bu Hac mevsiminde bir çok firmaya hizmet verme imkanı sağlandığını,  çalışmaların sadece geçmiş yıllarda var olan eski firmalar ile sınırlı kalmayarak konaklama ve hizmet sektöründe öncü firmalarla çalıştıklarını bildirdi. Meşat, bunun hacılara en iyi hizmeti sağlamak için şirketler arasındaki rekabetçi pazara yansıdığını aktardı.

Yeni uygulamalar

Mekke Yolu girişimi ve önemi ile ilgili de konuşan Meşat, “Girişime katılmak için birçok ülkeden  talep aldık. İçişleri Bakanlığı liderliğindeki ihtisas komitesi, komite ve bu taleplerle yaptığı çalışma arasındaki koordinasyon yoluyla tüm bu talepler hakkında profesyonel bir şekilde kapsamlı bir çalışma yürütüyor” dedi.

Mekke Yolu’nun tüm hacı adayları üzerinde büyük olumlu izlenim bırakan çok başarılı bir milli fikir olduğunu ve bu yıl hizmetin ilk kez Türkiye'ye verildiğine değinen Meşat, Mekke Yolu üzerinden verilen hizmetlerin pozitifliği çok büyük olduğunu, bunlardan en önemlisinin ise Suudi Arabistan’a giriş mekanizmalarının hızlandırılması ve Rahman’ın misafirlerinin gelmeden önce tüm işlemlerinin tamamlanması olduğuna atıfta bulundu.

Bağlı şirketler

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı, bir gözetim çalışma modeline göre, gözetim ve takip için yetenekli bir ekip tahsis etti. Bu yılki tüm hizmetlerin izlenmesi için uzman bir elektronik platform kullanıldığına vurgu yapan Meşat, tüm hacılar için hizmet standartlarını ölçmek üzere 65'ten fazla anket uygulamaya konulduğunu ve bunların stratejik, operasyonel ve denetleyici seviyeler olmak üzere 3 seviyede takip edildiğin bildirdi. Ayrıca, üç seviyedeki izlemenin günlük ve haftalık olduğunu, bu hizmetlerin değerlendirilme ve düzeltilmesi için ihtisas komiteleri sunulduğunu aktardı. Yetkili, Mekke, Medine ve kutsal mekanlarında her birinde izleme ekibinin olduğunu söyledi.

Geçtiğimiz yıl Mina (Fotoğraf: Adnan Mehdili)
Geçtiğimiz yıl Mina (Fotoğraf: Adnan Mehdili)

Grupları izleme

Grupların özel hizmetleriyle ilgili olarak Meşat, grupları takip etmek ve hacıların resmi, tarihe göre ayrılmalarını sağlamak için modern teknolojilerinin en üst seviyesini kullanan uzman ekiplerin olduğunu söyleyerek, bu yıl bakanlığın  Türkiye, Malezya ve Afrika ülkelerinde yaşayan farklı ülkeler dengelen hacılarla gözlemci ve rehberlere eğitim vermek için yeni bir adım atarak birçok dilde çeşitli kurslar açtığını aktardı. Yetkili ayrıca, Hac ve Umre Bakanlığı ile Spor Bakanlığı arasında, ihlallerin izlenmesi ve kontrol edilmesi sürecinde yardımcı olacak izciler ve korucular sağlamak için bir işbirliği olduğunu dile getirerek, ayrıca İçişleri Bakanlığı’ndaki güvenlik makamlarıyla çalıştıklarını vurguladı.

Teknoloji ve Hac

Meşat, Hac ve Umre Bakanlığı tarafından birkaç ay önce başlatılan yeni teknolojili “Nusuk Hac” Avrupa, ABD ve Avustralya'dan gelen hacılara yönelik en önemli programlar arasında yer aldığını söyleyerek, bu platform tarafından verilen vize sayısının 20 bini aştığını bildirdi.

Suudi yetkili, yakın zamanda hayata geçirilen yeni platformlar arasında, bakanlığa net bir vizyon ve verilen tüm hizmetlerin doğru bir şekilde takip edilmesini sağlayan hizmetlerin izleme ve takip platformu olduğuna dikkat çekti.

Caydırıcılık ve sınıflandırma

Meşat, Hac ve Umre Bakanlığı'nın takip ekipleri aracılığıyla, herhangi bir hizmet vermeyen şirketler konusunda çok sert davranacağını ve hesap vermenin açık olduğunu vurgulayarak, hizmet tahsis etmeyen şirketlerin para cezasına mahkum edileceğini, Rahman’ın misafirlerinin maruz kaldıkları eksiklerin telafi edileceği mekanizmalar geliştirildiğini aktardı.

Yetkili, yurt içi hacı firmaları dışında yurtdışındaki hacılara hizmet için toplamda 16 firmaya ruhsat verildiğini aktardı.

Kalabalık Yönetimi

Salgın hastalıklar ve bunlarla nasıl başa çıkılacağından söz eden Bakan yardımcısı koronavirüs salgınının sona ermesiyle, bu dönemde ortaya çıkabilecek herhangi bir sağlık veya organizasyonel acil durumla başa çıkmak için proaktif ve önleyici ihtiyati planlar olduğunu söyledi.

Suudi Arabistan'ın geçmiş yıllarda edindiği deneyimle kalabalıkları yönetmek için onurlu modeller geliştirdiğini ve her durumla başa çıkabileceğini vurgulayan Meşat, beş gün boyunca çeşitli limanlardan Suudi Arabistan'a akın eden çok sayıda insanın zaman ve mekan koşulları nedeniyle dünyanın hiçbir yerinde tekrarlanamayacak bir model olduğunu bildirdi.


Suudi Arabistan ve Rusya dışişleri bakanları ortak dosyaları görüştü

Suudi Atabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ülkesinin Ukrayna krizine siyasi bir çözüm bulunması çabalarına verdiği desteği yineledi.
Suudi Atabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ülkesinin Ukrayna krizine siyasi bir çözüm bulunması çabalarına verdiği desteği yineledi.
TT

Suudi Arabistan ve Rusya dışişleri bakanları ortak dosyaları görüştü

Suudi Atabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ülkesinin Ukrayna krizine siyasi bir çözüm bulunması çabalarına verdiği desteği yineledi.
Suudi Atabistan Dışişleri Bakanı Faysal bin Ferhan ülkesinin Ukrayna krizine siyasi bir çözüm bulunması çabalarına verdiği desteği yineledi.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah perşembe günü Rus mevkidaşı Sergey Lavrov ile Güney Afrika'nın Cape Town kentinde düzenlenen BRICS dostlar grubu bakanlar toplantısı çerçevesinde görüştü. Görüşmede, ortak kaygı taşıyan pek çok dosyaya ilişkin ikili ve çok taraflı çalışmaların pekiştirilmesi gündeme geldi.

İki bakan, iki ülke ve halklar arasındaki dostluk ve iş birliğinin boyutlarını ve bunları her alanda geliştirme yollarını gözden geçirdi. Ayrıca ‘Hızlandırılmış Büyüme, Sürdürülebilir Kalkınma ve Kapsamlı Çoğulculuk için Ortaklık’ sloganı altında düzenlenen toplantıda gündeme gelen en önemli konular da ele alındı.

Prens Faysal bin Ferhan, Riyad'ın Rusya-Ukrayna krizine siyasi bir çözüm bulmayı amaçlayan tüm bölgesel ve uluslararası çabaları destekleyen tutumunu yineledi.

Diğer yandan Suudi Dışişleri Bakanı Hintli mevkidaşı Subrahmanyam Jaishankar ve Güney Afrika Uluslararası İlişkiler ve İşbirliği Bakanı Grace Naledi Pandor ile ayrı ayrı bir araya geldi. Bakan, toplantı gündeminde yer alan konular hakkında kendileriyle görüş alışverişinde bulundu.

İki toplantıda Suudi Arabistan ile Hindistan ve Güney Afrika arasındaki ilişkiler ve bunları çeşitli alanlarda geliştirme ve iyileştirme yolları gözden geçirildi. Ayrıca iki ülke ve halklarının arzularını gerçekleştirmek üzere ortak kaygı taşıyan birçok bölgesel ve uluslararası meselede ikili ve çok taraflı koordinasyonun artırılması başlıkları da gündeme geldi.

Taraflar, uluslararası barış ve güvenliğin temellerinin atılması ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılmasına yönelik katkıların arttırılmasına ilişkin ortak çabaların yoğunlaştırılmasının önemini vurguladılar.


Abdullah bin Halid Suudi Arabistan'ın Almanya Büyükelçisi olarak güven mektubunu sundu

Almanya Cumhurbaşkanı Çarşamba günü Berlin'de Suudi Arabistan'ın yeni büyükelçisini kabul etti (DPA)
Almanya Cumhurbaşkanı Çarşamba günü Berlin'de Suudi Arabistan'ın yeni büyükelçisini kabul etti (DPA)
TT

Abdullah bin Halid Suudi Arabistan'ın Almanya Büyükelçisi olarak güven mektubunu sundu

Almanya Cumhurbaşkanı Çarşamba günü Berlin'de Suudi Arabistan'ın yeni büyükelçisini kabul etti (DPA)
Almanya Cumhurbaşkanı Çarşamba günü Berlin'de Suudi Arabistan'ın yeni büyükelçisini kabul etti (DPA)

Suudi Arabistan'ın Berlin Büyükelçisi Prens Abdullah bin Halid bin Sultan, Çarşamba günü Berlin'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda güven mektubunu sunarken ülkesinin Almanya ile dostluk ve işbirliği ilişkilerini güçlendirme konusundaki istekliliğini teyit etti.

Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier Büyükelçiye görevinde başarılar diledi.

Kabul sırasında Suudi Büyükelçi, Kral Selman bin Abdulaziz ile Veliaht Prens ve Başbakan Prens Muhammed bin Selman'ın selamlarını Cumhurbaşkanı Walter Steinmeier'a ileterek Alman halkına daha fazla ilerleme ve refah diledi.

Almanya Cumhurbaşkanı da Kral Selman ve Veliaht Prens’e selamlarını ve Krallık ile halkının ilerleme ve refahının devam etmesi dileklerini iletti.


Uzay yolculuğunu tamamlayan Suudi astronotlar başarıyla döndü

Suudi Arabistanlı astronotlar Reyyane Bernavi ve Ali el Karni yolculuklarını SpaceX Falcon 9 roketiyle gerçekleştirdi.
Suudi Arabistanlı astronotlar Reyyane Bernavi ve Ali el Karni yolculuklarını SpaceX Falcon 9 roketiyle gerçekleştirdi.
TT

Uzay yolculuğunu tamamlayan Suudi astronotlar başarıyla döndü

Suudi Arabistanlı astronotlar Reyyane Bernavi ve Ali el Karni yolculuklarını SpaceX Falcon 9 roketiyle gerçekleştirdi.
Suudi Arabistanlı astronotlar Reyyane Bernavi ve Ali el Karni yolculuklarını SpaceX Falcon 9 roketiyle gerçekleştirdi.

ABD merkezli Axiom Space firmasının SpaceX Falcon 9 roketiyle Uluslararası Uzay İstasyonu'na (ISS) götürdüğü Suudi Arabistanlı astronotlar Reyyane Bernavi ve Ali el Karni, 12 saat süren bir yolculuğun ardından bugün Florida’ya iniş yaptı.

Houston Havaalanı’na varan astronotlar Uzay’daki 10 günlük bilimsel yolculuklarının ardından aile üyeleri tarafından karşılanırken, güvenli bir şekilde varışlarından dolayı tebrik edildiler.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Bernavi ve Karni, AX-2 misyonu eski NASA astronotu Peggy Whitson ve John Shoffner ile yaptıkları Uzay yolculuğu sonrasında dünya ortamına uyum sağlama konusunda herhangi bir zorluk yaşamadı. Uçuş ekibi, önümüzdeki dönemde yoğun tıbbi gözlem ve özel rehabilitasyon programlarına tabi tutulacak.

Suudi Arabistan Uzay Kurumu günün erken saatlerinde, 12 saat yolculuğun ardından iki Suudi astronotun güvenli bir şekilde dünyaya inmesiyle görevini başarıyla tamamladığını duyurdu.

Suudi Arabistan, Bernavi ve Karni'nin süreci başarıyla tamamlanmasının ardından Suudi Arabistan Astronot Programı kapsamında gelecekte Suudi astronotlar için daha fazla görev başlatmayı planlıyor.


Suudi Arabistan’ın nüfusu yüzde 41,6’sı yabancı olmak üzere 32,2 milyona ulaştı

Riyad, nüfus bakımından en büyük şehir olurken, onu Cidde ve Mekke izledi (Şarku’l Avsat)
Riyad, nüfus bakımından en büyük şehir olurken, onu Cidde ve Mekke izledi (Şarku’l Avsat)
TT

Suudi Arabistan’ın nüfusu yüzde 41,6’sı yabancı olmak üzere 32,2 milyona ulaştı

Riyad, nüfus bakımından en büyük şehir olurken, onu Cidde ve Mekke izledi (Şarku’l Avsat)
Riyad, nüfus bakımından en büyük şehir olurken, onu Cidde ve Mekke izledi (Şarku’l Avsat)

Suudi Arabistan Genel İstatistik Kurumu (GASTAT) tarafından açıklanan 2022 yılı nüfus sayımı sonuçlarına göre, ülkenin nüfusu 32,2 milyona ulaştı.

Suudi Arabistan’ın nüfusu, yüzde 58,4’ünü oluşturan 18,8 milyon Suudi vatandaşı ve nüfusun yüzde 41,6’sını oluşturan Suudi olmayan 13,4 milyon kişi ile 32,2 milyona çıktı.

Ülkedeki nüfusun yüzde 61,2’sini (19,7 milyon) erkekler oluştururken, kadınlar nüfusun yüzde 38,8’ini (12,5 milyon) oluşturuyor.

Riyad, nüfus bakımından en büyük şehir olurken, onu Cidde ve Mekke izledi.

Nüfus sayımına göre, ülkedeki toplam nüfusun yaş ortalaması 29 olurken, 30 yaşın altındaki Suudilerin yüzdesi, toplam Suudi sayısının yüzde 63’üne ulaştı.

Öte yandan, Suudi Arabistan’daki konut sayısı yüzde 51’i daire olmak üzere 8 milyonu aştı.

Nüfus sayımı sonuçları, toplam Suudi aile sayısının 4,2 milyon olduğunu ve aile başına ortalama 4,8 kişi olduğunu gösterdi.


Mişari el-Mutayri’nin Beyrut kafelerinden Suriye topraklarına kaçırılması ve serbest bırakılmasının hikayesi

Mişari el-Mutayri’nin Beyrut kafelerinden Suriye topraklarına kaçırılması ve serbest bırakılmasının hikayesi
TT

Mişari el-Mutayri’nin Beyrut kafelerinden Suriye topraklarına kaçırılması ve serbest bırakılmasının hikayesi

Mişari el-Mutayri’nin Beyrut kafelerinden Suriye topraklarına kaçırılması ve serbest bırakılmasının hikayesi

Suudi Arabistan vatandaşı Mişari el-Mutayri’nin serbest bırakılması, Lübnan ordusu istihbaratının organize suç çeteleriyle çatışmalarda başarılı vakalarından biri. Çünkü çoğu operasyonun tutuklanmadan serbest bırakılmasıyla sona ermesinin ardından ilk kez bir dizi kaçıranın tutuklanmasına tanık oldu. Operasyon ayrıca Beyrut kafelerinde başlayan ve Suriye topraklarında sona eren, organize bir kaçırma ağını da ortaya çıkardı.

Beyrut’un güneyindeki Khalda’daki Beyt Buyut kafesine akşam saat 10’da gelen Mutayri gece yarısına kadar kafede zaman geçirdi. Daha sonra Beyrut şehir merkezindeki başka bir kafeye gitti. Soruşturmayı yürüten yetkililer, kafeden itibaren birinin onu izlediğine inanıyor.

O gece askeri üniforma giymiş beş kişilik bir grup hedefi izledi. Grup, Lübnan güvenliği tarafından adam kaçırma, gasp ve uyuşturucu suçlarından aranan Musa Cafer ile temasa geçti. Anlaşma yapıldı ve kurban belirlendi. Sabaha karşı 3’te Mutayri kafeden ayrıldı o esnada beş kişi onu takip etti. Issız bir bölgede onun arabasına çarptılar ve Mutayri’yi arabadan çıkardılar. Daha sonra onu hemen Bekaa bölgesine götürdüler. Mutayri’yi kaçıran grup Chtoura bölgesinde durdu, araba değiştirdi. Ardından Cafer’e teslim ettikleri ve ücretlerini aldıkları Sharawneh bölgesine doğru devam ettiler. Oradan da Lübnan Suriye sınırının ötesine gittiler.

Daha sonra Mutayri tehdit edildi ve korkutuldu. Kaçıranlar banka kartına el koymuş ama Mutayri onlara yanlış şifre verdi. Daha sonra ona geri döndüler. Fiziksel ve psikolojik olarak baskı yaptılar, böylece doğru şifreyi aldılar. Mutayri’nin hesabından birkaç bin dolar çekmeyi başardılar ama elbette bu onlar için yeterli değildi. Mutayri’nin telefonundan 400 bin dolar fidye talep ettikleri bir mesaj yolladılar.

Bu sırada güvenlik güçleri bilgi almak için baskı yapıyordu. İlk amaç kaçıranı tespit etmekti, ülkenin doğusunda bu yöntemi uygulayan birçok kişi var. Fonların geri çekilmesi güvenlik güçlerine ilk sinyalleri verdi ve kaçırılan hattın bir süre açılması onlara yeni bir ipucu sağladı. Mutayri’yi şahsen tanıyanlar da dahil olmak üzere kafedeki bazı insanlara baskı yapıldı. Ordu istihbaratındaki teknik ekip ilk ipucunu alabildi. Sad El Baouchriyeh bölgesinde bir kişi gözaltına alındı ardından Mutayri’nin nerede olduğu belli oldu.

Askeri istihbarat, onu el-Kasr bölgesindeki Cafer ailesinden Lübnanlıların çoğunluğunun yaşadığı Suriye’nin Carmaş kasabasında yaşayan Cafer ile ilişkilendiren bir ipucu buldu. Cafer, bölgede yaşayan diğer aranan kişiler gibi bu suçlardan geçimini sağlıyor.

Şarku’l Avsat’a konuşan Lübnanlı bir güvenlik kaynağı, Cafer’in uyuşturucu kaçakçılığının yanı sıra bir Iraklı ve bir Suriyelinin kaçırılması da dahil olmak üzere birçok suçtan arandığını söylüyor.

Ordu, Cafer’in Lübnan’daki işyerine ve ailesine Baalbek şehri yakınlarındaki Şeravneh mevkiinde baskı yapmaya başladı. Ordu bölgeye baskın düzenleyerek bazı aile üyelerini sorguya çekmek ve baskı yapmak için gözaltına aldı. Telefonları ve onunla olan bağlantıları kontrol edildi ve arananları tanıdıklarından emin oldular.

Baskınlar sonucunda, biri Bouchriya’da (doğu Beyrut), ikisi Sharawneh mahallesinde ve dördü Bekaa yolunda olmak üzere kaçırma olayına karışanlardan yedisi gözaltına alındı. Pazartesi günü baskı arttı ve ordu Lübnan ile Suriye arasındaki geçiş bölgelerine baskınlar düzenledi, yeni kaçıranlara ulaştı. Adam kaçırma olayına karışanların bazıları Suriye’ye kaçtı.

Ordunun Sharawneh’teki bir Captagon depolama merkezine baskın yapmasının bir askeri tesise ateş açan bir kişi de dahil olmak üzere suçluları arıyor. Ayrıca, kaçırılanların operasyonlarını kolaylaştırdığına inanılan kişileri de arama çalışmaları devam ediyor.


İki Suudi astronotu taşıyan uzay aracı başarıyla iniş yaptı

TT

İki Suudi astronotu taşıyan uzay aracı başarıyla iniş yaptı

İki Suudi astronotu taşıyan uzay aracı başarıyla iniş yaptı

Suudi Arabistan Uzay Otoritesi, Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki (ISS) araştırma görevinin ardından, Suudi astronotlar Reyyane Bernavi ve Ali Karni’nin yanı sıra diğer Ax-2 misyon ekibini taşıyan uzay aracının güvenli bir şekilde indiğini bildirdi.

Suudi Arabistan, astronotlara yönelik programının bir parçası olarak, Dünya çevresindeki yörüngede uzay bilimi görevleri yürüten birkaç ülke arasında yer aldı.

Ax-2 misyonundaki 4 kişilik ekip, 21 Mayıs’ta ABD’nin Florida eyaletindeki Cape Canaveral’da bulunan Kennedy Uzay Merkezi’nden ISS’ye doğru 16 saatlik uzay yolculuğuna başladı.

İki Suudi astronot, Dünya’ya dönmeden önce uzayda 14 bilimsel deney gerçekleştirmeyi başardı.

Ekibi taşıyan Dragon uzay aracı, yörüngede 10 gün kaldıktan sonra dün akşam Florida açıklarındaki Meksika Körfezi’ne güvenli bir şekilde indi.