Mısırlı aktris Hanan Metaweh, Şarku’l Avsat’a konuştu: Klişeleşme, Mısır sanatının sorunu oldu

Mısırlı sanatçı Hanan Metaweh.
Mısırlı sanatçı Hanan Metaweh.
TT

Mısırlı aktris Hanan Metaweh, Şarku’l Avsat’a konuştu: Klişeleşme, Mısır sanatının sorunu oldu

Mısırlı sanatçı Hanan Metaweh.
Mısırlı sanatçı Hanan Metaweh.

Mısırlı aktris Hanan Metaweh’ın yıldızı son zamanlarda, ‘Cömert Vaatler’ dizisinde başrol oynadıktan sonra parladı ve Ramazan sezonu maratonunda Serro Al Bati dizisinde başrol oynadı.
Metaweh, Şarku’l Avsat ile yaptığı röportajda "Buradaki tek husus, kendim üzerinde çalışmak ve bir oyuncu olarak araçlarımı geliştirmek için güçlü bir arzum olması. Ardından Yüce Rabbimizin başarıyı bahşetmesi geliyor" dedi.
"Cömert Vaatler" dizisindeki deneyimi hakkında, yapımcı Memduh Şahin’in kendisine, geçen Ramazan sezonunda 15 bölümden oluşan bir dizi hazırlamak istediğini söylediğini belirten Metaweh, haksızlığa ve zulme maruz kalmış popüler bir kadının intikamı temasını yapımcıya önerdiğini, onun da bunu yapmaya karar verdiğini aktardı.
Metaweh, dizi fikrini değil, olayların genel atmosferini kendisinin önerdiğini belirttiği açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Burada karakterin kompozisyonunu benden alan, ondan dramı işlemeyi ardından sırasıyla bölümleri hazırlamaya başlayan yazar Ahmed Subhi’nin rolü geliyor. Dizide, onuru çiğnenmiş ve intikamını almak isteyen ezilen bir kadını canlandırıyorum. Bu, benim için eski bir rüya gibiydi. Bu da bana özellikle bu işin, doğumunu an be an yaşadığım çocuğummuş gibi hissettirdi.”
Peki, kendisi kötü karakterleri canlandırdığı roller için de böyle mi düşünüyor? Metawehh buna şu cevabı verdi:
“Kötülük meselesi benim için yeni değil. Daha önce babasını herhangi bir kan bağını hesaba katmadan inkar eden ve gözünü para hırsı bürümüş bir karakteri (Rabiha), yıldız Yahya Fahrani ile ‘Dehşet’ isimli dizide canlandırmıştım. Ama Cömert vaatler’de mesele farklı. Çünkü burada bir mahallede yaşayan, namusu çiğnenen ve babası acıdan dolayı ölen popüler bir kadından bahsediyoruz. Kadının itibarı haksız yere lekelendi ve intikamcı, yüksek kalibreli bir figüre dönüştü.
Cömert Vaatler dizisi aracılığıyla mevcut Ramazan yarışının ortasında ‘mutlak kahramanlık’ fikrinden endişe duyup duymadığı sorulduğunda ise Metaweh, Ramazan'da böyle bir deneyimi ilk kez yaşamadığını vurguladı. Ayrıca, geçen yılki yarışta ‘Yüzler’ dizisinde bir grup yıldızın yer aldığını, karakteri iyi hazırladığını ve başarı için bütün sebepleri göz önünde bulundurarak başarıyı Allah’a bıraktığını ifade etti.
Metaweh, “İnsan çabalasın, başarının farkında olmasın” hikmetli sözüne inanıyor ve “Ben her şeyin vaktinde geldiğine inanırım” diyor. Metaweh açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Kader, mutlak kahramanlığın bana bu aşamada (Yüzler dizisinde) ve sonra (Cömert Vaatler) yoluyla geleceğini kabul ettiği sürece, o zaman şüphesiz doğru zaman budur. Ben meseleyi biraz kaderci ve ruhani bir bakış açısıyla ele alıyorum. Rolün büyüklüğü veya kahramanlık niteliği ve bunların önünde işin ne ölçüde başarılı olup olmadığı, hepsini Allah'ın bir hükmü olarak düşünüyorum. Gerçekleştirmez veya bahşeder, biz de kadere ve yazılana razı olmalıyız.”
Sanatçı, oynadığı rolleri çeşitlendirme konusunda da şunları söyledi:
"Maalesef sanat camiasının belası basmakalıp ve izlenimci bakış açısı, (hem yönetmenler hem de yapımcılar) örneğin sizin özel hayatınızda ciddi biri olduğunuz izlenimine kapılıyorlar. Böylece sizi tek bir kalıba, yani ciddi rollere hapsediyorlar. Oysa gerçek oyuncu her zaman izleyiciyi şaşırtmadan önce kendisini şaşırtan roller sunmaya çalışır. Ayrıca oynadığı rolleri çeşitlendirmeye, zorluklara göğüs germeye, dış görünüşünü değiştirmeye ve tüm gizli yeteneklerini göstermeye gayret eder.”
Metaweh, Serro Al Bati’nin kadın başrolü olmasıyla ilgili şu değerlendirmede bulundu:
 “Dizinin hazırlık aşamasıyla çok ilgilenen ve yarım çözümlerle yetinmeyen ana akımın ve bilindik olanın ötesine geçmeyi arzulayan seçkin bir yönetmen olan Halid Yusuf’un yönettiği mükemmel bir destan. Bu eserde yer aldığım için büyük mutluluk duyuyorum.”
Dizide, işgale karşı sevgi ve direnişi paylaşan romantik ve devrimci bir ikili oldukları sanatçı Ahmed Sadani ile yaptığı iş birliği ile ilgili olarak şunu söyledi:
"Bu deneyimden çok memnun kaldım. Çünkü Ahmed benim bir kardeşim ve arkadaşım ve insani ilişkimiz çok güçlü ve birlikte yaptığımız işten gurur duyuyorum."
Metaweh, bir karakteri canlandırırken dikkat ettiği kriterlere ilişkin de şu açıklamada bulundu:
“Karakterin anahtarını elinde tutmak, onun ruhuna ve özüne ulaşmaktan ibaret. Bunun yanında giysiler, aksesuarlar ve ses tonu gibi dış detayları incelenmeli. Ayrıca rolün ayrıntılarını incelemenin yanı sıra, rol yüzeysel değil derinlemesine sunulmalı. Örneğin, iş hafif görünse veya (basit komedi) türünde olsa bile kendi başına zor veya kolay rol yoktur. Rollerin hepsi, oyuncudan aynı miktarda odaklanma, özen ve sıkı çalışma ister.”
Metaweh, önümüzdeki döneme ilişkin istekleri hakkında da ‘her zaman tek bir şeyi umduğunu, onun da kendisini şaşırtan eserler ortaya koymak olduğunu belirtti. Bunun da alıcıyı şaşırtmadan önce ona meydan okumayı içerdiğini, seyircinin ekranda adını gördüğü sahneye ulaşmayı umut ettiğini’ vurguladı.



Ahmed eş-Şera Şarku'l Avsat'a konuştu: Suriye hiçbir Arap ülkesi için endişe kaynağı olmayacak

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera
Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera
TT

Ahmed eş-Şera Şarku'l Avsat'a konuştu: Suriye hiçbir Arap ülkesi için endişe kaynağı olmayacak

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera
Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera

Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera Şarku'l Avsat'a verdiği röportajda, “Suriye devrimi rejimin devrilmesiyle sona erdi… Bunun başka bir yere ihraç edilmesine izin vermeyeceğiz” dedi. Eş-Şera ülkesinin ‘hiçbir Arap ya da Körfez ülkesine saldırmak ya da onları endişelendirmek için bir platform olmayacağını’ vurguladı.

Şam'daki eş-Şaab Sarayı'nda dün gerçekleştirilen röportajda eş-Şera, “Yaptıklarımızı ve başardıklarımızı mümkün olan en az hasar ve kayıpla gerçekleştirdik… İran'ın bölgedeki projesi 40 yıl geriye gitti” dedi.

Eş-Şera, “Körfez ülkelerinin ulaştığı gelişmişlik düzeyini takdir ediyoruz ve ülkemiz için de bunu arzuluyoruz. Suudi Arabistan çok cesur planlar yaptı ve bizim de arzuladığımız bir kalkınma vizyonuna sahip. Hiç şüphe yok ki, bizim arzuladığımız şeylerle birçok kesişme noktası var ve ister ekonomik ister kalkınma iş birliği açısından olsun, bu noktalarda bir araya gelebiliriz” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Suriye'deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şera ile yaptığı röportajın tam metni;

* Pek çok Batılı ve bölgesel ülkeye güvence verdiniz. Ancak Körfez ülkelerine ve etkili Arap ülkelerine doğrudan bir mesaj vermediniz. Onlara söyleyecek bir şeyiniz yok mu?

- Elbette Arap ülkelerine söyleyecek sözümüz var; Özellikle de Suriye'nin İran için bir platforma dönüştüğü ve buradan dört büyük Arap başkentini yönettiği ve girdiği ülkelerde savaş ve yolsuzluk çıkardığı için… Körfez'in güvenliğini istikrarsızlaştıran ve bölgeyi uyuşturucu ve Captagon ile dolduran da İran. Dolayısıyla tüm bölge için büyük çıkarlar anlamına gelen İranlı milislerin ortadan kaldırılması ve Suriye'nin İran silahları için bir platform olarak tamamen kapatılması konusunda mümkün olan en az hasar ve kayıpla yaptığımız ve başardığımız şey diplomatik yollarla, hatta baskıyla elde edilmemiştir.

x cvgfbnh
Ahmed eş-Şera dün Şam'da Bisan eş-Şeyh ile yaptığı röportaj sırasında

Eski rejimle Arap ilişkilerinin yeniden kurulduğuna ve bazı tavizler karşılığında Arap Birliği'ne geri döndüğüne dair işaretler geldiğinde, bunun başarısız olacağından emindik. Çünkü bu rejimin hiçbir taviz vermeyeceğini ve bu jesti iyi niyetle karşılamayacağını biliyorduk. Hatta Ürdün tarafıyla yapılan bir toplantıda, Captagon'u onlara ihraç etmekteki ısrarın nedeninin sorulduğu ve cevabın da “yaptırımlar kaldırılmadıkça durmayacağı” şeklinde olduğu bize sızdırıldı.

Bugün Körfez'in stratejik güvenliğinin daha emniyetli ve güvenli hale geldiğini söylüyoruz. Çünkü İran'ın bölgedeki projesi 40 yıl geriye gitti.

Ahmed eş-Şera: Varlığımız kimse için tehdit değil

* Söz konusu ülkelere Suriye'nin bu sorunlu kişiler için bir sığınak olmayacağı konusunda nasıl güvence veriyorsunuz?

- Şu anda devlet inşası aşamasındayız. Suriye devrimi, rejimin devrilmesiyle sona erdi… Bunun başka bir yere ihraç edilmesine izin vermeyeceğiz. Suriye herhangi bir Arap ya da Körfez ülkesine saldırmak ya da onları endişelendirmek için bir platform olmayacak. Suriye devrimine birçok insan katıldı ama bugün devlet inşasının yeni bir aşamasındayız. Bu ülkelerle etkili stratejik ilişkiler kurmaya çalışıyoruz. Suriye, savaşlardan ve başkalarının çıkarları için bir platform olmaktan yoruldu. Artık ülkemizi yeniden inşa etmemiz ve güven sağlamamız gerekiyor. Çünkü Suriye Arap olaylarının merkezinde yer alan bir ülke.

Şam'daki varlığımız kimseye tehdit anlamına gelmiyor. Körfez ülkelerinin ulaştığı gelişmişlik düzeyini takdir ediyoruz ve ülkemiz için de bunu arzuluyoruz. Suudi Arabistan çok cesur planlar yaptı ve bizim de arzuladığımız bir kalkınma vizyonuna sahip. Hiç şüphe yok ki bizim arzuladığımız şeylerle birçok kesişme noktası var ve ister ekonomik ister kalkınma iş birliği açısından olsun, bu noktalarda bir araya gelebiliriz.

* Eski rejimin güç ve kontrolüne tabi olan komşunuz Lübnan ile ilişkilerinizi nasıl görüyorsunuz?

- Gerçekten de Lübnanlı kardeşlerimiz Şam'a gelişimiz ve bunun Lübnan'da bir tarafı diğerine karşı güçlendireceği konusunda çok fazla endişe duydular. Aslında biz Lübnanlı komşumuzla otoriter bir ilişki değil, saygı ve alışveriş ilişkisi istiyoruz ve kendi ülkemizde yapacak yeterince işimiz olduğu için Lübnan'ın içişlerine karışmak istemiyoruz. İyi ilişkiler kurmak istiyoruz. Tüm Lübnanlılara aynı mesafede duracağız. Onları tatmin eden şey bizi de tatmin eder.

dvfrgbthy
Ahmed eş-Şera, Esed'in düşmesinin ardından Şam'daki Emevi Camii'nde

Ahmed eş-Şera: Suriye, sahip olduğu zenginlikle tek bir görüşün hakimiyetine girmeyecektir

* Bir ulusal diyalog konferansından ya da kapsayıcı bir ulusal toplantıdan ve Suriye'de yeni bir aşamayı tesis edecek bir anayasadan bahsettiniz. Ancak hangi mekanizmayı benimseyeceksiniz? Suriye halkının tüm kesimlerinin, özellikle de halk ve askeri tabanınızın yeni ılımlı söyleminize katılmayabilecek bir kesiminin temsil edilmesini nasıl sağlayacaksınız?

- Son kısımda sizinle aynı fikirde olmayabilirim, ancak genel olarak Suriyelilere kişisel görüşlerimi empoze etmek istemiyorum. Bunu deneyimli ve uzman hukukçulara bırakıyorum, böylece hukuk, insanlar arasındaki ilişkiyi formüle etmede ayrım çizgisi olacaktır. Suriye büyüklüğünde ve zenginliğinde, farklı bileşenleri olan bir ülkenin tek bir görüşün hakimiyetinde olmasını bekleyemeyiz. Bu farklılık iyi ve sağlıklıdır. Bu zafer bir grubun diğerine karşı zaferi değil, tüm Suriyelilerin zaferidir. Önceki rejime sadık olduğunu düşündüğümüz kişilerin bile sevinçlerine şahit olduk. Çünkü insanların ne hissettiklerini ya da düşündüklerini söylemeleri mümkün değildi. Toplumun her kesiminden tüm Suriyelilerin ülkelerini koruyacak kadar bilinçli olduklarından eminim.

Kısacası benim arzum, farklılıklarımızı çözerken başvurabileceğimiz kapsayıcı bir anlaşmaya ve bir hukuk devletine ulaşmaktır.

Ahmed eş-Şera: İntikam peşinde koşmayacağız

* Sizi bekleyen pek çok çetrefilli dosyadan biri de zorla kaybedilenlerin, cezaevlerinde ve toplu mezarlarda kaybedilenlerin dosyası. Bu konuyu nasıl ele alacaksınız?

- Aslında biz siyasi bir rejimle değil, kelimenin tam anlamıyla bir suçlular ve haydutlar çetesiyle savaşıyorduk. Hem barışta hem de savaşta tutuklamalar, zorla kaybetmeler, öldürmeler, yerinden etmeler, aç bırakmalar, kimyasal silahlar, sistematik işkence... Bugün davanın bittiğini söylüyoruz. Dolayısıyla, insanların Sednaya Hapishanesi’nden sorumlu olanlardan, varil bombaları ve kimyasal silahlar atanlardan ve bilinen zulümleri işleyenlerden hesap sorma hakkını saklı tutarak, olaylara intikam açısından bakamayız. Bu kişiler sorumlu tutulmalı ve yargılanmalıdır. İsimleri bilinmeyen kişilere gelince, insanların bu kişileri de sorumlu tutmak için haklarında suç duyurusunda bulunma hakları vardır.

scvdfb
Ahmed eş-Şera, Şam'da BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen ile görüştü

Önemli olan, kısıtlamaları kırmış olmamız ve uzman kuruluşların bu göreve yardımcı olmak üzere gelmiş olmalarıdır. Kayıp kişilerin dosyalarını takip etmek hem yaşayan hem de ölü olan kişilerin akıbetlerini belirlemek ve ailelerinin ölüm belgeleri, miras gibi işlerini kolaylaştırmak üzere uzmanlaşmış bir bakanlık kurulacaktır. Bu çok iş demek, ancak hakikate ulaşmalıyız.

* Beşar Esad'ın oturduğu yerde, Halk Sarayı'nda bizi ağırlamak nasıl bir duygu?

- (Gülüyor) Dürüst olmam gerekirse, hiç rahat değilim. Ancak burası halka açık olması gereken bir yer. Böylece halk burayı ziyaret edebilir ve çocuklar bu avlularda oynayabilir.