Doğu'nun prensi, ulusun umudu ve erdemli bir devletin kurucusu: Muhammed bin Selman

Suudi Arabistan Veliaht Prensi’ni etkili bir küresel simge yapan özellikleri.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman.
TT

Doğu'nun prensi, ulusun umudu ve erdemli bir devletin kurucusu: Muhammed bin Selman

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman, adını küresel çapta en etkin iismler ve semboller listesine yazdırdı. Ülkesinde her alanda etki bırakan bir ‘devrime’ önderlik edip Suudi Arabistan'ı dünyada siyasi, ekonomik ve sosyal alanlarda söz sahibi bir ülke haline getirdi. Onunla birlikte Riyad, adını herkesin takip edeceği erdemli devletin başkenti için bir model olarak belirlendi. Siyasi, ekonomik ve kalkınma sorunlarını çözemeyen ülkelerinde ve kronikleşmiş özgürlük ve insana yakışır yaşam arayışlarına karşı birçok ülkenin vatandaşlarının gösterilerinde Veliaht Prens’in adını ‘Muhammed bin Selman gibi bir yönetici istiyoruz’ diyerek tekrar etmesine ve onun fotoğraflarını yükseltmesine neden olan da budur.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi, ülkesindeki ikinci isim olduğundan beri her türlü yolsuzluğun, çağın belası ve kalkınmanın önünde bir engel olduğu gerçeğinden hareketle, yolsuzlukla (finansal, entelektüel ve kültürel biçimleriyle) mücadeleyi önceliklerinden biri haline getirdi. Bunu dünyada başka hiçbir ülkenin sahip olmadığı belgelere sahip bir ülkede, gün boyu milyarlarca kişinin ziyaret ettiği Müslümanların kıblesinin, Haremeyn-i Şerîfeyn’in varlığıyla, petrol ve minerallerden oluşan çeşitli doğal kaynakları topraklarında barındırmasıyla ve binlerce yıllık bir kültürel mirasa ve hazinelere sahip olmasıyla güçlendirdi.
Genç Veliaht Prens, başkent Riyad'daki ‘laboratuvarında’ ve Suudi Arabistan’ın diğer şehir ve bölgelerindeki şubelerinde ‘gizli bir karışım’ buldu. Hâkim olana, alışılmışa ve sabit olana karşı değişimin özelliklerini taşıyan, her yöne giden hızlı bir trene bindi. Ülkesinin elindeki verilerden yararlanarak geleceğin devletinin inşası için bir plan çizdi, bölgesel ve uluslararası sahneleri izledi, sahaya çıktı ve etkili bir oyuncu oldu. Ayrıca yerel, bölgesel ve uluslararası ‘arşivleri’ ziyaret etti. Eski ve yeni dosyaları gözden geçirdi ve onları dikkatli bir şekilde okudu, birçoğunun mevcut koşulların gerektirdiği şekilde yeniden gözden geçirilmesi ve ele alınması gerektiğine dikkat çekti. Kendisinden önce ülkesinin, bölgesinin ve milletinin çıkarlarını gözeterek ve bu amacı gerçekleştirmeye çalışıp okuyarak niyetini anlama yeteneğine sahip, yurt içinden ve yurt dışından bakanlar ve danışmanlardan oluşan bir heyet oluşturdu. Dosyaları onlara dağıttı ve onlar da doğrudan onun gözetiminde, başta ülkenin kapsamlı kalkınması ve tek gelir kaynağı olarak petrole bağlı olmayan yeni gelir arayışları konusu olmak üzere dosyaları incelediler. Veliaht Prens, bu meselenin meşruiyete ve belirleyicilere ihtiyaç duyduğunu dirayeti ve ileri görüşlülüğü ile anladı ve böylece  ülkenin her yönüyle kalkınma yolunu belirleyen ‘Vizyon 2030’ oldu. Suudi Arabistan, kalkınmanın tüm yönlerini kapsayan bir atölyeye dönüşürken, dünya gerçeklerin yüzeyinde ulaştığı hedefleri gördü.
Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın, ülkelerin tek taraflı olarak kalkınma hedef ve gereksinimlerine siyasi ve ekonomik olarak ulaşamayacaklarına olan inancı nedeniyle mesele İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ortaya çıkan ekonomik bloğun uygulanmasını gerektiriyor. Veliaht Prens, ülkeler arasındaki ticari alışverişi teşvik etmeyi, malî ve parasal politikaları koordine etmeyi, ürünlerin korunmasını sağlamayı, acil ve ani ekonomik sorunlar ve krizlerle yüzleşmeyi hedefliyor. Kendisi, bu talebi önüne koydu. Çünkü bunun çok önemli siyasi, ekonomik ve kültürel hedeflere ulaşacağına inanıyor. Bu amaçla bu yönde akan girişimlere odaklandı ve ülkesinin sahip olduğu imkânlardan yararlanarak geleceğin devletini inşa etti. Herkes, Veliaht Prens'in bir tür önemli blok olan yeni bir Ortadoğu'nun kurulması için yaptığı ilk çağrıyı ve ardından saygın ülkelerle ittifaklar kurmak ve ekonomik ve ticari anlaşmalar imzalamak suretiyle temsil ettiği başka bir girişimi hatırlıyor.
Kararın bağımsızlığı konusu, türü ne olursa olsun her ülke için temel bir dayanak olarak kabul edildiği gibi, Suudi Arabistan kararının bağımsızlığı da tarihsel evreleri boyunca ülkedeki yönetimin en önemli hedefi oldu. Ancak yerel, bölgesel ve uluslararası mevcut koşullar ışığında daha da önemli hale gelmiştir. Prens Muhammed bin Selman, Suudi siyasi kararının tam bağımsızlığını elde etmeyi başardı ve ülkesini yükselen bir Arap gücü ve her alanda hesaba katılması gereken uluslararası bir güç haline getirdi.
Bu doğrultuda Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman, onlarca yıldır Suudi Arabistan, Körfez ülkeleri ve diğer Arap ülkeleri için tehdit oluşturan, belki de en önemlisi komşu meselesi olan çetrefilli konuları ele aldı. Kendisi, diyalog yoluyla siyasi bir çözümün kesin çözüm olduğuna inanıyordu. Zira İran gibi bir ülkenin kadim bir tarihe ve medeniyete sahip olduğu düşünülürse, doğrudan askeri çatışmalarla söz konusu ihtilaflar çözülemez. Bu çözümün bir tür pervasızlık ve maceracılık olduğuna ve savaşın galibi olmadığına ikna olarak, masada çözülebilecek sorunlarla devletlerin haritadan silinemeyeceğini vurguladı. Veliaht Prens, ABD ve İsrail'in İran'ı vurma tehditlerine aldırış etmedi ve bunun siyasi bir şantaj ve onlarca yıl önce ortaya atılan, adeta çocukları korkutmak için söylenen bir ‘öcü’ olduğuna ikna oldu. İki ülke (Suudi Arabistan ve İran) arasındaki barışma ve yıllar önce kopan ilişkilerin yeniden tesis edilmesi, onun dirayeti ve ileri görüşlülüğü ile gerçekleşti. Veliaht Prens ayrıca Suriye'yi ve ondan önce de Irak'ı Arap dünyasına geri döndürmeyi başardı.
Küresel yansımaları olan önemli bir yerel boyutta, Prens Muhammed bin Selman'ın yıllardır uygulanan kanunların yerini alacak bir kişisel hal ve ceza kanunları sistemini onaylamak için çıkış noktası, Kur'an-ı Kerim'in her zaman ve her yerde geçerli olduğuna ve ülkesinin hukuki yönden Kur'an-ı Kerim ve mütevatir hadis metinlerini uygulamakla yükümlü olduğuna olan inancından kaynaklanıyor. Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı, ortaya koyduğu vizyonun hedeflerine ve başarıya ulaşması için açık dini sabitelere halel getirmeksizin, dini söylem de dahil olmak üzere mevzuatın gözden geçirilmesi gerektiğini öngördü.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi'nin tamamlayıp kapattığı tüm bu çalışmalar, kazanımlar ve dosyalar, yalnızca değişim ve inisiyatif karizmasına sahip seçkin bir liderin, ender niteliklere sahipken üstesinden gelebileceği ciddi başarılar, büyük işler ve sıcak dosyalardır. Bununla ilgili olarak Sosyoloji ve Suudi Tarihi araştırmacısı olan ve bu doğrultuda onlarca kitap yazan Dr. İsmail es-Selamat, Şarku’l Avsat'a şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bilinmektedir ki insan, Allah'ın kendisi için takdir ettiği yeteneklerle doğar ve bu yetenekleri kendisine fayda sağlayacak bir alana yatırabilir veya bu nimetlerden yararlanmadan, etrafındakilere fayda vermeden olduğu gibi ‘hammadde’ olarak bırakır. Allah'ın bu millete lütuflarından biri de onu olağanüstü nitelik ve yeteneklerle doğmuş genç bir prens ve seçkin bir lidere emanet etmesidir. İyi terbiye, hünerlerinin çokluğu, dengeli şahsiyeti ve kuvveti, kendisini geliştirmesine ve en güzel şekilde sergilemesine vesile olmuştur. Ayrıca olumlu kişisel hırs, başarı arzusu, iyilik sevgisi ve halkı için umut verici bir gelecek inşa etme güdüsüyle hareket ettiği için, fayda ve iyilik ona nüfuz etti. Suudi Arabistan Veliaht Prensi, bugün Arap insanının ‘erdemli şehirde’ yaşama hayalini gerçekleştirmesinde en büyük rolü oynayan iyi huylu niteliklere ve benzersiz özelliklere sahipti. Veliaht Prens, yıllarca parçalanmışlık, bölünmüşlük, kayıp ve zayıflık yaşayan ulustaki her bir bireyin umudu olarak geldi. Çevresindeki küresel güçler tarafından kendisine zorbalık edildi ve hafife alındı. Arap vatandaşlarının bugün çoğu ülkede cehalet, yoksulluk, fakirlik, adaletsizlik, yerinden edilme ve evsizlikten mustarip olduğu yerde, Veliaht Prens'in elde ettiği başarılar, bu milletin evlatlarını kendi şahsında bir ışık ve mevcut acı gerçeklikten kurtuluşları için bir umut haline getirdi.”
Arap insanının elde etmek istediği her şeyi onun şahsında bulduk. Bu, buzdağının görünen kısmıdır, çünkü büyükler tam anlamıyla tarif edilemez. İşte milletin ilerlemesinde büyük rolü olan, önemli noktalarla temsil edilen özelliklerle kemal ve fazilet yoluna el koyan başlıklardan bazıları:
Birincisi sorumlu hükümdarın niteliği. Genç bir prensi diğerlerinden ayırt edebilecek, onu çalışmaya, çabalamaya, sebat etmeye ve istediğini elde etmeye teşvik edebilecek en önemli şeylerden biri sorumluluk ve özen duygusudur. Dürüstlüğüne ve bağlılığına güvenmek, ilkelerine, sorumluluklarına ve değerlerine olan bağlılığının boyutunu görmek, ekip çalışmasını motive etmek, çabalarının ve vizyonunun nelere yol açacağına güvenmek anlamına gelen dürüstlüğün reçetesi budur.
Başarılı ve ilham verici bir lider ne istediğini ve nereye gittiğini bildiği için Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın güvenilirliğini Vizyon 2030'u takip eden proje ve planlarda görüyoruz. Yücelik, gelişme ve refah yolunda yürümek… Başarılı bir liderin sözlüğünde şans kelimesi bulunmaz. Aksine çalışkandır ve dikkatli bir planlamayla çalışır. Veliaht Prens planlanandan, uygulanandan ve takip edilenden daha iyidir. Suudi Arabistan Veliaht Prensi'nin sahip olduğu prestij, onun öncü niteliklerinden biridir. Çünkü kişiliği hürmet, saygı ve yüce bir konumla karakterize edilir. Halkı ve dostları ona saygı duyarken, düşmanları ondan çekinir.
Prens Muhammed bin Selman, doğru adamı doğru yere yerleştirir; yetkinlikleri seçer ve adaleti gerçekleştirir. Başkalarıyla anlamlı ve etkili iletişim kurma konusundaki keskinliğine ek olarak Veliaht Prens iyi bir dinleyicidir. Bu nedenle aldığı kararlar doğru ve beyan ettiği görüşler akıllıcadır.
Empati, modern geleneğimizde duygusal zekâ olarak adlandırılabilecek şeydir ve bir liderin zafere giden yolunda ve toplumu ile destekçilerinin ilerlemesinde ihtiyaç duyduğu en önemli şeydir. Böylece başkaları gibi hissedebilir ve onlarla en iyi şekilde iletişim kurabilir. Satır aralarını okuma, sonuçları ve sorunları tahmin etme, olumlulara odaklanma ve olumsuzluklardan uzak durma konusunda geniş beceriye sahip olan Veliaht Prens’in azmi yüksektir ve onun kişiliğini diğerlerinden ayıran bu özelliğidir. Azminin sınırı yoktur. Onun kendini geliştirmesi de hiçbir zaman durmaz ve durmayacaktır. Üstesinden gelip onları aşana kadar zorlukları çekmeye devam edecektir. Suudi Arabistan Veliaht Prensi ilham verici bir insan olarak nitelendiriliyor.
Başarılı bir lider, kendi yeteneğinin ve ilhamının yanı sıra her biri kendi yetenek ve becerisine göre başkalarına ellerinden gelenin en iyisini yapmalarını sağlayarak, onları cesaretlendirip motive ederek ve onlara en iyi fırsatları sunarak ilham verebilir Bunun ilk adımı, enerjileri ve potansiyelleri patlatmak için uygun koşulları sağlamaktır. Veliaht Prens'in, yetenekleri, koşulları ve enerjileri ne olursa olsun, tüm halkına fırsatlar sağlamayı ve onları çeşitlendirmeyi amaçlayan planlarında gördüğümüz buydu.
Suudi Arabistan Veliaht Prensi, zorlukları engel olarak görmediği için risk alma becerisine de sahiptir. Daha ziyade gerekli olanı elde etmek için adımlar atılması gerekir ve görev ne kadar zorlaşırsa, o kadar yaratıcı ve kararlı olur. Bu tür bir liderin ana özelliği hırsıdır. Kendi başına risk almayı sevmez ancak hedeflerine ulaşmak için konfor alanından çıkmak ister. Veliaht Prens Muhammed bin Selman, bir ekibin çalışmasına olan ilgisi, sorumluluk ve iyi yönetimin tamamlayıcılarından biri olmasıyla öne çıktı. Zira bir ekibi yöneten ve terfi ettiren en iyi kişi oydu. O, halkı arasındaki fikri bağları kuvvetlendirmiş, doğrudan veya dolaylı olarak tüm kurum ve kuruluşları ve bunların çalışma metodolojisini takip etmişti. Kurum ve kuruluşlarda çalışanlar arasında sevgi, iş birliği ve motivasyon ruhunu, ödül verme ve adalet yasası aracılığıyla yaydı. Bu da başarılı bir hükümete ve organlarının sonsuz bir gelişme içinde olmasına neden oldu.
Prens Muhammed bin Selman açıklığı kendine motto edinmiştir. Ülkesini kalkındırmak için izlediği yapıcı politika ve vizyon, ötekini kabul etmek, vizyonları çeşitlendirmek, halkının ve dininin temel sabitelerini koruyarak ve gelişme sürecine katkı sağlayan her şeyden faydalanmak anlamına gelen açıklığın ana direğidir. Veliaht Prens'in sahip olduğu nitelikler ve yetenekler, tarihteki büyük isimlerden herhangi birinde nadiren bulunur. Bu dengeli, düşünceli ve bilge bir açıklıkla onu açık fikirli ve kendi halkının, daha doğrusu tüm ulusun umudunu temsil eden biri yapar.
Eğitim, herhangi bir toplumun kurulmasında, gelişmesinde ilk yapı taşı ve kişisel, entelektüel, uluslararası gelişmeye ve parlak, müreffeh bir geleceğe ulaşmanın ilk yolu olduğundan Prens Muhammed bin Selman, bireyin, ailenin ve toplumun gelişmesinde bu yönün gerekliliğine inandığı için ülkedeki bilimsel sürecin gelişmesine engel olmayan planları ve dev projeleri onayladı. Dev projeleri rehabilite edip organize ederek, hayalleri ve özlemleri gerçeğe dönüştürerek turizmi de ülke ekonomisinin kollarından biri haline getirdi. Hayallerin ve projelerin tutsağı olmaz ve hayata geçirilebilmesi için cesur bir lider olması gerekir.
Araştırmacı Selamat konuya dair şunları vurguladı:
“Arap uygarlığımıza veya Ortadoğu denilen, Biladu'ş-Şam, Arap Yarımadası, Anadolu, Mısır, İran ve Irak'ı içine alan bölgemize bakmak ve modern uygarlığın başarılarını övmek istersek, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın yıldızını doğuda dolunay gibi parlarken buluruz. ‘Prens’ unvanını tüm anlam standartları ile ölçersek, Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın prensliğin tüm niteliklerine sahip olduğunu görürüz. Coşku ve yaratıcılıkla fışkıran muazzam bir enerjiye, hayallerin ve özlemlerin ufuklarında uçma yeteneğine sahip azimli bir genç adam, ‘Doğu’nun Prensi’ unvanını almayı hak ediyor.”



Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

TT

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, Hamaney'e Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını iletti

Suudi Arabistan Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman, İran'a gerçekleştirdiği resmi ziyaret kapsamında Perşembe günü Tahran'da İran Lideri Ali Hamaney ve Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan ile bir araya geldi.

Suudi yönetiminin direktifleri doğrultusunda Hamaney ile görüştüğünü ve kendisine İki Kutsal Caminin Hamisi Kral Selman bin Abdülaziz'in yazılı mesajını ilettiğini belirten Suudi Savunma Bakanı, “X” platformundaki hesabından yaptığı paylaşımda liderle ortak ilgi alanlarına giren konuları ele aldıklarını ve iki ülke arasındaki ikili ilişkileri gözden geçirdiklerini ifade etti.

İran'ın Tasnim haber ajansı Hamaney'in görüşme sırasında “Suudi Arabistan ile ilişkilerimiz her iki ülke için de faydalı ve birbirimizi tamamlayabiliriz” dediğini aktardı.

Ajans, Hamaney ile yapılan görüşmeye İranGenelkurmay Başkanı General Muhammed Bakıri'nin de katıldığını belirtti.

Dün Tahran'da General Bakıri ile bir araya gelen Prens Halid bin Selman, İran haber ajanslarının aktardığına göre Pekin Anlaşması'nın imzalanmasından bu yana Suudi Arabistan'la ilişkilerin giderek güçlendiğini ve geliştiğini söyledi. Bakıri, Tahran ve Riyad'ın bölgesel güvenliğin sağlanmasında önemli bir rol oynayabileceğini belirterek ülkesinin Suudi Arabistan'la savunma ilişkilerini geliştirmeye hazır olduğunu ifade etti. Tasnim'e göre İran, Suudi Arabistan'ın Gazze ve Filistin konusundaki tutumunu memnuniyetle karşılıyor.

sdfgrthyu
Prens Halid bin Selman Perşembe günü İran Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ile görüşmek üzere Tahran'a vardığında İran tarafından resmi törenle karşılandı (AP)

Ziyareti değerlendiren siyasi çevrelere göre Suudi bakanın ziyareti her iki ülkeyi de ilgilendiren bölgesel ve uluslararası gelişmelerin yaşandığı bir döneme denk geliyor.

Savunma Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada Prens Halid bin Selman'ın resmi bir ziyaret için geldiği ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ikili ilişkiler ve ortak ilgi alanlarına giren konuların ele alınacağı bir dizi görüşme gerçekleştireceği belirtildi.

Suudi siyasi analist Abdüllatif el-Melhem, Suudi Savunma Bakanının İran ziyaretinin, Suudi yönetiminin Pekin anlaşmasına bağlılık çerçevesinde iki ülke arasındaki ilişkileri güçlendirme ve geliştirme, ortak çıkarlarını gerçekleştirmek ve iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin pekiştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla Riyad ve Tahran arasındaki koordinasyon ve işbirliği düzeyini yükseltme isteğini yansıttığını düşünüyor.

sxcdfrgt
Prens Halid bin Salman dün (Perşembe) Tahran'da İran Cumhurbaşkanı ile bir araya geldi. (EPA)

Suudi liderliğinin bölgede barış ve refahı sağlamayı ve bölgeyi çatışmalar aşamasından istikrar ve güvenlik aşamasına taşımayı ve bölge halklarının daha iyi bir refah, zenginlik ve ekonomik entegrasyon geleceğine yönelik özlemlerini gerçekleştirmeye odaklanmayı amaçladığını belirten Melhem, Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesinin, Suudi Veliaht Prensi'nin “bölgede barış, güvenlik, istikrar ve refahı sağlama ve halklarının özlemlerini karşılama” çabalarının meyvelerinden biri olduğunu kaydetti. Melhem, ziyaretin Suudi Arabistan ile İran arasındaki ikili ilişkileri güçlendirmeye yönelik devam eden diplomatik çabaların bir parçası olduğunu belirtti.

Bir dizi toplantı

Ziyaret, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Selman ile bölgedeki gelişmeleri ele aldıkları ve ortak ilgi alanlarına giren bir dizi konuyu gözden geçirdikleri bir telefon görüşmesi gerçekleştirmesinin üzerinden iki haftadan kısa bir süre geçmesinin yanı sıra Suudi Dışişleri Bakanı'nın Pazartesi günü İranlı mevkidaşıyla yaptığı telefon görüşmesinde bölgedeki gelişmeleri ve sarf edilen çabaları gözden geçirdikleri ikili istişarelerin ardından gerçekleşti.

dfgthy
Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref arasında Kasım 2024'te düzenlenecek Arap-İslam Zirvesi çerçevesinde gerçekleşen görüşme (SPA)

Suudi Savunma Bakanı'nın Tahran ziyaretinde bölgedeki son gelişmelerin ele alınması ve bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili görüş alışverişinde bulunulması bekleniyor. Resmi haber ajansı IRNA'ya göre ziyaret öncesinde, geçtiğimiz Cumartesi günü Umman'ın başkenti Muskat'ta gerçekleştirilen ABD-İran görüşmelerinin ilk turu ve 48 saat önce yine Cumartesi günü Muskat'ta yapılacak bir sonraki turun yanı sıra Suudi ve ABD taraflarının geçtiğimiz hafta beş istasyonda gerçekleştirdikleri bir dizi siyasi ve güvenlik istişaresi gibi bir dizi gelişme yaşandı.

Ziyaret, merhum Prens Sultan bin Abdülaziz'in Mayıs 1999 başında Tahran'a yaptığı ve dört gün süren ve üst düzey İranlı yetkililerle bir araya geldiği ilk ziyaretin ardından, 1979'dan bu yana bir Suudi savunma bakanının İran'a yaptığı ikinci ziyaret olması bakımından tarihi bir önem taşıyor.

Suudi Savunma Bakanı, “Pekin Anlaşması” ve 10 Mart'ta iki ülke arasındaki tarihi uzlaşı ve ilişkilerin Çin himayesinde yeniden başlatılmasının duyurulmasının ardından İran'ı ziyaret eden en önemli Suudi yetkililerden biri.

dfgt
Prens Halid bin Selman Perşembe günü Tahran'da General Bakıri ile bir araya geldi (AP)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan, Tahran'a ilk ziyaretini Haziran 2023'te gerçekleştirmiş ve bu ziyaret sırasında iki ülke arasındaki ilişkilerin normal olduğunu ve iki ülkenin İslami kardeşlik ve iyi komşuluk bağlarıyla birleşmiş, bölgenin önemli ülkeleri olduğunu vurgulayarak bağımsızlık ve egemenliğe tam ve karşılıklı saygı, içişlerine karışmama, uluslararası hukuk ilkeleri, Birleşmiş Milletler Şartı ve İslam İşbirliği Teşkilatı gibi açık bir temele dayandığını belirtmiştir.

Eski Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, dönemin Dışişleri Bakanı adayı Ali Bakıri Kani ve şimdiki Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin yanı sıra Kasım 2023'teki Ortak Arap-İslam Zirvesi'ne katılmak üzere eski İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve 2024 Ortak Arap-İslam Takip Zirvesi'ne katılmak üzere Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı Muhammed Rıza Aref de dâhil olmak üzere bir dizi İranlı yetkili Pekin Anlaşması'nın ardından Suudi Arabistan'a benzer ziyaretlerde bulundu.

“Pekin Anlaşması” Taahhütleri

Pekin Anlaşmasını takip etmek üzere kurulan Suudi-Çin-İran Üçlü Ortak Komitesi, ilki Aralık 2023'te Çin'in başkenti Pekin'de, diğeri ise Kasım 2024'te Riyad'da olmak üzere iki toplantı gerçekleştirmiş ve bu toplantılarda iki ülke Pekin Anlaşmasını tüm maddeleriyle uygulama kararlılıklarını ve Birleşmiş Milletler Şartı, İİT Şartı ve devletlerin egemenliği, bağımsızlığı ve güvenliğine saygı da dâhil olmak üzere uluslararası hukuka bağlılık yoluyla ülkeleri arasında iyi komşuluk ilişkilerini teşvik etme çabalarını sürdürdüklerini vurgularken, Çin de Suudi Arabistan ve İran'ın Pekin Anlaşmasını geliştirme yönünde attıkları adımları desteklemeye ve teşvik etmeye devam etmeye hazır olduğunu açıklamıştır.

İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Mecid Taht Revançi Şarku'l Avsat'a verdiği demeçte İran ve Suudi Arabistan'ın büyüyen ve istikrarlı bir bölgede barış ve huzuru tesis etme niyetinde olduğunu, bunun da “mevcut tehditlerin üstesinden gelmeyi amaçlayan ikili ve bölgesel işbirliğinin sürdürülmesini ve geliştirilmesini” gerektirdiğini belirterek “İran-Suudi eylemlerinin kalkınma, barış, bölgesel ve uluslararası güvenlik çerçevesinde başarılı bir uluslararası ikili ve çok taraflı işbirliği modelini taçlandırdığını” ve iki tarafın tarihi bağlara dayanarak çeşitli siyasi, güvenlik, ekonomik, ticari ve konsolosluk alanlarında işbirliğini geliştirmeye devam ettiğini söyledi.