ABD’de kitap sansürüne karşı “Bırak Amerika Okusun” kampanyasıhttps://turkish.aawsat.com/home/article/4271121/abd%E2%80%99de-kitap-sans%C3%BCr%C3%BCne-kar%C5%9F%C4%B1-%E2%80%9Cb%C4%B1rak-amerika-okusun%E2%80%9D-kampanyas%C4%B1
ABD’de kitap sansürüne karşı “Bırak Amerika Okusun” kampanyası
Kampanya destekçileri Julia Roberts, Juliana Margulies ve Selma Blair (Getty Images)
Nisan ayı “Ulusal Okul Kütüphanesi Ayı” olmasına rağmen ABD'nin hiçbir yerinde okul kütüphanelerindeki bazı kitaplar bugün olduğu kadar tehdit altında olmadı.
Şarku’l Avsat’ın Fast Company dergisinden aktardığı habere göre, Florida, Arizona, Iowa, Texas, Missouri, Pennsylvania ve Oklahoma gibi eyaletlerdeki Cumhuriyetçi yasa koyucular okullarda bazı kitapların yasaklanmasını öngören yasaları kabul etti ya da kabul etme aşamasında bulunuyor. Buradan hareketle, “The Community College of Aurora Vakfı (CCA)” ve “Ortak Geleceğimiz” kampanyası, “Bırak Amerika Okusun” kampanyasını başlatmak üzere bir dizi ünlü ile iş birliği yapıyor.
Julia Roberts, Juliana Margulies ve Selma Blair gibi isimlerin de destek verdiği kampanyanın amacı, ifade özgürlüğünün yüce bir değer olarak kabul edildiği bir ülkede tabu sayılan konuların da kitaplarda yer almasını sağlamak ve kitapseverleri giderek büyüyen bu tehditle mücadele etmeye teşvik etmek.
Amerikan Kütüphane Derneği'ne göre, okullarda ve halk kütüphanelerinde yasaklanan kitaplar, derneğin yirmi yıl önce veri toplamaya başlamasından bu yana geçen yıl tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. “2021'de bin 858 kitap yasaklanırken, geçen yıl 2 bin 571 kitap sansüre tabi tutuldu.” Şu anda yasaklanan kitaplar arasında, romancı Margaret Atwood'un “Damızlık Kızın Öyküsü”, Toni Morrison'un “Sevilen” ve Anne Frank'ın “Hatıra Defteri” bulunuyor.
“Bırak Amerika Okusun” kampanyasıyla Emmy Ödülü kazanan Margolis: “Tarih gösteriyor ki iyi fikirler rekabetle güçlenir, tıpkı hükümetlerin konumunun tartışmayla güçlenmesi gibi. Kitap yasaklamak, otoritesinin sarsılacağından korkan liderlerin çok eskiden kullandıkları bir yöntemdi. Kitap yasaklamak zayıflıktan kaynaklanan bir şiddet gösterisinden başka bir şey değil ve biz zayıf bir halk değiliz. Kitap yasaklarıyla mücadele etmek gücümüzü gösterecek ulusal bir görevdir” dedi.
Şarku’l Avsat’ın Tribune Medya Ajansı'ndan aktardığı habere göre, kampanya, bir web sitesi (LetAmericaRead.org) oluşturarak, insanlardan Amerika'nın Yasaklı Kitaplar Listesinden bir kitap seçmelerini ve sosyal medyada @LetAmericaRead ve #LetAmericaRead linkleriyle birlikte kitabın kendileri için önemini anlatan bir video yayınlamalarını istedi.
Yaşam Okulu’ndan dersler: Alain de Botton’un 4 eserihttps://turkish.aawsat.com/ya%C5%9Fam/5110778-ya%C5%9Fam-okulu%E2%80%99ndan-dersler-alain-de-botton%E2%80%99un-4-eseri
Yaşam Okulu’ndan dersler: Alain de Botton’un 4 eseri
Alain de Botton, yazdığı kitaplar kadar verdiği konuşmalarla da tanınıyor (TED/YouTube)
Minerva’nın Baykuşu bu hafta, Britanyalı yazar ve felsefeci Alain de Botton’un kitaplarını takip ederek yaşama sanatının farklı boyutlarına doğru bir yolculuğa çıkacak.
İsviçre doğumlu de Botton, felsefeyi gündelik yaşamda karşılaşılan açmazlara ışık tutmak için kullandığı eserleriyle tanınıyor.
Kitapları kadar konferans ve panel konuşmalarıyla da tanınan 55 yaşındaki düşünür, 2008’de Londra’da kurduğu School of Life’la da (Yaşam Okulu) düşüncelerini birçok kişiye ulaştırdı. 2014’te İstanbul’daki Bilgi Üniversitesi'nde de bir şube açan oluşum, 2022’de bu ofisi kapatmıştı.
De Botton’un Çalışmanın Mutluluğu ve Sıkıntısı’nın yeni çevirisi, Everest Yayınları etiketiyle ocakta okurlarla buluştu. Bu vesileyle yazarın öne çıkan 4 eserini ele aldık.
Çalışmanın Mutluluğu ve Sıkıntısı
Çalışmanın Mutluluğu ve Sıkıntısı’nda de Botton, modern üretim süreçlerinden örneklerle yabancılaşma, yalnızlık ve iş-hayat dengesi ilişkilerini inceliyor.
Bu yolculukta de Botton, bir bisküvi fabrikasından kariyer danışmanlığı birimine, kargo gemilerinden roket üslerine kadar çeşitli yerlere giderek, çalışmanın hayatımızdaki yerini ve etkisini birçok farklı açılardan masaya yatırıyor.
İnsanın çok yönlülüğüyle hayatı boyunca tek mesleğe sıkışıp kalmışlığı arasındaki çelişkilerin doğurduğu huzursuzluk ve tatminsizlik üzerine vurucu gözlemler de paylaşılıyor. Milyarlarca insan yaptığı binbir çeşit işle dünyanın çarklarını nasıl döndürüyor? İşimizden duygusal tatmin elde edebiliyor muyuz? İş, gerçekten “anlamlı” bir hayat için olmazsa olmaz mı?
Ünlü belgesel fotoğrafçısı Richard Baker’ın karelerinin eşlik ettiği kitapta bu ve benzeri birçok soruyla da karşılaşıyoruz.
Başlığını Ortaçağ filozoflarından Boethius’un 6. yüzyılda yazdığı Felsefenin Tesellisi’nden alan kitap, gündelik sorunlarla mücadelede felsefeyi bir rehber olarak benimsiyor.
Boethius, Hıristiyan düşüncesini ve klasik felsefeyi şekillendiren önemli eserini hapishanede kaleme almış, felsefeyi varoluşun derin sorularına ışık tutmak için kullanmıştı.
De Botton da bu geleneği yeniden canlandırarak, felsefenin gündelik hayatımızda karşılaştığımız güçlüklerle başa çıkabilmek için bize ne ölçüde yol gösterebileceğini tartıyor.
Ekonomik sıkıntılarımızı Epikuros’la, engellerle mücadelemizi Nietzsche’yle, yetersizlik duygularımızla boğuşmamızı da Montaigne’le girdiğimiz diyaloglarla çözümlüyoruz. Sokrates, Seneca ve Schopenhauer da bu yolculukta okura eşlik ediyor.
Kitap, Britanyalı medya kuruluşu Channel 4 tarafından 2000’de 6 bölümlük bir mini diziye de dönüştürülmüştü.
İngilizceden çeviren: Banu Tellioğlu Altuğ, 309 s., 2022, Sel Yayıncılık
Aşk Üzerine
De Botton’un ilk romanı Aşk Üzerine’yi okuyanların, anlatılanlarda kendi romantik ilişkilerinden parçalar bulması işten bile değil.
Kurmaca ve deneme arasında gidip gelen tarzıyla ikili ilişkilerin girift yapısını katman katman inceleyen Aşk Üzerine, okuru sevmek, kaybetmek, kıskanmak, özlemek ve kabullenmek üzerine derin bir yolculuğa çıkarıyor.
De Botton, Aşk Üzerine'yle kurmaca alanında da adından bahsettirdi (Laphams Quarterly)
Platon’dan Wittgenstein’a, Tolstoy’dan Stendhal’a felsefeci ve edebiyatçıların düşünceleriyle kendi keskin gözlemlerini ustalıkla birleştiren de Botton, ilişkilerin karakterimizi nasıl dönüştürdüğünü çarpıcı şekilde anlatıyor. İlişkilerin özüne dair şu minvaldeki tespitler de cabası:
Aşkın sonu başlangıcında saklıdır aslında, yıkımın ipuçları aşk doğduğu sırada önceden kendini göstermiş gibidir.
Bu romanın devamı, 2016’da yayımlanan Aşk Dersleri’yle geldi.
İngilizceden çeviren: Ahu Antmen, 256 s., 2022, Everest Yayınları
Statü Endişesi
Statü Endişesi, toplum tarafından el üstünde tutulma arzumuzun ve hayatta başarısızlığa uğrama korkumuzun öyküsünü anlatıyor.
Yaklaşık 20 yıl önce yayımlanan kitap, sosyal medyanın popüler psikoloji reçeteleri ve motivasyon konuşmalarından geçilmediği bu dönemde öneminden hiçbir şey kaybetmiyor.
Toplumda yer edinme, mevki kazanma ve saygı görme arzularımızın tarihsel ve düşünsel kökenlerini ele alan de Botton, statü endişesinin yol açtığı ruhsal ve davranışsal sorunları 5’e ayırarak, bunlara felsefe ve sanat cephesinden yine 5 başlıkta çeşitli çözümler öneriyor.
Statü Endişesi'nde mercek altına alınan konular, günümüzde akut hale gelmiş birçok sorunla ilgili farklı bakış açıları sunuyor (Reuters)
“Statü endişesi bizi fena halde kedere ve hüzne sürükleme olasılığı taşır” diyen de Botton, başarının da başarısızlığın da aslında bir anda değişebilen durumlar olduğunu hatırlatıyor:
Toplumdaki konumumuz elde ettiğimiz başarılara göre belirlenir. Başarısız olmamız ise pamuk ipliğine bağlıdır. Falanca konuda ahmaklık etmemiz, filanca bilgiden yoksun oluşumuz, ülke ekonomisi ya da iş arkadaşımızın kötü niyeti bizi kolayca başarısızlığa sürükleyebilir. Ve bir kez başarısız olduk mu bizi yiyip bitiren bir aşağılık duygusu baş gösterir: dünyayı aslında değerli bir varlık olduğumuza ikna edemediğimizi, sonsuza dek başarılı kişileri buruklukla, kendimizi de utançla anmaya mahkum edildiğimizi düşünürüz.
İngilizceden çeviren: Ahu Sıla Bayer, 332 s., 2023, Sel Yayıncılık
Antik Roma’da köleyken azat edildikten sonra kendi felsefe okulunu kuran Epiktetos, filozofları hekim olarak görür. Ona göre felsefeci, soyut problemlerde kaybolan bir münzevi değil, doğru yaşamanın yol haritasını çıkararak aklı dinginleştirmeyi ve ruhu sağaltmayı hedefleyen bir doktordur.
Stoacılardan, Montaigne’e kadar uzanan bu anlayışta felsefeyi akademinin cenderesinde yok olmaktan kurtarıp bir “yaşam okuluna” dönüştürme çabası var. De Botton da gerek düşünceleri gerek üslubuyla günümüzde bu okulun en güçlü temsilcilerinden:
Sanat da felsefe de, farklı yöntemler kullanmasına karşın aynı amaca hizmet eder: ikisi de, acıyı bilgiye dönüştürür.