WFP Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa Bölge Direktörü Corinne Fleischer, Şarku’l Avsat’a konuştu: Gıda güvenliği kriziyle mücadele için 23 milyar dolara ihtiyacımız var

WFP Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa Bölge Direktörü Corinne Fleischer. (Şarku’l Avsat)
WFP Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa Bölge Direktörü Corinne Fleischer. (Şarku’l Avsat)
TT

WFP Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa Bölge Direktörü Corinne Fleischer, Şarku’l Avsat’a konuştu: Gıda güvenliği kriziyle mücadele için 23 milyar dolara ihtiyacımız var

WFP Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa Bölge Direktörü Corinne Fleischer. (Şarku’l Avsat)
WFP Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa Bölge Direktörü Corinne Fleischer. (Şarku’l Avsat)

Dünya Gıda Programı (WFP), ‘modern dönemin en büyük gıda güvenliği krizi’ olarak nitelediği sorunla mücadele edilmesi ve dünya çapında yaklaşık 150 milyon insana yardım edilmesi için bu yıl 23 milyar dolara ihtiyaç olduğunu açıkladı.
WFP'nin Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa Bölge Direktörü Corinne Fleischer, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, WFP’nin geçtiğimiz yıl 158 milyon kişiye yardım eli uzatmayı başardığını, yaygın kıtlığı ve kitlesel göçü büyük ölçüde önlediğini vurguladı.
Suudi Arabistan'ın WFP'nin bölgedeki çalışmalarının önde gelen beş bağışçısından olduğunu söyleyen Fleischer, WFP’nin bölge dahili ve haricinde hedeflerine ulaşmak için Suudi Arabistan’ın sürekli desteğine güvendiğini vurguladı. Diğer yandan Ukrayna tahılının transferine yönelik Karadeniz Tahıl Girişimi kapsamında sekiz ay gibi bir süre içerisinde yalnızca yaklaşık 23 milyon ton gıda maddesinin geçişinin kolaylaştırıldığına dikkat çeken Fleischer, Ukrayna'daki çatışmanın küresel gıda ve enerji piyasalarında kargaşaya neden olduğu, gıda ve yakıt fiyatlarını yükselttiği, milyonlarca insanı açlık tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığı uyarısında bulundu.

WFP ile Suudi Arabistan arasındaki tarihi ilişkiler
WFP ile Suudi Arabistan arasındaki ortaklığın 45 yıla dayandığını hatırlatan Fleischer’in verdiği bilgilere göre Suudi Krallığı yardım projelerini tamamlaması ve yüksek gıda fiyatlarından etkilenen milyonlarca aç insana yiyecek sağlaması için 2008'de WFP’ye 500 milyon dolar değerinde tarihi bir hibe sağlayacağını duyurdu.
Fleischer konuya dair şunları söyledi:
“Suudi Krallığı 2014’te Irak'taki yerinden edilmiş ailelere, Suriye'ye komşu ülkelerdeki Suriyeli mültecilere ve Güney Sudan ve Somali'den gelen mültecilere gıda sağlanması için en az 200 milyon dolar değerinde katkıda bulundu. Suudi Arabistan, 2018-2019 yıllarında bölgede WFP’ye en çok bağış yapan beş ülke arasında yer aldı. WFP’nin bölge dahili ve haricindeki hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmak için Suudi Arabistan’ın sürekli desteğine her zaman güveniyoruz.”

Tahıl ihracatı girişimi
Karadeniz Tahıl Girişimi'nin Ukrayna'dan tahıl ihracatı için insani bir deniz koridoru açtığını, anlaşmanın açlıkla mücadeleye verilen küresel tepkide oldukça önemli bir rol oynadığını vurgulayan Fleischer sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ukrayna tahılı, Rus gıda ürünleri ve gübrelerinden tam olarak faydalanılmadıkça küresel gıda krizine gerçek bir çözüm bulunamaz. Karadeniz Tahıl Girişimi'nin 22 Temmuz'da İstanbul'da imzalanması ve tahıl yüklü ilk geminin 1 Ağustos'ta Odessa Limanı’ndan hareket etmesi. ardından geçen süre zarfında Rusya, Türkiye, Ukrayna ve BM’den temsilcilerin bulunduğu Müşterek Koordinasyon Merkezi, 8 Mart'a dek 23 milyon tondan fazla gıdanın geçişini kolaylaştırdı.”

Gıda fiyatlarına yüzde 15 zam
Fleischer’ın aktardığına göre küresel gıda ve enerji piyasalarında Ukrayna'daki çatışma nedeniyle karışıklık yaşanıyor. Bu kapsamda kaydedilen yüksek gıda ve yakıt fiyatları, milyonlarca insanı açlık tehlikesiyle karşı karşıya bırakıyor. Birçok aile temel öğün ihtiyacını karşılayamıyor.
Geçtiğimiz yıl gıda fiyatlarının 2008 ve 2011'deki iki gıda krizinde kaydedilen seviyelerde sabitlendiğini belirten Fleischer, ancak dünyanın 2008'de bugün olduğundan daha istikrarlı olduğunu söyledi. Zira 2009 yılından bu yana Etiyopya, Yemen, Suriye ve Nijerya'da birçok çatışmanın yaşandığını belirten Fleischer konuya dair şu açıklamada bulundu:
“Ukrayna'da savaş patlak verdiğinde dünya henüz Kovid-19 salgınının yansımalarından tam anlamıyla kurtulamamıştı. Böylece başka bir krize karşı savunmasızdı. Son aylardaki hafif düşüşlerine rağmen küresel gıda fiyatları halen son 10 yılın en yüksek seviyesinde. 68 ülkede bu yıl yurt içi gıda fiyatlarında yüzde 15'in üzerinde artış yaşandı. Lübnan, Sudan, Venezuela ve Zimbabve'de enflasyon oranları üç haneli rakamlara yükseldi.”

Yemen'deki akaryakıt ithalatı
2022'de Yemen’de altı ay süreyle kaydedilen ateşkesin insani durumun görece iyileşmesine katkıda bulunduğunu belirten Fleischer, bunun barışın önemini gösterdiğini ifade etti. Hudeyde Limanı üzerinden yapılan toplam yakıt ithalatının dört katına çıktığını belirten Fleischer sözleirni şöyle sürdürdü:
“Sekiz yıllık çatışma, ekonomik gerileme ve harici sıkıntıların ardından yaklaşık 17 milyon Yemenli açlık çekiyor. Ülke bugün göreli bir istikrar yaşıyor olsa da Yemenlilerin ileriye doğru kararlı bir adım atmasını destekleme yönünde bir fırsat mevcut.”
WFP’nin toplulukların temel gıda ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek derecede istikrarlı piyasalar üzerinden Yemen bölgelerindeki nakit yardımını daha kapsamlı hale getirdiğini ifade eden Fleischer konuya dair şunları söyledi:
“WFP bu sistemi desteklemek için katılımcıları yeni bir biyometrik kayıt platformuna kaydediyor. Bu sistem sayesinde insanlar, ailelerin aldığı gıda sepetine eşdeğer nakit transferleri alıyor. Böylece yerel ekonomiye gerekli likidite sağlanıyor.”

Gıda güvenliği krizini çözmek için 23 milyar dolar gerekiyor
Dünyanın modern zamanların en büyük gıda güvenliği kriziyle karşı karşıya olduğunu vurgulayan Fleischer, WFP’nin dünya çapında 149,6 milyon kişiye yardım eli uzatması için bu yıl 23 milyar dolara ihtiyacı olduğunu bildirdi. WFP ve ortaklarının geçtiğimiz yıl rekor sayıda kişiye (yaklaşık 158 milyon kişi) gıda ve nakdi yardımda bulunduğunu, bu kapsamda rekor derecede, 14 milyar dolar katkı sağlandığını hatırlatan Fleischer sözlerini şöyle sürdürdü:
“WFP böylece büyük çaplı kıtlığı, sıkıntıları ve kitlesel göçü önlemeyi başardı. Ukrayna tahılı en çok ihtiyaç duyan ülkelere nakledildi. Ayrıca gerekli gübrelerin ulaşımı kolaylaştırıldı, Yemen’in bazı bölgelerinde açlıktan ölümler önlendi.”



Suriye Ulusal Diyalog Kongresi Hazırlık Komitesi Genel Koordinatörü Kıblavi Şarku’l Avsat’a konuştu: Geçiş dönemi için anayasal bir deklarasyon ve teknokrat bir hükümet gerekiyor

Dün Şam'ın doğusundaki Duma'da, Aralık 2013'te kaçırılan aktivistlerin akıbetinin açıklanması için protesto gösterisi düzenledi. (AFP)
Dün Şam'ın doğusundaki Duma'da, Aralık 2013'te kaçırılan aktivistlerin akıbetinin açıklanması için protesto gösterisi düzenledi. (AFP)
TT

Suriye Ulusal Diyalog Kongresi Hazırlık Komitesi Genel Koordinatörü Kıblavi Şarku’l Avsat’a konuştu: Geçiş dönemi için anayasal bir deklarasyon ve teknokrat bir hükümet gerekiyor

Dün Şam'ın doğusundaki Duma'da, Aralık 2013'te kaçırılan aktivistlerin akıbetinin açıklanması için protesto gösterisi düzenledi. (AFP)
Dün Şam'ın doğusundaki Duma'da, Aralık 2013'te kaçırılan aktivistlerin akıbetinin açıklanması için protesto gösterisi düzenledi. (AFP)

Beşşar Esed rejiminin devrilmesi ve Suriye'de Ahmed eş-Şera liderliğinde yeni bir yönetimin başa gelmesinin ardından Suriye dosyasındaki gelişmeler dikkatle takip ediliyor. Belki de buradaki en önemli soru, eş-Şera'nın medya açıklamalarında duyurduğu Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nin detaylarının, bir hazırlık komitesinin oluşturulmasının ve kabul edilecek koşullara göre kimlerin davet edilip kimlerin dışarıda bırakılacağıdır.

dsvfbg

Suriye Ulusal Diyalog Kongresi Hazırlık Komitesi Genel Koordinatörü, Suriyeli yazar ve siyasi araştırmacı Dr. Mueyyed Gazlan Kıblavi, Şarku’l Avsat'ın sorularını yanıtladı.

Kıblavi, ‘Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'ne davet edilecek şahsiyetlerin mevcut ya da geçmiş mücadeleleri, Suriye davasına katılımları ve devrimci faaliyetleri nedeniyle davet edileceğini’ vurguladı. Siyaset yapmayan devrimciler olduğu gibi, devrimi pratik etmeyen siyasetçiler de olduğunu belirten Kıblavi, gençlik kategorisinin, kadın kategorisinin, muhalifler kategorisinin ve mahkûmlar kategorisinin önemine dikkat çekti. Kıblavi, “Kategoriler çok. Örneğin, şu ana kadar 15 kategori belirledik ve henüz kategorize edilmemiş olanlar da var. Bu sayı 20 kategoriye ulaşabilir ve bazı kategoriler diğerleriyle birleştirilebilir” ifadelerini kullandı.

Devrimden önce ve sonra Suriye toplumunun kategorize edilmesinin her zaman sorunlu olacağını vurgulayan Kıblavi, “Bu yüzden kongreyi, bu sosyal yelpazeler (şu anda oluşmakta olan siyasi topluluk) arasında anlayış ve iletişim alanları için bir başlangıç olarak gördük. Çünkü Suriye'de elli yıl boyunca oluşuma izin verilmedi, yasaklandı. Düşünce tutsak edildi ve oluşum suç sayıldı” şeklinde konuştu.

dsfvgb
Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) ile ABD Dışişleri Bakanlığı heyeti arasında geçtiğimiz eylül ayında Ankara'da yapılan toplantıdan (SMDK)

Kıblavi, “Bu daha başlangıç. Dolayısıyla, içeridekiler kendi siyasi bileşenlerini oluşturma fırsatına sahip değilken ya da gelecekteki Suriye'ye doğru ilerlemek için belirli bir ideolojinin arkasına saklanamazken, dışarıda oluşturulan bileşenleri davet edemeyiz” dedi.

Kıblavi sözlerini şöyle sürdürdü: “Şam Deklarasyonu, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK), Suriye Ulusal Konseyi ve diğerleri gibi oluşturulan siyasi kurumlarla dışarıdakiler birçok bölünmeden muzdaripti, devlet başkanlığı ve seçimlerde hizipçilikten muzdaripti ve sokak tarafından meşrulaştırılmamıştı. Bu nedenle oluşum koşulları mevcut koşullardan tamamen farklı olan siyasi yapıları davet etmekten kaçındık.”

Kıblavi sözlerine şöyle devam etti: “Şimdi bileşenler yeni Suriye'deki hedeflerini ilan etmeye başlayacaklar ve şöyle diyecekler: Ben belli bir grubun bileşeniyim, belli bir siyasi yelpazenin bileşeniyim ya da belli bir siyasi ideolojinin bileşeniyim, taleplerim bunlar ve saygı görmek ve dahil edilmek istediğim yol bu. Yurtdışında kurulan bileşenlere gelince, onlar kotalara alışkındı ve kotalar muhalif kurumların bileşiminde ve yapısında mevcuttu. Bu gayet açık. Ekim 2011'de İstanbul'da kurulan Suriye Ulusal Konseyi, Müslüman Kardeşler ve Şam Deklarasyonu gibi onlarca yıl önce kurulan siyasi gruplar Suriye meselesindeki ağırlıklarına göre kota alırken, devrimci hareket marjinal kaldı ve siyasi uygulamalarda ağırlıkları olmadı.”

Bu nedenle Kıblavi, “Otuz kırk yıldır Suriye'de bulunmayan siyasetçilerin temsil edilmesi kabul edilemez. Zira oluşturdukları organlar bir ‘bileşen’ olarak kabul edilemez. Bu, içeride kalan ve -izin verilmediği için- herhangi bir siyasi faaliyette bulunamayan Suriye halkına yapılan bir haksızlıktır” ifadelerini kullandı.

*Eş-Şera daha önceki açıklamalarında davetlerin muhalif organlara değil, bireylere yapılacağını söylemişti... Peki, örneğin SMDK'dan şahsiyetler davet edilecek mi?

Kıblavi bu soruya şu cevabı verdi: “Elbette davetler bireylere yönelik olacak, muhalif oluşumlara değil. SMDK’dan da bazı şahsiyetler davet edildi. Zira bu siyasi oluşumların hedefleri temelde bir noktadaydı ve şimdi değişti. Devrim öncesi ile devrim sonrası aynı değil. Ayrıca bu oluşumların içinde hizipler, siyasi partiler ve parti akımları gibi başka bileşenler de var. Bu nedenle sadece bireyleri davet etmeye karar verdik.”

Varlıkları sona erdi

Kıblavi, muhalif oluşumlar ilk kurulduğunda belirtilen kuruluş amaçlarından birinin, devrimin zafere ulaşması halinde bu oluşumların varlığının sona ereceği olduğunu belirtti. Bu, devrimin zafere ulaşması ve rejimin düşmesi halinde söz konusu oluşumların kendilerini feshedeceklerine dair birden fazla kez yapılan açıklamaydı. Dolayısıyla bu varlıklar artık zaman ve bağlam dışıdır.

*Salı günü yaptığınız açıklamalarda, Suriye'deki askeri güçlerin temsilcisi olarak Askeri Operasyonlar Dairesi'nin davet edileceğini söylediniz. Aslında, Suriye devriminin başında rejimden ayrılan ve maddi ve manevi bedel ödeyen askeri personel, Esed sonrası Suriye'de tamamen göz ardı edildiklerini hissediyor. Suriye Ulusal Diyalog Kongresi onları yeni Suriye'yi müzakere etmek üzere davet etmeyecek mi?

Kıblavi şu cevabı verdi: “Ordudan ayrılanlar Savunma Bakanlığı bünyesinde değerlendirilecek, ancak bu henüz tamamlanmamış bir aşama. Çünkü hazırlanmakta olan pek çok lojistik mesele var. Ordudan ayrılanlar Savunma Bakanlığı'na dahil edilecek. Bağımsız olarak davet edilecek ayrı bir siyasi ya da askeri unsur değiller, Askeri Operasyonlar Dairesi'ne bağlı olacaklar.”

Ön koşullar

*Farklı Suriyeli gruplara ulaşmak için kriterler neler? Davet kriterleri neler?

Kıblavi, “Ne kadar adil ya da teknik olmaya çalışırsak çalışalım, herkes için adil olamayız ve herkesi tatmin edemeyiz. Suriye halkını sınıflandırmak ve bu sınıflandırmada adil olmak istersek, devrimci hareket, devrimci savaşçı, kendi topraklarında devrim yapmamış siyasi düşünür, belirli bir bölgeye ait olan ve Suriye'de bulunan tüm etnik ve ırksal bileşenler olarak ayrılırlar. Ayrıca çeşitli şehirler arasında dağılmış bileşenler de var. Tüm bu bileşenler arasından kongreye katılacak uygun kişiler seçilecek. Böylece bölgeleri kapsamış, toplumsal çeşitliliği sağlamış, gençleri, tutukluları ve siyasi aktivistleri, entelektüel ve devrimci olarak kuşatmış olacağız. Açıkçası bu biraz kapsamlı sayılır” ifadelerini kullandı.

*Peki, tüm Suriye için yüzde 100 adil olacak mı?

Kıblavi şöyle cevapladı: “Tabii ki mümkün değil. Dünyada davet kriterlerinde yüzde 100 adil olan hiçbir kongre yoktur. Bu bağlamda tarafsız olmamız gerekmediğini unutmayın. Bizden istenen gelecekteki Suriye'nin çıkarlarını düşünmemiz.”

CSDVFBR
Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera ve askeri gruplar arasında yapılan toplantıda yeni Suriye'de askeri kurumun nasıl şekilleneceği ele alındı. (Askeri Operasyonlar Dairesi)

Bir sonraki hükümetin şekli

*Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera, mevcut hükümetin tek renkli olduğunu kabul etti. Kongrenin toplanmasının yakın olduğu konuşulurken, bir sonraki hükümetin Suriye Ulusal Diyalog Kongresi'nin içinden çıkacağına dair sorular akla geliyor. Bu hükümetin katılımcı bir hükümet olacağına dair herhangi bir ön yargı var mı? Ayrıca, bir sonraki hükümet sisteminin şeklini yani başkanlık mı yoksa parlamenter mi olacağını konferans katılımcıları mı belirleyecek?

Kıblavi bu soruyu, “Kongre, bir sonraki hükümet sisteminin şeklini belirlemeyecek. Çünkü kongre bir yasama organı değil. Parlamento, kongrenin hazırlayacağı çalışma ve belgelerden kaynaklanabilecek prosedürlerin bir parçası” diye yanıtladı.

“Genel sekreterlik gibi seçilmiş bir danışma komitesi” olduğunu da ifade eden Kıblavi, “Komiteler sayıca fazla olduğu için hükümet sisteminin parametrelerini belirlemek üzere mini komiteler seçilebilir. Elbette hükümet sistemi önerilecek ya da onaylanacaktır. Bundan sonra mevcut çalışmalar sona erecek ve çok hassas bir aşama olan geçiş dönemi için teknokratlar hükümeti olması beklenen bir hükümet kurulacaktır. Suriye'nin geleceğine gelince, bunu Suriye halkı ve tartışmaların başlangıç noktası olarak kabul edilen Suriye Ulusal Diyalog Kongresi sırasında fikirlerin billurlaşması belirleyecek. Tüm bu göstergeler Suriye'deki hükümet sistemini belirleyecektir. Daha da önemlisi, kongreden kaynaklanacak anayasal boşluk, söz konusu anayasal boşluğu doldurarak geçici bir anayasal bildiri yayınlayacak olan uzman bir komite tarafından doldurulacaktır” dedi.

Kongrenin zamanlaması

*Kongrenin yakın zamanda toplanmasına tanık olacak mıyız? Yoksa beklemek mi gerekiyor? Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’ne kimlerin davet edileceğini hazırlık komitesi mi belirleyecek?

Kıblavi şu cevabı verdi: “Hazırlık komitesi ilgili makamlardan onay aldıktan sonra çalışmalarına başlayacak. Tarih konusuna gelince, hazırlık komitesi oluşturulduktan sonra, davet edilen şahsiyetler ve gruplarla iletişim kurmak yeterli zaman alacak. Meselelerin çözüme kavuşturulması bir hafta ya da belki 9 gün sürebilir.”

SCDVFEGR
Eski rejim ordusu mensupları, 1 Ocak'ta Suriye'nin Humus kentindeki uzlaşma merkezlerinde kayıt yaptırmak için sıraya girerken Esed'in fotoğrafını çiğniyorlar. (AP)

Kıblavi, “Hazırlık komitesi davetler için kriter belirlemez. İçeriden ve dışarıdan davetlilerin lojistiğini kolaylaştıran ve onlarla kongreye davet edildiklerini ve katılıp katılmayacaklarını kısaca görüşen bir komitedir. Yani konferans öncesi aşamanın lojistiğini kolaylaştıran ve ön kolaylaştırıcılığını yapan bir komite; sonuçlara ya da davet kriterlerine karar veren bir komite değil. Aday gösterecek olanlar genel olarak sivil toplum örgütleri olacak ve doğal olarak sendikalar da bunların arasında yer alacak” şeklinde konuştu.

Komite seçimi için kriterler

Hazırlık komitesi üyelerinin hangi kriterlere göre seçileceği sorulduğunda ise Kıblavi şu yanıtı verdi:

“Bu kişiler Suriye'deki en nitelikli kişiler olmayacak. Çünkü bu çok zor. Ancak yurt içinde olduğu kadar yurt dışındaki devrimci siyasi ortama ve bölgesel dağılıma dair bilgi ve aşinalıkları da göz önünde bulundurulacak. Hazırlık komitesi üyesinin bileşenler hakkında bilgi sahibi olması, devrim ve siyasi süreç konusunda daha önce deneyim sahibi olması ve Suriye'deki siyasi çevreler arasında ya da elbette yurtdışında sürekli faaliyet göstermesi ve tanınması nedeniyle Suriye arenasında bilinmesi gerekir.”