Okullarda ara tatil, Ramazan Bayramı ile birleşiyorhttps://turkish.aawsat.com/home/article/4232536/okullarda-ara-tatil-ramazan-bayram%C4%B1-ile-birle%C5%9Fiyor
Okullarda ara tatil, Ramazan Bayramı ile birleşiyor
AA
Milli Eğitim Bakanlığının takvimine göre bu yıl okullarda ikinci ara tatil 17-20 Nisan'da uygulanacak ve 21 Nisan'daki Ramazan Bayramı tatiliyle birleşecek.
Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından okulların ikinci dönem açılış tarihinin gecikmesi, 17-20 Nisan olarak planlanan ikinci ara tatilin iptal edilip edilmeyeceği sorusunu gündeme getirdi.
Bakanlık yetkililerinden alınan bilgiye göre, ara tatil, takvimde yer aldığı şekliyle 17 Nisan Pazartesi günü başlayacak, Ramazan Bayramı arifesi olan 20 Nisan Perşembe günü öğlen sona erecek. 3,5 günlük ikinci ara tatil, Ramazan Bayramı resmi tatiliyle birleşecek.
Öğretmenler ara tatilde idari izinli sayılacak.
Okula gitmemek, sigara içmek ya da aşırı alkol almak kadar ölümcül mü?https://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/4810681-okula-gitmemek-sigara-i%C3%A7mek-ya-da-a%C5%9F%C4%B1r%C4%B1-alkol-almak-kadar-%C3%B6l%C3%BCmc%C3%BCl-m%C3%BC
Okula gitmemek, sigara içmek ya da aşırı alkol almak kadar ölümcül mü?
Öğrenciler ders sırasında not alıyor (AFP)
Eğitimi uzun ömürle doğrudan ilişkilendiren ilk sistematik araştırma, okulda veya üniversitede geçirdiğiniz her yılın yaşam beklentinizi artırdığını, okula gitmemenin ise sigara içmek veya çok fazla alkol almak kadar ölümcül olduğunu ortaya çıkardı.
Şarku’l Avsat’ın The Guardian gazetesinden aktardığı habere göre, araştırmada İngiltere ve ABD gibi sanayileşmiş ülkelerin yanı sıra Çin ve Brezilya gibi gelişmekte olan ülkelerden elde edilen kanıtlar incelendi.
Söz konusu araştırmada, tam zamanlı eğitimde bir yetişkinin ölüm riskinin her yıl için yüzde 2 oranında azaldığı görüldü.
Lancet Halk Sağlığı dergisinde yer alan araştırma sonuçlarına göre, ilk, orta ve yüksek öğrenimi tamamlamak, ömür boyu sağlıklı beslenmeye eşdeğer ve resmi eğitimi olmayanlarla karşılaştırıldığında ölüm riskini yüzde 34 azaltıyor.
Tam tersi durumda, hiçbir zaman okula gitmemek ise, yetişkin sağlığı açısından, on yıl boyunca her gün beş veya daha fazla alkollü içecek tüketmek veya günde 10 sigara içmek kadar kötü.
Çalışma, İngiltere’de çocukların okulda kalmasını sağlamaya yönelik çabalara ivme kazandırırken, uzmanlar elde edilen sonuçların okula devam ile sağlık arasındaki bağlantının altını çizdiğini vurguluyor.
Bu aynı zamanda, okuldan ayrılma yaşındaki artışın yanı sıra ileri ve yüksek öğrenime devam eden gençlerin sayısındaki artışın, gelecekteki yaşam beklentisi düzeylerine yıllar ekleyebileceği anlamına da geliyor.
Eğitimin ortalama yaşam süresi üzerindeki faydaları uzun süredir kabul edilse de, Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi (NTNU) ve Seattle’daki Washington Üniversitesi’ndeki akademisyenler tarafından yapılan araştırma, eğitim yıllarının sayısını, yaşam beklentisi ve ölüm oranının azalmasıyla bağlantısını hesaplayan ilk çalışma oldu.
Araştırmada yer almayan, University College London’da tıbbi istatistik profesörü ve eğitim ile sağlık arasındaki bağlantılar konusunda uzman olan Neil Davies, bunu ‘etkileyici bir çalışma’ olarak nitelendirdi.
Ancak Davies, okula devamsızlık oranlarının yüksek olmasının, çocukların gelecekteki sağlık yararlarından mahrum kalmasına da yol açabileceğini belirterek şöyle konuştu;
“Artan okul devamsızlık oranlarının, sağlık üzerindeki etkilerinin ötesinde önemli sonuçlara yol açtığını belirtmekte fayda var. Eğitime harcanan zaman ile kazanç arasındaki ilişki çok iyi araştırıldı ve oldukça sağlam. Bu durumun daha dezavantajlı öğrenciler için daha da kötü olması muhtemeldir.”
Araştırmacılar, Norveç hükümetinin araştırma fonu ve Bill & Melinda Gates Vakfı tarafından desteklenen meta-analizin, küresel ölüm oranlarındaki eşitsizlikleri azaltmanın bir yolu olarak eğitime artan yatırımı destekleyen ‘ilgi çekici kanıt’ olduğunu söyledi.
Çalışmanın ortak yazarı NTNU’dan Dr. Terje Andreas Eikemo, “Eğitim, yalnızca sağlığa sağladığı faydalar açısından değil, kendi başına da önemlidir. Ancak artık bu faydanın büyüklüğünü ölçebilmek önemli bir gelişmedir” dedi.
Araştırmada aynı zamanda, uzun ömürlülükteki iyileşmelerin cinsiyet, sosyal sınıf ve demografiden bağımsız olarak zengin ve fakir ülkelerde benzer olduğu görüldü.