Kurucusundan torununa iki biat arasında Suudi Arabistan

Kral Abdülaziz’e biatın 100. ve Muhammed bin Selman’a biatın yıldönümü

Kurucu kral Abdulaziz bin Abdurrahman Al Suud, 1938’de Hac sırasında siyasi bir konuşma yapıyor. Solunda, çocukluk dönemindeki Kral Selman var
Kurucu kral Abdulaziz bin Abdurrahman Al Suud, 1938’de Hac sırasında siyasi bir konuşma yapıyor. Solunda, çocukluk dönemindeki Kral Selman var
TT

Kurucusundan torununa iki biat arasında Suudi Arabistan

Kurucu kral Abdulaziz bin Abdurrahman Al Suud, 1938’de Hac sırasında siyasi bir konuşma yapıyor. Solunda, çocukluk dönemindeki Kral Selman var
Kurucu kral Abdulaziz bin Abdurrahman Al Suud, 1938’de Hac sırasında siyasi bir konuşma yapıyor. Solunda, çocukluk dönemindeki Kral Selman var

Kral Abdülaziz’in 100 yıl önce ilk biatını aldığı alandan birkaç metre ötede Prens Muhammed bin Selman, Mekke-i Mükerreme’deki Safa Sarayı’nda veliahtlık biatı aldı. 21 Haziran 2017’ye tekabül eden H. 26 Ramazan 1438 Çarşamba günü Kral Selman, Biat Heyeti üyelerinin 34’ünden 31’inin desteğine dayanarak, Prens Muhammed bin Selman’ı veliaht prens olarak seçmek için bir kraliyet fermanı yayınladı. Prens, aynı günün akşamı prensler, alimler, üst düzey yetkililer, askeri liderler ve vatandaşlardan biat aldı.
Altıncı yıldönümü bugünlerde olan Veliaht’a biat ile bir asır önce Kral Abdülaziz’e biat arasında bir karşılaştırma yaptık.
Kral Abdülaziz, Arap Yarımadası’nın farklı bölgelerini bayrağı altında birleştirdikten ve Hicaz’ın ilhakını tamamladıktan sonra, ileri gelenler, Kutsal Toprakların alimleri ve halk kitleleri, MS 8 Ocak 1926’ye tekabül eden H. 23 Temmuz 1344 Cuma namazından sonra Hicaz kralı olarak ona biat ettiler.
Bu yıl 100. yılını dolduran bu biat ayrı bir tarihi andı. Tören, Mescid-i Haram içerisinde, özellikle Haram’ın güney tarafındaki en büyük kapılardan biri olan ve es-Safa Caddesi’ne ve ardından sayın başladığı Safa tepesine uzanan Bab-us Safa’da yapıldı. O zamanlar say yapılan alan, Mescid-i Haram dışında bir toprak çarşıydı. Bu durum, Kral Abdülaziz’in ve sonrasında gelen kral oğullarının Harameynin hizmetine ve mimarisine gösterdikleri ilgiyi gösteriyor. Ancak bu, başka bir hikâye.
Bu tarihi olayda Suudi devletinin yöneticilerinden biri, ilk kez ‘kral’ unvanını taşıdı.

Prens Muhammed bin Selman, Mekke-i Mükerreme’deki Safa Sarayı’nda veliahtlık biatı aldığı sırada (SPA)
Biat, İslam medeniyetini karakterize eden İslami bir ilkedir. Çoban ve sürüsü arasında bir ahit ve sözleşme olarak kabul edilir. Aynı zamanda Yönetim Temel Yasası hükümleri ve ardından Sadakat Konseyi (Biat Heyeti) sistemi tarafından onaylandığı üzere, 300 yıl önceki ilk kuruluşundan bu yana Suudi devletinin anayasal temellerinden biridir. Kral Abdülaziz, yönetiminin temellerini İslam hukuku ilkeleri üzerine attı. Devletini sağlam iyi yönetim temelleri üzerine kurdu ve coğrafi, siyasi, kültürel ve sosyal açıdan benzersiz bir üniter model sundu. Bu devlet, Arap-İslam medeniyetinin gerçek varisiydi. Suudi tarihçi Profesör Muhammed Hüseyin Zeydan, bu durumu “İslam derlerse hörgüç üzerindeyiz, Arapçılık derlerse zirvedeyiz” diye anlatıyor.
Aynı şekilde kurucu kral, öngörülü vizyonuyla, tahta geçiş konusunda da anayasal bir yaklaşım oluşturdu. Bu yaklaşım, kralın sütunlarını inşa etmede ve halefini sürdürmede sağlamlığını kanıtladı. Kendisinden sonra Abdülaziz’in oğulları, bu eşsiz devlet modelini korumuşlardır. Arap ve İslam siyasi mirasının çağdaş versiyonunu sunmuşlardır. Eski yönetim geleneklerini pekiştirmişler ve siyasi uygulamalarını ve anayasal araçlarını geliştirmişlerdir. Ayrıca gelişme ve özgünlük denklemini karıştırmayı başarmışlardır. Krallıkta hükümetin sorunsuz aktarımı, herhangi bir anayasal boşluk veya olağanüstü “hâl ilanı olmaksızın son yüz yılda devam etti.
Bu yıl, devlet tarihinin belirleyici işaretlerinden, siyasi denklemlerinde ve tarihi kararlarında önemli figürlerden biri olan Hâdimu'l-Haremeyn (İki mukaddes mekanın Mekke ve Medine’nin Hizmetkârı) Kral Selman bin Abdülaziz’e biatın sekizinci yıl dönümünü yaşarken tarih sayfaları, ülkeyi bu çok hassas siyasi aşamada yöneten ve Suudi Arabistan Krallığı’nın geleceğine yönelik kapsamlı vizyonu çerçevesinde gücü Abdülaziz’in soyundan gelenlere aktaran kişinin Selman bin Abdülaziz olduğunu yazacak. Kendisi, ülkenin üzerine kurulduğu yaklaşımı koruyarak devleti yeniden yapılandırdı ve gençliğini yeniledi.

Prens Muhammed bin Selman, H. 26 Ramazan 1438 Ramazan’ında Mekke-i Mükerreme’deki Safa Sarayı’nda prensler, alimler, üst düzey yetkililer, askeri liderler ve vatandaşlardan biat aldı (SPA)
Kurucu krala biatın yalnızca bir Suudi için değil, aynı zamanda bölgesel ve küresel olarak da belirleyici bir tarihsel an olduğu gibi Prens Muhammed bin Selman’a veliahtlık biatı da Suudi Arabistan Krallığı tarihinde önemli bir dönüm noktası oldu. Zira onunla birlikte büyük siyasi, ekonomik, kültürel ve sosyal dönüşümler yaşadık ve her düzeyde reformlarda hız kazandık. Ayrıca onun, bölgesel ve uluslararası sahnelerde etkisi oldu. Suudi Arabistan’ın medeni konumunu almasına, krallığı yeniden küresel güç dengelerinde önemli bir figür ve geleceği inşa etme stratejilerinin oluşturulmasında bir model haline getirmesine olanak sağlayacak köklü bir değişimi beraberinde getirdi.
Kral Abdülaziz’in tarihini okuyan kişi, onun büyük kişiliğinin kapsamını, dehasının yüceliğini, ileri görüşlülüğünü ve onu tarihin en büyüklerinden biri yapan diğer niteliklerini net bir şekilde anlar. Onun çocukları, bu niteliklerin çoğunu miras almıştır. Kral Abdülaziz Okulu’nun bir uzantısı ve onun kişiliğinin bir yansıması olan Kral Selman Okulu, Prens Muhammed’in mezun olduğu ve dedesi Abdülaziz’in kişiliğinden ilham alarak yönetim sanatlarını, siyasetin becerilerini ve tarih sevgisini öğrendiği en önemli okuldu. Bu nedenle, prensin kendi yönetim felsefesi, benzersiz siyaset vizyonu ve farklı tarih okuması vardı.
Muhammed bin Selman ile dedesi Abdulaziz bin Abdurrahman arasında birçok yönden benzerlik gösteren bazı örnekleri inceleyebiliriz. Pratik açıdan bakıldığında, tıpkı kurucu kralın radikalizm tehlikesini fark etmesi ve başından beri onunla savaşması gibi, prens de Kral Selman’ın desteği ve rehberliği ile aynısını aynı kararlılıkla yaptı. Toplumsal dönüşümlerle ilgili olarak ise Kral Abdülaziz, bilgisizlikleri nedeniyle bir takım toplumsal grupların kapanması ve otomobiller, uçaklar ve kablosuz cihazlar gibi o dönemde modern icatlar da dahil olmak üzere yeni olan her şeye karşı dünyaya açık olmamalarından ve değişime karşı direnç göstermelerinden mustaripti. Alman tarihçi Dagobert Von Mikusch, konuya ilişkin olarak “İbn Suud, fanatik gericilik ile modern ilerleme arasında bir orta yol bulmayı amaçlayarak, her soruna çözüm bulmayı ve çelişkileri incelikle uzlaştırmayı büyük ölçüde başardı. Böylece ülkesi, dine, geleneklere veya miras kalan alışkanlara halel getirmeksizin tüm modern yeniliklerden yararlanmaktadır” dedi. Profesör Hayreddin el-Zarkali de Kral Abdülaziz’in o dönemde dinin öğretilerine veya örf ve adetlere aykırı olmadıkça tanıtılan ve icat edilen modern yeniliklere ilerleme ve açılım aradığını ileri sürerek bu görüşe katılıyor.
Prens Muhammed, Hâdimu'l-Haremeyn’in desteğiyle, Suudi Arabistan Krallığı için toplumsal dönüşümün önemli olduğunu fark etti ve bu dönemde bunu, Suudi Arabistan Krallığı 2030 Vizyonu’nun dayandığı değişim ve kalkınma öncelikleri arasına yerleştirdi. Ilımlı İslam değerlerine dayanan, vatana ait, İslam kültürü ve Suudi mirasıyla gurur duyan canlı bir toplum, vizyonun temalarından biriydi. Bu bağlamda iki zaman arasındaki fark, toplumun bu dönüşümleri daha kabullenici olması ve yeni yaşam biçimlerine açık hale gelmesi olabilir.
Güvenlik konusunda ise Kral Abdulaziz, güvenliğe kapsamlı şekilde dikkatini verdi. Ülke genelinde güvenliği tesis etme konusundaki arzusunu vurgularken, bir basın açıklaması sırasında güvenlik vizyonunu “Ülke için yalnızca güvenlik ve huzur vardır. Bu yüzden herkesin rahat olmasını ve güven duymasını rica ediyorum. Şeytanların vesveselerine ve bu mukaddes topraklarda asayişin bozulmasına yol açacak heveslere karşı herkesi uyarıyorum” diye özetledi.
Kurucu Kral’ın en büyük başarılarından biri, Arap Yarımadası’nda kaybolan güvenliğin dikkate değer bir hızla sağlamlaştırılması ve yeniden tesis edilmesiydi. Kendisinden sonraki krallar olan oğulları da bu başarıyı korudu. Her biri, her dönemin gelişmelerine uygun olarak güvenliği güçlendirdi ve istikrarı sağlamlaştırdı.
Arap dünyasını önemli düşünürlerinden Emir Şekib Arslan, “Suudi yönetiminin yalnızca geçmiş hüneri kapsamlı ve gölgeli güvenlik hünerleri olsaydı bu, onu övmek için gönüllere hitap etmeye, dilleri sorgulamaya yeterdi” dedi.
Zamanın değişmesi ve gelişmesi, ulusal güvenlik kavram ve yönlerinin gelişmesi, siber uzayın devletler arasındaki çatışma alanlarından biri olarak ortaya çıkması ve bu alana Suudi Arabistan Krallığı’na düşman örgütler ve taraflarca nüfuz edilmesi göz önüne alındığında, Krallığın siber terörle mücadele etme ve toplumu entelektüel atılımlardan koruma ve kitleleri kaos ve istikrarsızlaştırmaya yönlendirme çabalarına ek olarak ulusal siber güvenliğin Kral tarafından ilgi ve dikkat gördüğünü, Veliaht Prens’in denetim ve takibi ile karşılaştığını, ulusal hayati çıkarları, hassas altyapıları ve teknik ve operasyonel sistemleri korumak için Ulusal Siber Güvenlik Otoritesi’nin kurulduğunu söyleyebiliriz. Aynı şekilde veri yönetimi, yapay zeka ve bilgi güvenliği ile ilgili bir dizi devlet kurum ve kuruluşu kurulmuştur. Bilgi Suçları Yasası çıkarılmış, sıkı bir şekilde uygulanmıştır. Bunların tümü, toplumu rahatsız etmek ve Suudi ulusal güvenliğini istikrarsızlaştırmak için organize kampanyalar ve sistematik hedeflerle mücadeleye olanak tanıdı. Bu noktada ‘genişletilmiş güvenlik’, Kral Abdülaziz döneminde oluşturuldu, sonraki devirlerde konsolide edildi ve torunu Muhammed bin Selman tarafından da uzayda kurulumu denetlendi.
Kral Abdülaziz’in sistemik ve hukuki yönlere gösterdiği ilgiyi ve Suudilerin hayatlarının çoğu alanını kapsayan onlarca tüzük ve yasayı hazırlamak ve yürürlüğe koymakla görevli bir dizi ihtisas komitesinin oluşturulmasını karşılaştırdığımızda tablo daha netleşebilir. Bu komite, o dönemde yasal bir devrim ve örgütsel bir patlama oluşturdu. Özellikle ‘yargıçların oluşumu sistemi, mahkemelerin oluşumu sistemi, şeriat davalarını yürütme sistemi, yargı sorumluluklarının yoğunlaşması sistemi, yasal savunma sistemi, ceza sistemi, mahkeme yetkileri sistemi, adli teftiş sistemi, noterler sistemi gibi adalet sistemlerine ve bunların birçoğunun yayınlanmasına özel ilgisi vardı. Bu durumu, Veliaht Prensin kralın direktifleri doğrultusunda Suudi Arabistan Krallığı’nda gelişen sistemlere gösterdiği ilgi ve yargı sistemlerini çağdaş gelişmelere ayak uyduracak şekilde geliştirerek adli işlerin etkinliğini artırma amacıyla adli mevzuat hazırlamak için özel bir komite oluşturulması ile karşılaştırabiliriz. Bu noktada da başka bir benzerlik biçimiyle karşı karşıya kalacağız.
Ama benzerlikten ne kastettiğimin en net örneği olabilecek daha dikkat çekici bir hikâye var. Kral Selman’ın, yolsuzluk vakalarını saymak, soruşturmak ve ilgililerle birlikte gerekli önlemleri almak üzere Veliaht Prens başkanlığında bir yüksek komite kurulması emrini vermesinin ardından, Kraliyet Nişanı’nın ikinci maddesinin üçüncü fıkrasının metninde belirtildiği üzere, başsavcılık, yaklaşık 400 milyar riyale (100 milyar dolardan fazla) ulaşan yolsuzluk davalarına karışan bazı kişilerle uzlaşmaya varıldığını duyurdu. Bu uygulamanın yaklaşık 80 yıl önce yolsuzluk davalarına karışanlara karşı Kral Abdülaziz tarafından ortaya koyulduğunu bilmeyen yoktur. İşte Müsteşar Fuad Hamza’nın o olayla ilgili anlattıkları;
“Riyad’da (MS 1944’e karşılık gelen H. 1363 yılında) kralın, hükümet adına çalışmak için uygulayıcılar tarafından yapılan manipülasyonları keşfettiğini, onların Riyad’a gitmelerini ve el-Masmak Hapishanesi’ne koyulmalarını istediğini öğrendim. 6 ay hapiste kaldıktan sonra kral onları affetti. Ama aldıklarını geri vermeleri şartıyla. 90 bin riyal aldıkları kanıtlandı. Durumlarına acıyarak bunun aralarında taksim edilmesini emretti.”
Tabii ki, başka listelenemeyecek kadar birçok benzerlik var. Ama en önemli özelliği, kurucunun döneminden bu zamana kadar (genişletilmiş vizyon) bu dünya insanının bir fark yaratma yeteneğine sahip olmasıdır. Tıpkı ilk Suudilerin kurucu kralın üniter projesine ve onun devleti inşa etme vizyonuna inandıkları ve Abdülaziz’in onlara aidiyet ruhu ve sadakat duygularını aşıladığı gibi Muhammed bin Selman bin Abdülaziz de Suudi insanının yeteneklerini ortaya çıkardı, onlarda bir coşku duygusu uyandırdı ve vatandaşlık duygusunu, sadakat duygularını ve aidiyet ruhunu artırdı.
Arap milliyetçiliği tarihçisi Profesör George Antonius’un Kral Abdülaziz döneminden sonra Arap Yarımadası’nda bir insanın hayatında meydana gelen değişim ve dönüşümüne ilişkin anlattıklarını okuduğumuz zaman, iki zaman arasındaki benzerliğin boyutunu fark edebiliriz. Şöyle diyor;
“Gerçekleşen değişiklik, Arap Yarımadası Araplarının yaşamında hem kamusal hem de özel tezahürleri açısından köklü bir dönüşüm sağladığı için hükümet sisteminde bir değişiklikten daha fazlasını ifade ediyor.
İnsanların yüzyıllardır alışkın olduğu şeyi birkaç yıl içinde geçersiz kılan bir yönetim sistemi ve sivil görevler fikri ortaya koydu. İslam ahlâkını ve Arap geleneklerini, umumî işlere yön vermede ve toplu ve bireysel davranış kurallarında üstünlüğüne kavuşturdu. Belki de Arap Yarımadası’ndaki İslami daveti takip eden en derin ve belki de en faydalı değişiklikti.”
Kesin olan şu ki, insana yatırım Suudi Arabistan Krallığı’nın tarihi boyunca yaptığı en büyük yatırımdır. Bu konuya ilişkin ayrıntılar uzun. Ama Suudi ruhu, tarihin hareketiyle etkileşime girmiştir. Ben de Suudi Arabistan zamanını, tarihinin mantığına, performansının canlılığına ve vizyonunun mertebelerine göre ortaya koydum.
Suudilerin tarihi çağrıştırdığı ve kıvrımlarında geleceği okuduğu bu ulusal hafızayı Allah muhafaza etsin.



Veliaht Prens ve Jack Sullivan iki ülke arasındaki stratejik anlaşmaları görüştü

Veliaht Prens Muhammed bin Selman (SPA)
Veliaht Prens Muhammed bin Selman (SPA)
TT

Veliaht Prens ve Jack Sullivan iki ülke arasındaki stratejik anlaşmaları görüştü

Veliaht Prens Muhammed bin Selman (SPA)
Veliaht Prens Muhammed bin Selman (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Prens Muhammed bin Salman, ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jack Sullivan'ı bugün Dahran'da kabul etti.

Görüşmede iki ülke arasındaki stratejik ilişkiler ve bu ilişkileri çeşitli alanlarda geliştirme yolları gözden geçirildi. Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri arasında tamamlanmak üzere olan stratejik anlaşma taslaklarının geldiği aşama değerlendirildi. Ayrıca Filistin halkının isteklerini karşılayan iki devletli bir çözüme doğru güvenilir bir yol bulmak için Filistin meselesinde iki taraf arasında üzerinde çalışılan konular ele alındı

Görüşmede ayrıca Gazze'deki durum ve savaşın durdurulması ile insani yardım girişinin kolaylaştırılması ihtiyacı da dâhil olmak üzere bölgesel gelişmeler ele alındı.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi: Filistin devletinin kurulmasını ve uluslararası alanda tanınmasını destekliyoruz

TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi: Filistin devletinin kurulmasını ve uluslararası alanda tanınmasını destekliyoruz

Suudi Arabistan Veliaht Prensi: Filistin devletinin kurulmasını ve uluslararası alanda tanınmasını destekliyoruz

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, ülkesinin, Filistin devletinin kurulmasını ve uluslararası alanda tanınmasını desteklediğini yineleyerek, uluslararası toplumu Gazze Şeridi'ndeki ateşkes çabalarını desteklemeye çağırdı.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Bahreyn'de düzenlenen Arap Birliği Konseyi'nin 33. olağan oturumunda yaptığı konuşmada, ülkesinin Arap meselelerine büyük önem verdiğini belirtti. Veliaht Prens, Suudi Arabistan’ın Kızıldeniz bölgesinin güvenliğinin korunmasının önemini vurguladığını ve deniz seyrüseferinin güvenliğini etkileyen her türlü faaliyetin durdurulması çağrısında bulunduğunu ifade etti.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırısını kınayan bir toplantıya ev sahipliği yaptığına işaret ederek, Riyad'ın Gazze Şeridi'ndeki insani durumun ele alınmasına yönelik çabaları desteklediğini vurguladı. Muhammed bin Selman ayrıca, uluslararası toplumu Gazze Şeridi'nde ateşkes çabalarını desteklemeye çağırdı.

Muhammed bin Selman konuşmasının sonunda Suudi Arabistan’ın anlaşmazlıkların barışçıl yollarla çözülmesi çağrısında bulunduğunu vurguladı.

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Kral Selman bin Abdulaziz'in talimatıyla, bugün (perşembe) Bahreyn’de düzenlenen Arap Birliği Konseyi'nin 33. olağan oturumunun zirve düzeyindeki toplantısına katılacak Suudi heyetine başkanlık etmek üzere Bahreyn’e geldi.


Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Manama'da bölgesel ve uluslararası gelişmeleri ele aldı

 Suudi Dışişleri Bakanı Kuveytli mevkidaşı ile Manama'da görüştü (SPA)
Suudi Dışişleri Bakanı Kuveytli mevkidaşı ile Manama'da görüştü (SPA)
TT

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Manama'da bölgesel ve uluslararası gelişmeleri ele aldı

 Suudi Dışişleri Bakanı Kuveytli mevkidaşı ile Manama'da görüştü (SPA)
Suudi Dışişleri Bakanı Kuveytli mevkidaşı ile Manama'da görüştü (SPA)

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan dün (Salı), Arap Birliği Konseyi'nin zirve düzeyindeki 33. olağan oturumuna hazırlık amacıyla düzenlenen dışişleri bakanları toplantısı çerçevesinde bazı Arap ülkelerinden mevkidaşlarıyla bir araya geldi.

Suudi Bakan, Kuveytli mevkidaşı Abdullah Al-Yahya ile yaptığı görüşmede, iki ülke arasındaki yakın ilişkileri güçlendirmenin yollarını gözden geçirmenin yanı sıra, ortak çıkarları ilgilendiren bölgesel ve uluslararası konulardaki gelişmeleri müzakere etti.

defrvb
Prens Faysal bin Ferhan, Dr. Eymen Safadi ile Manama'da (SPA)

Bin Ferhan, Ürdün Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Ayman Safadi ile Gazze Şeridi ve çevresindeki gelişmeleri, bunun güvenlik ve insani yansımaları ile bu konuda sarf edilen çabaları ele aldı. Ferhan, Safadi ile ayrıca iki ülke arasındaki yakın ilişkileri güçlendirmenin yollarını gözden geçirdi.

Prens Ferhan ayrıca, Irak Dışişleri Bakanı Fuad Huseyin ile Riyad ve Bağdat arasındaki kardeşlik ilişkilerini ve bunları geliştirme yollarını gözden geçirerek, bölgesel ve uluslararası gelişmelerle ilgili iki tarafın sarf ettiği çabaları değerlendirdi.

Prens Faysal bin Ferhan, Suriye Dışişleri Bakanı Dr. Faysal Mikdad ile ikili ilişkilerin çeşitli yönlerini ve bunları geliştirmenin yollarını ele aldı; ayrıca ortak ilgi alanlarındaki gelişme ve konuları görüştü.

fdgtrbyn
Suudi Dışişleri Bakanı, Iraklı mevkidaşını Manama'da kabul etti (SPA)

Prens Faysal bin Ferhan, Sudan Dışişleri Bakanı adayı Büyükelçi Hüseyin Awad ile Sudan'daki mevcut durumdaki son gelişmeleri, yansımalarını ve bu konuda sarf edilen çabaları ele aldı.

Prens Faysal bin Ferhan daha önce, nihai rapor ve tavsiyelerin değerlendirildiği Kararların ve Taahhütlerin Uygulanması Takip Komitesi'nin bakanlar düzeyindeki ikinci toplantısına başkanlık etti.

dfvrgb
Prens Faysal bin Ferhan ve  Faysal El Mikdad Manama'da (SPA)

Bahreyn Dışişleri Bakanı Dr. Abdul Latif Al-Zayani'nin Suudi mevkidaşı Prens Faysal bin Ferhan'dan (32. Zirve Başkanı) devraldığı başkanlığı altında, Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt'in de katılımıyla, 33. Arap Zirvesi hazırlık dışişleri bakanları toplantısı dün (Salı) Bahreyn'in başkenti Manama'da başladı.

Dışişleri Bakanları hazırlık toplantısına katılmak üzere pazartesi günü Bahreyn'in başkenti Manama'ya gelen Prens Faysal bin Ferhan, Bahreyn Uluslararası Havalimanı'nda Bahreyn Dışişleri Bakanı Dr. Abdul Latif Al-Zayani tarafından karşılandı.

 


Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı: Nusuk kart sahipleri dışında hiç kimsenin kutsal mekanlara girişine izin verilmeyecek

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı: Nusuk kart sahipleri dışında hiç kimsenin kutsal mekanlara girişine izin verilmeyecek

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı, 2024 yılı için düzenli hacı adaylarına yönelik Nusuk akıllı kartının, ister hacı adayı ister süreci yöneten organizatörler olsun, kutsal mekanlara girmek isteyen herkes için zorunlu olduğunu belirtti. Bakanlık, hiçbir istisnanın olmadığını ve bu prosedürü ihlal edenlerin Hac yönetmeliklerini ve talimatlarını ihlal etmekten dolayı cezalara maruz kalacağını bildirdi.

Bakanlık, Facebook ve X sayfalarında yaptığı bir dizi paylaşımda Nusuk akıllı kartının düzenli ve düzensiz hacıları ayırt edebildiğini ve kartı taşımayanların kutsal mekanlara giremeyeceğini belirtti.

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı geçtiğimiz hafta Nusuk kartının hacılar tarafından taşınan kağıt versiyonu ve telefonun kamerası kullanılarak kağıt kart üzerindeki kodun taranmasıyla erişilen dijital versiyonu olmak üzere iki versiyonunu piyasaya sürdü.

tbht5

Bakanlığa göre kart, hacıların ibadetlerini yerine getirmelerini kolaylaştıran birçok hizmet içeriyor; sorunsuz hareket etmelerine yardımcı oluyor, kalkış saatleri hakkında uyarılar alabiliyor ve hacıların kendilerine sağlanan hizmetleri değerlendirmelerine ve şikayetlerini dile getirmelerine olanak tanıyor.

Suudi Arabistan Hac ve Umre Bakanlığı, bazı ülkelerde sosyal medya siteleri aracılığıyla hizmetlerinin reklamını yapan sahte Hac kampanyalarının kurbanı olunmaması yönündeki uyarısını yineledi. Bakanlık, Hac ibadetini yerine getirmek için Suudi Arabistan’a gelmenin ancak Suudi Arabistan'daki ilgili makamlar tarafından verilen veya Hac işleri ofisleri aracılığıyla diğer ülkelerle koordineli olarak verilen Hac vizesi almakla mümkün olduğunu açıkladı. Bakanlık ayrıca, resmi Hac ofisleri olmayan ülkeler için Nusuk platformu aracılığıyla bu vizenin alınabileceğini ifade etti.


Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı: Suudi Arabistan ve Birleşik Krallık ortaklıklarını en üst düzeye çıkarmak için kararlı adımlar atıyor

Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı Lord Michael Mainelli (Şarku’l Avsat)
Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı Lord Michael Mainelli (Şarku’l Avsat)
TT

Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı: Suudi Arabistan ve Birleşik Krallık ortaklıklarını en üst düzeye çıkarmak için kararlı adımlar atıyor

Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı Lord Michael Mainelli (Şarku’l Avsat)
Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı Lord Michael Mainelli (Şarku’l Avsat)

Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı Lord Michael Mainelli, Suudi Arabistan ile finansal teknoloji, yeşil finans, yapay zeka, uzay ve siber güvenlik alanlarındaki ortaklıkları en üst düzeye çıkarmak için yoğun çabaların sürdüğünü açıkladı.

Mainelli geçtiğimiz günlerde Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) özel toplantısına katılımı sırasında Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, “Birlikte çalışarak, finansal hizmetler sektörünü güçlendirmek ve yeşil dönüşümün sunduğu muazzam fırsatları ortaya çıkarmak için sürdürülebilir finans alanındaki uzmanlık ve yenilikleri paylaşabilir ve kullanabiliriz” şeklinde konuştu.

Riyad'da ülkesinin delegasyonuna liderlik eden Mainelli, mevcut ikili ortaklıkları derinleştirmek amacıyla iki krallık arasında bilgi alışverişini kolaylaştırmaya odaklanmak üzere Suudi-İngiliz Ortak İş Konseyi ortaklığında 24 Haziran'da Londra'daki Mansion House'da bir Birleşik Krallık-Suudi Arabistan Sürdürülebilir Altyapı Zirvesi düzenleneceğini açıkladı.

İngiltere, Suudi Arabistan'ın Avrupa'daki en büyük ticaret ortağı

Mainelli, “İki krallık önemli ticaret ortaklarıdır; Birleşik Krallık 17,4 milyar sterlin (82 milyar riyal) değerindeki ticaretiyle Suudi Arabistan'ın Avrupa'daki en büyük ticaret ortağıdır. Bu arada Körfez İşbirliği Konseyi (KİK), 65 milyar Sterlin (305 milyar riyal) değerindeki ticaretiyle Birleşik Krallık'ın dördüncü büyük ticaret ortağıdır. Suudi Arabistan'ın Birleşik Krallık'taki yatırımlarının değerinin 65 milyar sterlin (305 milyar riyal) olduğu tahmin ediliyor” ifadelerini kullandı.

Mainelli sözlerini şöyle sürdürdü: “KİK ile Birleşik Krallık arasında devam etmekte olan serbest ticaret müzakerelerini memnuniyetle karşılıyoruz. Bunun mesleki, ticari ve finansal sektörlerde pazara erişim konusunda hızlı ilerleme çağrısında bulunan Birleşik Krallık-KİK Ortak Ticaret ve Yatırım İncelemesi’nin tavsiyelerine uymasını umuyoruz.”

Mainelli, geçtiğimiz günlerde Riyad'da düzenlenen WEF özel toplantısının önemi ve temiz enerji konusunda ikili, bölgesel ve küresel iş birliği için yeni fırsatlar konusunda ise “Riyad'da düzenlenen WEF özel toplantısı, Suudi Arabistan'ın Vizyon 2030 çerçevesinde ekonomisini petrol ve doğalgazdan uzaklaştırarak çeşitlendirme konusunda kaydettiği olağanüstü ilerlemeyi sergilemesi için bir fırsattı” dedi.

Mainelli sözlerine şöyle devam etti: “Suudi Arabistan'ın geleceğine derinlemesine bakması harika ve ben bunu alkışlıyorum. Suudi Arabistan'ın hidrojen teknolojisinin yanı sıra biyoloji ve sağlık alanında da büyük bir potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum.”

‘Vizyon 2030'un en iyi yanının Suudi halkı için iyi entelektüel işler yaratmak olduğunu ve bunun 40 milyonluk bir ülkenin neleri başarabileceğine dair yüce bir vizyon sunduğunu’ vurgulayan Mainelli, Birleşik Krallık Londra'nın finansal teknoloji, yeşil finans ve sigorta alanlarındaki deneyiminden ötürü, Suudi Arabistan'ın Vizyon 2030'un çeşitlendirilmiş bir ekonomi, finansal katılım ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmak için tercih edilen doğal ortak olduğunu belirtti.

Mainelli, “Birleşik Krallık'ın finansal ve profesyonel hizmetlerden sorumlu uluslararası elçisi olarak, Suudi Arabistan'ın yeni ortaya çıkan finansal teknoloji ve yeşil finans gruplarının yanı sıra yapay zeka ve uzay şirketleriyle görüşmek üzere buradayım. Ayrıca, başta sigorta, bankacılık, dijital, yeşil finans, siber güvenlik ve finansal teknoloji olmak üzere finansal hizmetlerde Suudi Arabistan ile ortaklığımızı en iyi şekilde nasıl derinleştirebileceğimizi tartışmak üzere maliye ve yatırım bakanlarıyla ikili görüşmeler yapacağım” ifadelerini kullandı.

Riyad ve Londra arasında eşleştirme

Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı, Londra ve Riyad arasındaki eşleştirme (twinning) süreci ve mevcut ikili ortaklıkları derinleştirmek amacıyla iki krallık arasında bilgi alışverişini kolaylaştırmaya odaklanmak üzere Suudi-İngiliz Ortak İş Konseyi ortaklığında 24 Haziran'da Londra'daki Mansion House'da bir Birleşik Krallık-Suudi Arabistan Sürdürülebilir Altyapı Zirvesi düzenleneceğini açıkladı.

Mainelli, “Birleşik Krallık-Suudi Arabistan Sürdürülebilir Altyapı Zirvesi, Birleşik Krallık ve Suudi Arabistan'dan politika yapıcılar, sektör liderleri ve finans profesyonellerinin yanı sıra uluslararası katılımcılar da dahil olmak üzere 200 kadar üst düzey katılımcıyı bir araya getirecek. Zirve, mevcut ikili ortaklıkları derinleştirmek amacıyla iki krallık arasında bilgi alışverişini kolaylaştırmaya odaklanacak” şeklinde konuştu.

Mainelli'ye göre yaklaşan zirve, Suudi Arabistan'ın Vizyon 2030'da ana hatlarıyla belirtilen sürdürülebilir altyapı hedeflerini gerçekleştirmesine yardımcı olmak için becerilerini, ürünlerini, uzmanlıklarını ve sermayelerini sunma konusunda daha fazla Birleşik Krallık finans ve profesyonel firmasını proaktif ortaklar olmaya teşvik edecek. Zirve ayrıca, iki ülke arasında anlamlı, uzun vadeli ortaklıklar ve iş birliği kurmanın önemini vurgulayacak.

Mainelli'ye göre zirvenin konuları arasında, sürdürülebilir altyapının geliştirilmesi ve yeşil dönüşümün teşvik edilmesinde İngiltere-Suudi Arabistan iş birliğinin unsurları ve önemi, sürdürülebilir altyapının finansmanı, yatırım açığını kapatmanın yolları ve kamu-özel sektör ortaklıklarının rolü yer alıyor.

Londra Finans Merkezi Belediye Başkanı, Birleşik Krallık-Suudi Arabistan Sürdürülebilir Altyapı Zirvesi'nde yenilikçi finansman modellerinin yanı sıra mega projeler ve akıllı şehir planlaması açısından kentleşme ve sürdürülebilir şehirlerin geliştirilmesi ile yeşil teknolojilerin yaygınlaştırılması ve inovasyonun teşvik edilmesi çerçevesinde yeşil teknoloji ve yenilenebilir enerji girişimlerinin de ele alınacağını kaydetti.

Mainelli sözlerini şöyle noktaladı: “Suudi Arabistan, ekonomik çeşitlendirme planı ve Vizyon 2030 ile ekonomik dönüşümün ve sürdürülebilir kalkınmanın merkezinde yer alan bir ülkedir. Sürdürülebilir finans alanında küresel bir lider olan Birleşik Krallık ile birlikte zirvenin çözümler üreteceğinden ve dünyanın geri kalanının faydalanabileceği bir model oluşturacağından eminim.”


Suudi-Burkini görüşmeleri askeri ve savunma iş birliğini güçlendiriyor

Prens Halid bin Selman, Tümgeneral Kasım Coulibaly ile Riyad'da görüştü (SPA)
Prens Halid bin Selman, Tümgeneral Kasım Coulibaly ile Riyad'da görüştü (SPA)
TT

Suudi-Burkini görüşmeleri askeri ve savunma iş birliğini güçlendiriyor

Prens Halid bin Selman, Tümgeneral Kasım Coulibaly ile Riyad'da görüştü (SPA)
Prens Halid bin Selman, Tümgeneral Kasım Coulibaly ile Riyad'da görüştü (SPA)

Suudi Savunma Bakanı Prens Halid bin Salman, Devlet Bakanı, Savunma Bakanı ve Burkina Faso Gazileri Tümgeneral Kasım Coulibaly ile görüştü. Dün (Pazar) yapılan görümede iki taraf arasındaki ilişkilerin gözden geçirmesinin ardından askeri ve savunma alanlarında iş birliği anlaşmaları yapıldı.

Prens Halid bin Salman'ın, Tümgeneral Kasım Coulibaly'yi Riyad'daki bir kütüphanede kabulü sırasında yaptığı görüşmelerde, bölgesel ve uluslararası alandaki durumla ilgili gelişmeler ve bu konuda yapılan çalışmalar ele alındı.

Toplantıya Suudi tarafından Savunma Bakan Yardımcısı Prens Abdul Rahman bin Muhammed bin Ayyaf, Genelkurmay Başkanı Korgeneral Fayyad Al Ruveyli, İcra İşlerinden Sorumlu Savunma Bakan Yardımcısı Dr. Halid el-Beyani ve Savunma Bakanlığı Ofisi Genel Müdürü Hişam bin Abdulaziz bin Saif katıldı.

Burkino Faso tarafında ise Savunma Bakanlığı Askeri ve Savunma İşbirliği Genel Müdürü Tuğgeneral Kapoor Jean-Baptiste, Burkina Faso Kraliyet Büyükelçiliği Askeri Ataşesi Albay Traore çok sayıda üst düzey yetkili hazır bulundu.


Suudi Dışişleri Bakanı, Gambiya'daki İslam Zirvesi Konferansında Suudi Arabistan heyetine başkanlık ediyor

 Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku'l Avsat)
TT

Suudi Dışişleri Bakanı, Gambiya'daki İslam Zirvesi Konferansında Suudi Arabistan heyetine başkanlık ediyor

 Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan (Şarku'l Avsat)

Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan bin Abdullah, İslam Zirvesi Konferansı'nın "Sürdürülebilir Kalkınma İçin Diyalog Sırasında Birlik ve Dayanışmayı Teşvik Etme" başlıklı toplantısına katılmak ve Krallığın on beşinci oturuma katılan heyetine başkanlık etmek üzere bugün (Cumartesi) Gambiya'nın başkenti Banjul'a geldi.

Dışişleri Bakanı, ülke liderleri ve İslam İşbirliği Teşkilatı ülkelerinin temsilcileriyle, Filistin meselesi ile Gazze Şeridi ve çevresindeki gelişmeler başta olmak üzere İslam ülkelerini ilgilendiren pek çok konuyu görüşecek. Dışişleri Bakanı, Krallığın 14. oturum başkanlığının ardından, zirvenin gerçekleştirilecek 15. oturumunun başkanlığını Gambiya'ya devredecek.


Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi, Kıdemli Âlimler Konseyi'nin izin almadan hacca gitmenin caiz olmadığına ilişkin bildirisini takdirle karşıladı

Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi, Kıdemli Âlimler Konseyi'nin izin almadan hacca gitmenin caiz olmadığına ilişkin bildirisini takdirle karşıladı
TT

Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi, Kıdemli Âlimler Konseyi'nin izin almadan hacca gitmenin caiz olmadığına ilişkin bildirisini takdirle karşıladı

Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi, Kıdemli Âlimler Konseyi'nin izin almadan hacca gitmenin caiz olmadığına ilişkin bildirisini takdirle karşıladı

Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi, Suudi Arabistan’daki Kıdemli Âlimler Konseyi'nin izin almadan hacca gitmenin caiz olmadığına ilişkin bildirisini takdirle karşıladı.

Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi Genel Sekreteri Dr. Kutub Mustafa Sano yaptığı açıklamada, söz konusu bildirinin, şer'i hukukun genel ilkeleri çerçevesinde ele alınan evrensel içtihat kurallarıyla desteklendiğini ifade etti. Sano bildirinin, zararı oluşmadan önce ve oluştuktan sonra defetmenin gerekliliğini öngören, zararı önlemeyi menfaat sağlamaya önceleyen, genel zararı önlemek için özel zarara katlanmayı öngören ve bundan kaynaklanan sonuçları dikkate alan hikmetli ve hukuki bir bildiri olduğunu ifade etti. Söz konusu bildirinin aynı zamanda doğru olan hususta yöneticiye itaat etmenin gerekliliğine, ona karşı gelmenin haramlığına, yüce şeriatın korumak ve tesis etmek için geldiği beş zorunlu menfaati (din, nesil, can, mal ve akıl) dikkate aldığına işaret eden Sano, bunları ihlal eden ya da bozan her şeyi ortadan kaldırmanın zorunluluğunu dile getirdi. Sano, “Bu çağda hac izini alınmamasından kaynaklanan ciddi zararlar ve çoklu riskler söz konusudur” dedi.

SPA'da yer alan habere göre Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi, üyeleri ve uzmanlarıyla birlikte bu bildiriyi tamamen desteklediğini ve tüm Müslümanları burada yer alan hükme, yani ilgili makamlardan izin almadan hacca gitmenin kabul edilemezliğine uymaya çağırdıklarını vurguladı. İslam dünyasında önde gelen alimlerin, imamların ve vaizlerin bu bildiriyi yayması gerektiğini dile getiren Akademi, elden ele dolaştırarak Müslümanların bu bildiriye uymaya teşvik edilmesinin herkesin üzerine düşen bir görev olduğunu kaydetti. Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi aynı zamanda, bu bildiriyi ihlal etmenin hukuki sonuçlarından ve failinin günahından da söz edilmesini istedi.

Uluslararası İslam Fıkıh Akademisi ayrıca, Suudi Arabistan'a, hükümetine ve halkına; İki Kutsal Cami’ye gösterdikleri büyük özen, itina ve hizmetlerin yanı sıra, hacılar, umreciler ve ziyaretçiler de dahil olmak üzere İki Kutsal Cami’ye giden misafirlere sağladığı büyük olanaklar için en içten teşekkürlerini sundu.


Suudi Arabistan Filistin halkının haklarını elde etmesine verdiği desteği yineledi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)
TT

Suudi Arabistan Filistin halkının haklarını elde etmesine verdiği desteği yineledi

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı Riyad'da kabul etti. (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz, dün (Pazartesi) Riyad'da düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu (WEF) özel toplantısı çerçevesinde Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ı kabul etti.

Görüşmede iki taraf Gazze ve çevresinde artan askeri gerilimi, sivillerin hayatını ve bölgenin güvenlik ve istikrarını tehdit eden kötüleşen durumu ele aldı. Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın devam eden gerilimi durdurmak ve bölgede yayılmasını önlemek için tüm uluslararası ve bölgesel taraflarla iletişim kurma çabalarını ve Filistin halkının zorla yerinden edilmesine yönelik çağrıları kategorik olarak reddettiğini vurguladı.

Muhammed bin Selman, Suudi Arabistan'ın Filistin halkının onurlu bir yaşam için meşru haklarını elde etmesi, umut ve özlemlerini gerçekleştirmesi, adil ve kalıcı bir barışa ulaşması için sürekli desteğini yineledi.

Filistin resmi haber ajansı WAFA’nın bildirdiğine göre Abbas görüşme sırasında Suudi Arabistan'a ‘Filistin halkının haklarına, özellikle de başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurulmasına verdiği destek ve tüm uluslararası forumlarda Filistin davasını destekleme çabaları ile ister Gazze Şeridi'nden ister Batı Şeria'dan olsun, herhangi bir Filistin vatandaşının yerinden edilmesini kategorik olarak reddettiğini’ vurgulayan kararlı tutumundan dolayı büyük takdir duyduğunu ifade etti.

Abbas, İsrail'in Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria'daki tehlikeli hamlelerine değinerek, “İsrail'in Refah'ı işgal etme tehlikesinin Filistin halkı için bir felakete yol açacağı” uyarısında bulundu. Şarku’l Avsat’ın WAFA'dan aktardığı habere göre Abbas, iki milyonu Gazze'de olmak üzere yaklaşık 6,4 milyon mülteciye yardım ve destek sağlayan Birleşmiş Milletler Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı'nı (UNRWA) desteklemeye devam etmenin önemini vurguladı.

Muhammed bin Selman ayrıca Pakistan Başbakanı Muhammed Şahbaz Şerif, Malezya Başbakanı Enver İbrahim, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve İngiltere Dışişleri Bakanı David Cameron'ı ayrı ayrı kabul etti.

Görüşmelerde ikili ilişkilerin boyutları, Suudi Arabistan ile dört ülke arasındaki iş birliği alanları ve bunları geliştirmek için umut verici fırsatlar gözden geçirildi. Ayrıca ortak çıkarları ilgilendiren son bölgesel ve uluslararası durumlar ele alındı.

Muhammed bin Selman, Blinken ve Cameron ile Gazze Şeridi ve çevresindeki gelişmeleri ve askeri operasyonları durdurma ve bunların güvenlik ve insani yansımalarıyla başa çıkma çabalarını ele aldı.


Blinken Ortadoğu turunun ilk durağı Suudi Arabistan'da

Blinken, Riyad Uluslararası Havalimanı'nda (AFP)
Blinken, Riyad Uluslararası Havalimanı'nda (AFP)
TT

Blinken Ortadoğu turunun ilk durağı Suudi Arabistan'da

Blinken, Riyad Uluslararası Havalimanı'nda (AFP)
Blinken, Riyad Uluslararası Havalimanı'nda (AFP)

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken, Arap ortaklarıyla savaş sonrası Gazze'deki durumu görüşmeyi amaçlayan geniş bir Ortadoğu turunun ilk durağı olarak bugün (Pazartesi) Suudi Arabistan'a geldi.

Reuters'in haberine göre ziyaret aynı zamanda, Gazze'de kötüleşen insani durumun iyileştirilmesi için ABD Başkanı Joe Biden'ın talep ettiği somut adımları atması konusunda, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya baskı yapmayı da amaçlıyor.

ABD Dışişleri Bakanlığından üst düzey bir yetkili, Blinken'in üst düzey Suudi yetkililerle Riyad'da görüşmesinin beklendiğini belirtti. Blinken ayrıca savaş sonrası Gazze Şeridi'nin yönetim şekli hakkında daha fazla müzakerelerde bulunmak üzere Katar, Mısır, Suudi Arabistan, BAE ve Ürdün dışişleri bakanları ile kapsamlı bir toplantı gerçekleştirecek.