Suyun altında 100 gün geçiren bilim insanının keşifleri

Joseph Dituri suyun 10 metre altında yaşıyor. (Joseph Dituri)
Joseph Dituri suyun 10 metre altında yaşıyor. (Joseph Dituri)
TT

Suyun altında 100 gün geçiren bilim insanının keşifleri

Joseph Dituri suyun 10 metre altında yaşıyor. (Joseph Dituri)
Joseph Dituri suyun 10 metre altında yaşıyor. (Joseph Dituri)

Dr. Joseph Dituri, 100 gün boyunca suyun 30 metre altında yaşamak istediğinde bunu sadece dünya rekoru kırmak için yapıyordu. Şarku’l Avsat’ın İngiliz Independent gazetesinden aktardığı habere göre Dr. Dituri, yeni bir organizma türü keşfedeceğini hiç düşünmemişti. Bilim insanı ve eski donanma subayı olan Dr. Dituri, Florida'daki bir gölün 10 metre altındaki bir yerleşkede 100 gün geçirerek, vücudunun yoğun ve uzun süreli strese nasıl tepki verdiğini gözlemlemek istedi. Kendisi, 100 yorucu gündür, ulaşmak için tüplü dalış yapılması gereken küçük bir odada yaşıyor.
Dr. Dituri'nin amacı, yüksek basınç altında kan damarlarının büyüten ilacı araştırmaktı. Vücudunun su altında olmanın getirdiği aşırı strese verdiği tepkiyi kaydetmediği dönemlerde öğrencilerine dizüstü bilgisayarından ders vermeye devam etti. Ayrıca sağlık, psikoloji ve fizyoloji alanından uzmanlar tarafından da yakından izlendi.
Tüm bunların ortasında Dr. Dituri ve ekibi tek hücreli bir organizma keşfetti. Bu yeni organizma türü, mikrobiyoloji alanındaki bilim insanları tarafından türünün ne olduğunu tespit etmek için inceleniyor.
Dr. Dituri konuya ilişkin şunları söyledi:
“Bunun tamamen yeni bir organizma türü olduğunu düşünüyoruz. İnsanlar bu bölgede binlerce kez daldı ve bu canlı buradaydı. Ama biz onu görmedik.”
Dr. Dituri, yeni bir tür canlı organizmanın keşfinin yarattığı heyecanın yanı sıra yaşadığı deneyim bir aya ulaştığında harika hissettiğini söyledi. Dr. Dituri'nin sağlığıyla ilgilenen uzmanlar, yüzeye döndüğünde vücudunda ne gibi değişiklikler olacağını tahmin etmeye çalışıyor. Bazı uzmanlar, vücudunun uzun bir süre boyunca maruz kaldığı yoğun basınç nedeniyle Dr. Dituri'nin boyunun yaklaşık bir santim uzayabileceğini tahmin ediyor. Bir başka teoride ise bu deneyimden daha sağlıklı bir şekilde çıkacağı, daha fazla stresin vücudunun uzun süre hayatta kalma ve hastalıklara yanıt verme yeteneğinde önemli etkileri olacağı görüşündeler.



Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)
TT

Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)

Andrew Griffin 

Evrenin erken dönemlerinden gelen bir radyo sinyali, çevremizdeki her şeyin nasıl başladığını anlamamızı sağlayabilir.

21 santimetre sinyali diye bilinen bu sinyal, ilk yıldızların ve galaksilerin nasıl yanmaya başladığını ve evreni karanlıktan ışığa nasıl çıkardığını nihayet anlamamızı mümkün kılabilir.

Cambridge Üniversitesi'nden makalenin ortak yazarı Anastasia Fialkov yaptığı açıklamada, "Bu, karanlık evrendeki ilk ışığın nasıl ortaya çıktığını öğrenmek için eşsiz bir fırsat" diyor. 

Soğuk, karanlık bir evrenden yıldızlarla dolu bir evrene geçiş hikayesini yeni yeni anlamaya başlıyoruz.

Sinyal, 13 milyar yıldan fazla bir süre önceden, Büyük Patlama'nın sadece 100 milyon yıl sonrasından bize ulaşıyor. Zayıf parıltı, yıldızların oluştuğu uzay bölgeleri arasındaki boşluğu dolduran hidrojen atomları tarafından yaratılıyor.

Bilim insanları artık bu sinyalin doğasını kullanarak erken evreni daha iyi anlayabileceklerine inanıyor. Bunu, evrenin başlangıcıyla ilgili verileri ortaya çıkarmak için radyo sinyallerini yakalamaya çalışacak REACH (Radio Experiment for the Analysis of Cosmic Hydrogen / Kozmik Hidrojen Analizi için Radyo Deneyi) adlı radyo anteniyle yapacaklar.

Araştırmacılar bu projenin nasıl işleyeceğini daha iyi anlamak için REACH ve Kilometre Kare Dizisi adlı başka bir projenin, ilk yıldızların kütleleri ve diğer ayrıntıları hakkında nasıl bilgi sağlayabileceğini öngören bir model oluşturdu.

Profesör Fialkov, "İlk yıldızların kütlelerinin 21 santimetre sinyaline bağımlılığını ve ilk yıldızlar öldüğünde üretilen, X ışını ikililerinden gelen ultraviyole yıldız ışığı ve X ışını emisyonlarının etkisi de dahil olmak üzere tutarlı bir şekilde modelleyen ilk grubuz" diyor.

Bu bilgiler, Büyük Patlama'nın ürettiği hidrojen-helyum bileşimi gibi, evrenin ilkel koşullarını birleştiren simülasyonlardan elde edildi.

REACH teleskobunun baş araştırmacısı ve çalışmanın ortak yazarı Eloy de Lera Acedo, "Bildirdiğimiz tahminler, evrendeki ilk yıldızların doğasını anlamamız açısından muazzam önem taşıyor" ifadelerini kullanıyor.

Radyo teleskoplarımızın, ilk yıldızların kütlesi ve ilk ışıkların bugünkü yıldızlardan ne kadar farklı olabileceği hakkında ayrıntılı bilgiler verebileceğine dair kanıt sunuyoruz.

REACH gibi radyo teleskopları, evrenin bebeklik döneminin gizemlerini çözme yolunda umut vaat ediyor ve bu tahminler, Güney Afrika'daki Karoo'dan yaptığımız radyo gözlemlerine rehberlik etmesi açısından hayati önemde.

Çalışma, hakemli dergi Nature Astronomy'de yayımlanan "Determination of the mass distribution of the first stars from the 21-cm signal" (21 santimetre sinyalinden ilk yıldızların kütle dağılımının belirlenmesi) başlıklı yeni bir makalede anlatılıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/space