250 bin umreci Cidde'ye vardı

Mescid-i Haram, Ramazan Ayı başında ziyartilerini ağırladı. (AFP)
Mescid-i Haram, Ramazan Ayı başında ziyartilerini ağırladı. (AFP)
TT

250 bin umreci Cidde'ye vardı

Mescid-i Haram, Ramazan Ayı başında ziyartilerini ağırladı. (AFP)
Mescid-i Haram, Ramazan Ayı başında ziyartilerini ağırladı. (AFP)

Dünyanın her yerinden Ramazan Ayı’nda Umre yapmak için Suudi Arabistan’a gelenlerin sayısı dün itibariyle yaklaşık 250 bine ulaştı. Kral Abdülaziz Uluslararası Havalimanı'na varan umrecilerin işlemlerini kolayca tamamlamaları için tüm ilgili makamlar gerekli özeni gösterdi ve hizmeti sağladı.
Kral Abdülaziz Uluslararası Havalimanı Pasaportlar Genel Müdürü Süleyman el-Yusuf, Şarku'l Avsat'a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Umreciler, başta Avrupa, Pakistan, Hindistan, Endonezya, Malezya, ABD ve Arap ülkeleri olmak üzere dünyanın tüm ülkelerinden buraya geldi. Ramazan Ayı’nın başlamasına beş gün kala umreci yoğunluğu başladı ve sayı giderek arttı. Mübarek Ramazan Ayı’nın gelmesiyle birlikte yoğunluk önceki günlere göre daha fazla. Düne kadar Kral Abdülaziz Havalimanı'ndan varan toplam umreci sayısı 250 bine yakın. Havalimanında ister giriş noktalarında ister Mekke ve Medine'de tüm yerlerde devlet, umrecilerin işlemlerini hızlı bir şekilde halletmek için tüm imkanları sağlamaya istekli. Dolayısıyla umreciler için işlemlerin tamamlanması dakikaları geçmiyor. Bu yüzden havalimanında umreciler de dahil olmak üzere yolcuların işlemleri hızlı bir şekilde tamamlanıyor. Giriş ve çıkış işlemlerini tamamlamak için platformlardaki çalışma ekibi sahte belge veya pasaport olup olmadığını sıkı bir şekilde denetliyor. Sahte evrakların tespitinde yasal önlemler alınıyor. Sahte belgelerin nasıl düzenlendiğini ve bu kişilerin Suudi Arabistan'daki veya Suudi Arabistan üzerinden diğer ülkelerdeki varış noktalarını tespit etmek için soruşturma yürütülüyor.”
Umrecilerin sayısının Ramazan Ayı boyunca bir milyonu aşması bekleniyor. Hac ve Umre Bakanlığı umrecilerin zahmetsizce ve yorulmadan ibadetlerini yapmaktan ve tüm mekanları gezmekten keyif almaları amacıyla çalışıyor.

Varış anı
Suudi Arabistan tüm insani ve teknik enerjisini ve imkanlarını dünyanın her yerinden gelen farklı ırk, etnik köken ve dilden umrecilere hizmet etmek için seferber etti. Pasaportlar Genel Müdürlüğü (yolcuları kabul eden baş ilgili makam), söz konusu farklılıklardan dolayı umrecilerin geliş anıyla başa çıkma sürecini kolaylaştırmak için kadrolarına dünyanın tüm dillerinde eğitim verdi. Müdürlük kadro yetiştirmekle yetinmedi, elektronik ortamda hizmet vermede de dünyada teknolojik olarak üst sıralarda yer aldı. Bu da yurt dışından gelenlerin işlemlerinin tamamlanmasını hızlandırdı. Özellikle modern teknoloji göz tanıma sistemi, süreci hızlandırarak sahtecilik işlemlerini imkansız hale getirdi.
Pasaportlar Genel Müdürü Süleyman el-Yusuf, Suudi Arabistan dışından gelenler için parmak izi alınmaması veya net olmayan işaretler olması durumunda göz tanıma sistemi uygulandığını söyledi.

Ulaşım ve konaklama
Hizmetlerin kapsamı ise ziyaret programlarını tasarlayan, hizmet ve vize ücretlerini elektronik olarak ödeyen umrecilere bağlı. Umreciler ülkelerindeki kalifiye acentelerden biriyle veya doğrudan lisanslı Suudi Umre şirket ve kurumlarıyla sözleşme yapma imkanı sayesinde işlemlerini kolaylaştırabiliyor.
Kral Abdülaziz Havalimanı'na varan umrecilerin Mekke-i Mükerreme'ye gitmek için ‘otobüs, küçük araç ve Harameyn Treni’ gibi seçenekleri bulunuyor. Özellikle Harameyn Treni, umrecilerin Mekke-i Mükerreme'ye kolay bir şekilde taşınmasında en önemli projelerden biri olarak ön plana çıkıyor.
Umreci sayısının giderek artması bekleniyor. Bu nedenle ilgili makamlar, Mekke girişlerinde ve Üçüncü Çevre Yolu bölgesi ile Mescid-i Haram'ın yanında bulunan toplu taşıma istasyonlarında oluşacak yoğunluğu dikkate alacak şekilde planlar geliştirdiler. Aynı şekilde ikamet konusu da umrecilerin ihtiyaç ve kabiliyetine göre şekillenecek. Özellikle Mekke'de çoğu Mescid-i Haram çevresinde bulunan yaklaşık bin 100 otel bulunuyor. Bir ila beş yıldız arasında sınıflandırılan bu oteller, Umre için gelenlerin hedeflediği yerlere turlar düzenleyen Sivil Savunma da dahil olmak üzere ilgili makamlar tarafından periyodik olarak denetleniyor. İkamet konusunda ilgili makamlarla koordinasyon sağlanıyor. Yönetmelikler uygulanıyor ve ihlaller kontrol edilerek yasal önlemler alınıyor.

Sağlık
Umrecilere Suudi Arabistan'a vardıkları andan itibaren başta sağlık olmak üzere ihtiyaç duyulan tüm hizmetler veriliyor. Mekke-i Mükerreme Sağlık Meclisi, en üst düzeyde entegre tıbbi hizmetler sunmak hedefiyle tüm ilgili hastaneler ve sağlık merkezleri için operasyonel planların tamamlanmasıyla mübarek Ramazan Ayı’na hazır olduğunu duyurdu. 10 hastane ve 82 sağlık ocağının Ramazan Ayı boyunca umrecilere hizmet vermesi için tüm hazırlıklar tamamlandı. Genel acil servis klinik kapasitesi 54 yatakla donatılırken, ara bakım için 39 yatak tahsis edildi. Yoğun bakım yatak kapasitesi Ramazan Ayı’nın başlamasıyla birlikte 30’a çıkarıldı. Gün boyunca hizmet verecek beş ameliyathane tahsis edildi.  Kral Faysal Hastanesi'nde, işletme planına göre, çeşitli bölümler için 50 yatak tahsis edildi. Hera General Hospital 279 yataklı, tam kapasitede hizmet sağlanması için bir plan hazırladı.
Tüm ziyaretçiler  için günün her saati Mescid-i Haram'da ambulans hizmeti verilmesi için hazırlıklar tamamlandı. Vakaların tıbbi protokollere göre nakledildiği El-Haram Hastanesi ve Ecyad Acil Hastanesi tarafından da bu hizmetler desteklendi. Mekke’deki hastaneler de hazırlıklarını tamamladı.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.