Husilerin adım atmaması Yemen’de barış umudunu zayıflatıyor

Husilerin barışa hazır olmadıklarını bildirmeleri, Yemen sokağında hayal kırıklığına neden oldu

Sana'nın sokaklarından birinde gösteri yapan Husiler, grubun sloganlarını atıyor (AFP)
Sana'nın sokaklarından birinde gösteri yapan Husiler, grubun sloganlarını atıyor (AFP)
TT

Husilerin adım atmaması Yemen’de barış umudunu zayıflatıyor

Sana'nın sokaklarından birinde gösteri yapan Husiler, grubun sloganlarını atıyor (AFP)
Sana'nın sokaklarından birinde gösteri yapan Husiler, grubun sloganlarını atıyor (AFP)

Yemen'de Husi darbesinin ateşlediği çatışma dokuzuncu yılına giriyor. Darbecilerin barış düşüncesinden hala uzak olduğuna inanan Yemenliler, Husilerin kendi kontrolleri altındaki bölgelerde yardımlarla yaşayan milyonlarca insana karşı sorumluluk taşımadığını ifade ediyor. Bu insanlardan bazılarının açlık tehlikesiyle karşı karşıya biliniyor.
Yemenlilerin çoğu, Husi milislerin vaziyeti askeri açıdan kötüye sürüklemek istediğine inanıyor. Milis lideri Abdulmelik el-Husi, son konuşmasında, grubunun İran'ın bir maşası olduğunu, Yemenlilerin çektiği acılarla ilgilenmediğini doğruladı.
Hükümet çalışanı Ömer Abduh, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, bilhassa Suudi Arabistan ile İran arasındaki ilişkilerde kaydedilen yakınlığın ardından Aden halkının savaşı sona erdirerek barışı getirme çabalarını destekleyen tutumlar görmeyi dört gözle beklemiş olduklarını belirtiyor. Ancak milis lideri Abdulmelik el-Husi’nin son ifadelerine değinen Abduh, Husi’nin İran rejimine hizmet etmekle görevli olduğunu, kontrolü altındaki milyonlarca insanın acı çekmesiyle artık ilgilenmediğini ifade ediyor.
Milis liderinin grubun mezhepsel otoritesine karşı düzenlenen halk protestolarını bir savaş durumu düzeyinde ele alma tehdidine değinen Abdu, bu tehdidin milislerin çıkardıkları savaşın Yemen’i ve Yemenlileri maruz bıraktığı yıkımdan habersiz olduklarına, savaşmaya kararlı olduklarına dair kanıt olduğunu söylüyor.
Yemenlilerin yaşadığı hayal kırıklığından bahseden insan hakları aktivisti Abdunnasır Muhammed, Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte, milis liderinin savaş için dini meşruiyete sahip olduğunu söylediği ve Yemenlileri İran füzeleri ve insansız hava araçlarıyla tehdit ettiği açıklamalarına değiniyor. Bu ifadelerin Husi’nin herhangi bir sorumluluğu olmadığını, yalnızca kendisine biçilen rolü oynadığını gösterdiğini vurguluyor.
Başta milislerin kontrol ettikleri bölgelerde yaşayanlar olmak üzere Yemenlilerin çoğunun barışı sağlama çabalarına destek veren sorumlu tutumlar görmek istediklerini hatırlatan Muhammed, mübarek Ramazan ayında yeni bir ateşkes anlaşmasının açıklanmasını istediklerini ifade ediyor. Bu kapsamda yedi yıl önce kesilen maaşlarının yeniden ödenmesini, şehirler arası yolların açılmasını, Sana Havalimanı’ndan ticari uçuşların artmasını bekleyen Yemenlilerin, ancak Husi’nin açıklamaları karşısında şok olduklarını vurguluyor.
İnsan hakları aktivisti; Husi’nin bu açıklamalarının, öncesinde Taiz valisinin konvoyuna yapılan saldırının, Marib'in güneyindeki Harib’de ve Taiz’in batısında hükümet güçlerinin mevzilerinin hedef alındığı askeri gerilimin barış seçeneğinin hala çok uzakta olduğunu, milislerin barış sürecine boyun eğmek için net direktifler almadıklarını gösterdiğini de ekliyor.
Emekli çalışan Hekim Salim, zulmün ve açlığın pençesinde yaşayan milyonlarca Yemenlinin durumuna üzüldüğünü vurguluyor. Husilerin savaş düşüncesiyle yaşadıklarını, halkı meşru hükümete ve Arap Koalisyonu’na şantaj yapmak için bir kart olarak kullandığını belirten Salim, milis liderlerinin halka karşı sorumluluklarını yerine getirmediklerini, bunun yerine tüm devlet gelirlerine el koyarak insanları ek vergilere tabi tuttuklarını vurguluyor.
Herhangi bir barış anlaşmasının bu yağmaya son vereceğine, milislerin devlet gelirlerini bankaya aktarmakla yükümlü hale geleceğine inandığını dile getiren Salim, bunun yerine her türlü barış çabasını engellemekle, çatışmayı yenilemekle uğraştıklarını söylüyor.
Aden'de bir dükkan sahibi olan Cemal Abdulvehhab, Husi liderliğinin İran'ın bir aracı olmadığı, dolayısıyla Suudi Arabistan ile İran arasındaki anlaşmanın kendi tutumunu etkilemeyeceği konusunda iç ve dış kamuoyunu kandırmaya çalıştığını belirtiyor. Ancak milis liderliğinin çatışmayı durdurmanın hem kendi alt grupları arasında hem de onunla ittifak kuran kabile liderleri açısından büyük bir çatışmayı tetikleyeceğinin farkında olduğunu, bu kesimlerin kendilerinin payına düşeni almak isteyeceklerini söyleyen Abdulvehhab, bu sebeple bu sorunlardan kaçınmaya çalıştıklarını ifade ediyor.
Suudi Arabistan ile İran arasındaki diplomatik ilişkilerin yeniden başladığına ilişkin açıklamaların ardından Yemen sokağında bir iyimserlik hali oluşmuştu. Ayrıca bu gelişme, Yemen'de yeni bir ateşkes anlaşmasının imzalanmasına ilişkin tartışmalarda önemli ilerleme kaydedildiğinden söz edildiği bir vakitte kaydedilmişti. Böyle bir anlaşmanın milis kontrolündeki bölgelerde çalışanların maaşlarının ödenmesi, iller arasındaki yolların açılması ve Sana Havalimanı’ndan ticari uçuşların yenilenmesini garanti edeceği düşünülmüştü. Ancak Marib, Taiz’in batısı ve ed-Dali’de askeri gerilimi artıran, kendi kontrolleri altındaki bölgelerde Yemen Havayolları’nın hesaplarını donduran milisler, böylece barışın tesisine yönelik her türlü çabayı engellemeye çalıştıklarını, bir yıllık sakinliğin ardından askeri gerilimi yeniden artırmak istediklerini gösteriyor.



ABD Savunma Bakanı, ülkesinin ‘Lübnan'da diplomatik çözüme’ bağlılığını vurguladı

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, İsrailli yetkililerle daha önce yaptığı bir toplantıda (AP)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, İsrailli yetkililerle daha önce yaptığı bir toplantıda (AP)
TT

ABD Savunma Bakanı, ülkesinin ‘Lübnan'da diplomatik çözüme’ bağlılığını vurguladı

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, İsrailli yetkililerle daha önce yaptığı bir toplantıda (AP)
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, İsrailli yetkililerle daha önce yaptığı bir toplantıda (AP)

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin dün (Cumartesi) İsrailli mevkidaşı Yisrael Katz ile yaptığı telefon görüşmesinde, ABD'nin ‘Lübnan'da diplomatik bir çözüme’ olan bağlılığını yineleyerek, ülkesinin Hizbullah'a karşı ‘kararlılıkla’ hareket etmeye devam edeceğini bildirdi.

Lübnanlı yetkililere göre bu açıklama, İsrail ile Hizbullah arasındaki savaşın kızıştığı ve İsrail ordusunun Beyrut'un yanı sıra güney ve doğu Lübnan'da gerçekleştirdiği saldırılarda onlarca kişinin öldüğü bir dönemde geldi.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Sözcüsü, Austin'in ‘ABD'nin Lübnan'da İsrailli ve Lübnanlı sivillerin sınırın her iki tarafındaki evlerine güvenli bir şekilde dönmelerini sağlayacak diplomatik bir çözüme olan bağlılığını yinelediğini’ söyledi.

Katz ise İsrail'in ‘kararlı bir şekilde hareket etmeye devam edeceğini’ vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Katz, İsrail'in kuzeyinde yaşayanların evlerine dönebilmeleri için ülkesinin ‘Hizbullah'ın terör altyapısını hedef alma ve terörist liderleri ortadan kaldırma’ konusundaki kararlılığını yineledi.

Gazze savaşı sırasında Hizbullah ve İsrail arasında bir yıl süren sınır ötesi bombardımanın ardından İsrail ordusu eylül ayı sonunda askeri operasyonlarının ağırlık merkezini Lübnan ile olan kuzey cephesine kaydırdığını duyurdu. O zamandan bu yana Beyrut'un güney banliyöleri, doğu ve güney Lübnan'daki Hizbullah kalelerini merkez alan yıkıcı bir hava saldırısı kampanyası başlattı ve ardından Güney Lübnan'da kara operasyonlarına başladığını bildirdi.

Lübnan Sağlık Bakanlığı'na göre Ekim 2023'ten bu yana Hizbullah ile İsrail arasındaki çatışmalar Lübnan'da en az 3 bin 650 kişinin ölümüne neden oldu.

Konuyla ilgili olarak Lloyd Austin, İsrail hükümetini Gazze Şeridi'ndeki vahim insani durumu iyileştirmek için harekete geçmeye devam etmeye çağırdı ve ABD'nin Amerikan vatandaşları da dahil olmak üzere tüm esirlerin serbest bırakılmasını sağlama konusundaki kararlılığını bir kez daha yineledi.

Bu açıklama, Washington'un geçen hafta İsrail'in Gazze Şeridi'ne insani yardım konusunda ABD yasalarını ihlal etmediğini açıklamasına rağmen, askeri yardımın bir kısmını askıya alma tehdidinden bir ay sonra geldi.

Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer örgütler, özellikle İsrail'in cuma günü Filistin topraklarındaki mevcut savaşı tetikleyen 7 Ekim 2023 tarihli Hamas saldırısına karışan iki komutanı öldürdüğünü açıkladığı kuzey Gazze'de kötüleşen insani durumu kınıyor.

Pentagon'a göre Katz ile yapılan telefon görüşmesinde İsrail'in mevcut operasyonları da ele alındı ve Austin Washington'un ‘İsrail'in güvenliğine olan sarsılmaz bağlılığını’ yineledi.