Çatışmasız bir Ortadoğu... Suudi Arabistan bölge için yeni bir tarih mi yazıyor?

Prens Muhammed bin Selman, eski düşmanlarıyla ilişkilerini yeniden tesis etmeye ve ülkesinin çıkarlarını elde etmek için ABD yardımı olmadan kendisine güvenmeye çalışıyor

Prens Muhammed bin Selman, Riyad'daki Körfez İşbirliği Konseyi (KİK)-Çin zirvesinde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile el sıkışırken / Fotoğraf: AFP
Prens Muhammed bin Selman, Riyad'daki Körfez İşbirliği Konseyi (KİK)-Çin zirvesinde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile el sıkışırken / Fotoğraf: AFP
TT

Çatışmasız bir Ortadoğu... Suudi Arabistan bölge için yeni bir tarih mi yazıyor?

Prens Muhammed bin Selman, Riyad'daki Körfez İşbirliği Konseyi (KİK)-Çin zirvesinde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile el sıkışırken / Fotoğraf: AFP
Prens Muhammed bin Selman, Riyad'daki Körfez İşbirliği Konseyi (KİK)-Çin zirvesinde Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile el sıkışırken / Fotoğraf: AFP

Associated Press tarafından yapılan bir analize göre Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, pazar günü yaşananlara benzer şekilde Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün (OPEC) petrol üretimini kısmasını ayarlayarak ve eski düşmanlarla iş birliği yaparak Ortadoğu bölgesindeki ilişkileri yeniden düzenlemeye çalışıyor ve barışa bir şans verme planına odaklanıyor.
Prens Muhammed bin Selman, ister İran gibi ABD hasımlarıyla ilişkileri yeniden kurmak ister petrol arzını azaltmak olsun, Suudi Arabistan çıkarlarına ulaşmak için ABD yardımı olmadan kendine güvenmeye hazır olduğunu gösterdi.
Söz konusu strateji, Suudi Arabistan'ın Prens Muhammed bin Selman'ın '2030 Vizyonu' olarak bilinen geniş ekonomik dönüşüm planına odaklanmasını sağlayacak koşulları yaratmayı amaçlıyor.

Önce Suudi Arabistan
Suudi Arabistan merkezli Körfez Araştırma Merkezi (Gulf Research Center - GRC), "OPEC kesintileri, OPEC + ittifakı içindeki büyük petrol üreticilerinin, öncelikle kendi çıkarlarını dikkate alacak ve karar almada bağımsızlığı artıracak şekilde Batı-ABD baskısından kurtulma kabiliyetini gösteriyor" değerlendirmesinde bulundu.
Rice Üniversitesi Baker Enstitüsü'nden bir araştırmacı olan Jim Crane, "Suudi Arabistan'ın ilk sırada yer aldığı bir petrol piyasasındayız. Üreticiler yalnızca daha fazla kâr elde etmekle kalmıyor, aynı zamanda piyasalar daraldığında daha fazla jeopolitik etkiye sahip oluyorlar" dedi.

İran ile uzlaşma
Suudi Arabistan ve İran, Çin himayesinde diplomatik ilişkilerini sürdürme konusunda anlaştılar. İki ülke ve Çin, 10 Mart'ta yaptıkları ortak açıklamada, anlaşmanın 60 gün içinde uygulanacağını duyurdu.
Söz konusu gelişmeler, İran'la siyasi bir uzlaşmaya varılmasına, Suriye ile ilişkilerin yeniden kurulmasına ve Yemen'deki savaşın sona ermesine yol açabilir.
Zira Riyad, başkent Sana'yı kontrol eden İran destekli Husilere karşı Yemen hükümetini destekliyor.
İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Muhammed Muhbir pazartesi günü yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz'in davetlisi olarak Suudi Arabistan'ı ziyaret edeceğini doğruladı.
Suudi Arabistan ile İran arasındaki ilişkilerin yeniden tesis edilmesinde hızlanan gelişmelere değinen Muhbir, "Bu gelişmeler tesadüf değil, önceden planlanmıştı ve bu aşamaya gelmesi gerekiyordu. Komşu ülkelerle iyi ilişkiler kurmak İran hükümetinin temel politikasıdır ve bu yolda ilerlemektedir" dedi.
İki ülke arasındaki gerilim, Suudi Arabistan'ın 2016 yılında önde gelen bir Şii din adamını idam etmesiyle tırmandı.
O sırada göstericiler İran'daki Suudi Arabistan diplomatik temsilciliklerine baskın düzenledi. Riyad bu olaydan sonra Tahran ile ilişkilerini kesti.

Rusya ve Çin ile yakınlaşma
Suudi Arabistan, OPEC+ grubu içinde Rusya ile yakın ilişkiler kurmaya odaklandı.
Örgütün petrol üretimini kısma kararı, Başkan Joe Biden ve ABD'li senatörleri kızdırdı.
Koronavirüs pandemisinden yeni çıkan Çin, Suudi petrol tedarikini güvence altına alıyor.
Prens Muhammed bin Selman, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping'i ağırlayıp, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile de telefonla görüştü.
Suudi Arabistan, Pekin ile uzun vadeli ilişki kurmanın bir işareti olarak, Çin liderliğindeki Şangay İşbirliği Örgütü'ne (ŞİÖ) katılma kararını açıkladı.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby, pazartesi günü, iki taraf tüm konularda anlaşmasa bile Riyad'ın Washington için stratejik bir ortak olmaya devam ettiğini söyledi. Ayrıca, iki tarafın ortak güvenlik sorunlarını ele almak için çalıştığını da belirtti.
İran, özellikle 1979 İslam Devrimi'ni takip eden kaotik yıllardan bu yana teokrasiye karşı en büyük meydan okumalardan birini temsil eden Mahsa Amini'nin ölümü üzerine yapılan protestoların ardından umutsuzca gerginliği yatıştırmaya çalışıyor.
ABD'nin nükleer anlaşma üzerindeki yaptırımları ise İran ekonomisini boğmaya devam ediyor.

Suriye'nin dönüşü
Bu arada, yıllardır süren iç savaşın ardından İran'ın desteklediği Beşşar Esad yönetimindeki Suriye ile ilişkileri yeniden tesis etme konusundaki görüşmeler sürüyor.
Belki de önümüzdeki mayıs ayında Suudi Arabistan'ın ev sahipliği yapacağı Arap zirvesi, Suriye'nin resmi olarak Arap Birliği'ne dönüşüne tanık olacak.
Mali krizler yaşayan Lübnan bile Suudi Arabistan-İran yakınlaşmasından faydalanabilir.
Suudi Arabistanlı analist Abdulaziz Sakr, "Suudi Arabistan, 2030 Vizyonu ile ilerlemeye odaklanmak için ilişkileri kesmekten ortaklığa geçiyor" değerlendirmesinde bulundu.
Bilgi sahibi üç kaynak Reuters'e, Suudi Arabistan'ın Suriye'nin bölgesel izolasyonunu resmen sona erdirebilecek bir hareketle, Suudi Arabistan'ın Suriye rejiminin lideri Beşşar Esad'ı mayıs ayında Riyad'ın ev sahipliğinde düzenlenecek Arap Birliği zirvesine davet etmeyi planladığını söyledi.

ABD'nin bölgedeki rolü
Husi güçlerinin Suudi Arabistan petrol sahalarına ve Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki (BAE) bir yakıt deposuna yaptığı hava saldırıları, ABD'nin Arap müttefiklerine karşı güvenlik rolüne ilişkin belirsizliği ortaya çıkardı.
Bu, Riyad'ı Tahran ile gerilimi durdurmaya ve güvenlik ortaklarını çeşitlendirmeye yöneltti.
Washington'daki Ortadoğu Enstitüsü (Middle East Institute - MEI) Savunma ve Güvenlik Programı (Defense and Security Program) Direktörü Bilal Saab, bir saldırı durumunda Washington'ın Suudi Arabistan'ı hangi koşullar altında savunacağına dair ne ABD hükümeti içinde ne de Suudi Arabistan ile ciddi bir diyalog olmadığını söyledi.
Saab, "Suudi Arabistan, İran ile ABD arasında şiddetli bir savaşın ortasında kalmak istemiyor ve Washington'ın onları koruyacağına güvenmiyor" dedi.
Washington'daki Brookings Enstitüsü'nden (Brookings Institution) Şadi Hamid, Suudi Arabistan'ın, ABD'nin bölgeden giderek uzaklaşmasına ilişkin görüşünün tamamen yanlış olmadığını düşünüyor.
Şadi, "ABD rahatsız oldu. Ancak herhangi bir şekilde yanıt vermedi. Bu da Suudi Arabistan'ı ABD'nin ana düşmanlarıyla ilişkilerini güçlendirmeyi sürdürmeye teşvik etti" ifadelerini kullandı.



İsrail ordusu Gazze şehrini ‘tehlikeli savaş bölgesi’ ilan etti

İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)
İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)
TT

İsrail ordusu Gazze şehrini ‘tehlikeli savaş bölgesi’ ilan etti

İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)
İsrail ile Hamas arasındaki savaş devam ederken Gazze şehrindeki yıkımı gösteren bir fotoğraf (AFP)

İsrail ordusu bugün Gazze şehrini ‘tehlikeli savaş bölgesi’ ilan etti. İsrail ile Hamas arasındaki savaşın başlamasından yaklaşık iki yıl sonra İsrail ordusu, Gazze Şeridi'nin en büyük şehrini kontrol altına almaya hazırlanıyor.

İsrail Ordu Sözcüsü Avichay Adraee'nin X platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, “Bugün saat 10:00'dan itibaren geçerli olacak askeri faaliyetler için yerel ve geçici ateşkes, tehlikeli savaş bölgesi olarak kabul edilen Gazze şehri bölgesini kapsamamaktadır” denildi.

Söz konusu ateşkes, yardım dağıtımını kolaylaştırmak için belirli bölgelerde günlük olarak uygulanan ateşkesi ifade ediyor.

İsrail ordusu geçtiğimiz temmuz sonunda, ‘Birleşmiş Milletler (BM) konvoylarının ve sivil toplum kuruluşlarının güvenli geçişini sağlamak’ amacıyla Gazze şehri ve kuşatma altında bulunan ve tahrip edilmiş Filistin topraklarının diğer bölgelerinde askeri faaliyetlerin ‘günlük olarak askıya alınacağını’ duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın AFP’den aktardığına göre İsrail ordusu bugün, ‘Gazze Şeridi'ndeki terör örgütlerine karşı kara manevraları ve saldırı faaliyetlerini sürdürürken, Gazze Şeridi'ndeki insani yardım çabalarını da desteklemeye devam edeceğini’ belirtti.

Gazze Şeridi’ndeki Sivil Savunma Müdürlüğü ise bugün şafak vaktinden bu yana Gazze Şeridi'nde 33 kişinin öldürüldüğünü bildirdi.

İsrail'e savaşı sona erdirmesi için uluslararası ve ulusal baskıların artmasına rağmen, ordu dün, güçlerinin Gazze Şeridi genelinde ‘operasyonlarına devam ettiğini’ duyurdu.

İsrail hükümetinin ağustos ayı başında Gazze şehrini kontrol altına alma planını onaylamasının ardından, Gazze şehri sakinlerinin tahliyesinin ‘kaçınılmaz’ olduğu ifade edildi.


Suudi Arabistan, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırısını kınadı ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne desteğini yineledi

Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)
Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)
TT

Suudi Arabistan, İsrail'in Suriye'ye yönelik saldırısını kınadı ve Suriye'nin toprak bütünlüğüne desteğini yineledi

Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)
Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenliği ve istikrarı sağlamak ve devletin ve kurumlarının egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi. (AP)

Suudi Arabistan, İsrail'in Suriye topraklarındaki devam eden ihlallerini güçlü bir şekilde kınadığını ifade ederek, bunları Suriye'nin içişlerine ‘açık bir müdahale’ ve Suriye'nin egemenliğinin ve 1974 yılında imzalanan Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması da dahil olmak üzere uluslararası hukukun açık bir ihlali olarak nitelendirdi.

Suudi Arabistan'ın resmi tutumu, Süveyda vilayetinde son dönemde yaşanan gelişmeler ve buna bağlı olarak İsrail'in Suriye topraklarındaki gerginliği artırması üzerine Dışişleri Bakanlığı tarafından bugün yayınlanan bir açıklamada ortaya kondu.

Suudi Arabistan, Suriye hükümetinin güvenlik ve istikrarı sağlamak, sivil barışı korumak ve devletin ve kurumlarının tüm Suriye toprakları üzerindeki egemenliğini güçlendirmek için aldığı önlemlere tam destek verdiğini yineledi.

Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan açıklamada, Suudi Arabistan'ın Suriye'yi bölmeye yönelik her türlü ayrılıkçı çağrı veya girişimi kategorik olarak reddettiği vurgulanarak, Suriye halkının tüm bileşenlerine diyalog ve mantığa öncelik vermeleri ve birleşik ve güvenli bir Suriye inşa etmek için birlikte çalışmaları çağrısında bulunuldu.

Suudi Arabistan ayrıca, uluslararası topluma İsrail'in tekrarlanan ihlallerine karşı ciddi ve kararlı bir tutum sergilemesi ve Suriye'nin egemenliğini yeniden tesis etme ve topraklarının tamamında güvenliği sağlama çabalarına destek olması çağrısını yineledi.


Rusya Devlet Başkanı, Suudi Veliaht Prensi'ne Trump ile yaptığı görüşmelerin sonuçları hakkında bilgi verdi

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
TT

Rusya Devlet Başkanı, Suudi Veliaht Prensi'ne Trump ile yaptığı görüşmelerin sonuçları hakkında bilgi verdi

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Suudi Dışişleri Bakanlığı)
Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin (Suudi Dışişleri Bakanlığı)

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı ABD'li mevkidaşı Donald Trump ile yaptığı son görüşmelerin sonuçları hakkında bilgilendirdi.

Salı günü Putin'le bir telefon görüşmesi gerçekleştiren Prens Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın uluslararası anlaşmazlıkların çözümünde diplomatik diyalog yolunu desteklemeye devam ettiğini vurgularken, Rusya Devlet Başkanı da Krallığın kararlı tutumu ve Veliaht Prens'in barışa yönelik yapıcı çabaları dolayısıyla memnuniyetini dile getirdi.

Kremlin'den yapılan açıklamada Başkan Putin'in Prens Muhammed bin Selman ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdiği ve siyasi, ticari, ekonomik ve yatırım alanlarındaki Rus-Suudi işbirliğinin güncel konularını ele aldığı belirtildi. Açıklamada iki tarafın da Suudi Arabistan'ın uluslararası anlaşmazlıkların çözümünde diplomatik diyalog yolunu desteklemeye devam etmesinden duydukları memnuniyeti dile getirdikleri ifade edildi.

Açıklamada ayrıca iki tarafın OPEC+ çerçevesinde küresel enerji piyasasının istikrarını sağlamaya yönelik ortak çalışmalardan duydukları memnuniyeti dile getirdikleri ve çeşitli alanlarda işbirliğini sürdürme konusunda mutabık kaldıkları belirtildi.

Trump ve Putin Pazartesi akşamı yaklaşık 40 dakika süren bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi ve bu görüşme sırasında ABD Başkanı Rus mevkidaşına Ukrayna Devlet Başkanı Volodymyr Zelensky ve Avrupa ülkelerinin liderleriyle yaptığı görüşmelerin sonuçları hakkında bilgi verdi.

Geçtiğimiz Cuma günü Putin ve Trump Alaska'da görüşmelerde bulunmuş, ABD Başkanı ve Rus mevkidaşı zirveyi yapıcı ve verimli olarak nitelendirmiş ve görüşmelerin olumlu bir atmosferde gerçekleştiğini ifade etmişlerdi.