Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde staja başlamak üzereyken yakalanan Rus casusun hikayesi ortaya çıktı

Sergey Çerkasov geçen nisanda Hollanda'ya giriş yaparken gözaltına alınmıştı

Çerkasov'un Moskova'daki bir havaalanında annesi olduğu düşünülen bir kadınla yaptığı görüşmenin videosu ele geçirildi (ABD Adalet Bakanlığı)
Çerkasov'un Moskova'daki bir havaalanında annesi olduğu düşünülen bir kadınla yaptığı görüşmenin videosu ele geçirildi (ABD Adalet Bakanlığı)
TT

Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde staja başlamak üzereyken yakalanan Rus casusun hikayesi ortaya çıktı

Çerkasov'un Moskova'daki bir havaalanında annesi olduğu düşünülen bir kadınla yaptığı görüşmenin videosu ele geçirildi (ABD Adalet Bakanlığı)
Çerkasov'un Moskova'daki bir havaalanında annesi olduğu düşünülen bir kadınla yaptığı görüşmenin videosu ele geçirildi (ABD Adalet Bakanlığı)

Brezilyalı Victor Muller Ferreira ismiyle ABD'de eğitim aldıktan sonra Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde staj başlamak üzereyken geçen nisanda yakalanan Rus casusu Sergey Çerkasov'un hikayesi ortaya çıktı.
The Washington Post'un haberine göre, yapılan incelemeler sonucunda ABD Savunma Bakanlığı'nın cuma günü resmi suçlamalar yönelttiği Çerkasov, 2018 yılında John Hopkins Üniversitesi'nde uluslararası ilişkiler alanında yüksek lisans yapmak için kabul aldı. 
Victor Fereira ismiyle aynı gün, kendisine başvuru sürecinde yardımcı olan kişilere mail gönderen Rus casus, "Bugün tarih yazıyoruz. Dünyanın en iyi okullarından birine girmeyi başardık. Bu tüm ekibe ait bir zafer. Bugün içiyoruz!!" ifadelerini kullandı
ABD Adalet Bakanlığı'nın suçlamalarına göre, John Hopkins Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimi alacak bir Brezilyalı gibi davranan Çarkasov, aslında Rus askeri istihbarat servisi GRU'ya bağlı çalışan bir istihbaratçıydı.

Ukrayna savaşı öncesinde rapor sundu
ABD'li yetkililere göre Çerkasov, Victor Ferreira karakterini 10 yılda yarattı ve "ekibim" dediği Rus yöneticileri tarafından Washington'da güvenlik çevrelerine ulaşabileceği bir hayat kurmasına karar verildi.
Amerikan başkentinde iki yıl geçiren Çerkasov, burada GRU'daki üslerine Biden yönetiminin üst düzey isimlerinin Ukrayna savaşı öncesinde Rusya'nın yaptığı hazırlıklara nasıl tepki verdiğine ilişkin bir rapor yolladı.
John Hopkins'ten mezun olduktan sonra Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'nden staj teklifi alan Çerkasov, 6 aylık staj için Hollanda'ya uçtu.
Ancak FBI'dan gelen bilgi üzerine Hollandalı güvenlik güçleri Çerkasov'un ülkeye girişine izin vermedi ve Rus casusu elinde pasaportunu bulundurduğu Brezilya'ya sınır dışı etti.
Brezilya tutuklanan Çerkasov, evrakta sahtecilik suçlamasından 15 yıl hapis cezası aldı.
Çerkasov'un bilgisayarını ele geçiren yetkililer, bilgisayarın içinde, mesajların bırakılabileceği gizli yerlerle ilgili detaylar, para transferi kayıtları ve kurgusal Victor Fereira kimliğiyle ilgili unutulmaması için alınmış bazı notlara ulaştı.

FBI ve CIA tarafından da sorgulandı
Batılı yetkililere göre Çerkasov'un Brezilya'daki sorgusu sırasında FBI ve CIA de soruşturmayı yürüten isimlerle bağlantı halinde kaldı.
Brezilyalı yetkililer Çerkasov'un kullandığı elektronik cihazlara FBI'ın da ulaşmasını sağlarken, Rus casusuyla Sao Paolo'da yüz yüze bir görüşme de gerçekleştirildi.
Rusya, Çerkasov'un bir casus olduğu iddiasını reddetti ve Brezilya'dan iade talep etti. Moskova'nın iddiası Çerkasov'un cezaevine girmemek için Rusya'dan kaçan bir eroin kaçakçısı olduğu yönündeydi.
Sergey Çerkasov ise sorgusu sırasında farklı farklı savunmalar yaptı. Önce Victor Ferreira olduğunda ısrar ederek Hollandalı yetkililerin hata yaptığını söyleyen Çerkasov, daha sonra cezada indirim sağlayacağı beklentisiyle Rus kimliğini kabul etti.
Brezilya'daki mahkeme kayıtlarına göre daha sonra ifadesini bir kez daha değiştiren Çerkasov, gözyaşları içinde bir "itiraf" savunması yaparak işlediği büyük bir suç nedeniyle Rusya'dan kaçtığını öne sürdü. 

Çerkasov, Brezilya'daki yıllarında ne yaptı?
Brezilya mahkemesinin kayıtlarına göre Victor Ferreira ismini taşıyan doğum belgesi, Çerkasov ülkeye girmeden bir yıl önce, 2009'da hazırlandı.
GRU ayrıca Brezilya'nın kayıt ve göç sistemindeki boşlukları kullanarak Çerkasov'un yolunu açtı. Rus casusun elindeki belgelerin birçoğunda imzası bulunan bir notere içinde Swarovski marka gerdanlığın da bulunduğu birçok hediye alındı.
Çerkasov ülkeye yerleştikten sonra Ferreira kimliğiyle, vergi mükellefi kimliği, yeni bir ehliyet ve Brezilya pasaportu edindi.
Rus istihbaratçı Brezilya'daki ilk yıllarında bir seyahat acentasında çalıştı. FBI'ın GRU tarafından çalıştırıldığını düşündüğü acenta Çerkasov'un yakalanmasının ardından kapandı.
Annesinin ölümünün ardından ülkeyi terk etmek zorunda kaldığı yönünde bir hikaye uyduran Çerkasov, 1993 yılında ölen Juraci Eliza Ferreira isimli bir kadının çocuğu olduğunu öne sürdü.
Mahkeme kayıtları kadının öldüğü sırada çocuğu olmadığını ortaya koydu.
Çerkasov'un bilgisayarından çıkan 4 sayfalık not soruşturmanın en çarpıcı noktalarından biri olarak kayıtlara geçti. 
Bir aktör gibi yarattığı karakter hakkında Portekizce notlar tutan Çerkasov, bu notlarda Rio de Janerio'da bir köprünün yanındaki balığın kokusundan duyduğu tiksintiyi ve daha önce çalıştığını iddia ettiği bir tamircideki Pamela Anderson posterinin detaylarını anlattı.
Sarı saçları ve kötü aksanıyla ilgili gelebilecek sorulara da hazırlanan Çerkasov, Alman asıllı olduğu savunmasını yaparken, "Kardeşlerim görünüşüm ve aksanımla çok dalga geçerdi. Beni "gringo" (yabancı) diye çağırırlardı. Bu yüzden pek arkadaşım yoktu" notunu aldı.
FBI'ın soruşturma raporunda, yeni kimlik edinmesinin üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen bu notları yanındaki bir bilgisayarda bulundurmasının acemice bir hata olduğu vurgulandı.
Bu noktada, GRU'nun 2015'te Demokratların seçim kampanyasına yönelik siber saldırı, 2018'de Britanya'da eski casus Sergey Skripal'in öldürülmesi ve 2020'de Alexei Navalni'nin zehirlenmesi olaylarında da izlerini kapatmak için fazla çaba sarf etmediği hatırlatıldı.

ABD hükümetine iş başvurusu yapmış
Brezilya yıllarının ardından Dublin'deki Trinity College'dan üniversite diploması alan Çerkasov, daha sonra yüksek lisans eğitimi için Washington'da iki ayrı okula başvuru yaptı.
John Hopkins Üniversitesi'ne kabul almasının ardından ABD'den öğrenci vizesi almayı başaran Çerkasov, yöneticilerine yazdığı mailde "Adamım, başardım! Başardım! Orada hoş karşılanacağız! Biz kazandık kardeşim. Şimdi büyük çocuklar ligindeyiz" ifadelerini kullandı.
Washington Post'a konuşan FBI kaynakları, Çerkasov'un Rus istihbaratına çalıştığını Washington'a geldikten sonra anlayabildiklerini söyledi.
John Hopkins'te Çerkasov'la aynı sınıfta eğitim alan ve Rusça da bilen eski bir ABD donanma subayı, Ferreira olarak tanıdığı Çerkasov'la ilk gün samimi olduklarını ve motorsikletler üzerine konuştuklarını söyledi.
Konuşma sırasında Çerkasov'un diksiyonunda Rusça izini fark eden eski subay, Rus istihbaratçıya "Rusça konuşarak büyüdüm, Rusya kökenin var mı?" diye sorunca, "Hayır Alman kökenliyim" yanıtını aldı.
Ancak Çerkasov bundan sonra eski subayla arasına mesafe koyarak, yeni sorularla karşı karşıya kalmaktan kaçındı.
Mezuniyet yaklaşırken staj ve iş pozisyonlarına başvurmaya başlayan Çerkasov, ICC'nin yanı sıra Birleşmiş Milletler, Amerikan düşünce kuruluşları, ABD finansal kurumları, bir ABD yayım kuruluşu ve ABD hükümetinde bir pozisyon için başvuru yaptı.
Independent Türkçe, The Washington Post, The Guardian



Hamas yanlısı bir araştırmacının özür tweeti, destekçileri arasında öfkeye yol açtı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
TT

Hamas yanlısı bir araştırmacının özür tweeti, destekçileri arasında öfkeye yol açtı

Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)
Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cibaliye Mülteci Kampı’nda İsrailli rehinelerin cesetlerini arayan İzzeddin el-Kassam Tugayları savaşçılarının yanında duran Filistinli bir çocuk, 1 Aralık 2025 (EPA)

Hamas yanlısı Filistinli bir araştırmacının, hareketin siyasi büro üyelerinden birinden kamuoyu önünde özür dilemesi, özellikle bu özrün söz konusu üyenin siyasi bir açıklamasına yöneltilen eleştirinin ardından gelmesi nedeniyle Hamas destekçileri arasında tepkiye yol açtı.

Katar’da yaşayan ve Hamas’a desteğiyle bilinen Filistinli siyasi araştırmacı Mahmud Hamid el-İle, salı akşamı X platformunda, hareketin yine Katar’da bulunan siyasi büro üyesi Muhammed Nazzal’dan özür diledi. El-İle, özrünü bir ay önce aynı platformda Nazzal’ın Hamas’ın silahları ve Gazze Şeridi’ndeki geleceğine ilişkin açıklamalarının ardından paylaştığı bir mesajda yer verdiği ifade nedeniyle yaptı.

Krizin kökeni, geçen yıl ekim ayında Reuters’ın yayımladığı bir habere dayanıyor. Haberde, Nazzal’a Hamas’ın Gazze Şeridi’nde silah bırakıp bırakmayacağı sorulduğunda verdiği yanıt aktarılmıştı. Nazzal, “Evet ya da hayır diyemem” ifadesini kullanmış, ardından “Silah meselesi genel bir ulusal konudur ve yalnızca Hamas’la ilgili değildir. Sahada silahlı gücü olan başka gruplar da var” demişti.

Bu açıklamalar Hamas içinde geniş çapta tepki çekti. Tepki gösterenler arasında, sözlerin muğlaklığı nedeniyle eleştiriler yönelten araştırmacı Mahmud el-İle de vardı. El-İle, açıklamaların hem siyasi büro üyesi tarafından yapılmış olmasına hem de hareketin farklı kademelerindeki, özellikle Gazze’de yaşayan veya aslen Gazze kökenli olan diğer yöneticilerin tutumlarıyla çelişmesine dikkat çekmişti.

Nazzal’ın sözlerine yönelik itirazların büyümesi üzerine Hamas bir açıklama yayımlayarak beyanların ‘bağlamından koparıldığını’ bildirdi.

Paylaşımına gelen tepkilerin ardından birkaç gün sonra eleştirisini silmek zorunda kalan el-İle, krizin bu noktada sona erdiğini düşünüyordu.

Özrün sebebi neydi?

Ancak özrün yayımlanması, bunun nedenine ilişkin yeni soru işaretleri doğurdu. Daha sonra X platformundaki bazı Hamas yanlısı kullanıcıların paylaşımlarına ve Katar’daki hareket kaynaklarının Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalara göre, olayın arka planında Muhammed Nazzal’ın attığı adım bulunuyor. Buna göre Nazzal, uzun yıllardır ikamet ettiği Doha’da Katar resmi makamlarına Mahmud el-İle hakkında şikâyette bulunarak, kendisine hakarette bulunduğu ve manevi zarar verdiği iddiasını gündeme getirdi.

ghy
Katar'ın başkenti Doha'da İsrail’in hava saldırısı düzenlediği bina (Reuters)

Kaynaklardan birine göre, pek çok kişi, aralarında bazı üst düzey yöneticiler de olmak üzere, arabuluculuk yaparak anlaşmazlığı çözmeye çalıştı, ancak Nazzal, kendisine yönelik ifadeler nedeniyle X platformu üzerinden kamuoyuna açık bir özür yayınlanmasında ısrar etti. Bu şart yerine getirilince, Nazzal’ın başka bir talepte bulunmaması ve anlaşmazlığın kapanması üzerinde uzlaşıldı. Buna rağmen Nazzal’ın ‘maddi tazminat talebinde ısrar ettiği’ ifade edildi.

Hareketle ilişkili başka kaynaklar ise ‘Mahmud el-İle’nin özrünün krizi çözmek için yalnızca ilk adım olduğunu, sürece müdahil olan bazı kişilerin Nazzal’ın öfkesini yatıştırmak ve onu şikâyeti geri çekmeye ikna etmek amacıyla el-İle’yi bu yöne yönlendirdiğini’ aktardı.

Aktivistler arasında öfke

Hamas’ın içinden ve dışından birçok isim özür meselesine tepki gösterdi. Tepki verenler arasında Filistinli gazeteci Muna Havva da vardı. Havva, sosyal medya hesabında, “Filistin’deki özgürlük hareketlerinin tarihinde, ne yaşanırsa yaşansın, bir liderin kendi mensuplarından birini üçüncü bir tarafa ya da başka bir otoriteye şikâyet ettiği tek bir örnek dahi yoktur. Bu davranış ne ulusal örgütlerin ahlakıyla ne de kabile geleneklerinde kabul gören en basit sığınma kurallarıyla bağdaşır. Utanç verici, acı verici, üzücü” diye yazdı.

Havva bir başka paylaşımında ise şu ifadeleri kullandı: “İsrail’in bugünkü genişlemesi kadar tehlikeli bir dönem görülmedi; tarih de Gazze’de halkımızın yaşadığı kadar vahim bir katliama tanıklık etmedi. Bu felaketin ortasında, halkımızın önde gelen isimlerinden biri, bir gencin attığı bir tweet yüzünden onu başka bir devlete şikâyet ediyor; geçimini ve güvenliğini riske atıyor. ‘Direniş’in liderleri halkımızdan ateş altında direnmelerini isterken, tek bir eleştiri cümlesine dahi tahammül edemiyor.”

Ayrıca Hamas gibi gruplara verdiği destekle bilinen aktivist Cemil Mikdad da konuya ilişkin paylaşım yaptı. Mikdad, “Hamas’tan bir yönetici, Katar’da yaşayan bir Filistinliyi, hakkında Katar mahkemelerinde dava açtıktan sonra uzun bir özür metni yayımlamaya zorladı; üstelik yalnızca kendisini eleştirdiği bir önceki paylaşım yüzünden!” ifadesini kullandı. Mikdad sözlerini şöyle sürdürdü: “Harika gerçekten… Nereye geldik? Halk olarak eleştirme hakkına sahip olduğumuz ve bizi dinlemekle yükümlü olan liderlerimiz, şimdi Arap mahkemelerini bize karşı bir güç olarak kullanıyor. Bu da ne demek oluyor? Siz ne hale geldiniz böyle, cahiller?!”

Hamas’ın silahlı yapısının geleceği, hareketin üst düzey isimlerinin açıklamalarında uzun süredir farklılık gösteren bir başlık olarak öne çıkıyor. Hamas’ın yurt dışı sorumlusu Halid Meşal, geçtiğimiz cumartesi günü İstanbul’da düzenlenen bir panelde, “Hamas’ın ancak bir Filistin devleti kurulması hâlinde silah bırakabileceğini” söyledi.

Buna karşın, Meşal’in açıklamasından yalnızca bir gün sonra, Hamas yetkilisi Basim Naim AP’ye yaptığı değerlendirmede, hareketin kapsamlı bir güvenlik ve siyasi düzenlemenin parçası olmak kaydıyla ‘silahların depolanması ya da dondurulması gibi seçeneklerin görüşülmesine açık olduğunu’ belirtti.

Hamas’ın siyasi büro üyelerinden Husam Bedran ise salı günü yaptığı açıklamada, sürecin ikinci aşamaya geçmesinin ‘İsrail’in ihlalleri durdurmasına’ bağlı olduğunu ifade etti. Öte yandan Hamas’ın birçok lideri ve sözcüsü, aralarında Halil el-Hayye ve Hazım Kasım’ın da bulunduğu isimler, hareketin ikinci aşamaya geçmeye ‘hazır olduğunu’ vurgulayan açıklamalarını sürdürdü.


Amerika Birleşik Devletleri'nin Gazze'de yakın zamanda ikinci aşamanın yaşanacağına dair beklentileri

Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
TT

Amerika Birleşik Devletleri'nin Gazze'de yakın zamanda ikinci aşamanın yaşanacağına dair beklentileri

Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)
Filistinliler, dün Gazze şehrinde fırtınanın ardından sular altında kalan caddeden geçmek için bir aracın çektiği el arabasına biniyorlar (AP)

ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Mike Waltz dün Kudüs'te yaptığı açıklamada, Başkan Donald Trump'ın Gazze barış planının ikinci aşamasına ilişkin gelişmeler hakkında "yakında" duyurular beklediğini belirterek, Washington'un Hamas'ın yeniden yapılanmasına izin vermeyeceğini vurguladı.

Waltz, planın ana bileşenlerinin, hizmetleri yönetecek teknokrat bir Filistin yönetimi, ilgili tarafların maliyetleri karşılamasını sağlayacak bir finansman mekanizması ve son olarak uluslararası bir istikrar gücü olduğunu açıkladı.


İsrail, Gazze'ye gönderilecek yardımlar için Ürdün ile olan sınır kapısını yeniden açtı

Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
TT

İsrail, Gazze'ye gönderilecek yardımlar için Ürdün ile olan sınır kapısını yeniden açtı

Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)
Kral Hüseyin Köprüsü ile Ürdün arasındaki sınır geçişi (AFP)

İsrail ve Filistinli yetkililer AFP'ye verdikleri demeçte, İsrail'in, Gazze'ye yardım taşıyan kamyonlar için Ürdün ile işgal altındaki Batı Şeria arasındaki Kral Hüseyin Köprüsü (Allenby Köprüsü) sınır kapısını, kapanmasından yaklaşık üç ay sonra dün yeniden açtığını söyledi.

İsrail, eylül ayında Ürdünlü bir sürücünün sınırda ateş açarak iki İsrail askerini öldürmesinin ardından sınır kapısını kapatmıştı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre birkaç gün sonra, sınır kapısı bireysel geçişlere yeniden açıldı, ancak savaşın harap ettiği Gazze Şeridi'ne yönelik insani yardımlara kapalı kaldı.

İsrail hükümetinin Topraklardaki Hükümet Faaliyetleri Koordinatörlüğü (COGAT) sözcüsü, "Allenby Köprüsü sınır kapısı bugün açıldı ve kamyonlar Allenby Köprüsü'nden Gazze'ye geçiyor" dedi. Adının açıklanmasını istemeyen bir Filistinli yetkili de sınır kapısının yeniden açıldığını doğruladı.

Yetkilinin açıklamasına göre, salı günü çimento ve yapım malzemesi taşıyan 96 kamyonun geçişine izin verildi. Dün ise insani yardım taşıyan 20 kamyon bu sınır kapısından giriş yaparken, inşaat sektörü için kumun da bugün girişine izin verilmesi bekleniyor.

Sınır kapısının kapatılmasından bu yana Ürdünlü yetkililer, Batı Şeria'nın kuzeyindeki Şeyh Hüseyin sınır kapısından Gazze'ye yardım ulaştırabildiklerini söylüyor. Salı günü bir İsrailli yetkili, Ürdün'den Allenby Köprüsü sınır kapısından mal ve yardım transferinin yakında yeniden başlayacağını söyledi.

Yetkili şöyle devam etti: “Gazze Şeridi'ne giden tüm yardım kamyonları, kapsamlı bir güvenlik kontrolünden geçtikten sonra, refakat ve güvenlik eşliğinde seyahat edecek… Ürdünlü sürücüler ve kargolar için güvenlik kontrolü ve kimlik doğrulama prosedürleri sıkılaştırıldı. Geçişi güvence altına almak için özel güvenlik güçleri görevlendirildi.”

Ürdün Vadisi'ndeki sınır geçişi, Batı Şeria'dan Filistinlilerin İsrail topraklarına geçmeden ayrılmalarına olanak tanıyan tek geçiş noktasıdır.

İsrail, özel izinleri olmadığı sürece Filistinlilerin havaalanlarından geçmesine izin vermiyor.