Beyinde anksiyete geni keşfedildi

Düşük potensli anti-anksiyete ilaçları (AA_Arşiv)
Düşük potensli anti-anksiyete ilaçları (AA_Arşiv)
TT

Beyinde anksiyete geni keşfedildi

Düşük potensli anti-anksiyete ilaçları (AA_Arşiv)
Düşük potensli anti-anksiyete ilaçları (AA_Arşiv)

Bristol ve Exeter Üniversitelerinden bir İngiliz araştırma ekibi, beyinde anksiyete semptomlarını tetikleyen bir gen tespit etti ve Nature Communications dergisinde önceki gün yayınlanan çalışmalarında, bu genin değiştirilmesinin anksiyete bozuklukları için yeni bir ilaç olabileceğini ortaya koydu.
Şarku’l Avsat’ın dergiden aktardığına göre anksiyete bozuklukları, her dört kişiden birinde görülür ve şiddetli psikolojik travmaya, amigdalanın sinir hücrelerinde genetik, biyokimyasal ve morfolojik değişikliklere yol açabilir; panik atak ve travma sonrası stres bozukluğu da dahil olmak üzere anksiyete bozukluklarına yol açan stres kaynaklı anksiyete beyin bölgesinde gerçekleşir.
Bununla birlikte, şu anda mevcut olan anksiyete karşıtı ilaçların etkisi düşük ve hastaların yarısından fazlası tedaviden sonra iyileşememekte. Etkili anksiyete önleyici ilaçların geliştirilmesinin önündeki bu kısıtlılık, hastalığın altında yatan sinir devrelerinin yeterince anlaşılamamasının bir sonucu.
Bu çalışmada bilim insanları, beyinde anksiyeteyi destekleyen moleküler olayları tanımlamaya çalıştı. Hayvan modellerinde “mikroRNA'lar” olarak bilinen bir grup moleküle odaklandılar. İnsan beyninde de bulunan bu önemli molekül grubu, anksiyeteyi kontrol eden bir dizi hedef proteini düzenliyor. Amigdaladaki hücresel süreçler.
Araştırmacılar, akut stresten sonra miR483-5p adı verilen bir tür mikroRNA molekülünün miktarında artış olduğunu tespit etti. Daha da önemlisi, ekip bu türün artmasının başka bir gen olan Pgap2'ni baskıladığını da ortaya koydu. Bu durumun, beyin nöromorfolojisinde ve kaygı ile ilgili davranışlarda değişikliklere yol açtığı belirtildi. Araştırmacılar, bu moleküllerin amigdaladaki stres kaynaklı değişiklikleri telafi eden moleküler bir fren görevi gördüğünü gösterdi.
Bristol Üniversitesi'nde sinirbilim alanında öğretim görevlisi ve çalışmanın baş araştırmacısı olan Dr. Valentina Musenko, üniversitenin web sitesinde çalışmanın yayınlanmasıyla eşzamanlı olarak yayınlanan bir raporda, “Beynin strese tepkisini düzenlediği bu yeni metodun keşfi, yeni tedaviler ve daha fazlasını keşfetmeye yönelik ilk adım. Bu metot, anksiyete bozuklukları için etkili ve gereklidir” dedi.



Kolesterolü doğal olarak düşüren 5 etkili besin

Teksas'ta kolesterol seviyelerini ölçmek için bir cihaz kullanan bir doktor (Reuters)
Teksas'ta kolesterol seviyelerini ölçmek için bir cihaz kullanan bir doktor (Reuters)
TT

Kolesterolü doğal olarak düşüren 5 etkili besin

Teksas'ta kolesterol seviyelerini ölçmek için bir cihaz kullanan bir doktor (Reuters)
Teksas'ta kolesterol seviyelerini ölçmek için bir cihaz kullanan bir doktor (Reuters)

Beslenmedeki doymuş yağ, şeker ve fast food tüketiminin fazla olması kolesterol düzeylerinin yükselmesine neden olabilir. Ancak sağlıklı ve dengeli bir beslenme, kolesterol düzeylerini düşürmeye yardımcı olabilir.

Şarku’l Avsat’ın ‘Healthline’ adlı sağlık haberleri sitesinden aktardığına göre bazı gıdalar kolesterol seviyelerini düşürmeye yardımcı olabiliyor.

İşte bu besinler:

Baklagiller

Mercimek, fasulye ve bezelye gibi baklagiller, kolesterolün kan dolaşımına emilimini azaltan çözünür lifin en iyi kaynakları arasında yer alır.

Bu yüzden baklagillerin düzenli tüketimi kan dolaşımındaki kolesterol düzeylerini düşürür ve kalp hastalıklarına karşı koruma sağlar.

Avokado

Tekli doymamış yağlar ve lif açısından zengin bir kaynak olan avokado, kötü kolesterolü (LDL) düşürmeye ve iyi kolesterolü (HDL) yükseltmeye yardımcı olur.

Araştırmacılar 2015 yılında 45 obez yetişkin üzerinde yapılan bir çalışmada, avokadonun LDL seviyelerini değiştirme üzerindeki etkisini ölçtüler ve günde bir avokado yiyen katılımcıların, yemeyenlere göre LDL kolesterol seviyelerinin daha düşük olduğunu gözlemlediler.

fgthy
Yüksek kolesterol kalp hastalığı riskini artırabilir (AFP)

Benzer şekilde, 2016 yılında yapılan on çalışma üzerinde yapılan değerlendirmede, avokado yemenin LDL ve trigliserit düzeylerinin düşmesiyle ilişkili olduğu görüldü.

Yağlı balıklar

Somon ve uskumru gibi yağlı balıklar, trigliserit ve LDL seviyelerini düşürmeye yardımcı olan omega-3 yağ asitleri içerir ve kalp sağlığı üzerinde faydalı etkileri vardır.

Doktorlar, bu balıkların haftada en az iki kez tüketilmesini öneriyor.

Yulaf

Yulaf, beta-glukan adı verilen bir tür çözünür lif içerir. Bu lif, bağırsakta jel benzeri bir madde oluşturarak kolesterolün vücut tarafından emilmesini önlemeye yardımcı olur.

Kabuklu yemişler

Kabuklu yemişler, özellikle badem ve ceviz, doymamış yağlar, lif ve diğer besinler açısından zengindir ve bu gıdalar sağlıklı kolesterol seviyelerinin korunmasına yardımcı olur.

2023 yılında yapılan bir araştırma, kuruyemişlerin kolesterol ve trigliserit düzeylerini düşürmeye yardımcı olduğunu ortaya koydu. 2016 yılında yapılan başka bir araştırma ise, günlük bir porsiyon kuruyemiş tüketmenin kardiyovasküler hastalık riskini yüzde 30 oranında azalttığını gösterdi.

Kabuklu yemişler, yediğinizde sizi tok hissettirir ve genellikle doymuş yağ oranı yüksek olan çikolata, kek ve bisküvi gibi atıştırmalıkların lezzetli ve pratik bir alternatifidir.


Aspirinin tahtı sallantıda: Daha etkilisi bulundu

Stent yerleştirilmiş hastalardan akut koroner sendrom tanısı almışlara farklı gruplar incelendi (Pixabay)
Stent yerleştirilmiş hastalardan akut koroner sendrom tanısı almışlara farklı gruplar incelendi (Pixabay)
TT

Aspirinin tahtı sallantıda: Daha etkilisi bulundu

Stent yerleştirilmiş hastalardan akut koroner sendrom tanısı almışlara farklı gruplar incelendi (Pixabay)
Stent yerleştirilmiş hastalardan akut koroner sendrom tanısı almışlara farklı gruplar incelendi (Pixabay)

Kanı sulandırıcı etkisi nedeniyle onlarca yıldır düşük dozlarda tüketilmesi tavsiye edilen asprinin tahtı sallantıda.

Yaygın kullanılan bir başka ilacın kalp krizi ve felce karşı aspirinden daha etkili olduğu tespit edildi. Klopidogrel adlı bu ilaç, ek bir risk de taşımıyor.

Araştırmanın sonuçları hem hakemli tıp dergisi Lancet'te yayımlanan makalede hem de Madrid'de düzenlenen Avrupa Kardiyoloji Derneği kongresinde açıklandı.  

ABD, Avustralya, Birleşik Krallık, İsviçre ve Japonya gibi farklı ülkelerden bilim insanları, klopidogrelin asprinden "üstün" olduğu sonucuna vardıklarını ve daha geniş çapta kullanılması gerektiğini bildirdi. 

Guardian, bu keşfin dünyadaki sağlık yönergelerinin değişmesine neden olabileceğini belirtti.

Yeni bulgulara göre, klopidogrel kullananların beyne ve kalbe giden damarlarla ilgili büyük bir sorun yaşama riski yüzde 14 daha az.

29 bine yakın koroner arter hastasının yer aldığı 7 farklı deneyin verilerinin kullanıldığı kapsamlı analiz, bu ilacın ciddi kanama riskini artırmadığını da ortaya koydu. 

Dünya çapında 300 milyonu aşkın kişinin muzdarip olduğu koroner arter hastalığı, en yaygın kalp rahatsızlığı konumunda. 

Bu hastalık, kalp kasını besleyen koroner damarlarda kolesterol birikintileri ya da plakların yol açtığı daralma ve tıkanmadan kaynaklanıyor. 

Koroner arter daraldığında ya da tıkandığında bu damarlar kalbe yeterli kan, oksijen ve besin sağlayamıyor ve bunun sonucunda kan akımı azalıyor ya da tamamen kesiliyor.

Independent Türkçe, Guardian, Newsweek


Uzmanlar bağışıklığa ve sindirime iyi gelen baharatı açıkladı

Yemeklerde çok fazla sarımsak tozu kullanmaya gerek yok. Bir çay kaşığının 8'de biri, yaklaşık bir diş sarımsak kadar güçlü (Unsplash)
Yemeklerde çok fazla sarımsak tozu kullanmaya gerek yok. Bir çay kaşığının 8'de biri, yaklaşık bir diş sarımsak kadar güçlü (Unsplash)
TT

Uzmanlar bağışıklığa ve sindirime iyi gelen baharatı açıkladı

Yemeklerde çok fazla sarımsak tozu kullanmaya gerek yok. Bir çay kaşığının 8'de biri, yaklaşık bir diş sarımsak kadar güçlü (Unsplash)
Yemeklerde çok fazla sarımsak tozu kullanmaya gerek yok. Bir çay kaşığının 8'de biri, yaklaşık bir diş sarımsak kadar güçlü (Unsplash)

Genellikle pizzaya serpilen veya kızarmış tavuğu terbiye etmek için kullanılan sarımsak tozu, lezzet dolu bir baharat.

Ancak bu baharatın, uzun süredir kullananları bile şaşırtabilecek sağlık faydaları da var.

Öncelikle, kurutulmuş ve öğütülmüş diş sarımsaktan yapılan bu toz; demir, potasyum, fosfor ve kalsiyum gibi temel minerallerle dolu. Bunların hepsi kemik sağlığını olumlu yönde etkiler ve birlikte çalışarak bizi güçlü tutar.

Cleveland Clinic'e konuşan kayıtlı diyetisyen Kate Patton, "[Fosfor ve kalsiyum] birlikte çalışarak güçlü kemikler oluşturmak, kas fonksiyonlarını sürdürmek ve sinirleri sağlıklı tutmak gibi önemli vücut fonksiyonlarını destekler" diyor.

Sarımsak tozu ayrıca selenyum içeriyor: Bu temel mineral, tiroid ve üreme sağlığını destekliyor ve kronik astım hastalarına yardım edebiliyor. Selenyum, tiroid hormonlarının düzenlenmesine katkı sağlayabilecek proteinler içeriyor.

Ayrıca vücutta yeterli antioksidan bulunmadığında ortaya çıkan oksidatif strese karşı da koruma sağlıyor. Gıdalarda bulunan antioksidanlar, hücrelere ve DNA'ya zarar gelmesini önlüyor.

Selenyumun kansere karşı koruma sağlayabileceğini gösteren bazı araştırmalar bile var.

Kayıtlı diyetisyen Kayla Kopp, Cleveland Clinic'e yaptığı açıklamada "Düşük selenyum tüketimi, kanser teşhislerinin artmasıyla ilişkilendiriliyor" diyor. 

Selenyum, vücudumuzda meydana gelen DNA hasarını onarmaya katkı sağladığından, kanser riskini azalttığı biliniyor.

Tıpkı taze sarımsak gibi sarımsak tozu da B6 ve C vitaminlerini içeriyor. B6 vitamini beyin gelişimi ve sinir sisteminin dengede tutulması açısından önem arz ediyor. Hem B6 hem de C vitamini bağışıklık sisteminin sağlıklı kalmasına fayda sağlıyor. Ancak sarımsak tozu, normal sarımsaktaki vitaminlerin sadece bir kısmını içeriyor.

Yine de sarımsak tozu taze sarımsağın tüm faydalarını barındırmasa ve hatırı sayılır miktarda sodyum içerse de daha ucuz, raf ömrü daha uzun (4 yıla kadar) ve yıl boyunca satılıyor.

Ayrıca allisin diye bilinen kimyasal bileşiği içeriyor.

Araştırmacılar, sarımsı renkte bir sıvı olan allisinin antioksidan görevi gördüğünü ve hastalıkların önlenmesi ve tedavisinde "ilgi çekici bir potansiyel" taşıdığını söylüyor. Bazı araştırmalar, kan damarlarını gevşeterek tansiyonu düşürmeye yardımcı olabileceğini gösteriyor.

Allisini ve sarımsak tozunun tüm lezzetini açığa çıkarmak için eşit miktarda suyla karıştırılması gerekiyor. Örneğin sarımsaklı ekmekte, her ikisinden de birkaç çay kaşığı kullanabilirsiniz çünkü bir çay kaşığının 8'de biri, bir diş sarımsak kadar güçlü.

Allisin ayrıca sarımsağın tanıdık, baş döndürücü kokusunun da kaynağı.

Diyetisyen Laura Jeffers, Cleveland Clinic'e "Sarımsak keskin kokusunu, allisin adlı organik bir kükürt bileşiğinden alır" diyor. 

Bu bileşik, sarımsağın beslenme düzeninize sağlıklı bir katkı sunmasını da sağlıyor.

Independent Türkçe