Tunus’ta olağanüstü hal dönemine son verilmesi çağrısı

Devlet güvenliğine karşı komplo kurmakla suçlananların aileleri, tutukluluk sürelerinin devam etmesine karşı oturma eylemi düzenledi.

Muhalefetteki Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Ahmed Necib eş-Şabi. (Şarku’l Avsat)
Muhalefetteki Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Ahmed Necib eş-Şabi. (Şarku’l Avsat)
TT

Tunus’ta olağanüstü hal dönemine son verilmesi çağrısı

Muhalefetteki Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Ahmed Necib eş-Şabi. (Şarku’l Avsat)
Muhalefetteki Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Ahmed Necib eş-Şabi. (Şarku’l Avsat)

Tunus siyasi çevreleri, Anayasa Mahkemesi’nin kurulmasına yönelik yeni adımları ve 25 Temmuz 2021’de başlayıp 13 Mart’ta yapılan milletvekilliği seçimleri sonucunda oluşan parlamentonun ilk oturumu düzenleninceye kadar devam eden olağanüstü hal kararları döneminin son erdirilmesine yönündeki adımlar atılmasını bekliyor. Zuheyr Magzavi liderliğindeki Halk Hareketi gibi bazı siyasi partilerin yanı sıra Tunus Genel İşçi Sendikası ve Tunus Ekonomik ve Sosyal Haklar Forumu gibi sosyal ve insan hakları örgütleri, olağanüstü hal kararları aşamasının ‘yeni Tunus parlamentosunda ilk toplantının yapılmasıyla sona ereceği ve bunun cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin sona ermesi ve cumhurbaşkanının sınırsız yetkilerinin sınırlandırılması anlamına geleceği’ görüşünde.
Söz konusu taraflar, söz konusu istisnai kararların kaldırılmasını, 2011’deki devrimden bu yana siyasi liderlerin talebi olan Anayasa Mahkemesi’nin temellerinin atılmasına bağlıyor.
Tunus Hukuk Fakültesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı Başkanı es-Seğir el-Zakravi konuya dair şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanının Anayasa Mahkemesi’ni kurmak gibi bir arzusu yok. Çünkü denetimsiz çalışmak istiyor. Cumhurbaşkanı Kays Said kararnamelerinden bazılarının temyize tabi olmadığına inanıyor. Zira her şeye müdahale ediyor, diğer makamları tanımıyor, bu kurumları sınırlı yetkilere sahip, cumhurbaşkanının denetimine tabi kurumlar olarak görüyor.”
Bu çağrılara rağmen, anayasa hukuku uzmanları, Tunus’un ‘parlamentonun kurulmasından sonra bile olağanüstü halden çıkmadığını’ belirtiyor. Uzmanlar, 2022 anayasasının Tunus’u her zaman bir olağanüstü hal haline getirdiğini zira cumhurbaşkanının geniş ve olağandışı yetkileri olduğunu öne sürüyor.
Halk Hareketi gibi siyasi partilerin Cumhurbaşkanı Said’in siyasi yolunu destekleyen partilerin, olağanüstü halk kararları aşamasına son verilmesi ve normal demokratik yola geri dönülmesi çağrısında bulunması dikkat çekiyor. Halk Hareketi konuya dair şu açıklamada bulundu:
“Olağanüstü halk kararları dönemi, yeni anayasanın ilan edilmesiyle ve parlamentonun çalışmalarına başlamasıyla sona erdi. Cumhurbaşkanı artık cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile yasama yapamaz.”
Diğer yandan, muhalefetteki Ulusal Kurtuluş Cephesi lideri Ahmed Necib eş-Şabi, dün Tunus’un başkentinde düzenlediği basın toplantısında, 10 Kurtuluş Cephesi üyesinin ve ‘devletin iç ve dış güvenliğine komplo kurmak’ suçundan mahkum edilenlerin ailelerinin, dünden itibaren Tunus İrade Hareketi Partisi’nin (eski Cumhurbaşkanı Munsif Merzuki’nin partisi) genel merkezi önünde oturma eylemine başladığını duyurdu.
Şarku’l avsat’ın edindiği bilgilere göre Şabi şu açıklamada bulundu:
“Bu oturma eylemi, komplo dosyasında yer alan Tunus mahkemesinin resmi sözcüsünün tahliye edilmesi, mahkumlara yöneltilen suçlamaları ve bir buçuk aydan fazla bir süre sonra bugün neden cezaevinde olduklarını kamuoyuna açıklanması ve siyasi mahkumlar olarak statülerinin tanınmasını talep etme çağrısı kapsamında geldi.”
 Tutukluları Savunma Komitesi’nin ‘sıradan mahkumların yanına yerleştirilmelerini istemediğini ancak onlara, onurlarını koruyan haklar sağlamayı da istemediğini’ açıkladı.
Şabi sözlerini şöyle sürdürdü:
“Tunus Hapishaneler Yasası’nın 7’inci kısmı, mahkumların işlenen suçların niteliğine göre sınıflandırılmasını gerektirir. Bu yasaya göre cezaevi idaresi, devlet güvenliğine karşı komplo kurmaları durumunda sanıkları, kamu hakkı suçlarından yargılanan sanıklarla birlikte tutma yetkisine sahip değildir ve onları siyasi tutuklu olarak tanımak zorundadır.”
Şabi ayrıca savunma ekibinin, perşembe günü Tunus’un başkentindeki Temyiz Mahkemesi huzurunda mahkumların haklarına dikkat çekmenin yanı sıra protesto hareketleri düzenlemek ve mahkumların ailelerinin nöbetini desteklemek için siyasi açıklamalar yapma niyeti olduğunu kaydetti.
Tunus Hapishaneler Genel Kurumu da bir bildiri yayınladı. Bildiride ‘devlet güvenliğine karşı komplo kurmakla suçlananlardan bazılarının tutulduğu Mornaguia Hapishanesi’nde izleme araçları bulunması hakkında bildirilenlerin aksine, söz konusu araç ve gereçlerin, yasaların gerektirdiği şekilde ve Tunus tarafından Kişisel Verilerin Korunması kapsamındaki koşullar takip edilerek kullanıldığını’ belirtti.
Kurum tarafından yapılan açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Tunus yasası, tutukluların odalarında görsel takip cihazlarının kullanılmasına açıkça izin verirken bunları prosedürlerin kapsadığı izin verilen araç sayısını aşmadan, kayıtsız gerçek zamanlı yayınlarla sınırlandırıyor.”



Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
TT

Lübnan Ordusu: Güneyde bir UNIFIL devriyesine saldıran altı kişi yakalandı

Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)
Birleşmiş Milletler barış gücü güçleri, Marjeyoun'un Bouayda bölgesinde UNIFIL gücüne ait araçlarla devriye geziyor (AFP)

Lübnan Ordusu bugün, Lübnan'ın güneyindeki el-Tayri-Bint Cebeli yolunda Birleşmiş Milletler Lübnan Geçici Gücü'ne (UNIFIL) ait bir devriyeye saldıran altı kişinin yakalandığını duyurdu.

Ordu "X" platformunda yayınlanan bir açıklamasında, UNIFIL gücüne yönelik saldırıda bir UNIFIL aracının hasar gördüğünü, ancak personel arasında herhangi bir yaralanma bildirilmediğini ifade etti.

Ordu, UNIFIL'e yönelik herhangi bir saldırının ciddiyetini vurgulayarak, olaya karışanların cezalandırılmasında hiçbir hoşgörü ve müsamaha gösterilmeyeceğini belirtti.

Ayrıca, UNIFIL'in Litani Nehri'nin güneyinde bulunan bölgedeki temel rolünü, ordu ile yakın koordinasyonunu ve istikrarın yeniden sağlanmasına aktif katkısını vurguladı.

UNIFIL dün yaptığı açıklamada, Güney Lübnan'daki devriyelerinden birine ateş açıldığını, ancak herhangi bir yaralanma bildirilmediğini duyurdu.

Bint Cubeyl yakınlarında devriye gezen üç motosikletli altı kişinin barış gücüne yaklaştığını ve içlerinden birinin aracın arkasına yaklaşık üç el ateş ettiğini açıkladı. Olayda yaralanan olmadı.


Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
TT

Arap ve İslam dünyası, İsrail'in Gazzelileri Mısır'a sürme niyetinden endişe duyuyor

Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)
Mısır ile Filistin toprakları arasındaki Refah sınır kapısı (Arşiv- Reuters)

Suudi Arabistan, Mısır, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri, Endonezya, Pakistan, Türkiye ve Katar, İsrail'in Gazze Şeridi sakinlerinin Mısır'a geçişine olanak sağlamak için Refah sınır kapısını tek yönlü açacağı yönündeki açıklamalarından derin endişe duyduklarını belirtti.

Sekiz ülkenin dışişleri bakanları yaptıkları açıklamada, Filistin halkını topraklarından çıkarma girişimlerini tamamen reddettiklerini vurgulayarak, ABD Başkanı Donald Trump'ın Refah sınır kapısının her iki yönde de açılması, bölge sakinlerine hareket özgürlüğünün garanti altına alınması, Gazze Şeridi halkından hiçbirinin ayrılmaya zorlanmaması, aksine topraklarında kalmaları ve vatanlarının inşasına katılmaları için uygun koşulların yaratılması, istikrarın yeniden sağlanması ve insani koşulların iyileştirilmesine yönelik bütünleşik bir vizyonun oluşturulması planına tam bağlılık gösterilmesi gerektiğini vurguladı.

Bakanlar, Başkan Trump'ın bölgede barışı sağlama konusundaki kararlılığına ilişkin takdirlerini yineleyerek, güvenlik ve barışın sağlanması ve bölgesel istikrarın temellerinin sağlamlaştırılması amacıyla, planının tüm yönleriyle, gecikme veya aksama olmaksızın uygulanmasının önemini vurguladılar.

Ateşkesin tam olarak sağlanması, sivillerin çektiği acılara son verilmesi, Gazze'ye insani yardımların kısıtlama veya engel olmaksızın ulaştırılmasının sağlanması, iyileştirme ve yeniden yapılanma çalışmalarına erken başlanması ve Filistin Yönetimi'nin sektördeki sorumluluklarını yeniden üstlenmesi için gerekli koşulların oluşturulması ve böylece bölgede yeni bir güvenlik ve istikrar aşamasının başlatılması gerektiğini vurguladılar.

Bakanlar, ülkelerinin, Güvenlik Konseyi'nin 2803 sayılı Kararı ve ilgili tüm Konsey kararlarının tam olarak uygulanmasını sağlamak ve uluslararası hukuk kararları ve iki devletli çözüm ilkesi uyarınca adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir barışa ulaşmak için elverişli bir ortam sağlamak amacıyla Amerika ve tüm ilgili bölgesel ve uluslararası taraflarla çalışmaya ve eşgüdüm sağlamaya hazır olduğunu teyit ettiler. Bu, işgal altındaki Gazze ve Batı Şeria toprakları da dahil olmak üzere 4 Haziran 1967 sınırlarında, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasıyla sonuçlanacaktır.


Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
TT

Katar: Gazze savaşını sona erdirme müzakereleri kritik bir aşamada

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)
Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani, 23. Doha Forumu'nun ilk gününde konuşuyor (Reuters)

Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman el Sani bugün yaptığı açıklamada, Gazze savaşıyla ilgili müzakerelerin kritik bir aşamada olduğunu açıkladı.

Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Katar'daki Doha Forumu'nda düzenlenen bir panelde konuşan el Sani, arabulucuların ateşkesin bir sonraki aşamasına geçmek için birlikte çalıştıklarını ifade etti.

Başbakan, Gazze'de ateşkesin, İsrail'in Gazze Şeridi'nden tamamen çekilmesi olmadan tamamlanmayacağını açıkladı.

"Şu anda kritik bir noktadayız... Ateşkes olduğunu düşünemeyiz; ateşkes ancak İsrail'in tamamen çekilmesi ve Gazze'ye istikrarın geri dönmesiyle tamamlanır" ifadelerini kullandı.

Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Gazze'ye istikrar gücü kurulmasına ilişkin müzakerelerin sürdüğünü, gücün yetki ve angajman kurallarının da ele alındığını açıkladı.

Katar'daki Doha Forumu'nda konuşan Fidan, gücün temel amacının sınır boyunca İsrailliler ve Filistinliler arasında ayrım yapmak olduğunu belirtti.

Bugün Gazze'nin kuzeyinde, İsrail İHA'sının hedef alması sonucu bir Filistinli hayatını kaybetti, üç kişi de yaralandı. Filistin Bilgi Merkezi yerel kaynaklara dayanarak, "Gazze'nin kuzeyindeki el Atatra kavşağında İsrail'e ait bir İHA tarafından hedef alınanlardan bir şehit ve üç yaralının eş Şifa Hastanesi'ne getirildiğini" bildirdi.

Merkezden yapılan açıklamada, "10 Ekim'de ateşkes anlaşmasının başlamasından bu yana çoğunluğu çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşan 369 vatandaşımız hayatını kaybetti, 920'den fazla kişi de yaralandı" denildi.