BM Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy, Şarku'l Avsat'a konuştu: ‘Libya'yı toparlanma yoluna sokan her türlü mutabakatı destekliyoruz’

Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy, girişiminin sonuçlarının ‘meşruiyet kazanacağını’ söyledi.

Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy. (UNSMIL)
Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy. (UNSMIL)
TT

BM Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy, Şarku'l Avsat'a konuştu: ‘Libya'yı toparlanma yoluna sokan her türlü mutabakatı destekliyoruz’

Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy. (UNSMIL)
Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy. (UNSMIL)

Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi ve Birleşmiş Milletler Libya Destek Misyonu (UNSMIL) Başkanı Abdullah Bathiliy, bu yıl içinde yapılacak cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerini destekleme girişiminin ‘durgun siyasi suları hareket ettirmeyi, seçimlere giden yolu çizmeye herkesi dahil etmeyi ve Libya'yı toparlanma yoluna sokan her türlü fikir birliğini desteklemeyi’ amaçladığını vurguladı.
Bathhiliy, Şarku’l Avsat ile gerçekleştirdiği röportajda ‘paralı askerlerin’ ve yabancı savaşçıların beklenen seçim üzerindeki etkisinden ve seçimleri yönetmek için yeni bir hükümet seçme konusundaki tutumuna işaretle şunları söyledi:
“Libya'da yürütme organının birleşmesi konusuna ‘gerçekçilik’ ile bakıyoruz. Ancak hükümetin birleşmesi konusuna bu hassas dönemde ihtiyatla yaklaşılmalı. Çünkü bu konu Libya için vazgeçilmez karışıklıklar yaratabilir.”
Bathiliy açıklamasında topu ‘6+6’ Komitesi’nin sahasına attı:
“Seçim kanunları halen görüşülüyor ve tarafların seçimleri denetlemede yönetimin tarafsızlığını sağlayacak şekilde gördüğü her türlü şartın konması mümkün. Kanunlar, cumhurbaşkanlığına aday olacak tüm adayların seçim tarihinden önce mevcut görevlerinden istifa etmesi şartını içerebilir.”
Birleşmiş Milletler Libya Özel Temsilcisi Abdullah Bathiliy, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamalarda Libya’daki siyasi süreçten uluslararası toplumun gösterdiği çabalara kadar birçok başlıkta merak edilen soruları cevapladı:

- Libya'da seçim sürecini harekete geçirme girişiminiz, Libya içinde ve dışında pek çok kişi için halen belirsizliğini koruyor. Bu girişimin özellikleri neler? Buna kimler katılacak ve ne bekleniyor?
Girişimin, Temsilciler Meclisi (TM) ile Devlet Yüksek Konseyi (DYK) arasında seçimlere hazırlık konusunda şimdiye kadar varılan uzlaşmaya dayanarak, öncelikle durgun siyasi suları hareket ettirmeyi amaçladığını açıklığa kavuşturmalıyım. Başka bir deyişle girişim, konuyu iki yasama konseyinin (TM ve DYK) tekelinde bırakmadan, seçim sürecini harekete geçirmek ve mevcut krizi çözmek için Libya'nın katılım çemberini genişletmeyi amaçlıyor. Bu da somut sonuçlara ulaşmadan yeterince zaman aldı. Seçimlerin gidişatının belirlenmesinde TM ve DYK da dahil herkes söz sahibi olacak. Girişim, aktif siyasi ve güvenlik güçler, partiler, kadın temsilciler, gençler, ileri gelenler ve sivil toplum kuruluşları dahil olmak üzere geniş bir yelpazedeki Libya bileşenlerini içerecek. UNSMIL’in bu bileşenleri kimin temsil edeceğini seçmede herhangi bir rolü olmayacak. İkinci olarak, bu girişimin esnek ve geleneksel olmayan bir çalışma mekanizması önerdiğini belirtmek gerekir. Zira Libyalıların seçimlerin gerektirdiği en önemli konularda ulusal uzlaşmaya varmalarına yardımcı olmak amacıyla kişisel olarak izleyeceğim ‘shuttle diplomacy’ (mekik diplomasisi) olarak bilinen mekanizmaya bağlı olacak. Bu konular, daha önceki açıklamalarımda da belirttiğim gibi; bu iki konunun önemine rağmen sadece anayasal bir kuralın ve seçim kanunlarının kabul edilmesinden daha fazlasını içeriyor. Karar verilecek konular arasında, seçimlerin güvence altına alınması, adayların seçim kampanyalarını yürütmek için hareket özgürlüğünün sağlanması, sonuçların onaylanmasının sağlanması, davranış kurallarının (ya da onur kuralının) benimsenmesi ve bunlara uyulması, harcamalar için şeffaf bir hükümet mekanizmasının benimsenmesi ve seçimlere iyi bir hazırlık için gündeme gelebilecek diğer başlıklar bulunuyor. Seçimlerin birincil görevi, ülke için yeni bir liderlik seçmektir. Bu nedenle sadece bazı üyeleri adaylar arasında olabilecek DYK ve TM’nin değil, tüm tarafların taahhüdünü ve katılımını gerektiriyor.

- Girişimden çıkacak kararlar tüm taraflar için bağlayıcı olacak mı? Yoksa bunlar sadece tavsiye niteliğinde mi?
Bu girişimden doğacak kararların meşruiyet kazanacağını söyleyebilirim. Çünkü bunlar mutlaka ulusal bir mutabakata tabi olacak ve mümkün olan en geniş mutabakatı yansıtacak. Tüm tarafların taahhüdünün, siyasi ve manevi sorumluluğunun ifadesi olacaktır. Bu taahhüt, vatandaşları ve onları temsil eden kurum ve kuruluşları takip etmenin yanı sıra üzerinde anlaşmaya varılacak kararların uygulanmasının en önemli teminatları arasında yer alacaktır.

- Cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılma koşulları üzerinde anlaşma sağlanamaması durumunda bu yıl sadece parlamento seçimlerini mi yapacaksınız?
Prensip olarak ülkeyi toparlanma yoluna sokan, devlet kurumlarını yeniden meşrulaştıran, sürdürülebilir barış ve istikrara, kalkınma ve yeniden yapılanmaya kapı açan ve vatandaşların refahı için endişe duyan her türlü geniş Libya mutabakatını destekliyoruz. Mevcut krizi çözmek, tartışmalı tüm konularda uzlaşmayı gerektiriyor. Bu nedenle Libyalıların uzlaşmasının son söz olduğunu söylüyoruz. Bununla birlikte tanıştığım Libyalı kadın ve erkeklerden hissettiklerim, uluslararası toplumdan duyduklarıma ve seçim listelerine kayıt için yoğun katılımdan anladıklarıma göre durum, 2023 yılının sonundan önce cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin eşzamanlı olarak yapılması yönünde ilerliyor. Şayet seçimler başarılı bir şekilde yapılırsa -ki biz de tüm Libyalı ortaklarımızla bunun için çalışıyoruz- bu, ülkenin kurumlarının kaybolan meşruiyetini geri getirecek.

-TM ile DYK arasında şu ana kadar üzerinde anlaşmaya varılanlarda, özellikle de Anayasa Beyannamesi'nin 13’üncü değişikliğini kabul etmeleri, girişiminizin hangi aşamasında bulunuyor?
Girişim, zaman kazanmak amacıyla, Anayasa Beyannamesi'nde yapılan 13’üncü değişiklikte gerekli çareler de dahil olmak üzere, TM ile DYK arasında varılan uzlaşmaya dayanıyor. Bu kapsamda girişim, anayasal zemini ve seçim kanunlarını hazırlamakla görevli 6+6 Komisyonu’na, çalışmalarının bir an önce somut sonuçlar vermesi için teknik ve lojistik yardım ve gerekli uzmanlığı sağlamayı teklif etti. 5+5 ortak askeri komitesi üyeleri arasında seçimlerin korunması ve ülkenin çeşitli bölgelerinde adayların hareketini güvence altına alma konusunda oluşan önemli ve cesaret verici fikir birliğini de unutmamalıyız. Ayrıca bu girişim, TM ve DYK’nin her iki tarafında da geniş katılımcı bir yaklaşımla, endişe verici konuların ele alınmasına gereken özeni gösterecektir. Bu hususlar arasında örneğin, ulusal kaynakların şeffaf yönetimi, adaylar arasında eşit rekabet ortamının oluşturulması ve idarenin tarafsızlığının sağlanmasına ilişkin anlaşma yer alıyor.

- Tüm tarafları demokratik sürecin sonuçlarını kabul etmeye zorlayacak güvenceler ve araçlardan bahsedebilir misiniz?
Seçim sürecinin başarısı için Libya'da herkesin bildiği ve üzerinde çalışmaların bugünden itibaren başladığı ve seçim gününe kadar ve hatta seçimle ilgili kurumların kurulmasına kadar devam edeceği birçok faktörün sağlanması gerekiyor. Bu faktörlerin en önemlilerinden biri güvenliktir. Seçimler, adayların ve siyasi partilerin Libya genelinde hareket özgürlüğünün sağlanması, seçmenlerle serbestçe, herhangi bir taciz veya gözdağı olmaksızın kampanya ve toplantı yapma özgürlüğünün tesis edilmesi de dahil olmak üzere korunmalıdır. Güvenlik durumu vatandaşların, özellikle de kadınların, seçim görevlerini özgürce, güvenliklerine yönelik baskı veya korku olmadan yerine getirmeleri için de önemlidir. Ayrıca en önemli güvenceler arasında, adayların bilinen yasal yollardan itirazda bulunma hakları saklı kalmak kaydıyla, seçim sonuçlarını kabul edeceklerini önceden taahhüt etmeleri yer alıyor. Bu bir siyasi ve ahlaki sorumluluk meselesidir. Siyasi taraflar, tahrik ve nefret söyleminden kaçınma, adil rekabet etiğine uyma ve seçimlerin bütünlüğünü ve dürüstlüğü zedeleyici her türlü işlem ve eylemden kaçınma gibi davranış kuralları benimsemeli ve bunların hükümlerine uymalıdır. Seçim süreci, nimetlerinden tüm Libyalıların yararlanacağı birleşik ve egemen bir Libya lehine yarışan siyasi programlar ve vizyonlar için bir cephe olmalıdır.

- Mevcut yetkililerin aday olmak istiyorlarsa mevcut görevlerinden istifa etmeleri yönünde talepler var mı?
Adil seçim rekabeti için eşit koşulların sağlanması gerektiğinin herkes farkında. Bu bağlamda, kamu harcamalarını kontrol etmek ve devlet kaynaklarının seçim amaçları için kullanılmasını veya bir adayı rakipleri pahasına kayırmayı önlemek için şeffaf bir hükümet mekanizması sağlama ihtiyacı bir kez daha vurgulanmalıdır. Bu, tüm adaylar için eşit bir oyun alanı sağlamak için önemli bir önlemdir. Seçim rekabeti için eşit şartlar sağlanması, mevcut görevlilerin seçim kanunları tarafından belirlenen bir süreden önce görevlerinden istifa etmelerini gerektirmektedir. Önümüzdeki haziran seçimleri için bir yol haritası çizmeden önce bu meseleler artık Libyalıların kendileri tarafından kararlaştırılmalıdır. Genel olarak seçim sürecinin başarısını sağlamaya yönelik prosedürler şu andan itibaren başlar ve seçim günü boyunca ve seçim sonrasına kadar devam eder.

- Libya'da ‘paralı askerlerin’ ve yabancı güçlerin varlığı seçim sürecini engelleyen bir faktör olacak mı?
Yabancı savaşçıların ve paralı askerlerin varlığının Libyalıları, komşu ülkeleri ve bir bütün olarak uluslararası toplumu rahatsız eden bir sorun olduğu doğru. Bununla birlikte bu olgunun ciddiyeti büyük ölçüde Libyalı tarafların iradesine ve güvenlik anlaşmalarına bağlılıklarının boyutuna, askeri ve güvenlik kurumları da dahil olmak üzere kurumlarını birleştirme isteklerine ve ulusal egemenliklerinin prestijini geri getirme konusundaki ısrarlarına bağlı. Dolayısıyla yabancı savaşçıların ve paralı askerlerin geri çekilmesine ve Libya egemenliğinin yeniden kurulmasına yardım etmek, nihai olarak Libyalıların kendilerine, UNSMIL'e ve uluslararası toplumun birçok üyesine kalmıştır.

- Bu unsurların (paralı askerler ve yabancı güçler) Libya'dan çıkışı için herhangi bir zaman var mı?
Ortak Askeri Komite'nin yoğun çalışmaları ve Sudan, Nijer, Çad gibi ilgili ülkelerin gösterdiği iş birliği sayesinde yabancı savaşçı ve paralı askerlerin geri çekilmesi dosyasında ilerleme kaydedildiği söylenebilir. Gönüllü geri dönüş programlarının yanı sıra özellikle veri alışverişi mekanizmasının kurulması konusunda Libya irtibat komiteleri ve bu ülkeleri temsil eden muadillerinin kat ettiği mesafeyi şüphesiz takip ediyorsunuz. Doğru yönde ilerleyen bu yolu Libyalı, bölgesel ve uluslararası ortaklarımızla yakından takip ediyoruz. Burada, Libya ve komşularının, komşu ülkelere zarar vermeden, Libya'nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygıyı garanti edecek şekilde, Libya topraklarındaki paralı askerlerin ve yabancı savaşçıların varlığına son verme yönündeki ortak arzusunu yineliyorum. Sudan, Çad ve Nijer'in de dahil olduğu Libya'nın komşu ülkelerine yaptığım son ziyaret, bu ikilemi çözme konusundaki ortak kararlılığı doğruladı.

- Seçimlerin ertelenmesinin sebebinin kanunların hazır olmaması olduğunu düşünüyor musunuz? Yoksa geçmişte Libya Yüksek Seçim Komisyonu’nun ilan ettiği ‘mücbir sebep’ yüzünden mi?
Libya'daki çoğu siyasi tarafın, seçim sürecini bozma sorumluluğundan kaçma ve diğer partileri suçlama eğilimi var. Seçimlerin bu yıl sonundan önce yapılması yönünde olumlu bir şekilde ilerlemek istiyorsak, şüphesiz bu yararsız bir yaklaşımdır. Suçlama zamanı bitti ve kitlesel olarak seçim listelerine kaydolan Libyalı seçmenlerin özlemlerini karşılamak için harekete geçme ve hızlanma zamanı geldi. Aralık 2021'de seçimlerin yapılmamasından herkesin şu ya da bu şekilde sorumlu olduğuna şüphe yok. Süresiz erteleme fiili güçler için uygundu ve bu gerçek Libyalılar için de bir kayıp değil. Statüko yalnızca bazı insanlara hizmet eder. Dolayısıyla engelleme, genellikle ‘aynı fikirde olmama’ kuralına dayanan çeşitli manevralarla devam etti. Sebepler ve  mazeretleri tekrarlanmamalı. Seçimleri ertelememek için başlattığım girişim, seçimlerin getirdiği tüm güvenlik, siyasi ve teknik konularda 6+6 Komitesi ile paralel çalışmayı gerektiriyor. Bu sayede yasal çerçevenin tamamlanmasını sağlıyor ve tekrar mücbir sebeplerin oluşmasının önüne geçiyoruz.

- Parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılmasından sorumlu olacak yeni bir hükümetin seçilmesi konusundaki görüşünüz nedir?
Libya kurumlarını askeri ve güvenlik düzeylerinde birleştirme yönündeki ciddi girişimler, yürütme organını dışlamaz. Ancak bu hassas dönemde hükümetin birleşmesi çok fazla gerçekçilik ve ihtiyatla ele alınmalıdır. Çünkü bu konu, Libya'nın olmazsa olmazı olan siyasi, usulî ve hatta hukuki ve anayasal karışıklıklar yaratabilir. Hükümetlerin oluşumuna genellikle makam çekişmeleri, kotalar konusundaki anlaşmazlıklar ve bireysel ve hizip çıkarları konusundaki acelecilik eşlik eder. Bu, devlet işlerini ve halkın günlük işlerini yürütmeye devam ederken, seçim liyakatine odaklanma çabalarına hizmet etmeyecektir. Yürütme organının gerçekçi bir şekilde birleştirilmesi konusuna, daha fazla karmaşıklık yaratmadan seçimlerin tek bir otorite altında yapılması olan ve istenen nihai hedefe ulaşmayı amaçlayarak bakıyoruz.

- Ancak pek çok kişi Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) devamının iki aday arasındaki dürüst rekabet koşullarına zarar vereceğinden korkuyor. Bununla ilgili görüşleriniz nelerdir?
Elbette yürütme organının birleştirilmesi konusuna yaklaşımımızdaki gerçeklik, minyatür ve bağımsız bir hükümet çağrısında bulunanların haklı korkularını ortadan kaldırmıyor. Bu yüzden önderliğini yaptığım iyi niyetlerle, tüm adaylar arasında özgür ve adil rekabet için eşit bir zemin sağlamayı ve devlet kaynaklarının seçim amacıyla sömürülmesini önlemek için hükümet harcamalarını kontrol edecek şeffaf bir mekanizma kurmayı umuyoruz. Ayrıca seçim kanunları halen görüşülmekte olup, tarafların seçimleri denetlemede idarenin tarafsızlığını sağlamak olarak gördükleri her türlü şartı kanuna dahil etmek mümkündür. Bu, örneğin, cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olan tüm adayların seçim tarihinden önce mevcut görevlerinden istifa etmelerini gerektirmeyi de içerebilir.



Hamduk Şarku’l Avsat’a konuştu: “Manama görüşmeleri, Cidde Platformu ile entegre çalışıyor”

Hamduk (sağda), Addis Ababa’da Hamideti ile el sıkıştı (Twitter)
Hamduk (sağda), Addis Ababa’da Hamideti ile el sıkıştı (Twitter)
TT

Hamduk Şarku’l Avsat’a konuştu: “Manama görüşmeleri, Cidde Platformu ile entegre çalışıyor”

Hamduk (sağda), Addis Ababa’da Hamideti ile el sıkıştı (Twitter)
Hamduk (sağda), Addis Ababa’da Hamideti ile el sıkıştı (Twitter)

Eski Sudan Başbakanı ve Sivil Demokratik Güçler Koordinasyonu (Tekaddum) Başkanı Abdullah Hamduk, Sudan Genelkurmay Başkanı Yardımcısı Şemseddin Kabaşi ve Hızlı Destek Kuvvetleri’nin (HDK) İkinci Komutanı Korgeneral Abdurrahim Daklu ile geçen ay Bahreyn’in başkenti Manama’da varılan anlaşmayı ‘doğru yolda atılmış olumlu bir adım’ olarak nitelendirdi. Hamduk, Manama’nın Cidde Platformu görüşmelerine entegre olduğunu söyledi. Ancak buna, Afrika kıtasında Hükümetler Arası Kalkınma Otoritesi (IGAD) ve Afrika Birliği’nin (AfB) gözetiminde eş zamanlı bir siyasi sürecin eşlik etmesini şart koştu.

Hamduk, AfB zirvesinin oturum aralarında, Etiyopya’nın başkenti Addis Ababa’da Şarku’l Avsat ve sınırlı sayıda yerel gazeteciye röportaj verdi. Zirvede, Ekim 2021 darbesinin ardından üyeliğinin dondurulması nedeniyle Sudan yer almadı. Bu bağlamda Hamduk, pazar günü sona eren zirvedeki varlığının ona çok sayıda Afrikalı lider ve kıta dışından liderle görüşme fırsatı verdiğini söyledi.

Burhan, yardımcısı Şemseddin Kabaşi’yi Port Sudan’da kabul etti (Sudan ordusu)
Burhan, yardımcısı Şemseddin Kabaşi’yi Port Sudan’da kabul etti (Sudan ordusu)

Manama anlaşması

Ordu ile HDK arasındaki Manama Anlaşmasına ilişkin yorumunda Hamduk, yaşananların ‘Cidde müzakere platformunun genişletilmesi’ olarak değerlendirildiğini söylerken, müzakerelerin Suudi Arabistan Krallığı ve ABD tarafından kolaylaştırılmasının ardından Manama’nın, bunlara Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn’i de eklediğini dile getirdi.

Hamduk, Genelkurmay Başkanı Yardımcısı ile Hızlı Destek arasında Manama’daki anlaşmayı ‘doğru yönde atılmış olumlu bir adım’ olarak değerlendirdi. Abdullah Hamduk ayrıca, “Manama Platformu’nun çabaları devam ederse, çatışmaların ve ateşlerin durdurulması aşamasına ulaşırsa ve insani yardımların ulaştırılması kolaylaşırsa vatandaşların acılarının hafifletilmesinin yolu açılacaktır” dedi.

Hamduk, müzakere sürecinin başarısı için IGAD ve AfB’nin gözetiminde eş zamanlı bir siyasi sürecin yürütülmesini şart koştu. Aynı şekilde “Siyasi süreç uzun süredir ertelendi. Belki de krize askeri bir çözümün bulunmadığı ve siyasi aktörleri ve tüm demokratik güçleri bir araya getiren siyasi sürecin öneminin olmadığı bir ortamda bu gecikme, Sudan sorununun daha iyi anlaşılmasına yardımcı olabilir” ifadelerini kullandı.

Hartum’da Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında çıkan çatışmalar sonucu dumanlar yükseliyor (Arşiv- AFP)
Hartum’da Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasında çıkan çatışmalar sonucu dumanlar yükseliyor (Arşiv- AFP)

Eski Sudan Başbakanı, görüştüğü liderlere Sudan savaşı ve krizinin askeri bir çözümü olmadığına ikna olunması gerekliliğine vurgu yaparak, onları krizi müzakere yoluyla çözecek siyasi süreci desteklemeye çağırdı. Abdullah Hamduk, “Kuruluş konferansını, geçiş anayasasını, geçiş düzenlemelerini ve Sudan’ın birliğinin ve tek ulusal ordunun onaylanmasını, geçiş dönemi adaletini, demokratik sivil dönüşümü, cezasız kalmamayı, hesap verebilirliği ve diğerlerini içeren ilkeler topluluğu üreten bir istişare toplantısıyla sonuçlanan bir dizi mekanizmadan oluşmuş yol haritası eşliğinde, onlarla birlikte krizi tanımlamaya, Tekaddüm koalisyonunun krize çözüm bulma vizyonunu sunmaya odaklandık” açıklamasında bulundu.

Krizin köklerine değinmek

Zirvede Afrikalı liderler ve katılımcılarla yaptığı görüşmede Hamduk, Sudan krizinin köklerine değinilmesinin ve savaşların sonsuza kadar durdurulmasının önemine dikkati çekerek, “Nisan savaşı, Sudan’daki ilk savaş değil. Bunun son savaş olması için tüm meseleleri ele almalıyız” dedi.

Eski Başbakan, görüştüğü liderlerle ülkenin tanık olduğu felaket insani durumu da ele aldığını ifade ederken, “İstatistiklere göre 25 milyon Sudanlı, savaş ve tarım sezonunun başarısızlıkla sonuçlanması sonucunda kıtlığa maruz kalıyor. Sudanlıların acılarını hafifletmek için uluslararası topluma Çad, Etiyopya ve Güney Sudan’dan insani yardımların Sudan’ın çeşitli sınırlarına girmesine izin vermeleri çağrısında bulunduk” şeklinde konuştu.

Abdullah Hamduk, konuşmasında bölgede tanık olunan siyasi çalkantılara ve güvenlikteki akışkanlığa da değindi. Bu bağlamda “Gazze’deki savaşın yanı sıra Kızıldeniz’de de çatışmalar yaşanıyor. Bölge çok şiddetli bir kutuplaşma durumuna sahne oluyor. Bu çatışmaya doğrudan müdahale, kutuplaşma durumunu artıracaktır” diyen Hamduk, “Tüm komşu ülkelerle iletişim kurarak ve müzakere edilmiş siyasi çözümlere öncelik vererek doğru yönde ilerlediğimizi umuyoruz” ifadelerini kullandı.

Omdurman’da Sudan Silahlı Kuvvetleri’ne ait askerleri taşıyan askeri araç (AFP)
Omdurman’da Sudan Silahlı Kuvvetleri’ne ait askerleri taşıyan askeri araç (AFP)

Eski Sudan Başbakanı, Tekaddüm koalisyonunun komutanlığıyla görüşme talebine ve Hızlı Destek liderliğiyle Addis Ababa Bildirgesi’ni imzalamasına da değinirken, “Çatışmayı durdurmak için savaşın her iki tarafına da mesajlar gönderdik. Hızlı Destek Kuvvetleri liderliği yanıt verdi. Onlarla Addis Ababa’da bir araya geldik ve bildirgeyi imzaladık. Bu, Tekaddüm tarafından önerilen yol haritasında belirtilenlerin çoğuyla tutarlıdır” değerlendirmesinde bulundu.

Orduyla sürekli iletişim

Hamduk ayrıca, genelkurmay başkanlığıyla toplantı yapmak için temasının kesilmediğini ve kendisiyle son temasının iki hafta önce olduğunu söylerken, “Ancak henüz nihai bir karara varıp toplantı tarihini belirlemedik. Ama hızlı ve ivedi bir şekilde onlarla bir araya gelmeyi umuyoruz. İki tarafla olan iletişimimiz sırasında, müzakere için sağlıklı bir ortam yaratmak amacıyla düşmanca söylemlerin kontrol altına alınmasının önemini vurguladık” dedi.

Ordunun toplantının geçici başkent Port Sudan’da yapılması talebiyle ilgili olarak ise Abdullah Hamduk, “Sudan’ın herhangi bir yerinde ordu komutanlarıyla görüşmemizde herhangi bir sorun yok. Ancak onlara tüm ülkenin savaş halinde olduğunu ve Sudan Limanı’ndaki genelkurmay başkanlığının varlığının koşulların anormal olduğunu doğruladığını ve bu durumdan ziyade eşitlik ve özgürlük konusunu ele almamıza imkân veren bir atmosferde buluşmamız gerektiğini söyledik. Bu durum, şu anda Sudan’da mevcut değil” dedi.

Tekaddum’un ordu liderleriyle görüşme konusundaki istekliliğini yineleyen Hamduk, “Bu konunun amacı, savaşın durdurulmasını hızlandırmak ve Sudan halkının acılarına son vermektir. Formalitelerin savaşın durdurulmasına izin vererek ya da yardımcı olarak bu iletişimin sağlanmasına engel olmayacağını umuyoruz” şeklinde konuştu.

Addis Ababa Bildirgesi hükümlerinin uygulanmasına ilişkin olarak ise Hamduk, anlaşmada öngörülen pratik hususların, özellikle de 451 savaş esirinin serbest bırakılması vaadinin uygulanmasının önemini vurguladığını söyledi. Abdullah Hamduk ayrıca, “Hızlı Destek liderliği, mahkumları serbest bırakmaya hazır olduğunu belirtti. Ancak Kızılhaç’ın ülkeyi terk etmesi sorunuyla karşı karşıya olduğunu, daha önce de Kızılhaç aracılığıyla benzer açıklamaların yapıldığını ifade etti. Kızılhaç’ın yokluğu, bildirgede öngörülen tutukluların serbest bırakılmasının tamamlanmasını engelledi” ifadelerini kullandı.

Tekaddum’un karşı karşıya olduğu zorluklar

Abdullah Hamduk, Tekaddum koalisyonunun çalışmalarının ve genişlemesinin karşı karşıya olduğu zorlukları kabul ederken, “Ancak Mısır’da başlangıçta Arap Sosyalist Baas Partisi ve Abdulvahid Muhammed en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi ile görüştük. Sudan Halk Kurtuluş Hareketi ile ortak eylem gündemi için teknik bir komite oluşturulması konusunda anlaştık. Platform ve Koordinasyon Sekreterliği gibi diğer gruplarla da görüştük” dedi.

Molly Phee, Sudanlı kadın sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle Addis Ababa’da (Hartum’daki ABD Büyükelçiliği/ Facebook)
Molly Phee, Sudanlı kadın sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle Addis Ababa’da (Hartum’daki ABD Büyükelçiliği/ Facebook)

Hamduk, açıklamalarının Abdulaziz el-Hillu liderliğindeki Sudan Halk Kurtuluş Hareketi, Abdulvahid Muhammed en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi, Komünist Parti, Arap Sosyalist Baas Partisi, Federal Parti ve Dr. Ali el-Hac liderliğindeki Halk Kongresi’ne yönelik olduğunu söyledi. Ayrıca, sonuçların çoğunlukla olumlu olduğunu ve şu anda ortak işbirliği olanaklarını birlikte incelediklerini ifade etti.

Abdullah Hamduk, temasa geçilen güçlerin çoğunun demokratik güçlerin birliğine ve ortak eyleme istekli olduklarını ifade ettiğini vurgularken, “Ancak koalisyon çalışmalarının devam edebilecek ve ayakta durabilecek temeller üzerine inşa edilebilmesi için sabır ve aceleci sonuçlara varılmaması gerekir” dedi.

Eski Başbakan, siyasi ve sivil güçlere, ‘Tekaddum koalisyonuna katılmak, Tekaddum üyeliği olmadan ortak çalışmak ve son seçenek olarak da gelecek ayki Tekaddum kuruluş konferansı çalışmalarına veya Tekaddum’un düzenlemeye başladığı çalıştaylara katılmak’ olmak üzere savaşı durdurma yolunda üç ortak eylem önerdi.