Tahran, gerilimin tırmanmasını önlemek için Ermenistan ve Azerbaycan’ı ‘diyaloğa’ çağırdı

İran hava üslerinin alarma geçirildiği yönünde haberler gelirken, Blinken, Aliyev'e arabuluculuk teklif etti.

İki gün önce Azerbaycan Savunma Bakanlığı'nın internet sitesinde yayınlanan videodan
İki gün önce Azerbaycan Savunma Bakanlığı'nın internet sitesinde yayınlanan videodan
TT

Tahran, gerilimin tırmanmasını önlemek için Ermenistan ve Azerbaycan’ı ‘diyaloğa’ çağırdı

İki gün önce Azerbaycan Savunma Bakanlığı'nın internet sitesinde yayınlanan videodan
İki gün önce Azerbaycan Savunma Bakanlığı'nın internet sitesinde yayınlanan videodan

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Ali Bakıri Kani, Ermenistan ve Azerbaycan'ı aralarındaki gerginliğin tekrarlanmasını önlemek için ‘diyalog’ ve ‘sağduyuya’ davet ederek, Tahran'ın ‘bölgesel sorunları barışçıl diyalog yoluyla çözmek için tüm imkanlarını’ kullanacağına söz verdi. Bu sırada İran internet siteleri, İran ordusuna bağlı savaş uçaklarının ve askeri birliklerin, ülkenin kuzeybatı sınırlarında olası bir gerilime hazırlandığını bildirdi.
Bakıri Kani, Ermenistan'ın başkenti Erivan'da Ermeni mevkidaşı ile yaptığı görüşmenin akabinde düzenlediği basın toplantısında, komşularla ilişkilerin geliştirilmesinin ‘İran dış politikasının önceliği’ olduğunu söyleyerek, ülkesinin komşuluk politikasında kuzey komşusu Ermenistan'a büyük önem verdiğini vurguladı.
İranlı yetkili, Ermeni mevkidaşı ve Ermenistan Dışişleri Bakanı’yla görüştü. Armenpress Haber Ajansı’na göre Bakıri Kani, ‘görüşmelerinde İran’ın bölgede barış ve güvenlik için her zaman güvenilir bir ortak olduğunu vurguladığını’ belirtti. Yetkili “Bölge ülkelerinin kendisi barış ve istikrarın garantörüdür” ifadelerini kullanarak, yabancı güçlerin varlığının ‘istikrar ve barışı garanti edemeyeceğini, çünkü bu güçlerin başka hedeflere ulaşmaya çalıştıklarını’ ifade etti.
Bakıri Kani, Dağlık Karabağ bölgesinde yeniden gerilimin tırmanma olasılığına ilişkin bir soruya yanıt olarak; “Diplomasi, barışçıl diyalog yoluyla istikrarı sağlamak için üretildi. Bölge ülkelerinin liderlerinin sorunları çözmek için diyaloğu seçecek kadar sağduyulu olduklarını düşünüyorum. İran, barışçıl diyalog yoluyla sorunları çözmek için tüm enerjisini ve imkanlarını kullanacaktır” ifadelerini kullandı.
Bakıri Kani’nin açıklamalarından önce İran Devrim Muhafızları Ordusu’na (DMO) yakın medya aktivistleri, salı günü erken saatlerde İran savaş uçaklarının İran ve Azerbaycan sınırlarında uçuş gerçekleştirdiğini bildirerek, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki tartışmalı Dağlık Karabağ bölgesi ile olan sınırların yakınında konuşlanmış İran askeri birimlerinin hazırlık yaptığından söz etmişlerdi.

Askeri hareketlilik
Yırtıcı bir kuşun uçuşuyla başlayan ve viral olan bir videoda, önce İran yapımı kamikaze insansız hava araçları (İHA) dağların ortasında binaların olduğu bir alanın üzerine düşme simülasyonu gerçekleştiriyor ve videonun sonunda “Bir gün geleceğiz” ifadesi çıkıyor. DMO’ya bağlı bir blog yazarı Twitter'da yaptığı paylaşımda “Bakü’nün İran’a ilhakı, Aliyev rejiminin herhangi bir düşmanca hareketinden daha az zarardır” diye yazdı.
Kudüs Gücü’nün Telegram’daki kanalında “Bakü ordusunun ağır lojistik hareketliliği ve Ermenistan'a yakın bir saldırı olasılığı sebebiyle, bölgedeki herhangi bir jeopolitik değişikliğe karşı İran ordusunun ikinci (Tebriz), üçüncü (Hemedan Noje), dördüncü (Ahvaz'ın kuzeyindeki Dizful Vahdati) ve beşinci (Ahvaz'ın güneyindeki Omidiye) hava üsleri yüksek teyakkuz durumunda” şeklinde bir paylaşım yapıldı.
Bu ayın başlarında, Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı bir askeri uçağın Azerbaycan ve İran sınırları yakınlarında uçuşunu protesto etmek için İran büyükelçisini çağırmıştı. Dışişleri Bakanlığı, Savunma Bakanlığı ile yaptığı ortak açıklamada, bir İran askeri uçağının sınırdan 3 ila 5 kilometre uzaklıkta yarım saatten fazla uçuş yaptığını ve bir süre de sınır hattı üzerinde uçtuğunu bildirmişti. Hareketi ‘kışkırtıcı’ olarak nitelendirerek ‘olay için uygun bir açıklama’ yapılması çağrısında bulunmuştu.
Azerbaycan ve Ermenistan Dağlık Karabağ bölgesi için kavga ettiğinden Azerbaycan ile İran arasındaki ipler hala gergin. İran, 44 kilometre (27 mil) uzunluğundaki Ermenistan sınırını güvende tutmak istiyor. Zira bu sınırı Azerbaycan’ın savaş yoluyla yeni topraklar ele geçirmesi halinde tehdit altına girecek.
İran, geçen ekim ayında Azerbaycan sınırına yakın askeri tatbikatlar başlatmıştı. Azerbaycan, İsrail ile yakın ilişkiler sürdürmesi ve İsrail yapımı İHA'lar satın alması Tahran'da öfkeye yol açıyor.
İran tesislerine iki yıl önce düzenlenen saldırının ardından İran medyası, Azerbaycan'ı İran'ı hedef alan İsrail İHA'larına izin vermekle suçlamıştı.

Blinken arabuluculuk teklif ediyor
Azerbaycan Savunma Bakanlığı iki gün önce internet sitesinde bir video yayınlamış ve Ermeni güçlerini tartışmalı Dağlık Karabağ bölgesinde Rus barış güçlerinin konuşlandığı bölgeleri hareketlendirmekle suçlamıştı.
Azerbaycan Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Ermeni güçlerinin Hankendi-Halfeli-Turşsu toprak yolu boyunca askeri birlik ve mühimmat taşımak için engebeli yolları, gecenin karanlığını ve sisli havayı kullandığı belirtildi. Azerbaycan medyası, Bakü'nün ‘belirtilen güzergâh üzerinden askeri teçhizatların nakledildiği konusunda uluslararası toplumu defalarca bilgilendirdiğini’ açıkladı.
Bu sırada ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel’in iki gün önce yaptığı basın açıklamasına göre, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e Ermenistan ile ikili barış görüşmelerini kolaylaştırmak için yardım teklif etti.
ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Blinken'in askeri bir çözüm olmadığını vurgulayarak, askıda bekleyen sorunlara çözüm bulunmasını teşvik ettiği belirtildi. Açıklamaya göre Blinken, Laçın koridorunun yeniden ticari ve özel araçlara açılmasının önemini bir kez daha vurguladı. ABD’nin barış sürecinde Azerbaycan ile iş birliğini sürdürmeyi dört gözle beklediğini söyledi.
14 Mart'ta Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Azerbaycan sınırında ve Dağlık Karabağ bölgesinde ‘gerilim çıkma olasılığının yüksek’ olduğu konusunda uyarıda bulunarak, gerilimin tırmanmasını durduramayan Rus barış gücüyle ilgili ‘sorunlar’ hakkında Rusya Devlet Başkanı Putin'e şikayetlerde bulunduğunu belirtti.
6 Mart'ta Rus ordusu, Dağlık Karabağ bölgesindeki barış koruma güçlerinin, bir gün önce yaşanan ve ikisi Ermeni polisi olmak üzere beş kişinin ölümüne neden olan silahlı bir çatışmayı durdurduklarını duyurmuştu.
Aralık ayından beri, ‘Azerbaycanlı silahlı kişiler, Ermenistan'ı Dağlık Karabağ'a bağlayan önemli bir yolu kapatıyor ve bu, nüfusun çoğunluğunun Ermeni olduğu bu dağlık yerleşim bölgesinde ciddi bir kaynak sıkıntısına neden oluyor.’ Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Azerbaycan ile Erivan tarafından askeri olarak desteklenen Ermeni ayrılıkçı güçleri arasında şu ana kadar iki savaş gerçekleşti; biri Sovyetler Birliği'nin dağılması sırasında, diğeri ise 2020 sonbaharında.



AB’nin “iki devletli çözüm” yol haritası büyük engellerle karşı karşıya

AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el Maliki (EPA)
AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el Maliki (EPA)
TT

AB’nin “iki devletli çözüm” yol haritası büyük engellerle karşı karşıya

AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el Maliki (EPA)
AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ve Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el Maliki (EPA)

Avrupa Birliği (AB), Gazze Savaşı'nın üzerinden 109 gün geçmesine rağmen, üyeleri arasında derinleşen anlaşmazlıklar ve kendi içinde her biri büyük ölçüde bağımsız bir çizgiyi takip eden üç bloğun oluşması nedeniyle ateşkes çağrısı yapan tek bir toplu bildiri yayınlamayı başaramadı.

Ancak Pazartesi günü geçekleştirilen Dışişleri Bakanları toplantısında Suudi Arabistan, Mısır ve Ürdün Dışişleri Bakanları ile Arap Birliği Genel Sekreteri’nin yanı sıra Filistin ve İsrail ve AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell tarafından Gazze savaşındaki gelişmeleri “ertesi gün” olarak adlandırılan gün konusunda bir paradoks görüldü. Buradaki ironi, Avrupalıların bölünmelerine rağmen AB, Mısır, Ürdün, Suudi Arabistan ve Arap Birliği'nin düzenlediği "barışa hazırlık konferansı düzenlenmesi" çağrısına dayanan bir plan üzerinde anlaşması oldu. Filistinli ve İsrailli tarafların yokluğunda düzenlenebilecek konferansa ABD ve Birleşmiş Milletler (BM) de davet edildi. Amaç, “iki devletli çözümü” sahada gerçeğe dönüştürmek.

Avrupa planı, "barış için yol haritası" olarak adlandırılabilir. AB Ortadoğu Barış Süreci Özel Temsilcisi Sven Koopmans tarafından hazırlanan plan, Pazartesi günkü toplantıdan önce AB’nin 27 üyesine dağıtıldı. Hollanda, Danimarka ve Baltık Denizi ülkelerinin yanı sıra Almanya, Avusturya ve Çek Cumhuriyeti ağırlıklı olmak üzere AB içinde İsrail'e en yakın grubun buna karşı çıkmadı.

Onayın ana sinyali, bugüne kadar sadece diplomatik ve siyasi olarak değil, özellikle Alman ordusunun sahip olduğu en son silah ve teknolojileri sağlayarak kesinlikle İsrail'in yanında olmayı taahhüt eden Almanya'dan geldi. Berlin'in yaptığı son şey, Uluslararası Adalet Divanı önünde İsrail'e verdiği desteği teyit etmek ve İsrail'in Gazze'de “soykırım” yapmadığını tekrar tekrar iddia etmek oldu.

Paris'teki siyasi kaynaklar, Avrupalıların, yönelimleri ne olursa olsun, "Bugün Gazze savaşının İsrail'in sorunlarını çözmeyeceği ve bu başarılsa bile Hamas'ın ortadan kaldırılacağı kanaatine vardıklarını" ancak Hamas’ın yerini başka nesillerin alacağını ve bunun son olmayacağını söylüyor. Bu kaynaklar, Avrupalıların bugün İsrail'i kendisinden daha doğrusu onun yetkililerinden kurtarmaları gerektiğini düşündüklerini ve bunu başarmanın yolunun da İsrail'den geçtiğini aktarıyor.

srftbn
Netanyahu 18 Ocak'ta Tel Aviv'de basına konuşuyor (DPA)

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock yaptığı açıklamada, “Böyle bir çözüm duymak istemediklerini söyleyenler başka bir alternatif de sunmadı” diyerek, barışın bölgenin tüm sakinlerini kapsamadığı sürece sağlanamayacağını ifade etti. Borrell, "Akıllarında başka hangi çözümler var? Tüm Filistinlilerin ayrılmasını sağlamak mı? Ya da hepsini öldürmek mi? Amacın, Hamas'ı ortadan kaldırmak olduğunu söylemek tek taraflı. Çünkü bu, Hamas'ın ne zaman yeterince zayıf olduğuna karar vermenin İsrail'e bağlı olacağı anlamına geliyor. Bu şekilde çalışmaya devam edemeyiz” dedi.

Gerçek şu ki, Avrupalıların ortaya attığı şey yeni bir şey değil, çünkü “barışın belirleyicileri” yıllardır biliniyor ve iki devletli çözüm, John Kirby'nin başarısız olduğu 2014'ten bu yana tartışılmıyor. Eski ABD Başkanı Barack Obama’nın danışmanı olan Kirby, İsraillileri Batı Şeria'daki yerleşim hızını azaltmaya ikna edemedi. Ancak bugün yeni olan şey, AB’nin farklılıklarını ve bölünmelerini bir kenara bırakmayı başarması.

AB’nin 7 Ekim'den bu yana sağladığı sınırsız desteğe rağmen AB’nin yayınladığı her açıklamaya İsrail’de büyük şüpheyle bakılıyor. Bunun son kanıtı, Fransız gazetesi Le Monde'un, İsrail Dışişleri Bakanı Israel Katz'ın Avrupa Birliği dışişleri bakanlarıyla yaptığı toplantıda aktardığı haber. Haberde Katz, İsrail’in tek müttefiki olduğunu bunun da ABD olduğunu ifade etti. Bu da Tel Aviv’in Brüksel’in değil yalnızca Washington’un planını kabul edeceği anlamına geliyor. Katz planı tartışmayı reddetti ve bunun yerine iki video kaset yayınladı. Birincisi İsrail'in Gazze Şeridi'ne liman olarak istediği yapay adayı, diğeri ise İsrail'i Hindistan'a bağlayan tren hattının güzergahını gösteriyor.

sdcevr
ABD Başkanı Joe Biden, 19 Ocak'ta ABD belediye başkanlarının toplantısı vesilesiyle Beyaz Saray’da konuşuyor (Reuters)

Avrupa Birliği'nin aradığı çözümün, İsrail'i tüm uluslararası forumlarda savunan, ona silah, teçhizat ve her türlü desteği sağlayan ABD tarafından benimsenmeden gün ışığına çıkamayacağına dair köklü bir kanaat var. Dolayısıyla onları etkileyebilecek ve bu tür bir çözümü kabul etmeye itebilecek olan taraf da AB. Geçtiğimiz hafta ABD Başkanı Joe Biden ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu arasında geçtiğimiz Pazar günü gerçekleşen son telefon görüşmesi, Netanyahu'nun reddettiği iki devletli çözüm konusunda aralarındaki derin anlaşmazlığı kamuoyuna ortaya çıkardı.

Pek çok analist, Netanyahu'nun cesaretini ve Biden'ı kızdırma isteğini iki devletli çözümü reddetmesini iki ana faktörle tekrarlayarak açıklıyor: Bunlardan biri, aşırı sağla olan siyasi ittifaka esir olması, iki devletli çözüme açılması durumunda bu ittifakın sürekli çökmesi ve Knesset'te sahip olduğu küçük çoğunluğu kaybetmesi tehdidi, ikinci ise Biden, başkanlık mücadelesinde İsrail'i desteklemek için Yahudi seslerine ve ABD'de İsrail adına çalışan dernek ve kuruluşların etkisine yöneldi. Ayrıca, Biden  İsrail Avrupalıların, Arapların ve dünya ülkeleri ve halklarının ezici çoğunluğunun istediği barışçıl çözümü kabul etmesi için İsrail'e ciddi baskı uygulayabilecek bir konumda.

Netanyahu iki devletli çözüme her zaman karşı çıktı ve bunu yalnızca bir kez ve gönülsüzce kabul etti. Burada, Avrupa'nın Washington'un tutumunun değişeceği yönündeki iddiası muhtemelen kaybedilecek ve eski Başkan Donald Trump'ın önümüzdeki Kasım ayında başkanlığı kazanması durumunda boşa çıkacak.

Soru şu, Avrupalıların elinde ne var? İsrail'in planlarına uymayı reddederek onlarla yüzleşmesi durumunda ellerindeki baskı araçlarına başvurmaya hazırlar mı? Bu soruları cevaplamak zor. Ancak bunun tersine, Tel Aviv'in geleneksel olarak Brüksel'de sahip olduğu siyasi ilişkiler ve diplomatik desteğe paralel olarak İsrail'in Birlik ile yakın ekonomik, ticari, bilimsel ve yatırım ilişkilerinin olduğu ve bu nedenle Avrupalıların İsrail üzerinde ciddi baskı kartlarının olduğu doğrulanabilir. Ancak İsrail'le daha önceki birleşme deneyimlerinden yararlanmak cesaret verici değil ve dolayısıyla buna güvenmek de garanti değil.